Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

YK sorumluluk davasının icrası ?!

Yanıt
Old 21-12-2017, 21:31   #1
Baritone

 
Varsayılan YK sorumluluk davasının icrası ?!

Merhaba,

Müvekkillerimin YK üyesi oldukları şirketin paysahibi tararından açılan YK üyelerinin sorumluluğu iddiasına dayalı tazminat davasının kabulüne karar verildi. Bilindiği üzere ödenecek tazminatın şirkete ödenmesine hükmediliyor.

Sorum şu: bu hükmün icrası nasıl olacak ? Daha doğrusu icra emri nasıl düzenlenecek ? Davaya taraf pay sahibi ama hüküm şirkete ödenmesi yönünde. Takibi kim başlatmalı sizce ? Acaba davacı paysahibi başlatacak da şirkete icra müdürlüğü parayı çekmesi için muhtıra mı çıkaracak davacı/alacaklı paysahibine ödeme yapmaksızın ?

Daha önce başıma gelmediğinden tecrübeli meslektaşlarımın görüşüne başvurmak istedim.

Saygılarımla,
Old 22-12-2017, 06:57   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Anlamak için

Günaydın meslektaşım,

1. Şirket davaya neden katılmamış?

2. Hükümde vekalet ücreti ?

Kahve molası...
Old 22-12-2017, 13:40   #3
Baritone

 
Varsayılan

Sayın Av. Hulusi Metin,

Öncelikle mesajınız için teşekkür ederim.

Şirketin davaya katılmasının (yani fer'i müdahale olarak anlıyorum) pratik anlamda sorumluluk esasına dayalı tazminat davası ile pek örtüşmediği kanaatindeyim. Zira bilindiği üzere üçüncü kişi ancak yanında katılmasında menfaati olan taraf yanında davaya katılacaktır. Somut olayda tazminatın Şirkete ödenmesi talep edilmektedir, yani Şirket'in menfaati ilk bakışta davacı yanında katılmak yönündedir. Diğer yandan, Şirket'in davaya katılması hususunda karar alacak olan kimdir ? Şirket'in yönetim organı olan Yönetim Kurulu'dur. Sorumluluk davasında davalı kimdir ? Yönetim Kurulu Üyeleri'dir. Dolayısıyla ortada bir menfaat çatışması var ve Şirket bu sebeple davaya katılmaz/katılamaz. Şayet önceki yönetim kurulu üyeleri aleyhinde olsa idi dava ve mevcut yönetim kurulu üyeleri farklı olsaydı, o zaman söylediğiniz gibi katılma düşünülebilirdi kanaatindeyim. Sizin görüşünüz de bu yönde midir ?

Vekalet ücreti konusunda ise pek tereddüt etmiyorum, vekalet ücreti taraf lehine hükmedilecektir (gerekçeli karar henüz yazılmadı) ve davacı tarafından icraya konabilir. Benim tereddütüm tazminatın nasıl icraya konacağı hususundadır.

Tekrar teşekkürler üstadım...

Saygılarımla
Old 22-12-2017, 14:27   #4
Av.Orhan

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım

Somut bir örneği yaşamış başka meslektaşımdan gelecek yanıta bende açık olmakla birlikte hukuk mantığı içinde düşündüğümüzde;

İlamların hüküm fıkrası ilamlı icraya konu olur. Mahkemece taleple bağlı olarak örneğin; " .... Tl tazminatın davalılardan alınarak x. firmasına ödenmesine" şeklinde hüküm kurulmuş olması gerektiğini varsayarak, ilamlı icra takibini şirketin kendisi yapması yani takip talebinde kendisi alacaklı olarak yazılması gerekmektedir.
Bunun temini içinde davacı ortağın şirkete müracaatı ve ilamın takip ve tahsilini talep etmesi gerekir.

Aksi halde davacı takip talebine kendini alacaklı olarak yazarsa hükme aykırılıktan dolayı bence icra emrinin iptali yoluna gidilebilir.
Old 22-12-2017, 15:30   #5
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Anlamak için

Alıntı:
Baritone- Somut olayda tazminatın Şirkete ödenmesi talep edilmektedir

1. Şirketin türünü bilmiyoruz.

2. Gerekçeli karar henüz yazılmamış...

3. Peki olayda neden TTK m.341 hükmü çalıştırılmamış?

Saygılar
Old 22-12-2017, 17:43   #6
Baritone

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
1. Şirketin türünü bilmiyoruz.

2. Gerekçeli karar henüz yazılmamış...

3. Peki olayda neden TTK m.341 hükmü çalıştırılmamış?

Saygılar

Üstadım,

Şirket türü anonim şirkettir. Limited şirketlerde bilindiği üzere yönetim organı "müdür" veya "müdürler kurulu"dur. O nedenle şirket türünü ayrıca belirtmemiştim.

Gerekçeli karar henüz yazılmadı, sadece dün sözlü yargılamaya geçildi ve karar verildi.

TTK'nun 341. maddesi 30.6.2012 tarih ve 28339 sayılı R.G' de yayımlanan 26.6.2012 tarih ve 6335 sayıılı Kanun'un 43/9. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır. Zannediyorum 6762 sayılı ETTK'ya atıfta bulundunuz. Yanlış biliyorsam düzeltmenizi istirham ederim fakat bildiğim kadarıyla ETTK 341'in birebir karşılığı 6102 sayılı TTK'da yoktur.

Dava TTK 553 uyarınca pay sahibinin YK üyelerine karşı açtığı sorumluluk davasıdır. İlgili hüküm bilindiği üzere "
Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar" şeklindedir.

Saygılarımla

Old 22-12-2017, 17:48   #7
Baritone

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Orhan
Sayın Meslektaşım

Somut bir örneği yaşamış başka meslektaşımdan gelecek yanıta bende açık olmakla birlikte hukuk mantığı içinde düşündüğümüzde;

İlamların hüküm fıkrası ilamlı icraya konu olur. Mahkemece taleple bağlı olarak örneğin; " .... Tl tazminatın davalılardan alınarak x. firmasına ödenmesine" şeklinde hüküm kurulmuş olması gerektiğini varsayarak, ilamlı icra takibini şirketin kendisi yapması yani takip talebinde kendisi alacaklı olarak yazılması gerekmektedir.
Bunun temini içinde davacı ortağın şirkete müracaatı ve ilamın takip ve tahsilini talep etmesi gerekir.

Aksi halde davacı takip talebine kendini alacaklı olarak yazarsa hükme aykırılıktan dolayı bence icra emrinin iptali yoluna gidilebilir.

Değerli meslektaşım,

Öncelikle görüşünüzü paylaştığınız için çok teşekkür ederim.

"ilamlı icra takibini şirketin kendisi yapması yani takip talebinde kendisi alacaklı olarak yazılması gerekmektedir" şeklindeki yorumunuz esasında benim tereddütlerimin de temelini teşkil etmektedir. Zira "şirket" dediğimiz iradesini zaten YK tarafından kullanmaktadır. Somut olayda davalı olan ise zaten YK üyeleridir. Dolayısıyla YK üyeleri kendi ödemekle yükümlü tutuldukları bir meblağın tahsili için takip başlatılması şeklinde bir YK kararı almayacaklardır. Bu durumda hükmün icrasının kimin tarafından isteneceği maalesef hala muğlak benim için.

Tekrar teşekkür ederim.

Saygılarımla
Old 23-12-2017, 04:38   #8
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Adım adım

Günaydın sayın meslektaşım,

Nazik ve sabırlı açıklamalarınız için teşekkür ederim.

Takibe ilişkin sorunuzun yanıtını, gerekçeli kararı öğrendikten sonra bulmaya çalışırız.

Öncelikle anlamaya çalıştığım husus m. 553’ün işleyişi…

Kahve molası

1.Şirket : AŞ.
2.Davacı : Pay sahibi
3.Davalılar : YK. Üyeleri (Müvekkil)
4.Davanın konusu: TTK.m.553’e dayalı “Sorumluluk” davası (eski 6762 Sayılı TTK. 336/5, 342)
5.Hüküm: Davanın kabulü… Gerekçeli karar henüz yazılmamış
6.SORU: Hüküm nasıl icra edilecek (Hükmün icrası)
7.Takip yolu: İlamlı Takip – Takip Talebi – Alacaklı - Borçlu

İkinci kahve...

8.İLAM – Taraflar - Hüküm
8.1.Davacı : Pay sahibi
8.2.Davalı : YK. Üyeleri (Müvekkil)
8.3.HÜKÜM: Ödemenin "dava dışı"şirkete yapılması !

9. HÜKMÜN İCRAYA KONULMASI

9.1.Davacı alacaklı değil,
9.2.Hükümden yararlanacak olan “DAVA DIŞI ŞİRKET” adına Yasal İşlem başlatmak konusunda kim(ler) karar verecek?

Uzun mola...

10. (ARA)ÇÖZÜM önerisi:
Genel Kurul, (davalı) YK. üyelerini görevden alır (TTK.m.363,364), yeni üyelerle oluşacak kurul, görevden alınan üyeler aleyhinde –şirketin tarafı olmadığı-dava dosyasına dayanarak, -hükümde belirtilen miktar üzerinden- ilamsız takip yapar.

Ve yine mola...
Old 23-12-2017, 10:15   #9
Baritone

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Günaydın sayın meslektaşım,

Nazik ve sabırlı açıklamalarınız için teşekkür ederim.

Takibe ilişkin sorunuzun yanıtını, gerekçeli kararı öğrendikten sonra bulmaya çalışırız.

Öncelikle anlamaya çalıştığım husus m. 553’ün işleyişi…

Kahve molası

1.Şirket : AŞ.
2.Davacı : Pay sahibi
3.Davalılar : YK. Üyeleri (Müvekkil)
4.Davanın konusu: TTK.m.553’e dayalı “Sorumluluk” davası (eski 6762 Sayılı TTK. 336/5, 342)
5.Hüküm: Davanın kabulü… Gerekçeli karar henüz yazılmamış
6.SORU: Hüküm nasıl icra edilecek (Hükmün icrası)
7.Takip yolu: İlamlı Takip – Takip Talebi – Alacaklı - Borçlu

İkinci kahve...

8.İLAM – Taraflar - Hüküm
8.1.Davacı : Pay sahibi
8.2.Davalı : YK. Üyeleri (Müvekkil)
8.3.HÜKÜM: Ödemenin "dava dışı"şirkete yapılması !

9. HÜKMÜN İCRAYA KONULMASI

9.1.Davacı alacaklı değil,
9.2.Hükümden yararlanacak olan “DAVA DIŞI ŞİRKET” adına Yasal İşlem başlatmak konusunda kim(ler) karar verecek?

Uzun mola...

10. (ARA)ÇÖZÜM önerisi:
Genel Kurul, (davalı) YK. üyelerini görevden alır (TTK.m.363,364), yeni üyelerle oluşacak kurul, görevden alınan üyeler aleyhinde –şirketin tarafı olmadığı-dava dosyasına dayanarak, -hükümde belirtilen miktar üzerinden- ilamsız takip yapar.

Ve yine mola...

Merhaba Sayın Meslektaşım,

Öncelikle sorum üzerine sabırla kafa yorduğunuz için ben teşekkür ederim.

Paysahibinin şirketteki payı "azlık" niteliğinde. Dolayısıyla GK toplansa dahi, YK değişikliğine görevden almaya varacak bir karar elde edemeyeceği kanaatindeyim. Bakalım yaşayarak göreceğiz size gelişmeler oldukça bilgi verir, konunun güncel kalmasını sağlarım. Azami bilgi paylaşımı oldukça uygulamadaki tereddütlerimiz de en aza inecektir.

Tüm ilgilenenlere teşekkür ederim.

Saygılarımla
Old 21-08-2019, 13:03   #10
Baritone

 
Varsayılan Nihayet

Evet değerli meslektaşlarım,

Uzunca bir aradan sonra, nihayet bu başlık altında tartışılan konularla ilgili mahkeme kararları tesis edildi ve kesinleşti. Bu doğrultuda süreci ve çıkan kararları size özetleyeceğim. Ancak müvekkillerimin YK üyesi oldukları şirket halka açık olduğu için, maalesef esas ve karar noları paylaşmamı istemediler. Tercihlerine saygı göstermek durumundayım elbette. Fakat yine de referans vermeden size süreci aktaracağım.

Hatırlayacağınız gibi, bir şirket pay sahibi tarafından YK üyesi müvekkillerim aleyhinde sorumluluk iddiasına dayalı bir tazminat davası açılmış, davada şirketin uğradığı zararın şirkete ödenmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından da davanın kabulüne ve zararın şirkete ödenmesine karar verilmiş idi. Ancak hükmün icrasının nasıl olacağı noktasında tereddüt mevcuttu.

Öncelikle, belki de davacı vekili meslektaşım da benzer tereddütleri yaşadığından, hükmün kesinleşmesini bekledi. Hüküm kesinleştikten sonra, davacı pay sahibi adına bir ilamlı icra takibi başlattı. Ben, konuyu epeyce araştırdıktan sonra, şirkete ödenmesine karar verilen bölüm bakımından davacı lehine bir eda hükmü bulunmadığından, davacı pay sahibinin ilamlı icrada taraf olamayacağı kanaatine varmıştım ve tüm şikayetlerimi bu yapı üzerine inşa ettim.

İlamlı icra takibine ilişkin icra emirleri müvekkillerim YK üyelerine tebliğ edildikten sonra, yukarıda aktardığım sebeple kanuna aykırılık dolayısıyla icra mahkemesine şikayette bulundum ve takibin iptalini istedim.

İcra mahkemesince, şikayetimin kısmen kabulüne, takibin, şirkete ödenmesine karar verilen bölüm bakımından iptaline, davacı pay sahibi lehine hükmedilen yargılama giderleri, vekalet ücreti vs için ise devamına karar verildi. Ben zaten bu sonucu bekliyordum, ama yine de tüm takibin iptalini talep ederek şansımı denemiştim... Kanun yolları tüketildikten sonra da icra mahkemesi kararı kesinleşti.

YK üyesi olan müvekkillerim, davadaki ilamın davacı pay sahibi lehine eda hükmü içeren bölümlerini (yargılama giderleri vekalet ücreti vs.) icra dosyasına ödediler ve dosya infaz edilerek kapandı.

Gelelim şirkete ödenmesine karar verilen kısma. Bu kısma ilişkin olarak, icra mahkemesi verdiği kısmen kabul kararının gerekçesinde, ilamlı icrada taraf sıfatının “lehine eda hükmü tesis edilmesi” şartına bağlı olduğunu, şirkete ödenmesine karar verilen kısım bakımından ise bu şartın davacı şahıs özelinde gerçekleşmediğini belirtti.

Bununla birlikte, enteresandır, davacı vekili meslektaşım bir kez daha ilamlı icra takibine başvurarak bu defa şirketin banka bilgilerini takip talebine ekledi ve icra emri üzerine de “şirkete ödenmek üzere” diye bir şerh ekletti. Ben elbette bu takibi de şikayet ettim ve çok daha hızlı bir şekilde şikayetimin kabulüne ve takibin iptaline karar verildi. Gerekçede, taraf sıfatının ödemenin yapılacağı banka hesabı ile bir ilgisi olmadığı, davacı pay sahibinin şirket adına ilamlı icra takibi başlatamayacağı hususiyetle belirtildi.

Bunun üzerine, davacı vekili meslektaşım “şirkete” bir ihtarname çekerek, sorumluluk davasındaki ilamı kesinleşme şerhi ile birlikte ihtarnameye ekledi ve hükmedilen meblağın tahsili için bir an evvel hukuki yollara başvurulması hususunda “şirketi” ihtar etti. Şayet şirket tarafından tahsilat için hukuki yollara başvurulmaz ise, bunun YK üyeleri için ikinci bir sorumluluk sebebi oluşturacağını ve ikinci bir sorumluluk davasına konu edileceğini de ihtarında belirtti.

Davacı vekili meslektaşımın ihtarnamesi bana çok mantıklı geldi. Zira ortada zaten kesinleşmiş bir hüküm var ve her ödeme yapılmayan gün için zaten ticari temerrüt faizi işliyor. Bunun üzerine müvekkillerim olan YK üyeleri ile bir toplantı yaparak durumu anlattım. Kendileri de şirket hesabına ödemeyi yaptılar. Bunun üzerine ödeme dekontlarını ekleyerek davacı vekili meslektaşıma bir cevabi ihtarname yolladım ve hükmün infaz edilmiş olduğunu belirttim. Daha sonra kendisiyle telefonda görüştük ve izlenen sürecin her iki taraf bakımından da makul ve mantıklı olduğu hususunda fikir birliğine vardık.

Bu süreçten çıkan sonuçlar:

1. YK sorumluluk iddiasına dayalı tazminat davasından şirkete ödenmesine karar verilen bir meblağ var ise, davacı pay sahibinin bu bölüm için ilamlı icra takibi başlatma hakkı yoktur. Zira önemli olan, eda hükmünün kimin lehine tesis edildiğidir.
2. Takip talebine veya icra emrine şirketin banka hesap bilgilerinin ve/veya yapılan ödemenin şirkete aktarılacağının vs. belirtilmesi de sonucu değiştirmez. Zira taraf sıfatının bu hususlarla ilgisi yoktur.
3. Şayet davacı pay sahibi vekili iseniz, aktardığım davadaki davacı vekili meslektaşım gibi bir ihtarname çekerek şirketi ihtar etmek çok mantıklı. Şirket halka açık ise, etkisinin çok daha fazla olacağı kuşkusuz.
4. Belki de en önemlisi... Karşı taraf vekili ile kendi müvekkilinizin menfaatine zarar vermeyecek ölçüde bir samimiyet ve medeni ilişki içerisinde olmak her zaman kazandırır  İhtilafın “tarafı” olmadığımızı ve aynı fırından ekmek yediğimizi asla unutmamalıyız...

Süreci aktardıktan sonra, halen cevap bulamadığımız bir soruyla bitireyim:

Müvekkillerim olan YK üyeleri bu ödemeyi rızaen yapmasalardı ne olurdu ? Elbette bu durum ikinci bir sorumluluk davasına konu olabilirdi. Ama davacı pay sahibinin elinde şirkete ödeme yapılması için bir cebri icra hakkı var mı ? Bu soruya ne ben ne de davacı vekili meslektaşım halen bir yanıt bulamadık. Yani ikinci bir sorumluluk davası açılsa ne olacak ki ? İlk davadaki pay sahibi davacının ilamlı icrada alacaklı taraf olma sıfatı ve hakkı yok ise, şirketin YK üyeleri de değişmedi ise, cebren YK üyelerini ödemeye zorlamak için davacı pay sahibi ne yapabilir ? Bu soru kanaatimce henüz cevapsız. Şayet konuyla ilgili kafa yoran veya tecrübe yaşayan bir meslektaşımız oldu ise, paylaşımı kuşkusuz büyük bir artı değer katacaktır.

Başlık altında yorum yaparak değerli görüşlerini esirgemeyen ve kafa yoran tüm meslektaşlara bir kez daha teşekkür eder, bu başlık altındaki paylaşımlar ile uygulamadaki tereddütlerin bir nebze olsun giderilmiş olmasını temenni ederim.

Saygılarımla
Old 21-08-2019, 15:55   #11
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Sayın meslektaşım,

Paylaşımınız için teşekkür ederim.

Alıntı:
1.…..bir ŞİRKET PAY SAHİBİ TARAFINDAN
a.YK üyesi müvekkillerim aleyhinde SORUMLULUK İDDİASINA DAYALI BİR TAZMİNAT DAVASI açılmış,
b.davada şirketin uğradığı zararın şirkete ödenmesi talep edilmiş,
c.mahkeme tarafından da davanın kabulüne ve zararın şirkete ödenmesine
karar verilmiş idi.
d.Ancak HÜKMÜN İCRASININ NASIL OLACAĞI noktasında tereddüt mevcuttu…

YARGITAY:

“…ilamların infazı sırasında icra müdürlüklerince ilamın hüküm kısmı dikkate alınarak kararların infazının yapılması gereklidir.

İcra dairesi, ilamların hüküm bölümünü aynen infazla görevlidir.

Sınırlı yetkili icra mahkemesinin hüküm kısmında yer almayan bir hususu yorum yoluyla ilama eklemesi, ya da var olan bir hususu çıkarması olanağı yoktur.

Bu bakımdan takibe konu ilamın hüküm kısmı ilamlı icranın şeklini de belirler.
( Yargıtay H.G.K.'nun 28.12.2005 gün ve 2005/12-730 E., 2005/769 K.; H.G.K.'nun 25.6.2008 gün ve 2008/12-451 E., 2008/453 K.; H.G.K.'nun 17.6.2009 gün ve 2009/12-239 E., 2009/268 K. sayılı ilamları ).

Bu nedenledir ki, yerleşik yargısal uygulamada, ilamların infaz edilecek kısmının, hüküm bölümü olduğu, hükmün içeriğinin aynen infazı gerektiği ve gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yoluyla belirleme yetkisine sahip olmadığı kabul edilmiştir
( Yargıtay H.G.K.'nun 8.10.1997 gün ve 1997/12-517 E., 1997/776 K.; H.G.K.'nun 22.3.2006 gün ve 2006/12-92 E., 2006/85 K.; H.G.K.'nun 25.6.2008 gün ve 2008/12-451 E., 2008/453 K:; H.G.K.'nun 3.3.2010 gün ve 2010/12-124 E., 2010/110 K.; H.G.K.'nun 6.2.2013 gün ve 2012/12-603 E., 2013/211 K. sayılı ilamları )…”
HGK. E. 2013/12-1310, K. 2014/532, T. 16.4.2014
http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=hgk-2013-12-1310.htm&kw=`h%C3%BCk%C3%BCm+k%C4%B1sm%C4%B1+icray a`#fm

Mola...

Saygılar
Old 22-08-2019, 06:50   #12
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Görüş

Merhaba sayın Baritone,

Alıntı:
Takibin, ŞİRKETE ÖDENMESİNE KARAR VERİLEN BÖLÜM BAKIMINDAN iptali

1) TTK.m.553
“…Hükmümüzde, ‘kurucular, YÖNETİM KURULU ÜYELERİ, yöneticiler ve tasfiye memurları’ denilerek açıkça GÖREVLİ KİŞİLER ifade edilmiştir.” (Madde gerekçesi).
AKTİF DAVA EHLİYETİNE SAHİP kişilerin bu yetkilerini kullanabilme şartları Tasarının 555 ve 556 ncı maddelerinde yer almaktadır.” (Madde gerekçesi).

2) TTK.m.555
(1) Şirketin uğradığı ZARARIN TAZMİNİNİ, şirket ve HER BİR PAY SAHİBİ İSTEYEBİLİR. PAY SAHİPLERİ TAZMİNATIN ANCAK ŞİRKETE ÖDENMESİNİ İSTEYEBİLİRLER.
(2) Pay sahibinin açtığı davayı hukuki ve maddi sebepler haklı gösterdiği takdirde, mahkeme, dava giderleriyle avukatlık ücretini, bu giderler davalıya yükletilemediği hâllerde, davacı pay sahibiyle şirket arasında, hakkaniyete göre paylaştırır.

“…şirketin ihmâli veya sorumluların şirkete hâkim olmaları sebebiyle davayı açamamaları olasılığı düşünülerek, zararın tazmini davasını açmak hakkı şirketin pay sahibine de verilmiştir.” (Madde Gerekçesinden)

“…pay sahibi dava açabilme yetkisi yönünden şirketle aynı düzeyde…” kabul edilmiştir.

3)“…davacı lehine bir eda hükmü bulunmadığından, davacı pay sahibinin ilamlı icrada taraf olamayacağı kanaati”nin
kabul görmüş ve konuya ilişkin hükmün kesinleşmiş olmasıyla, yasa koyucunun m.553 ve 555’deki istenci yok edilmiştir.

4)AKTİF DAVA EHLİYETİNE SAHİP pay sahiplerinin, hükmü icraya koyarak TAZMİNATIN ŞİRKETE ÖDENMESİNİ talep etmek yetkileri elbette vardır (Çoğun içinde az da vardır).

Alıntı:
HALEN CEVAP BULAMADIĞIMIZ BİR SORU…
Müvekkillerim olan YK üyeleri bu ödemeyi rızaen yapmasalardı ne olurdu?
Elbette bu durum ikinci bir sorumluluk davasına konu olabilirdi.
Ama davacı pay sahibinin elinde şirkete ödeme yapılması için bir CEBRİ İCRA HAKKI var mı?

5)Yargıtay’ın “…yerleşik yargısal uygulamada, ilamların infaz edilecek kısmının, hüküm bölümü olduğu, hükmün içeriğinin aynen infazı gerektiği ve gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yoluyla belirleme yetkisine sahip olmadığı kabul edilmiştir…” görüşüyle (HGK. E. 2013/12-1310, K. 2014/532, T. 16.4.2014) “pay sahibinin elinde şirkete ödeme yapılması için bir CEBRİ İCRA HAKKI” olduğunun kabulü gerekir.

Saygılar
Old 22-08-2019, 16:15   #13
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Baritone

...

Bilindiği üzere ödenecek tazminatın şirkete ödenmesine hükmediliyor.

...


Merhaba meslektaşım,

Tazminatın mutlak surette şirkete ödenmesine karar verliecek diye bir zorunluluk yok; zarar gören kimse ona ödenmesine karar verilir.

Zarar görenler m.553 hükmüne göre ya şirketin kendisi ya pay sahipleri ya da şirket alacaklıları olabilir. Bu üç gruptan kim dava açarsa kabul edilen davada tazminat ona ödenir.

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
projeye aykırılık nedeniyle eski hale getirme davasının kesinleşmeden icrası mümkün mü? evrimarin Meslektaşların Soruları 0 07-04-2017 13:10
Maddi ve manevi tazminat davasının ara kararında verilen ihtiyati haciz kararının icrası. Av. Esin Özak Sezengöz Meslektaşların Soruları 2 14-08-2015 12:51
Bir işin icrası ile yargılama giderlerinin icrası Av.Özlem PEKSÜSLÜ Meslektaşların Soruları 1 28-04-2011 11:07
istirdat davasının ilamını icraya koymak ceza davasının kesinleşmesi gerekir mi? seniz Meslektaşların Soruları 3 15-10-2007 17:53
işe iade davasının icrası av.ercan Meslektaşların Soruları 1 18-04-2007 17:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06720495 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.