Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Miras Sebebiyle Ecri Misil ve TMK 640/4'te Düzenlenen Koruma İstemi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-01-2009, 11:04   #1
üye15184

 
Önemli Miras Sebebiyle Ecri Misil ve TMK 640/4'te Düzenlenen Koruma İstemi

Merhaba,

Baba B, eşi A, ve X - Y- Z isimli çocuklardan ( çocukların anne ve babaları bir ) oluşan bir ailede, B vefat ediyor.

Geriye eşi A, ve üç çocuğu ( X - Y -Z ) kalıyor.

5 daire, 100 dönüm kadar tarla ve bir araç, murisin terekesini oluşturuyor.

Ancak A, bu 5 daireden birinde eşinin ölümünden önce ve halen ikamet ediyor ve diğer 4 dairenin de kiralarını kendisi toplayıp X, Y ve Z'ye bir ödemede bulunmuyor.

X ve Y benim müvekkillerim.

Z ise annesi A ile birlikte hareket ediyor.

B'nin vefatının üzerinden yaklaşık 4 ay geçtikten sonra X ve Y; A ve 4 dairenin kiracılarına, noterden bir ihtarname gönderiyorlar ve;
1- A için aldığı kira bedellerinin ve halen oturduğu evin kira bedelinin de hisseleri oranında banka hesaplarına yatırılmasını,

2-Kiracılara da miras hisseleri oranında kira bedellerinin kendi hesaplarına yatırmalarını istiyorlar.

Hem A hem de kiracılar ihtarnameye bir cevap vermedikleri gibi eskisi gibi işlem yapmaya devam ediyorlar.

X ve Y bu birikmiş kira bedelleri için ( ecri misil ), A aleyhine dava açmak istiyorlar.

Sorular;

1- X ve Y'nin ayrı ayrı ( Z'nin A ile birlikte hareket ettiği bilgisiyle ) dava açma ehliyetleri var mı ?( aşağıdaki Yargıtay kararında; ecri misil davasını tek bir murisin açamayacağına hükmetmiş)
T.C.
YARGITAY
Üçüncü Hukuk Dairesi
E:2003/13090
K:2003/13274
T:6.11.2003
*ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL TALEBİ
*TARAF EHLİYETİ
*ELBİRLİĞİ HALİNDEKİ MÜLKİYET

ÖZET:Bir davanın tarafların taraf ehliyetine sahip olmaları dava şartlarındandır.Bu nedenle ,davanın taraflarından birinin taraf ehliyetine sahip olmadığı mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilir ve dava esasa girilmeden (mesmu olmadığından) reddedilir.
Elbirliği (iştirak) halindeki mülkiyet kuralları (TM. Mad.640/702) gereğince miras ortaklığının (terekenin) tümüne ilişkin davaların,bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir.Davacı mirasçının kendi açtığı davayı tüm mirasçıların birlikte yürütmeleri gerekir.Mahkemece ,diğer mirasçıların davaya katılmasını (icazet vermelerini) sağlaması veya terekeye temsilci tayin ettirmesi (TMK. mad.640) için davacıya uygun bir süre verilmelidir.
Mahkemece açıklanan ilkeler doğrultusunda ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
(4721 s. MK. m. 640, 702)
Dava dilekçesinde 1.000.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir.Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
1-MADDİ OLAY
Davacı, murisi (annesi) adına tapuda kayıtlı olan Ovacık Köyü 3 nolu parseli işgal eden davalının el atmasının önlenmesi ile 1.000.000.000 lira ecrimisilin tahsilini istemiş ,davalı bitişik taşınmazın kadastro tespiti sırasında maliklerinin ters olarak yazıldığı için dava konusu yerin davacının murisi adına tapuda kayıtlı görüldüğünü gerçekte kendi dedesine ait olduğundan bu nedenle tasarruf ettiği için davanın reddini savunmuş olup;mahkemece davalının,davacının murisine ait tapulu taşınmaza haksız olarak el attığından elatmasının önlenmesine , davalının taşınmazı kullanması iyi niyete dayandığından ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından hasren temyiz edilmiştir.
Öncelikle şu hususa açıklık getirmek gerekir avacı mirasçının , miras şirketinin haiz olduğu (terekeye ait) davanın tamamı için değil de SADECE KENDİ PAYINA İSABET ETTİĞİNİ İDDİA ETTİĞİ PAYIN (ecrimisilden hissesine düşecek payın) ÖDENMESİ İÇİN DAVAYI AÇMIŞ İSE, İŞTİRAK HALİNDEKİ PAYLARDA TASARRUF (örneğin dava)CAİZ OLMADIĞINDAN VE DAVA DİĞER MİRASÇILARIN HİSSESİNE DÜŞECEK PAYLARI DA KAPSAMADIĞINDAN ,BÖYLE BİR DAVAYA DİĞER MİRASÇILARIN KATILMASI İLE DEVAM EDİLMESİNE OLANAK YOKTUR;YANİ DAVA DİĞER MİRASÇILARIN KATILMASI İLE DE SAĞLIK KAZANAMAZ ;DAVANIN HİÇBİR ARAŞTIRMAYA GEREK KALMAKSIZIN REDDİ GEREKİR.
Aşağıdaki açıklamalar, bir mirasçının terekeye ait(yani miras şirketi tarafından açılması gereken), bir davayı bir başına açması durumu ile ilgilidir.
II-TEREKEDEN HAKLARIN KORUNMASI
TMK. mad. 640/II hükmüne göre “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler” Aynı maddenin IV. Fıkrasına göre: “Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir.Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır” (Koşut anlamda TMK. mad. 702/IV)
TMK. mad. 640/IV hükmü mirasçılardan biri ya da bir kısmının başvurabileceği yasal yolları “terekedeki hakların korunması” ile sınırlı tutmuştur.Açılan dava veya başvurulan yasal yolun bu nitelikte olmadığı durumlarda ana kural (TMK. mad. 702/II) geçerli olup,bir ya da bir kısım mirasçının istemi,sıfat yokluğundan reddedilecektir.
Uyuşmazlık konusu olayda,davacı,murisinden intikal eden taşınmaza (paydaş bulunmayan)davalının elatmasının önlenmesi ile birlikte ecrimisil istemiştir.Terekeye dahil bir taşınmaza elatmanın önlenmesi davası “terekedeki hakların korunması” kavramına dahil olduğundan mirasçılardan herhangi birisi veya bir kaçı tarafından açılabilir.Buna karşın ecrimisil davası, “terekedeki hakların korunması” ile ilgili olmayıp terekedeki taşınmazdan yararlanmaya yönelik bulunmaktadır.Böyle bir durumda ana kural gereğince birlikte hareket etme gereği vardır. Bu nedenle iştirak halinde mülkiyet konusu olan bir mal veya hakka ilişkin (örneğin uyuşmazlık konusu olan olayda olduğu üzere-ecrimisil-) davalarının, -bağımsız olarak açıldığı takdirde elbirliği (iştirak)halindeki maliklerin (paydaşların) hepsi tarafından veya hepsine karşı birlikte açılması zorunludur.
II/1TEREKEDEN (veya tereke mallarının semerelerinden) FAYDALANMA BİRLİKTE HAREKET ESASINA DAYANIR.
Mirasçılar,tereke mallarını kullanabilir ve bunlardan yararlanabilirler.Kullanma ve istifade hakkı müşterektir ve tüm mirasçılara aittir.Bu hak, terekenin idaresine ve birlikte hareket esasına dayanır.Bu konuda mirasçıların anlaşmaları şarttır.Anlaşmazlık halinde, mirasçılara tayin olunacak temsilci, tereke mallarını idare edeceği gibi, mirasçıların kullanma ve faydalanma haklarını da düzenler.
II/2)ALACAK HAKLARI ÜZERİNDE TASARRUF
Terekeye dahil alacakları mahkeme ve cebri icra yoluyla takibe,mirasçıların (ortakların) hepsi yetkilidir.Tasarruf mahiyetinde olan tüm işlemler gibi, dava da ancak ortakların hepsi veya mümessilleri tarafından açılabilir.Nitekim İsviçre Federal Mahkemesi de dava yoluyla bir alacağın tüm mirasçılar tarafından işleri sürülmesi zorunluluğu,mirasçılardan birinin davayı kötü idaresi yüzünden diğer mirasçılara da ait olan bir alacağı yok edebileceği düşüncesinden doğmaktadır (Ayiter, Nuşin:Elbirliği Ortaklıkları,Ank. 1961,sh. 133 ve orada anılan Federal Mahkemece Kararları ve sh. 140).
II/3)Olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar,mahsüllerin toplanması,bozulacak olanların satılması,ivedi olarak yapılması zorunlu bulunan işlerin yerine getirilmesi gibi işlemler ,tek bir mirasçı tarafından yapılabilir.Çünkü bunlar tereke mallarının değerlerinin korunması için yapılan eylem ve işlemlerdir.
II/4)TAKSİMİ KABİL OLMAYAN TALEPLER (örneğin;istihkak,elatmanın önlenmesi,tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi talep ve davalar)ORTAKLARDAN HER BİRİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEBİLİR.ECRİMİSİL GİBİ TAKSMİ KABİL DAVALARIN ORTAKLARDAN BİRİSİ TARAFINDAN AÇILABİLECEĞİNİN KABULÜ İSE ,DİĞER ORTAKLARI ZARARA SOKMASI OLASILIĞINI GÜNDEME GETİREBİLECEĞİ GİBİ TEREKE MALLARININ DOĞRU BİR ŞEKİLDE PAYLAŞTIRILMASINDA DA SAKINCALAR YARATABİLİR.
III-ELATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI İLE ECRİMİSİL DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR
Elatmanın önlenmesi davası ile ecrimisil davası çoğu kez birlikte açıldığı halde, ikiside aynı mahiyette olmayıp çıkış noktaları ve görevleri (amaçları)birbirinden farklıdır.Şöyle ki elatmanın önlenmesi davası objektif olarak haksız ihlalin giderilmesinin,ecrimisil (tazminat) davası ise haksız eylemin mal varlığından (terekede) meydana getirdiği değişikliklerin giderilmesine hizmet eder(Bkz. Giritoğlu, Necla:Müdahalenin Men’i (elatmanın önlenmesi ) Davası, İst. 1984, sh. 55 ve orada anılan FEHR).
IV-OBJEKTİF DAVA BİRLEŞMESİ
Bu halde davacı ,davalıya karşı olan birden fazla talebini (elatmanın önlenmesi +ecrimisil) aynı davada birleştirir;yani birden fazla davasını (aynı davalıya karşı) aynı dava dilekçesi ile açar,buna objektif dava birleşmesi denir. Davaların birleşmesi taleplerin maddi hukuk bakımından hukuksal niteliğini değiştirmediği gibi kendilerine usul hukuku yönünden de bir ayrıcalık sağlamaz.Bir başka anlatımla,talepler ayrı ayrı bağımsızdır, kendilerine özgü hukuk kurallarına bağlıdır ve bu nedenle de ecrimisil istemi başka bir talebin (elatmanın önlenmesi)yukarıda açıklanan hukuksal ayrıcalığından yararlanamaz.
V-TAPU KAPSAM VE SINIRI YÖNÜNDEN GEREKLİ ÖZEN GÖSTERİLMELİDİR.
Bundan ayrı, tapu sicili aleni olup tapu kayıtları iptal edilinceye kadar geçerliliğini korur.Davalının, tapu kaydına göre gerekli özeni göstererek taşınmazını kullanması gerekirdi.Zira tapusunun sınırı ve kapsamı yönünden kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse, TMK. 993-995 anlamında iyiniyetli sayılamaz.
VI-SONUÇ
Bir davada tarafların taraf ehliyetine sahip olmaları dava şartlarındandır.Bu nedenle ,davanın taraflarından birinin taraf ehliyetine sahip olmadığı mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilir ve dava esasa girilmeden (mesmu olmadığından)reddedilir.Elbirliği (iştirak) halindeki mülkiyet kuralları (TMK. mad. 640, 702 )gereğince, miras ortaklığının (terekenin)tümüne ilişkin davaların,bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir(zorunlu dava arkadaşlığı).Davacı mirasçının kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez davayı tüm mirasçıların birlikte yürütmeleri gerekir.Şu var ki,mahkeme davacının açtığı davayı hemen reddetmemelidir.Mahkemece ,diğer mirasçıların davaya katılması (icazet vermelerini)sağlaması veya terekeye temsilci tayin ettirmesi (TMK. mad. 640)için davacıya uygun bir süre vermelidir(Karş. 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı İçt. Bir. Kar.).
O halde mahkemece yapılacak iş;yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ,temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. Nun 428.maddesi gereğince (BOZULMASINA), ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesin 6.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

2- Bu karar ve yorum karşısında, ecri misil davası hakkkında X ve Y vekili olarak, taraf ehliyetine sahip olmadığımızı düşünüyorum.

3- Devam eden ve A'ya ödenen kira bedelleri üzerinde, X ve Y'nin haklarının zarar görmemesi için Sulh Hukuk Mahkemesinden ( TMK 640/4'te düzenlenen) nasıl bir koruma talebinde bulunmalıyım?

İlgilinen arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Old 08-01-2009, 21:15   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Çok tartışılan ve ortak bir fikre ulaşılmayan bir soru sordunuz.

Belirtiğiniz yargıtay kararının dışında başka bir yargıtay kararına da ben rastlamadım.

Konu ile ilgili doktrinlere baktığımızda Nihat YAVUZ'un kitabı var ancak o da konuyu bahsettiğiniz yargıtay kararını açıklamakla yetinmiş, görüş belirtmemiş, neticede daire başkanı...

Demem o ki içtihad yok, karar var.

Şayet taşınmazı iştirak halindeki bir malik değil de 3. bir kişi kullanıyor olsaydı, diğer mirasçılar davaya davet edilirdi ancak mülkiyet elbirliği mülkiyet olduğu için ortak hareket edilmesi gerekeceğinden husumet yokluğundan reddedilebilir, ancak bazı hakimlerimizin olaya daha esnek bakıp hak kaybına uğrayan şahsın hakkını tek başına da arayabileceğine dair görüşlerinin olduğunu biliyorum,

size önerim;

1- Yalnız ecrimisil davası açacaksanız iştirak halindeki bütün tarafları dilekçenizde belirtiniz. Davalıyı A ile Z olarak gösterin davacılarda da müvekkilleriniz olursa taraf ehliyeti sağlanmış olur.

2- Ecrimisil ile birlikte müdahalenin önlenmesini isteyin, bu durumda husumet yokluğu oluşmayacaktır.

Kolay gelsin...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Müşterek Mülkiyette Ecrimisil saadet Meslektaşların Soruları 9 13-01-2012 17:18
ecri misil davası emrah_orbay Meslektaşların Soruları 8 06-08-2008 22:29
Kamulaştırmasız El atma ve Ecri Misil Av.F.Gökhan KÖKSAL Meslektaşların Soruları 6 27-05-2008 11:33
eşler arası ecri misil talebi avnecati Meslektaşların Soruları 2 07-06-2007 12:47
El Atmanın Önlenmesi-Tazminat-Ecri Misil av.egemen Meslektaşların Soruları 3 02-02-2007 19:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05489206 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.