Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ltd Şirketlerde Ortaklardan Birinin azli

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-05-2010, 01:25   #1
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan Ltd Şirketlerde Ortaklardan Birinin azli

Sn Meslektaşlarım

C. Ltd şirketinin ortağı ve aynı zamanda temsil ve ilzama yetkilisi konumunda, ANASÖZLEŞMEYLE ATANMIŞ şirket müdürü olan B şahsı 01.01.2007 tarihinde ortaklar kurulu kararıyla azlediliyor. Nihayet Borçlu B. şahsı şirkette bulunan hisselerini 07.09.2009 tarihinde bir başka şahsa devrini sağlıyor. B şahsının bu azil kararı ve pay devir kararı ticaret sicil gazetesinde yayımlanıyor. Akabinde vekil eden alacağına karşılık olarak bu olaydan habersiz borçlu B şahsından bir kambiyo senedi alıyor. Borçlu B kambiyo senedini 20.01.2007 tarihinde kendi nam ve hesabına tanzim ederek aynı zamanda C şirketini de kefil göstermek suretiyle (C şirketini temsil yetkisi bulunmadığı halde )imzalayarak vekil edene teslim ediyor. Nihayet borç ödenmiyor borçlu ve şirket hakkında icra takibi başlatılıyor.

Borçlu B şahsı şirket anasözleşmesiyle şirket müdürü olarak atanmış olduğu halde ortakların mahkemeye müracaat etmeden doğrudan kendi aralarında karar almak suretiyle anasözleşmeyle atanmış olan şirket müdürünün yetkilerini kısıtlama yoluna gitmeleri hukuken geçerlimidir? geçerliyse neden? geçersizse neden?

Konuya ilgi gösteren tüm meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Old 02-05-2010, 08:46   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim HARTAVİ
Sn Meslektaşlarım

C. Ltd şirketinin ortağı ve aynı zamanda temsil ve ilzama yetkilisi konumunda, [B]ANASÖZLEŞMEYLE ATANMIŞ [/b]şirket müdürü olan B şahsı 01.01.2007 tarihinde ortaklar kurulu kararıyla azlediliyor. Nihayet Borçlu B. şahsı şirkette bulunan hisselerini 07.09.2009 tarihinde bir başka şahsa devrini sağlıyor. B şahsının bu azil kararı ve pay devir kararı ticaret sicil gazetesinde yayımlanıyor. Akabinde vekil eden alacağına karşılık olarak bu olaydan habersiz borçlu B şahsından bir kambiyo senedi alıyor. Borçlu B kambiyo senedini 20.01.2007 tarihinde kendi nam ve hesabına tanzim ederek aynı zamanda C şirketini de kefil göstermek suretiyle (C şirketini temsil yetkisi bulunmadığı halde )imzalayarak vekil edene teslim ediyor. Nihayet borç ödenmiyor borçlu ve şirket hakkında icra takibi başlatılıyor.

Borçlu B şahsı şirket anasözleşmesiyle şirket müdürü olarak atanmış olduğu halde ortakların mahkemeye müracaat etmeden doğrudan kendi aralarında karar almak suretiyle anasözleşmeyle atanmış olan şirket müdürünün yetkilerini kısıtlama yoluna gitmeleri hukuken geçerlimidir? geçerliyse neden? geçersizse neden?

Konuya ilgi gösteren tüm meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Merhaba Sayın Hartavi,

Bilindiği üzere, ortak olan Limited şirket müdürleri ana sözleşme ile tayin edilmiş iseler ortaklar kurulu kararı ile azledilemezler. Haklı sebep varsa mahkeme kararı ile azledilebilirler. Kollektif Şirketlerin ortak genel hükümlerinden olan ve limited şirket için de TTK.543. maddenin atfı nedeni ile geçerli olan aşağıdaki madde konuyu açıkça ortaya koymaktadır.


Alıntı:
2. KALDIRILMASI

MADDE 543 - Ortaklara ait idare ve temsil salâhiyetlerinin kaldırılması hakkında, kollektif şirkete dair 161 ve 162 nci maddeleri hükümleri tatbik olunur.

Ortak olmıyan müdür umumi heyet karariyle her zaman azlolunabilir. Azlolunan müdürün mukaveleden doğan hakları mahfuzdur.

Alıntı:
2. AZİL

a) MUKAVELE İLE TAYİN HALİNDE

MADDE 161 - İdare işleri mukavele ile bir ortağa verilmiş ise, onun idare, hak ve vazifesi diğer ortaklar tarafından tahdit olunamıyacağı gibi kendisi azil dahi olunamaz. Ancak, muhik sebepler mevcutsa, ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme kararı ile idare hak ve vazifesi tahdit veya nez'olunabilir. Vazifenin yerine getirilmesinde basiretsizlik, ağır ihmal veya idare iktidarsızlık gibi haller, muhik sebep sayılır.

Bu itibarla Ortaklar Kurulunun azil yönünde almış olduğu karar geçersizdir diye düşünüyorum. İyi çalışmalar, başarılar.
Old 03-05-2010, 09:51   #3
ISTANAZ

 
Varsayılan

Salter Uçar'ın kitabında, anasözleşme ile atanan müdürlerin, müdür de dahil olacak şekilde ve ancak ittifak kararı ile görevinden alınabileceği şeklinde bu hususta yorum var. TTK 161. maddede DİĞER ORTAKLAR tarafından azledilemez demektedir. Bundan hareketle müdür kendisi de toplantıya katılmış ve ittifakla karar verilmiş se azilin geçerli olacağını düşünüyorum.
Old 03-05-2010, 10:03   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISTANAZ
Salter Uçar'ın kitabında, anasözleşme ile atanan müdürlerin, müdür de dahil olacak şekilde ve ancak ittifak kararı ile görevinden alınabileceği şeklinde bu hususta yorum var. TTK 161. maddede DİĞER ORTAKLAR tarafından azledilemez demektedir. Bundan hareketle müdür kendisi de toplantıya katılmış ve ittifakla karar verilmiş se azilin geçerli olacağını düşünüyorum.

Sayın meslektaşım,

Ortak kendisi ile ilgili bir kararın toplantısına katılabilir mi?

Ayrıca TTK 161. madde anasözleşme ile atanan "ortak müdür" ile ilgilidir.
Old 03-05-2010, 11:54   #5
ISTANAZ

 
Varsayılan

Soruda belirtilen B şahsı aynı zamanda ortak değil mi? Şirket ortağı ve müdür olduğu belirtilmiş.
Old 03-05-2010, 12:05   #6
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Merhabalar öncelikle yanıtlarınız için teşekkürler

B şahsı, şirketi temsil ve ilzama selahiyettar olmak üzere hem şirket ortağı hemde müdürü olarak anasözleşmeyle atanmıştır. Ancak bir süre sonra şirkette bulunan temsil ve ilzam yetkisini kendi isteğiyle bırakıyor aynı gün ve başka bir kararla 49 hissesinden 48 hissesini bir başka şahsa devrini sağlıyor aradan geçen zaman dilimi içerisinde 2 yıl sonra kalan 1 payını da bir başka şahsa devrederek şirketten tamamen ayrılıyor. Ancak şirkette herhangi bir temsil ve ilzam yetkisi bulunmayan B şahsı şirket adına kambiyo senedi imzalayarak şirketi borçlandırıcı işlemlere giriyor.

Konuyla ilgili Yargıtay kararı buldum ancak şirket müdürünün kendi isteğiyle telzim ve ilzam yetkisinin kısıtlanmasını istemesi durumunda, yine de mutlaka mahkeme kararıyla mı yetkilerinin kısıtlanması gerektiği noktasında şüphelerim oluştu, bu hususla ilgili malesef emsal karar bulamadım.

Yanıtlarınız için tekrar teşekkürler
Old 03-05-2010, 12:46   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISTANAZ
Soruda belirtilen B şahsı aynı zamanda ortak değil mi? Şirket ortağı ve müdür olduğu belirtilmiş.

Evet sayın Istanaz,

Ben de onu diyorum. Ana sözleşme ile atanan ve aynı zamanda "ortak olan" müdürler azledilemez. Mahkeme, haklı sebepler varsa ancak bu kararı verebilir. (TT.543/1, TTK.161) Ortak olmayan müdürler her zaman azledilebilir (Bkz. TTK.543/2)
Old 03-05-2010, 12:50   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim HARTAVİ
Merhabalar öncelikle yanıtlarınız için teşekkürler

B şahsı, şirketi temsil ve ilzama selahiyettar olmak üzere hem şirket ortağı hemde müdürü olarak anasözleşmeyle atanmıştır. Ancak bir süre sonra şirkette bulunan temsil ve ilzam yetkisini kendi isteğiyle bırakıyor aynı gün ve başka bir kararla 49 hissesinden 48 hissesini bir başka şahsa devrini sağlıyor aradan geçen zaman dilimi içerisinde 2 yıl sonra kalan 1 payını da bir başka şahsa devrederek şirketten tamamen ayrılıyor. Ancak şirkette herhangi bir temsil ve ilzam yetkisi bulunmayan B şahsı şirket adına kambiyo senedi imzalayarak şirketi borçlandırıcı işlemlere giriyor.

Konuyla ilgili Yargıtay kararı buldum ancak şirket müdürünün kendi isteğiyle telzim ve ilzam yetkisinin kısıtlanmasını istemesi durumunda, yine de mutlaka mahkeme kararıyla mı yetkilerinin kısıtlanması gerektiği noktasında şüphelerim oluştu, bu hususla ilgili malesef emsal karar bulamadım.

Yanıtlarınız için tekrar teşekkürler

Olaya şöyle yaklaşmak doğru olur diye düşünüyorum:

Müdürün kendi isteği ile müdürlüğü bırakması, istifa sayılabilir. Ancak bu durum ticaret sicilde tescil ve ilan edilmedikçe iyi niyetli 3. kişilere tesir etmez. (Bkz TTK.542/1'in atfı nedeniyle TTK.321/2 ve 4.fıkra) Müdürün, şirket kayıtlarına göre müdürlükten ayrılmış olmasına rağmen bu şirket kararı usulünce tescil ve ilan edilmedikçe, şirket, iyi niyetli 3. kişilere karşı, -yani iyiniyetli alacaklılara karşı- yetkisiz temsilci savunmasına dayanamaz kanaatindeyim.
Old 03-05-2010, 14:02   #9
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Sayın Dikici olayda Kambiyo senedinde borçlu olarak gösterilen şirkete tebligat yapılmış tebligat iade edilmiş Ticaret Sicilden adres istenmiş şirketin kayıtlardaki adresi gönderilmiş, yine aynı şirketin başka şahıslara tamamen devrinden sonra şirket bu kez isim değiştirmiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğü her iki adreside tarafımıza bildirmiştir. Biz ise şirketin eski adresine Tebligat Kanunun 35 md göre tebligat yaptık şimdi bu durumda tebliğin usulsüzlüğü söz konusu olabilir mi? Tebliğ usulüne uygun ise doğrudan yeni isimli şirkete borç muhtırası gönderilmesi yada yeni şirkete ödeme emri tebliğ edilmesi mi gerekir bu konudaki fikir ve önerilerinizi bekliyorum.
Saygılarımla
Old 03-05-2010, 14:28   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim HARTAVİ
Sayın Dikici olayda Kambiyo senedinde borçlu olarak gösterilen şirkete tebligat yapılmış tebligat iade edilmiş Ticaret Sicilden adres istenmiş şirketin kayıtlardaki adresi gönderilmiş, yine aynı şirketin başka şahıslara tamamen devrinden sonra şirket bu kez isim değiştirmiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğü her iki adreside tarafımıza bildirmiştir. Biz ise şirketin eski adresine Tebligat Kanunun 35 md göre tebligat yaptık şimdi bu durumda tebliğin usulsüzlüğü söz konusu olabilir mi? Tebliğ usulüne uygun ise doğrudan yeni isimli şirkete borç muhtırası gönderilmesi yada yeni şirkete ödeme emri tebliğ edilmesi mi gerekir bu konudaki fikir ve önerilerinizi bekliyorum.
Saygılarımla

Sayın Hartavi,

Bildiğiniz gibi ticaret şirketlerinin salt unvan değişikliği, şirket tüzel kişiliğinin değiştiği anlamına gelmemektedir. Yeni unvanlı şirket eski şirketin devamı olarak kabul görmekte, yani aynı şirket olarak değerlendirilmektedir.

Keza şirket hissedarlarının değişmesi de, şirket tüzel kişiliğine tesir etmemektedir.

Ticaret sicile kayıt edilen ve eğer değişiklik varsa değişikliği bildirilen adresler de Tebligat kanununun 35/3 maddesi uyarınca tebligata salih adres olarak kabul görmektedir.

Bu itibarla, şirket unvanı değiştirilmiş olsa bile eski unvanı yazıp, parantez içinde yeni unvanı da göstermek suretiyle ticaret sicilde kayıtlı adrese 35. madde uyarınca tebligat yapılabilir düşüncesindeyim. Not: Unvan değişikliğini gösteren ticaret sicil gazetesi örneğinin dosyaya eklenmesi uygun olur. Saygılarımla.
Old 03-05-2010, 14:38   #11
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Sn Dikici

Ticaret Sicilden şirketin eski ünvanı ile eski adresi ve yine şirketin devir işleminden sonraki ünvanı ile adres değişikliği sonucu yeni adresi mevcut bulunmakta, Bu kayıtlara rağmen şirketin önceki ünvanına ve adresine 35'e göre tebligat çıkardık (Naçizane fikrim tebliğin usulsüzlüğü ileri sürülebilir)bu tebliğin usulüne uygun olması durumunda doğrudan yeni isimli şirkete borç muhtırası göndererek haciz talebinde bulunacağım. Tebliğ usulsüz ise; şirketin yeni ünvanı ile yeni adresine ödeme emri göndermeyi düşünüyorum. Zira haksız bir haciz işlemi yapmak istemiyorum
Old 03-05-2010, 14:55   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim HARTAVİ
Sn Dikici

Ticaret Sicilden şirketin eski ünvanı ile eski adresi ve yine şirketin devir işleminden sonraki ünvanı ile adres değişikliği sonucu yeni adresi mevcut bulunmakta, Bu kayıtlara rağmen şirketin önceki ünvanına ve adresine 35'e göre tebligat çıkardık (Naçizane fikrim tebliğin usulsüzlüğü ileri sürülebilir)bu tebliğin usulüne uygun olması durumunda doğrudan yeni isimli şirkete borç muhtırası göndererek haciz talebinde bulunacağım. Tebliğ usulsüz ise; şirketin yeni ünvanı ile yeni adresine ödeme emri göndermeyi düşünüyorum. Zira haksız bir haciz işlemi yapmak istemiyorum

Yeni adresi dosyada mevcutsa, yeni adrese tebligat çıkarmak gerekirdi diye düşünüyorum. Çünkü 35. maddeye göre tebligat için, 35/2. uyarınca yeni adresin bilinmemesi şart koşuluyor kanaatindeyim. Bu itibarla bence de usulsüz tebligat iddiası mümkün...

Alıntı:

ADRES DEĞİŞTİRMENİN BİLDİRİLMESİ MECBURİYETİ
MADDE 35 - Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına ve diğer nüshası da tebliği yaptıran kazai merciin divanhanesine talik edilir ve eski adresin kapısına talik tarihi, tebliğ tarihi sayılır. (Değişik 2. fıkra: 4829 - 19.3.2003 / m.11) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır.
Old 14-02-2012, 15:00   #13
nerdem

 
Varsayılan

herkeze kolay gelsin. 3 ortaklı limited şirkette genel kurul kararyla müdür olarak atanan ortak daha sonra 5 senedir şirket adına paralar çekip diğer ortakların kar paylarını vermemesi gb kötü yönetim nedeniyle genel kurul kararıyla azlediliyor müdürlükten. tic. sicil gazetesinde ve 2 yerel gazetede de ilan edilip durum bildiriliyor. şirketin soğuk hava depoları var ve bir tanesi de azledilen ortak tarafından kullanılıyor. ayrıca şirketin adına para çekmeye devam ediyor. soğuk hava deposunu ticaret için kullanıp hiç kar vermiyor. kullandığı soğuk hava deposunu boşaltması istenmiş fakat yapmamıştır. bu durumda nasıl bir yol izlenmeli? şimdiden teşekkürler....
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
adi şirketlerde ortaklardan birinin ortaklıkla çıkarılması emelakd Meslektaşların Soruları 1 01-12-2009 16:33
2 Ortaklı Limited şirkette Ortaklardan Birinin Ölümü dolphin7tepe Hukuk Soruları 3 27-07-2009 12:34
adi ortaklıkta ortaklardan birinin ayrılması dadaş Meslektaşların Soruları 2 29-08-2008 16:08
iki ortaklı limited şirkette ortaklardan birinin ölümü tule Meslektaşların Soruları 1 10-05-2008 14:05
ortaklığın giderilmesinde ortaklardan birinin rızası yoksa hakan68 Meslektaşların Soruları 3 30-10-2007 10:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08168602 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.