Kadınlar İçin Bekleme Süresi,Ayrımcılık Değil Mi?

Selamlar

Eşim ile 2 yıllık bir ayrılıktan sonra boşanmaya karar verdik ve 4 ay önce boşandık.Karar kesinleşti.
Eşim kısa bir süre sonra sorunsuz bir şekilde evlendi.

Ben de evlenmeyi planlıyorum.Fakat boşanan kadınların boşanmadan itibaren 300 gün içinde yeniden evlenmesinin kanunen mümkün olmadığını,eğer evlenmek istersem hamile olmadığımı kanıtlayan mahkeme kararı gerektiğini öğrendim.

Ben beklemek de istemiyorum,hamile değilim ama hamile olup olmadığım konusunda doktora da gitmek istemiyorum.

Ne yapabilirim?

Sayın konuk, soy bağı- nesep çok önemli bir konudur.Kanun bunu düzenlemek zorundadır.Kadın - erkekten çok, çocuk yararının üstün tutulduğunu düşünmekteyim.

Sizce hamile olmayabilirsiniz, ama hukuken bunun ispatı gerekmektedir.

Ayrıca açılacak dava, hızlı bir biçimde doktor raporu ile ispatlanması ve sonuçlandırılması gereken bir dava türüdür.

Başkaca da bir yol bulunmamaktadır.

Saygılarımla.

Merhabalar,
Konu hakkında yapabileciğiniz iki şey var. Ya iddet müddetini bekleyecek ve bu sürenin bitiminde evleneceksiniz ya da iddet müddetinin kaldırılması için Aile Mahkemesinde dava açacaksınız. Bunların dışında üçüncü bir yol yok.( Benim bildiğim kadarı ile ) Buradaki süre kadınları cezalandırmak için konulmamış, doğacak çocuğun nesebini tayinde sorunlar yaşanmasın diye konulmuş. Erkeklerde böyle bir süre sözkonusu değil çünkü erkeklerin çocuk doğurma gibi bir durumları sözkonusu değil. Saygılar....

Sn.Katılımcı

Sizi kutluyorum.
Evlenme hakkı konusunda kadın ve erkekler için konmuş farklı standartları ve eşitsizliği tartışmaya açtığınız için.

Uluslararası sözleşmelerde evlenme, temel bir hak olarak düzenlenmiş ve herhangi bir şarta da bağlanmamıştır.Kadın ve erkeğin evliliklerini farklı koşullara bağlayıp kadınlar için daha ağır koşulları öngören bu düzenleme kadınlarla erkekler arasında eşitsizlik yaratmasından başka,hamile olan ve olmayan kadınlar arasında da eşitsiz bir düzenleme içermektedir.
Konunun ayrıca hasta hakları bakımından da incelenmesi tıbbi bir zorunluluk olmaksızın kadının muayeneye zorlanması kabuledilemez bir düzenlemedir.Ayrıca kadın hamile olduğunu belirtirse veya muayene sonucu hamilelik anlaşılır ise bu durumda kadın doğuma kadar evlenmekten yasaklanmaktadır ki bu kabul edilemez.


4721 Sayılı TMK Evlenme engelleri başlığı altında,hısımlık,önceki evlilik,akıl hastalığı ve kadın için bekleme süresi sayılmıştır.

Kadın için bekleme süresi önceki evlilik düzenlemesinin alt başlığı olarak ele alınmış ve düzenlenmiştir.
boşandıktan sonra üçyüzgün içinde evlenmek isteyen kadın yasal anlamı ile kısıtlı hale getirilmiş ve evlilik yapması neredeyse onaya bağlı olmuştur.

Böyle bir kısıtlamanın gerekçesi olarak soybağı gösterilmektedir.Gözetilen amaç ile kadının hukuki ehliyetini kısıtlama orantılı olmadığı gibi ,yasayapıcı boşanan erkeklerin soybağını korumaya almayı amaçlayıp, kadının özel hayatına ve bedensel ve ruhsal bütünlüğüne müdahale etmeyi hak olarak saymıştır.

Bu konudaki Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmeler vardır ve Anayasanın 90/son gereği Türkiye bu sözleşmelere uymak,yasalar ile sözleşme çatışmasında sözleşmeyi doğrudan ve öncelikle uygulama yükümlülüğündedir.

Bazı Uluslararası düzenlemeler;
(Ayrımcılık yasağı,Özel hayata Müdahale Yasağı düzenlemelerini de anarak)

EVLENME HAKKI :

Alıntı: İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 16: Yetişkin her erkeğin ve kadının, ırk, yurttaşlık veya din bakımlarından herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın evlenme ve aile kurmaya hakkı vardır

Alıntı: Alıntı: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 12 Evlenme hakkı;Evlenme çağına gelen erkek ve kadın, bu hakkın kullanılmasını düzenleyen ulusal yasalar uyarınca evlenmek ve aile kurmak hakkına sahiptir. 7.Protokol: Madde 5 Eşler arasında eşitlik

Alıntı: Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi(CEDAW) Madde 15 Taraf Devletler kadınlara kanun önünde erkeklerle eşit haklar tanıyacaklardır. Taraf Devletler medeni haklar bakımından kadınlara erkeklerinkine benzer hukuki ehliyet ve bu ehliveti kullanmak için eşit fırsatlar tanıyacaklardır Madde 16 Taraf Devletler kadınlara karşı evlilik ve aile ilişkileri konusunda ayrımı önlemek için gerekli bütün önlemleri alacaklar ve özellikle kadın-erkek eşitliği ilkesine dayanarak kadınlara aşağıdaki hakları sağlayacaklardır: 1/a Evlenmede erkekerle eşit hak; 21 No’lu Tavsiye Kararı (13. oturum, 1994) Evlilikte ve aile içi ilişkilerde eşitlik Madde 15 1. Taraf Devletler, kadınlara, kanun önünde erkeklerle eşit haklar tanıyacaklardır. 2. Taraf Devletler, medeni haklar bakımından kadınlara erkeklerinkine benzer hukuki ehliyet ve bu ehliyeti kullanmak için eşit fırsatlar tanıyacaklardır. Özellikle, kadınlara akit yapmada ve mülk idaresinde eşit haklar verecekler ve mahkemelerde davaların her safhasında eşit muamele edeceklerdir. 3. Taraf Devletler, kadınların hukuki ehliyetlerini kısıtlamaya yönelik hukuki sonuç doğuran her çeşit sözleşmenin vs. özel muamelelerin tamamının geçersiz olduğunu kabul ederler.

Alıntı: ULUSAL DÜZENLEME: Anayasa:md.10; Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 5170 - 7.5.2004 / m.1) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Md.20 - Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

Görülüyor ki evlenme hakkı,bedensel bütünlüğe saygı,özel hayatın korunması hakkı düzenlemelerinin hiç biri soybağı gerekçesi ile kadının/insanın farklı muamele görmesi ve yasal kısıtlılık için gerekçe olamaz.

SONUÇ;Türk Medeni Kanununda kadınlar bakımından
eşitsizlik ve ayrımcılık içeren ve hasta hakları bakımından da kişinin rızası ve tıbbi bir zorunluluk olmadığı halde kişinin vücut bütünlüğünün ihlaline yol açacak şekilde düzenlenen yasa maddesinin, ulusal ve uluslararası güvenceye bağlanmış haklar bakımından aykırı olduğunu düşünüyorum

Maddenin iptali için yasal yollara başvurma hakkınız mevcuttur.

Ben meseleye pratik ve hukuki olarak bakmak istiyorum.Geçmişte çocukların nesebini tayinde sorun çıkabiliyordu yada zordu.Hadi bu nedenle de biz erkekler nesebibiz karışmasın diyerek kadınlara karşı ayrımcılığı istiyor öneriyorduk.Ancak Günümüz teknolojisi ile çocuğun babasını tespit etmek son derece kolaydır.nesebin karışması artık mümkün değildir.O halde sorun bilimsel olarak nesebin karışması olmadığına göre hukuken çözülebilir.Sorun sadece ve sadece kültüreldir.Bu kültürel anlayışa dayalı yasal düzenlemenin değişmesinde görev ve mücadele esas olarak kadınlara düşmektedir.Bizler de destekçi olabiliriz.Buyrun meselenize sahip çıkın.Dava açın itiraz edin birşey yapın özellikle kadın avukatlara daha büyük sorumluluk düştüğüne inanıyorun.saygılar.

Sayın Av.Habibe YILMAZ KAYAR'ın eleştirilerine katılmamak ve soru sahibinin duruşunu takdir etmemek mümkün değil. Bu noktada,Sayın av.muhittinköylüoğlu'nun "Sorun sadece ve sadece kültüreldir.Bu kültürel anlayışa dayalı yasal düzenlemenin değişmesinde görev ve mücadele esas olarak kadınlara düşmektedir. Bizler de destekçi olabiliriz." ini; izni ile ben de sahipleniyorum. Teşekkürler