Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukatın Mahkeme Esas Defterini İncelemesi - Hakimin Talebi Reddi

Yanıt
Old 27-12-2006, 16:31   #1
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan Avukatın Mahkeme Esas Defterini İncelemesi - Hakimin Talebi Reddi

Sevgili Meslektaşlarım, Değerli İzleyenler;

Bir meslektaşımız sahil ilçelerimizden birisinde Ceza Mahkemesi Esas Defterini incelemek ister. Önce kalemdeki memur esas defterini göstermek istemez, tereddüt eder. Hakime sormak için hakimin odasına girer.

Daha sonra meslektaşımıza isim, olay ve esas numarası bildirmediğiniz için defteri gösteremeyeceğini belirtir. .

Sevgili meslektaşımız " 2006 yılının son esas defterine bakmak istiyorum" içerikli dilekçesini mahkemeye sunar.

Hakim dilekçeye kendi el yazısı ile aşağıdaki kararını yazar;
"HERHANGİ BİR İSİM, HERHANGİ BİR DOSYA NUMARASI VE OLAY ZİKREDİLMEDİĞİNDEN İYİNİYETLE GÖRÜLMEMİŞTİR. TALEBİN REDDİNE. tarih, sicil, imza"

Olayı bilgilerinize, yargıcın bu kararını tartışmalarınıza sunuyorum.
Old 27-12-2006, 17:12   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Çelik,

Ne Ceza Kalem yönetmeliğinde ne de hukuk kalem yönetmeliğinde esas defterlerinin gizli olacağı veya bunlara hakimin izniyle bakılacağına dair hüküm vardır.Hakimin veya savcının izni öngörülen hususlar "mahkeme evrakı" veya "soruşturma evrakı"nın incelemesidir ki bu durumda da vekaletin veya cezada görevlendirme evrakının ibrazı yeterlidir.

Kaldı ki Avukatlık Yasası'nın m. 2/son maddesine göre ....Yargı organları ....avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür.

Bu neden sayın hakimin işlemini hukuka uygun bulmuyorum.
Old 27-12-2006, 20:43   #3
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Sn Akbulut;
Size katılıyorum.
THS yi yargıçlarında izlediğini bilerek ve düşünerek şu soruları yanıtlamalıyız.
1.Dava esas defteri incelenmesi için dilekçe zorunlumudur?
2.Bir vekaletname olmadan avukatın dosya inceleme yetkisi olmasına karşın ESAS DEFTERİ İNCELEMEDE verilen dilekçede sanık ismi, dosya esas no su belirtilmesi zorunlumudur?
3.Bir avukat tarafından böyle bir dilekçe verildiğini varsaysak bile(ki olayımızda verilmiştir) bu istem reddedilebilir mi?
4.Yargıcın RET gerekçesinde belirttiği İSTEMİN İYİNİYETLİ OLMAMASI GEREKÇESİNİ bir hukukçu olarak nasıl açıklayabiliriz?
Old 27-12-2006, 21:10   #4
A.Turan

 
Varsayılan

Öncelikle Esas defterini niçin değerli arkadaşımız incelemek istemiştir? Esas defteri tamamen mahkemenin kendi iç düzeniyle ilgili esas dosyaların kaydedildiği tutulması zorunlu bir defterdir. Bu deftere bi arkadaşımız neden bakacak?
Velevki keyfim geldi bakmak istiyorum dedi. Bakabilir mi? bilgi edinme hakkı çerçevesinde bakabileceğini düşünüyorum. Yargılmanın aleniliği ilkesi gereğince bakmasında saknıca olmadığını da düşünmek gerekir. Fakat kimse durduk yere gelipte ben sizin esas defterinizi incelemek istiyorum demez. Muhakkak bir izah edilebilir sebebi vardır. Bu meslektaşımız bakmak isteme sebebini açıklamış mı? Açıklamadıysa açıklamayı düşünür mü? Aksi halde keyfim geldi bakacağım demekte gerçekten iyi niyet görülmediği gibi mahkeme kalemini gereksiz yere oyalayacağından hakimin dilekçeyi reddetmesi uygun gözükmektedir.
Old 27-12-2006, 22:49   #5
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Sayın Turan;
Alıntı:
Öncelikle Esas defterini niçin değerli arkadaşımız incelemek istemiştir
Bir avukatın görevlerinden birisi esas defterini inceleyerek müvekkili hakkında dava açılıp açılmadını anlamaktır. Bu örnek çoğaltılabilir.

Ayrıca hukukun evrensel temel ilkesi ve yasalar avukatı yargının KURURCU UNSURU kabul eder.

Alıntı:
Fakat kimse durduk yere gelipte ben sizin esas defterinizi incelemek istiyorum demez
Alıntı:
Muhakkak bir izah edilebilir sebebi vardır. Bu meslektaşımız bakmak isteme sebebini açıklamış mı?
İncelenmek istenen defter, yargıcın kişisel malı değidir. Avukat da ALALADE KİMSE değildir...

Alıntı:
Aksi halde keyfim geldi bakacağım demekte gerçekten iyi niyet görülmediği gibi mahkeme kalemini gereksiz yere oyalayacağından hakimin dilekçeyi reddetmesi uygun gözükmektedir.
Bu ifadeye verebilecek bir yanıt bulamadım.

Yanıt hakkı yüm meslektaşlarıma aittir...
Old 27-12-2006, 22:56   #6
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Turan,

Mevzuat açısından bakıldığında sözügeçen evrakın incelenmesinin "iyiniyet" kavramı gerekçe gösterilerek reddedilmesi tamamen hukuk dışıdır. Zaten daha önceki mesajımda açıkladığım üzere bu konuda yasaklayıcı bir hüküm de bildiğim kadarıyla yoktur.Esas defterinin nasıl "kötüniyetli" olarak inceleneceği ise merak uyandırmaktadır.

Diğer taraftan defteri incelemek isteyen kişi herhangi bir yurttaş değil, hukuk uygulayıcısı olan "avukat" tır.Bir Avukat'ın ise esas defterine bakması kadar doğal bir şey olamaz.(bir dava dosyasının esas numarasını unutmuştur veya esas numarasından karar numarasına bakacaktır vs.)

Bu konuda "Bilgi Edinme Yasası" na başvurulmasını önermek bana makul gelmemektedir.Kaldı ki Bilgi Edinme Yasası'ndan daha önce bakılması gereken "Avukatlık Yasası" (m.2/son)dır.Bir diğer bakılması gereken ve bu günlerde unuttuğumuz gerçek ise hukuk uygulayıcılarının hepsinin bir zamanlar aynı sıralarda oturan arkadaşlar olduğu, bugün ise aynı amaç için emek veren "meslektaş"lar olduğu değil mi?
Old 27-12-2006, 23:14   #7
A.Turan

 
Varsayılan

Meslektaş olmak ayrı şey, iş ayrı şeydir. Aynı adliyede çalışan başka mahkemenin hakimi de meslektaştır ama neden baksın esas defterine. Ben asıl bunun açıklanmama gerekçesini tartıştım. Bunu siz açıklıyorsunuz. Ama bu arkadaşımız kendisi böyle bir açıklama yapmıyor. Bir kaleme gidip şu sebeple esas karar numarasına bakıcam vs deseniz kim engel olur size. Ama verin esas defterini ben bakıyım ki kim hangi davayı açmış ne gibi dvalar almış bunların takip edildiğini duydunuz mu hiç?
Old 27-12-2006, 23:27   #8
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Allah aşkına söyleyin, Ceza mahkemesi esas defterinden mi bakacak kim ne dava açmış diye?!

Hem hukuk esas defteri olsa ne değişekti ki? Sizin de söylediğiniz gibi yargılama alenidir zaten.

Herneyse bence tartışma gereksiz yere uzuyor gibime geliyor.


Saygılarımla
Old 27-12-2006, 23:29   #9
üye3578

 
Varsayılan

CMK 153. maddede müdafiin dosyayı inceleme yetkisinden bahsedilmektedir. Benim bu konudaki yorumum; esas defterini inceleyemez, ancak, dosyası ile ilgili bir hususun bulunup bulunmadığı hususunda esas defteriyle ilgili bir durum varsa, bunu belirterek esas defterinin incelenmesini duruşmada, soruşturma sırasında mahkemenin esas defterine ihtiyaç duyulursa C.Savcılığından defterin incelenmesi istenebilir diye düşünüyorum. İyi çalışmalar...
Old 28-12-2006, 00:30   #10
icra20

 
Varsayılan

Danıştay kararının içeriğinden istenilen hususların cevabının bulunabileceği kanaatindeyim,


T.C.
D A N I Ş T A Y
Birinci Daire

Esas No : 2002 / 26
Karar No : 2002 / 52

1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre avukatların kamu kurum ve kuruluşlarından isteyebileceği belgelerin sınırlarının ve içeriğinin ne olacağı konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine yönelik istişari düşünce istemine ilişkin Başbakanlığın 15.2.2002 günlü ve B.02.0.KKG/174-49/898 sayılı yazısına ekli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 20.11.2001 günlü ve 26722 sayılı yazısında aynen:
"Avukatlık Kanunu'nun 02.05,2001 tarih, 4667 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 3. fıkrası ile;
"Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir" hükmü getirilmiştir.
Sözkonusu hüküm gereğince, Kurulumuz Başkanlığı'na yapılan müracaatlarda; bazı avukatlar müvekkilleri hakkında, Kurulumuza yazılmış olan yazılar ile ayrı kuruluş ve kişilerin diğer kurumlara yazdığı ve bir şekilde Kurulumuza intikal eden bütün yazı ve eklerinin tasdikli birer fotokopisinin gönderilmesi istenilmektedir.
Bununla birlikte yine sanık vekili bir avukat tarafından Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafından yapılan disiplin ve ceza soruşturması ile ilgili dosyanın sureti Kurulumuzdan talep edilmiş ve talebin yerine getirilmesi hususunda tereddüde düşülmüştür.
Yine üniversite rektörlüklerinden Kurulumuza gelen yazılarda; 'Avukatlık Yasası'nın uygulama sınırları, özellikle avukatların bu kanunun tanıdığı yetki ile isteyebileceği belgelerin sınırları ve muhteviyatı açısından uygulamada güçlüklerle karşılaşıldığı ifade edilmektedir.
Uygulamadaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla Avukatlık Yasasının 02.05.2001 tarih ve 4667 sayılı Kanunu’nun 2.maddesi ile değişik 3.fıkrası hükmüne göre; avukatlara müvekkilleriyle ilgili olan, konusu, tarihi, sayısı müşahhas olarak belirtilmeyen her türlü evrakın tamamının verilmesi zorunluluğunun bulunup bulunmadığı yapılmakta olan disiplin ve ceza, soruşturmalarında soruşturma dosyasının gizlilik gözetilmeksizin bir bölümünün ya da tamamının birer örneğinin verilmesi zorunluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında Danıştay Başkanlığı'ndan istişari görüş alınması zarureti hasıl olmuş bulunmaktadır.
Danıştay Kanunu'nun 41. ve 42 . maddeleri uyarınca konu ile ilgili olarak Danıştay birinci Daire Başkanlığı'ndan, istişari görüş alınabilmesi hususunu tensiplerinize arz ederim.” denilmektedir.
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğünden Hakim Dr.Ali Karagülmez, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Sayın ile Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av.Ziya Yergök ve Hukuk Müşaviri Av.Tülay Yılmaz'ın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra konu incelenerek.

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :

İstem: 1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre avukatların kamu kurum ve kuruluşlarından isteyebileceği belgelerin sınırlarının ve içeriğinin ne olacağı konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkindir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2 nci maddesinin 4667 sayılı Kanunla değiştirilen birinci fıkrasında, avukatlığın amacının: hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak olduğu, aynı Kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında ise, yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait dernekler, noterler, sigorta şirketleri ve vakıfların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunda oldukları, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlü oldukları, bu belgelerden örnek alınmasının vekaletname ibrazına bağlı olduğu, derdest davalarda müzekkerelerin duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabileceği hükme bağlanmıştır.
Söz konusu düzenleme ile maddede sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak, kanunlardaki özel hükümler, saklı kalmak kaydıyla avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmak yükümlülüğü getirilmiş, incelemeye sunulan belgelerden örnek alınması vekalet ibrazına bağlanmıştır. Ayrıca derdest davalarda müzekkerelerin duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabileceği belirtilmek suretiyle, adli makamlarca bir husus hakkında başka dairelere yazılan yazıların duruşma gününden önce avukatlar tarafından mahkemeden alınabilmesine, müzekkere ile istenilen hususların takip edilmesi, çabuklaştırılması ve ilgili kuruluşlardan bilgi ve belge toplanması sağlanarak yargılama sürecinin çabuklaştırılmasına ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesine yardımcı olunmasına olanak sağlanmak istenilmektedir.
4667 sayılı Kanunun genel gerekçesinde ve madde gerekçelerinde de, avukatlara görevlerini yerine getirmelerine yardımcı olacak kuruluşlara açıklık getirilerek bu kuruluşlardan bilgi ve belge toplayabilme yetkisinin verildiği belirtilmektedir.
Bu hükümlere göre avukatlar, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde çözümlenmesi, hukuk kurallarının tam olarak, adalet ve hakkaniyete uygun biçimde uygulanması amacıyla görevlerini yerine getirirlerken maddede sayılan mercilere kendilerine yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir. Buradaki yardımcı olma zorunluluğu, avukatlık görevinin yerine getirilmesiyle sınırlıdır. Ayrıca bu kurumlara kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunma yükümlülüğü de getirilmiştir. Görüldüğü üzere Yasa hükmüyle kanunlardaki özel hükümler saklı tutulmuş ve avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgelerden söz edilmiş bulunulmaktadır. Bu durumda avukatın gerek duyduğu bilgi ve belge ifadesinin ne anlama geldiği, bu ifadeye hangi amacı sağlamak üzere yer verildiği üzerinde de durulması gerekmektedir.
1136 sayılı Kanunun 163 üncü maddesinde, avukatlık sözleşmesinin belli bir hukuki yardımı kapsaması gerektiği, yazılı olmayan anlaşmaların genel hükümlere göre ispatlanacağı, yalnız avukatların yapabileceği işler başlıklı 35 inci maddesinde, gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmenin, savunmanın, adli işlemleri takip etmenin, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemenin avukatlara ait olduğu belirtilmiştir.
Anayasanın 36 ncı maddesinde, herkesin, meşru vasıta veya yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Savunma hakkı sınırsız bir hak değildir. Bu hakkın sınırı, suç, yargı mercileri ve dava kavramlarıyla da yakından ilişkilidir. Bu arada, Türk Medeni Kanununun hukuki ilişkilerin kapsamı başlığı altında dürüst davranma ve iyiniyet kurallarını düzenleyen 2 nci ve 3 üncü maddelerinin hükümlerini de gözönünde bulundurmak zorunludur. Bu hükümlerde, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeninde korunmadığı, kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olanın iyiniyetin varlığı olduğu, ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı açık bir biçimde belirtilmektedir.
1136 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ve yukarıda anılan diğer hükümleri ile Medeni Kanunun 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümleri dikkate alındığında, avukatlara bilgi ve belge toplayabilme yetkisi veren hükümlerin genel sınırları ortaya çıkmış olmaktadır. Buna göre maddede sayılan kurum ve kuruluşların, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesi kapsamında, müvekkilinin hukukunu savunabilmesine, haklarını dava etmesine, yargılama sürecinin çabuklaştırılmasına ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesine, adli makamlarca bir husus hakkında başka dairelere yazılan yazıların duruşma gününden önce alınmasına, bu yazılarda istenilen hususların takip edilmesi ve çabuklaştırılmasına ve gerekli bilgi ve belgelerin toplanabilmesine yardımcı olmaları gerekmektedir.
1136 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "avukatın gerek duyduğu bilgi ve belge" ifadesinin anlam ve kapsamının da yukarıda belirtilen genel hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, bu ifadede geçen "gerek" sözcüğünün herhangi bir işin yapılabilmesinin bağlı bulunduğu şey anlamını içerdiği, gerekliliği açıklayan nedenlerin ise "gerekçe" sözcüğü ile ifade edildiği gözden uzak tutulmamalıdır. Gerek duymak, keyfi, hiçbir nedene bağlı olmaksızın bir şeyi istemek iradesi anlamına gelmemekte, herhangi bir işin yapılabilmesine bağlı bir istemi anlatmaktadır. Böyle olunca, avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri hangi işin yapılabilmesine bağlı olarak incelemek istediğini, gerekliliği açıklayan nedenlerle birlikte belirtmesi ve bu belgelerin incelemesine sunulması yasa hükmü gereğidir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus da, incelemeye sunma yükümlülüğüdür. İncelemeye sunma işlevi, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşta, gerektiğinde bir görevli eşliğinde, uygun bir yerde gerçekleştirilmelidir. İncelemeye sunma yükümlülüğünün, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş dışında bir yere veya şehire gönderilmesi suretiyle yerine getirilmesi sözkonusu olamayacağından, avukatların gerek duydukları bilgi ve belgelerin veya bunların onaylı örneklerinin ya da fotokopilerinin adreslerine gönderilmesini istemeleri yasanın hükümlerine ve amacına uygun düşmeyecektir. Yasa koyucu, kurum ve kuruluşların bünyesinde inceleme olanağı tanıdığı belgelerden örnek alınmasını vekaletname ibrazına bağlı tutmuştur. Böylece, genel sınırları, içeriği yukarıdaki açıklamalarla belirlenen bilgi ve belgelerden, kanunlarındaki özel hükümler saklı tutularak incelemeye sunulması zorunlu olanların avukatlarca yerinde incelenmesinden sonra, bu belgelerden gerekli görülenlerin tarih ve sayısı belirtilerek örnek alınması suretiyle bilgi ve belge toplayabilme amacının sağlanması gerçekleşecektir.
Diğer yandan, 1136 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan mercilerin, avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunma yükümlülüğünün istisnası olan bazı özel hükümler şöyle sıralanabilir.
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 143 üncü maddesinde, avukatın hazırlık belgeleri ile dava dosyasının tamamını inceleme ve istediği belgenin bir örneğini alma hakkına sahip olduğu, hazırlık soruşturmasının amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine hazırlık soruşturması sırasında bu hakkın Sulh Hakiminin kararıyla kısıtlanabileceği, yakalanan kişinin veya sanığın sorgusunu içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve yakalanan kişi veya sanığın hazır bulunmaya yetkili olduğu diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında hakim kararıyla kısıtlanabilmeye ilişkin ikinci fıkra hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir. Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 11 inci maddesindeki yollama nedeniyle bu mahkemeler için de CMUK'un sözü edilen hükmünün uygulanması sağlanmıştır.
Ayrıca, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 54 ve 55 inci maddelerinde, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 3 üncü maddesinin sekizinci, 22 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkralarında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun vergi mahremiyeti başlıklı 5 inci maddesinde yer verilen hükümlerle bilgi ve belgelerin kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerin dışında üçüncü kişilere açıklanmasını engelleyici ve hangi bilgi ve belgelerin bu kapsamda olduğunu gösteren sınırlamalar getirilmiştir.
Diğer bazı kanunlarda idareye, üçüncü kişilere ve hatta yargı rnercilerine bazı bilgi ve belgeleri vermekten imtina hakkı tanınmış, bu hakkın kullanımı ilgili kanunlarda ayrı ve farklı şartlara bağlanmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir." denildikten sonra üçüncü fıkrasında "Ancak, istenilen bilgi ve belgeler devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez." hükmüne yer verilmiş, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 88 inci maddesinde de benzer bir hüküm yer almıştır.
Yine, 26.10.1994 ünlü ve 4045 sayılı Kanunun 1 inci maddesine dayanılarak çıkarılan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğinin 2 nci maddesinde, bu Yönetmeliğin, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde Devletin güvenliğinin, iç ve dış menfaatlerinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeleri, bunların toplanmasını ve işlemini yürüten bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili birim ve kısımlarının belirlenmesini, kapsadığı" belirtilmiş, 4 üncü maddesinin (e) bendinde, "bilmesi gereken" ibaresi, bir gizli evrakı veya dokümanı ancak görevinden dolayı öğrenen, onu inceleyen, uygulayan ve korumaktan sorumlu bulunanlar olarak tanımlanmış ve bu tanımlamadan hareketle 5 inci maddesinde, bilmesi gerekenlerin dışında diğer kişilerin bilmelerinin istenmediği ve açıklandığı takdirde Devletin güvenliğine, ulusal varlık ve bütünlüğe, iç ve dış menfaatlerimize vereceği zararlara göre gizlilik dereceleri çok gizli, gizli, özel ve hizmete özel olarak sınırlandırılmıştır. Görüldüğü üzere, mevzuattaki özel hükümlerde de, bilmesi gerekenlerin dışında diğer kişilerin bilmelerinin istenmediği, açıklandığı takdirde Devletin güvenliğine, ulusal varlık ve bütünlüğe, iç ve dış menfaatlerimize, ceza veya disiplin soruşturmalarının amacına zarar vereceği öngörülen bilgi ve belgelerin açıklanması, incelemeye sunulması ve bunlardan bir suret alınması konularında kısıtlamalar ve sınırlamalar getirilmiş, idareye belirli nitelikteki bilgi ve belgeleri yargı mercilerine dahi vermeme olanağı tanınmış bulunmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 128, 129, 130 ve 131 inci maddelerinde de, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde, disiplin kurulunun soruşturma dosyasını aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildireceği, memurluktan çıkarma cezası için, soruşturma dosyasının yüksek disiplin kuruluna tevdi edileceği, bu kurulların dosyaların incelenmesinde gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin sicil dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkili oldukları, hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memurun, sicil dosyası hariç, soruşturma evrakını inceleme, tanık dinletme, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı qlarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğu, Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği belirtilmiştir.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olduğu, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilecekleri belirtilmek suretiyle CMUK'un yukarıda sözü edilen 143 üncü maddesinin uygulanmasına imkan tanındığı görülmektedir.
Bu hükümler karşısında, hakkında ceza soruşturması yapılan bir devlet memurunun kendisi veya avukat olan vekilinin CMUK'nun 143 üncü maddesi hükmüne dayanarak, hazırlık soruşturmasının amacını tehlikeye düşürebilecek durumlarda sulh hakiminin kararıyla kısıtlanabilecek olanlar dışında, hazırlık belgeleri ile dava dosyasının tamamını incelemeye ve istediği belgenin bir örneğini almaya hakkı bulunmaktadır. 4483 sayılı Yasa uygulamasında da ön inceleme ile görevlendirilenler soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek durumlarda bu Yasanın 6 ncı maddesi gereğince sulh hakiminden kısıtlama kararı almak da dahil, CMUK'un Cumhuriyet savcılarına verdiği bütün yetkileri kullanabileceklerdir.
Diğer taraftan, disiplin soruşturması evresinde, bu soruşturma sonucunda yetkili makamlarca bir disiplin cezası verilmesi, icrai ve kesin nitelikleri haiz bir idari işlemdir. İdare hukukunda, idari işlemin birbirini izleyen birçok safhadan oluşan işlem dizisi ile ortaya çıkacağı kabul edilmektedir. Kamu gücü ve kudretinin, üçüncü kişiler üzerinde, ayrıca bir başka işlemin varlığına gerek olmaksızın, doğrudan doğruya hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etkisini gösterdiği işlemler icrai niteliktedir. Bu bağlamda, tavsiye, dilek, düşünce, teklif gibi bilgi verici, açıklayıcı işlemler yanında hazırlık işlemleri de icrai olmayan işlemler olarak kabul edilmektedir. Disiplin soruşturması işlemleri de inceleme prosedürünün bir parçası olarak icrai işlemin gerçekleştirilmesine yöneliktir. Disiplin soruşturmasının yapıldığı aşamada bir belirsizlik arzeden bu durum, ilgilinin savunmasının istendiği andan itibaren savunma hakkının gerekleri açısından sonuç doğurabilecek nitelikte kabul edilmelidir. Bu nedenle de, disiplin soruşturmasında ilgilinin savunmasının istendiği andan itibaren disiplin soruşturmasının amacını tehlikeye düşürebilecek belgeler ile sicil dosyası hariç, ilgilinin veya avukatının disiplin dosyasının tamamını incelemeye ve istediği belgenin bir örneğini almaya hakkı bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Bütün bu genel ve özel kısıtlama ve sınırlama hükümleriyle karşılıklı hukuki ilişkilerde hak, yetki ve sorumluluklar arasında kamu yararı fikrine dayalı uygun dengenin sağlanması, sorumlulukların bu dengeye uygun şekilde yerine getirilmesi amaçlanmıştır.
Sonuç olarak: istişari düşünce istemine esas olan maddi olay ve olgular i da dikkate alındığında aşağıda sıralanan hususların taraflarca karşılıklı olarak değerlendirilmesinde, sorumluluklar arasında uygun ve ölçülü dengenin sağlanması i halinde, duraksama konularının ortadan kalkacağı söylenebilir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2 nci maddesinin 4667 sayılı Kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir. Yardımcı olma zorunluluğunun kapsamını ve sınırlarını belirlemede avukatların görevleriyle ilgili olarak yukarıda yapılan açıklamalar gözönünde bulundurulmalıdır.

Bu kurumlara, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla avukatların gerek duyduğu bilgi ve belgeleri aşağıdaki kapsam çerçevesinde incelemelerine sunmak yükümlülüğü getirilmiştir.
a) İncelemeye sunma, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş bünyesinde, gerektiğinde bir görevli eşliğinde uygun bir yerde gerçekleştirilmesi gereken bir işlevdir.
b) İncelemeye sunma yükümlülüğünün, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş dışında bir yere veya şehire gönderilmesi suretiyle yerine getirilmesinin istenmesi, yasanın amacına uygun bir talep olarak değerlendirilemez.
c) Avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgelerin kapsamı, avukatların görevleriyle ve gerek duyma ifadesiyle ilgili açıklamalarda belirtilen sınırlar içinde anlaşılmalı ve değerlendirilmelidir.
d) Yasa koyucu, kurum ve kuruluşların bünyesinde inceleme olanağı tanıdığı belgelerden örnek alınmasını vekaletname ibrazına bağlı tutmuştur. Avukatlarca incelenmesinden sonra bu belgelerin gerekli olanlarından konusu, tarih ve sayısı belirtilerek örnek alınabilmesi yasa hükmü gereğidir.

İncelemeye sunma yükümlülüğünün istisnası olan kanunlardaki özel hükümlerin sınırları ve içeriği, ilgili madde metinleriyle bu konuda yukarıda yapılan açıklamalarda belirtilen hukuki çerçeve içinde değerlendirilmelidir.

Duraksama konusu hakkında yukarıda açıklanan görüşle dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 10.4.2002 gününde
Old 28-12-2006, 00:34   #11
Av.Ergün Vardar

 
Acil Esas defteri

Avukat,müneccim değilse esas defterini inceleyebilir.Esas defterinin incelenme talebinin red edilmesi yerinde değildir.Hatta çoğu zaman avukat esas defterini incelemeden bilgi almak istediğinde "esas defterini alın siz bakıverin"şeklinde bir cevap alır.Esas defterini alıp,o sayfalara teket teker bakar,çok ta hoş bir araştırma olmamasına rağmen maalesef en azından vakit kaybı olmasın iş yürüsün anlayışıyla esas defterini inceler.Maksat sorun yaratmaksa,çözüm üretmemekse buna da gerekçe çoktur.
Old 28-12-2006, 01:32   #12
ibreti

 
Varsayılan

Bir çok mahkeme kaleminde katip ve katibelerimiz, mübaşirlerimiz bilgisayarda bir sayfa açıp, esasa kaydedilen bütün verileri bilgisayarlarına kaydetmişler. Kendilerine bir müracaat olduğunda sayfayı açıp Ctrl+F arama sistemi ile arayıp hemen bilgi veriyorlar.

Tartışılan konuya bakıyorum ve sahiden çok şaşırıyorum. Esas defterinin incelenmesi bile sorun edilir ise nasıl hizmet verebiliriz?
Old 28-12-2006, 01:53   #13
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Adil Giray ÇELİK
...şu soruları yanıtlamalıyız.
1.Dava esas defteri incelenmesi için dilekçe zorunlu mudur?
2.Bir vekaletname olmadan avukatın dosya inceleme yetkisi olmasına karşın ESAS DEFTERİ İNCELEMEDE verilen dilekçede sanık ismi, dosya esas no su belirtilmesi zorunlu mudur?
3.Bir avukat tarafından böyle bir dilekçe verildiğini varsaysak bile (ki olayımızda verilmiştir) bu istem reddedilebilir mi?
4.Yargıcın RET gerekçesinde belirttiği İSTEMİN İYİNİYETLİ OLMAMASI GEREKÇESİNİ bir hukukçu olarak nasıl açıklayabiliriz?

1- Dilekçe gerekli olmayıp, avukatın sözlü açıklaması isteğini anlatmaya yeterlidir.
2- (Soruya bağlı kalınarak) Dilekçede belirtilmesi zorunlu değildir. Ek açıklama aşağıdadır.
3- Ret işlemi takdir yetkisi içinde düşünülse bile, hem idare hukuku işlemi olması yönüyle yerindelik ilkesi bakımından ve ayrıca hukuksal işlem olması yönüyle hukuka uygunluk bakımından denetlenebilir derecede açıklıkta, gerekçeli olmak zorundadır.
4- Burada iyiniyet kavramı hukuksal düzeyde nesnel nitelikte olmayıp, günlük kullanım dilindeki her kullananın kendine göre anlam yüklediği görecelilik özellikte olmuştur; çünkü hukukta iyiniyet, "kanunun bir hakkın kazanılması veya yitirilmesi için gerekli gördüğü durumlarda" ele alınabilir.

Alıntı:
2- (Soruya bağlı kalınarak) Dilekçede belirtilmesi zorunlu değildir.

Ek açıklama:
Burada avukatlık hizmetinin niteliği ve özelliğinin ZORUNLU BİR SONUCU OLARAK avukatın gerek sözlü veya sorudaki gibi yazılı durumlarda araştırma nedenini açıklamak şöyle dursun,
AVUKATIN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ nedeniyle AVUKAT ARAŞTIRMA YAPTIĞI KONUYU BİLE AÇIKLAMAMA HAK VE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP OLMALIDIR. AVUKATIN KARAR ALMA SÜRECİNDEKİ BAĞIMSIZLIK VE ÖZERKLİĞİ BUNU ZORUNLU KILMAKTADIR.
ÇÜNKÜ AVUKAT, ÇİĞNENMİŞ, AYAKLAR ALTINA ALINMIŞ BİR HAKKIN AYAKLAR ALTINDAN KALDIRILARAK HAKKIN SAHİBİNE TESLİM EDİLMESİNİ, BÖYLELİKLE BOZULAN HUKUK DÜZENİNİN YENİDEN KURULMASINI DÜŞÜNEN, AMAÇLAYAN, ALACAĞI KARARLAR VE İZLEYECEĞİ YÖNTEMLERLE SAĞLAYAN BİR HUKUKÇUDUR.
Aslında bu konu, yasanın hazırlanması sürecinde İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi içerisinde değişik yönleriyle ele alınarak tartışılmıştı. Bunlardan biri, avukatın kendi vekiledeninin yanlardan biri olmadığı başka deyişle vekiledeninin üçüncü kişi olduğu sözleşme ve/veya kayıtların araştırılması ve örnek alınması sorunu. Örneğin alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla borçlu ile üçüncü kişi arasındaki satım söaleşmesi ve buna dayanan tapu kaydının araştırılması ve örnek alınması olasılığı gibi.
Bu konu, avukatlık mesleğine, özgürlüklere, yargı kavramından ne anlaşılması gerektiğine verilecek yanıtlara göre değişkenlik gösterecektir. Yukarıdaki görüşümüz, özgürlükçü hukuk anlayışı çerçevesinde ileri sürülmüştür.

Bunun karşısında, yargı sürecinde yetki tekelinin paylaşılacağı, geleneksel işleyişin bozulacağı, alışkanlıkların yıkılacağı, ilk aşamada sürtüşmelere neden olunacağı, "keyfi" davranacak avukatlara ödün verilmiş olacağı eleştirileri yöneltilebilir. Bunlara verilecek yanıt ise şöyle olmalıdır. Yargı sürecinde örgütlenmiş ve kamusal olanaklarla donatılmış İDDİA makamının yıkıcı ve hatta yok edici gücünün sınırlandırılması ancak ve ancak özgürlüklerle donatılmış SAVUNMA makamı ve O'nun temsilcisi avukata güvenmekle sağlanabilir. Öğretideki iddia ve savunma makamları arasındaki SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ DE bu görüş uygulanarak sağlanabilir.

"Hukuk bir sanattır ve her hukukçu bir sanatçıdır" sloganı Çağdaş Avukatlar Grubu yönetimi zamanında İstanbul Barosu resmi sitesinin özdeyişi olmuş İDİ.

Saygılarımla.


Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 28-12-2006, 02:37   #14
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan icra22
Danıştay kararının içeriğinden istenilen hususların cevabının bulunabileceği

T.C.
D A N I Ş T A Y
Birinci Daire

Esas No : 2002 / 26
Karar No : 2002 / 52

...

Uygulamadaki ... hususlarında Danıştay Başkanlığı'ndan istişari görüş alınması...

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
...

Sonuç olarak: istişari düşünce istemine esas olan maddi olay ve olgular da dikkate alındığında aşağıda sıralanan hususların taraflarca karşılıklı olarak değerlendirilmesinde, sorumluluklar arasında uygun ve ölçülü dengenin sağlanması halinde, duraksama konularının ortadan kalkacağı söylenebilir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2 nci maddesinin 4667 sayılı Kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir. Yardımcı olma zorunluluğunun kapsamını ve sınırlarını belirlemede avukatların görevleriyle ilgili olarak yukarıda yapılan açıklamalar gözönünde bulundurulmalıdır.

Bu kurumlara, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla avukatların gerek duyduğu bilgi ve belgeleri aşağıdaki kapsam çerçevesinde incelemelerine sunmak yükümlülüğü getirilmiştir.
a) İncelemeye sunma, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş bünyesinde, gerektiğinde bir görevli eşliğinde uygun bir yerde gerçekleştirilmesi gereken bir işlevdir.
b) İncelemeye sunma yükümlülüğünün, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş dışında bir yere veya şehire gönderilmesi suretiyle yerine getirilmesinin istenmesi, yasanın amacına uygun bir talep olarak değerlendirilemez.
c) Avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgelerin kapsamı, avukatların görevleriyle ve gerek duyma ifadesiyle ilgili açıklamalarda belirtilen sınırlar içinde anlaşılmalı ve değerlendirilmelidir.
d) Yasa koyucu, kurum ve kuruluşların bünyesinde inceleme olanağı tanıdığı belgelerden örnek alınmasını vekaletname ibrazına bağlı tutmuştur. Avukatlarca incelenmesinden sonra bu belgelerin gerekli olanlarından konusu, tarih ve sayısı belirtilerek örnek alınabilmesi yasa hükmü gereğidir.

İncelemeye sunma yükümlülüğünün istisnası olan kanunlardaki özel hükümlerin sınırları ve içeriği, ilgili madde metinleriyle bu konuda yukarıda yapılan açıklamalarda belirtilen hukuki çerçeve içinde değerlendirilmelidir.

Duraksama konusu hakkında yukarıda açıklanan görüşle dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 10.4.2002 gününde

Alıntıdaki kalınlaştırmalar ve altçizgiler tarafımızdan yapılmış olup, Yüksek Mahkemece verilen bu karar sondan başa doğru değerlendirilecek olursa:

Birinci olarak, mahkeme kararının "Sonuç d- bendi" içinde yer alan "Avukatlarca incelenmesinden sonra" deyimi, aslında sonraki aşamada örnek almak bakımından bu belgelerin gerekli olanlarından konusu, tarih ve sayısı belirtilerek demekte olup, bu karar bu yönüyle İNCELEME SIRASINDA BU YÜKÜMLERİ ÖNERMEMEKTEDİR.
Bizim bundan önceki ileti yazımızda karşı çıktığımız ise, avukatın belgelerden örnek alırken bile bilgi açıklamaması gerektiği yönündedir.

İkinci olarak, mahkeme kararının "Sonuç c- bendi" içinde yer alan "avukatların görevleriyle ve gerek duyma ifadesiyle ilgili açıklamalar" deyiminin meslek sırrı kavramı ile çatışacağı durumlarda savunma hukukuna üstünlük tanınması gerektiği düşüncesindeyiz.
Somut olayın özelliklerini değerlendirerek açıklama yapmayı uygun görmediği durumlarda avukatın, özgürlüğünü kullanarak hiçbir açıklama yapmaması, açıklama yapmaksızın onaysız veya onaylı örnekler alabilme hakkı olmalıdır. Aslında bu gizlilik, yargılama sürecinde yargıçlık makamının "Söz savunmanın" denilerek avukatın yargıç önünde savunma yapması aşamasına kadar sürecek olan, bazı durumlarda ise yargılama bitse bile yaşam boyu sürecek olan MESLEK SIRRI KAVRAMININ TA KENDİSİDİR.
Bu durumda Yüksek Mahkeme kararındaki açıklama savunma hukukuna uygun düşmemektedir. Bunun nedeni ise üçüncü madde olarak yaptığımız aşağıdaki açıklamamızdadır.

Üçüncü olarak, Yüksek Mahkeme kararının tümü, bir bütün olarak yalnızca ve yalnızca "istişari" "DANIŞMA, YOL GÖSTERİCİ" nitelikte bir karardır. Bu nitelik, gerek başvurucu yönetsel kurumun isteği içinde ve gerekse kararını veren Yüksek Mahkeme Kararı içinde açıkça yer almakta ve "istişari" özellikte olunduğu kabul edilmektedir.

Özgürlükçü hukuk anlayışıyla yapılan eleştirilerin "istişari" kararlarda da değişikliğe yol açabilmesi dileğimizle.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 28-12-2006, 09:40   #15
Av.Hilmi Sormazoğlu

 
Varsayılan

Uzun lafa gerek yok,genç yaşta yaşlandım.Böyle bir uygulama ve anlama yalnışlığı sebebim oldu.
Old 28-12-2006, 14:35   #16
tiyerianri

 
Varsayılan

Değerli avukat arkadaşımız bence yanlış bir yol izlemiş. Zira kaleme gidip tahmin ediyorum esas defterini rica ederek istemiş memurdan.Memurların lugatında da rica kelimesinin karşılığı olmadığı için anlamamıştır ve sorun yaşamışlardır. Yapılacak şey gayet basitti.Esas defteri nerde diye sorulacaktı eğer açıkta bir yerde ise doğrudan esas defterine yönelinecek açılıp bakılacaktı.Ondan sonra gerisini kalemdeki arkadaş düşünsün.Eğer yasak olduğuna inanıyorsa esas defterinin avukatça incelenmesine .gitsin şikayet etsin.Eğer mahkemeler aleni yapılıyorsa ve herkese açıksa. Mahkemelerin kaydının olduğu defterler de gayet tabi herkese ve avukatlara açıktır.
Old 28-12-2006, 15:45   #17
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Ne kadar yersiz bir uygula yapılmış.Şimdiye kadar bir kalem memurunun "esas defterini inceleyemez" dediğine ve hakimin de böyle aklıl almaz bir gerekçeyle talebi reddettiğine şahit olmamıştım.Oysaki memurlar sırf eziyet çekmemk için kafalarını bile kaldırmadan "esas defteri burda kendiniz bakın" demektedirler.
Ben burda şahsi bir problem olduğuna inanıyorum.Belki de o mahkeme kalemi ve hakimi ile meslektaşımızın bir sorunu olmuştur ve yapılan muamele kastidir.
Saygılarımla...
Old 28-12-2006, 17:34   #18
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan Şahsi Bir Mesele mi var?

Değerli Meslektaşlarım;

Alıntı:
Ben burda şahsi bir problem olduğuna inanıyorum.Belki de o mahkeme kalemi ve hakimi ile meslektaşımızın bir sorunu olmuştur ve yapılan muamele kastidir.

Hukuki tartışmanın mecrasından sapmaması için olayda taraf olan avukat meslektaşımızın rızasını alarak açıklama yapmayı zorunlu buldum.

Önce bu tür olayların arkasında "ACABA ARKADA BAŞKA BİR neden mi var" düşüncesinden kendimizi arındırmalıyız.

Olay Kuşadası Asliye Ceza Mahkemesi Yargıcı ile meslekte 25 yılı tamamlamış Denizli de avukatlık yapan bir meslektaşımız arasında geçmiştir. Yargıç ve avukat birbirlerini tanımazlar, daha önce de görüşmemişlerdir. Bu olay nedeniyle aralarında bir tartışma da yaşanmamıştır.

İşin belki de en acı yanı, olay sevgili meslektaşımızın yanında olan müvekkilinin gözleri önünde olmuş, meslektaşımızın müvekkili yaşananları ACI BİR ŞAŞKINLIKLA izlemiştir.
Old 28-12-2006, 22:02   #19
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Sayın Adil Bey,
Sözümü geri alıp özür diliyorum.Benimkisi sadece bir varsayım ve tahmindi.
Old 29-12-2006, 00:01   #20
üye3578

 
Varsayılan

Sayın Çelik, madem konuyu somutlaştırdınız, sizden ricam, (inanın sırf konuyu anlamaya çalışmak adına soruyorum) avukat meslektaşımız neden esas defterine bakmaya ihtiyaç duydu?
Old 29-12-2006, 01:17   #21
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Zeynel ,

Avukatın esas defterini incelemek istemesinin pek çok nedeni olabilir.

Önemli olan inceleme isteğinin nedeninin sorgulamaya ihtiyaç duyulmaksızın incelemeye sunulmasıdır.

İnceleme isteğinin sınırsız çeşitlilikte nedeni olabilir. Duyulan ihtiyacın nedeni; kendisine danışma için gelmiş bir müvekkilinin, somut davasına esas olmak üzere bahsettiği ancak numarasını bilmediği eski bir dosyasının numarasını tespit edebilmek gayesinden (ki ne çilelidir meslektaşlarım bilir), salt ilginç bir dava konusu bularak o konuda araştırma yapmak, örnek almak üzere, gelişigüzel seçeceği bir dosyayı inceleme arzusuna kadar uzanabilir.

Mahkeme esas defterlerinin avukatlarca incelenmesinin ne gibi "yasal" bir sakıncası ve hele gerekçe gösterilmesinin
istenmesinin yine "yasal" nasıl bir açıklaması olabilir?

Yukarıda bir meslektaşım yazmış:"Erkenden yaşlandım" diye.

Katılıyorum.

Saygılarımla...
Old 29-12-2006, 11:01   #22
Av.Hilmi Sormazoğlu

 
Varsayılan

''İnceleme isteğinin sınırsız çeşitlilikte nedeni olabilir. Duyulan ihtiyacın nedeni; kendisine danışma için gelmiş bir müvekkilinin, somut davasına esas olmak üzere bahsettiği ancak numarasını bilmediği eski bir dosyasının numarasını tespit edebilmek gayesinden (ki ne çilelidir meslektaşlarım bilir), salt ilginç bir dava konusu bularak o konuda araştırma yapmak, örnek almak üzere, gelişigüzel seçeceği bir dosyayı inceleme arzusuna kadar uzanabilir.''
Esas defterinin mahremiyetine saygıda kusur etmeyelim.Zira eğer esas defterine bakma ihiyacı da tartışılacaksa ben yaşlanmışım zaten.Herkese iyi çalışmalar.
Old 29-12-2006, 11:01   #23
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım Keleş'e;
Değerlerini mesleki nezaket kültüründen alan DUYGU'lu yanıtınıza teşekkür ederim.


Sayın Zeynel'e
Kısmi olarak somutlaştırma zorunluluğunun nedeni sevgili meslektaşım Keleş'in meslekte sıkça rastladığımız, Yargıç-Avukat arasındaki kişisel problemleri olayımızda sorgulaması idi. Bu olayda böyle bir durumun olmadığını anlatmak adına genel anlamda bilgi vermeye çalıştım.

Alıntı:
avukat meslektaşımız neden esas defterine bakmaya ihtiyaç duydu?
Bu sorunuza yanıt vermenin olayın hukuksal yapısına bir katkı sağlamayacağını ve hatta uzaklaştıracağını düşünüyorum.

Olayın 27.12.2006 günü belirttiğim 4 madde üzerinde yoğunlaşması, hukuksal değerlendirmelerimize daha uygun düşecektir.

İzleyenlere Not; Olayın YARGIÇ-AVUKAT olan taraflarının yazılarımızı okuduklarını bilmemizde yarar vardır.
Old 29-12-2006, 11:20   #24
Av.Hilmi Sormazoğlu

 
Varsayılan

Adil Bey yoğunlaşmamızı istediğiniz konular üzerine...
Av.Ömer Kavili'nin 28.12.2006 günü saat 01:53'de yazmış olduğu,belirttiğiniz 4 maddeyle ilgili olan,mesaja aynen katılıyorum.Üstad lafzıyla ve ruhuyla doğru değerlendirmiş,mer'iliğini diliyorum sadece.Herkese iyi çalışmalar.
Old 29-12-2006, 12:02   #25
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
1.Dava esas defteri incelenmesi için dilekçe zorunlumudur?
2.Bir vekaletname olmadan avukatın dosya inceleme yetkisi olmasına karşın ESAS DEFTERİ İNCELEMEDE verilen dilekçede sanık ismi, dosya esas no su belirtilmesi zorunlumudur?
3.Bir avukat tarafından böyle bir dilekçe verildiğini varsaysak bile(ki olayımızda verilmiştir) bu istem reddedilebilir mi?
4.Yargıcın RET gerekçesinde belirttiği İSTEMİN İYİNİYETLİ OLMAMASI GEREKÇESİNİ bir hukukçu olarak nasıl açıklayabiliriz?


Değerli üstadım Adil Giray Çelik,

Yanıtlanmasını istediğiniz yukarıda yazılı dört sorudan ilk üçünün yanıtı HAYIR olmalıdır. Hayır yanıtının gerekçesi ise, Avukatlık Yasasının yukarıda bir başka meslektaşımca anımsatılan hükmüdür.

Avukat, yalnızca "örnek almak istediği" takdirde vekaletname ibraz etmekle mükelleftir. Bunun dışında, dosyaları sınırsızca incelemek, notlar almak hak ve yetkisine sahiptir. Aksi söz konusu olsaydı, hak arama hürriyeti de kısıtlanmış olmaz mıydı?

Dördüncü sorunuza ise verilecek bir yanıt bulamadım. Olayın tarafları olan yargıç ve avukat meslektaşımızın bu forumu izlediğini belirtmişsiniz. Forum mesajlarımı bilen varsa, yargıçlara saygımın sonsuz olduğunu, özellikle ve de öncelikle makama duyduğum saygı ve verilmesi gerektiğine inandığım itibarın sınırı olmadığına inandığımı bilirler. Yargıçlar adalet yolculuğunda hükmü veren olmak ayrıcalığıyla taçlandırılmıştır.


Bu yolculuk sırasında, aynı yolu avukatlar da yürür. Kanımca iki mesleği birbirinden ayıran iki ana fark vardır. Birisi yargıcın soyut, avukatınsa somut çaba ve arayışıdır. Diğer bir deyişle avukatın bireyi temsil etmesi, yargıcın ise adaleti temsil etmesidir. Diğer ana fark da, hükmü verenin yargıç olmasıdır.Ki işte bu noktada, adalet arayışında yargıcın önemi eni konu belirginleşir.

Soyut adalet, somut temsilin hak arama yolunda önünü keserse, en büyük zararı önce kendine, temsil ettiği kavrama verir.

Temsilde adaleti sağlamak da, bu noktada kanunun uygulayıcısına, yani hükmü verene düşmektedir.

Saygılarımla...
Old 29-12-2006, 14:23   #26
ibreti

 
Varsayılan

Ustam dediki;

Papazlar, meleklerin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu tartışıyormuş Bizans'ın yıkılmasına yakın dönemlerde.

Osmanlı'da da durum farklı değilmiş. Ulema, kahvenin helal mi yoksa haram mı olduğu konusunu tartışmış ve karar verememiş.


Tartışıyoruz! Tartışmak zorunda bırakılıyoruz!
Avukat esas defterine bakabilir mi bakamaz mı?
Anlaşılan yıkılmaya hazırlanan bir devlet daha var Bizans ve Osmanlı'nın var olduğu aynı ve komşu topraklar üzerinde.

----

Not: Benzer uygulamaya Antalya 1.İdare Mahkemesi'nde de rastladım iki yıl önce. Esas defteri incelettirilmiyor. Taraf ismi söylüyorsun, "Bunca dosya arasından nasıl bulacağız?" diye cevap veriliyor. İllaki dosya numarası isteniyor.
Old 30-12-2006, 00:28   #27
üye3578

 
Varsayılan

Sayın Şehper hanım, Sayın Adil bey, ben gerçekten esas defterinin avukatların ne zaman ve neden işlerine yaradıklarını bilmiyorum. Bizim işimize yaradığı zamanlar oluyor ama doğrusu şimdiye kadar hiç inceleme güçlüğü ile karşılaşmadık. Ancak benim işime daha çok dosyaları kontrol, aynı şahıs hakkında birden çok dava açmamak ya da yaşı büyük, küçük şerikleri hakkında açılan davayı kontrol etmek gibi sebeplerle lazım olmaktadır. Kişiliğim itibariyle yasakçı biri değilim. Ancak sırf merak olsun diye kimsenin esas defterini inceleyeceğini de sanmıyorum. Sadece somut olayda neden gerek görüldü onu merak ettim. Sayın Şehper, sizin herkese olan saygılı tavrınız tüm site üyeleri tarafından bilinmektedir. Açıklama yapmanıza gerek yok. Ama inkar etmeyin sakın, aynı saygıyı sizde görüyorsunuz... hoşçakalın...
Old 30-12-2006, 11:24   #28
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım Av. Şehper Hanım'a
Alıntı:
Bu yolculuk sırasında, aynı yolu avukatlar da yürür. Kanımca iki mesleği birbirinden ayıran iki ana fark vardır. Birisi yargıcın soyut, avukatınsa somut çaba ve arayışıdır. Diğer bir deyişle avukatın bireyi temsil etmesi, yargıcın ise adaleti temsil etmesidir.
Yukarıdaki özgün anlatımın hukuk fakültelerinde ve staj eğitiminde üzerinde durulması derinlikte olması gerektiğini düşünüyor, teşekkür ediyorum.

Sayın Zeynel'e
Alıntı:
ben gerçekten esas defterinin avukatların ne zaman ve neden işlerine yaradıklarını bilmiyorum
Sorunuzdaki içtenliğe de inanarak, bu tartışmayı izleyen hukukçu olan ve olmayan izleyenler için biz avukatlar neden esas defterini inceleriz;
Aklıma ilk gelen nedehleri sıralayayım;

1. Müvekkilimiz hakkındaki soruşturmanın sonucu bir davanın açılıp açılmadığı,eğer dava açılmış ise hangi mahkemede açıldığı, (Kuşadası İlçesinde 2 Asliye Ceza Mahkemesi vardır)

2. Başka bir yargı çevresinde ceza mahkemesi yetkisizlik kararı vermiş ise dosyanın mahkemeye intikal edip etmediği,etti ise yeni esas numarası, mahkemesi,

3. Yerel mahkemede verilen bir kararın Yargıtay a gidip gitmediği, gitti ise gidiş tarihi, Yine Yargıtay'a giden bir davanın Yargıtay incelemesinden dönüp dönmediği,

4. Ceza mahkemesinde yargılanan sanıklar ve davanın neticesi hukuk mahkemesinde görülmekte olan bir davayı ilgilendirdiğinden (genellikle tazminat davasıdır) davanın tarafları ile ilgili ceza mahkemesinde bir davanın devam edip etmediği,

5. 506 sayılı SSK yasasının 26. maddesi ve diğer özel sigorta şirketlerinin rücuen tazminat davası açmaları ceza mahkemesinin kararına göre kusur ve şahıs yönünden değişeceğinden ceza mahkemesi kararlarının takibi,

6. Ceza mahkemesinde müdahil olmamakla birlikte davanın neticesi müvekkilini ilgilendirdiğinden ceza davasının neticesinin takibi,

7. Avukatlık Yasasının 76. Maddesi gereği Avukat "HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ, İNSAN HAKLARINI SAVUNMAK VE KORUMAK" la görevlidir, tarihsel ve toplumsal olan bu görevini yapmak adına,

8. Ya da benim gibi işi gücü olmayıpta hangi mahkemede kimin hakkında ne davası açılıyor, bir bakayım. Belki bir araştırma konusu olabilir, iki satır karalarız.

Diyen;
Geçkin, bezgin, dingin avukatlarda inceleyebilirler..
Old 30-12-2006, 12:53   #29
nfb

 
Varsayılan

Alıntı:
Bu meslektaşımız bakmak isteme sebebini açıklamış mı?
Şart midur?

Mahkeme esas defterinin incelenmesi talebinin reddi, savunma hakkını kısıtlayan bir işlemdir,karardır.Mutlak surette iptali için dava açılmalıdır ki kem emsal olarak kalmasın.
Old 30-12-2006, 14:03   #30
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nfb
Şart midur?

Mahkeme esas defterinin incelenmesi talebinin reddi, savunma hakkını kısıtlayan bir işlemdir,karardır. Mutlak surette iptali için dava açılmalıdır ki kem emsal olarak kalmasın.


Sayın "nfb",


Önerinizi
Alıntı:
kesinlikle iptali için dava açılmalıdır ki kötü örnek olarak kalmasın.
diyerek destekliyorum.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Serbest Meslekte Vergİ İncelemesi ismailduygulu Mali Hukuk Çalışma Grubu 12 25-01-2009 05:30
TÜFE'de esas alınacak oran av.zuhala Meslektaşların Soruları 7 15-01-2009 11:38
English Terms For 'hazirlik' & 'esas' Konuk Turkish Law 3 28-03-2008 14:15
Yetki itirazının reddi kararından sonra dava davalı vekili tarafından takip edildiğinden karar düzeltme talebinin reddi dark Hukuk Soruları Arşivi 6 01-12-2006 00:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09962392 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.