Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Avukatın Haciz Sırasındaki Görevinin <Yargı Faaliyetine> İlişkin Bulunmadığı!!

Yanıt
Old 26-01-2012, 17:32   #31
MURAT ACER

 
Varsayılan

Konuyla ilgili tüm mesaj ve destekleriniz için teşekkür ediyoruz.İstanbul Barosu avukat hakları merkezi tarafından savcılık soruşturma dosyasına dilekçe verildi ve müdahil olundu. Ayrıca Ümraniye deki tüm meslektaşlar olarak saldırıya maruz kalan meslektaşın vekili tarafından tarafımıza verilen yetki belgesi ile bizlerde savcılığın şüphelinin serbest bırakılma kararının kaldırılması ve mahkemeye sevki yönünde dilekçeler verdik.Yine hem C.Başsavcısı, hem de soruşturma savcılarıyla nezaket çerçevesinde aramızdan seçilen temsilci arkadaşlar görüştü durumu ilettiler, ancak avukata karşı takınılan tutum maalesef hiç hoş değildi.Meslektaşa nezaketen de olsa geçmiş olsun diyemeyen ve hali hazırdaki durumunu merak etmeyen C. Savcısı meslektaşlara diyecek sözümüz yok.Meslektaş yaralandığı ile kaldı,şüpheli serbestçe geziyor.Fakat bir kere daha kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor ; Savcılarla biz meslektaş mıyız, yoksa değil miyiz.Son yaşadığımız olaydan sonra ben vicdanen rahat bir şekilde meslektaş değiliz diyorum.
Old 27-01-2012, 14:35   #32
Av.CKaran

 
Varsayılan

Öncelikle saldırıya uğrayan meslektaşımıza geçmiş olsun diyorum.

Olaydaki Savcının tutumu beni hiç şaşırtmadı. Tecrübelerimle sabittir ki bu meslek hakim/savcı ve avukat olarak iki gruba ayrılır. Bu siteyi okuyan hakim/savcıların da olduğunu biliyorum. Yorumuma cevap yazmakta özgürdürler. Hakim/savcılar avukatları sevmezler. Neden mi? Birebir hakim ağzından aktarayım: "biz cesaret edip avukatlığa soyunamadık, garantici olup devlet memuru olduk." İstanbul'da dosyayı saklayan bir hakimi komisyona şikayet etmiştim. Duruşmada bana "mesleğinizin kıymetini bilin bizi 60 yaşında meslekten atıyorlar siz çalışıyorsunuz.Şikayetinden vazgeç" dedi. İşte o an zıvanadan çıktım. En son hatırladığım karşı tarafın avukatı ve savcı ve benim müvekkil, siz ona uymayın diyerek beni dışarı çıkarmaya çalışıyordu. Hakim/savcıların avukatları sev(e)memesinin nedeni kendilerinin yıllık maaşlarını avukatların bir davada kazanmaları ve bunu çekemedikleridir. Bu yüzden avukatı kendi seviyelerinde görmek istemezler, ezmeye çalışırlar, kamu görevlisi saymazlar, en büyük zorluğu çıkarırlar, bir husus yoruma muhtaçsa mutlaka avukatın aleyhine ve zorluk çıkartacak şekilde yorumlarlar. Odasına girip bir konuyu izah etmeye kalksanız dinlemez ama konuyu bilmediğini de itiraf etmez. Kanun açık olmasına rağmen adliye girişinde avukatın üstünü polis bile olmayan eğitimsiz kişilere aratmaya kalkarak egolarını tatmin ederler. Hakim duruşmada avukat azarlar. Karşısındakinin meslektaşı olduğunu düşünmeden.

Bunun yanında şıracının şahidi bozacıdır misali, saldırıya uğrayan bir hakim ya da savcı ise şüpheli anında tutuklanır. Sonunda ceza almayacağı belli olsa bile anında cezaevine gönderilir ki otoriteleri sarsılmasın, halka korku salınsın. Bir avukat ve hakim karşılıklı olarak bir davada taraf ise mutlaka hakim kazanır. Üstelik yargılama yapan hakimin, şikayetçi hakimin kötü üne sahip olduğunu bildiğini duruşmada söylemesine rağmen avukat hakime hakaretten ceza alır. Bu örnekler çoğaltılabilir. Girdiğim bir çok davadan yalnızca ikisini örnekledim.


Meslektaşlarımıza da tavsiyem: gireceğiniz davayı ve kanunu iyi bilin ve ne yapılması gerektiğini hakimden net olarak isteyin. İnanın ki hakim karşısında bilen bir avukat olunca iki kere düşünüyor.

Unutulmamalıdır ki avukat-hakim-savcı hepimiz aynı fakülteden mezun olduk (Hakimlik fakültesi diye bir fakülte henüz açılmadı.) ve meslek yaşantımıza aynı havuzun farklı kulvarlarında devam ediyoruz. Biri ortada, biri sağda, biri solda duruyor diye kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. Adaletin yerine gelmesi hukuk fakültesi mezunlarının boynunun borcudur.

Saygılar, sevgiler.
Old 27-01-2012, 15:11   #33
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Yolda, bakkalda, restorantta, trafik çevirmesinde, nüfus dairesinde; gittiği her yerde göğsüne gere gere hakim savcı olduğunu söyleyen ve hürmet bekleyen (hepsi olmasa da tabi) Sayın Hakim SAvcılara hiçbir sözüm yok benim.

Sadece hepsinin mesleğe başlamadan 5 sene zorunlu avukatlık yapmasını çok isterdim.

İşte o zaman ilişkiler çok sağlıklı olurdu.
Old 27-01-2012, 15:45   #34
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat66066
Ben 12 ocak tarihinde haciz mahallinde bıçaklanan avukat arkadaşınız.Biliyomusunuz şuan canımı sıkan sadece SAVCI.Nasıl olur da bir Avukatı öldürmeye tam teşebbüs etmiş biri tutuklamaya dahi sevkedilmeden bırakılabilir???Yazacak çok şeyim var ama sizleri önce dinlemek isterim......
Sayın Meslektaşım;

Geçmiş olsun dileklerimi sunuyor ve tutuklamanın istisnai bir "TEDBİR" olarak uygulanmasının gerekliliğini savunan biri olmama rağmen cumhuriyet savcısının, görevini yerine getiren bir insanı öldürmeye teşebbüs eden bir şahsı tutuklama talep etmeksizin serbest bırakmasını kabul edemiyorum.

Dikkat ederseniz avukat oluşunuza özellikle atıfta bulunma gereği duymadan "insan" olduğunuz gerçeğinden hareket ettim. Böylesi bir durumda, en azından kaçma şüphesinin varlığı nedeniyle tutuklamanın gerçekleşmesi için avukat olmak dahi gerekmemelidir.
Alıntı:
Yazan MURAT ACER
Konuyla ilgili tüm mesaj ve destekleriniz için teşekkür ediyoruz.İstanbul Barosu avukat hakları merkezi tarafından savcılık soruşturma dosyasına dilekçe verildi ve müdahil olundu. Ayrıca Ümraniye deki tüm meslektaşlar olarak saldırıya maruz kalan meslektaşın vekili tarafından tarafımıza verilen yetki belgesi ile bizlerde savcılığın şüphelinin serbest bırakılma kararının kaldırılması ve mahkemeye sevki yönünde dilekçeler verdik.Yine hem C.Başsavcısı, hem de soruşturma savcılarıyla nezaket çerçevesinde aramızdan seçilen temsilci arkadaşlar görüştü durumu ilettiler, ancak avukata karşı takınılan tutum maalesef hiç hoş değildi.Meslektaşa nezaketen de olsa geçmiş olsun diyemeyen ve hali hazırdaki durumunu merak etmeyen C. Savcısı meslektaşlara diyecek sözümüz yok.Meslektaş yaralandığı ile kaldı,şüpheli serbestçe geziyor.Fakat bir kere daha kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor ; Savcılarla biz meslektaş mıyız, yoksa değil miyiz.Son yaşadığımız olaydan sonra ben vicdanen rahat bir şekilde meslektaş değiliz diyorum.
Sayın Meslektaşım;

Aşağıda sunduğum bağlantıda savcı ve hakimlerle avukatların aynı mesleğin mensubu olmadıklarını gerekçemle izah etmiştim. Söz konusu olayın ardından cumhuriyet savcısının tutumunun nedenini de aynı yaklaşımla değerlendirmek mümkündür.

Saygılarımla..

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=57166
Old 27-01-2012, 21:57   #35
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
HACİZDE AVUKATA SALDIRAN ŞÜPHELİLERİN TUTUKLU YARGILANMASINA KARAR VERİLDİ

26 Ocak 2012 tarihinde İstanbul Barosu avukatlarından Av. C.A.T alacaklı vekili sıfatıyla icra memuru eşliğinde haciz işlemlerini gerçekleştirdiği sırada borçlu ve yakınlarının saldırısına uğradı. Olay sonrasında İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi’nin aranması üzerine Savcılık aşamasında olaya müdahale edildi. Meslektaşımızın görevini ifa ettiği sırada maruz kaldığı hakaret, tehdit, yaralama suçlarının yanı sıra özellikle yargı görevini yaptırmamak için direnme suçu hükümleri çerçevesinde soruşturma yapılması talep edildi.
Nöbetçi Savcı İki şüphelinin tutuklanması talebiyle sorgu hakimliğine sevk etmesi neticesinde şüphelilerin tutuklu yargılanmasına karar verildi. Saldırı sonucunda sol omuz köprücük kemiği üç yerinden kırılan meslektaşımız Salı günü ameliyat olacaktır.

Kaynak: www.istanbulbarosu.org.tr

Bu habere ne demeli! Bir başka savcı da tutuklamaya sevk etmiş, mahkemede tutuklamış. Olaydan, kişilerden ve yargı süjelerinden kaynaklanan farklılıklar bunlar...

Genellemeler ve mesleki/insani moral bozucu çıkarım ve açıklamalar yapmayalım. "İşte size ve avukatlığa burada verilen değer bu kadar." türünden bir bakış ve çıkışma, tartışmasız olarak yanlıştır; moral bozmaktır, surda gedik açmaktır. Benzer yaklaşımlar, İstanbul Çağlayan adliyesi sorunlarında, avukat kimliği tartışmalarında da görüldü maalesef.

Böyle bir olaya herkesin üzüleceği aşikar iken, burada yazılan mesaj sayısını, umursamazlığın, ilgisizliğin ve karşı taraftan yana olmanın ölçütü olarak sunmak; fevkalade ölçüsüz yaklaşımlar bunlar...

Gereksiz, kimseye faydası olmayacak, hiçbir avukatı ondurmayacak ve iler-tutar temeli olmayan, fikri sabit haline gelmiş meslek örgütü (baro) düşmanlığı, tüm hakim ve savcıların tek gözle total bir bakışla değerlendirilmesi, ahlamalar vahlamalar, devamlı savaşacak yel değirmeni arayışları...

Meslektaşlarıma tavsiyem, (sadece avukatları kastediyorum, zira hiçbir hakim ve savcı bir avukatın meslektaşı DEĞİLDİR.) hakime, savcıya, kendilerini onlara sevdirmeye endeksli olarak mesleğin icra edilemeyeceğidir. Zihinde sürekli bu sorularla ve duygularla yaşanmaz. Bu devamlı empatik halden bence bir avukat DAİMA VE BEHEMAHAL uzak durmalıdır.

Saygılarımla.
Old 31-01-2012, 21:02   #36
Metel

 
Varsayılan Acil şifalar.

Değerli meslektaşım. Yaşadığınız bu üzücü olay(lar) umarım size güç katar. Geçmiş olsun diileklerimle. Selamlar.
Old 31-01-2012, 21:58   #37
tiryakim

 
Varsayılan

Peki bu karara istinaden bir sual sormak istiyorum ? Hakime veya savcıya keşif veya otopsi esnasında tehditle direnme eylemleri olduğu zaman bu durum nasıl değerlendirilir ? Fikri olan var mı ?
Old 02-02-2012, 18:47   #38
mslmklvz

 
Varsayılan

Sayın Semih Yörük,geçmiş olsun,acil şifalar dilerim...
Sayın tirkayim;Bahsettiğiniz durumda,şüphelinin tutuklamaya sevkedilmeden serbest bırakılacağına milyonda bir ihtimal dahi vermiyorum.
Her ne kadar bütün hakim/savcıların avukatlara bakış açıları olumsuzdur şeklinde bir genelleme yapmak yanlış ise de bu algının oluşmasını haklı gösterecek kadar bir çoğunluğun avukatlara karşı olumsuz bir bakış açısına sahip oldukları yadsınamaz bir gerçktir..Ayrıca belli bir süre avuktlık yaptıktan sonra hakim/savcı olanların avukatlara bakış açısı avukatlık yapmamış olanlara nazaran çok daha farklı olduğu hepimizin malumudur..
Old 03-02-2012, 14:26   #39
Av. R. Onur ÇINAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Peki bu karara istinaden bir sual sormak istiyorum ? Hakime veya savcıya keşif veya otopsi esnasında tehditle direnme eylemleri olduğu zaman bu durum nasıl değerlendirilir ? Fikri olan var mı ?

Öncelikle meslektaşımıza geçmiş olsun diyorum,

Hakim ve Savcılara ilişkin benzer suçun vuku bulması durumunda ise olacakları tahmin bile edemiyorum. Zira bu şahıslar kolluk kuvveti kullanma yetkisi barındıran kişilerdir. Polis memuru bu kişilerin emirlerini uygulamakla yükümlü olduğundan mutlak suretle caydırıcılığı vardır.

Bir ikinci konu ise avukatlık mesleğinin artık eskisi kadar ağır bir meslek olmadığıdır. Kesinlikle yanlış anlaşılmak istemem ama bir karış kirli sakalı, jöleli bir tuhaf saç modeli olan, kirli ütüsüz pantolon ve gömlek yahut bir karışı geçmeyen etek giyen, dikkat çekecek kadar dekolte giyen meslektaşlarımızı görmüyormuyuz?

Bir insana karşı ilk fikrimizin gördüğümüzden itibaren 3 saniyede yerleştiği var sayımından yola çıkarak mesleki ağırlığımızın zayıfladığını söyleyemez miyiz?

Tüm bu saydıklarıma avukatları her anlamda ezen yasaların peşi sıra çıkmasını ekleyemez miyiz (örneğin 3 sene öncesine kadar her kurumda görüldüğünde "teşekkür ederim avukat bey" denen kimlik kartımızın artık bankacılık işlemlerinde dahi geçerli kabul edilmediği)...

Ayrıca yılda bir kaç bin dolar ödeyerek 4 yılda hukuk fakültesi mezunu olunan şu ülkede baronun sağ kapısından stajyer girip sol kapısından cübbeli çıkarsak o cübbenin ağırlığı kalırmı sizce.

Karakolda, bankada, adliyede, icra kaleminde, haciz mahallinde, duruşmada hatta baro kaleminde itilip kakılan bir meslek mensubu olmaktan hiç bir şekilde gurur duymuyorum. Ama önümdeki dosyalara bakıyorum ve esasen hak aramanın ne kadar kutsal bir iş olduğunu hatırlıyorum.

Not: Saldırıya uğrayan meslektaşım benim gözümde bu mesleğin bir gazisidir ve döktüğü her damla kan benim için kutsaldır. Yazdıklarım genel manada bir öz eleştiridir. Lütfen üzerine alınmasın.
Old 05-02-2012, 18:07   #40
seclarum

 
Varsayılan

Sayın Av R Onur Çınar,

Kusura bakmayın ama yazdıklarınız karşısında dehşete düştüm. Avukatlığın ağırlığını saça sakala, hele de mini eteğe bağlayıp da, mesleği bu kadar basite indirgemeniz enterasan.

İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır, davranışları ile uğurlanır derler.
Elbette, elinden geldiğince herkesin olduğu gibi avukatların da kılık kıyafetlerine dikkat etmeleri gerekir ancak sizin söyledikleriniz mesleğin ağırlığını tespit etmez.

Mesleğin ağırlığını hafifleten bilgisizliktir.
Bilgi en büyük güçtür.

Siz karakolda,bankada,kalemde ya da bir başka kurumda bilginizi,görgünüzü kabul ettiremezseniz o zaman mesleğin ağırlığını ( bu da ne demekse) hafifletirsiniz.
Old 07-02-2012, 12:02   #41
Av. R. Onur ÇINAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seclarum

İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır, davranışları ile uğurlanır derler.

Mesleğin ağırlığını hafifleten bilgisizliktir.
Bilgi en büyük güçtür.

Siz karakolda,bankada,kalemde ya da bir başka kurumda bilginizi,görgünüzü kabul ettiremezseniz o zaman mesleğin ağırlığını ( bu da ne demekse) hafifletirsiniz.

Sn Seclarum,

Söyledikleriniz aslında benimkilerle paralel. Ancak saç sakal etek konularında benim söylediklerim de bir gerçek.

Asıl anlatmak istediğim meslek mensuplarının artık birer sigorta şirketi elemanı (teşbihte hata olmaz derler, sigortacılar beni affetsin) gibi göründükleridir.

En basitinden bir örnek, kısacık bir etek giymiş bir meslektaşımızın, icra memurunun yanına oturarak "Aliciğim şu uyaplara bakalım mı senle?" sözlerine benzer söz ve davranışların artık adliyelerde sıkça rastlanır olmasıdır.

Ben bundan yakınmaktayım, bilgi ve davranışla ağırlanmak ise çok başka bir konudur. Büromdan önünü ilikleyerek, hatta elime sarılarak öpmeye çalışan insanların olduğu da bir gerçek. Biraz farkındalık adına klavyemi kullandım. Umarım kimseyi üzmemişimdir.
Old 08-02-2012, 13:29   #42
oceans17

 
Rahatsiz Lütfen Artık Başka Hukukçular Ölmesin !!!!

Öncelikle saldırya uğrayan savcımıza Allah'tan rahmet, geride kalan yakınlarına sabırlar dileyerek yazıma başlamak istiyoum. Hukukun üstünlüğünü içselleştirememiş, hak ve adalet duygusunudan ne anladığı pek de belli olmayan bu toplumda rahmetli savcımızın katilinin aranmasının gerekmediğini zira bu olayın failinin aslında hepimiz olduğunu söylemek kanaatimce çok ütopik bir iddia olmayacaktır.

Ülke genelinde "hukuk" öğretilen fakültelerde, kalın kalın doktirn kitaplarında ve anlı şanlı sözlerle bezeli açılış konuşmaları ile mahkeme kararlarında hukuk devletinden ve hukukun üstünlüğünden bahsedilir, "bağımsız" mahkemelerde sav, savunma ve yargılama üçlüsünün ayrılmazlığı "güçlü" bir biçimde vurgulanır.
Ancak gerek yerine getirilen kamu görevinin niteliği, gerekse kamu erkinden ancak "kürsüdekilerin lutfettiği" ölçüde yararlanabilen avukatlar söz konusu olduğu zaman bu şaşalı söylemlerin laf kalabalığından ibaret büyük büyük tumturaklı sözler olduğu kolayca anlaşılır.


Savcımızın hayatını kaybetttiği menfur hadiseyi gerçekleştirenin adi bir suçtan cezalandırılan (siyasi değil !) bir kişi olduğu gözetildiğinde yargılama, savunma ve hak arama kültürü gelişmemiş toplumların bu acı kaderle defalarca karşılaşacaklarını söylemek müneccimlik olmasa gerek!



Daha acısı bu kültürün içinden gelen yüksek yargı mensuplarının da tutumlarında ısrarla bu anlayışı savunması! Nitekim ülkemizde görevi başındayken silahlı saldırya uğrayan, her türlü tehdit, hakaret ve aşağılanmaya maruz kalan avukatların sayısı düşünüldüğünde; barolardan dahi bu konuya ilişkin olarak tıkırtıdan başka ses çıkarıltılmaması karşısında hayrete düşmemek mümkün değil.


aşağıda şunacağım kararın garabetini tartışınız lütfen!


T.C. YARGITAY

4.Ceza Dairesi
Esas: 2009/3133
Karar: 2011/3082
Karar Tarihi: 14.03.2011


TEHDİT VE HAKARET SUÇLARI - SANIKLARIN HACZİ ENGELLEMEYE YÖNELİK KATILAN AVUKATA TEHDİTLE DİRENME EYLEMLERİ - AVUKATIN HACİZ SIRASINDAKİ GÖREVİNİN YARGI FAALİYETİNE İLİŞKİN BULUNMADIĞI - FAZLA CEZA BELİRLENMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Sanıkların haczi engellemeye yönelik katılan avukata tehditle direnme eylemleri nedeniyle, alacaklı vekili olan avukatın haciz sırasındaki görevinin <yargı faaliyetine> ilişkin bulunmadığı gözetilmeden fazla ceza belirlenmesi isabetsizdir. -



Görülüyor ki avukatın kamu görevi yalnızca cübbe taşımaktan ibaret. Bir de ceza davalarında yargılanırken! Kendi savunamanına kıymet vermeyen bir toplumun güçlü bir hukuk anlayışına sahip olduğu söylenebilir mi? Vatandaşı hakime/savcıya ve devlete karşı bilinçlendirmekle görevli ve yükümlü olan avukatın rolü "takdir sizlerindir efendim" şeklinde formülüze edilerek yargı içinde tanımlnadıktan sonra ölümlerine kayıtsız kalınması da son derece normal karşılanmalıdır.


Mesleki niteliğive kalitesi ne olursa olsun her avukat bu organizmanın bir parçasıdır. Yargı aracılığıyla cezasız ve sorumsuz bırakılan saldırganların pervasızlaştırılması da bu menfur olayı tetikleyen bir etken değil midir sizce?


Yazımın başınada da belirttiğim gibi, yüce türk ulusu adına karar veren mahkemeler "bizlere" bunu reva gördükten sonra ölmek ya da öldürülmek çok sıradan bir olaydır bu meslek grubunda.


Bir de yaşarken yok edilmek vardır ki; bu da gerek teftiş ve sürgün, gerek not ve sicil yoluyla kürsü mensuplarına uygulanmakta. Bir de esaret ve sefalete terk edilerek kendi hakkını aramaktan dahi yoksun bırakılan avukatlar vardır ki sesleri bile çıkmaz malesef.



Her toplum kendi şehidi yanında kendi katilini de yaratmaktadır. bundan sonra yapılması gereken şehidi yalancıktan anmak ve hatırlamak değil, diğer şehit adaylarına hayattayken kıymet vermek, katili ise daha fikir aklına gelemden engellemektir.


GERÇEK TEPKİ PROFİL FOTOĞRAFLARIMIZI DEĞİŞTİRMEKLE DEĞİL, SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAKLA OLUR !!!! O DA CESARET İSTER, YÜREK İSTER. HEM DE MANGAL GİBİ YÜREK, MANGAL GİBİ !!!!


Saygılarımla. 08.02.2012
Old 09-08-2012, 07:47   #43
Akademiker

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım,

aslında yüksek mahkeme kararı genel hukuk mantığına baktığınızda yerinde ve doğrudur. Zira haciz mahallinde icra memuruna eşlik etmek avukatın görevi değildir. Bu örneklem yoluyla acınacak halimizde ortaya çıkmaktadır. Esasen gitmememiz ve yer almamamız gereken bir çok yerde talep ve dilekçelerimiz (ayağıma gel mantığı) işlem görmeyeceği için gidip bizzat başında durup ilgili memur ve görevlilerin işlerini yapmalarını sağlamak durumunda kalıyoruz.

En son olarak tarafımdan hazırlanan ve imza edilen bir dilekçe stajyer avukat meslektaşımca İstanbul'dan Gebze adliyesine götürüldüğünde, ilgili memurun aynen " git avukatın gelsin, öyle büroda oturmakla avuktlık olmaz" denilmiştir.

Taraf olduğumuz ve takip ettiğimiz bir dosyada mahkeme başka bir yerdeki dosyanın bekletici mesele yapılmasını öngörmüştü. Ben de o ilgili dosyanın numarasını UYAP'tan girerek dosyayı incelemek üzere talepte bulundum. Bu işlem için "onay beklenmektedir" yazıyordu. Sonra hakimin red ettiğini öğrendim. Mahkemeye dilekçe yazdım ve mektupla gönderdim, olayı kısaca anlatarak vekaletnamemi sundum. kalemi aradım ve dilekçemin hakime ulaştığını teyid ettim. Sonra UYAP'tan tekrar dosya incelemek istedim. Hakim yine onay vermedi. Akabinde HSYK'ya uzun bir dilekçe yazarak hakimi şikayet ettim. Kısaca "UYAP'ın dosyaları online takip etmek ve bürokrasiyi azaltmak üzere geliştirildiğini, ciddi eksiklleri bulunduğunu ve bir çok evrak ve belgenin de zaten UYAP sistemine atılmadığını ve esasen dosyanın içinde de olsa olsa bir iki belge bulunabileceğini" yazarak devamla" bu kadar içi boş olan bir UYAP dosyasını inceletmeyen ve avukata -ayağıma gel ve dosyayı öyle incele- dayatması yapan hakimin kötü niyetli olduğunu, bu nedenle hakkında disiplin işlemi yapılmasını" talep ettim. HSYK ise 1 yıldan fazla geçmesine rağmen cevap verme zahmetinde dahi bulunmadı . Bu arada dosya gizlilik vs. kararı bulunmayan adi ve sıradan bir özel hukuk dosyasıydı !

Sonuç kısmında ise icra meselerinde Almanya örneğini vereceğim. Almanya'da bir alacağı avukat olarak şöyle takip edersiniz:

1. Avukat yardımcısı ( Almanya'da Meslek liselerinde 3 yıllık eğitimle, ortaokul mezunu insanlar ciddi bir eğitimden geçirilerek avukat yarımcısı olarak ara iş gücü olarak hazırlanırlar, bu avukat yardımcıları avukatın mesela kayıt aletine sözlü olarak okuduğu dava dilekçesini sonra on parmak olarak hızlıca bütün yazım kurallarına dikkat ederek yazıp avukatın masasına imza için hazır ederler) takip talebini online olarak hazırlar ve sistemden gönderir.
2. Bütün icra takipleri merkezi bir yerden gider.
3. Sistem takibi açar, harçları belirler ve avukatın bürosuna harçlar bildirilir. Avukat yardımcısı bunları büronun banka hesabından öder.
4. Sistem borçluya otomatik olarak ödeme emri gönderir.
5. Borçlu itiraz etmezse ödeme emrinin kesinleştiğine dair avukatın bürosuna yazı gelir.
6. Bu kere Avukat yardımcısı (avukatın imzasını alarak) yeni yazı ile haciz talebinde bulunur (bizdeki gibi icra daireleri "talep"le çalışıyor) ve haciz harçları yine banka üzerinden ödenir.
7. İlgili yerdeki haciz memuru (Gerichtsvollzieher) kendisi hacze çıkar ve işlemleri yapar, gerekirse borçluya süre verir vs. Sonra bu haciz tutanağının kopyası avukata ulaşır.
8. ...
9..

Daha da devam etmeyeceğim. Oldukça uzadı. Ama gördüğünüz üzere avukat gidip borçlunun başında durmadı, onunla tartışmadı, ödemesi konusunda kavgaya tutuşmadı. Haciz memuru da (ve haciz mahalline çağrılan Polis de ) bizdeki gibi bir köşeye çekilip avukatla borçlunun tartışmasını seyretmedi.

Sonuçta avukatın haciz mahallinde işi yoktur ve bu nedenle mahkeme kararı doğrudur. Mahkeme kararını tartışacağımıza meslek komiteleri olarak sistemin yukarıdaki şekilde işlemesi için çaba göstermeliyiz.

Selamlar,
Old 09-08-2012, 10:44   #44
olgu

 
Varsayılan

Paniğe gerek yok, 4. Ceza Dairesinden bir üye ile bu karar hakkında yaptığım konuşmada, "dairenin istikrarlı görüşü avukatın yargı görevlisi sayıldığı. kanunda açıkça avukatın da yer aldığı ancak somut olaya göre farklı kararlar çıkabilmekte." dedi
Old 16-09-2012, 02:44   #45
yigiturk

 
Varsayılan

Bu sistem kalemdeki memuruyla, mübaşiriyle, hakimiyle, savcısıyla, polisiyle tamamen Avukat düşmanıdır. Adliyeye gittiğinizde sizin işinizi yapan bu kişilerin kazandığınız paradan dolayı size nasıl kin ve hasetle baktıklarını hissetmiyor musunuz ?
Old 17-09-2012, 12:57   #46
seyitsonmez

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlarım neden hep acımasız eleştiri yapıyorsunuz.?

Yüce Mahkeme'nin verdiği karardaki inceliği neden göremiyorsunuz?

Orada Batini bir anlam var.

Mahkeme'nin demek istediği gerçek şu:

Avukatlık çok değerli bir faaliyet olup Yargılama diyalektiğinde önemli bir sacayağını temsil eder. Bin yıllardır süregelen bir pratik olup iktidarların duvarlarında zayıflar lehine gedikler açmak gibi bir misyonu vardır. o nedenle İcra gibi devletin iktidarına ortak olup hukukun ezilenden, mazlumdan yana olan niteliğine gölge düşürmesi beklenmemelidir. Bu na göre, bu faaliyet yargı faaliyeti değildir.
Old 17-09-2012, 14:00   #47
yigiturk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyitsonmez
Sevgili meslektaşlarım neden hep acımasız eleştiri yapıyorsunuz.?

Yüce Mahkeme'nin verdiği karardaki inceliği neden göremiyorsunuz?

Orada Batini bir anlam var.

Mahkeme'nin demek istediği gerçek şu:

Avukatlık çok değerli bir faaliyet olup Yargılama diyalektiğinde önemli bir sacayağını temsil eder. Bin yıllardır süregelen bir pratik olup iktidarların duvarlarında zayıflar lehine gedikler açmak gibi bir misyonu vardır. o nedenle İcra gibi devletin iktidarına ortak olup hukukun ezilenden, mazlumdan yana olan niteliğine gölge düşürmesi beklenmemelidir. Bu na göre, bu faaliyet yargı faaliyeti değildir.

Avukatın orada bulunma amacı bir yargı organının verdiği kararın uygulanmasına refakat etmek değil mi ? Avukat işi gereği mi orada bulunuyor yoksa hacizlerde bulunmak onun bir hobisi mi ?

Ayrıca "mazlum" algısının neden hep hacize gidilen taraftan yana oluştuğunu merak ediyorum. Alacağını alamamış olan, borcu ödenmeyen, ödeneceği düşüncesiyle aldatılan, oyalanan taraf alacaklı olan taraf değil midir ? Yargı organlarının aleyhine karar verdikleri kişiler bence mazlum değil kusurlu veya suçludur diye düşünüyorum.
Old 17-09-2012, 16:40   #48
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 57. maddesine göre avukata karşı görevi sırasında veya görevinden dolayı işlenen suçlar hakimlere karşı işlenmiş gibi işlem görür. Bu ibare avukatın, görevi esnasında veya görevinden dolayı maruz kaldığı her suçu kendiliğinden, yargı faaliyeti olarak nitelemiştir.

Hakimin yargı görevi yaptığına hiç şüphe yok ise avukatın da yaptığına -bu yoruma kapalı atıf nedeniyle- yoktur...


Hiç düşünce ve ezen-ezilen tarihine bakmaksızın, bu hüküm karşısında haciz esnasında avukatlık görevini yaptığına şüphe bulunmayan avukata karşı işlenmiş suçlar yargı görevi yapan bir kişiye karşı işlenmiş sayılacaktır. Atıf çok açık ve nettir.

Alıntı:
AVUKATA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR:

Madde 57 - Görev Sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır.
Old 06-10-2012, 15:10   #49
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

http://yenicekkanunu.wordpress.com/2...gorevli-degil/

Sayın Meslektaşlarım,
Haciz esnasında borçluların evine girmeyiniz, zira konut dokunulmazlıklarını da ihlal ediyorsunuz (!).
Kötüniyetli kişiler bu kadar ileri gidebiliyorken ve Yargıtay'a göre haciz esnasında avukatlar yargısal bir faaliyette bulunmuyorsa, icra takibi yapılmasın, hacze çıkılmasın ve herkes kendi hakkını bir fiil kendisi alsın (!) Evet şimdi adalet tamam oldu.
Old 21-10-2012, 16:42   #50
avukatneşe

 
Varsayılan geçmiş olsun

meslekdaşım büyük geçmiş olsun.
Old 23-10-2012, 15:32   #51
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tug.capar
http://yenicekkanunu.wordpress.com/2...gorevli-degil/

Sayın Meslektaşlarım,
Haciz esnasında borçluların evine girmeyiniz, zira konut dokunulmazlıklarını da ihlal ediyorsunuz (!).
Kötüniyetli kişiler bu kadar ileri gidebiliyorken ve Yargıtay'a göre haciz esnasında avukatlar yargısal bir faaliyette bulunmuyorsa, icra takibi yapılmasın, hacze çıkılmasın ve herkes kendi hakkını bir fiil kendisi alsın (!) Evet şimdi adalet tamam oldu.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=61809
Old 23-10-2012, 16:41   #53
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tug.capar
?

Aslında soru işaretini benim koymam gerekirdi.

Sayın Meslektaşım, belirttiğiniz linkte, forum konusu yargıtay kararı ve 6352 sayılı yasa dayanak gösterilip, avukatların konut dokunulmazlığını ihlal ettiği anlamını çıktığını iddia edilmiştir.

Linkin dışında ki görüşleriniz, bu iddiayı desteklemektedir.

Ben kararın orjinal halini göstermek istedim. 6352 sayılı yasayı okudum. Ancak ne sizin ne de belirtiğiniz linki doğrulayacak bir anlam çıkartamadım. Bu sebeple hangi yasa maddesi delalet etmektesiniz, belirtebilir misiniz?
Old 23-10-2012, 17:24   #54
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Aslında soru işaretini benim koymam gerekirdi.

Sayın Meslektaşım, belirttiğiniz linkte, forum konusu yargıtay kararı ve 6352 sayılı yasa dayanak gösterilip, avukatların konut dokunulmazlığını ihlal ettiği anlamını çıktığını iddia edilmiştir.

Linkin dışında ki görüşleriniz, bu iddiayı desteklemektedir.

Ben kararın orjinal halini göstermek istedim. 6352 sayılı yasayı okudum. Ancak ne sizin ne de belirtiğiniz linki doğrulayacak bir anlam çıkartamadım. Bu sebeple hangi yasa maddesi delalet etmektesiniz, belirtebilir misiniz

Sayın meslektaşım,
Şahsi görüşüm tabi ki haciz esnasında konut dokunulmazlığının ihlal edildiğini destekler nitelikte değildir. Söz konusu linki paylaşmamın sebebi, kötüniyetli kişilerin, Yargıtay'ın söz konusu kararını yorumlama ve kullanma biçimlerini eleştirmektir. Yargısal bir faaliyet olan haciz işlemi esnasında, hukukun sınırları içerisinde işlem yapılması kişilerin konut dokunulmazlığının ihlali anlamına gelmemektedir. Bunun aksi bir görüşte kabul edilemez. Ancak Yargıtay'ın söz konusu kararında sadece haciz memurunun yargısal faaliyette bulunduğunu kabul edilerek, avukatın yargısal bir faaliyette bulunmadığını belirtmiştir. Linki paylaşmamda ki amaç, Yargıtay tarafından haciz esnasında avukatların yargısal bir görevi yerine getirmediği kabul edildiğinde -ki asla bu görüşte değilim- söz konusu kararın farklı şekillerde yorumlanarak, hukuki görevini yerine getiren avukatın suç işlediği düşüncesinin bile ortaya atılmasıdır. Yargıtay'ın haciz esnasında hakarete, yaralanmaya ve hatta ölümle karşılaşan meslektaşlarımızın yargısal olmayan bir görevde saymasını kesinlikle doğru bulmamaktayım.
NOT: Bir önceki paylaşımımda cümlelerin sonunda kullandığım (!) noktalama işareti, belirtilen görüşlere katılmadığım anlamındaydı. Yanlış anlaşılacak şekilde ya da hatalı kullanmışsam, affınıza sığınıyorum. Saygılarımla
Old 24-10-2012, 14:43   #55
avukatneşe

 
Varsayılan

Sayın meslekdaşlarım ben bu anlayış ve Yargıtay kararını borçluya empoze eden meslekdaşlarım ve adliye görevlileri(!)sayesinde haciz için evine gittiğim bir borçlunun saldırısına uğradım,borçlu evinden çıkmam gerektiğini sadece icra memurunun hazır olmasına izin vereceğini söyledi,ben de alacaklı vekili olarak orada bulunma hakkım olduğunu çıkmayacağımı söyleyince saldırdı,bu saldırı ile ilgili şikayetçi de oldum ve fakat paraya çevrilen ve ertelenen bir ceza aldı.Yukarıdaki sistemi avukat düşmanı gören anlayışa tamamen katılıyorum,bence bazı meslekdaşlarımız da bu sisteme dahil olabiliyorlar zaman zaman.Mesleğin saygınlığını korumak adına baroların hiç bir şey yapmadığını düşünüyorum.
Old 24-10-2012, 15:03   #56
olgu

 
Varsayılan

Adliye personeli avukatları sevmiyor diyoruz da sebebini biraz da meslektaşlarımızda aramak gerek.

Meslekte kıdemliler daha iyi bilir eskiden böyle olmadığını, ben görmedim ama 30-40 yıllık avukatlardan duyduğum bu şekilde.
Sebebide bence "işleri daha çabuk ve kolay olsun diye" memura harçlık verenlerip onların oyuncağı olanlar, haciz sırasında bir an önce alacağı tahsil etmek uğruna alacaklı ve borçlu menfaatini gözetmeden işlem yapanlar, hatta borçluyu haciz tehditi atında tehdit edenler. görev ifa ederken avukat gibi giyinip efendi davranmak yerine polat alemdar modasında ilerleyenler...
Kendi içimizdeki çürükleri düzeltirsek Mahkemeler ve Yargıtay'ın bize bakış açısıda değişir, avukatlık stajı sırasında neredeyse tüm hakimler avukat ruhsatını alımış ancak avukat gibi davranmayı bilmeyenlerden yakınıyorlardı...
Old 24-10-2012, 17:23   #57
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın olgu;

Alıntı:
Adliye personeli avukatları sevmiyor diyoruz da sebebini biraz da meslektaşlarımızda aramak gerek.

Meslekte kıdemliler daha iyi bilir eskiden böyle olmadığını, ben görmedim ama 30-40 yıllık avukatlardan duyduğum bu şekilde.
Sebebide bence "işleri daha çabuk ve kolay olsun diye" memura harçlık verenlerip onların oyuncağı olanlar, haciz sırasında bir an önce alacağı tahsil etmek uğruna alacaklı ve borçlu menfaatini gözetmeden işlem yapanlar, hatta borçluyu haciz tehditi atında tehdit edenler. görev ifa ederken avukat gibi giyinip efendi davranmak yerine polat alemdar modasında ilerleyenler...
Meslekte yıllanmış avukatların memurlara menfaat sağlamadığını (en azından şimdiki kadar) savunmak hatadır, iyi değerlendirmenizi öneririm. Ancak avukatlık vizyonu olmadan mesleği icra edenlerin sayısındaki artışın nedeni de niteliksiz ve kalitesiz hukuk öğrenimidir, ki eğitim zaten söz konusu bile değil..

Alıntı:
Kendi içimizdeki çürükleri düzeltirsek Mahkemeler ve Yargıtay'ın bize bakış açısıda değişir, avukatlık stajı sırasında neredeyse tüm hakimler avukat ruhsatını alımış ancak avukat gibi davranmayı bilmeyenlerden yakınıyorlardı...
Kendi içimizdeki çürükleri düzeltme gibi bir kavrama inanmıyorum, bu nasıl olacak acaba? Hakim, savcı olmuş ama komplekslerinden arınamamış, hukuktan nasibini almamış olanlardan da ben rahatsız oluyorum ama bu sorun, hukuk fakültelerinde yeterli ve gerekli eğitim/öğretimin gerçekleştirilememesinden kaynaklanmaktadır. Bunun sonucunda gerek hakim ve savcıların, gerekse avukatların bir kısmı vizyondan yoksun bir şekilde sahada yer almaktadır.

Saygılarımla..
Old 24-10-2012, 17:39   #58
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın meslekdaşlarım ben bu anlayış ve Yargıtay kararını borçluya empoze eden meslekdaşlarım ve adliye görevlileri(!)sayesinde haciz için evine gittiğim bir borçlunun saldırısına uğradım,borçlu evinden çıkmam gerektiğini sadece icra memurunun hazır olmasına izin vereceğini söyledi,ben de alacaklı vekili olarak orada bulunma hakkım olduğunu çıkmayacağımı söyleyince saldırdı,bu saldırı ile ilgili şikayetçi de oldum ve fakat paraya çevrilen ve ertelenen bir ceza aldı.Yukarıdaki sistemi avukat düşmanı gören anlayışa tamamen katılıyorum,bence bazı meslekdaşlarımız da bu sisteme dahil olabiliyorlar zaman zaman.Mesleğin saygınlığını korumak adına baroların hiç bir şey yapmadığını düşünüyorum.
Sayın avukatneşe;

Öncelikle geçmiş olsun. Size fiziksel saldırıda bulunan şahsın cezasının paraya çevrildiğini/ertelendiğini ifade etmişsiniz ancak malumunuz dosya kapsamını bilemediğimiz için yorumda bulunmak hatalı olabilir.

Sistemin avukatsız adalet sağlama (!) yönünde bir irade benimseme eğiliminde olduğu ise yadsınamaz. Özellikle ceza yargılamasında icra edilen müdafilik kapsamında avukatların görevlerini yerine getirirken maruz kaldıkları hukuk dışı yaklaşımlar hepimizin malumudur.

Saygılarımla..
Old 24-10-2012, 17:52   #59
olgu

 
Varsayılan

Sayin Ekici,
Sizde soyluyorsunuz eskiden bu kadar olmadigini, simdi oyle bir hal aldiki durum 5 sayfalik bilirkisi raporunun fotokopisi icin 5 tl veriyoruz, pembe dosya yetersiz kalmis mubasir" abi 20 lira ver de klasor alayim" diyor. Bunun sebebinin avukatlarin cok para kazanmasi degil bazi avukatlarin sicak iliski kurmak icin personeli alistiriyorlar ve sonunda o insan para vermezsen gorevini yapmiyor.

Yasadigim bir olay, adliyede uzerimde cubbe ile icra kolidorindan gecerken kolidorda ortamla uyusmayan sekilde sakalasan 2 avukattan biri resmen uzerime cikiyor ozur dilemedigi gibi ben bakincada "noldu gardas" diye cevap veriyor. Adliye icinde meslektasina bunu yapan avukat haciz sirasinda borcluya nasil davranacagini siz dusunun.
Borclularin hepsi namuslu insanlar dusuncesi cikmasin ama borculuyu sıkıstirip taciz ederek onun zor durumundan yararlanarak tahsilat yapanlar var. Tabiki oncelikle muvekkilimizi dusunecegiz ama bizler egitimli insanlariz karsidakinin durumunu da dikkate almaliyiz. Haciz mahalinde alacagini almak icin aslan parcasi kesilmemek gerek.

Sizin bahsettiginiz gibi konumu sebebiyle kasintilarindan kurtulamayan hakim savcilarda mevcut misal cikistan girmeye calisirken "dur ben savciyim ben gececegim once" diyen gibi ama ben avukatligin daha vahim halde oldugunu dusunuyorum.
Old 24-10-2012, 22:33   #60
Av.İlker DOLGUN

 
Varsayılan Yargıtayda Görüş Değişikliği

Yargıtay “hacizde avukatın görevi yargı görevi değildir” görüşünü değiştirdi:

Yargıtay 4.Ceza Dairesi

2010/4980 E.- 2012/4215 K.

İlgili Maddeler:265/2
a) Borcu nedeniyle sanığa ait evde icra memurları ile birlikte haciz işlemi yapan mağdur avukata, yumrukla vurup ” ben seni öldüreceğim, cinayet işleyeceğim bu iş burada kalmayacak” diyerek tehdit etmesi biçimdeki haczin yapılmasını engellemekten ibaret sanığın eyleminin bütünüyle TCY.nın 265/2. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek tehditle birlikte yaralama suçundan hüküm kurulması,

b) Kabule göre de;
Tekerrüre esas geçmiş hükümlülükleri bulanan sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 58 maddesinin uygulanmaması,
Yasaya aykırı O yer C.Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyama esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,yeniden hüküm kurulurken karşı temyiz olmadığından 5520 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte olan 1402 sayılı CMY.nın 326/son maddesinin gözetilmesine 29.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(http://www.gencbaro.org/haber/yargit...egistirdi.html)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcra Dosyasına Vekaletini Sunmayan Alacaklı Vekili Engin YILMAZ Meslektaşların Soruları 1 22-12-2010 17:01
haciz sırasındaki beyan ve haczedilmezlik itirazı Av.Şevval Meslektaşların Soruları 3 08-01-2010 22:59
Asıl alacaklı - kağıt üzerindeki alacaklı - Avukatın karşı müvekkiline sorumluluğu seyitsonmez Meslektaşların Soruları 6 07-10-2009 15:32
Alacaklı yada vekilinin bulunmadığı ihtiyati hacizde istihkak iddiası ve İİK. 99.mad. apple pie Meslektaşların Soruları 2 07-03-2008 17:38
Alacaklı Vekili geldi. Dosyadaki paranın kendisine ödenmesini talep etti. Admin Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 20 08-03-2007 16:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08046699 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.