Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Haksiz İhbar Ve Şİkayet İle Manevİ Tazmİnat

Yanıt
Old 19-09-2007, 14:20   #1
üye19576

 
Varsayılan Haksiz İhbar Ve Şİkayet İle Manevİ Tazmİnat

HAKSIZ İHBAR VE ŞİKAYET İLE MANEVİ TAZMİNAT

1-TAHMİN VE BENZETMEYE DAYALI OLARAK YAPILAN ŞİKAYETLER HAKSIZDIR.

Öncelikle şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu ve hukuken korunduğunu belirtmek gereklidir. Ancak tüm haklarda olduğu gibi bu hakkında kötüye kullanılması halinde hukuken bir koruma olmadığı gibi şikayet edilen açısından yine Anayasa ile koruma altına alınan kişilik haklarının ihlali söz konusu olacaktır.
Bu durumda, bir şikayetin hukuk sınırları içinde olup olmadığının tayini için bazı kriterlerin bilinmesi gereklidir ve bu kriterler Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiştir.
Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi 08.03.1988 tarih ve 9920 Esas,2217 sayılı kararında da belirtildiği üzere gerek bilimsel ve gerekse yargısal görüşlerde benimsenen fikre göre eğer ihbar ve şikayette bulunan kimse, elinde şikayetine konu edeceği olayın vukuuna delalet edecek ciddi ve inandırıcı kanıtları bulunmadığı halde,sırf tahmin ve benzetmeye dayanarak yada vasat düzeyde bir kimsenin dahi yeterliliğini tartışabileceği kanıtları yeterli sayarak ....bir suçlama ile şikayet yoluna gitmiş ise bu kişinin davranışında aşırılığın, hukuka aykırılığın ve ağır kusurun varlığını kabul zorunludur. Bu durumda da elbette HAKSIZ ve sorumluluk doğuran bir şikayet söz konusu olacaktır.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 06.03.2002 tarih ve 11734 esas,2512 sayılı kararında ; ...........şikayeti haklı gösterecek küçük bir delil ve emarenin bulunmadığı durumda şikayet hakkının kötüye kullanıldığının kabulünün gerektiğine” ilişkin kararı ile Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi 07.04.1989 tarih ve 10406 Esas,3213 sayılı kararında ; “Davalının ortada hiçbir emare bulunmaksızın sadece kendi tahminine ve zanna dayanarak başvuru hakkının kullanması aşırı bir davranış niteliğinde olup,bu durumun davacının kişisel haklarını zedelediği için onun (şikayet edilenin) manevi tazminat istemini haklı kılar.” Şeklinde ki içtihatlarda aynı konuya temas etmektedir.

O halde;

a- Elde ciddi ve inandırıcı kanıtları bulunmadığı halde yapılan şikayet haksızdır.
b-Sırf tahmine dayalı olarak yapılan şikayet haksızdır.
c-Benzetmeye dayalı olarak yapılan şikayet haksızdır.
d-Vasat düzeyde bir kimsenin dahi yeterliliğini tartışabileceği kanıtların yeterli sayılarak yapılan şikayet haksızdır.


2-ÖNCEDEN VAR OLAN OLAYLARIN TERFİ VE YÜKSELME ZAMANI GİBİ BAZI DÖNEMLERİN BEKLENEREK ŞİKAYETE KONU EDİLMESİ HALİNDE, ŞİKAYET HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMIŞ OLACAKTIR.

Bazı durumlarda, şikayetin daha zarar verici olması için, belirli dönemler beklenmektedir. Bu genelikle memurlar açısından Yurtdışı sınavlarının arifesi veya terfi zamanı veya yükselme sınavı gibi dönemlerde bu durum söz konusu olmaktadır.
İşte bu benzer hallerde, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 15.06.2002 tarih ve 5755 esas,5854 sayılı kararında ; “...şikayete konu olaylar önceden var olduğuna göre bunların davalı ile …….olan sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesindensonra gündeme getirmesi de şikayetin kötü niyetli olduğunun bir belirtisi olduğuna” ilişkin tespet ve değerlendirme vardır. Zira şikayet hakkı, suçlamanın zamanlaması bakımından kötüye kullandığı ortaya çıkmaktadır.

Öylesi ise;

a-Önceden olan bir olayın, belirli zamanlar beklenerek, şikayete konu edilmesi şikayet hakkının kötüye kullanılmasıdır.
b-Bu şekilde geç yapılan şikayete konu eylem, resen araştırılması gereken adli bir suç veya disiplin suçu ise, şikayet eden ayrıca bu yönden de sorumlu tutulmalıdır.
c-Bu pencereden bakılarak isimsiz ve imzasız olarak önceki olaylar nedeni ile yapılan ihbar ve şikayetlerinde, hakkın kötüye kullanılması olduğunun değerlendirmeye tabi tutulması, ayrıca 3071 sayılı Dilekçe Yasasının 4.maddesi ile işleme konulmayacak ve incelenmeyecek dilekçeleri düzenleyen 6.maddesi, 4483 sayılı yasanın işleme konulmayacak ihbar ve dilekçeleri düzenleyen 4.maddesi uyarınca da bu tür ihbar ve şikayetlerin işleme alınmadan, imha edilmesi gereklidir.
d-Eğer isimsiz ve imzasız bir dilekçenin işleme konulması ve sonrasında da bu isnatların sabit olmadığının ve iftira niteliği taşıdığının anlaşılması durumunda, faili meçhul bir suç oluşacaktır ve bu suça bir kayıt numarası verilerek savcılığa yollanması zorunlu hale gelecektir. Yollanmaması durumunda da idari makamların sorumluluğunun gündeme gelmesi kanaatimce gerekir.

3-ŞİKAYET HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASI İÇİN KASIT ŞART DEĞİL, İHMALİ BİR DAVRANIŞ VE KUSUR YETERLİDİR.

Bilindiği üzere bir suçun oluşması için, manevi öğe olan kasıt unsurunun gerçekleşmesi bir zorunluluktur. Oysa haksız şikayete konu eylemler ille de iftira ve hakaret gibi bir suçun oluşumunu gerekli kılmaz. Yani bir isnat, suç olmayabilir ama haksız şikayet teşkil edebilir.
Bu durum, Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi 16.05.1989 tarih ve 281 Esas,3471 sayılı kararında şu şekilde ifade edilmiştir; Şikayet hakkının kötüye kullanıldığından söz edebilmek için şikayet olunanı kasten ve zararlandırmak amacıyla yani kin ve garezle hareket ettiğinin gerçekleşmesi gerekli değildir. Kişinin böyle bir davranışta bulunması kastın varlığı dışında kusurlu bir davranış niteliğinde olsa bile ve derecesi de ağırsa özellikle isnat olunan eylemin işlendiğine dair ortada hiç yada yeterli emare yoksa şikayet hakkının kötüye kullanıldığının kabulü ve sonuç olarak da manevi tazminata hükmetmek gerekir.
Öyle ise, haksız şikayet nedeni ile açılan manevi tazminat davalarında, şikayet eden kişi ceza davasında beraat etse bile, hukuk mahkemesinde açılan manevi tazminat davasında hüküm giyebilir.


4-HAKSIZ ŞİKAYET İLE İFTİRA SUÇU AYNI ANLAMA GELMEZ.

TCK nın “İftira” başlıklı 267/1.maddesinde “Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Hükmü yer almaktadır.
Anılan hüküm dikkate alındığında, şikayet edilen kişinin suç işlemediğinin, şikayet eden tarafından bilindiğinin ispatlanması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında şikayetin yetkili bir makama yapılmasının da zorunlu olduğu madde yine belirtilmiştir.
Oysa haksız şikayette, bu şekilde özel bir kasıt aranmadığı gibi kusur veya ihmali bir davranışta yeterlidir. Örneğin ev eşyalarının taşınması sırasında, altınları kaybolan ev sahibinin, altınları ev eşyalarını taşıyan hamallar tarafından çalındığını iddia etmesi ve onları şikayet etmesi durumunda, ev sahibinin şikayet ettiği kişilerin bu suçu işlemediklerini bildiği şartının gerçekleşmemiş olmasına rağmen, sadece kendi tahminine göre, şikayet etmesi hali söz konudur. Bu durumda haksız şikayet oluşmakta ancak iftira suçu oluşmamaktadır.

5-ÜSTÜN ASTINI RAPOR ETMESİ, ASTIN ÜSTÜNÜ ŞİKAYET ETMESİ HALLERİNDE İFTİRA SUÇU YENİ TCK BAKIMINDAN OLUŞABİLİR.

TCK nın “İftira” başlıklı 267/1.maddesinde “Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Hükmü yer almaktadır.
İdari yaptırım içine disiplin cezasının girdiği madde gerekçesinde de belirtilmiştir. Bu durumda eski TCK nın aksine, sadece disiplin cezası gerektiren bir fiilin isnat edilmesi durumunda da iftira suçu oluşacaktır.


Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İşverenin Yazılı Olarak Verdiği İhbar Önelinden Vazgeçmesi/ İhbar Tazminatı madvocate Meslektaşların Soruları 2 17-06-2011 07:23
Avukatlik MesleĞİne Hakarette Manevİ Tazmİnat Talebİ Ne Kadar Olmalidir? Av. Ayşegül Güngör Meslektaşların Soruları 16 25-08-2010 08:47
Avrupa Yakasi ' Na Manevİ Tazmİnat NAZ80 Meslektaşların Soruları 28 21-04-2007 15:02
Şİrketİn Manevİ Tazmİnat Talebİ olgun Meslektaşların Soruları 1 23-12-2006 12:20
İdareye Manevİ Tazmİnat ank_hukuk_23 Hukuk Soruları Arşivi 4 15-08-2006 09:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04521203 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.