Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM), THS Kadın Hakları Çalışma Grubu projesidir. Bu foruma siteye üye olmadan soru gönderilebilir ancak forum sadece kadın haklarına ilişkin konulara açık olup, diğer hukuki soru ve sorunlar alanda yayınlanmaz. [Kahdem Portalı]

Basın Ve Medya'da KAHDEM

Yanıt
Old 09-08-2008, 19:36   #33
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadınların KEY isyanı

...

Açıklamada, "Aksi uygulamayla hükümetin kadınlara olan borcunu ödememiş sayılacağını, mevcut uygulamanın devam etmesi halinde Türkiye hükümetinin Türk Medeni Kanunu, Anayasa, uluslararası sözleşmelere uygun davranmaması nedeniyle ulusal ve uluslararası alanda sorumlu olacağını bir kez daha hatırlatıyoruz. Biz, hukuka aykırı düzenlemelerin mağdurlarını yasa yollarına başvurmaya çağırıyoruz" denildi.

http://www.olayhaber.com/haber_detay.asp?id=29184
Old 09-08-2008, 19:38   #34
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Düzenleme eşitlik prensibine aykırı

28.07.2008 - 16:50

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi Derneği, KEY ödemelerine ilişkin açıklama yaptı

http://www.dunya.com/haber.asp?id=16638
Old 17-08-2008, 23:07   #35
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Haydi kadınlar yargıya


Alıntı:
Konut yardımı geri ödemelerinden eşlerinden boşanmış kadınlar yararlanamadı. Hak gaspının önüne geçilmesi hukukçular, kadınların yargıya başvurmalarını istedi
http://www.kazete.com.tr/?bolum=habe...ayfa=ekonomi51
Old 17-08-2008, 23:23   #37
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Öte yandan Kadınlara Hukuki Destek Merkezi Derneği (KAHDEM), Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemelerine ilişkin, ''eşlerden her ikisi de yardım alacaksa, ödemenin aile reisine yapılması şeklinde yapılan düzenlemede erkek eşin kayrılması''nın eşler arasındaki eşitlik prensibine aykırı olduğunu bildirdi

http://www.anayurtgazetesi.com/haber...rih=2008-07-29
Old 27-11-2008, 21:18   #38
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

ANKARA - Kadınlara Hukuki Destek Merkezi’nin (KAHDEM) mahkemelerin verdiği koruma kararlarıyla ilgili araştırmasına göre, mahkemelere şiddetle ilgili 2019 başvurunun 1404’ü savcılar, 614’ü ise şahıslarca yapıldı.
KAHDEM, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un uygulamasına ilişkin araştırmasında mahkemelere yapılan toplam 2 bin 19 başvuruyu inceleyerek sonuçlarını bir raporda topladı. Kanunun amacının şiddeti önleyerek kadını korumak olduğu belirtilen raporda, koruma kararının verilmesinde şiddetin “ihtimal dahilinde olması”nın yeterli görülmesi gerektiği vurgulandı.
Rapora göre kadınlardan çok, kadına yönelik şiddet konusunda savcılar başvuru yaptı. Başvuruların 1404’ünün savcılık, 614’ünün şahıslar, birinin de Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapıldığı gözlendi. Yapılan başvuruların yüzde 26,5’i bir gün, yüzde 2,5’i ise 10 gün sonra karara bağlandı. (aa)

http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...cleID=910 081
Old 27-11-2008, 21:51   #39
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadına Şiddet Raporu



Kadınlara Hukuki Destek Merkezinin (KAHDEM) mahkemelerin verdiği koruma kararlarıyla ilgili araştırmasına göre, mahkemelere şiddetle ilgili 2019 başvurunun 1404'ü savcılar, 614'ü ise şahıslar tarafından yapıldı

26 Kasım 2008 Çarşamba



KAHDEM, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un uygulamasına ilişkin araştırmasında mahkemelere yapılan toplam 2019 başvuruyu inceleyerek sonuçlarını bir raporda toplandı. , koruma kararları genellikle şiddet olayından sonra veriliyor. Kanunun amacının şiddeti önleyerek kadını korumak olduğu belirtilen raporda, koruma kararının verilmesinde şiddetin 'ihtimal dahilinde olması'nın yeterli görülmesi gerektiği vurgulandı. Raporda, koruma kararı verilebilmesi için sadece gerçekleşen şiddetin delil olarak değerlendirilmesi ve tıbbi darp raporu talep edilmesinin şiddetle mücadeleyi etkisiz hale getirdiği savunuldu. Şiddet mağduru kadınların doğrudan Aile Mahkemelerine başvurabileceği belirtilen raporda, ancak bunun uygulamaya geçirilemediği üzerinde duruldu. Kadınların, istemeleri durumunda baro tarafından kendileri için bir avukat görevlendirilmesiyle ilgili uygulamadan haberdar olmadığına dikkat çekilen raporda, bu konularda kadınların bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret ediliyor. -'ŞİDDETİN GECE VE HAFTA SONU TATİLİ YOK'- Kanun gereği, koruma kararlarının 'derhal' verilmesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, bu sürenin genellikle koruma kararından beklenen yararı ortadan kaldırabilecek kadar uzun olduğuna dikkat çekildi. 'Şiddet gece ve hafta sonu tatili yapmamaktadır' denilen raporda, nöbetçi mahkemelerin 24 saat karar verebilir durumda çalışmaları gerektiği belirtildi. Nikahı olmayan kadınların şiddete karşı korunamadığı ve 'medeni durumuna göre ayrımcılığa maruz kaldığı' savunulan raporda, şiddetten korunmanın evrensel bir hak olduğu ve bu ayrımcılığa en kısa sürede son verilmesi gerektiği kaydedildi. -'KORUMA KARARLARININ ETKİN DENETİMİ YAPILMIYOR'- Mahkemelerce verilen koruma kararlarının etkin denetiminin yapılmadığı iddia edilen raporda, karara rağmen kadınların yeniden şiddete maruz kalabildikleri ve hayatlarını kaybettiklerine işaret edildi. Raporda, bu nedenle denetim için etkili önlem alınması gerektiği ifade edildi. Raporda, kadınların adalete daha kolay ulaşabilmeleri için danışma ve destek merkezlerinin oluşturulması istendi. Ayrıca geleneksel rollere bağlı davranışlarda değişiklik oluşturulabilmesi için hükümetin ulusal bir eylem planı yapması gerektiği de belirtildi. Raporda, kadınların şiddete maruz kaldıklarında ihbar yollarını denemeleri için cesaretlendirilmesi gerektiği vurgulandı. -EN ÇOK BAŞVURU İZMİR'DEN- Ankara 1. bölge, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Burdur, Hatay, Konya, Sivas, Ereğli, Tarsus ve Yalova'daki mahkemelere yapılan 2019 başvurunun incelendiği araştırma sonuçlarına göre, 616 ile en çok başvuru yapılan il İzmir oldu. Bunu sırasıyla İstanbul, Diyarbakır, Konya ve Tarsus izledi. Şiddetle ilgili başvuruların en az olduğu il ise Yalova olarak belirlendi. Başvuruların 1404'ünün savcılık, 614'ünün şahıslar, 1'inin de Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapıldığı gözlendi. Karar verilen 2 bin dosyanın yüzde 94,3'ü kabul, 5,7'si ise reddedildi. Başvuruların yüzde 26,5'i 1 gün, yüzde 2,5'i ise 10 gün sonra karara bağlandı.

http://www.anayurtgazetesi.com/defau...aber&id=219445
Old 27-11-2008, 22:12   #40
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

KAHDEM, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un uygulamasına ilişkin araştırmasında mahkemelere yapılan toplam 2019 başvuruyu inceleyerek sonuçlarını bir raporda toplandı.Rapora göre, koruma kararları genellikle şiddet olayından sonra veriliyor.Kanunun amacının şiddeti önleyerek kadını korumak olduğu belirtilen raporda, koruma kararının verilmesinde şiddetin "ihtimal dahilinde olması"nın yeterli görülmesi gerektiği vurgulandı.Raporda, koruma kararı verilebilmesi için sadece gerçekleşen şiddetin delil olarak değerlendirilmesi ve tıbbi darp raporu talep edilmesinin şiddetle mücadeleyi etkisiz hale getirdiği savunuldu. Şiddet mağduru kadınların doğrudan Aile Mahkemelerine başvurabileceği belirtilen raporda, ancak bunun uygulamaya geçirilemediği üzerinde duruldu. Kadınların, istemeleri durumunda baro tarafından kendileri için bir avukat görevlendirilmesiyle ilgili uygulamadan haberdar olmadığına dikkat çekilen raporda, bu konularda kadınların bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret ediliyor. "Şiddetin gece ve hafta sonu tatili yok"Kanun gereği, koruma kararlarının "derhal" verilmesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, bu sürenin genellikle koruma kararından beklenen yararı ortadan kaldırabilecek kadar uzun olduğuna dikkat çekildi. "Şiddet gece ve hafta sonu tatili yapmamaktadır" denilen raporda, nöbetçi mahkemelerin 24 saat karar verebilir durumda çalışmaları gerektiği belirtildi. Nikahı olmayan kadınların şiddete karşı korunamadığı ve "medeni durumuna göre ayrımcılığa maruz kaldığı" savunulan raporda, şiddetten korunmanın evrensel bir hak olduğu ve bu ayrımcılığa en kısa sürede son verilmesi gerektiği kaydedildi. "Koruma kararlarının etkin denetimi yapılmıyor"Mahkemelerce verilen koruma kararlarının etkin denetiminin yapılmadığı iddia edilen raporda, karara rağmen kadınların yeniden şiddete maruz kalabildikleri ve hayatlarını kaybettiklerine işaret edildi. Raporda, bu nedenle denetim için etkili önlem alınması gerektiği ifade edildi. Raporda, kadınların adalete daha kolay ulaşabilmeleri için danışma ve destek merkezlerinin oluşturulması istendi. Ayrıca geleneksel rollere bağlı davranışlarda değişiklik oluşturulabilmesi için hükümetin ulusal bir eylem planı yapması gerektiği de belirtildi. Raporda, kadınların şiddete maruz kaldıklarında ihbar yollarını denemeleri için cesaretlendirilmesi gerektiği vurgulandı. En çok başvuru İzmir'denAnkara 1. bölge, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Burdur, Hatay, Konya, Sivas, Ereğli, Tarsus ve Yalova'daki mahkemelere yapılan 2019 başvurunun incelendiği araştırma sonuçlarına göre, 616 ile en çok başvuru yapılan il İzmir oldu. Bunu sırasıyla İstanbul, Diyarbakır, Konya ve Tarsus izledi. Şiddetle ilgili başvuruların en az olduğu il ise Yalova olarak belirlendi. Başvuruların 1404'ünün savcılık, 614'ünün şahıslar, 1'inin de Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapıldığı gözlendi. Karar verilen 2 bin dosyanın yüzde 94,3'ü kabul, 5,7'si ise reddedildi. Başvuruların yüzde 26,5'i 1 gün, yüzde 2,5'i ise 10 gün sonra karara bağlandı

http://www.haberalan.com/haber-Kad30...a-aktif-61510/
Old 27-11-2008, 22:13   #41
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Koruma kararının verilmesinde şiddetin ihtimal dahilinde olması yeterli sayılsın
KAHDEM mahkemelerin koruma kararlarını inceledi



KAHDEM (Kadınlara Hukuki Destek Merkezi), 25 Kasım Kadına Şiddet Günü nedeniyle basın bildirisi yayınlayarak, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun Uygulaması konusunda 11 ildeki Aile Mahkemelerinin Değişik İş Defterine kayıtlı 2 bin 019 başvuru incelenerek yaptıkları araştırma ve gözlemlerinin sonuçlarını açıkladı

KAHDEM’den yapılan açıklamada; koruma kararlarıyla araştırma ve gözlemlerinin sonuçlarıyla ilgili özetle şu görüşlere yer verildi:

1- Koruma kararları genellikle gerçekleşmiş bir şiddet olayından sonra verilmektedir.
Oysa 4320 sayılı yasanın amacı şiddeti önleyerek kadını korumaktır.
Bu nedenle koruma kararı verilebilmesi için gerçekleşen şiddetin delil olarak değerlendirilmesi ve tıbbi darp rapor talep edilmesi şiddetle mücadeleyi etkisiz hale getirmektedir.

2- Koruma kararının verilmesinde şiddetin ihtimal dahilinde olması yeterli sayılmalıdır.

3- Koruma kararları soruşturulan dosyalar üzerinden Savcılık tarafından istenmektedir.
Bu durum yasanın res’en uygulanması bakımından oldukça olumlu ise de şiddet mağdurlarının kolluğa başvurma zorunluluğu olmaksızın doğrudan Aile Mahkemesine başvurma olanağından henüz yeteri kadar yararlanmadıklarını göstermektedir.
Kadınların şiddetten korunma konusunda cesaretlendirilmeleri ve yasal düzenleme / yasal olanaklardan yararlanma olanakları kadınlara etkili ve eylemli olarak duyurulmalıdır..

4- Kadınların ,şiddetten korunmada bir avukattan hukuki destek alması yetersizdir.
CMK değişikliği sonrası mağdurlara baro tarafından vekil atanması olanağı kadın mağdurlarca bilinmemekte ve bu hak karakol ve diğer aşamalarda kadınların anlayabileceği şekilde kendilerine bildirilmemektedir.
Bu nedenle kolluğun kadının insan hakları ve şiddetten korunma da yasal olanaklar konusunda eğitilmesi kadına yönelik şiddetle mücadelede zorunluluktur.

5-Yasanın amacı gereği koruma kararlarının” DERHAL” verilmesi gerekirken bu süre genel olarak korunma kararından beklenen yararı ortadan kaldırabilecek kadar uzun olabilmektedir.
Gece ve hafta sonu şiddet tatil yapmamaktadır.
Nöbetçi Mahkemelerin 24 saat karar verebilir durumda bulundurulmaları zorunludur.

6-Aile gibi yaşayan fakat resmi nikah olmayan birlikteliklerde ve ,boşanma sonrasında kadın genellikle şiddete karşı korunamamakta ve medeni durumuna göre ayrımcılığa uğramaktadır.
Şiddetten korunmak evrensel bir haktır ve kadınlar arasında medeni durumlarına göre ayrımcılığa derhal son verilmelidir.

7-Verilmiş koruma kararlarının etkin kontrolü yapılmamakta karara rağmen kadın yeniden şiddetle . karşılaşabilmekte ve hatta hayatını kaybedebilmektedir.
Koruma kararlarının fiilen yarar sağlaması ve etkin olması için DERHAL ve yeteri kadar önlem alınmalıdır.

8-Kadınların şiddet ve diğer hukuki sorunları nedeniyle adalete ulaşmaları ve bir avukattan hukuki destek almaları yeterli düzeyde değildir.
Kadının insan hakları ve adalete ulaşma konusunda yaygın bir bilgilendirme yapılması ve danışma/destek merkezlerinin oluşturulup sayısının arttırılması gerekmektedir.

9-Şiddetle etkili mücadelede kadının aile içinde ve toplumdaki temel haklara aykırı olan geleneksel rollerin devamı şiddetin de devamını sağlamaktadır.
Toplumsal cinsiyet ve kadının insan hakları konusunda HEMEN yaygın bir eğitim ve davranış değişikliği için hükümet ulusal bir eylem planı yapmalı ve kadın için devam eden eşitsiz hayatı değiştirmelidir..

10-Koruma kararı verilmesinde mağdurun başvurundan başka ihbar yolu ile de karar verilebilme olanağı yeteri kadar kullanılmamaktadır.
Yurttaşların kadına yönelik şiddet konusunda ihbar yolunu denemeleri için cesaretlendirilmeleri ve kadına yönelik şiddetle ilgili Kadın örgütlenmelerinin bildirimleri yeteri kadar önemli sayılmalıdır.

http://www.kazete.com.tr/haber_detay.php?hid=636
Old 28-11-2008, 07:36   #42
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadına yönelik şiddetle mücadele

ANKARA- Kadınlara Hukuki Destek Merkezinin (KAHDEM) mahkemelerin verdiği koruma kararlarıyla ilgili araştırmasına göre, mahkemelere şiddetle ilgili 2019 başvurunun 1404'ü savcılar, 614'ü ise şahıslar tarafından yapıldı. KAHDEM, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un uygulamasına ilişkin araştırmasında mahkemelere yapılan toplam 2019 başvuruyu inceleyerek sonuçlarını bir raporda toplandı. Koruma kararları genellikle şiddet olayından sonra veriliyor. Kanunun amacının şiddeti önleyerek kadını korumak olduğu belirtilen raporda, koruma kararının verilmesinde şiddetin ''ihtimal dahilinde olması''nın yeterli görülmesi gerektiği vurgulandı. Raporda, koruma kararı verilebilmesi için sadece gerçekleşen şiddetin delil olarak değerlendirilmesi ve tıbbi darp raporu talep edilmesinin şiddetle mücadeleyi etkisiz hale getirdiği savunuldu. Şiddet mağduru kadınların doğrudan Aile Mahkemelerine başvurabileceği belirtilen raporda, ancak bunun uygulamaya geçirilemediği üzerinde duruldu. Kadınların, istemeleri durumunda baro tarafından kendileri için bir avukat görevlendirilmesiyle ilgili uygulamadan haberdar olmadığına dikkat çekilen raporda, bu konularda kadınların bilinçlendirilmesi gerektiğine işaretediliyor. ''ŞİDDETİN GECE VE HAFTA SONU TATİLİ YOK''- Kanun gereği, koruma kararlarının ''derhal'' verilmesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, bu sürenin genellikle koruma kararından beklenen yararı ortadan kaldırabilecek kadar uzun olduğuna dikkat çekildi. ''Şiddet gece ve hafta sonu tatili yapmamaktadır'' denilen raporda, nöbetçi mahkemelerin 24 saat karar verebilir durumda çalışmaları gerektiği belirtildi. Nikahı olmayan kadınların şiddete karşı korunamadığı ve ''medeni durumuna göre ayrımcılığa maruz kaldığı'' savunulan raporda, şiddetten korunmanın evrensel bir hak olduğu ve bu ayrımcılığa en kısa sürede son verilmesi gerektiği kaydedildi. ''KORUMA KARARLARININ ETKİN DENETİMİ YAPILMIYOR''- Mahkemelerce verilen koruma kararlarının etkin denetiminin yapılmadığı iddia edilen raporda, karara rağmen kadınların yeniden şiddete maruz kalabildikleri ve hayatlarını kaybettiklerine işaret edildi. Raporda, bu nedenle denetim için etkili önlem alınması gerektiği ifade edildi. Raporda, kadınların adalete daha kolay ulaşabilmeleri için danışma ve destek merkezlerinin oluşturulması istendi. Ayrıca geleneksel rollere bağlı davranışlarda değişiklik oluşturulabilmesi için hükümetin ulusal bir eylem planı yapması gerektiği de belirtildi. Raporda, kadınların şiddete maruz kaldıklarında ihbar yollarını denemeleri için cesaretlendirilmesi gerektiği vurgulandı. EN ÇOK BAŞVURU İZMİR'DEN- Ankara 1. bölge, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Burdur, Hatay, Konya, Sivas, Ereğli, Tarsus ve Yalova'daki mahkemelere yapılan 2019 başvurunun incelendiği araştırma sonuçlarına göre, 616 ile en çok başvuru yapılan il İzmir oldu. Bunu sırasıyla İstanbul, Diyarbakır, Konya ve Tarsus izledi. Şiddetle ilgili başvuruların en az olduğu il ise Yalova olarak belirlendi. Başvuruların 1404'ünün savcılık, 614'ünün şahıslar, 1'inin de Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapıldığı gözlendi. Karar verilen 2 bin dosyanın yüzde 94,3'ü kabul, 5,7'si ise reddedildi. Başvuruların yüzde 26,5'i 1 gün, yüzde 2,5'i ise 10 gün sonra karara bağlandı.
http://www.ekspresgazete.com/haber.asp?id=32986
Old 30-11-2008, 13:00   #43
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

KAHDEM'den 4320'nin uygulanmasına ilişkin veriler

Cumartesi, 29 Kasım 2008
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi, sınırlı bir zamanda ve gönüllü hukukçuların katkısıyla 4320 sayılı yasanın uygulamasına ilişkin 11 ilde bu yasaya dayanarak verilen koruma kararlarındaki verileri bir araya getirip yorumladı. Bu veriler 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir basın açıklaması yayınlanarak duyuruldu.

http://www.ucansupurge.org/index.php...48&Ite mid=71
Old 04-12-2008, 08:47   #44
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadına şiddete karşı savcılar daha aktif

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi'nin (KAHDEM) mahkemelerin verdiği koruma kararlarıyla ilgili araştırmasına göre, mahkemelere şiddetle ilgili 2 bin 19 başvurunun bin 404'ü savcılar, 614'ü ise şahıslar tarafından yapıldı.

KAHDEM, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un uygulamasına ilişkin araştırmasında mahkemelere yapılan toplam 2019 başvuruyu inceleyerek sonuçlarını bir raporda toplandı.

Rapora göre, koruma kararları genellikle şiddet olayından sonra veriliyor.

Kanunun amacının şiddeti önleyerek kadını korumak olduğu belirtilen raporda, koruma kararının verilmesinde şiddetin "ihtimal dahilinde olması"nın yeterli görülmesi gerektiği vurgulandı.

Raporda, koruma kararı verilebilmesi için sadece gerçekleşen şiddetin delil olarak değerlendirilmesi ve tıbbi darp raporu talep edilmesinin şiddetle mücadeleyi etkisiz hale getirdiği savunuldu.

Şiddet mağduru kadınların doğrudan Aile Mahkemelerine başvurabileceği belirtilen raporda, ancak bunun uygulamaya geçirilemediği üzerinde duruldu.

Kadınların, istemeleri durumunda baro tarafından kendileri için bir avukat görevlendirilmesiyle ilgili uygulamadan haberdar olmadığına dikkat çekilen raporda, bu konularda kadınların bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret ediliyor.

"Şiddetin gece ve hafta sonu tatili yok"

Kanun gereği, koruma kararlarının "derhal" verilmesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, bu sürenin genellikle koruma kararından beklenen yararı ortadan kaldırabilecek kadar uzun olduğuna dikkat çekildi.

"Şiddet gece ve hafta sonu tatili yapmamaktadır" denilen raporda, nöbetçi mahkemelerin 24 saat karar verebilir durumda çalışmaları gerektiği belirtildi.

Nikahı olmayan kadınların şiddete karşı korunamadığı ve "medeni durumuna göre ayrımcılığa maruz kaldığı" savunulan raporda, şiddetten korunmanın evrensel bir hak olduğu ve bu ayrımcılığa en kısa sürede son verilmesi gerektiği kaydedildi.

"Koruma kararlarının etkin denetimi yapılmıyor"

Mahkemelerce verilen koruma kararlarının etkin denetiminin yapılmadığı iddia edilen raporda, karara rağmen kadınların yeniden şiddete maruz kalabildikleri ve hayatlarını kaybettiklerine işaret edildi.

Raporda, bu nedenle denetim için etkili önlem alınması gerektiği ifade edildi.

Raporda, kadınların adalete daha kolay ulaşabilmeleri için danışma ve destek merkezlerinin oluşturulması istendi. Ayrıca geleneksel rollere bağlı davranışlarda değişiklik oluşturulabilmesi için hükümetin ulusal bir eylem planı yapması gerektiği de belirtildi.

Raporda, kadınların şiddete maruz kaldıklarında ihbar yollarını denemeleri için cesaretlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
http://www.cnnturk.com/2008/turkiye/...1.0/index.html
Old 05-12-2008, 09:50   #45
av.sally

 
Varsayılan

Kadın, şiddeti şikâyet bile edemiyor



ANKARA - Kadınlara Hukuki Destek Merkezi’nin (KAHDEM) mahkemelerin verdiği koruma kararlarıyla ilgili araştırmasına göre, mahkemelere şiddetle ilgili 2019 başvurunun 1404’ü savcılar, 614’ü ise şahıslarca yapıldı.
KAHDEM, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un uygulamasına ilişkin araştırmasında mahkemelere yapılan toplam 2 bin 19 başvuruyu inceleyerek sonuçlarını bir raporda topladı. Kanunun amacının şiddeti önleyerek kadını korumak olduğu belirtilen raporda, koruma kararının verilmesinde şiddetin “ihtimal dahilinde olması”nın yeterli görülmesi gerektiği vurgulandı.
Rapora göre kadınlardan çok, kadına yönelik şiddet konusunda savcılar başvuru yaptı. Başvuruların 1404’ünün savcılık, 614’ünün şahıslar, birinin de Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapıldığı gözlendi. Yapılan başvuruların yüzde 26,5’i bir gün, yüzde 2,5’i ise 10 gün sonra karara bağlandı. (aa) RADİKAL
Old 20-12-2008, 12:32   #46
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Milliyet Ankara'nın KAHDEM ile Röportajı

--------------------------------------------------------------------------------

Hakkını bilmeyen kadın şiddete katlanıyor

Kadınların uğradıkları şiddet karşısında mücadele etmek yerine “katlanma” yolunu seçtikleri ortaya çıktı

GÖKÇE SUSAM

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi'nin (KAHDEM) gönüllü hukukçularından Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Özge Yücel, kadınların haklarını yeterince bilmediklerini, bu nedenle şiddete uğradıklarında daha çok buna katlanma yolunu seçebildiklerini söyledi. KAHDEM, bu eksiklik üzerine hukukçuların hayata geçirdikleri bir proje. İnternette kadınlar hukukla ilgili tüm sorularını, sıkıntılarını KAHDEM'e aktarıyor. KAHDEM'in gönüllü hukukçuları da tüm bu sorulara yanıt arıyor. Yücel'le KAHDEM projesini ve proje üzerinden kadınların muhtelif sorunlarını konuştuk.

KAHDEM nasıl bir fikirle doğdu?

Avukatların yakından bildiği bir gerçek var, kadınlar haklarını bilmiyorlar. Ve şiddete uğradıklarında daha çok buna katlanma yolunu seçiyorlar. Biz daha önce Türkiye'nin ilk hukuk sitesi olan Türk Hukuk Sitesi'nde Kadın Hakları Çalışma Grubu olarak makaleler yazmak, kadın haklarına ilişkin haberleri paylaşmak gibi çalışmalar yapıyorduk. Daha sonra kadınlara doğrudan hukuki destek verme fikri gündeme geldi.

İnternetten ulaşıyor

İnternet, özellikle evlerde, kadınlar arasında yeni yeni yaygınlaşıyor. Kadınlar internet üzerinden size yeterince ulaşabiliyorlar mı?

Evet. Kasabada yaşayan ya da genelevde çalışan bir kadın da ev kadını da, farklı meslekten farklı sorunları olan kadınlar da bize ulaşıyor, sorularını soruyorlar. Ama tabi yeterince kadına ulaştığımızı söyleyemeyiz. Çoğu kadının internet gibi bir olanağı yok. Ancak şöyle bir şey de var, internet farklı bir seçenek desağlıyor. Kadınlar ekonomik özgürlükleri olmasa da bir yerden internete ulaşmayı başarabiliyor. Deşifre olmadan, nerede olduklarını bile söylemeden sorunlarını paylaşabiliyorlar, biz de kim olduğunu bilmediğimiz kişilere yol göstermeye çalışıyoruz.

Mutlaka avukata başvurulmalı

Sizin hukuki boyutta temel tavsiyeleriniz neler oluyor?

Her zaman bir avukata başvurmaları gerektiğini söylüyoruz. Eğer maddi güçleri yoksa bu durumda bulundukları yerlerde baroların Adli Yardım Büroları’na başvurabilirler. Bu bürolara başvurduklarında kendilerine ücretsiz avukat atanıyor. Ayrıca bazı barolarda Kadın Hakları Merkezleri de var. Her zaman avukata başvurmak gerekir, aksi takdirde çok ciddi hak kayıpları yaşanabiliyor. Haklarını bilmek her insana cesaret verir.

En büyük sorun şiddet

Daha çok hangi konularda sorular geliyor?

En çok gelen sorular şiddet üzerine. Şiddetin çeşitli boyutları var tabi. En çok görünen boyutu fiziksel. Daha sonra cinsel şiddet geliyor. İstismar, taciz, tecavüz... Bunun dışında daha çok boşanma davalarıyla ilgili sorular geliyor. Boşanma davası gerekçeleri, 'Boşanma davası açarsam benim haklarım neler olacak?' daha çok bunlar merak ediliyor.

İşyerinde taciz

İş yerinde tacizin yaygın olduğunu söyleyebilir miyiz?

Avukat arkadaşlarımızın pratiklerinden edindikleri bilgiler iş yerinde tacizin çok fazla olduğu yönünde. Kadınlara yönelik cinsel ayrımcılık kendisini çok farklı şekillerde gösteriyor. Psikolojik olarak kadını aşağılama, yükselmesini engelleme, kadının işiyle değil başka yönleriyle ilgilenme, kadının üzerinde sürekli baskı uygulama gibi şekillerde. Hala çok sık sorulan konulardan biri de bekaret. Kadınlar bakire olmadıkları için evliliklerinde sorunlar yaşadıklarını, eşlerinin boşanma davası açtığını söylüyor.

Hukuk sisteminde bekaret nedeniyle boşanmayı düzenleyen bir hüküm var mı?

Farklı yaklaşımlardan söz edebiliyoruz. Eğer kadınla erkek evlenmeden önce bu konuyu konuşmuşlar ve erkek bu konudaki hassasiyetini ifade etmişse, ancak kadın evleneceği kişiyi yanıltmışsa,eş yanıltılmaya, aldatılmaya dayanarak evliliğin iptalini isteyebilir. Ancak böyle bir konu konuşulmamışsa sırf bu nedene dayanarak boşanma davası açılamaz. Boşanma davası açılsa bile bu neden gösterilerek kadın kusurlu eş olarak sayılamaz.

Milliyet Ankara, 20.12.2008
Old 07-03-2009, 13:26   #47
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Yine bir 8 Mart geliyor ve yine birçok kurum, birçok kişi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için bildiri açıklayacak. Bu bildiriler sonuçsuz kalmasın dileğiyle KAHDEM Başkanı Avukat Habibe Yılmaz ile kadınlara hukuksal destek projelerini konuştuk...

KAHDEM, Kadınlara Hukuksal Destek Merkezi 8 Mart 2007 yılında kuruldu. Aslında yeni bir dernek ama içinde yer alan üyeler inanılmaz enerji dolu ve kadınlara hukuki yardımı sonuna kadar savunan hukukçulardan oluşuyor..

Habertürk
http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2009/03/07
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07890201 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.