Darp,Borç,Boşanma

Sayın yetkili,
Bir kamu dairesinde çalışmaktayım.10 senelik evliyim.Ufak bir şehirde ikamet ediyoruz.Gerek benim gerekse eşimin aile bireyinden kimse yanımızda değil yani eşime emanet edilmiştim. (Her evde olabilecek kavgalar veya sıkıntılar herkes tarafından duyulup kolaylıkla dedikodu malzemesi yapılıyor.) Bu evlilik süresince eşimin (limited şirket sahibi,şirket müdürü) iş problemleri bitmek bilmedi.Eve geç gelmeler hergün yüzü asık, sorunlu, kapıya gelen icra yazıları buyüzden evde bitmek bilmeyen kavgalar ,iş yerimi telefonla arayan borçlular(ta ki icra müdürü müdürümün yanına giderek odalarına kadar eşimin borçluları adına konuşmak için beni çağırttı) ,gelen posta tebligatları...Yine de "iş hayatında sıkıntılar herkesin başında çok şükür ben çalışıyorum en azından evimi,evliliğimi ayakta tutabilirim onca icra yazısına karşılık bir sorun yaşamıyorum demekki düzeltiyor bu sorunları" diyerek sabrettim.Ve bu süre içinde çocuk yapmaya cesaret edemedim.Eşimde pek istekli davranmadı daha genciz nasılsa,herşeyin hayırlısı sözleri vardı hep 10 sene boyunca evli bir çift çocukta yapmamışsa "kısır kadın" damgasını da yedim milletin gözünde.Ama olsun gerçeği ben biliyorum nasılsa bir problemim yok diye teselli ettim kendimi.Son bir senedir eşimin gece dışarı çıkmaları sıklaştı yanındaki ortakları içki içen aile hayatı sürmeyen insanlardan oluştu tabiki eşim de benim bu konudaki itirazlarımdan gece dışarı çıktığında evde kavgalarımızdan huzursuz olmaya istediğini yapamadığı için rahatsız olmaya el kaldırmaya başladı.1 ay önce münakaşamız sırasında bana bıçak çekerek öldürmeye çalıştı hiç karşılık vermedim keşke öldürse beni diye ama o da yapamadı.Bir büyüğüme durumu anlattığımda eğer bu durum bir kez daha tekrarlarsa 155 den polis çağır senin kimsen yok yanında dedi.Ben de eşim bir kez daha böyle davrandığında aklıma tek çıkış yolu olarak bu sözler geldi ve gerçekten utana sıkıla geceyarısı 155 i çağırdım karakola gittim şikayetçi oldum çünkü eşim her kavga sonrası küsüyor(10 senedir) yatağını yorganını ayırıyor hep galiba ileri gittim yine suçu kendimde arıyordum ve 2 hafta sonra başa dönüyorduk.1 yıl önce (sürekli kredi kullanarak araba aldım,sattım en son arabamı satarak ve) 10 yıllık konut kredisi kullanarak bir konut satın aldım konut kredisi kullandığım için tapusu benim üzerime ve bankanın 1. derece ipoteği var.Banka kredisi kullanırken banka Medeni kanunun 264. maddesine (tam hatırlayamıyorum madde noyu) göre eşimden noterden Muvafakatname aldı.Muvafakatname içeriği aile konutumuzda eşim ...'nın evi her şekilde alıp satmaya,ipotek koydurmaya yetkisi vardır şeklinde. Yani şu an benim adıma tapulu bir ev ufak bir araba var.
Bayram öncesi evime eşimin şirket borçları sebebiyle kendi adını kullanarak imzaladığı senetler nedeniyle haciz geldi tüm eşyalarımı haczettiler çünkü eşim senedi kendi adına imzalamış(gördüm) icra müdürü evde birlikteb yaşıyorsunuz siz her ne kadar faturaları kendi adınıza gösterseniz de istikak davası açarsınız ev eşyalarını geri ancak öyle alabilirsiniz dedi.(İstihkak davasında eşle aynı evde oturmaya devam ettiğim sürece ev eşyalarının faturalarını kendi adınıza ibraz da etseniz şansınız çok az dediler ve istihkak davası açmadım giden gitti artık)İcra müdürü ve alacaklı avukatından eşimin şirketi adına da çek-senet imzalarından dolayı icralık pek çok dosyası olduğunu öğrendim.Eşim şu an eve gelmiyor,telefonlarını açmıyor ne halin varsa gör diyerek borçlularla beni muhatap bu halde bıraktı.Ben de tekrar eve ve işyerime gelerek kavga çıkmasından korktuğum evdede görmek istemediğim için açıkçası (parasız kaldılar çünkü her an yanındaki ortaklarının dolduruşuna gelebilir) ailenin korunması hk. kanuna göre tedbir alınması ile ilgili dava açtım.Zaten karakolda tutulan şikayetçi tutanağı önce ceza mahkemesine oradan aile mahkemesine intikal ediyormuş.
Ancak bu şehirde olduğunu ortakları ile başka şirket kurduğunu bir evi büro yapıp orada yatıp kalktığını beni kasten aramadığını öğrendim pis ortakları belki onu gece alemlerine götürüyor o hayat hoşuna gitti ama ispat edemiyorum korkuyorum adamlardan ailemde sakın bulaşma bu insanlara kendi işine bak ve kurtul diyor ve ben de artık kurtulmak istiyorum kangren bu evlilikten. Ama bana yaptıkları benim sadakatim,hoşgörüm desteğim resmen kullanılıp atıldım deli olacağım.Hatta aptalca acaba birileri tehdit ediyor da ondan mı kaçıyor beni de aramıyor diyordum inanın bana hala iyi niyet besliyordum bu şehirde olduğunu duyana kadar. Demekki iyi niyetli değil artık bundan sonra ...
Sizden ricam birkaç soru bu soruları pek çok avukatla görüştüm icra hukuku,aile hukuku avukatları ancak hepsi ayrı cevaplar verdiler .Hem 32 yaşında dul hem kısır damgası yemiş hem de elindekiler eşinin iş ve şahsi borçları yüzünden sıkıntıya girmiş biri olarak çaresizlik içindeyim.
1)Kredi ile satın almış olduğum ve banka ipotekli konutuma eşimin alacaklıları(kendi adına imzaladıkları ve şirket adına imzaladıkları borçlar) tarafından tedbir,ipotek konabilir mi?
-Kimi avukat evet konabilir eşinizin de medeni hukuka göre evde payı vardır mal rejimi belirlemediğiniz için ortak mal rejimini kabul etmiş oluyorsunuz,alacaklı avukatları eşinizin evde ve arabanızda payı olduğunu kabul ederek ve parayı eşimin kendisinden,şirketinde mal varlığı olmadığı için de şirketinden tahsil edemedikleri için gerek kendi imzaladıkları borç tutarı gerekse şirket içindeki hisse payı oranındaki miktar için haciz işlemi yapıp evinize,arabanıza tedbir koydurabilirler,ipotek koyabiliriler dediler.Yani ben bu krediyi öderken ömür boyu bir de onun borçlarını mı ödeyeceğim?
2)Maaşıma haciz yada tedbir koydurabilirler mi?Bu durum kamuda çalışan biri için sorun olabilir neredeyse hayatımla oynanıyor diye düşünüyorum.
-Ben evi boşanma davası açmadan önce(henüz açmadım kafamdaki bu sorular nedeniyle) satmayı düşünüyorum yani değeri ne kadarsa 3 aşağı-5 yukarı gerçek bir alıcıya (aile veya anlaşmalı birisine hileli satış şeklinde değil gerçekten evi satacağım ve artık bu şehirden gidip hayatımı yeniden kuracağım ve ailemin yanında olmalıyım bunları yaparken.) Böylece eşim ve ortakları da aç kurt gibi evimin peşine düşemeyecek evliyken evi satmış gibi olacağım hem de borçlar benim üzerime gelemeyecek ortada bir ev var zaten tahsil yapabilecekleri.Ama sonra boşanma davası açtığımda eşim benden habersiz veya ucuza satmış aslında daha fazla ev fiyatı gibi iftiralar atabilir mi ? veya satışa zarar verebilir mi? Veya eşim bizzat evin satışına tedbir koydurabilir mi?
Kendime o kadar sinirleniyorum ki günlerdir kanun okuyorum avukata danışıyorum okumuş birisiyim ama çıkmazda boğuluyorum.Lütfen yardım ediniz.Şimdiden teşekkürler...

Sayın Konuk;
Eşinizin edinilmiş mallara katılma rejimi nedeniyle adınıza kayıtlı daire üzerinde herhangi bir mülkiyet hakkı bulunmamaktadır. Mal rejiminden doğan hak, alacak hakkıdır. Somut olayınızda, daireyi kredi ile aldığınızı belirtmektesiniz. Bu durumda mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ereceğinden, boşanma dava tarihine kadar yaptığınız ödemeler toplamının en fazla yarısı üzerinde eşinizin katılma alacağı olabilecektir. Bu alacak hakkı daha da aşağıya düşebilir. Çünkü mal rejiminin tasfiyesi edinilmiş tüm mal ve mal varlığı değerleri üzerinden yapılacaktır. Boşanma gerçekleşmediği sürece eşinizin sizden herhangi bir alacak hakkı bulunmayacağından, eşinizin alacaklılarının da adınıza kayıtlı daire ve araba üzerinde herhangi bir haciz vs. işlem yapmaları mümkün değildir. Maaşınız üzerinde de aynı şekilde herhangi bir haciz uygulamasıyla karşılaşmanız söz konusu değildir. Sahip olduğunuz evi satmanızın size hiç bir faydası yoktur.

Ancak boşanma gerçekleşir ise eşinizin mal rejiminin tasfiyesini isteme hakkı doğacaktır. Yukarıda değindiğim gibi bu hak bir alacak hakkıdır. Evinizin mülkiyetine belli bir oranda sahip olması, siz bunu mahkemeden talep etmediğiniz sürece mümkün değildir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada eşinizin alacaklı olacağı miktar tespit edilecektir. Kural olarak bu oran yarı yarıyadır. Ancak eşinizin üzerinize bıçakla ve öldürme kastıyla saldırdığını ifade etmektesiniz. Medeni Kanunun 236. maddesine göre, boşanma kararının, hayata kast nedeniyle verilmesi halinde hakim, mal rejimininden kaynaklanan katılma alacağının azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına da karar verebilir. Yani boşanma davasını hayata kast nedeniyle açar ve bunu ispat eder ve mahkeme bu nedenle boşanmanıza karar verirse, daha sonra görülecek olan mal rejiminin tasfiyesi davasında hakim, eşinizin katılma alacağını indirebileceği gibi tamamen de kaldırabilir. Bu durumda eşinizin sizden hiç bir alacağı olmayacağı için, onun alacaklılarına karşı da herhangi bir yükümlülüğünüzün doğması ihtimali olmayacaktır.

Eşinizin alacaklıları, ancak eşinizin sizden bir alacağının bulunması halinde ödemeyi eşinize değil, kendilerine yapmalarını isteyebilirler. Bunun dışında mal varlığınıza ilişkin herhangi bir tehdit söz konusu değildir. Kabaca bahsettiğimiz bu süreçte kesinlikle bir avukattan hukuki yardım almanız gerekmektedir.
Saygılarımla...

eşiniz ortakların baskısıyla mal rejiminin ayrılmasını talep edebilir. bu durumda katılma payı hesaplanır ve o pay üzerinden borçlular haciz yapabilir.

ama aynı kozu sizde kullanabilir ve hemen mal ayrılığına geçmeyi talep edebilirsiniz.

ancak sayın BaharB'nin de belirttiği gibi eşinizin katılma alacağı çok iyi hesaplanmalı. Anlattıklarınıza bakılırsa 0 a yakın bir bakiye çıkması kuvvetle muhtemel.

Ayrıca evinizi kanunen koruyacak birçok yol mevcut. En kısa zamanda bir avukata gitmenizi tavsiye ederim.