Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

seçimde oy kullanmamak

Yanıt
Old 30-03-2009, 10:28   #1
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan seçimde oy kullanmamak

Mrb,
29 Mart`ta yapılacak mahalli seçimlerde oy kullanmayan vatandaşlar için para cezası uygulanacak mı?Uygulanmasının yasal dayanağı var mı? Kimliğinde TC kimlik numarası olmadiğindan dolayı oy kullanamayanlara uygulanabilir mi? tşklr
Old 30-03-2009, 12:46   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Oy kullanmanın bir ödev değil bir hak olduğu gerek Anayasada gerekse Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda düzenlenmiştir.

298 sayılı yasada oy kullanmayana para cezası verileceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır.

Saygılar.
Old 30-03-2009, 13:11   #3
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

ANAYASA
MADDE 175. –
.....
Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahallî genel seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.
Old 30-03-2009, 13:17   #4
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

298 sayılı yasada böyle bir para cezası göremedim. Başka bir yerde var mı?
Old 30-03-2009, 13:39   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

KANUN NO: 2972 MAHALLİ İDARELER İLE MAHALLE MUHTARLIKLARI VE İHTİYAR HEYETLERİ SEÇİMİ HAKKINDA KANUN

GEÇİCİ MADDE 4 - Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılan ilk seçimde, seçmen kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yerinde bulunduğu halde mahalli idareler ile mahalle muhtarlıkları ve ihtiyar heyetleri seçimlerine hukuki veya fiili mazereti olmaksızın katılmayanlar, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından 2.500 lira para cezası ile cezalandırılırlar.

Ancak seçim gününden sonraki üç ay içinde hukuki veya fiili mazeretini bildiren ve mazereti ilçe seçim kurulu başkanınca geçerli görülenlerden bu para tahsil edilmez.
Old 30-03-2009, 14:32   #6
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

2972 sayılı yasa 18 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girmiş. Bu durumda, yasanın yürürlük tarihinden sonra yapılan ilk seçim dışındaki seçimlerde, bu maddeye dayanarak para cezası verilmesi mümkün mü?

Saygılar.
Old 30-03-2009, 14:54   #7
Av.Çirem NACZİTİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet_Ali
ANAYASA
MADDE 175. –
.....
Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahallî genel seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.

Söz konusu maddenin sahip olnunan siyasi düşünce dahilinde Anayasanın 2., 5., 25/2., 26. maddelerine aykırı olduğunu farazi olarak kabul edersek ve alıntı yapılan maddenin de bir Anayasa maddesi olduğu düşünüldüğünde çözüm ne olacaktır?

Sorunun başka bir izahı; birbiriyle çelişen (çelişmez demeyelim) iki anayasa maddesinin varlığı halinde norm denetiminin kapalı olması bir paradoks değil midir? Yasamanın bu aykırılığı ortadan kaldırmak için harekete geçmediğini varsayarsak hukuken yapılabilecek bir şey var mıdır?
Old 30-03-2009, 15:13   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
2972 sayılı yasa 18 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girmiş. Bu durumda, yasanın yürürlük tarihinden sonra yapılan ilk seçim dışındaki seçimlerde, bu maddeye dayanarak para cezası verilmesi mümkün mü?

Saygılar.


Alıntı:
Muammer Aydın, 3376 sayılı yasanın 1987 yılında çıktığını, 2005 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK ile de yasalardaki para cezalarına ilişkin güncelleştirme yapıldığını hatırlattı. Bu nedenle 12 bin 500 lira olan cezanın, TCK’ya göre 2005 yılı itibariyle 17 YTL olarak hesaplandığını anlatan Aydın, Maliye Bakanlığı Gelir Artırımı Göstergesine göre de 2005 yılında 17 YTL olan cezanın, 2007 yılı itibariyle 19 YTL olarak hesaplandığını bildirdi. Aydın, “Biz bunu durup dururken artırmadık” dedi.

Oyunu kullanmayanlara ceza kesme işinin de kendilerinin görevi olmadığını ifade eden Muammer Aydın, “İlçe seçim kurulu başkanı hakimler, oy kullanmayanları tespit eder. Mazeret bildirenlerin mazeretlerini kabul ederse ceza yok, etmezse ceza yaptırımı uygulanacak. Kişisel görüşümü sorarsanız bu demokratik değil” diye konuştu.
http://www.tumgazeteler.com/haberleri/muammer-aydin/

Yine basından yaptığım diğer alıntıyı da aşağıya aldım:

Alıntı:
Para cezası en son 21 Ekim 2007´de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili anayasa değişikliğinin halkoylaması sırasında gündeme geldi. YSK, halkoylamasında oy kullanmayan seçmenlerle ilgili para cezasını Maliye Bakanlığı´nın da görüşünü alarak 17 YTL olarak belirlemişti. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde ise, para cezası 7,5 YTL olarak saptanmış, ancak Maliye´nin "8 YTL´nin altındaki para cezalarının, tahsilat için yapılacak masrafın bu rakamdan fazla tutması nedeniyle uygulanmayacağı" duyurusu üzerine ceza uygulanmamıştı.

Para cezasını öngören hükmün Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülmüş ancak usulden red edilmiş.

Alıntı:
10/6/1983 günlü, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 3270 ve 3757 sayılı Yasalarla değişik 63. maddesinin iptali istemidir.
(İstemde bulunanın yetkisizliği nedeniyle RED kararı verilmiştir.)
2839-1/m.63
3270
3757

--------------------------------------------------------------------------------

Esas Sayısı: 1992/12
Karar Sayısı: 1992/7
Karar Günü: 18.2.1992
Resmi Gazete Tarihi: 13 Mayıs 1992
Resmi Gazete Sayısı: 21227

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Tufanbeyli ilçe Seçim Kurulu Başkanlığı.

İTİRAZIN KONUSU : 10/6/1983 günlü, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 3270 ve 3757 sayılı Yasalarla değişik 63. maddesinin iptali istemidir.

I- OLAY :

Tufanbeyli ilçesi, Cumhuriyet Mahallesi 49 no’lu sandığın 18. sayfasında 874 sıra numarası ile kayıtlı bulunan Seçmen MK.’nın 20 Ekim 1991 tarihinde yapılan 19. Dönem Milletvekilliği genel seçimine katılmadığının ve yasal süresi içinde de herhangi bir mazeret bildirmediğinin anlaşılması üzerine 2839 sayılı Yasanın değişik 63. maddesi uyarınca ellibin lira para cezası ile cezalandırılması gerekmiştir.

Yaptığı inceleme sonucunda 2839 sayılı Yasa’nın olaya uygulayacağı değişik 63. maddesinin Anayasa’nın 1., 2., 6., ve 67. maddelerine aykırı olduğu kanısına varan Tufanbeyli ilçe Seçim Kurulu Başkanlığı kendiliğinden Anayasa ve Mahkemesine başvurma karar vermiştir.

II- İTİRAZIN GEREKÇESİ :

İtiraz yoluna başvuran Tufanbeyli ilçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın bu konudaki 5/2/1992 günlü, Karar 1992/2 sayılı kararının gerekçe bölümü aynen şöyledir:

“1982 tarihli Anayasa’nın 1 inci maddesi Türk Devleti’nin bir Cumhuriyet olduğunu, 2 nci maddesi insan haklarına saygılı, demokratik, sosyal hukuk devleti olduğunu, 6 ncı maddesi egemenliğin kayıtsız ve şartsız Türk Milletine ait olduğunu, 67 nci maddesi ise seçimlerin serbest olduğunu ve vatandaşların seçimlere katılma haklan olduğunu açıklamaktadır. Bu emredici Anayasal hükümler birlikte dikkate alındığında aşağıda açıklanan hususlar ortaya çıkmaktadır.

Cumhuriyet Demokrasi ve egemenlik kavramları incelendiğinde, bir devletin bu temellere dayalı olarak kurulduğu ülkelerde temel varlığın, ana öge’nin insan olduğu anlaşılır, insan unsuru devletin temel amacıdır.

Halkın kendi kendini yönetmesi ve egemenliğin tamamı ile ulusun kendisinde olduğu tartışılmaz. Bu durum karşısında ise devletin her kademesinde görev yapan kişiler, mevki ve kariyerleri ne olursa olsun o görevlerinde kendi ulusunu, kendi insanını temsil eder. O’nun adına görev yapar.

Ulus, demokrasi ile yönetilen devletlerde kendisini temsil etmesi için kendi adına karar vermesi için, kendi içinden ve ülkenin her köşesinden temsilciler seçer ve o temsilcilere kendi adına karar verme yetkisini verir. Bu kişiler Milletvekilleridir. Millet kendisi adına karar vermesi için vekil tutmuş ve bunlara da Milletvekili denilmiştir.

Ulus, bu vekillerini serbest olarak eşit, adil bir şekilde yapılan seçimler sonucunda belirler. Bu kişilerin yani vekillerini seçme yetkisi tamamı ile Ulus’un kendisidir. Bu insanın bir hakkıdır, insan olması sebebi ile doğuştan kazandığı ve devredilmez bir hakkıdır. Bu hak öyle bir hakdır ki, kullanılması ya da kullanılmaması yönünde hiçbir şekilde kısıntıya gidilemez bu durum eşyanın tabiatından kaynaklanmaktadır.

Hak; bir yükümlülük değildir. Haklar sadece Anayasa’nın 13 ncü maddesinde anlamını bulan durumlar olduğunda sınırlanabilir. Bu istisna dışında kişinin temel hak ve özgürlüklerini kullanması hiçbir şekilde kısıtlanamaz. Hak bu kadar kutsal bir olgu olduğuna göre, bu hak kimin ise o kişi bu hakkını Anayasal sınırlar içinde dilediği gibi kullanabilecektir. Hakkını kullanan kişiye de hiç bir kimse müdahale edemeyecektir. Ancak hakkı kullanan kişi diğer kişilerin haklarının olduğu bölgeye tecavüz etmeyecektir.

Kişinin hakkını kullanması kavramı aynı zamanda bu hakkını istediği zaman kullanmayı kapsadığı gibi bu hakkını kullanmamayı da kapsar. O zaman kişi kendi iradesi ile bu hakkını kullanmayabilir de. Çünkü bu durum kişinin tamamı ile kendi egemenliğinde olan bir durumdur.

Bu açıklamaları seçimlerde oy kullanmayanlara 50.000 TL para cezası verilmesini içeren 2839 sayılı Yasanın 63 ncü maddesi ile birlikte incelersek;

Ulus kendini yönetmek için kendisine vekil seçecektir. Ancak insanı kişi olarak ele aldığımızda, kişi bu hakkını kullanmak istemeyebilecektir. Çünkü seçime katılma hakkı kişinin doğuştan kazandığı bir haktır. Şartlan varsa, isterse bu hakkını kullanacaktır, ama belki de kullanmayacaktır. Eşyanın tabiatı bunu gerektirir.

insan kendisinin olan seçime katılma hakkının kullanmak istemediği takdirde hiçbir şekilde yaptırımla karşılaşmaması gerekir. Hiçbir şekilde kişiyi zorla oy vermeye göndermemek gerekir. Yaptırımlarla; bir insan zaten, tamamı ile kendisinin olan hakkını kullanması istenemez. Maden ki demokratik Cumhuriyetlerde temel nesne insandır ve insan kendi idaresini seçeceği temsilciler aracılığı ile ve seçim yolu ile yapacaktır, o zaman insanı bu işi yapıp yapmamada tamamen serbest bırakmak, özgür bırakmak gerekecektir. Kişi hiçbir yaptırım endişesi olmadan bu seçme hakkını kullanmama, hakkını da kullanabilmelidir. Çünkü demokrasi ve Cumhuriyet kavranılan bunu beraberinde getirir.

Gereği Düşünüldü : Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 63 ncü maddesinde sözü geçen seçimlere yasal ve meşru mazereti olmaksızın katılmayanlara 50.000. TL para cezası verilmesine ilişkin hükmün 1982 Anayasasının 1., 2., 6., 67. maddelerine aykırı olduğundan, 1982 Anayasasının 152. maddesi gereğince söz konusu 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunun 63. maddesinin iptali açısından karar verilmek üzere dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildi.”

III- YASA METİNLERİ :

A- İPTALİ İSTENEN YASA KURALI :

10/6/1983 günlü, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun iptali istenen 28/3/1986 günlü, 3270 sayılı Yasa ile değişik 63. maddesi ve maddede 24/8/1991 günlü, 3757 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik aynen şöyledir :

a) MADDENİN 28/3/1986 günlü, 3270 sayılı Yasa ile değişik şekli :

MADDE 63- Seçmen kütüğünde kaydı sandık listesinde oy kullanma yeterliliği bulunduğu halde, milletvekilliği genel ve ara seçimlerinde meşru mazereti olmaksızın katılmayanlar, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından onbin lira para cezasıyla cezalandırılırlar. Bu karar kesindir.

b) MADDEDE 24/8/1991 günlü, 3757 sayılı Yasa’nın 12. maddesi ile XIX. dönem milletvekili genel seçimi yönünden yapılan değişiklik :

MADDE 12- Seçmen kütüğünde kaydı ve sandık Üstesinde oy kullanma yeterliği bulunduğu halde XIX uncu dönem Milletvekili Genel Seçimine hukuki veya fiili mazereti olmaksızın katılmayanlara, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunun 63 üncü maddesinde gösterilen para cezası ellibin Ura olarak uygulanır.

B- DAYANILAN ANAYASA KURALLARI :

Anayasa’ya aykırılık savının dayandırıldığı Anayasa kuralları şunlardır:

1. “MADDE 1. - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.”

2. “MADDE 2. - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

3. “MADDE 6.- Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

Türk Milleti, egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”

4. “MADDE 67.- Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılması hakkına sahiptir.

Seçimler ve halk oylaması serbest, eşit gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.

Seçimlerin ve halkoylamasının yapıldığı yılda, ay ve gün hesaba katılmaksızın, 20 yaşma giren her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir. (17/5/1987 günlü, 3361 sayılı Yasa ile değişik)

Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.

Silah altında bulunan er ve erbaşlarla, askeri öğrenciler, ceza ve tevkif evlerinde bulunan tutuklular ve hükümlüler oy kullanamazlar.”

IV- İLK İNCELEME :

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince ‘yapılan ilk inceleme toplantısında; İtiraz yoluna başvuran makamın, Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Yasa’nın 28. maddesinde sözü edilen “mahkeme” deyiminin kapsamı içine girip girmediği sorunu öncelik taşıdığından ilk inceleme raporu, İtiraz konusuyla ilgili dava dosyası ve ekleri, iptali istenen yasa kuralı ve dayanılan Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve öbür yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Yasa’nın 28. maddesi gereğince bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse, iptalleri için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaya yetkilidir. Bu maddelere göre, anayasa Mahkemesi’ne İtiraz yolu ile ancak mahkemeler başvurabilirler. Olayda ise başvuruda bulunan 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun değişik 63. maddesine göre para cezası verme yetkisi bulunan ilçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nı yürüten yargıçtır. Öncelikle ilçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın “mahkeme” deyimi kapsamına girip girmediğinin saptanması gereklidir.

Anayasa’nın Üçüncü Kısmının Üçüncü Bölümde yer alan 138-158. maddelerinde “Genel Hükümler” ve “Yüksek Mahkemeler” başlıkları altında yargı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Bu maddelerde Yüksek Mahkemeler ile bunların başında bulundukları yargı düzenleri sayılmış ve ayrıca mahkemeler ile hakimlik ve savcılık mesleğinin temel kuralları belirlenmiştir.

Bir kuruluşun mahkeme sayılabilmesi için, karar organlarının hakimlerden teşekkül etmesi, yargılama tekniklerini uygulayarak ve genelde dava yolu ile uyuşmazlıktan ve anlaşmazlıkları çözümlemekle görevli olması ve Anayasa’da sayılan ve başında bir yüksek mahkemenin bulunduğu yargı düzenlerinden birinde yer alması gereklidir.

Anayasa’nın 79. maddesinde seçimlerin, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılması öngörülmüş ve seçimlerin başlamasından bitimine kadar seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili şikayet ve İtirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kuruluna verilmiştir. Ayrıca Anayasa’ya göre Yüksek Seçim Kurulu’nun kararlarına karşı başka bir mercie başvurulamaz.

Başta Yüksek Seçim Kurulu olmak üzere seçim kurulları Anayasa’nın yargı bölümünde yer almadıkları gibi yargı organlarının sahip olması gerekli olan ve yukarıda sayılan anayasal niteliklerin tümüne de sahip değildirler.

Anayasa ve seçimle ilgili yasalara göre, seçim kurulları genelde seçimin yönetim, denetim ve gözetimi ile görevli olan ve istisnai olarak da seçimle ilgili uyuşmazlıkları çözümleyen kuruluşlardır.

Seçimle ilgili uyuşmazlıkları kesin nitelikte olarak çözümlemiş olmaları, Yüksek Seçim Kurulu’nun tümünün yüksek yargıçlardan kurulu bulunması, il ve ilçe seçim kurulu başkanların yargıç olmaları bu kurulların mahkeme olarak nitelendirilmeleri için yeterli değildir. Aynı şekilde ilçe seçim kurulu başkanının bazı cezai yaptırımlar uygulamaya yetkili olması da, bu kurul başkanlığının mahkeme sayılmasını gerektirmez.

Seçim kurulları ve seçimlerle ilgili yasa hükümleri kendine özgü bir çözüm ve kurallar bütünüdür. Anayasa’nın 79. maddesinde dayanağını bulan seçim yasaları ile bu kurullara ve yargıçlara verilen görevler seçimin sınırlan içinde ve kendi bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Bu nedenlerle başvuran ilçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın “Mahkeme” deyimi içine girmediği kabul edilerek ileri sürdüğü Anayasa’ya aykırılık gerekçeleri üzerinde durulmadan İtirazın başvuranın yetkisizliği yönünden reddi gerekir.

V- SONUÇ :

Anayasa’nın 152. maddesinin birinci fıkrası ile 2949 sayılı Yasa’nın 28. maddesi karşısında uygun bulunmayan İtirazın, başvuran ilçe Seçim Kurulu Başkanının yetkisizliği nedeniyle REDDİNE, Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yalçın ACARGÜN’ün karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,

18.2.1992 gününde karar verildi.

Başkan

Yekta Güngör ÖZDEN
Başkanvekili

Güven DİNÇER
Üye

Servet TÜZÜN





Üye

Mustafa ŞAHİN
Üye

İhsan PEKEL
Üye

Selçuk TÜZÜN





Üye

Ahmet N. SEZER
Üye

Erol CANSEL
Üye

Yavuz NAZAROĞLU




Üye

Haşim KILIÇ
Üye

Yalçın ACARGÜN






KARŞIOY YAZISI

Esas Sayısı : 1992/12

Karar Sayısı : 1992/7

Anayasa’nın 152. maddesi ile 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun’un 28. maddesine göre İtiraz yolu ile Anayasa Mahkemesine başvuru yetkisi yalnız “mahkeme”lere tanınmıştır.

Karar, “mahkeme” sözcüğünü dar anlamda yorumlamış ve mahkeme ismini taşımamasına rağmen olayda bütün nitelikleri ile “mahkeme” kavramına giren İl Seçim Kurulu Başkanlığı’nı mahkeme kabul etmeyerek başvurusunu yetkisizlik nedeniyle reddetmiştir.

1- Anayasa’nın değişik maddelerinde “mahkeme” kavramını ifade eden çeşitli sözcükler kullanılmaktadır.

Anayasa’nın 9, 15/3, 17/3, 33/2, 36 ve 37. maddelerinde “mahkeme”, 19/3-4, 21, 26/3, 28/5, 6, 7, 33/6. maddelerinde hâkim, 19/5 maddesinde “yargı mercii” ve 79. maddesinde ise “yargı organı” terimleri benzer anlamlarda kullanılmıştır. Bu yüzden de kullanılan sözcüğe değil de içerdiği anlama bakarak “mahkeme” sözcüğünü değerlendirmek gerekir.

Mahkemeler, hâkimlik mesleğinde olan kamu görevlileri tarafından yargı gücünü ve yargılama tekniklerini kullanarak uyuşmazlıkları ve anlaşmazlıkları çözen kuruluşlardır. Uyuşmazlıklar ve anlaşmazlıklar mahkemelerde genel olarak taraf teşkiline dayanan “dava” biçiminde incelenir ve çözümlenirler, istisnai olarak da bazı uyuşmazlıklar, taraf teşkiline dayanmayan ve işleme yönelik “İtiraz” yolu şeklinde biçimlenirler.

Bu nedenlerle “yargı organı”, “yargı mercii”, “mahkeme”, “hâkim” veya aynı anlamda kullanılan diğer bir sözcüğe bakılmaksızın bunların işlevleri üzerinde durarak sonuca varmak gerekir.

Seçimlerin genel yönetimi ve denetimi, Anayasa’nın 79. maddesinde düzenlenmiştir. Madde, seçimlerin yargı organının yönetim ve denetimi altında yapılmasını öngörmüştür. Ayrıca seçimle ilgili İtiraz mercii de başta Yüksek Seçim Kurulu olmak üzere seçim kurullarıdır.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 3270 sayılı Kanunla değişik 63. maddesi, seçmen kütüğünde kaydı ve sandık listesinde oy kullanma yeterliği bulunduğu halde mazeretleri olmaksızın oy vermeye katılmayan seçmenlerin ilçe Seçim Kurulu Başkanı’nca cezalandırılacakları öngörülmüştür. Maddenin, ilçe Seçim Kurulu Başkanı’na bu şekilde bir görev vermesi Anayasa’nın 79. maddesine ve Anayasa’nın yargı ile ilgili hükümlerine uygundur. Burada ilçe Seçim Kurulu Başkanı, yargıç sıfatıyla bir tür ceza yargılaması yaparak ceza vermekte ve para cezasına hükmetmektedir.

2- Yüksek Seçim Kurulu ile seçimlerde görevli yargıçların seçimle ilgili uyuşmazlıkların çözümündeki görevleri yargısaldır.

Seçimle ilgili uyuşmazlıkların çözümünde görevli olan ve Yüksek Seçim Kurulu’nun başında olduğu yargı düzeni adli, idari ve askeri yargının yanında egemen bir yargı düzenidir. Yüksek Seçim Kurulu’nun ve il ve ilçe seçim kurulu başkanı yargıçların seçim yargısı ile görevli oldukları işlerde mahkeme sıfatı ile Anayasa Mahkemesi’ne İtiraz yoluyla başvurmaya yetkilidirler.

Bu nedenlerle çoğunluk kararına karşıyız.

Başkanvekili

Güven DİNÇER
Üye

Servet TÜZÜN
Üye

Yalçın ACARGÜN






Old 30-03-2009, 15:29   #9
Av.Çirem NACZİTİT

 
Varsayılan

Anayasa Mahkemesinin esasa ilişkin bir kararı olsaydı eminim ki çok ilginç olacaktı. Ancak sonunda kapı yine 175. maddeye açılarak yine bu madde red gerekçesini hazırlayacaktı.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03424311 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.