Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Davalılar yönünden davadan kısmi feragat sorunu...

Yanıt
Old 19-10-2010, 17:01   #31
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Sayın Ergin, sanıldığının aksine teorikle pratiği birbirinden ayıramayız. Özellikle söz konusu olan hukuksa ise bu zaten mümkün olmamalı. Çünkü hukukçu gerekçeli düşünür gerekçeli yazar. İşte bu "gerekçe" dediğimiz şey, sadece emsal yargıtay kararlarını değil; teoriyi dediğimiz şeyi de kapsar. Zira MK.m. 1 de bu husus vurgulanmıştır.

"Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır."

Sayın Koray,

Sanırım yanlış anlattım. Yukarıdaki mesajı siz yazdığınız için ciddiye aldım. Benim ilk mesajım şu idi:

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Şu anda aynı şekilde bir davamız var. Davalılardan birisine ulaşamadığımız için onun hakkındaki davayı "atiye terk ettik". Üstünden 3-4 duruşma geçti. Dava derdest.

Yani, pratik ve ekonomik yolu seçmişim. Teoriyi bilmeden bunu yapmak, mümkün mü?

Cevap verdiğiniz mesajımın ilgili kısmını yine alıntılamak istiyorum:

Alıntı:
Önce soruyu doğru anlamaya çalışıyorum. Sonra da kendisi için en pratik hukuki bilgi neyse onu yazıyorum(bildiğim kadarıyla). Teorik tartışmaya girilmesi gerekiyorsa onu da yaptığımız oluyor. Ancak Sayın M.Erdoğan ve(sanırım) B.S.Akpunar'ın güzel bir önerisi vardı. Bir alan daha açılsın. Orada işin sadece teorik tarafı tartışılsın, denilmişti. Öyle bir alan olursa, ona da katkı sunabilirim


Benim burada anlatmak istediğim, Sayın M.Erdoğan ve Akpunar'ın önerisini anımsatmaktı. O öneride sadece teori tartışılacaktı(Dolayısıyla az sayıda katılımcı olacaktı). Meslektaş Soruları alanında ise soru sahibi davasına en pratik cevabı aramaktadır. Bu nedenle, doğrudan soruya yanıt verilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Detaya girersek, bu forum gibi konu dallanıp budaklanmaktadır. Bu forumu yeni okuyan bir genç meslektaşımız, neyi tartıştığımızı bile anlamayacaktır. Zaten siz de "fazladan" olduğunu belirtmişsiniz. Kısaca, yapılan tartışmadan sonra dahi soruya cevap verildiğini sanmıyorum.

Soru sahibi "feragat" edeceğini yazmış ama, ben öyle yapmaması gerektiğini "davayı atiye terk etmesinin" daha iyi olacağını yazmışım. Sayın Öksüz ve Dikici ise, bunun tek taraflı olarak mümkün olmadığını ısrar ve inatla yazmalarına rağmen, hakimin bu durumda nasıl karar vereceğini yazmamaktadır. Bütün mesajları yeniden okudum, bu konuda ikisinin de bir yanıtı yok. Kendileri benim çok "net" sorduğum bu soruya yanıt vermedikleri için(belki de bu sorunun cevabı yok) , ben de onların sorularını pas geçtim. Eğer siz de onlar gibi düşünüyorsanız, sizin cevabınızı da merak ederim.
Old 20-10-2010, 07:53   #32
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Ergin,

Benim demek istediğim verilen cevapların gerekçeli olmasıdır. Gerekçe ise ilk önce kanun; kanununun yorumlanışında ise, Yargıtay kararı(hatta varsa mukayesli hukuk-örneğin İsviçre federal mahkemesi kararı-) ve üzerine doktrin eklenerek verilmesi gerekir.Teoriyi bilmeden cevap yazamazsın ama teoriyi de oraya eklemenin de bir sakınca olmasa gerek...

Bir sorunun bir cevabı olmayabilir.Bu nedenle dava açarken bile terditli dava diye bir tür var.. İşte avukatlık ve hukukçuluk da bu durumlarda önem arzediyor. Bu nedenle tartışmak kötü bir şey değil, oldukça yararlı bir şey...


Şimdi konuya dönersek, Benzer durumlarda hep 409 u uyguladım ama davalıya tebligat yapılmadan 409'u uygulayamazsın.. Zira usulüne uygun tebligat yapılmadan dava görülemez..(Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 2 Sh. 1880, pararaf 2)- ( 1.HD 10.03.1997,2693/3095) Davayı davalının rızası olmaksızın da davayı geri alamazsın(HUMK.m.185).

Bu aşamada Davadan ancak feragat edebilirsin.. Ancak feragatten de diğerleri yararlanır, eğer sürücü yönünden feragat söz konusu olursa...
Old 20-10-2010, 12:37   #33
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Sayın Ergin,




Şimdi konuya dönersek, Benzer durumlarda hep 409 u uyguladım ama davalıya tebligat yapılmadan 409'u uygulayamazsın.. Zira usulüne uygun tebligat yapılmadan dava görülemez..(Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 2 Sh. 1880, pararaf 2)- ( 1.HD 10.03.1997,2693/3095) Davayı davalının rızası olmaksızın da davayı geri alamazsın(HUMK.m.185).

Bu aşamada Davadan ancak feragat edebilirsin.. Ancak feragatten de diğerleri yararlanır, eğer sürücü yönünden feragat söz konusu olursa...



Umarım faydalı olabilmişsinizdir.
Old 20-10-2010, 12:44   #34
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Sayın Ergin,

Benim demek istediğim verilen cevapların gerekçeli olmasıdır. Gerekçe ise ilk önce kanun; kanununun yorumlanışında ise, Yargıtay kararı(hatta varsa mukayesli hukuk-örneğin İsviçre federal mahkemesi kararı-) ve üzerine doktrin eklenerek verilmesi gerekir.Teoriyi bilmeden cevap yazamazsın ama teoriyi de oraya eklemenin de bir sakınca olmasa gerek...

Bir sorunun bir cevabı olmayabilir.Bu nedenle dava açarken bile terditli dava diye bir tür var.. İşte avukatlık ve hukukçuluk da bu durumlarda önem arzediyor. Bu nedenle tartışmak kötü bir şey değil, oldukça yararlı bir şey...


Şimdi konuya dönersek, Benzer durumlarda hep 409 u uyguladım ama davalıya tebligat yapılmadan 409'u uygulayamazsın.. Zira usulüne uygun tebligat yapılmadan dava görülemez..(Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 2 Sh. 1880, pararaf 2)- ( 1.HD 10.03.1997,2693/3095) Davayı davalının rızası olmaksızın da davayı geri alamazsın(HUMK.m.185).

Bu aşamada Davadan ancak feragat edebilirsin.. Ancak feragatten de diğerleri yararlanır, eğer sürücü yönünden feragat söz konusu olursa...

Sayın Koray,

Benim sorularıma siz de cevap vermemişsiniz. O nedenle aşağıya sorularımı tekrar alıntıladım. Siz de Sayın Nevra Öksüz de Baki Kuru'dan alıntı yapıyorsunuz. Baki Hoca'yı ben de çok severim. Ama 3 üstadıma da bu soruları sorup, cevap alamamak beni çok üzüyor. Ne yapmam gerekir anlamadım. Baki Kuru'ya mı sorsam.

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Av.Nevra Öksüz size ve Sayın Av.Mehmet Saim Dikici'ye doğrudan cevaplamanız umuduyla soru sormak istiyorum. Ricam, sadece sorduğum soruya cevap vermeniz.

1- Davacı vekili olarak dava açtım. Duruşma günü bana tebliğ edildi. Davalıya edilmemiş. Duruşmaya kadar, taraflar sulh oldu. Duruşmaya ben gitmedim, davalı da gitmedi. Hakim neye karar verecektir?

2- Davacı vekili olarak dava açtım. Duruşma günü bana tebliğ edildi. Davalıya edilmemiş, ancak haricen öğrenip mahkeme kapısına geldi. Müvekkille oracıkta sulh oldular.Davalı mahkeme fobisi olduğunu söyledi. Benim girip davayı düşürmem koşuluyla anlaşmak istediğini söyledi. Ben duruşmaya girdim ve " davayı atiye terk ettiğimi" beyan ettim. Hakim neye karar verecektir?
Old 20-10-2010, 13:01   #35
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Öksüz ve Dikici ise, bunun tek taraflı olarak mümkün olmadığını ısrar ve inatla yazmalarına rağmen, hakimin bu durumda nasıl karar vereceğini yazmamaktadır. Bütün mesajları yeniden okudum, bu konuda ikisinin de bir yanıtı yok. Kendileri benim çok "net" sorduğum bu soruya yanıt vermedikleri için(belki de bu sorunun cevabı yok) , ben de onların sorularını pas geçtim. Eğer siz de onlar gibi düşünüyorsanız, sizin cevabınızı da merak ederim.

Sayın Ergin,

Bazı konular vardır açıklamak ayıp olur. Mesala; bir üniversite mezununa, iki kere iki kaçtır diye sormanın ayıp olacağı gibi...

Bu da ona benziyor biraz. Konunun cevabı gayet net bir biçimde önceki mesajımızda yazıldı! Tekrara gerek duymuyorum, çünkü tekrar edersek de size ayıp olabilir.

Ayrıca bir not: Bu başlık altında ve konu ile ilgili, cevaplamanız için size soru sorduğumu hiç sanmıyorum. Bu konuda da bir yanlışınız olmasın!
Old 20-10-2010, 16:59   #36
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Koray,

Benim sorularıma siz de cevap vermemişsiniz. O nedenle aşağıya sorularımı tekrar alıntıladım. Siz de Sayın Nevra Öksüz de Baki Kuru'dan alıntı yapıyorsunuz. Baki Hoca'yı ben de çok severim. Ama 3 üstadıma da bu soruları sorup, cevap alamamak beni çok üzüyor. Ne yapmam gerekir anlamadım. Baki Kuru'ya mı sorsam.




Karıştırmaya gerek yok, Konu şu:

1) Davalıya tebligat yapılmadan feragat mümkündür.
2) Davalıya tebligat yapılmadan davanın atiye bırakılması mümkün değildir.

Davalıya tebligat yapılmadan dava atiye bırakılırsa ne olur?

Cevap: Bir şey olmaz. Hakim davalıya usulüne uygun tebligat yapalına kadar gerekli usul işlemlerini gerçekleştrilir. O zaman kadar duruşmalar ertelenir..

Bu kadar....

Hala cevabı beğenmediyseniz, Kuru Hoca'ya da Enver Hoca ya da sorabilirsiniz... )))
Old 20-10-2010, 18:30   #37
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Karıştırmaya gerek yok, Konu şu:

1) Davalıya tebligat yapılmadan feragat mümkündür.
2) Davalıya tebligat yapılmadan davanın atiye bırakılması mümkün değildir.

Davalıya tebligat yapılmadan dava atiye bırakılırsa ne olur?

Cevap: Bir şey olmaz. Hakim davalıya usulüne uygun tebligat yapalına kadar gerekli usul işlemlerini gerçekleştrilir. O zaman kadar duruşmalar ertelenir..
Bu kadar....

Hala cevabı beğenmediyseniz, Kuru Hoca'ya da Enver Hoca ya da sorabilirsiniz... )))

Diğer soruma cevap vermemişsiniz. Konuyu dağıtmamak için verdiğiniz cevap üzerinden devam etmek istiyorum. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılması için ayrıca tebligat masrafı yatırılması gerekecektir. Hakim davaya devam etme kararı alırsa, davacı vekiline tebligat masrafı yatırması için süre verecektir. Davacı bu masrafı yatırmak zorunda mıdır? Yatırmazsa ne olacaktır?

Bence hocalara sormaya gerek kalmayacak galiba.

Devam edelim...
Old 20-10-2010, 18:45   #38
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Diğer soruma cevap vermemişsiniz. Konuyu dağıtmamak için verdiğiniz cevap üzerinden devam etmek istiyorum. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılması için ayrıca tebligat masrafı yatırılması gerekecektir. Hakim davaya devam etme kararı alırsa, davacı vekiline tebligat masrafı yatırması için süre verecektir. Davacı bu masrafı yatırmak zorunda mıdır? Yatırmazsa ne olacaktır?

Bence hocalara sormaya gerek kalmayacak galiba.

Devam edelim...

Tamam buradan girebilirsiniz işte...

Varmak istediğiniz yeri biliyorum:Tebligat Kanunu


Madde 34
(Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./10. md.) Yukarıdaki fıkra gereğince yapılacak tebligatlara ilişkin giderler 5 inci maddeye göre ödenir. Verilen süreye rağmen ödenmeyen tebligat gideri dava dilekçesinin tebliğine ilişkin ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesi uyarınca işlem yapılır. Diğer hallerde tebligat konusu talepten vazgeçilmiş sayılır.
Old 20-10-2010, 18:58   #39
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Tamam buradan girebilirsiniz işte...

Varmak istediğiniz yeri biliyorum:Tebligat Kanunu


Madde 34
(Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./10. md.) Yukarıdaki fıkra gereğince yapılacak tebligatlara ilişkin giderler 5 inci maddeye göre ödenir. Verilen süreye rağmen ödenmeyen tebligat gideri dava dilekçesinin tebliğine ilişkin ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesi uyarınca işlem yapılır. Diğer hallerde tebligat konusu talepten vazgeçilmiş sayılır.

Hay klavyenize sağlık. Aşağıdaki mesajlardan ben tersini anlamıştım.

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Davayı atiye terk etmek, davadan vazgeçmek anlamına gelir. Davadan tek taraflı vazgeçilemez. Davadan feragat ile davadan vazgeçme arasındaki fark malumunuzdur. Bu itibarla davalının haberi olmadan davayı atiye bıraktım deseniz bile bunun anlamı olmayacaktır.

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
(1) Est Çünkü "OTURUMA ÇAĞRILMIŞ OLMA" 409'un uygulanabilmesinin ön şartıdır.

(2) Davalıya tebligat yaptırmadan nasıl "taraflar oturuma çağrılmışlar"; davalıya duman yoluyla mı haber verildi? Veya şöyle sorayım "oturuma çağrılma"dan anladığınız nedir?

(3) 409. madde 73. maddenin istisnalarından biri değildir ve bu sebeple taraflar davetiye ile oturuma çağrılmadan 409'a göre işlem yapılamaz.

P.S: 26 senelik meslek hayatınızla (hukuki bilginizin yanında) tecrübelerinize binaen cevap verdiğinize eminim ; lakin belirtmek isterim ki; bu şekilde herhangi bir mahkeme kararına şahit olmanız, bu yapılan işlemin "hukuki" ve mevzuata uygun olduğunu göstermez.
Old 20-10-2010, 19:09   #40
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Hay klavyenize sağlık. Aşağıdaki mesajlardan ben tersini anlamıştım.

Şimdi alıntıladığınız cümlelerde bir yanlışlık yok. HUMK.m.409 gerçekten öyle diyor. Ancak, tebligat kanunun 34. maddesindeki yol kullanılabilir.Burada çıkan sonuç tebligat yapılmadan Davayı atiye bırakmak değil; Davayı atiye bırakmadan da 409'u uygulamanın bir yolu daha olduğudur.
Old 20-10-2010, 19:19   #41
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Konunun, Tebligat kanunundaki istisna ile ne ilgisi var şimdi? Hayret ki ne hayret. Tartıştığımız olayda kim nerede tebligat masrafını vermedi de, tebligat kanununun 34. maddesinin ek fıkrasının uygulanması gerekli oldu? Kuralı konuşurken istisnaya dalmak, manasız sonuçlar verir. Allah kimseyi kuru inat mağduru etmesin.

Not: Bu konu amacından saptırıldığı için, gerek duymadıkça cevap yazmayacağım.
Old 20-10-2010, 19:52   #43
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Konunun, Tebligat kanunundaki istisna ile ne ilgisi var şimdi? Hayret ki ne hayret. Tartıştığımız olayda kim nerede tebligat masrafını vermedi de, tebligat kanununun 34. maddesinin ek fıkrasının uygulanması gerekli oldu? Kuralı konuşurken istisnaya dalmak, manasız sonuçlar verir. Allah kimseyi kuru inat mağduru etmesin.

Not: Bu konu amacından saptırıldığı için, gerek duymadıkça cevap yazmayacağım.

Neyse ki; "ekonomik" olmasa da ; yasayı uygulamak için çalışanlar var:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=8149

Saygılar...
Old 20-10-2010, 19:58   #44
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Neyse ki "ekonomik" olmasa da yasayı uygulamak için çalışanlar var:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=8149

Saygılar...


Yararlı bir tartışma olmuş galiba...
Old 20-10-2010, 21:24   #45
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Yararlı bir tartışma olmuş galiba...

Bence ne olursa olsun çok yararlı bir tartışma...
Old 21-10-2010, 15:58   #46
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Neyse ki; "ekonomik" olmasa da ; yasayı uygulamak için çalışanlar var:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=8149

Saygılar...

Sayın Öksüz,

Verdiğiniz linkteki Yargıtay kararını iyi okudunuz mu? Bizim konumuzla ille de bir bağlantı kurulacaksa, benim yazdıklarımı teyid etmektedir. Kararda ele alınan davada, davacı vekili dava dilekçesine pul eklediğini belirtmiş, harcını yatırmış ve esas defterine kaydını yaptırmış. Her nasılsa, daha sonradan pul çıkmamış(veya kaybolmuş), taraflara duruşma davetiyesi gönderilmemiştir. Yerel mahkeme hakimi ise;

Alıntı:
davacı vekilinin dava dilekçesiyle tebligat yapılması için posta pulu ibraz etmediği, bu nedenle taraflara duruşma gününün tebliğ edilemediği, mahkeme kaleminde posta pulu bulunmadığından tebligat yapılmasının mümkün olmadığ

gerekçesiyle davayı müracaata bırakmıştır.

Yargıtay ise,

Alıntı:
Mahkemece, anılan hükümler gözetilmeksizin dava dilekçesi kabul edilerek esasa kaydedildiğinin gerekli işlemlerin yerine getirildiğine karine oluşturduğu, pulların eksik olduğu hususunda dava dilekçesi teslim alınırken tutanak düzenlenmediği, bu durumun davacı taraf aleyhine yorumlanamayacağı, HUMK m.409'da "oturuma çağrılmış olan tarafların hiç biri gelmediği..." denildiği halde tarafların duruşmaya dahi çağrılmadıkları, resmi fondan pul kullanılmak suretiyle davacı vekiline bu konuda muhtıra gönderilebileceği düşünülmeden yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.

gerekçesi ile kararı bozmuştur. Yargıtay diyor ki;" eğer gerçekten pul verilmediyse haklısın ama hem dava dilekçesinde pul verildiği yazmakta hem de bu haliyle davayı kabul ettiysen ve hele de -pul olmadığına dair- tutanak da tutmadıysan, ben pul verildiğini karine olarak kabul ederim." Yani "mahkeme kaleminin hatasını davacıya yükleyemezsin, fondan karşılayabilirdin." demektedir.

Bu karara göre, dava açılırken "pul olmadığına dair" tutanak tutulsaydı, HUMK 409 uncu maddeye göre işlem yapılabilecektir. Ya sizce?
Old 21-10-2010, 16:01   #47
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Yararlı bir tartışma olmuş galiba.

Sayın Ergin'e:

Teşekkür ederim. Bence Saim Bey ve Nevra Hanım'a yararlı olması gerekir. Çünkü, ancak 2003 yılı öncesine ait olabilecek tartışmalı bilgilerinin yanlış olduğunu öğrenmiş oldular.
Old 21-10-2010, 16:07   #48
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Öksüz,

Verdiğiniz linkteki Yargıtay kararını iyi okudunuz mu? Bizim konumuzla ille de bir bağlantı kurulacaksa, benim yazdıklarımı teyid etmektedir. Kararda ele alınan davada, davacı vekili dava dilekçesine pul eklediğini belirtmiş, harcını yatırmış ve esas defterine kaydını yaptırmış. Her nasılsa, daha sonradan pul çıkmamış(veya kaybolmuş), taraflara duruşma davetiyesi gönderilmemiştir. Yerel mahkeme hakimi ise;



gerekçesiyle davayı müracaata bırakmıştır.

Yargıtay ise,



gerekçesi ile kararı bozmuştur. Yargıtay diyor ki;" eğer gerçekten pul verilmediyse haklısın ama hem dava dilekçesinde pul verildiği yazmakta hem de bu haliyle davayı kabul ettiysen ve hele de -pul olmadığına dair- tutanak da tutmadıysan, ben pul verildiğini karine olarak kabul ederim." Yani "mahkeme kaleminin hatasını davacıya yükleyemezsin, fondan karşılayabilirdin." demektedir.

Bu karara göre, dava açılırken "pul olmadığına dair" tutanak tutulsaydı, HUMK 409 uncu maddeye göre işlem yapılabilecektir. Ya sizce?

http://www.turkhukuksitesi.com/showp...25&postcount=7

Bu ilk mesajınızda Davalıya ulaşamadığınız için Davayı atiye terk etmek istediğinizi bildirdiğinizi söylemişsiniz yanii, posta masrafını bırakmadığınız için değil!


http://www.turkhukuksitesi.com/showp...30&postcount=9


Yine siz,yukarıdaki cevabı vermiştiniz. Sonradan tartışılan konuyu değiştirip ilgisiz noktalara taşımaya çalıştınız.

Yok efendim Tebligat posta masrafını bırakmazsak, yok şu olursa, bu olursa gibi ...

Bunların tartışılan konu ile ne ilgisi var şimdi Allah aşkına?
Old 21-10-2010, 16:12   #49
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
http://www.turkhukuksitesi.com/showp...25&postcount=7

Bu ilk mesajınızda Davalıya ulaşamadığınız için Davayı atiye terk etmek istediğinizi bildirdiğinizi söylemişsiniz yanii, posta masrafını bırakmadığınız için değil!


http://www.turkhukuksitesi.com/showp...30&postcount=9


Yine siz,yukarıdaki cevabı vermiştiniz. Sonradan tartışılan konuyu değiştirip ilgisiz noktalara taşımaya çalıştınız.

Yok efendim Tebligat posta masrafını bırakmazsak, yok şu olursa, bu olursa gibi ...

Bunların tartışılan konu ile ne ilgisi var şimdi Allah aşkına?

Sayın Dikici,

Bazı konular vardır açıklamak ayıp olur. Mesela; bir üniversite mezununa, iki kere iki kaçtır diye sormanın ayıp olacağı gibi...

Bu da ona benziyor biraz. Konunun cevabı gayet net bir biçimde önceki mesajımızda yazıldı! Tekrara gerek duymuyorum, çünkü tekrar edersek de size ayıp olabilir.
Old 21-10-2010, 16:14   #50
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Öksüz,

Verdiğiniz linkteki Yargıtay kararını iyi okudunuz mu? Bizim konumuzla ille de bir bağlantı kurulacaksa, benim yazdıklarımı teyid etmektedir. Kararda ele alınan davada, davacı vekili dava dilekçesine pul eklediğini belirtmiş, harcını yatırmış ve esas defterine kaydını yaptırmış. Her nasılsa, daha sonradan pul çıkmamış(veya kaybolmuş), taraflara duruşma davetiyesi gönderilmemiştir. Yerel mahkeme hakimi ise;



gerekçesiyle davayı müracaata bırakmıştır.

Yargıtay ise,



gerekçesi ile kararı bozmuştur. Yargıtay diyor ki;" eğer gerçekten pul verilmediyse haklısın ama hem dava dilekçesinde pul verildiği yazmakta hem de bu haliyle davayı kabul ettiysen ve hele de -pul olmadığına dair- tutanak da tutmadıysan, ben pul verildiğini karine olarak kabul ederim." Yani "mahkeme kaleminin hatasını davacıya yükleyemezsin, fondan karşılayabilirdin." demektedir.

Bu karara göre, dava açılırken "pul olmadığına dair" tutanak tutulsaydı, HUMK 409 uncu maddeye göre işlem yapılabilecektir. Ya sizce?

Sayın Ergin,
Yazdığınız diğer kısımlara yukarıda 30 no'lu mesajımda yazdıklarım sebebiyle cevap vermeyeceğim .

Lakin koyulaştırdığım bölümde kendi görüşünüzü de "net olarak" ortaya koyarak "BAŞKA BİR SORU" sorduğunuz için :

Davacının dava dilekçesini davalıya tebliğ ettirmek üzere posta masrafını peşin ödemekle mükellef olduğu malumumuz.
HUMK m.414: "İki taraftan her biri istimaını talep eylediği şahit ve ehlihibrenin veya talebine mebni icra kılınacak keşif ve sair muamelenin masrafını tediyeye ve buna kifayet edecek meblâğı mahkeme veznesine tevdie mecburdur. Hâkim tarafından tâyin olunan müddet içinde masrafı vermeyen taraf talebinden sarfınazar etmiş addolunur."
bu ahvalde, bu maddeye mesnetle değerlendirme yapan doktrinde:
1- Sn. Postacıoğlu- Sn. Bilge ve Sn. Önen'e göre: HUMK m.409 uygulanmalıdır.
2- Benim de katıldığım Sn. Kuru ve Sn Üstündağ'a göre davacı, davasını takip etmekten vazgeçmiş sayılmalıdır; yani bununla dava hiç açılmamış sayılır . Daha açık yazayım: Esas defterine davanın kaydı yapılmaz

Saygılar...
Old 21-10-2010, 16:22   #51
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Dikici,

Bazı konular vardır açıklamak ayıp olur. Mesela; bir üniversite mezununa, iki kere iki kaçtır diye sormanın ayıp olacağı gibi...

Bu da ona benziyor biraz. Konunun cevabı gayet net bir biçimde önceki mesajımızda yazıldı! Tekrara gerek duymuyorum, çünkü tekrar edersek de size ayıp olabilir.

Tereciye tere satmaya kalkışmışsınız yine.
Old 21-10-2010, 16:34   #52
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın Ergin,
Yazdığınız diğer kısımlara yukarıda 30 no'lu mesajımda yazdıklarım sebebiyle cevap vermeyeceğim .

Lakin koyulaştırdığım bölümde kendi görüşünüzü de "net olarak" ortaya koyarak "BAŞKA BİR SORU" sorduğunuz için :

Davacının dava dilekçesini davalıya tebliğ ettirmek üzere posta masrafını peşin ödemekle mükellef olduğu malumumuz.
HUMK m.414: "İki taraftan her biri istimaını talep eylediği şahit ve ehlihibrenin veya talebine mebni icra kılınacak keşif ve sair muamelenin masrafını tediyeye ve buna kifayet edecek meblâğı mahkeme veznesine tevdie mecburdur. Hâkim tarafından tâyin olunan müddet içinde masrafı vermeyen taraf talebinden sarfınazar etmiş addolunur."
bu ahvalde, bu maddeye mesnetle değerlendirme yapan doktrinde:
1- Sn. Postacıoğlu- Sn. Bilge ve Sn. Önen'e göre: HUMK m.409 uygulanmalıdır.
2- Benim de katıldığım Sn. Kuru ve Sn Üstündağ'a göre davacı, davasını takip etmekten vazgeçmiş sayılmalıdır; yani bununla dava hiç açılmamış sayılır . Daha açık yazayım: Esas defterine davanın kaydı yapılmaz

Saygılar...

Sizin örnek karar diye sunduğunuz kararı yorumlarsanız sevinirim. O karara göre Yargıtay; "Eğer dava açılırken pul verilmediyse haklısın Sayın Mahkeme" demiyor mu? Çünkü Yargıtay kararına konu olan davada ya pul verilmemiş ya da kaybolmuştur. Bu mesajınızda yazdıklarınıza da daha sonra cevap yazma hakkımı saklı tutuyorum.

Not:30 uncu mesajınıza rağmen, link verip imada bulunduğunuz için size hitaben yazılmıştır.
Old 21-10-2010, 17:20   #53
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Şimdi alıntıladığınız cümlelerde bir yanlışlık yok. HUMK.m.409 gerçekten öyle diyor. Ancak, tebligat kanunun 34. maddesindeki yol kullanılabilir.Burada çıkan sonuç tebligat yapılmadan Davayı atiye bırakmak değil; Davayı atiye bırakmadan da 409'u uygulamanın bir yolu daha olduğudur.

Ben "davayı atiye bıraktığımı" söylesem, mahkeme hakimi en kötü ihtimalle neye karar verecektir."Taraf teşkili sağlanmadığından, dava atiye terk edilemez. Davacı vekiline, davalıya yeniden tebligat çıkarmak üzere posta masrafı vermesi hususunda süre verilmesine" gibi bir ara karar tesis edilmeyecek mi? Ben de tebligat masrafını vermeyip sonraki duruşmaya gitmezsem yine dosyayı HUMK 409'a göre müracaata bırakmayacak mıdır?

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Davayı atiye bırakmadan da 409'u uygulamanın bir yolu daha olduğudur

Aslında o ihtimali de 6 gün önce değerlendirip, Saim Bey ve Nevra Hanım'a sormuşum. Cevap verselerdi, 6 gün havanda su döğmemiş olacaktık.

Alıntı:
15-10-2010, 16:37 #27
Av.Suat Ergin





Sayın Av.Nevra Öksüz size ve Sayın Av.Mehmet Saim Dikici'ye doğrudan cevaplamanız umuduyla soru sormak istiyorum. Ricam, sadece sorduğum soruya cevap vermeniz.

1- Davacı vekili olarak dava açtım. Duruşma günü bana tebliğ edildi. Davalıya edilmemiş. Duruşmaya kadar, taraflar sulh oldu. Duruşmaya ben gitmedim, davalı da gitmed. Hakim neye karar verecektir?
Old 21-10-2010, 21:02   #54
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Taraflar oturuma çağrılmışlar, ancak davalıya tebligat yapılamamış

Bkz. Kaynak:http://www.turkhukuksitesi.com/showp...2&postcount=22
.

Bu cümlenizi rica etsem biraz açabilir misiniz?

Tebligat yapılamayan kişi sizce çağrılmış sayılabilir mi?
Old 22-10-2010, 09:30   #55
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Ben "davayı atiye bıraktığımı" söylesem, mahkeme hakimi en kötü ihtimalle neye karar verecektir."Taraf teşkili sağlanmadığından, dava atiye terk edilemez. Davacı vekiline, davalıya yeniden tebligat çıkarmak üzere posta masrafı vermesi hususunda süre verilmesine" gibi bir ara karar tesis edilmeyecek mi? Ben de tebligat masrafını vermeyip sonraki duruşmaya gitmezsem yine dosyayı HUMK 409'a göre müracaata bırakmayacak mıdır?



Aslında o ihtimali de 6 gün önce değerlendirip, Saim Bey ve Nevra Hanım'a sormuşum. Cevap verselerdi, 6 gün havanda su döğmemiş olacaktık.


Konuyu uzatmasak da bir sonuca varsak nasıl olur?



1) Davalıya tebligat yapılmadan dava atiye bırakılmaz
2) Ancak, davalıya tebligat kanunun 34. maddesinin uygulmasını sağlayarak davada 409 un uygulanmasını sağlayabiliriz.

Burada bir yarış yapmıyoruz. Yarış varsa Kazanan burada herkes.Çünkü dünyanın tüm bilgilerine sahip olduğunu iddia eden olduğunu sanmıyorum.

Bilmemek ayıp değil; öğrenmemek ayıp...
Old 25-10-2010, 17:31   #56
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Bu cümlenizi rica etsem biraz açabilir misiniz?

Tebligat yapılamayan kişi sizce çağrılmış sayılabilir mi?

Saim Bey,

Mesajınızın hemen üstündeki mesajda ve daha önceki bir kaç mesajda yer alan soruma cevap vermezseniz, sorularınıza cevap vermem. Gözünüzden kaçmasın diye aşağıya alıntıladım.

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Av.Nevra Öksüz size ve Sayın Av.Mehmet Saim Dikici'ye doğrudan cevaplamanız umuduyla soru sormak istiyorum. Ricam, sadece sorduğum soruya cevap vermeniz.

1- Davacı vekili olarak dava açtım. Duruşma günü bana tebliğ edildi. Davalıya edilmemiş. Duruşmaya kadar, taraflar sulh oldu. Duruşmaya ben gitmedim, davalı da gitmedi. Hakim neye karar verecektir?
Old 25-10-2010, 17:59   #57
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Saim Bey,

Mesajınızın hemen üstündeki mesajda ve daha önceki bir kaç mesajda yer alan soruma cevap vermezseniz, sorularınıza cevap vermem. Gözünüzden kaçmasın diye aşağıya alıntıladım.


Alıntı:
1- Davacı vekili olarak dava açtım. Duruşma günü bana tebliğ edildi. Davalıya edilmemiş. Duruşmaya kadar, taraflar sulh oldu. Duruşmaya ben gitmedim, davalı da gitmedi. Hakim neye karar verecektir?

Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilememe nedeni nedir? Buna cevap yazarsanız cevap veririm elbette.
Old 25-10-2010, 18:12   #58
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilememe nedeni nedir? Buna cevap yazarsanız cevap veririm elbette.

Gösterilen adresten taşınmış olsun.
Old 25-10-2010, 18:38   #59
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Gösterilen adresten taşınmış olsun.

Masraf bırakıldığı halde, adresten taşınmaya bağlı olarak dava dilekçesi Tebligat K.21. maddeye uygun şekilde tebliğ edilmiş ise, geçerli bir tebligatın sonuçları doğar ve bu durumda duruşmaya çağrıldığı halde Davalı gelmediği için, (Davacı da gelmediğinden) dosya işlemden kaldırılabilir. (Diye düşünüyorum)

Ancak,tebligat, tebligat kanununa uygun yapılmadıkça geçerli bir tebligatın var olduğu, iddia (ve kabul) edilemez.

Çünkü HUMK.185'e göre Dava ikamesinin zorunlu sonuçları açıkça ortaya konulmuş ve Davalının rızası olmaksıızn Davacının davasından (açık veya örtülü olarak=S.D. nin notu) vazgeçemeyeceği kabul edilmiştir. (*)


Alıntı:
MADDE 185. Kanunu Medenide tayin olunan haller mahfuz kalmak şartiyle dava ikamesi ile aşağıda gösterilen neticeler hasıl olur;

1- Müddeaaleyhin rızası olmaksızın müddei davasını takipten sarfınazar edemez.

2- Müddei, Müddeaaleyhin rızası olmaksızın davasını tevsi veya mahiyetin tebdil edemez. Aşağıdaki madde hükmiyle davadan feragat veya ıslah bu hükümden müstesnadır.

(*) Sonradan eklenen not: Bilindiği üzere dava kural olarak, HUMK.178.madde açıklığı ile dilekçenin mahkeme kalemine kayıt edilmesi ile açılmış sayılır. Tebligat parçasının dönmemesi veya tebliğ edilememsi davanın açılmış sayılmasına engel değildir. Bu itibarla davanın açılmış sayılması ile birlikte, HUMK.185. maddede belirtilen sonuçlar kendiliğinden doğar ve Davalının rızası olmadan Davacı davasından vazgeçemez. Böyle bir durumda mahkeme de kendiliğinden vazgeçme sonucu doğuracak bir karar ittihaz edemez.
Old 26-10-2010, 11:28   #60
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Masraf bırakıldığı halde, adresten taşınmaya bağlı olarak dava dilekçesi Tebligat K.21. maddeye uygun şekilde tebliğ edilmiş ise, geçerli bir tebligatın sonuçları doğar ve bu durumda duruşmaya çağrıldığı halde Davalı gelmediği için, (Davacı da gelmediğinden) dosya işlemden kaldırılabilir. (Diye düşünüyorum)

Ancak,tebligat, tebligat kanununa uygun yapılmadıkça geçerli bir tebligatın var olduğu, iddia (ve kabul) edilemez.

Çünkü HUMK.185'e göre Dava ikamesinin zorunlu sonuçları açıkça ortaya konulmuş ve Davalının rızası olmaksıızn Davacının davasından (açık veya örtülü olarak=S.D. nin notu) vazgeçemeyeceği kabul edilmiştir. (*)




(*) Sonradan eklenen not: Bilindiği üzere dava kural olarak, HUMK.178.madde açıklığı ile dilekçenin mahkeme kalemine kayıt edilmesi ile açılmış sayılır. Tebligat parçasının dönmemesi veya tebliğ edilememsi davanın açılmış sayılmasına engel değildir. Bu itibarla davanın açılmış sayılması ile birlikte, HUMK.185. maddede belirtilen sonuçlar kendiliğinden doğar ve Davalının rızası olmadan Davacı davasından vazgeçemez. Böyle bir durumda mahkeme de kendiliğinden vazgeçme sonucu doğuracak bir karar ittihaz edemez.

Davalıya usulüne uygun bir tebligat yok. Yani davadan haberi de yok. Duruşma günü davacı da duruşmaya gelmemiş. yazdıklarınızdan hakimin neye karar vereceğini anlamadım. Siz, ısrarla davacının davasını takipten vageçemeyeceğini yazmaktasınız. Hakim olsanız dosya bu haldeyken ve duruşmaya kimse gelmemişse; neye karar verirsiniz. Davayı müracaata bırakmayacaksanız, erteleyecek misiniz? Neye karar vereceksiniz?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davadan Feragat Halinde Vekalet Ücreti Sorunu casper Meslektaşların Soruları 12 18-03-2015 15:25
Davadan davadan feragat, harici sulh sözleşmesi, tapu devri vaadi? enderkc Meslektaşların Soruları 1 02-03-2010 17:54
Davadan feragat avukat1980 Meslektaşların Soruları 4 22-09-2009 12:09
Düşen Davadan Feragat iussy Meslektaşların Soruları 1 18-01-2008 16:08
Davadan Feragat Melahat Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 21:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10909104 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.