Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Anket Sonucu: Polisin Yetkilerini Arttıran yasa tasarısını onaylıyor musunuz?
Evet 137 34,68%
Hayır 241 61,01%
Kararsız 17 4,30%
Oy Verenler: 395. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 171)

POLİSİN YETKİSİ ARTIRILIYOR : Suç olmadan da parmak izi alınabilecek

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-05-2007, 09:02   #1
Seyda

 
Varsayılan POLİSİN YETKİSİ ARTIRILIYOR : Suç olmadan da parmak izi alınabilecek

Suç olmadan da parmak izi alınabilecek

ANKARA Milliyet


Ankara'daki patlamanın ardından polisin yetkilerinin artırılması yolunda yasa teklifi hazırlandı. AKP Sivas Milletvekili Selami Uzun'un imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan teklif polise "durdurma" ve suç olmasa da "parmak izi alma" yetkisi veriyor.
Polis, kişileri ve araçları durdurarak kimliğini veya bulundurması gerekli diğer belgelerin ibraz edilmesini isteyebilecek.
Polis, görevini yerine getirirken, kimliğini belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilecek. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilecek.

Polis, kimlik sorgulaması süresince kişiyi ve aracı bekletebilecek.
Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla hâkim kararı ve mülki amirin yazılı emriyle kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arayabilecek.
Konutlarda önleme araması yapılamayacak; kamuya kapalı işyerleri ve diğer kapalı alanlardaki önleme araması da hâkim kararıyla yapılabilecek.

Silah kullanılabilecek

Polis, kişilerin ve araçların durdurulması için gerektiğinde zor ve silah da kullanabilecek.
Polis görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde de silah kullanabilecek, "dur" uyarısına uymayan kişinin yakalanması için ateş edebilecek.
Polis, sadece suç olmasa da her tür görevi sırasında hakkında işlem yaptığı kişinin parmak izini ve fotoğraflarını alabilecek.

http://www.milliyet.com.tr/2007/05/26/guncel/gun04.html
Old 27-05-2007, 00:31   #2
Av.Nebi

 
Varsayılan

Yeni yasa tasarısında ayrıca Avukat aramalarında (ev, araba, üst) değişikliğe gidildi diye okumuştum ama bununla ilgili bilgisi olan var mı ? Artık hakim iznine gerek kalmadan Avukatlara da üst araması yapılacak gibi birşey okudum sanki ?
Old 28-05-2007, 11:24   #5
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan safa
Bir ileri iki geri bu olsa gerek...
Kişiden kişiye değişebilecek bir yorum tabii. Bana sorarsanız 1 geri, 2 ileri derim..
Old 28-05-2007, 13:40   #6
fkb

 
Varsayılan

hangi yorum kişiden kişiye değişmez ki?!

saygılar . . .
Old 28-05-2007, 14:37   #7
superavukat

 
Varsayılan

Rica ederim yapmayın... Polis zaten her türlü yetkisini yeterince kötüye kullanmıyor mu...Özgürlük adına , demokrasi adına polisin yetkileri bu haline getirilmedi mi? Polisi eğitmeden , yaptıklarına karşı sorumsuzluğunu arttırmak , yetkisini arttırmak çok kötü sonuçlar doğuracak...
Polisin yetkisi dar diye mi suç artıyor bombalar patlıyor? Hayır...

Sinirlenen , kırılan , alınan olabilir ama tecrübelerime dayanarak söylüyorum bunu..ve inanıyorum ki polis iş yapmak istese , genişletilmemiş yetkileri ona yeter de artar bile.
Old 28-05-2007, 16:20   #8
üye17894

 
Varsayılan

Hukuk fakültesi 2.sınıf öğrencisiyim.Turkiye gibi bir yerde polise silah kullanma izni verilirse sonumuzu hiç iyi görmüyorum.Ülkemiz bence hukuk devleti değil polis devleti şeklinde yönetilmektedir.Ülkemizin ve vatandaaşın güvenliğini sağlamakla görevli olan polisler sanki tüm devlet işleri onlardan soruluyomuş gibi bir görüntü sergiliyorlar.Altında lüks arabası olan,aynı şekilde devletin üst makamlarında yetkili olan bireylere kontorol yaparken beyefendi veya hanımefendi diye nezaket gösterirlerken, durumu kötü veya yasayı ve kanunu bilmeyen insanlara karşı ağır hitamlarda bulunuyorlar.Birde bunlara bu yetkiler verilirse neler olacak bilemiyorum.Ülkemizde emniyet teşkilatının gelir düzeyi çok düşük ve yaklaşık tüm polislerimiz geçim sıkıntısı yaşadıkları için büyük bir çoğunluğu pskolojik sorun yaşıyorlar.Benim görüşüme göre böyle insanlara çok çok mecbur kalmadıkları sürece silah kullanma yetkisi verilmesi çok tehlikeli ortamların oluşmasına meydan açar diye düşünüyorum.
Old 28-05-2007, 17:22   #9
medenikal

 
Varsayılan

Yürürlükteki mevzuat;

Vatandaşların yararına ; onların genel güvenliğinin yararına kişisel bazda neden sınırlandırılmasın;

Değerlendirme yapılırken genel çoğunluğun çıkarları düşünülmeli; ülkemizde neyazık ki terör faaliyetleri artarak devam ediyor.Güvenlik güçleri yanında ;masum sivil halka yönelikte eylemler yapılmaktadır.

Bu eylemlerinde birden sona erdirilmesi mümkün değildir.Türk vatandaşları beklenmedik yerde beklenmedik zamanda bu eylemlere konu olabilirler.Bu anlamda güvenlik güçleri ihtiyaç varsa, bireysel hak ve özgürlükleri sınırlayabilecektir.

Ama bu sınırlama faaliyeti takdir hakkının ,ölçülülük ilkesinin dışında kullanılırsa bu sefer vatandaşlardan şikayetler gelecektir.

Bu anlamda getirilecek düzenlemeler ,ihtiyaça yönelik olmalı ve güvenlik güçlerinin objektif olarak kullanması durumuna özgülenmelidir.Bu hakları güvenlik güçleri gerektiğinde ;gerektiği ölçü de kullanmalı; vatandaşı rahatsız etmemelidir.

Bir yargı kurumu avukat kimliği taşıyan bir şahıs tarafından silahlı saldırıya uğradıktan sonra;arama ve kontroller konusunda benimde öznel değerlendirmelerim değişti.

Eskiden kimlik gösterme konusunda ,memurlarla arada tartışırdım.Göstermek istemezdim.Bunu gereksiz bulurdum.

Ama şimdi gösteriyoruz.Ve rahatsızlık duymadan; Çünkü bizim güvenliğimiz için böyle bir tedbir alınmıştır.Ne yazıkki acı bir eylem bana bu gerçeği gösterdi.
Old 28-05-2007, 19:30   #10
Admin

 
Varsayılan

Emniyet gücü adı üstünde vatandaşın emniyetini sağlayan devlet organıdır. Vatandaşın emniyetini sağlayan bir mekanizmanın zayıf olması kanımca düşünülemez, bu nedenle bu mekanizma aciz kalmamak için devletin gücüne ve kudretine sahip olmalıdır. Suç işleyenin "posta koyduğu", alay ettiği, eli kolu bağlı, kimsenin kaale almadığı, yetkisiz güçsüz bir emniyet gücü olması düşünülemez, dünyanın hiçbir yerinde de bu böyle bir güç olduğunu düşünmüyorum. Öncelikle bu -bana göre- olmazsa olmaz ilkenin altını çizelim.

Ancak güç elbette sorumluluk gerektirir ve güç arttıkça sorumluluk da artar. Bu tüm güçler için geçerlidir, bu bağlamda yürütme erki ve onun uzantısı olan kolluk gücü için de aynen geçerlidir. Kolluk gücünün kendisine verilen yetki ve sorumluluğu doğru kullanmasının talep edilmesi ve verilen bu yetkiyle birlikte bunun doğru kullanımının da garanti altına alınacağı hukuksal düzenlemeler yapılmasını istemek bu açından bence son derece yerindedir. Ancak emniyetin gücü -size göre- kötüye kullanılıyor olması, emniyetin personelinin -size göre- yetersiz olması, emniyetin gücünün elinden alınmasının bir mazareti olamaz. Emniyetin gücünü elinden alırsanız benim vatandaş olarak güvenliğimi kim sağlayacak? Güven içinde yaşamak için paramla özel koruma mı tutmak zorundayım?

Bu nedenle lütfen kavramları karıştırmayalım. Emniyet gücü işini yeterince ehil yapamıyorsa, işini düzgün yapması için gerekli her türlü tedbir alınmalıdır. Ancak emniyetin işini ehil yapamamasının sonucu onun fesh edilmesi veya ceza verircesine yetkilerinin kısıtlanması olamaz. O verilen ceza emniyete değil, vatandaşa verilmiş olur ve misal bir kadın sokak ortasında onlarca kişinin ve kameralarından önünde 36 yerinden bıçaklanırken, olay mahallindeki polisler halen acaba silah kullanma yetkimiz var mı yok mu kenarda onu tartışır. Dünyada böyle bir ülke ve kolluk gücü daha olduğunu sanmıyorum.
Old 28-05-2007, 20:01   #11
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan 8xy
hakim iznine gerek olmadan avukatın üstünün ve müştemilatının aranabilecek olması çok yerinde bir düzenleme olur


Hakim izni olmadan hakim ve savcıların üstünün ve müştemilatının aranması konusundaki düşünceniz nedir?
Old 28-05-2007, 21:10   #12
kum

 
Varsayılan

Polis yetkisi ile terör önlenebilseydi 70 lerde o kadar kan dökülmezdi.
Old 28-05-2007, 23:12   #13
Av.Nebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Hakim izni olmadan hakim ve savcıların üstünün ve müştemilatının aranması konusundaki düşünceniz nedir?

Bende bunu merak etmiştim
Old 29-05-2007, 00:13   #14
Cest la vie

 
Varsayılan Akademisyenlerden yorumlar

Terör saldırılarının ardından gündeme getirilen ve polisin yetki arttırma taleplerini içeren Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’nda değişiklik yapan yasa teklifinin ne getirip ne götüreceği tartışılıyor.


YASEMİN ARPA
NTV-MSNBC
Güncelleme: 10:39 ET 28 Mayıs 2007 Pazartesi


İSTANBUL - Adalet Komisyonu’nda, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nda değişiklik öngören teklifin görüşmelerine devam edilirken hukukçular yeni düzenlemenin olumlu ve olumsuz yanlarını tartıştı.

Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer, mevcut yasayı ve taslağı anlatarak kıyaslama yaptı. Sözüer şunları söyledi:
“Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu, 1934 yılında yapılmış bir kunundu. Bütün yasalarımız reforma tabi tutulmasına karşın bu kanun eskimişti. 2004 yılında yapılan yeni ceza kanunları karşısında bu kanunda da değişiklik yapılması zorunluydu. Bu konuda bir yıl önce bir çalışma başlatılmış ve bu çalışma sonuçlanmıştı. Çalışmaya Türkiye’den birçok akademisyen katıldı ve yurtdışında incelemeler yapıldı. Sonunda çok kapsamlı bir taslak ortaya çıktı; takriben 50 maddelik yeni bir kanun ortaya çıktı. Dünyadaki diğer uygulamalar ve kanunlar da gözönünde tutuldu. Fakat bu bir bütün halinde Meclis’e gelmeden, siyasi gelişmeler nedeniyle seçimler öne alınınca böyle kapsamlı bir kanunun çıkması zor göründüğü için en önemli maddelerinden bazıları gündeme getirildi. Yani eski bir elbiseye modern bir yama yapılmaya çalışılıyor şu anda. Gönül isterdi ki taslağın tümü kanunlaşabilsin. Buradaki şanssızlık şu: Taslak bütün haliyle çıkmalıydı. Bundan birkaç madde eski kanuna serpiştirilmiş oluyor. Ama yine de getirilen düzenlemeler prensip itibarıyla son derece olumlu.”

YASA TASLAĞI NELER GETİRİYOR?
Sözüer’e göre yasanın getirdikleri şunlar:
Durdurup kimlik sorma yetkisi genişletiliyor
Durdurup kimlik sormada polisin gerekli kolaylığı sağlayacağı, kişiyi hemen gözaltına almayacağı, kimliğini kanıtlaması için gerekli yardımda bulunacağı, bunlar olmazsa kişi kimliğini kanıtlayamazsa veya gerçek dışı beyan verirse ondan sonra gözaltına alınacak. Bu nedenle polisin kişileri durdurup kimlik sormasının bile kanunda düzenlenmesi, kişi hak ve özgürlükleri bakımından önemli bir güvence. Bunu polis şu anda da yapıyor ama koşulları belli değil.

Parmak izi ve fotoğraf kaydı
Dünyadaki bütün polis teşkilatlarının böyle bir arşivi vardır ve olmalıdır. Türkiye’de bunun koşulları belli değildi. Şu anda getirilen sistemle güvenceli bir sistem getiriliyor. Eskiden parmak izi alınıyor, bu bilgi kişi işe girerken bile kullanılabiliyordu. Buna “fişleme” diyorduk. Ama yeni sistemde diyor ki; “Kişinin hangi nedenle parmak izi alındığı kayda geçmez.” Önemli olan bunun sadece suç soruşturmasında ve koğuşturmasında kullanılabileceği... Ayrıca polis, silah ruhsatı, sürücü belgesi, pasaport almak isteyenlerle Türkiye’ye giriş yapan yabancılardan gerekli gördüklerinin parmak izini ve fotoğraf kaydını alabilecek. Kayıtlar gizli kalacak, kişinin ölümünden 10 yıl ya da kayıt tarihinden itibaren 80 yıl sonra silinecek. Böylelikle her kolluğun kendine ait bir sistemi değil, jandarmanın ve polisin ortak bir sistemi olacak.

Teşhis (yüzleştirme)
Teşhis (yüzleştirme) maddesi çok önemli bir madde. Türkiye’de yapılan teşhislerin nasıl yapılacağı belli olmadığı için büyük sorunlar var. Bu maddeyle bunun kuralları dünya stanratlarında düzenlenmiş oluyor. Bu çok büyük bir artı.

Konuta girme hakkı
Bu konuda da belirsizlikler vardı. Örneğin bir evden ne olduğunu bilemediğiniz bağırtı çağırtılar geliyor. Bu tür olağanüstü durumlarda bir kişinin hayatına son verilebilir. İçeride başka felaketler olabilir. Bu durumda polisin hakimden izin alması gerekiyordu ve bu süreçte olay olup bitiyordu. Örneğini verdiğimiz bu gibi durumlarda kişileri korumak için çok istisnai olarak konuta girme hakkı veriliyor. Belirlilik sağlanmış oluyor.

Zor ve silah kullanma yetkisi somutlaşıyor
Şimdiki kanunda polisin silah kullanma yetkisi var. Ama bunun koşulları belirsiz. Bu konuda daha somut bir ölçü getiriliyor. “Bedeni kuvvet veya maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kıracak ölçüde ya da hakkında tutuklama, gözaltına alma kararı verilmiş kişilerin veya suçüstü halinde silah kullanmaya yetkilidir” deniliyor. Önce kişiye “dur” çağrısında bulunulacak. Kişi çağrıya uymayıp kaçarsa önce uyarı ateşi amacıyla ateş edilecek, buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi halinde ele geçirilmesi de mümkün değilse kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve yakalanmasını sağlayacak ölçüde silah kullanılabilecek. Polise bu aşamalardan geçtikten sonra silahla ateş vetme yetkisi veriliyor. Bunlardan sonra da yine kişinin yakalanma ihtimali varsa yine hedef gözeterek ateş edilmeyecek. Sadece yakalanmasını sağlamak amacıyla örneğin sadece ayağından ateş edilebilecek. Bunların somut olarak düzenlenmesi çok çok önemli.

Beşeri ve fiziki takip
Mevcut yasada beşeri ve fiziki takip imkanları çok belirsiz. Belli suçların önlenmesi amacıyla istihbarat faaliyetleri yapılacak. Ama “her türlü beşeri ve teknik imkanlardan yararlanılacak”. Bu imkanların neler olduğu belirsiz. Halbuki taslakta bunlar da çok somuttu. Bu Meclis’teki çalışmalarda görüşülmesi gereken bir husus.

DOÇ. DR. KOCASAKAL: EN TEHLİKELİ MADDE SİLAH KULLANMA YETKİSİ
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal sözkonusu yasa taslağını “tepki yasası” olarak tanımladı. Kocasakal, “Karşı çıktığım şey sıcak bir olay olduktan sonra bunlar gündeme geldiği zaman ‘tepki yasaları’ ortaya çıkması. Halbuki bunlar böyle bir olay olmaksızın daha serinkanlı oturulup düşünülüp benzer örnekleri ele alınıp yapılırsa daha sağlıklı olur. Bombalama oldu, altı kişi öldü, bu sıcaklıkta yapılacak değişiklik tepki değişikliği olacaktır ve özgürlükler aleyhine olacaktır. Zamanlamanın kesinkes yanlış olduğu kanaatindeyim. Bunun sıcaklığı geçtikten sonra daha serinkanlı düşünülmeli ve tartışılmalı. Toplumun adalet ve özgürlük talepleri de dikkate alınmalı, emniyet kuvvetlerinin yetki ve güvenlik talepleri de dikkate alınmalı. Dengeleyici bir vaziyette ele alınmalı. Sistemin de özü bozulmamalı. Sonuçta hakim kararına bağlı bir arama sistemi prensip itibarıyla doğru, çünkü polis her istediği zaman ‘şüphelendim’ diyerek arayamamalı. Makul şüphe olmalı” dedi. Kocasakal şöyle devam etti:

‘FIRSAT BU FIRSATTIR’ DEYİP...
“Yetkilerde polisin söylediği kadar bir yetersizlik yoktu. Ama haklı oldukları noktalar da var. Anayasa değişikliği ile beraber hakim kararı ile aramayı o kadar abarttılar ki kafalar karıştı. Polis, ‘fırsat bu fırsattır’ deyip birtakım şeyleri almaya çalışıyor. Ama Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’nun yenilenmesi de gerekiyor. Çünkü eski bir yasa. Mutlaka yeni bir kanun yapmakta yarar var ama korkum şu ki, yeni yapılan hiçbir yasa eskisinden daha iyi olmuyor maalesef.

1991’de Terörle Mücadele Kanunu’na ‘hedefe karşı doğrudan ve duraksamaksızın silah kullanılır’ diye bir hüküm konmuştu. Bir süre sonra Anayasa Mahkemesi ‘yaşam hakkını ihlal ediyor’ diye o maddeyi iptal etti. Birkaç sene önce yapılan değişiklikle yine benzeri bir düzenlemeyi koydular zaten. Bu durumda artık silah kullanmayla ilgili herhangi bir problem kalması mümkün değil. O da tehlikeli bir hüküm. Çünkü ‘doğrudan ve duraksamaksızın’ sözcüğü çok tehlikeli bir sözcük. Silah kullanmayla ilgili bir değişiklik neden isteniyor, anlamak mümkün değil.

Ayrıca arama, kimlik sorma, parmak izi meselesi ve genle ilgili birtakım bilgilerin alıp saklanması maddelerinin açık bir şekilde düzenlemesinde yarar var.

Türkiye gibi terörle yakın ilgisi olan bir ülkede bu konularda ‘kişi özgürlüğü herşeyin üzerindedir, bunlardan hiç taviz verilmesin’ noktasında değilim. Zedelemeyecek veya çok az zedeleyecek ölçüde bazı şeylere başvurulmasından yanayım. Korunma da bir ihtiyaçtır. AB’nin Cardiff Zirvesi’nde söylenen çok güzel bir tespit var: Güvenlik olmaksızın, özgürlük ve adalet yaşanamaz.”

http://www.ntvmsnbc.com/news/409248.asp
Old 29-05-2007, 02:16   #15
Av. R. Onur ÇINAR

 
Varsayılan

bir kaç ay önce ' türk polisi bu mu ??? ' isimli başlık altında polisin görev ve yetkilerinden çalışma şartlarına, eğitimine, özlük haklarına baya kapsamlı tartışmıştık.

o günden bu güne ne değişti ki o sayfalardaki sessiz yakarışları birileri duydu da bu düzenlemeler yapıldı?

o günlerde karısını 50 yerinden bıçaklayan adamın karşısındaki şaşkın polisler, çankaya'ya 50 metre mesafedeki şehir magandaları haberleri sarsıyordu gündemi...

bugün ise canlı bombalar, terör saldırıları...

polisin bu tip olaylar karşısındaki sessizliğini o günlerde biraz meslek içi eğitimsizliğe biraz da yetkisizliğe bağlamıştık.şükür bu sorunlar çözülmüştür.

bugün polisimizin yetkilerinin genişletilme sebebi, yüzyılın en büyük sosyolojik felaketi olan terördür. dünyada terör konusunda kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin artırılmasını yapan ülkelerdeki uygulamaları görmek için çok da aydın olmaya gerek yok. haftada bir gazete başlıklarına bakarak ingilterede metroya binmek isteyen bir siyahi vatandaşın 3 hafta gözaltında tutulup günde 10 saat sorgulandığını her gazete yazdı.

başımızda olan terör belasıyla 30 yıldır uğraşıyoruz, başlarına henüz terör bealsını musallat eden ülkeler ise 1 yıl bile geçmeden bu önlemleri aldılar ama bizde, kolluk yetkileri henüz artırılmıştır.

bence abartılacak bir durum yok. mevcut genişletme ne insan haklarına aykırı düzenlemeler getirmiştir ne de haksız yere masum insanların özgürlükleri kısıtlanacaktır.

avukatların üzerlerinin aranması konusunu da anlayamadım, sevgili büyüklerim bana anlatabilirler mi bir avukat niçin üzerini aratmak istemez? savunma hakkının kutsallığına cübbenize polisin dokunması halel mi getirir? anlayamadığım bir konu...

saygılarımla
Old 29-05-2007, 08:16   #16
Av.Nermin

 
Varsayılan

Bence de polisin yetkilerinin arttırılması yerinde olmuştur. Geç bile kalındı. Fakat en az verilen yetkilerin genişliği kadar yetkilerini kötüye kullanmaları halinde verilecek cezaların da genişletilmesi gerekmektedir.
Old 29-05-2007, 10:13   #17
Defi-Def

 
Varsayılan

terör nedir ? Tek yanlı anlatımlarla, şaibeli , üzerindeki soru işaretleri tamamı ile kalkmamış olaylara ilşikin bize verili olanları ne çabuk kabul ediyor ve hemen "çözümler" üretiyoruz. Hrant Dink ne çabuk silindi hafızalarımızdan yada Kızıltepe de babası ile birlikte öldürülen 12 yaşındaki Uğur'u ve yargıama sonucunda mahkemenin polisleri haklı bulmasını ne de çabuk unutmuşuz. 77 1 Mayısında "hedefi şaşmış"kurşunlarınsaplandığı, panzerlerin ezdiği bedenleri ve daha nicelerini tekrar tekrar saymaya gerek yoktur sanırım.
Old 29-05-2007, 10:54   #18
medenikal

 
Varsayılan

Sayın Eylem;

Sepetteki çürükleri ayrı tutalım.Değindiğiniz örnekler istisnai ,keyfi tutumlardır.Bu şekilde görevini kötüye kullananlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

Ama bunu genele yaymak doğru olmaz.Bir köyden bir terörist çıktı diye köyün tamamını terörist addetmek suçların şahsiliği prensibine aykırı olduğu gibi; Bireysel eylem ve davranışların herhangi bir kuruma toptan maledilmesi de haksızlıktır.

Bu güvenlik güçleri de içinde yaşadıkları toplumun evlatlarıdır.Bunlar dışarıdan gelmedi.Biz bu ülkenin insanlarını ne kadar seviyorsak onlarda en az bizim kadar sevmekteler.
Old 29-05-2007, 11:10   #19
av_ispir

 
Varsayılan

Polisin yetkileri suç oranının artmasına bağlı olarak belki artırılmalı. Ancak liyakat konusu emniyet mensupları içinde geçerli. Bu hakkı kullanma konusunda duyarlılık ve ayırıcı bilgi eksikliği nasıl giderilecek?Suçlular etrafta suç aletleri ile gezerken, kimlik ispatına girişen emniyet mensupları ile bizler mi karşı karşıya geleceğiz yoksa?
Old 29-05-2007, 11:10   #20
Defi-Def

 
Varsayılan

istisnadenilenin sistemli bir hele gelmemesi gerekir oysa yukarıda yazdıklarım yaşananlar açısından sadece bir kaç örnekti. Bnun genel bir tutum ve anlayış olduğu açıkça ortdadır. Ayrıca en ağır şeklide cezalandırılmak yerine ödüllendirildiklerini görmek kaçınılmazdır. Ben ne kadar zorlasam da Uğur Kaymaz davasından çıkan sonucu, bir çokişkence davasının zamanaşımına uğramasını, öldürülen gazetecileri, sendikacıları ve bunların davalarının oradan oraya taşınmasını "bireysel bir kaç eylem ve davranış" olarak algılayamıyorum.
Old 29-05-2007, 12:30   #21
A.Y m 2-26-14

 
Mutsuz bu ne yaman çelişki..

o zaman yeni cmk ile gelen savcı merkezli sistem nicolur?
haksızmıyım?
Old 29-05-2007, 14:16   #22
superavukat

 
Varsayılan 10x10 huzursuzluk = 100x1 huzursuzluk

teoride herkes haklı da..pratikte zaten polisin artk adalete hizmet etme gibi bir isteği kalmamış durumda. Polisin mafyaya teröriste bakan çocuğuna dadanamamasının sebebi yetkisizlik mi sizce? hayır..pek çok farklı neden var..ama yetkisizlik değil..
polise keyfi olarak gözaltı , parmak izi alma , üst arama yetkisi verirseniz siz , bundan zarar görecek olan sadece sade vatandaş...
sokakta yürüme özgürlüğüm azalacak , huzurlu yaşama hakkım yıparanacak benim...
teröristin de istediği bu değil midir?

zaten herkesin de bildiği ve çoğumuzun da sık sık tecrübe ettiği gibi , polis keyfine uygun olacak şekilde işini yapıyor. Mafyaya bakan çocuğuna bulaşmak istemiyor.Bu durum günümüzde bir komleks halini aldı poliste...mühendiste avukatta egosunu tatmin ediyor..bunu yapmaktan keyif duyanı da VAR. Kimseyi yasaya uydurmaya uğraşılmıyor...ne yük gelir ise , yasaya kendi isteği ile uyanın üzerine geliyor..alın teri ile çalışana , vergi verene geliyor...bi de üzerimize polis daha fazla yük olmasın.
Old 29-05-2007, 17:29   #23
ayselari

 
Varsayılan

Polis zaten nice zamandır bunun yerini yapmaktaydı.

Suça duyarsız kalmalar;yetkimiz yok deyip ilgilenmemeler, üstün-körü işler..

Hepimiz görüyoruz, yaşıyoruz. Bu yöntem hep tutar..

İlgisiz kalıp suçu kanuna atarsınız , iş öyle bir raddeye gelir ki ; "Gel; el at da ,ne istersen onu yap!" denir geniş kitlelerce..


Bu kanunun da durumu böyle olmuştur. Giderayak hükümetin yaptığı ben yaptım işte, oldulardan biri..

Polisi hakimin hatta ita amiri olarak bağlı olduğu savcıyı bile arayabilecek duruma getirmiş olması nasıl bir devlet anlayışıdır?

Bu iş polis devletine gitmez mi? Hepimizi fişlemeye gitmez mi?


Sayın kum 'un güzel ifadesi ile ; yetkilerinin genişliği iyi olsaydı 70'lerde kan gövdeyi götürmezdi..

Saygılar..
Old 29-05-2007, 18:43   #24
polis_ibrahim

 
Önemli Merhaba

Bu konuyu hep beraber tartışmak istiyorum. Bazı şeyleri hep beraber birleşerek çözebilir ve düşüncelerimizi paylaşabiliriz diye düşünüyorum. Belki yetkiler konusunda hepiniz olumsuz gözle bakıyorsunuzdur ancak bu yetkilerin diğer yanını görmek gerekiyor..

Bazen bardağın sadece boş tarafına değil birazcık da dolu tarafına bakmak gerekiyor.

Bakın söyle izah etmeye çalışayım..

Parmak izlerinin alımı bence kimseyi rahatsız etmemeli çünkü parmak izi sadece kişiye özel bir dna şifresi olduğu için suçu işleyen anında tesbit edilir ve ayrıca anında müdahale etmek için uğraşılır. Ama parmak izi olan bir kişiyi biliyor polis ancak müdahale edemiyor çünkü parmak izinin kime ait olduğunu çıkartamıyor. Sebebi ise parmak izinin sahibi daha önce hiç suç işlememiş veya yakalanmamış olması.

Ama diğer yandan kişilerin parmak izlerinin alınması daha hızlı olayların aydınlatılmasını hatta bazı olayları engellemeyi sağlıyor..

Mesela ( Bir kişi daha önce işlemiş olduğu suçları ile yakalanamamış ancak son işlediği suçla sadece bir süpheli olarak gözaltına alınıyor. Ama parmak izi alınıyor bu kişinin. Daha sonra bir yere gidip yine suç işleyip parmak izini de olay yerinde bırakmış ise o zaman çabuk tesbit edilip müdahale ediliyor ve başka suçları işlemesi geciktiriliyor veya engelleniyor. )

Size sormak istiyorum parmak izinizin alınmasında ne sakınca olabilir.
Old 29-05-2007, 18:53   #25
avasas

 
Varsayılan

konunun enine boyuna tartışılması gerekiği kanısındayım. özellikle son süreçte oluşan güvenlik endişesini yadsıyamayız ama güvenlik endişesi fırsat bilinip yangından mal kaçırır gibi bir düzenleme yapılmamalı. kişisel hak ve özgürlüklerle güvenliği sağlama ereği arasındaki sınır çok iyi ortaya konup kişisel hak ve özgürlükler alanındaki kazanımlardan geriye dönüş olmamalı. öte yandan, güvenlik endişesi ve kaos ortamı da doğmayacak şekilde hak ve yetkiler çok iyi belirlenip keyfiliğe alan bırakılmamalı. aslında iki tarafı keskin bir kılıç. bu süreçte konunun hukukçular tarafından enine boyuna irdelenip yapıcı öneriler getirlmesi yararlı olur düşüncesindeyim. ayrıca, bu konuda cağdaş avukatlar grubu'nda bir toplantı hazırlığı var takip edebildiğim kadarıyla.
Old 29-05-2007, 18:57   #26
polis_ibrahim

 
Varsayılan

Bana göre parmak izi suçluların alınır demeyin lütfen; çünkü parmak izi sadece suçluların alınmaz. Ölmüş bir kişinin veya kimliğini tesbit edemediğimiz kişilerin parmak izleri alınır.

Bakın sayın hanımlar ve beyler parmak izi sadece kişiye ait bir dna şifresidir ve ait olduğu kişinin kimliğini sizlere verebilir.

Size bir olay anlatmak istiyorum. Senesini tam hatırlamıyorum. Yaşım genç olduğu için sizlere tam bilgide veremiyorum. Ama şunu olayı anlatmak istiyorum :

kişi otostop çekerken araçla geçen bir başka biri bu otostop çeken şahsı aracına alır beraber yola devam ederler ancak şöförün kontrolü kaybetmesi aracı yoldan çıkarıp kaza yapmasına neden olur. Araç yanar ve içindekilerle birlikte. Araçta sıkışan kişiler yanarak can verirler. Kimlik tesbiti için olay yerine giden polis ekibi şöförü araçtan çıkarır. Etrafı bantlarla çevirip koruma altına alır. Daha sonra yetkili bilirkişiler gelip bölgeyi inceler ancak ortada bir sorun vardır : Sorun aracın içinde bulunan diğer kişidir. Çünkü üzerinden kimlik belirtecek birşey çıkmaz. Sadece parmak izi kalır kimliğe dair. Sizce Polis kayıtlarında bu kişinin parmak izi olsa bu kişi ne durumda olurdu?
Old 29-05-2007, 19:07   #27
polis_ibrahim

 
Karar Teşekkür ederim

Alıntı:
Yazan A.Y m 2-26-14
o zaman yeni cmk ile gelen savcı merkezli sistem nicolur?
haksızmıyım?



Polis ayrı bir savcı veya hakim olmayacak. Yetkileri yine kısıtlı ve yine emir altında olacak. Ama sadece şu olacak . ( Bir pazar yerinde veya bir cadde de yürüdüğünüz de arkanızdan sizi takip eden birisini gördüğünde veya sizi izleyen birisini fark ettiğinde kişiyi öğrenmek aranıp aranmadığını anlamak veya suçlarının olup olmadığını kavramak için bu işlemi yapacak ) Lütfen konuları bardağın dolu tarafına göre de değerlendirelim
Old 29-05-2007, 21:00   #28
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan polis_ibrahim
Polis ayrı bir savcı veya hakim olmayacak. Yetkileri yine kısıtlı ve yine emir altında olacak. Ama sadece şu olacak . ( Bir pazar yerinde veya bir cadde de yürüdüğünüz de arkanızdan sizi takip eden birisini gördüğünde veya sizi izleyen birisini fark ettiğinde kişiyi öğrenmek aranıp aranmadığını anlamak veya suçlarının olup olmadığını kavramak için bu işlemi yapacak ) Lütfen konuları bardağın dolu tarafına göre de değerlendirelim

Sayın polis İbrahim,

Yetkilerin sorumlulukla doğru orantılı arttırılmasına karşı değilim. Aslına bakarsanız, yetki ve sorumluluk dağıtımında özenli geçişler sağlayamayanlara sözüm, polislerin yetkilerinin arttırılmasına değil.

Parmak izi alınmasına asla karşı değilim.

Bir şartla:

Bir çıkar çatışması anında, taciz unsuru, intikam unsuru vb. bilumum kişisel dürtülerin unsuru olarak kullanılmasının önüne geçebilmek adına, söz gelimi her birimize birer kimlik numarası verilebildiği, bilumum seçimlerde oy kullanıp kullanmadığımızın takip edilebildiği gibi, parmak izimizi verip,vermediğimizin de, belli bir usul ve sıra ile, rutininde takip edilmesi kaydıyla.

Güvenliği tehdit altına alınan bir insanın, polise güvenme ihtiyacı zirveye ulaştığında, güvendiğinin donanımından zerre şüphe etmemesi gerektiğini de bilen ve arzu edenlerdenim.

Ama, kamu ve birey temsilinin çatışması söz konusu olduğunda, görevleri gereği mütemadiyen karşı karşıyalığı kaçınılmaz olan polis/avukat ilişkisinde, hakim izni olmaksızın da, yukarıda işaret ettiğim unsurlar bütünüyle sağlanmaksızın, aranamayan olmayı dileyenlerdenim.

Yoksa ne bizlerin size, ne sizlerin bize, mesleki anlamda ekseriyetle karşı karşıya, bireysel anlamda ise yanyana olan gereksinimi yadsınamaz.

Saygılarımla...
Old 30-05-2007, 08:37   #29
ParanoidAndroid

 
Varsayılan Yumurta mı tavuk mu?

Alıntı:
Yazan medenikal
Sepetteki çürükleri ayrı tutalım.Değindiğiniz örnekler istisnai ,keyfi tutumlardır.


Sayın Av. Eylem'in söylediklerinde zerre kadar yanlış yok. Sayın Medenikal, o olaylar, çürük yumurtaların eseri degildir. Bütün o insanlık ayıbı olayların çürük yumurtalarla açıklanamayacağı, insanların sekiz ayaklı olmadıgı gercegi kadar sabittir. Çürük olan, yumurtalar değil, tavuktur.
Old 30-05-2007, 09:35   #30
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Ankara Barosu Basın Açıklaması

BASIN AÇIKLAMASI

Başta yaşama ve güvenlik hakları olmak üzere, diğer bütün temel hak ve özgürlükleri ve yine geleneksel hukukun devlete ve devletin meşru güçlerine tahsis ettiği görev ve sınırların tamamını ortadan kaldırmayı ve böylece hukuksuz bir toplum yaratmayı kendisine hedef seçen teröre karşı mücadele etmek, bu amaçla her türlü yasal, idari ve ekonomik önlemleri almak kuşkusuz devletin en başta gelen görevleri arasındadır.


Ne var ki, terörle mücadele etmek amacı ile polisin yetkilerini artırmak ve genişletmek, daha da ötesi polisi olağanüstü yetkilerle donatmak; her şeyden önce devletin hukuk devleti niteliğini ortadan kaldırmak, sivil ve demokratik haklar alanında bugüne kadar elde edilen kazanımlardan geri adım atmak, örtülü bir polis devleti sürecini başlatmak demektir.


Kaldı ki, Hrant Dink cinayeti başta olmak üzere, Trabzon ve Malatya'da işlenen cinayetler ile en son Ankara'daki canlı bomba, polisin yetkisinin azlığından dolayı değil, aksine yeterli ve sağlıklı bir istihbarat çalışmasının olmamasından dolayı gerçekleşmiştir.


Gerek buna, gerekse terörle mücadelenin sadece güvenlik güçlerinin yetkilerini artırmakla çözümlenebilecek bir husus olmamasına göre, bu konuda devlete düşen görev: terörü üreten nedenleri ortadan kaldırmak, bunun için de başta işsizlik sorunu olmak üzere, diğer ekonomik sorunları çözmek ve bu suretle toplumun refah düzeyini artırmak; eğitimde baştan aşağı yenilenmek; toplumdan gelen demokrasi, adalet ve özgürlük yönündeki talepleri karşılayacak projeleri gerçekleştirmek; terörle mücadelenin sadece güvenlik güçlerinin görevi olmadığı, bu konuda yurttaşlara da önemli görevler düştüğü konusunda toplumu bilinçlendirmektir.


Her ne kadar, 11 Eylül saldırısından sonra başta ABD ve İngiltere'de olmak üzere diğer Batı ülkelerinde, terörle mücadele amacıyla yürürlüğe konulan yasalarla polisin yetkileri artırılmış ise de, bu ülkelerde yasalarla polise tanınan yetkilerin uygulama alanı, ağırlıklı olarak anılan ülkelerin yurttaşlarına yönelik olmayıp o ülkelerde bulunan yabancılara yöneliktir.


Bütün bu nedenlerle, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda değişiklik yapılması, yurttaş yabancı ayrımı gözetilmeksizin ülkede bulunan herkese yönelik olarak kullanılmak üzere polise olağanüstü yetkiler verilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan yasa teklifi, sivil ve demokratik haklar konusunda bugüne kadar elde edilmiş kazanımlardan geriye doğru bir gidiş olduğu kadar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal niteliklerinden olan demokratik hukuk devleti niteliğine de aykırıdır.


Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden anılan yasa teklifini bu çerçevede değerlendirmesini bekler, bu vesile ile Ankara'daki terör olayını bir kez daha lanetler ve bu olayda yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Tanrı'dan rahmet, yakınlarına sabır, yaralananlara ise acil şifalar dileriz.


Saygılarımızla.



Av.V.Ahsen Coşar
Ankara Barosu Başkanı

http://www.ankarabarosu.org.tr/Pg_ht...&Dat aID=1465
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İşçinin İşini Yaptığı Son Yer Mahkemesinin Yetkisi Jeanne D'arc Meslektaşların Soruları 21 15-06-2016 17:55
Vekaletname İle Sabıka Kaydı Alınabilecek Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 4 09-12-2010 15:20
Hakİmİn Taktİr Yetkİsİ Bumudur? biçer hukuk Hukuk Sohbetleri 12 25-03-2010 07:07
Polİsİn GÖrevde Uyumasi avorbay Meslektaşların Soruları 3 09-04-2007 10:50
reddi miras ve alınabilecek tedbirler Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 5 20-02-2007 17:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08370495 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.