Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Polis ifadesinde şikayetçi olmamak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-12-2018, 15:17   #1
Av.mehmet.av

 
Önemli Polis ifadesinde şikayetçi olmamak

1- Müvekkil ile karşı taraf birbirlerine karşı basit yaralama eylemi gerçekleştiriyor.
2- Müvekkil karakolda verdiği ifadede (karşı tarafın da şikayetçi olmayacağını düşünerek) karşı taraftan şikayetçi olmadığını beyan ediyor.
3- Karşı taraf şikayetçi oluyor. Dava açılıyor ve ertelemeli para cezası veriliyor müvekkile.
Soru:
Müvekkil karakolda şikayetçi olmadığı halde, savcılığa şikayet dilekçesi verebilir mi?
Old 05-12-2018, 16:38   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Şikayet başvurusu, kolluk, savcılık ve mahkeme gibi yargı organları ile kaymakamlık veya valilik gibi idari organlara yapılabilir (CMK md. 158/1-2).
Kolluğa sözlü veya yazılı olarak şikayette bulunarak tahkikat başlatılabiliyorsa kolluktaki böyle bir beyan da artık yok sayılamaz ve geri alınamaz kanımca....
Velev ki irade fesadı halleri olsun....
Old 06-12-2018, 07:07   #3
Lord Mozart

 
Varsayılan

Meslektaşım merhaba. Yargıtay bir çok kararında şikayatten vazgeçtikten sonra aynı olay hakkında şikayet hakkının sona erdiği kabul edilmektedir.Meselenin bir diğer tarafı ise soruda dile getirilen basit yaralama(BTM ile giderilebilir olarak algılıyorum,yanlış ise lütfen düzeltin.) şikayet süresi 6 aydır. Sizin olayda şikayet edildi, iddianame düzenlendi, yargılama yapıldı bir de hüküm verildiyse kuvvetle muhtemel bu 6 aylık sürede geçmiştir.Kolay gelsin.
Old 06-12-2018, 07:34   #4
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Burda önemli olan söz konusu suçun şikayete bağlı olup olmayacağıdır. Söz konusu suç şikayete bağlı ise şiyetinden vazgeçen suçtan zarar gören aynı eylemden dolayı yeniden şikayette bulunamaz. Yani şikayetten vazgeçmeden dönülmesi mümkün değildir.
Eğer şikayete bağlı bir suç değilse kovuşturma aşamasında mahkemeden katılma talebinde bulunabilir. Mahkeme dosya ve olay durumuna göre katılma talebini değerlendirecek ve kabul edecektir. Babasının cinsel istismarına uğrayan bir mağdure soruşturma aşamasında yazılı dilekçeyle şikayetten vazgeçmişti. Kovuşturma aşamasında şikayetçiyim dedi ve katılma talebinde bulundu. Mahkeme katılma kararı verdi ve istinaf mahkemesi katılma talebi yönünden bir bozma kararı vermedi. Mahkeme kararını onadı.
Old 06-12-2018, 14:08   #5
Av.mehmet.av

 
Varsayılan

Cevap veren tüm meslektaşlara teşekkür ederim. Ben de şikayetçi olmadığını belirtmesi durumunda bir daha şikayet yoluna başvuramayacağı düşüncesindeyim. (Şikayete tabi olmayan suçlar hariç.) Benim aklıma şu gelmişti açıkçası: Daha çok şüpheli/sanık için söz konusu olan kollukta alınan ifadeyi kabul etmediğinde, ifadenin önemi kalmıyor.(Yanlış biliyorsam lütfen düzeltin.) Acaba buradan olaya yaklaşılabilir mi diye düşünmüştüm. Bir müvekkil ifade verirken kolluk müvekkile demiş ki. "bu şikayetten birşey çıkmaz, savcı takipsizlik verir.(mealen)" Hem karşı tarafın şikayetçi olmayacağı inanacı hem de kolluğun bu beyanı üzerine şikayetçi olmamış müvekkil.
Old 06-12-2018, 15:14   #6
Av. Suat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.mehmet.av
Cevap veren tüm meslektaşlara teşekkür ederim. Ben de şikayetçi olmadığını belirtmesi durumunda bir daha şikayet yoluna başvuramayacağı düşüncesindeyim. (Şikayete tabi olmayan suçlar hariç.) Benim aklıma şu gelmişti açıkçası: Daha çok şüpheli/sanık için söz konusu olan kollukta alınan ifadeyi kabul etmediğinde, ifadenin önemi kalmıyor.(Yanlış biliyorsam lütfen düzeltin.) Acaba buradan olaya yaklaşılabilir mi diye düşünmüştüm. Bir müvekkil ifade verirken kolluk müvekkile demiş ki. "bu şikayetten birşey çıkmaz, savcı takipsizlik verir.(mealen)" Hem karşı tarafın şikayetçi olmayacağı inanacı hem de kolluğun bu beyanı üzerine şikayetçi olmamış müvekkil.

Şikayet başvurusu, kolluk, savcılık ve mahkeme gibi yargı organları ile kaymakamlık veya valilik gibi idari organlara yapılabilir (CMK md. 158/1-2).
Kolluğa sözlü veya yazılı olarak şikayette bulunarak tahkikat başlatılabiliyorsa kolluktaki böyle bir beyan da artık yok sayılamaz ve geri alınamaz kanımca....
Velev ki irade fesadı halleri olsun....


T.C
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
ESAS NO:2002/2-302
KARAR NO:2002/428
KARAR TARİHİ:17.12.2002

Dava: Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu yaralamaya neden olmak suçundan sanık H. E.'nin TCY'nın 459/2-son, 72, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6 ile 2918 sayılı Yasanın 119/2. maddeleri uyarınca ... TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 10 gün süre ile geri alınmasına, cezasının ertelenmesine ilişkin M. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 10.2.2000 gün ve 360-35 sayılı hüküm, sanık müdafii ile mağdur vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 18.6.2001 gün ve 13797/11419 sayı ile;

<Mağdur 06.12.1999 tarihli keşif sırasında ifadesi tespit edilirken <...... şikayetçi değilim devamla şikayetçiyim> demek suretiyle sanıktan şikayetçi olduğunu belirtmiş olup, cümlenin başındaki şikayetçi değilim sözcüklerinin hataya dayandığı kabul edilmiş olup müşteki vekilinin de hükmü böylece temyize yetkili olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;

Mağdurun 06.12.1999 tarihli keşifte alınan ifadesi gereği şikayetçi olduğu ve vazgeçme olmadığı gözetilerek müdahilliğine karar verilmesi gerekirken vazgeçme kabul edilerek müdahilliğinin reddine karar verilmesi> isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.

Yerel Mahkeme 16.10.2001 gün ve 478-564 sayı ile; <Mağdur keşifte alınan beyanında şikayetçi olmadığını belirtmiş daha sonra şikayetçiyim diyerek beyanda bulunmuştur. CK. nun 362 ve 372. maddelerinde şikayetten vazgeçilmesi halinde vazgeçilen davanın bir daha açılamayacağı ve katılmanın hükümsüz kalacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenlerle mağdurun katılma isteği keşifteki ilk beyanı karşısında kabul edilmemiştir> gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de mağdur vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının Özel Dairesine hitaben düzenlediği 17.10.2002 günlü <onama> isteyen tebliğnamesi ve Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 11.11.2002 gün ve 23759-19267 sayılı kararı ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü.

Karar: Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, mağdurun keşifteki sözlerinin şikayetten vazgeçme konusunda gerçek iradesini yansıtıp yansıtmadığı, buna bağlı olarak da davaya katılma isteminin kabulünün gerekip gerekmediği hususuna ilişkindir.

İnceleme konusu olayda;

Sanığın kullandığı kamyonetin motosikletine çarpması sonucu yaralanan ve hazırlık aşamasında ifadesine başvurulamayan mağdur, son soruşturmada mahkemece 6.12.1999 günü yapılan keşfe vekili ile birlikte katılarak ifade vermiştir. Keşif tutanağına mağdurun olaya ilişkin anlatımı yazılmış, ardından da; <Sanıktan şikayetçi değilim dedi. Daha sonra şikayetçiyim diyerek çelişkili beyanda bulundu> şeklinde ibareye yer verilmiştir.

Mağdur vekilinin 16.12.1999 günlü dilekçe ile davaya katılma isteminde bulunması üzerine Yerel Mahkeme, <Yakınanın tutanağa geçen ilk beyanında şikayetçi olmadığını bildirdiği, vazgeçmeden, vazgeçmenin mümkün olmadığı> gerekçesiyle katılma isteminin reddine karar vermiştir. Sonraki oturuma da katılan mağdur vekili sanığın cezalandırılmasını istemiş ve hükmün tefhiminde de hazır bulunmuştur.

Mağdur vekili ilk hüküm ve direnme hükümlerine yönelik her iki temyiz dilekçesinde; mağdurun keşif yerine sedye ile geldiğini, daktilonun bulunduğu yere uzakta olduğunu, bu nedenle diyalog noksanı olduğunu, keşif sırasında sanık tarafından masraflarının ve tazminatının tamamının karşılanacağının söylenmesi ve baskı altına alınması karşısında kontrpiyede kalarak, <masraflarım ve tazminatım ödenirse şikayetçi olmam> dediğini, vekili olarak şikayetçi olmanın anlamı hususunda uyardığında hemen şikayetçi olduğunu söylediğini, mağdurun gerçek iradesinin şikayetçi olmak yönünde olduğunu belirtmiştir.

Mağdurun, keşfin yapıldığı 6.12.1999 günü A. Noterliğine başvurarak rahatsızlığı nedeniyle görevli çağırıp mahallinde vekaletname düzenlettirdiği anlaşılmaktadır.

Esasen bir irade beyanı olan şikayetten vazgeçme ve yapılmış şikayetin geri alınması, dönülemez nitelikteki yargılama işlemlerindendir. Özgür irade ürünü ve açık olması, kişinin vazgeçme iradesini hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya koyması gereken bu beyan kamu davasının açılmasından sonra vaki olduğu takdirde davaya katılma hakkını düşürür.

Ancak açıklanan bu irade herhangi bir nedenle gerçek maksada uymayabilir. Rızanın fesada uğradığı bu gibi hallerde, irade beyanının hüküm ifade edip etmeyeceği, o kimsenin bu beyandan dönüp dönemeyeceği ve ne şekilde döneceği yargılama hukukunun genel ilkelerine göre çözümlenmeli, bunun için de vazgeçme veya geri almanın açık ve özgür irade ürünü olup olmadığı ve kişinin gerçek iradesini hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya koyup koymadığı belirlenmelidir.

Dönülmesi mümkün olmayan işlemlerde beyan edilenin istenilenden farklı olması halinde, kural beyana itibar edilmesidir. Bu da söylenenin yorum yoluyla ortaya çıkarılacak anlamının esas alınmasını gerektirir. Anlam açık olduğu takdirde, yanlış teknik tabirlerin kullanılması veya yazı hataları bir rol oynamaz. Beyan edilen açık ve objektif olarak bir anlam içeriyorsa, beyan eden kişi iradesi ile bağlıdır. Ancak açık değilse ve çelişkiler içeriyorsa, beyan açıklattırılmalı, söylediklerinin tümü dikkate alınarak, beyanda bulunanın gerçek iradesi belirlenmelidir.

Nitekim benzer biçimde öğretide de, <Mahiyetleri itibariyle dönülemeyen irade beyanı şeklindeki yargılama işlemlerinde hata esas olarak kabul edilmemekle beraber, bu kural haklı ihtiyaçlar göz önünde tutularak çeşitli suretlerde yumuşatılmıştır. Önce beyanı yapanın kim olduğuna bakılmalıdır. Resmi beyanlarda veya müdafi gibi bir hukukçunun yaptığı beyanlarda, bunların beyanlarını düşünerek ve mahiyetini bilerek yaptıkları kabul edilir. Bunlar beyan ettikleri hususlarla bağlıdırlar. Bunların beyanlarının hakiki iradelerini ifade ettiğine herkesin güvenebilmesi lazımdır. Buna karşılık hukukçu olmayanların beyanlarının onların hakiki iradesini ifade ettiğini kabulde daha dikkatli davranmak lazım gelir. Yargılama hukukunun terimlerine ve şekil şartlarına aşina olmayan kimselerin yaptıkları beyanın tümü nazara alınmalı ve bu suretle onun gerçek iradesi belirlenmelidir. Beyan açık değilse, çelişkiler içeriyorsa, beyanı yapana gerçek iradesinin ne olduğu sorulup beyanı açıklattırılmalıdır.> görüşü ileri sürülmüştür. (Dr. Sami Onursal, Mahkeme Kararları Kroniği, İÜHFM, 1964, sy. 414)

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönecek olursak;

Önceden beyanı alınmayan mağdur ilk kez son soruşturma aşamasında keşfe katılarak ifade verdikten sonra şikayetçi olmadığını söylemiş, hemen ardından avukatının uyarısı üzerine şikayetçi olduğunu belirtmiştir. Rahatsızlığı nedeniyle keşif günü noterlik dairesi dışına görevli çağırarak mahallinde vekaletname düzenleten, yetkilendirdiği avukatı ile birlikte olay yerine sedye ile gelip keşfe katılan mağdurda davaya katılma yönünde bir iradenin var olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davaya katılma hakkını düşürücü sonucu bulunan şikayetten vazgeçmeye yönelik sözlerinin gerçek iradesini yansıtmadığı açıktır. Nitekim, uyarının hemen ardından şikayetçi olduğunu belirtmesi de bunu göstermektedir. Bu itibarla, hemen düzelttiği ve gerçek iradesini yansıtmayan sözlerine dayalı olarak mağdurun şikayetinden vazgeçtiğini kabul edip bu gerekçeyle davaya katılma isteminin reddine karar veren Yerel Mahkeme uygulaması isabetsiz olduğundan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ: Açıklanan nedenle, diğer yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün öncelikle açıklanan usuli nedenden dolayı BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.12.2002 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi



İrade fesadının öğrenildiği veya etkisinin geçtiği tarihten itibaren şikayet süresinin de geçmemiş olması halinde ....
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Trafik Kazası Şikayetçi Olmamak Tazminat Rücu nihilist Meslektaşların Soruları 2 30-08-2013 11:16
Polis Arşiv kaydı ve Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu prometeus Hukuk Soruları 2 06-03-2009 12:46
Karakolda şikayetçi olup sonra vazgeçme dilekçesi vermek , mahkemede şikayetçi olma prometeus Hukuk Soruları 1 17-10-2008 21:49
uzlaşma - şikayetçi olan - şikayetçi olmayan av.filiz Meslektaşların Soruları 2 10-03-2007 00:38
Töreye Teslim Olmamak Cest la vie Kadın Hakları Çalışma Grubu 4 28-02-2007 15:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09703493 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.