Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Bir eksiklik mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-05-2007, 13:24   #1
nurullah_karakas

 
Varsayılan sizce nasıl suclu

A B ye adam oldurme kastıyla ates ettı ancak hemofılı hastası olan B nın parmak ucundan vurdu bunun sonucunda B kan kaybından oldu.(NOT:BURDA A Bnın hemofılı hastası oldugunu bılmemektedır)
Öncelıkle belırtmek gerekırkı bu durumde tck yetersız kalmaktadır.BOyle bır durumda olayın nasıl cozulecegıne gelınce adam oldurne kastıyla ates etmıs ancak bu fıılı ıle yaralama sucuna vucut vermıstır yaralama sonucunda olum olayı meydana geldıgı ıcın netıcesı sebebiyle agırlasmıs yaralama soz konusudur ve dolayısıyla burda tck nın 87/4 uygulanmalıdır.ote yandan bana gore cogu azı içerır ılkesınden de hareket edılerek adam oldurmeyı hedeflemısse yaralamayı haydı haydı goze almıstır dolayısıyla burda bana gore nedensellık bagı kesılmez ve suclu olur.ACABA BU KONUDA SEVGILI VE UZMAN BUYUKLERIMIZ NE DUSUNUE BIZZAT ONLARDA GORUSLERINI BELIRTIRLERSE SEVINIRIM.UNUTULMAMALIDIR KI hukukla her an karsılasabılırız zaten karsılasıyoruz da. bu sebeple sızlerde boyle bır olayla karsı karsıya gelebılırsınız..sımdıden herkese tesekkurler...
Old 10-05-2007, 03:29   #2
yargıç isa

 
Kitap ..........

Alıntı:
ACABA BU KONUDA SEVGILI VE UZMAN BUYUKLERIMIZ NE DUSUNUE BIZZAT ONLARDA GORUSLERINI BELIRTIRLERSE SEVINIRIM

Yukarıda belirtilen niteliği taşımıyorum fakat; bir küçük olarak, olay hakkındaki hukuki görüşümü belirtmek istedim

Bu olayda 87/4 ün uygulanabilmesi için neticesi sebeiyle ağırlaşmış bir suç oluşması gerekir. Neticesi sebeyle ağırlaşmış suçlar, failin kastettiği bir neticeden daha ağır bir neticenin meydana gelmesi durumunda söz konusudur. Bu olayda belirtildiği üzere failin kastı öldürmeye yöneliktir ve gerçekleşen neticede ölümdür. Meşhur tanımından da anlaşılacağı üzere en basit şekilde kast BİLME ve İSTEME yi içermektedir. Fail işlediği suçun yasada belirtilen tüm unsurlarını bilmelidir ve bunları istemelidir. Kastın tanımını verirken bahsettiğimiz BİLME unsuru, suçun kanuni tanımıyla sınırlı olup NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİ KAPSAMASI GEREKMEZ. Kasten suç işlemek maksatlı yapılan bir fiilin, failce bilinmeyen hususların varlığı nedeniyle başka bir duruma sebep olması ve bilinmeden sebep olunan bu durumun, failce istenen neticenin meydana gelmesinde esas teşkil etmesi, failin mağdura ilişkin öldürme kastını ortadan kaldırmaz. Yani bu olaydaki gibi, mağdura ilişkin bir hususu bilmiyorsanız ve bilmediğiniz bu husus sizin kendi fiiliniz dolayısıyla gerçekleştirmek istediğiniz neticeyi meydana getirmede nedensel oluyorsa, bilinmeyen fakat nedensellik teşkil eden bu husus sizin kastınızı etkilemez.

Olayımızda fail belirtildiği üzere öldürme kastı ile ateş etmiştir. Failin icra ettiği eylem değilde ; bu eyleme bağlı olarak failce bilinmeyen bir hususun ölüme sebebiyet vermesi , failin KASTEN ADAM ÖLDÜRME den sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Failin istediği netice kendi hareketine bağlı olarak gerçekleşmiştir. Burada neticesi sebebiyle ağırlaşmış bir suç olmadığından; istenilen neticenin gerçekleşmesinde nedensellik arz eden Mağdurun hemofili hastası oluşu, kastın bilme unsuruna dahil değildir. Zaten isteme iradesi de fiilin icrasıyla açıkça ortaya konmuştur. Bu sebeple faiilin kasten adam öldürmeden sorumlu olduğunu düşünüyorum.

saygılarımla...
Old 10-05-2007, 07:11   #3
Av.Turan

 
Varsayılan

sayın meslektaşım, zaten kendin açıklamaları yapmışsın. suçun kanuni vasfı belllidir. sadece eklemeği unuttuğunuz şey A B nin hastalığını bilmediğinden burada o nedenle olabilecek ağırlaştırıcı sebeb uygulanmaz.
Old 15-05-2007, 12:53   #4
safa

 
Varsayılan

Bende Ceza hukukunda saikin önemli olmasından yola çıkarak faiilin kasten adam öldürmeden sorumlu olduğunu düşünüyorum.
Old 15-05-2007, 14:51   #5
üye3578

 
Varsayılan

Madem soru teorik bir olaya bağlı, o zaman ikinci şık olarak bende olayı biraz geliştireyim; Sayın Karakaş'ın belirttiği olay birinci olay olsun, ikinci olay; C öldürme kastıyla D'ye ateş etti ve parmağının ucundan yaraladı. D'nin herhangi bir hastalığı yok, sadece basit bir şekilde parmak ucundan yaralandı? C ve A nın hukuki durumlarını karşılaştıralım?
Old 16-05-2007, 10:51   #6
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
A B ye adam oldurme kastıyla ates ettı ancak hemofılı hastası olan B nın parmak ucundan vurdu bunun sonucunda B kan kaybından oldu.(NOT:BURDA A Bnın hemofılı hastası oldugunu bılmemektedır)

Arkadaşım öncelikle şunu söylemek isterim.Tck öyle "aciz" bir kanun değildir,yetersiz kalması söz konusu değildir.Sizin olaya yaklaşımınız,sorunun çözümünde önemli rol oynayacaktır.

İlk olayda A adam öldürme kastıyla hareket etmiş ve bu suçun akim kalmaması için gereken fiilleri icra etmiştir.Mermi B'nin parmağına değmiş ve hemofili hastası olan B kan kaybından ölmüştür.
Yargıç İsa'nında söylediği gibi A suçun kanuni tanımındaki tüm unsurları bilerek ve isteyerek fiilini icra etmiş ve istenilen netice gerçekleşmiştir.
Hemofili hastası olup-olmadığını bilmesi önem arz etmez.

Alıntı:
C öldürme kastıyla D'ye ateş etti ve parmağının ucundan yaraladı. D'nin herhangi bir hastalığı yok, sadece basit bir şekilde parmak ucundan yaralandı? C ve A nın hukuki durumlarını karşılaştıralım?

Bu olayda C öldürme kastıyla hareket etmiş,gerekli icra hareketlerini yerine getirmiş ve fakat suç kendisin elinde olmayan bir nedenden dolayı akim kalmıştır.Bu durumda teşebbüs hükümleri cari olacaktır.
Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu oluşacaktır.Çünkü C'nin adam öldürme kastıyla hareket ettiği bilinmektedir.
Eğer Adam öldürme kastı verilmeseydi,fiilin ağırlığına göre kasten yaralama söz konusu olabilecektir.
Old 16-05-2007, 12:01   #7
minee.mine

 
Varsayılan

Merhaba
Kullanılan silahın yapısı da sanırım çok önemli, tahrip gicü olan ateşli bir silah kullanılmış ayrıca bu silahın saldırgan tarafından her gün üzerinde taşınmadığını düşünürsek, düşünülerek yapılmış bir eylem neticesinde oluşmuş bir ölüm var. Kurşun korkutma amaçlı ölen şahsın yakınına da ateşlenebilirdi. Oradan seken kurşun yine ölüme sebebiyet verebilirdi fakat bu silahın olmadığını düşünürsek olay ölümle neticelenmeyecekti. Dolayısı ile dolaylı veya dolaysız, ölüme sebebiyet veren silah kimin ise; sonuç yaralanma veya ölüm, sorumluluğu da o kişiye ait olmalı , ki burada olay ölümle sonuçlanmış.
Ateşli veya ateşsiz silah taşıyan herkes ortaya çıkacak durumun sorumluluğunu da aldığını bilmeli; olası sonuçların içinde kişinin ölebileceği ve olaylar akışını başlattıkları için, olayın korkutma veya yaralamayla kalmayıp ölümle sonlanabileceğini kabul etmeli
Ben yaraladım ama hastaymış o öldü gibi bir mantık olmamalı.
Saygılar
Old 16-05-2007, 14:06   #8
safa

 
Varsayılan

yeni tckda teşebbüs kaldırıldığına göre hakim kasten adam öldürmekten hüküm verir ancak adam ölmediği için ona göre indirim uygular diye düşünüyorum...
Old 17-05-2007, 12:32   #9
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
yeni tckda teşebbüs kaldırıldığına göre hakim kasten adam öldürmekten hüküm verir ancak adam ölmediği için ona göre indirim uygular diye düşünüyorum...

Sayın "safa" Yeni Tck'da teşebbüs kaldırılmışmıdır?


Suça teşebbüs
MADDE 35. - (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Old 21-05-2007, 08:07   #10
Kemal Yıldırım

 
Neşeli

Alıntı:
yeni tckda teşebbüs kaldırıldığına göre hakim kasten adam öldürmekten hüküm verir ancak adam ölmediği için ona göre indirim uygular diye düşünüyorum...

YTCK'da teşebbüs değil, eksik-tam teşebbüs ayrımı kaldırılmıştır.

Saygılar...
Old 27-05-2007, 16:17   #11
safa

 
Varsayılan

Sayın Bahadır Büyükavcı; söylemek istediğimi eksik belirtmişim.Kusura bakmayım eksik-tam teşebbüs ayrımı kaldrılmıştır olacaktı.
Old 08-12-2009, 17:41   #12
msahinparlak

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım, sanık tek bir kurşunla kadının karnına yakın mesafeden ateş etmiş, ve çekip gitmiş, jarjörün dolu olduğunu ileri sürüyor ve öldürmek isteseydim ateş etmeye devam ederdim diyor. ancak mahkeme öldürmeye teşebnüste ısrarlı, ben de öldürme için neden yok diyorum ama dinletemiyorum, bir karar buldum ama, bıçakla işlenmiş tam olarak slahla işlenen bir suça ilişkin karar bulamadım, acaba silahla olsa dahi yaralama şeklinde vasıflandırılabilir mi 30 gün rapor alınmış altı ay tedavi görmüş bağırsaklarda problem var ama ölmemiş
Old 09-12-2009, 00:21   #14
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Degerli Meslektaslar,

sayin Karakas'in belirttigi olayda, fail, öldürme kastiyla hareket etmis, ölümcül bir yaralamaya sebep olmasa da, ölüm olayi hastadaki bilinmeyen halin birlesmesi sebebiyle gerceklesmistir.

Olayda yaralama kasti degil öldürme kasti bulundugundan, yaralama neticesiyle ölüm -yani netice sebebiyle agirlasan bir suc- bulunmamaktadir.

Olayda istenen netice gerceklesteginden, (tesebbüste ancak kastedilen netice elde olmayan bir sebeple gerceklesMEmis olmasi gerektiginden) öncelikle kasten öldürme sucunun degerlendirilmesi gerekir.

Burda, "nedensellik gidisati üzerinde yapilan bir hata" söz konusu olabilir.

Failin kasti NEDENSSELLIK BAGINI KAPSAR. Neden?? Cünkü, nedensellik bagi, hareket ve netice gibi, sucun kanuni unsurlarina DAHILDIR. Bu sebepledir ki, failin nedensellik gidisatini ana hatlariyla bilmesi de gerekmektedir. Basit bir örnekle: öldürme kastiyla silahla ates eden birisi, hareketinin ölümcül bir hareket oldugunu, magdurun ölümüyle sonuclanacagini ve neticede hareketinin magdurun "ölümüne sebep olacagini" bilmektedir.

NEdensellik bagi "ana hatlariyla" bilinmelidir. Burda failin, nedensellik gidisatinin her ayrintisini bilmesine gerek yoktur, dedigim gibi, silahla öldürme kastiyla hareket eden birisinin magdurun bu ölümcül yaralamadan dolayi hayatini kaybedecegini bilmesi yeter, magdurun burda kursunun dogrudan kalbe isabet edip kalbin islevini yitirerek ölmesinin ya da ana artere denk gelen kursun sebebiyle kanamadan ölmesinin ya da yaralanma yerindeki yogun iltihaplanma sebebiyle ölmesinin önemi yoktur. Ya da cok verilen baska bir örnekte, köprüden suda bogularak ölecegi tasavvuruyla, nehre atilan magdurun, suda bogularak degil de yüksekten kafa asagi düsmesi neticesi boyun kirilmasi sebebiyle ölmesi örneginde oldugu gibi.

Ancak, nedensellik gidisati, öngörme üzerine oturan, daima da öngörmeye müsait olmayan bir durumdur. Netice bazen, tasavvur edildigi gibi degil, farkli bir sekilde meydana gelebilir. Sonucta netice, failin tasavvur ettigi seklin disinda gerceklesmis, -tipki sayin Karakas'in aktardigi olayda gerceklestigi gibi- ise ne olacaktir??

Bu gibi durumlara, nedensellik gidisatinda hata denir. Her nedensellik gidisati hatasi, failin kastini ortadan kaldirmaz. Failin nedensellik gidisatinda yaptigi hata, onun kastini ancak, "bu hata hayatin normal akisindan esasli bir sekilde sapacak türden ise", ortadan kaldirabilir. Burda, "neticenin öngörülebilirligi, hayatin normal akisi icerisinde, makul-akla dayanan bir degerlendirmeyle mümkün müdür degil midir" arastirmasinin yapilmasi gerekir.

Yani aktarilan somut olayin sorgulanmasi gereken temel noktasi: Ölüm ayaktan kursunla yaralanmanin dogrudan bir neticesi olarak mi meydana gelmistir, hemofili hastasi olma sebebiyle, durdurulamayan kanama sonucu ölme hayatin normal akisinda makul her kisi tarafindan öngörülebilecek bir durum mudur degil midir???

Öngörülemez deniyorsa, nedensellik gidisatinda esasli bir sapma oldugundan, failin kasti ortadan kalkacaktir. Yok öngörülebilir denirsa, o zaman fail, kasten öldürmeden sorumlu olacaktir.


Saygilarimla
Gülsün A. Aygörmez
Old 15-12-2009, 13:23   #15
msahinparlak

 
Varsayılan

Sayın Av. Aygörmez bizim olayımızda ölüm neticesi meydana gelmemiş, tek isabet var ve savcı mütalaa verip 3 ayrı kişiyi de öldürmeye teşebüsten ceza istedi, ama kavgada boğuşma esnasında 2 kişi yaralanmış, diğerinin yaralanması olayında ise sadece müştekinin kızı ve oğlu kısa mesafeden ateş ettiğini söylüyor, diğer müştekiler görmediklerini ve şikayetten de vazgeçtiklerini söylüyorlar, en son ifade veren müştekinin kızı ise sanığın ayrılmadan önce havaya 2 el aetş ettiğini daha sonra olay yerinden uzaklaştığını söylüyor, bu halde sanığın kastı öldürmeye yönelik değildir savunmasında bulunuyorum, ama mütalaa çok ağır nasıl savunma yapacağımı şaşırdım,, tabancada mermi olduğu halde öldürme neticesini oluşturmak için ateş etmiyor burası çok önemli... emsal karar arıyorum..
Old 15-12-2009, 17:53   #16
8xy

 
Varsayılan

1- maktülün parmak ucuna aldığı kurşun sonucu ölmesi durumunda neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç vardır. bu durumda da TCK madde 23 gereği " Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir." hükmünü gözönünde bulundurmak gerekir diye düşünüyorum. ölüm neticesi bakımından fail, maktülün hemofili hastalığına düçar olduğunu bilmiyor ya da bilebilecek durumda da değilse ölüm neticesi bakımından taksiri olduğu söylenemez ve şüpheden sanık yararlanır prensibinden de hareketle ölümden dolayı faili cezalandıramayız. kaldı ki uygulamada failin öldürme kastını kanıtlamak kolay olmayacaktır.

2-sayın msahinparlak, sanığın ateş etmesinden sonra tabancada hâlâ mermi olduğu hususu sabitse olayın öldürmeye teşebbüs olması imkansızdır. olayın cereyan ettiği yerin şartları (sanığın, polisin gelmesinden endişe ederek kaçması, mağdurun silah çekebileceğini düşünüp olay yerinden uzaklaşması, bu kurşun mağduru nasıl olsa öldürür daha fazla mermi harcamaya gerek yok şeklindeki düşüncesi, vb..) önemlidir. aleyhe dosyada başkaca delil yoksa mahkeme yaralamaktan hüküm kuracaktır diye düşünmekteyim.
Old 16-12-2009, 14:31   #17
msahinparlak

 
Varsayılan

mahkeme savunma için süre verdi, ama ilginç olan savcının her 3 kişiye karşı da öldürmeye teşebbüsten ayrı ayrı ceza istemesi oldu... halbuki müştekiler en son ifadelerini değiştirdiler ve sanığın boğuşma esnasında elindeki tabancanın patladığını bu nedenle kendilerinin yaralandığını, karnından yaralanan diğer mağdurun ise nasıl yaralandığını görmediklerini ve şikaytetten vazgeçtiklerini ifade ettiler. Diğer mağdurun çocukları ve kendisinin ifadesine göre ise sanığın direkt olarak mağdurun arkasından koşturup apartmanın kapısına dayandığı ve çok kısa mesafeden ateş ettiğini söylüyorlar... daha sonra da havaya ateş edip kaçmış silahı da denize atmış... benim savunmam.. her yaralı tek kurşunla yaralanmış bu nedenle sanık öldürmek için ateş etmemiş... öldürme kastı olsaydı tekrar ateş edebilirdi... diğer 3 mağdur da şikayetten vazgeçmiş ve elindeki silahla havaya ateş etmiş elinden almaya çalışırken patladı ve birimiz yanağından diğerimiz omuzundan yaralandı,,, ciddi yarayı alan ve hayati tehlike geçiren diğer mağdurun ise nasıl yaralandığını görmedik, sanığın ona ateş ettiğini görmedik dediler... omuzundan isabet alan kişi sanığın boşanma davası açmış olduğu eşi,, yanağından yara alan kayınpederi, karın-batın bölgesinden alan ise boşanma davasında sanığın aleyhine tanıklık yapan davacı tanığıdır.... sanık iş elbisesini giymiş gece işinde çalıştığı için onlarla konuşup oradan işine gidecek... bu nedenle gece işinde ruhsatsız silahı yanında bulunduruyor... kayın pederin ifadesi de bu yönde... şimdi savunma hazırlıyorum... görüşlerinize ihtiyacım var... olayda 5 mağdur var... üçü ifade değiştirdi ve sanıktan şikayetçi olmadı... karnından yara alan kadın ve oğlu ise ifadelerini asliye cezada değiştirdiler ve davanın ağır cezaya gelmesine sebep oldular... bir de bu kadının kızı tanık olarak ifade verdi.. en son da havaya etş edildiğni ifade etti.. çok çelişkili konuştu.. saygılar...
Old 19-12-2009, 01:18   #18
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Sayin msahinparlak,

kastin belirlenmesi, biliyorsunuz ki, somut olayin, tüm kosullari göz önüne bulundurularak gerceklestirilmeli..

Burda öncelikle, olay gerceklesmeden önceki sanik-magdur iliskilerinin, arada bir husumetin bulunup bulunmamasi acisindan, özellikle sanigin magduru öldürme acisindan bir sebebinin olup olmamasi yönünde, arastirilmasi önem arzediyor..

Ayrica olayin meydana gelis sekli de elbetti ki göz önüne alinmali. Bogusma sirasinda irade disinda ates, yakin mesafeden hayati bir bölgeye nisan alinabilecekken hayati tehlike yaratmayacak bir yere alinan nisan vs. önem tasiyor.

Sonrasinda ise, olayin sonrasindaki fail hareketleri de cok belirleyici olabiliyor. Keza silahin dolu oldugunu bilen bir failin, atese devam etmeyerek olay yerinden uzaklasmasi vs..

Ancak somut olayin meydana gelis sekli bir bütün olarak degerlendirilmeli. Sanigin olay yerini terk etmesinin sebebi nedir mesela... Olayda sanik tek, ama baska bir cok kisinin olay yerinde bulunmasi, belki de aslinda ikinci bir atisa elverisli bir ortami yakalayamamis olmasi vs. de söz konusu olabilir.

Olayin tüm kosullariyla bir bütün olarak degerlendirilmesi, hem Alman hem de Türk Yargitay'ina göre, kastin belirlenmesinde, temel husus. O nedenle, bizim burdan yapacagimiz yorumlarin da size cok faydali olabilecegini düsünmüyorum, keza dosyaya ve somut olayin tüm ayrintilarina hakim olan kisi sizlersiniz. Size davanizda basarilar ve iyi calismlar diliyorum.


Saygilarimla
Gülsün Aygörmez
Old 21-12-2009, 11:34   #19
msahinparlak

 
Varsayılan

meydana gelen olay aile arasında olduğundan kimse müdahale etmemiş...
Old 21-12-2009, 12:31   #20
msahinparlak

 
Varsayılan

OLAYI KISACA ÖZETLEYECEĞİM, Lütfen bu konuda herkesin fikrine ihtiyacım var: 12 yıllık evli Y ile L kavga edip ayrılıyorlar, L boşanma davası açıyor. Evlilikten 10 Yaşında Ç adında bir çocukları var. Ç hastalanıyor hafta sonu Babası Y nin evinde iken baba Y onu doktora götürmek istiyor. Çocuk da Annem zaten doktordan randevu aldı diyor. Baba Y anne L yi arıyor, Y telefonu açmıyor, Komşusu B'yi arıyor.. B ile de küfürleşiyorlar... B aynı zamanda L'nin boşanma davasındaki şahidi... Bunun üzerine sinirlenen Y eşi L nin evine gidiyor.. L de korktuğundan kız kardeşi ile Babasını çağırıyor. Y, L'nin evine geldiğinde kapının önünde bir çok ayakkabı görünce kapıyı çalmaktan vazgeçiyor ve geri dönüyor. Bunun üzerine kayınpederi dışarı sokağa çıkıp Y'nin arkasından bağırıyor Y geri dönüyor aralarında kavga ve tartışma çıkıyor Sanık Y, kayınbabası ve baldızı ile kavga ederken belindeki tabancayı çıkarıyor ve havaya ateş ediyor,, bunun üzerine çıkan arbedebe Kayınbabası yanağından yaralanıyor,, bu arada sanığın eşi L de dışarı çıkmış babasını kurtarmaya çalışırken kendisi de omuzundan yaralanıyor.. bu arada komşu B, dışarı çıkmış ve Y'ye yapma ne yapıyorsun deyince Y bir el de ona ateş eder ve batın bölgesinden Komşusu B'yi de yaralar. olayda sanık Y'nin kayınpederi ile eşi L'nin hayati tehlikesi yok ama B batın bölgesinden yaralanır ameliyat olur va hayati tehlike geçirir. Kayınpeder ve L şikayetten vazgeçer ve ifade değiştirip çıkan arbedede yarandıklarını ve B nin nasıl yaralandığını ise görmediklerini söylediler. B ise Y'nin kendisini 6 aydır tehdit ettiğini söylüyor... yaralananların her biri bir kurşun ile yaralanmış,, tanıklar olaydan sonra sanık Y'nin iki el de havaya eteş ettiğini ve önce B'ye yakın mesafeden ateş ettiğini sonra da havaya 2 el ateş edip uzaklaştığını söylüyorlar... olay sonrası ise Sanık Y tabancayı götürüp denize atmış. Savcı 3 ayrı kişiyi öldürmeye teşebbüsten mütalaa verdi.. ben son savunmayı hazırlıyorum. savunmamda Kayınpeder ve eş için hayati tehlike olmadığından ve öldürme için sanığı engelleyen bir durum da olmadığı halde ateş etmeye devam etmediğinden öldürmeye teşebbüsten hüküm kurulamayacağını ve hayati tehlike de geçirmediklerini söylüyorum, ayrıca şikayetten vazgeçtiklerini ve çıkan kavgada hedefsiz şekilde yaralandıklarını, öldürmeye teşebbüs olayı için tipik bir şekilde isabet almadıklarını bu nedenle yaralamadan hüküm kurulması gerektiğini söyleyeceğim, B'ye gelince batın bölgesinden tek isabet var ve sanık kendisine hiç bir müdahale olmadığı halde saldırıyı bitirmiş havaya ateş edip olay yerinden uzaklaşmış,,, bu halde öldürme kastı yok ve sanığın pişmanlık içinde olduğu ortada.. bu halde yaralama kastı ile o anda sinirlenip ateş etmiş ancak fazla da zarar vermek istememiş, bu nedenle öldürmeye teşebbüsten hüküm kurulamaz.. eğer B'yi öldürmek isteseydi B'ye ateş etmeye devam etmesi gerekirdi. Ayrıca havaya ateş etmesi korktuğunu ve çıkan olaylar nedeniyle de şaşkın olduğunu göstermektedir. savcı ölürmeye teşebbüs de ısrarlı, ben de yaralama kastı var diye savunma yapacağım.. arkadaşlar bu konuda görüşlerinizi, varsa elinizde lehimize olan emsal kararlarınızı bekliyorum... selam ve saygıyla
Old 23-12-2009, 02:10   #21
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Sayin msahinparlak,

daha önce yazdiklarima dikkati cekerek, burda sadece sunu belirtmek isterim.

Olayinizda, dogrudan kasittan ziyade, öncelikle olasi kasit hususunun ayrintilariyla arastirilmasini ben tavsiye ediyorum, keza eger aktardiklarinizi yanlis anlamiyorsam, tartismalar ve bogusmalar sirasinda, etrafa yapilan gelisigüzel atislar var. Ayrica bu atislarin yönlerini belirlemenizi tavsiye ederim (hepsi havaya mi mesela), bu failde olasi kasitla öldürme mi, yaralama mi yoksa korkutma dürüncesi mi oldugu acisindan önemli.

Aktardiginiz olayda, komsuya karsi dogrudan kasitla öldürme iddiasi bile yapilabilir (Y'ye yapma ne yapıyorsun deyince Y bir el de ona ateş eder). BUrda, dogrudan ona yönelik yapilan bir atis var, ki hayati bir organ hedef alinmis. Ayrica, sanik silah tasidigina göre, daha önce silah kullanan, iyi atici birisi mi?? bunu belirlemek gerek.

Ben daha önce söyledigimi tekrarlamak isterim ki, olayinizi tüm ayrintilariyla bizlerin bilmesi mümkün olmadigindan, sizi yanlisa sürüklememiz olasi bir sonuc. Size tavsiyem, savciligin yaptigi kasit iddiasi ne yöndedir önce bunlari belirleyin ve somut olayda bunlar cürütebiliniyor mu bunu arastirin.


Saygilarimla
Aygörmez
Old 22-01-2010, 14:00   #22
msahinparlak

 
Varsayılan

savcı mütalaasında sanığın direkt olarak ateş ettiğinden bahisle her üç müşteki için de adam öldürmeye teşebbüsten ayrı ayrı ceza istedi.. ancak 2 müşteki ifadelerinde bize direkt ateş etmedi diye beyanda bulunuyor, boğuşma ve kavga esnasında olayın meydana geldiğini söylüyorlar.. mütalaadan sonra o kadar tiksindim ki bir aydır dosyayı elime alıp da savunma dahi hazırlayamıyorum. 10 yaşındaki çocuğa dahi sorsanız sanığın kastının öldürme olmadığını, öldürmek isteseydi her üç mağduru da rahatlıkla öldürebileceğini söylerdi... bu nedenle hem müvekkilin hak ettiğinden fazla ceza almasını engellemek hem de bu adaletsiz vicdansız ve ruh hastası hukuksuz hukukçulara iyi bir hukuk dersi vermek istiyorum.. elinde, sanığın eyleminin öldürme değil de yaralama kastı olduğunu suç vasfının öldürme değil yaralama olduğunu belirten emsal kararı olan arkadaşlardan çok rica ediyorum.. savunma hazırlıyorum..
Old 22-01-2010, 23:29   #23
yargıç isa

 
Karar ,,,,,,,

(NoT:Yargıtayın benzer olaylara bakış açısını dikkate alarak yanıtlıyorum.)

Sayin msahinparlak;

Öncelikle olaya (B) şahsı açısından bakacak olursak: Bu sahış eşlerin boşanma davasında, olaydan anlaşıldığı kadarıyla, erkek eş (Y) aleyhine şahitlik yapıyor. İkincisi, olaydan önce (Y) şahsı ile (B) küfürleşiyorlar, ki buda bize boşanma olayından sonra süre gelen bir husumetin varlığını gösterebilir.Üçüncüsü , (B) kendisinin (Y) tarafından sürekli tehdit edildiğini söylüyor. Dördüncüsü, belinde silahıyla olay yerine giden (Y), (B) yi hayati bölgesinden vuruyor. (Y) nin eylemi, Yargıtay'ın öldürme kastının tayinine ilişkin belirlemiş olduğu kritelerin birden fazlasına uymaktadır.

Bunlar:
1-mağdur ile fail arasında husumetin varlığı (=şahitlik, tehdit)
2-olay öncesi kullanılan sözler,(=küfürleşmeler)
3-suçta kullanılan aracın niteliği, (=ateşli bir silah)
4-hedef alınan bölgenin hayati olup olmadığı (=hayati organ hedef alınmış)

Sizin savunmanız, " öldürmek isteseydi atışalara devam ederdi" şeklinde. Fakat, müteakip atışlara devam edilip edilmediği hususu, öldürme kastının tayinine ilişkin kriterleden yanlızca biri. (L) nin suça konu eylemi diğer dört kritere uymaktadır. Dolayısıyla, mahkemenin en azından (B) açısından öldürmeye teşebbüsten hüküm kurması muhtemeldir.

Yaralanan ve şikayetlerini geri alan diğer iki şahıs bakımından: 3 kurşun sıkılıyor, 3 kurşunda isabet alıyor ve 3 kişi yaralanıyor; fakat rastgele ateş edildiği iddia ediliyor. Burada, müştekilerin ifade değiştirip "bize doğru ateş etmedi" demeleri mahkemeyi ve savcıyı şüpheye düşürüp "bu nasıl rastgele ateş etmek" dedirtebilir. Burada olayın diğer ayrıntılarını da devreye sokarak bir sonuca varmak; savunmayı da ona göre yapmak gerekecektir. (kavga yeri, müştekilerin olay yerindeki konumu, ateşin yönü, şüpheli/sanığın silah kullanma yeteneği vs. )

Alıntı:
10 yaşındaki çocuğa dahi sorsanız sanığın kastının öldürme olmadığını, öldürmek isteseydi her üç mağduru da rahatlıkla öldürebileceğini söylerdi...
Yakındığınız durum, kastın tayinini konu alan benzer olaylarda/kararlarda hep tartışma konusu olmuştur. Nitekim, kast kişinin manevi dünyasına ait bir olgu niteliği taşıdığı için, bunun net bir şekilde bilinmesi güç hatta bazen imkansızdır. Yargılama esnasında, dışa yansınyan davranışlardan ve meydana gelen neticelerden hareketle kastın tayini yoluna gidilir. Bu sebeple, şüpheli/sanık gerçekte değil öldürmek, yaralamak bile istememiş olabilir. Fakat mahkemeke, somut olayın özelliklerini nazara alarak, ceza hukukunun genel ilkeleri çerçevesinde sanığın hangi kastla hareket ettiğinin kabule gerek olduğuna bizza karar verir. Bu durumda da, çeşitli tartışmaların yaşanması olasıdır.

Adaletin yerini bulması dileğiyle...
Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07114005 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.