1/2 hisseli taşınmazda meskeniyet iddiası

Değerli Mesleştaşlarım,
Taşınmazın mülkiyetinin 1/2 hissesi müvekkileme,1/2 hissesi eşine ait.Taraflar boşandılar.Müvekkilem tapuda 1/2 hissesi olan bu taşınmazı konut olarak kullanmakadır.Boşanmış olduğu eşinin kötü niyetle 3.kişilere borçlanmasından sonra uygulanacak hacizde bu konutta oturmaya devam eden ve başkaca konutu bulunmayan müvekkilem HACZEDİLEMEZLİK iddiasında bulunabilirmi?
Cevaplarınız ve bu konuda varsa yargıtay kararları için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarıma.

Alıntı: Yazan Hasan Altınsoy Değerli Mesleştaşlarım, Taşınmazın mülkiyetinin 1/2 hissesi müvekkileme,1/2 hissesi eşine ait.Taraflar boşandılar.Müvekkilem tapuda 1/2 hissesi olan bu taşınmazı konut olarak kullanmakadır.Boşanmış olduğu eşinin kötü niyetle 3.kişilere borçlanmasından sonra uygulanacak hacizde bu konutta oturmaya devam eden ve başkaca konutu bulunmayan müvekkilem HACZEDİLEMEZLİK iddiasında bulunabilirmi? Cevaplarınız ve bu konuda varsa yargıtay kararları için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarıma.

Esas :2010/30811
Karar:2011/12818
Tarih:21.06.2011
-YARGITAY İLAMI-
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
İİK.nun 82/12. maddesi gereğince borçlunun haline münasip evi haczedilemez. Borçlunun bir kısmına malik olduğu taşınmazın diğer payının alacaklıya ait olması meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel değildir. Bu durumda borçlunun hisse değeri belirlenerek meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı tespit edilir. Ayrıca meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulması için borçlunun taşınmazda ikamet etmesi de şart değildir.
Somut olayda borçlunun hacizli taşınmazda olan 1/2 hisse değeri bilirkişi aracılığı ile tespit edilmiş ise de, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi semtlerde haline münasip evi alabileceği miktarın ne olduğu değerlendirilmesi yapılmamıştır. Bu durumda bilirkişiden öncelikle borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna göre haline uygun ev değeri tespit edilmeli, haczedilen evin kıymeti bu bedelden az ise haczedilmezlik şikayeti kabul olunmalı, fazla ise, taşınmazın satılmasına, satış bedelinden borçlunun haline uygun ev alması için gerekli miktarın borçluya bırakılmasına, artanın alacaklıya verilmesine, satışın hale uygun ev değerinden daha aşağıda yapılmamasına karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle şikayete konu taşınmazın 1/2 hissesinin alacaklıya ait olması nedeniyle meskeniyet şikayetinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiğinden bahisle şikayetin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın Altınsoy,
Bahsettiğiniz/muhtemel icra takibinde müvekkileniz taraf olmayacak, borçlu sıfatı taşımayacaktır. Takipte taraf olmayan şahsın haczedilmezlik iddiasında bulunması mümkün değildir.

Sayın tiryakimin naklettiği Yarg.kararı da bence soruyla ilgili değil.

Soru şu : A ve B nin 1/2'şer paylı hissadar olduğu ve B nin mesken olarak kullandığı taşınmazda A nın hissesi haczedilince B meskeniyet iddiasında bulunabilir mi?

Alıntı: Yazan mntopcu Sayın Altınsoy, Bahsettiğiniz/muhtemel icra takibinde müvekkileniz taraf olmayacak, borçlu sıfatı taşımayacaktır. Takipte taraf olmayan şahsın haczedilmezlik iddiasında bulunması mümkün değildir. Sayın tiryakimin naklettiği Yarg.kararı da bence soruyla ilgili değil. Soru şu : A ve B nin 1/2'şer paylı hissadar olduğu ve B nin mesken olarak kullandığı taşınmazda A nın hissesi haczedilince B meskeniyet iddiasında bulunabilir mi?

Sayın mntopcu;

Sorduğunuz sorunun cevabınıda paylaşırsanız seviniriz...
Ben sizin sorunuzla Hasan Beyin sorusu arasında bir fark göremedim...

Teşekkürler...

Sorulan soruda alacaklı 3. şahıs. Yargıtay kararında ise alacaklı aynı zamanda borçlunun dairesinin hissedarıdır.
Fark bu

alacaklı A nın hissesine haciz koyup, ortaklığın giderilmesi davası açıp taşınmazı satışa çıkaracaktır. Diğer hissedar B nin alacaklı borçlu A nın hissesini haczetti diye meskeniyet iddiasında bulunması hukuken korunabilir bir menfaat değil diye düşünüyorum. Zaten dosya da taraf sıfatı da yoktur diye düşünüyorum.

M.K m.194 gereği boşanma sırasında ve öncesinde aile konutu şerhi konulduysa bu içtihat yol gösterici olabilir,muvazaalı takibin iptali açısından,kolay Y2HD
Esas : 2006/20611
Karar : 2007/15299
Tarih : 08.11.2007
AİLE KONUTU HACZİNE İTİRAZ (Görev)
AİLE MAHKEMESİNİN GÖREVİ (Aile Konutuna Haciz)
TMK.2, 194
HUMK.76
Aile konutuna haciz konulması ile sonuçlanan takibe ve senede karşı muvazaa iddiası ile açılan davada Aile Mahkemesi görevlidir.mfk
DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı ile davalılardan Hamit halen evli olup aralarında derdest boşanma davası bulunmaktadır.

Davalı koca adına kayıtlı olup üzerinde aile konutu şerhi olan taşınmaza diğer davalı Kemal tarafından yapılan icra takibi sonucu haciz şerhi konulmuştur. Davacı kadın bu takip ve senedin muvazaalı olduğunu ileri sürerek takibin ve senedin iptalini talep etmiştir.

Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. (HUMK.md.76) O halde; dava dilekçesinde açıklanan olaylar ve tüm dosya kapsamı gözönünde tutulduğunda uyuşmazlığın aile konutuna (TMK.md.194) ilişkin olduğu anlaşılmakla olup, Medeni Kanunun 2. kitabından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davaya bakmak görevi Aile Mahkemesine aittir. Davanın esası ile ilgili inceleme yapılıp hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçelerle dava dilekçesini görev yönünden reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
Y2HD 08.11.2007 - K.2007/15299gelsin!

Alıntı: Yazan tiryakim Sayın mntopcu; Sorduğunuz sorunun cevabınıda paylaşırsanız seviniriz... Ben sizin sorunuzla Hasan Beyin sorusu arasında bir fark göremedim... Teşekkürler...

Sayın tiryakim,
Ben zaten soru sormadım,sayın Altınsoy'un sorusunu formüle ettim. Onun için fark yok.

Ayrıca;

Alıntı: Yazan mntopcu Sayın Altınsoy, Bahsettiğiniz/muhtemel icra takibinde müvekkileniz taraf olmayacak, borçlu sıfatı taşımayacaktır. Takipte taraf olmayan şahsın haczedilmezlik iddiasında bulunması mümkün değildir.

şeklinde sorunun cevabını da verdim.

Sizin naklettiğiniz Yarg. kararının sayın Altınsoy'un sorusunun cevabı olmadığını söylemeye çalışmıştım. Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.

Alıntı: Yazan Hasan Altınsoy Değerli Mesleştaşlarım, Taşınmazın mülkiyetinin 1/2 hissesi müvekkileme,1/2 hissesi eşine ait.Taraflar boşandılar.Müvekkilem tapuda 1/2 hissesi olan bu taşınmazı konut olarak kullanmakadır.Boşanmış olduğu eşinin kötü niyetle 3.kişilere borçlanmasından sonra uygulanacak hacizde bu konutta oturmaya devam eden ve başkaca konutu bulunmayan müvekkilem HACZEDİLEMEZLİK iddiasında bulunabilirmi? Cevaplarınız ve bu konuda varsa yargıtay kararları için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarıma.

Benzer Konulardaki şu linkte konu tartışılmış ve karar da bulunmaktadır.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13001