Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Yargıtay hakime ''canım'' diyen avukatı suçlu buldu..

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-06-2007, 10:55   #1
Av.Ertan Uzunoğlu

 
Varsayılan Yargıtay hakime ''canım'' diyen avukatı suçlu buldu..

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hakime "canım" hitabını hakaret niteliğinde gördü ve suç saydı. Samsun (Edit) Barosu avukatlarından Güngör Arslan hakkında, Sinop Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi Nuri Güleç’e bir keşifle ilgili görevi sırasında hakaret ettiği iddiasıyla dava açıldı.

İddianamede Arslan’ın, Güleç’e bir keşif sırasında, "Canım, sen bu keşfi yapmak zorundasın. Harcı yatırdım. Parayı aldın, keşif yapmıyorsun. Şikayet ederim" diye hitapta bulunarak, hakaret ettiği savunuldu. Sinop Ağır Ceza Mahkemesi, Arslan’ın, sözlerinde hakaret ve sövme unsurlarının bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verdi.

Temyizde Yargıtay 4. Ceza Dairesi, mahkeme kararını bozdu. Kararda, sanık avukatın keşif sırasında düzeni bozucu davranışlarda bulunduğu ve yargıç tarafından uyarıldığına dikkat çekildi. Arslan’ın sarf ettiği sözlerin anlamlarının kullanılış ve yöneliş biçimi gözetildiğinde, hakim Güleç’i "küçük düşürücü" nitelikte olduğu belirtilen kararda, Arslan’ın cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği istendi.

Davaya yeniden bakan mahkeme, beraat kararında direndi. Direnme kararı üzerine dosyanın geldiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mahkemenin direnme kararını bozdu. Kurul, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin, bu sözleri suç sayan kararını yerinde buldu.
Old 13-06-2007, 11:16   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sinop'ta Güngör Aslan adında bir avukat yoktur, adı geçen avukat Samsun Barosu avukatıdır, gerekli değişikliği yaptım.
Old 13-06-2007, 12:20   #3
ParanoidAndroid

 
Varsayılan

Meslektaşımız ikrar etmiş mi (o cümleyi kullandıgını)? Yoksa sadece tanıkla mı ispat edilmiş, Yargıtay'ın hakaret saydığı o kötü üslup? Aslında direnen yerel mahkemenin de gerekçesini merak ediyorum.. Verilen cezayı da..
Old 13-06-2007, 14:21   #4
ayselari

 
Rahatsiz

Hakimlerin bize dedikleri ne olcak?

Geçenlerde biri bana "kızım" dedi?
Old 13-06-2007, 17:16   #5
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

.... Asliye hukuk mahkemelerinden birinin önceki hakiminin ağzında "canım" sözcüğü sakız gibiydi ve istisnasız tüm meslektaşlara, vatandaşa söylerdi.

Duruşmaları çok hızlı yapması, avukatı da katibi de ve hatta zaman zaman kendisini de "n'oluyor burada" diye şaşkına çevirmesi ve duruşma neticesi hiç bir ilerleme elde kaydettirmemesi ile ünlü idi bu hakim. (1 yıla tekabül eden 5 celsede bir işbölümü itirazımı inceleyip karar verememişti.)

Meslekte ilk zamanlarım, bu mahkemede duruşmam var ve benden önceki tüm hanım meslektaşlarımıza istisnasız "canım" dedi. Çok garipsemiştim. Kimsede ne bir hayret belirtisi, ne bir tepki. Hem bir hanıma hitap ve hem de mesleki olarak hoş olmadığı aşikar. Kararlıyım kendime dedirtmeyeceğim. "Ben avukatım, bana sadece "avukat hanım" veya "sayın avukat" diyebilir!" "Yok yok kesin itiraz etmeliyim, bu meslektaşlarım da buna nasıl müsaade ediyor..."

Derken duruşma başladı, duruşmadan çıktığımda halen davayla ilgili olarak, hakimin yaptığının usul olarak neye tekabül ettiğini ve hem de şiveli bir şekilde, biraz kısık-biraz boğuk sesle söylediği cümlelerinin deşifresini yapmaya çalışıyordum.

Duruşma olmuş bitmiş ve çok şükür benim de ardniyedi bulunmayan ve ancak kanımca hayli usturupsuz kaçan nurtopu gibi bir canım'ın olmuştu.

Neden şikayet etmedim?

Meslektaşımın tarzı, uslubu yanlışsa; bir yanlışı sırf meslektaşıma destek diye yüklenemem, destekleyemem. Ancak bir de öbür tarafından bakabilsek keşke ve her daim.

Saygılarımla.
Old 13-06-2007, 17:27   #6
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan

o da bir şey mi?

asliye hukuk mahkemesi çok sayın hakimi bir talebime karşılık "anneniz güzel mi avukat hanım" dedi bana.

ben büyük bir şokla baroya girdiğimde kıpkırmızı yüzümü görünce meslektaşlar ilk mağdurun ben olmadığımı, annesi vefat etmiş bir hanım arkadaşımıza da aynı cümleyi sarf ettiğini (tabi bilmeden, ama düşünmeden! söylemiş) öğrendiğimde, uğraşmanın bile gereksiz olduğunu düşündüm.

hala da öyle düşünüyorum.
Old 13-06-2007, 17:36   #7
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

"Hayır ama babam yakışıklı" deseydiniz ne olurdu acaba?
Old 13-06-2007, 18:05   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

A ) Acaba bu canım hangi ‘CANIM’ ?

1- ‘’Yok canım, olur mu öyle şey?
Canım, olur mu öyle şey? ‘’

2- Minik kuşum, cicim, canım! Olur mu öyle şey’’

Yukarıdaki ayrımı acaba yazılı olarak dosya üzerinde görmek mümkün mü?

B) Hakimlerin ‘canım’ veya benzeri biçimde hitap etmesi bizi rahatsız ediyorsa, haberde anılan avukatın yaptığı da rahatsız edici demektir. Ama ben olayda geçen canım sözcüğünün yukarıdaki birinci anlamda kullanıldığını sanıyorum. Öyle bir ortamda insan karşısındakine ‘Cicim’ demez.
C) Haberden yola çıkarak değerlendirme yapmamak gerekir. Dosyaları görmeden mahkemenin kararını eleştirmek doğru olmaz kanısındayım. Üstelik kararın tek nedeninin bu tek sözcük olmadığı da haberden anlaşılıyor.
D) Hukukçu biraz da yüreği ile davranır ama duygularını saklamak görevidir. Bir hukukçu diğerini küçük görebilir ama böyle olması küçük düşürmesini gerektirmez. Amacımız hukuki anlaşmazlığın çözümü olmalı; bu işi yaparken hukukçular arasında yeni hukuki anlaşmazlıklar çıkarsa yorucu olur.

Özetle, hukukçuluk zaten zor bir meslek; bir de hukukçular kendileri zorlaştırmamalı.
Old 13-06-2007, 19:05   #9
OLCAYK

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı ne kadar güzel yazmış. O anı ancak yaşayan bilir. Olaya indirgemiyorum, ama bende duruşmada olmasa bile havale alırken vs. "kızım,sen avukat mısın öğrenci misin, ... " gibi tabirlerle karşılaştım. Ne münasebet, yada ne ilgisi var demenin o an için yersizliğinin de farkına vardım . Hatta usulsüz bir durumla ilgili itiraz ederken, senin daha yaşın kaç diye hitap edilen bir meslektaşımıda duydum. Zira yanınızda başka kimse yoksa sinir harbi yaşamaktan başka birşey kalmıyor insana.Oysa biz hukukçular birbirimize bu saygıyı göstersek, en azından karşılaştığımız yakıştırmalara maruz kalmayız diye düşünüyorum.
Old 13-06-2007, 20:03   #10
av.sevdacan

 
Varsayılan

Bir önceki çalıştığım işyerindeki bayan meslektaşımın en doğal hitap şekliydi. Borçlulara bile çıkış yapacağı zaman "sevgilim...." derdi. Kötü bir niyeti yok "canım cicim, mirim" kadar doğal ve sık kullandığı bir hitap

Bir gün hakime ; "yok sevgilim istediğimiz sadece beyan için 10 günlük süre " demişti salonda bir süre derin sessizlik olmuştu.
Old 13-06-2007, 20:08   #11
avasas

 
Varsayılan

"Canım, sen bu keşfi yapmak zorundasın. Harcı yatırdım. Parayı aldın, keşif yapmıyorsun. Şikayet ederim"
-----------------------------------------------------

avukata izafe edilen sözlerin aynen söylendiğini kabul edersek, anlaşıldığı kadarıyla bu sözlerin tümü ve üslup yargıtay'ın görüşünü oluşturmasında etmen olmuş. tek başına "canım" demenin de hukuki sorumluluğu tartışılabilmekle beraber, somut olay sadece bir "canım" deme olayı değil. zaten daire de "canım" sözü dışında üslubu ve ifadelerin yöneliş biçimini birlikte değerlendirmiş.
Old 13-06-2007, 21:19   #12
Tractatus

 
Varsayılan

Önemli olan suç kastı olup olmadığıdır. "Canım" sözcüğü genelde boşa söylenen ve hitap amaçlı olmayan bir sözcüktür. Aynen "ayol" gibi. Mesela "hadi canım sen de" dendiğinde buradaki "canım" sözcüğü hitap amaçlı kullanılmadığından karşı tarafı hedef almamaktadır.

Bu olayda "canım" yerine "cicim" sözcüğü kullanılsa belki hakaret kastından söz edilebilirdi ama "canım" sözcüğü, kullanıldığı cümleyi de hesaba katarsak kesinlikle hakaret kastı taşımıyor.
Old 13-06-2007, 22:04   #13
ecesaka

 
Varsayılan

Benim bu "canım" sözcüğünden değil de, cümlenin tümüne bakıldığında çıkardığım sonuç; "başını ağrıtırım". Biraz tehdit var gibi sanki...
Old 13-06-2007, 23:28   #14
Av. Meral Akçınar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.sevdacan
Bir önceki çalıştığım işyerindeki bayan meslektaşımın en doğal hitap şekliydi. Borçlulara bile çıkış yapacağı zaman "sevgilim...." derdi. Kötü bir niyeti yok "canım cicim, mirim" kadar doğal ve sık kullandığı bir hitap
Alıntı:
Yazan av.sevdacan


Bir gün hakime ; "yok sevgilim istediğimiz sadece beyan için 10 günlük süre " demişti salonda bir süre derin sessizlik olmuştu.

Yok artık.. Ne kadar sevimli görünürse görünsün bence hoş değil. Ayrıca bana göre bunun iyi niyet ya da kötü niyetle alakası yok, sınırları doğru belirleyebilmekle alakası var.

Avukat bir arkadaşım anlatmıştı. Mahkemede çalışan biri ile aşırı samimi olmuş. Senli-benli. Sonra bir gün bir mahkemenin önünde müvekkili ile duruşma beklerken bu şahıs ensesine bir tokat patlatmış "Lan avukat naber?" diyerek. Bütün koridor dönmüş tabii. O kadar utandım ki diyor müvekkilimin yanında. Bence iş hayatında samimiyet bir yere kadar olmalı. Karşındaki kim olursa olsun, ne iş yaparsa yapsın, kendi samimiyet sınırlarını çizemiyor aşıyorsa, sen her iki taraf için de sınırları belirlemelisin. Yoksa saygı denen birşey kalmaz diye düşünüyorum ben.

Bana da stajerken bir gün havale almak için odasına gittiğim bir hakim, avukat hanım buralarda yenisiniz heralde, sizi görsem unutmazdım, rica ederim daha sık uğrayın demişti. Önce ne olduğunu anlamadım, şaşırdım. Neticede hiç beklemiyor insan.. Aldım imzamı çıktım hiç birşey demeden. Orda belirleyemedim sınır falan. Hatta aşıldığını bile anlamadım desem yalan olmazz. Şaşkın şaşkın baktım sadece..

Bir de bir kalem memuru bana sürekli aşkım derdi. Bense hep "Bilmemkim Hanım" diye hitap ederdim. Neticede vazgeçti. Artık "Avukat Hanım" diyor. Azmin zaferi
Old 13-06-2007, 23:48   #15
Av. Meral Akçınar

 
Mahçup

Alıntı:
Yazan Av.Ertan Uzunoğlu
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hakime "canım" hitabını hakaret niteliğinde gördü ve suç saydı.

İddianamede Arslan’ın, Güleç’e bir keşif sırasında, "Canım, sen bu keşfi yapmak zorundasın. Harcı yatırdım. Parayı aldın, keşif yapmıyorsun. Şikayet ederim" diye hitapta bulunarak, hakaret ettiği savunuldu.

Aslında kararın içeriğini görmeden konuşmak doğru olmaz ama yine de şunu belirtmeliyim ki, bence olayın "canım" kelimesi ile alakası yok. Bu cümlenin sadece gazetenin haberini daha çarpıcı göstermesi için attığı manşet olduğunu düşünüyorum. Ve bu haberin bir gazeteci ağzıyla yazılmış olduğunu da unutmamak gerekir. Eğer bu kişi bu sözleri bu şekilde gerçekten söyledi ise , burada hakarete konu şeyin canım kelimesi değil, avukatın uygunsuz ifadelerini destekleyen davranış biçimi olduğuna inanıyorum. Tabii söylediğim gibi, karar içeriğini görmeden konuşmak sağlıklı değil.
Old 14-06-2007, 09:07   #16
avseher

 
Varsayılan

Belirtilen sözlerin ince bir tehdit olduğu alenen ortada .. Canim kelimesi Meral Akçinar 'inda dediği gibi gazetecinin konuyu çarpici hale getirmesinden başka bir şey değil.
Old 14-06-2007, 10:10   #17
ParanoidAndroid

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Sn.ecesaka
Benim bu "canım" sözcüğünden değil de, cümlenin tümüne bakıldığında çıkardığım sonuç; "başını ağrıtırım". Biraz tehdit var gibi sanki...
Alıntı:
Yazan Sn.avseher
Belİrtİlen SÖzlerİn İnce Bİr Tehdİt OlduĞu Alenen Ortada

Sevgili meslektaşlarım, burdaki tehditin, legal bir tehdit olduğu düşüncesindeyim. Ama üslup gerçekten çok kötü..
Old 14-06-2007, 12:30   #18
Av.Nazlı Yolaç

 
Varsayılan "canım" hitabının doğru kullanılması

"canım" hitap olarak kullanıldığı pek çok yerde tüylerimi diken diken eder bu hitap. Bir devlet dairesine telefon açarsınız filanca kişiyle görüşmek istersiniz, telefona çıkan sekreter veya santral görevlisi sizin kim olduğunuzu bile bilmez ama o bunu önemsemz, diline pelesenk olmuştur bu hitap, "canım, bağlıyorum" der. Al işte tüylerim diken diken. Sen kimsin, ben kimim ben niye senin canın oluyorum? sormaya bile değmediğini düşünürüm, çünkü seviyesi o kadardır, ona o görevi veren amirin önce telefonla konuşma adabını öğretmesi gerekir. diye düşünürüm. Bir de özellikle bazı "canım" hitaplarında, karşısındakine göre kendisini büyük görme havası vardır. Yani sen benden, yaşça veya konumca küçüksün iması barındırır bazen. Yani küçük bir çocuğa canım dersiniz, ama mesleki bir ilişki içinde hele ki bizim camiada, en genç avukat arkadaşımın ve hatta henüz stajını yapanların bile böyle bir hitaba muhatap olmaması gerektiğini düşünür ve ona göre davranırım.
Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

1- ‘’Yok canım, olur mu öyle şey?

Bu şekilde kullanımda ise bir hitap olmadığı görüşüne katılıyorum.
Sözü edilen karardaki avukatın hitabında ise yukarıda sözünü ettiğim karşısındakini kendinden daha alt bir seviyeye indirme edası var sanki, hani arkasından gelen tehdit ifadeleri ile bütünleşince, sen kim oluyorsun da benim keşfimi yapmıyorsun havası da seziliyor.
Ne hakimlerin avukatlara, ne avukatların hakimlere ve hatta kendi aralarında birbirlerine karşı (aralarında bu hitabı kullanacak bir yakınlık, dostluk yoksa) kullanmalarını hoş bulmuyorum. Bu yakınlık olsa bile mesleki alana, bu tarz hitabın ağız alışkanlığı ile dahi olsa taşınmaması gerektiğini düşünüyorum.
Geçmiş yıllarda, yaşça epey büyük bir meslekdaşımızın, kendinden daha genç bir meslekdaşımızı(ama o da en az 10 yıllık avukattı) aralarında bir çalışma bağı da olmadığı halde bilgisayar başına oturtup, katibe yazı yazdırır bir eda ile kendi dilekçesini yazdırmasına tanık olduğğumda çok yadırgamış ve eleştirmiştim. Üstelik bunu bir alışkanlığa dönüştürdüğünü daha sonra öğrendiğimde şaşkınlığım daha da çok artmıştı. Bu gibi karşısındakini küçük gören hitap ve davranış örneklerinee maalesef kendi meslek camiamızda bile rastlamak mümkün olabiliyor.
Mesleğin saygınlığını koruyabilmek, için herşeyden önce muhatabın kimliğine bağlı olmaksızın konuşma adabına, üsluba ve hitap şekline azami ölçüde dikkat edilmesi gerektiğine inanıyorum. Ne bir hakime, ne bir başka avukata, ne müvekkile, ne adliye personeline "canım" vb. hitaplar kullanılmamalı, ölçü korunmalı, diyorum

Saygılarımla,
Old 14-06-2007, 12:36   #19
Av.Nazlı Yolaç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

D) Hukukçu biraz da yüreği ile davranır ama duygularını saklamak görevidir. Bir hukukçu diğerini küçük görebilir ama böyle olması küçük düşürmesini gerektirmez. Amacımız hukuki anlaşmazlığın çözümü olmalı; bu işi yaparken hukukçular arasında yeni hukuki anlaşmazlıklar çıkarsa yorucu olur.

% yüz haklısınız Sn.Konyalı, duygularıma tercüman olmuşsunuz, teşekkürler.
Old 14-06-2007, 18:45   #20
mutlakadalet

 
Varsayılan

Şerefe Karşı Suçlar
Hakaret
MADDE 125 (1) “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi...”

Hakaret suçunun tehlike suçu olması hasebiyle, söylenen sözlerin yahut isnat edilen olgunun, mağdurun başkaları nezdindeki saygınlığının azalması yahut yok olması sonucunu doğurması gerekmez.

Yine bu konuda pasif süjenin hassasiyetleri de önem taşımaz. Önemli olan; söylenen sözlerin, ortalama değer yargılarına göre tehlike oluşturabilecek mahiyette olmasıdır.

Şu bir gerçektir ki; bir ibarenin incitici, aşağılayıcı olup olmadığının tespiti son derece zordur. Bu konuda objektif ölçütlere dayanmak gerekir. Şöyle ki; söz konusu davranış, somut olarak yaşanılan sosyal çevrede saygınlığı azaltacak derecede ise hakaret suçu oluşacaktır. Bu bakımdan; söylenen sözün, ciddi bir toplantıda yahut bir eğlence sırasında söylenmiş olması, suçun oluşup oluşmadığına etki edecektir.

Söylenen sözlerin ortalama değer yargılarına göre hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığının tespitinde;meslek grubu, değerler, sosyal çevre, bulunulan konum, bulunulan zaman gibi ölçütler kullanılmaktadır.

Tüm bu açıklamalar çerçevesinde ilgili olayı ele alırsak; keşif sırasında bir avukat tarafından ilgili keşfi yapacak olan hâkime: “Canım, sen bu keşfi yapmak zorundasın. Harcı yatırdım. Parayı aldın, keşif yapmıyorsun. Şikâyet ederim” sözleri sarf edilmiştir.

Olayın somut özellikleri göz önüne alındığında, bu sözlerin gergin bir ortamda söylendiği düşünülebilir. Bu belirlemeden hareketle sarf edilen sözleri, gergin ortamın getirmiş olduğu duyguların imalı bir biçimde dışa yansıması olarak görebiliriz.

Ancak, yalnızca bu şekilde bir varsayımdan hareket ederek hüküm kurmamız doğru olmayacaktır. Şu halde söz konusu sözlerin hangi şartlar altında söylendiği doğrultusunda getirmiş olduğumuz varsayım, tanık beyanları ile de sübuta ererse, suçun oluştuğunu kabul etmemiz gerekir; ancak delil olarak elimizde yalnızca bu sözler var ise, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereği suçun oluşmadığını kabul etmemiz gerekecektir.

Saygılarımla.
Old 14-06-2007, 19:14   #21
suzan

 
Varsayılan

Alıntı:
[Haberden yola çıkarak değerlendirme yapmamak gerekir. Dosyaları görmeden mahkemenin kararını eleştirmek doğru olmaz kanısındayım. Üstelik kararın tek nedeninin bu tek sözcük olmadığı da haberden anlaşılıyor.
Av. Armağan Bey'e katılıyorum. Keşif esnasında sadece söylenen sözlere bakmamak lazım, ayrıca avukatın üslubu ve hareketleri de çok önemli ki bunlar ancak dosyadan anlaşılabilir.
Olaydaki avukatın yaşadığı duruma benzer bir olayı da ben yaşamıştım.Keşif için harcı yatırdım, ancak Hakim Bey'i 4 saat beklemek zorunda kalmıştım keşfe çıkmak için. Üstelik odasında ahbabıyla oturmuş sohbet ediyordu. Tabi stajer olunca bildiğiniz gibi pek önemsenmiyoruz. Sonuç olarak, kazasız belasız keşfi yaptık, ama hakimin inadını kırdım .
Gerçi yazdıklarım olaydaki avukatın üslubunu takdir ettiğim anlamına gelmesin.
Old 14-06-2007, 22:04   #22
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Bana o biçim "CANIM" denseydi herhalde "Ben nereden senin canın oluyorum?" deyip cevabı yapıştırırdım herhalde. Tepki görmeyen alışkanlıklar devam ettirilir. Ağız alışkanlığı, kötüniyetli değil şeklinde mazeretler kabul edilebilir nitelikte değil. Canım özel hayatta samimiyet ifadesi olabilir ama iş hayatında o biçim söyleniyorsa hiç de hoş değildir,tepki konulması gerekir.

Saygılar.
Old 15-06-2007, 11:21   #23
Av. Meral Akçınar

 
Neşeli

Alıntı:
Yazan osmaniye
Bana o biçim "CANIM" denseydi herhalde "Ben nereden senin canın oluyorum?" deyip cevabı yapıştırırdım herhalde.

Bense bana böyle birşey söyleyen kişiye asla "Sen" bazlı bir cevap vermezdim. Kesinlikle "siz" bazında devam ederdim. Vereceğim cevapsa o anki ruh halime bağlı olarak değişir. "Lütfen tabirlerinize dikkat edin." veya "Seviyenizi muhafaza edin lütfen" şeklinde birşey olabilir.
Old 15-06-2007, 15:22   #24
aşk-ı adalet

 
Varsayılan

Hakim rahatsız olup dava açmakta haklı bence. Yargutay'ın verdiği karar da doğru. "canım" kelimesinden önce zaten üslup kötü. Üstelik de keşif sırasında geçen bir konuşma.
Old 15-06-2007, 22:02   #25
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Meral Akçınar
"Sen" bazlı bir cevap vermezdim.

Sayın AKÇINAR;

Sen ya da siz. önemli olan tepki koymak. İş hayatında resmiyetin korunması taraftarıyım. Ama sen hitabı da mevcut durumda karşınızdakine tepki koymaya yardımcı olabilir. Kendime dikkat ediyorum.Karşımdaki ile samimi olduğum zamanlarda senli benli konuşuyorum. Ya da bazan bir refleks olarak aniden ağzımdan sen hitabı çıkabiliyor. Sen hitabı bu tür durumlarda kendimi değil karşımdakini küçümsemektir aslında.

Saygılar.
Old 17-06-2007, 05:21   #26
Deniz İpek

 
Varsayılan

yorumları okudum ve farkettımkı bazı sayın hakımlerımızın sayın avukatlarımıza canım,kızım vs.. gıbı sozlerle hıtab etmelerı dogru degıl nasılkı avukatların kendılerıne hıtabda bulunurken saygı göstermelerını beklıyorlar,aynı saygıyı kendılerı de gostermelı bence.
Sayın avukatımızın da 'sıkayet ederım' tarzındakı uslup ne kadar dogru tartısılır ama aradakı saygı korunmalı..saygılarımla..
Old 18-06-2007, 08:55   #27
Av. Meral Akçınar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan osmaniye
Sayın AKÇINAR;

Sen ya da siz. önemli olan tepki koymak. İş hayatında resmiyetin korunması taraftarıyım. Ama sen hitabı da mevcut durumda karşınızdakine tepki koymaya yardımcı olabilir. Kendime dikkat ediyorum.Karşımdaki ile samimi olduğum zamanlarda senli benli konuşuyorum. Ya da bazan bir refleks olarak aniden ağzımdan sen hitabı çıkabiliyor. Sen hitabı bu tür durumlarda kendimi değil karşımdakini küçümsemektir aslında.

Saygılar.

Sayın Osmaniye,

Çok net bir şekilde söyleyeyim ki mesajımla sizi eleştirmeye çalışmadım. Sadece kendi potansiyel davranış biçimimi ifade ettim. Herkes kendince tavrını koyar, birtakım tepkiler verir. Herkesin tarzı farklıdır.Sizin sen diyerek koyduğunuz tepki diğer tepkilerden caydırıcı olabilir. Amacım sizi eleştirmek değildi. Mesajım bu şekilde anlaşıldıysa lütfen kastımın bu olmadığını bilin.
Old 18-06-2007, 09:55   #28
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı:
Osmaniye
Bana o biçim "CANIM" denseydi herhalde "Ben nereden senin canın oluyorum?" deyip cevabı yapıştırırdım herhalde. Tepki görmeyen alışkanlıklar devam ettirilir. Ağız alışkanlığı, kötüniyetli değil şeklinde mazeretler kabul edilebilir nitelikte değil. Canım özel hayatta samimiyet ifadesi olabilir ama iş hayatında o biçim söyleniyorsa hiç de hoş değildir,tepki konulması gerekir.

Saygılar.

Bu mesajdan sonra Meral Akçınarı'ın mesajı
Alıntı:
Bense bana böyle birşey söyleyen kişiye asla "Sen" bazlı bir cevap vermezdim. Kesinlikle "siz" bazında devam ederdim. Vereceğim cevapsa o anki ruh halime bağlı olarak değişir. "Lütfen tabirlerinize dikkat edin." veya "Seviyenizi muhafaza edin lütfen" şeklinde birşey olabilir.

Osmaniye'nin aslında meseleyi izah eden cevabı
Alıntı:
Sayın AKÇINAR;

Sen ya da siz. önemli olan tepki koymak. İş hayatında resmiyetin korunması taraftarıyım. Ama sen hitabı da mevcut durumda karşınızdakine tepki koymaya yardımcı olabilir. Kendime dikkat ediyorum.Karşımdaki ile samimi olduğum zamanlarda senli benli konuşuyorum. Ya da bazan bir refleks olarak aniden ağzımdan sen hitabı çıkabiliyor. Sen hitabı bu tür durumlarda kendimi değil karşımdakini küçümsemektir aslında.

Saygılar.

Ben Meral Akçınar'a ve Osmaniye'ye teşekkür mesajı yazmak istedim ancak "önce başka üyelere teşekkür mesajı atmalısınız" uyarısıyla nedense karşılaştım...

Teşekkür etmemdeki maksat; "canım" ile başlayan sorunu belkide farkında olmadan izah etmişler gibi, belki de keşifteki avukat Osmaniye'nin "sen" derken dediği gibi refleks olarak "canım" demiş olabilir...
Old 20-06-2007, 11:07   #29
ayselari

 
Varsayılan

Durumun davaya konu olması sebebi ile;elbette ki hepimiz meslektaşımızın davranışını yorumluyoruz. Biraz değinmiş gerçi sevgili arkadaşlarım ama; olaydaki meslektaşı hakimin ne kadar beklettiğini(örneklerden birinde vardı.), hakimin meslektaşa ne diyip de böyle bir cevap aldığını ve bence en önemlisi ; cümlenin gelişinden belli ki, hakimin görevi olmakla birlikte keşif yapmaktaki gönülsüzlüğü niyedir bilemiyoruz. İşini,randevularını ,çocuğunu, belki de keşif mahallini hazırlatmış(örn:Ev) olmasına rağmen; yaz sıcağında veya kışın soğuğunda en az yarım saat bekletilip çıkılan keşifte ,meslektaşın sabrı bitmiş olabilir.
Hakimlerin ilk fırsatta avukatları şikayet etmek için gösterdikleri üstün(!) çabayı inanın hiç anlamıyorum. Velev ki , meslektaş kasti ya da değil böyle bir kelimeyi kullanmış olsun; mesela uyarma yoluna gitmemiş,niçin Baro Başkanlığı ile çözümleme yoluna gitmeyip hemen şikayet ederek siciline işletmiştir bilemiyorum.. Bu anlayışsızlık, tahammülsüzlük,bu astığım astık tavırlar niyedir?

Herkes hem fikirdir herhalde, insanın avukat olup yargılanması;sonu beraat bile olsa hiç ama hiç hoş değil. Bunun kalem çalışanları var, müvekkilleri var; meslektaşları var, var da var.. Bir de içine düşülen durum var..
Meslektaşıma gerçekten üzüldüm. Kasti davrandığını kesinlikle sanmıyorum. Kime saygı göstereceğini bilecek biri olduğundan kuşkum yok.Kimse kimseye hakaret ya da saygısızlık da yapılmasın ama hakimin tavrı da benim gözümde hiç şık bir mahlle tekabül etmedi.
Bulunulan makama saygıyı o makamdakiler belirler... Olaya bir de böyle baksak?
Saygılar
Old 20-06-2007, 11:36   #30
Av.Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

Şikayet sebebi, "canım" hitabı mı? yoksa, keşif giderleri yatırıldığı halde, hakime "sen bu keşfi yapmak zorundasın. Harcı yatırdım. Parayı aldın, keşif yapmıyorsun. Şikayet ederim" cümlesi mi?
Şayet hakim, her ne kadar keşif giderleri yatırılmış ise de, maalesef bugün keşif yapılamayack deseydi, meslektaş da: "tamam CANIM, önemli değil deseydi, şikayet olacak mıydı? Heralde olmazdı. Hakimi kızdıran konu sadece bu kelime değil, o yüce insanın verdiği keşfin ertelenmesi kararına "nasıl olur da bir avukat itiraz edebilir" düşüncesinin olduğunu düşünüyorum.

Kaldı ki Samsun - Sinop arası 2 saatten fazla mesafedir.Demek ki, avukat,o günü sadece başka bir ildeki keşif için ayırmış ve oraya gittiğinde keşfin yapılamayacağını öğrenmiş.Bu psikolojiyi de değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca ne kadar önemli bilmiyorum ama bahse konu meslektaşımızın ileri yaşlarda olduğunu belirtmek isterim.
Saygılar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay “küfürü” haklı buldu. Av.Ömer KAVİLİ Hukuk Haberleri 4 17-06-2007 19:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11088610 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.