icra takibinden önce açılmış menfi tespit davası

Merhaba.Müvekkilim çocuğunu dersaneye kayıt ettirmiş ve bir senetle dersaneye borçlanmıştır.senet kısmen ödenmiştir.Fakat dersane sahibi şehri terketmiş senetleride yanında götürmüştür.Milli eğitim soruşturma açmış olup müvekkilin borçlu olduğu senedi ciro etme tehlikesi olduğundan bu durumda bir menfi tespit davası açabilirmiyiz ya da başka bir yol varmı? Yanıtlarnız için teşekkür ederim.

bence hakkınızda takip başlamadan menfi tespit davası açabilirsiniz. takipten öncede menfi tespit davası açılabilir. senet olduğu için asliye ticarette olacak müddeabih sınırı üzerindeyse. iyi çalışmalar.

Takipten önce açarsanız sadece senet miktarının %15 teminat yatırırsınız ve tedbir kararı alırsınız.Yani icra dosyası olmadığından icra alacağının %100'nü ödemekten de kurtulmuş olursunuz.

Müvekkiliniz aleyhine takip yapılmdan önce menfi tespit davası açmanız yararlı olur. Bu şekilde İİK 72/2 uyarınca takibin tedbiren durdurulmasını talep etme imkanınız olur.

Merhaba,
vadesi geçmiş ve alacaklının elinde olan senede karşı icra takibi yapılmadan menfi tespit davası açabilirsiniz. %15 teminatla tedbir kararı da alabilirsiniz. Ancak tedbir kararı, senedin ciro edilip başkası adına takibe konulmasına engel olmaz. 3. kişi hamil aleyhinize takip yapabilir. Bu durumda ancak hamilin kötüniyetini ispat ederek, senet hakkındaki tedbir kararını hamile karşı ileri sürüp takibi iptal ettirebilirsiniz.
İyi çalışmalar

Syn;Av.Rahşan Aydın çok güzel özetlemiş.Aynı olay yaşadığım şehirde de oldu. Bono üçüncü kişiye ciro yapıldığı ve üçüncü kişinin kötüniyeti ispatlanamadığı için davalar kaybedildi

Sayın -betül- (bir hemşehriniz olarak) anladığım kadarıyla müvekiliniz ile dershane arasında her aya ilişkin bono düzenlenmek suretiyle bir sözleşme imzalanmış.
Dershanelerle yapılan bu türlü sözleşmelerde ödemeler için her ay bono düzenlenmesi uygulamada sıkça karşılaşılan bir durumdur. Böyle bir sözleşmenin varlığı halinde Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 6/A maddesindeki "TAKSİTLİ SATIŞ(Taksitli mal ve hizmet alım satımı)" hüküm geçerlidir. Bu kanunun ilgili maddesinde de açıkça belirtildiği üzere;
"Taksitle Satış
MADDE 6/A. - Taksitle satış, satım bedelinin en az iki taksitle ödendiği ve malın veya hizmetin sözleşmenin düzenlendiği anda teslim veya ifa edildiği satım türüdür.
Taksitle satış sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Sözleşmede bulunması gereken asgari koşullar aşağıda gösterilmiştir:
a) Tüketicinin ve satıcı veya sağlayıcının isim, unvan, açık adresleri ve varsa erişim bilgileri,
b) Malın veya hizmetin Türk Lirası olarak vergiler dahil peşin satış fiyatı,
c) Vadeye göre faiz ile birlikte ödenecek Türk Lirası olarak toplam satış fiyatı,
d) Faiz miktarı, faizin hesaplandığı yıllık oran ve sözleşmede belirlenen faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı,
e) Peşinat tutarı,
f) Ödeme planı,
g) Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları.
Satıcı veya sağlayıcı, bu bilgilerin sözleşmede yer almasını sağlamak ve taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bir nüshasını tüketiciye vermekle yükümlüdür. Sözleşmeden ayrı olarak kıymetli evrak niteliğinde senet düzenlenecekse, bu senet, her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenlenir. Aksi takdirde, kambiyo senedi geçersizdir.
Taksitle satışlarda; tüketici, borçlandığı toplam miktarı önceden ödeme hakkına sahiptir. Tüketici aynı zamanda, bir taksit miktarından az olmamak şartıyla bir veya birden fazla taksit ödemesinde bulunabilir. Her iki durumda da satıcı, ödenen miktara göre gerekli faiz indirimini yapmakla yükümlüdür.
Satıcı veya sağlayıcı, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak satıcının veya sağlayıcının bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi ve ödenmeyen taksit toplamının satış bedelinin en az onda biri olması halinde kullanılabilir. Ancak satıcının veya sağlayıcının bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.
Sözleşme şartları tüketici aleyhine hiçbir şekilde değiştirilemez."

Söz konusu kanun hükmünde de belirtildiği üzere eğer sözleşmeden ayrı olarak bir kambiyo senedi düzenlenecekse, bu senet ancak her ay için ayrı ayrı olacak şekilde ve en önemlisi NAMA YAZILI OLACAK şekilde düzenlenebilir. Bu hüküm emredici niteliktedir. Dolayısıyla aksi öngörülemez ve sözleşme şartları tüketici aleyhine hiçbir şekilde değiştirilemez.
Buna göre senetler ancak NAMA YAZILI şekilde düzenlenebilir. Nama yazılı senetler kural olarak "ALACAĞIN TEMLİKİ" hükümlerine göre devredilir.
Ve en önemli nokta şurası ki, NAMA YAZILI senetler alacağın temliki hükümlerine göre devredildiği için DÜZENLEYEN, SENETTEN DOĞAN VE LEHTARA KARŞI İLERİ SÜRÜLEBİLECEK DEF'İ LERİ DEVRALANA KARŞI DA İLERİ SÜRÜLEBİLECEKTİR.
Yani alacağın temliki hükümlerine göre devredilen nama yazılı senetlerde "SOYUTLUK" ilkesi ileri sürülemeyecek ve esas ilişkiden kaynaklanan defiler devralana da ileri sürülebilecektir!