Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Toplu iş sözleşmesinin uyarlanması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-11-2009, 14:21   #1
Av.Gamze Korkmaz

 
Varsayılan Toplu iş sözleşmesinin uyarlanması

Arkadaşlar hepinize iyi çalışmalar.
Müvekklim olan belediye ile yapılan son TİS nde işçiler lehine fahiş zamlar kabul edilmiştir.Müvekkil belediye bu zamları ödeme noktasında zorlanmakta,maaşları ödeyememektedir.Eski belediye başkanı tarafından seçimlerden 15 gün önce yapılan TİS ,yeni yönetimi sıkıntıya düşürmüş,müvekkil kurum ekonomik olarak çökme noktasına gelmiştir.Sormak istediğim husus,
TİS günün koşullarına uyarlaması mümkünmüdür?
TİS iptali bu aşamada mümkün olablirmi,yada nasıl bir yol izlenmelidir.
CEVAPLARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER.
Old 17-11-2009, 17:17   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1996/9-679
K. 1997/119
T. 26.2.1997
DAVA : Dava, Toplu İş Sözleşmesi`nde yer alan ikinci yıl zammının ekonomik koşullardaki olağanüstü değişiklik nedeniyle uyarlanması isteğine ilişkindir.

Davacıya ait işyerinde ... Sendikası ile davacı ... işveren arasında akdedilen 1.9.1993-31.8.1995 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesi`nin 35/B. maddesi "1.09.1994 tarihinde işyerinde hizmet akdi devam eden üyelerin 31.8.1994 tarihinde almakta oldukları ücretlerine, Devlet İstatistik Enstitüsü`nün kentsel ( genel ) tüketici fiyat endekslerinde 31.8.1994 tarihi itibariyle oniki ay geriye gidilerek ( bu döneme ait genel oran ) bulunmak suretiyle ortaya çıkacak artış oranına ilaveten bu oranın % 5`i tutarında refah payı ilavesiyle bulunacak rakam 1.9.1994 tarihinden itibaren ücret zammı oranı olarak uygulanacaktır..." hükmünü içermektedir.

Davacı işveren, TİS`in 35/B maddesinde yer alan ikinci yıl zammının daha çok 1994 yılında ekonomideki ani bozulma ( kriz ) nedeniyle beklenilmeyen, olağanüstü değişmeler altında, toplu iş sözleşmesinin akdedilmesi tarihinde ekonomik şartlar değişmemiş olsaydı enflasyon oranı ne olacak idiyse, bulunacak rakkamın ücret zammı olarak uyarlanmasını istemiştir. Şu durum karşısında uyuşmazlık, Toplu İş Sözleşmesi`nin imzalanmasından bir süre sonra, ikinci yıl zammının uygulanması aşamasında ülkede kendisini gösteren objektif ve ciddi ekonomik ağırlaşmalar nedeni ile sözleşmenin işlem temelinin çöküp çökmediğinin belirlenmesinde diğer bir anlatımla Toplu İş Sözleşmesi`nin 35/B maddesinin değişen ekonomik şartlara uyarlanmasının ( intibakının ) mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davanın açıklanan hukuksal niteliğine göre; aşağıdaki yöntem ve kurallara uyularak uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekir.

KARAR : Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ( Ahde Vefa - Pacta Sund Servanda ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Yeri gelmişken hemen belirtelim ki, sözleşme serbestliği ilkesi tarafların birbirleri karşısında eşit hak sahibi olarak bulunmalarını gerektirir.

Gerçekte de, sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, düsütlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır. Sözleşmeler durumun değişmeyeceği şartlar altında yapılmaktadır. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşmenin yapıldığında karşılıklı edimler arasında olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ve sözleşme adaleti ilkeleri arasında bir çelişki hasıl olur ve artık bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet ( MK. Md. 4; 2 ) kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir.

Hukukta bu zıtlık; ( Clausula Rebüs Sio Stantibus - Beklenmeyen hal şartı ) sözleşmenin değişen şartlara uydurulması ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır.

Tarafların iradelerini etkileyip sözleşme yapmalarına neden olan şartlar daha sonra önemli surette, çarpıcı, adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmişse taraflar artık o akitle bağlı tutulmazlar. değişen bu koşullar karşısında Medeni Yasa`nın 2. maddesinden yararlanılarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesi imkanı hasıl olur.

Sözleşmenin edimler arasındaki dengeyi bozan olağanüstü hallere, harp, ülkeyi sarsan ekonomik krizler, enflasyon grafiğindeki aşırı yükselmeler, şok devalüasyon, para değerinin önemli ölçüde düşmesi gibi; sözleşmeye bağlılığın beklenemeyeceği durumlar örnek olarak gösterilebilir.

Karşılıklı sözleşmelerde edimler arasındaki dengenin olağanüstü değişmeler yüzünden alt üst olması, borcun ifasını güçlendirmesi durumunda "İŞLEM TEMELİNİN ÇÖKMESİ" gündeme gelir. İşte bu bağlamda Hakim, somut olayın verilerine göre, alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yararına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar.

Sözleşmeye bağlılık ilkesi; işyeri ve işçi sayısı itibariyle, kapsamlarının boyutu da dikkate alındığında, Toplu İş Sözleşmelerinde de geçerli olduğu açıktır. Gerçekte de iradelere ve prosedürüne uygun biçimde düzenlenip yürürlüğe konulan Toplu İş Sözleşmelerinin öngördüğü haklardan o sözleşmenin sujesi işçilerin yararlanmaları doğaldır.

Ancak bu kuralın mutlak olarak uygulanması, az yukarda açıklandığı üzere hakkaniyet ve adalet duygusuna ters düşebilir. O nedenle işlem temeli çökmüşse sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması ( intibakı ) kaçınılmazdır. Ülkenin her gün değişen; öngörülmeyen ağırlaştırıcı ekonomik koşulları karşısında öğreti ve Yargıtay İçtihatları da bu hukuki olguyu benimsemek zorunda kalmıştır. ( Bkz. Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop 7. Bas. İst. 1993 Sh. 1005, İbrahim Kaplan, Hakimin sözleşmeye müdahalesi, sözleşmenin yorumu, sözleşmenin tamamlanması, sözleşmenin değişen hal ve şartlara uyarlanması Ank. 1987 sh. 113-114, Hatemi/Serozan/Arpacı Borçlar Hukuku Özel bölüm İst. 1992 sh. 186 vd., Prof. Dr. Haluk Burcuoğlu İst. 1995 sh. 4 vd, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun 3.2.1988 gün 1987/11-411 E., 1988/66 K., Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun 1.7.1992 gün 1992/13-360 E., 1992/425 K., Yargıtay 13. Hukuk Dairesi`nin 6.4.1995 gün 1995/145 E., 1995/3339 K. sayılı İçtihatları ).

2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu`nun 7. maddesince Toplu İş Sözleşmeleri en az bir, en çok üç yıl süreli olabilirler. Fakat karşılıklı edimleri içeren bu tip sözleşmelerde ani edim söz konusu olmayıp aksine tamamlanmamış, devam eden bir ifanın unsurları egemendir.

Yine Toplu İş Sözleşmeleri; normatif ve aktivitelikteki unsurları nedeniyle de kendilerine özgü bir özel hukuk sözleşmesi olmaları, dahası taraflar arasında bir süre uygulanması olguları öngörülmeyen, beklenilmeyen olağanüstü ekonomik ve konuların gerçekleşmesi durumunda sözleşmenin değişen şartlara uyarlanmasına, engel olarak kabul edilmemelidir.

Sırası gelmişken belirtelim ki; bu davalarda hakimin gözönünde tutacağı temel esaslar genel hatları ile şunlar olabilir. Sözleşmeye bağlılık ve saygı esastır. Uyarlama daima yardımcı bir çözüm olarak düşünülmelidir. Karar verilirken sözleşmeye yönelik ve bağlantılı değerlendirmeler yapılmalı özellikle tarafların farazi iradeleri yani taraflar sözleşmede açık kalmış hukuki meseleyi sözleşmenin in`ikadı sırasında düzenlemiş olsalardı doğru ve makul düşünen taraflar olarak neyi kararlaştırmış olabileceklerinin tesbitine önem verilmelidir. Toplu İş Sözleşmeleri`nin az yukarda açıklanan kendisine özgü özelliği, İş Hukuku`nun işçileri koruma amacına; sözleşmenin anlam ve niteliğine aykırı olmayacak şekilde işveren ve işçinin yararları, ekonomik değişikler, özellikle 5 Nisan 1994 tarihinde hükümetçe ekonomik tedbirler adı altında alınan bir dizi olağanüstü kararlar gibi tüm objektif hal ve şartlar etraflıca tartışılıp kıymetlendirilmeli sonuçta uyarlama yapılması kanaatına kavuşulursa bu kez hakim sözleşmedeki intibak boşluğunu hak ve nesaft, doğruluk, dürüstlük kuralları ( MK. Md. 4, 2 ) ışığında Kanun boşluğunda olduğu gibi MK.`nun 1. maddesindeki yetkiye dayanarak yine bizzat kendisinin yaratıp takdir ettiği bir kuralla doldurmaya çalışmalıdır. Sözleşmenin değişen hal ve şartlara intibakını öngören veya görmeyen her türlü karar, açıklanan esasların, toplanan delillerin red ve kabul edilen yönlerini dayanaklarını içerir şekilde ve Yargıtay denetimine uygun olmalıdır. Açıklananların ışığında somut olay yönünden inceleme yapıldığında: Taraflar arasında 19.11.1993 tarihinde imzalanan Toplu İş Sözleşmesi 1.9.1993-31.8.1995 dönemini kapsamaktadır. Gerçekten bu Toplu İş Sözleşmesi`nin uygulanması zamanında, 1994 yılında, ülkede enflasyonun tahminlerin çok üstüne ulaştığı, yurtta ve iş alanında ekonomik bir krizin yaşandığı ve bu olumsuz koşulların ortadan kaldırılması amacıyla hükümetçe 5 Nisan 1994 tarihinde ekonomik istikrar tedbirlerine ilişkin kararların alındığı açıktır.

Davacı, ülkede başgösteren bu olağanüstü ekonomik kriz nedeniyle, Toplu İş Sözleşmesi`nin 35/B maddesinde hükme bağlanan enflasyona endeksli ikinci yıl ücret zammı oranının çekilmez hal alması nedeni ile yerine getiremeyeceğini öne sürerek uyarlama talebinde bulunmuştur. Hal böyle olunca yukarıda açıklanan uyarlama kuralları ile ekonomik olguların ışığı altında Mahkemece yapılacak iş; tüm deliller toplanmalı ekonomik değişikler ilgili organlardan araştırılıp tespit edilmeli, biri ekonomist olmak üzere üç bilirkişi kurulundan görüş alınmalı, işlem temelinin çöktüğü saptandığında, Toplu İş Sözleşmesi`nin 35/B maddesindeki ücret zammından hal ve şartların değişmesi nedeni ile davacı işverene ne miktarda mükellefiyet yüklenebileceği belirlenmeli, tarafların amacına uygun objektif iyiniyet hakkaniyet ve nesafet ( MK. Md. 4; 2 ) kurallarının elverdiği ölçüde ve düzeyde aşırı olmayan tahammül edilebilir bir seviyeye getirilmeli, sonuçta tüm dayanakları belirtilmiş, gerekçeli karar verilerek sözleşmedeki intibak boşluğu doldurulmalı aksi durumda dava reddedilmelidir.

SONUÇ : O nedenle Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sendika Toplu İş Sözleşmesinin tadili logos_35 Meslektaşların Soruları 4 17-08-2014 16:18
Kira Bedelinin uyarlanması av.özgül erişen Meslektaşların Soruları 9 06-03-2009 09:27
Toplu İş Sözleşmesi Av.Demet Meslektaşların Soruları 1 01-12-2006 10:41
Toplu İş Sözleşmesi krizantem Meslektaşların Soruları 4 29-11-2006 18:12
Toplu İş Sözleşmesinin Yorumu Av.Levent Hukuk Soruları Arşivi 1 06-01-2006 12:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04674697 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.