Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İlamli İcrada Bozma Sonrasi Yenİ İcra Takİbİ MÜmkÜn MÜ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-05-2010, 16:04   #1
Av.Ahmet KEZER

 
Mesaj İlamli İcrada Bozma Sonrasi Yenİ İcra Takİbİ MÜmkÜn MÜ?

Davacı açtığı maddi ve manevi tazminat davasında kısmi kabul kısmi ret olarak aldığı ilamı icraya koyuyor. Dosya yargıtaya tarafımızca temyiz ediliyor. Yargıtay MADDİ TAZMİNAT kısımlarını bozuyor manevi tazminat kısımlarını ZIMNİ OLARAK onaylıyor. Manevi tazminat kısımları tarafımızca icra dosyasına ödeniyor. Yargıtay BOZMA sonrası mahkeme maddi tazminat noktasında ilk kararından da aşağıya yeni bir karar veriyor. Alacaklı TARAFTA aldığı işbu yeni İLAMLA maddi tazminat için yeni icra takibi yapıyor.

Kanımca ilamlı icra takibi yapıldıktan sonra, ilamın mahkemece bozulması ve değişmesi hallerinde YENİ ilamın icraya verilerek ilk takibin yeni ilam üzerinde yürütülmesi gerekir. Yoksa ortada MAHKEME KONUSU VE TARAFLARI AYNI DOSYA NUMARASI FARKLI , bir anlamda AYNI İLAMA DAYALI MÜKERRER İCRA TAKİBİ olmuş olur.

Burada doğrudan doğruya İCRA HUKUK MAHKEMESİNDE MÜKERRER İCRA TAKİBİ İTİRAZI ile yeni yapılan İLAMLI icraların İPTALİ istenir diye düşünüyorum. Mahkemeye yapılacak itirazda ilk ilamlı icraya konu icra dosyaları delil olarak gösterildiğinde mahkeme ilk ilamın bozulduğunu yeni bir karar alındığını görerek alacaklının ilk icra takibine yeni ilamı sunarak ALACAK HESAPLAMASI yapması ve ilk icra takibinde son ilamın dikkate alınmasını talep etmesi gerekirken YENİ BİR İLAMLI icra takibi yapamayacağının tespiti ile İKİNCİ İLAMLI İCRAYI İPTAL edeceğini düşünüyorum.

İlk karşılaştığım bir olay olduğu için sizlerin de değerli görüşlerinizi almak istedim.


saygılar
Old 12-05-2010, 17:24   #2
senizozkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ahmet KEZER
Davacı açtığı maddi ve manevi tazminat davasında kısmi kabul kısmi ret olarak aldığı ilamı icraya koyuyor. Dosya yargıtaya tarafımızca temyiz ediliyor. Yargıtay MADDİ TAZMİNAT kısımlarını bozuyor manevi tazminat kısımlarını ZIMNİ OLARAK onaylıyor. Manevi tazminat kısımları tarafımızca icra dosyasına ödeniyor. Yargıtay BOZMA sonrası mahkeme maddi tazminat noktasında ilk kararından da aşağıya yeni bir karar veriyor. Alacaklı TARAFTA aldığı işbu yeni İLAMLA maddi tazminat için yeni icra takibi yapıyor.

Kanımca ilamlı icra takibi yapıldıktan sonra, ilamın mahkemece bozulması ve değişmesi hallerinde YENİ ilamın icraya verilerek ilk takibin yeni ilam üzerinde yürütülmesi gerekir. Yoksa ortada MAHKEME KONUSU VE TARAFLARI AYNI DOSYA NUMARASI FARKLI , bir anlamda AYNI İLAMA DAYALI MÜKERRER İCRA TAKİBİ olmuş olur.

Burada doğrudan doğruya İCRA HUKUK MAHKEMESİNDE MÜKERRER İCRA TAKİBİ İTİRAZI ile yeni yapılan İLAMLI icraların İPTALİ istenir diye düşünüyorum. Mahkemeye yapılacak itirazda ilk ilamlı icraya konu icra dosyaları delil olarak gösterildiğinde mahkeme ilk ilamın bozulduğunu yeni bir karar alındığını görerek alacaklının ilk icra takibine yeni ilamı sunarak ALACAK HESAPLAMASI yapması ve ilk icra takibinde son ilamın dikkate alınmasını talep etmesi gerekirken YENİ BİR İLAMLI icra takibi yapamayacağının tespiti ile İKİNCİ İLAMLI İCRAYI İPTAL edeceğini düşünüyorum.

İlk karşılaştığım bir olay olduğu için sizlerin de değerli görüşlerinizi almak istedim.


saygılar


Size katılıyorum, ikinci bir icra takibi yapılmaz ilk icra takibine yeni ilam ibraz edilir bu ilama göre işlem yapılır.Aksi durum mükerrer tahsilattır şikayet ederseniz iptal edilir diye düşünüyorum.
Old 12-05-2010, 19:00   #3
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Konuyla ilgili Yargıtay Kararı

Yargıtay 12 HD, 30.01.2007 T., 2006/23960 E., 2007/1369 K.: "İİK m. 40 gereğince bir ilamın nakzı İcra muamelelerini olduğu yerde durduracağından alacaklının takibine dayanak yaptığı ilamın Yargıtay 9.Hukuk Dairesince bozulması üzerine icra muameleleri olduğu yerde durur. Bozma kararından sonra mahkemece bozmaya uyularak verilen 16.11.2005 T. 2004/737 E - 2005/901 K sayılı ilamla alacaklının duran takibine devam etmesi mümkündür. İlk takipten feragat edilmeksizin aynı alacak için bozmadan sonraki ilama dayanılarak yeni bir takip yapılması halinde ikinci takip mükerrer olacağından mahkemece şikayetin kabulü ile mükerrer takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi isabetsizdir."

Saygılarımla...
Old 12-05-2010, 19:07   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ahmet KEZER
Davacı açtığı maddi ve manevi tazminat davasında kısmi kabul kısmi ret olarak aldığı ilamı icraya koyuyor. Dosya yargıtaya tarafımızca temyiz ediliyor. Yargıtay MADDİ TAZMİNAT kısımlarını bozuyor manevi tazminat kısımlarını ZIMNİ OLARAK onaylıyor. Manevi tazminat kısımları tarafımızca icra dosyasına ödeniyor. Yargıtay BOZMA sonrası mahkeme maddi tazminat noktasında ilk kararından da aşağıya yeni bir karar veriyor. Alacaklı TARAFTA aldığı işbu yeni İLAMLA maddi tazminat için yeni icra takibi yapıyor.

Kanımca ilamlı icra takibi yapıldıktan sonra, ilamın mahkemece bozulması ve değişmesi hallerinde YENİ ilamın icraya verilerek ilk takibin yeni ilam üzerinde yürütülmesi gerekir. Yoksa ortada MAHKEME KONUSU VE TARAFLARI AYNI DOSYA NUMARASI FARKLI , bir anlamda AYNI İLAMA DAYALI MÜKERRER İCRA TAKİBİ olmuş olur.

Burada doğrudan doğruya İCRA HUKUK MAHKEMESİNDE MÜKERRER İCRA TAKİBİ İTİRAZI ile yeni yapılan İLAMLI icraların İPTALİ istenir diye düşünüyorum. Mahkemeye yapılacak itirazda ilk ilamlı icraya konu icra dosyaları delil olarak gösterildiğinde mahkeme ilk ilamın bozulduğunu yeni bir karar alındığını görerek alacaklının ilk icra takibine yeni ilamı sunarak ALACAK HESAPLAMASI yapması ve ilk icra takibinde son ilamın dikkate alınmasını talep etmesi gerekirken YENİ BİR İLAMLI icra takibi yapamayacağının tespiti ile İKİNCİ İLAMLI İCRAYI İPTAL edeceğini düşünüyorum.

İlk karşılaştığım bir olay olduğu için sizlerin de değerli görüşlerinizi almak istedim.


saygılar


Sayın senizözkan'a ve size size katılıyorum. Olay şöyle gelişseydi ne yapılacaktı? İlk karardan sonra temyize rağmen, alacaklı takibe devam edip alacağının tamamını tahsil etseydi, bozmadan sonra sözü edilen gibi bir karar verilip kesinleşseydi siz İİK 40/2 ıncı maddesi gereğince yeni ilamı eski takibe ibraz ederek eski hale kısmen(Manevi tazminat kesinleştiği için)iade talep edecektiniz.

Anlaşıldığı kadarıyla ödenmeyen kısım için herhangi bir haciz işlemi de yapılmamıştır. Yapılmış olsaydı, ilam bozulduğunda siz bozma ilamını(son ilamı değil) dosyaya ibraz ettiğinizde takip durmayacak mıydı? Tabii ki, duracaktı? Son kararı ibraz ettiğinizde ise, buna göre işlem yapılacaktı.

Ben olsam ilk takibe son kararı ibraz ederim. Bu karara göre işlem yapılmasını talep ederim. İcra müdürü nasıl karar verecektir?

Özetle, ikinci takip mükerrerdir.

Sonradan Eklenen Not:Sayın Hades'in karar eklediği görülmeden eklenmiştir. Boşuna zahmet etmişim. Yargıtay kararına tabii ki katılıyorum.
Old 13-05-2010, 14:39   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ahmet KEZER
Davacı açtığı maddi ve manevi tazminat davasında kısmi kabul kısmi ret olarak aldığı ilamı icraya koyuyor. Dosya yargıtaya tarafımızca temyiz ediliyor. Yargıtay MADDİ TAZMİNAT kısımlarını bozuyor manevi tazminat kısımlarını ZIMNİ OLARAK onaylıyor. Manevi tazminat kısımları tarafımızca icra dosyasına ödeniyor. Yargıtay BOZMA sonrası mahkeme maddi tazminat noktasında ilk kararından da aşağıya yeni bir karar veriyor. Alacaklı TARAFTA aldığı işbu yeni İLAMLA maddi tazminat için yeni icra takibi yapıyor.

Kanımca ilamlı icra takibi yapıldıktan sonra, ilamın mahkemece bozulması ve değişmesi hallerinde YENİ ilamın icraya verilerek ilk takibin yeni ilam üzerinde yürütülmesi gerekir. Yoksa ortada MAHKEME KONUSU VE TARAFLARI AYNI DOSYA NUMARASI FARKLI , bir anlamda AYNI İLAMA DAYALI MÜKERRER İCRA TAKİBİ olmuş olur.

Burada doğrudan doğruya İCRA HUKUK MAHKEMESİNDE MÜKERRER İCRA TAKİBİ İTİRAZI ile yeni yapılan İLAMLI icraların İPTALİ istenir diye düşünüyorum. Mahkemeye yapılacak itirazda ilk ilamlı icraya konu icra dosyaları delil olarak gösterildiğinde mahkeme ilk ilamın bozulduğunu yeni bir karar alındığını görerek alacaklının ilk icra takibine yeni ilamı sunarak ALACAK HESAPLAMASI yapması ve ilk icra takibinde son ilamın dikkate alınmasını talep etmesi gerekirken YENİ BİR İLAMLI icra takibi yapamayacağının tespiti ile İKİNCİ İLAMLI İCRAYI İPTAL edeceğini düşünüyorum.

İlk karşılaştığım bir olay olduğu için sizlerin de değerli görüşlerinizi almak istedim.


saygılar

Bozma sonrasında verilen karar, ilk icra takibinde takip konusu edilen asıl alacak tutarından az ise, çoğun için de az da olduğu için, takibe kaldığı yerden devam edilebileceği görüşüne katılıyorum.

Ancak bozma sonrasında verilen karar ile, ilk karara göre daha fazla bir asıl alacağa hükmedilmiş ise, bu durumda takip talebindeki rakamdan fazla olan tutar için aynı dosya içinde takibe devam edilemeyeceği kanaatindeyim. (HUMK.74)
Old 13-05-2010, 14:45   #6
Av.Murat Serezli

 
Varsayılan iik madde 40

sorunuzun cevabı iik madde 40 da bulunmakta...yeni icra takibi açmakta hukuki yarar yok. ....çünkü bozma sonrası oluşan yeni duruma göre verilen karar yine aynı icra takip dosyasından tahsil veya iade vs süreç devam edecek.
Old 13-05-2010, 14:53   #7
Av.Ahmet KEZER

 
Varsayılan

Değerli görüşleri ile soruma katkı sunan tüm meslektaşlarıma ayrı ayrı en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.

Yukarıda emsal karar sunan değerli meslktaşımın belirtiği emsali de gerekçe-delil göstererek İCRA HUKUK MAHKEMESİNDE davamızı açtık. Karar mahkemenindir. itiraz ve temyiz de avukatındır.
Old 27-07-2010, 14:18   #8
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Murat Serezli
sorunuzun cevabı iik madde 40 da bulunmakta...yeni icra takibi açmakta hukuki yarar yok. ....çünkü bozma sonrası oluşan yeni duruma göre verilen karar yine aynı icra takip dosyasından tahsil veya iade vs süreç devam edecek.

aynı olay benim başımda şuan. icra takibini başlattık.temyiz edildi bozuldu yeniden karar verildi yeniden temyiz edildi ve onandı. biz şimdi aynı icra takibi üzerinden devam edeceğiz hukuki yararımız olmaması sebebiyle.
fakat vekalet ücreti açısından hukuki yararımız var. 3 yıl önceki alacak miktarı üzerinden nisbi vekalet ücreti , şuanki faiziyle birlikte toplam alacak üzerinden icra miktarının nisbi vekalet ücretinden çok daha az. yani belki müvekkilimizin değil fakat bizim hukuki yararımız var. o yüzden eski dosyadan vazgeçip yeni takip başlatmak istiyorum. Zaten eski dosya işlem yapılmadığı için düştü. yani halihazırda derdest değil. Bu hallerde dahi mükerrer takip sayılır mı ?
Old 27-07-2010, 14:28   #9
MEHAVU

 
Varsayılan

Sayın sınırsız,
ilk takip düşmüş olsa da her an yenileme imkanı olduğu için mükerrer sayılır.
İlk takipten devam etmek daha uygun.
Old 27-07-2010, 14:32   #10
MEHAVU

 
Varsayılan

Sayın Av. Mehmet Saim Dikici,
Belirttiğiniz şekilde aynen başımdan geçti. Şöyle ki;
ikinci ilamda ilk ilamdan daha fazla miktara hükmedildi ve ayrıca ilk ilamda hakkında karar verilmeyen davalılar yönünden de karar verildi.
Ben de takip genişlemez diye düşünerek yeni yüksek miktar ve yeni borçlular hakkındaki bu yeni ilamla ikinci bir takip yaptım.
İkinci takibim İcra Hukuk tarafından iptal edildi ve Yargıtay da bu takibin iptali kararını onadı.
Old 03-02-2011, 17:42   #11
raskalnikow

 
Varsayılan

sayın sınırsız, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/11/2009 tarih ve 2009/12-452 e. 2009/466 K sayılı ilamının size bu konuda yardımcı olacağını düşünüyorum. Bu karar, yeni takip başlatmanın önünü açıyor gibi... Merak ettiğim konu ; eski takibin durumu ne olacak.
Old 03-02-2011, 17:48   #12
raskalnikow

 
Varsayılan

YHGK 04.11.2009 E.2009/12-452 – K.2009/466
On 12.01.10, In*Yargı Kararları, By admin

- BOZULAN KARAR İLE İLGİLİ İCRA TAKİBİNDE FAİZE İTİRAZ (Hukuki Yarar)
– İLAMLI İCRA TAKİBİNDE FAİZE İTİRAZ (Bozulan Karar)
– İLAMIN İCRA TAKİBİNDE İKEN BOZULMASI –
HUMK.443*–*İİK.40*–*SSK.19,92,109
1. İcra işlemleri devam ederken (ilam hükmü tamamen icra edilmeden önce) ilamın bozulması halinde, icra işlemleri olduğu yerde durur (İ.İ.K m.40/1). Bu hükme göre, ilamın bozulması ile, ilamın icrası sadece olduğu yerde durur; yoksa, ilamlı icra takibi iptal edilmez.
Hükmün kısmen bozulması ve kısmen onanması halinde, bozulan kısmı için icra işlemleri olduğu yerde durur, hükmün onanan kısmı için ise icra işlemlerine devam edilir.
Bir başka yönüyle, mahkeme bozma kararına uyarak yeni bir karar verirse, alacaklı bu yeni ilamın da kesinleşmeden icrasını isteyebilir. Alacaklı, bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında isteyebileceği gibi, yeni bir ilamlı icra takibi yapmasına da engel yoktur.
2. Bozmayla ortadan kalkan ilamın icrası yönünden, davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde, bu aşamada bir hukuki yararı bulunmadığından; Mahkemece davanın reddine dair verilen kararda direnilmiş olması yukarıda açıklanan gerekçelerle sonucu itibariyle doğrudur.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki “Faize İtiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak İcra Mahkemesince davanın reddine dair verilen* 16.4.2008 gün ve 2006/388-2008/182 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 6.10.2008* gün ve 13734 – 16514* sayılı ilamı;
(…İİK.’nun 40. maddesi gereğince bir ilamın Yargıtay incelenmesi sonunda bozulması icra işlemlerini olduğu yerde durdurur.
Takibin, itiraz edilmeksizin kesinleşmesi veya itiraz nedenlerinin yerinde görülerek örneğin, talep edilen faiz oranlarının yasaya uygun hale getirilmesinden sonra, yeniden bir karar verilmesi halinde, takip itiraz üzerine inceleme yapan icra mahkemesi kararında yer alan kurallara göre devam edecektir.
Somut olayda, borçlu vekili tarafından talep edilen faiz oranlarına karşı çıkıldığı görülmektedir. Bu itirazın sonuçlandırılmaması halinde faiz oranları kesinleşecek ve bozmadan sonra hükmedilecek miktara kesinleşen faiz oranlarının uygulanması gerekecektir.
O halde, takip İİK’nun 40. maddesi gereğince durmuş olsa bile,** itiraz nedenlerinin incelenmesinde borçlunun hukuki yararı vardır.
Mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Dava, ilamlı icra takibinde talep edilen faiz oran ve miktarına itirazdan ibarettir.
Davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine Mengen Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 13.07.2006 gün ve 2006/42 Esas 2006/64 Karar sayılı ilamına dayanılarak 08.11.2006 tarihinde ilamlı icra takibine girişilmiş; davacı/borçlu tarafından eldeki dava ile “İcra emrinde talep edilen faiz oranının ve miktarının fazla hesaplandığı” ileri sürülerek, 21.11.2006 tarihinde faize itiraz edilmiştir.
Takip dayanağı ilamın yargılama sırasında bozulması üzerine* Yerel Mahkemece, “takip dayanağı ilamın bozulmuş olması nedeniyle, İcra ve İflas Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca icra işlemlerinin olduğu yerde duracağı” gerekçesiyle “davanın reddine” dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Takibe konu olan ilam, Mengen Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nce verilmiş olan, iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti ile iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren ödenmeyen sürekli iş göremezlik gelirinin tahsiline ilişkindir. Belirtilen Mahkemenin 13.07.2006 gün ve 2006/42 Esas 2006/64 Karar sayılı ilamı ile “Davacının geçirdiği iş kazası sonucu 16.9.1996 tarihi itibariyle %32 oranında malul kaldığının tespitine; Hak kazandığı maluliyet aylıklarından 37,08 YTL sinin 21.12.1996 tarihinden, 257,28 YTL sinin 31.12.1997 tarihinden, 489,96 YTL sinin 31.12.1998 tarihinden, 998,24 YTL sinin 31.12.1999 tarihinden, 1202,70 YTL sinin 31.12.2000 tarihinden,* 1.888,76 YTL sinin 31.12.2001 tarihinden, 2.739,70 YTL sinin 31.12.2002 tarihinden, 3.466,82 YTL sinin 31.12.2003 tarihinden, 4.124,76 YTL sinin 31.12.2004 tarihinden, 4.896 YTL sinin 31.12.2005 tarihinden, 864,92 YTL sinin 28.02.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; Toplam 317,99 YTL sosyal yardım zammının hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; 26.02.2006 tarihinden itibaren tespit edilen %32 maluliyet üzerinden davalı idarece genelge ve katsayı artışları nazara alınmak suretiyle daimi iş kazası maluliyet aylığı bağlanmasına” karar verilmiştir.
Anılan hükmün alacaklı tarafça takibe konulmasından sonra, borçlu tarafından eldeki dava ile faiz oran ve miktarına itiraz edilmiş; yargılama sırasında takip dayanağı ilam, 10. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonunda, davacının sürekli iş göremezlik gelirinin belirlenmesinde uygulanacak prosedüre ilişkin olarak 506 sayılı Yasanın 109. maddesi uyarınca inceleme yapılması ve raporlar alınması, bundan sonra 506 sayılı Yasanın 19. maddesi gözetilerek sürekli iş göremezlik gelirinin başlangıç tarihini belirlenmesi, davacıya 01.07.1999-01.06.2003 tarihleri arasındaki dönemde malullük aylığı ödendiği ve söz konusu aylıkların yapılan kontrol ve muayene sonucuna istinaden kesildiği gözetilerek sigortalıya bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri belirlenirken de anılan dönemdeki aylık ödemeleri dikkate alınarak 506 sayılı Yasanın 92.maddesi gözetilmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle, esasa ilişkin nedenlerle ve araştırmaya dayalı olarak bozulmuştur.
Açıklanan maddi olgu, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle uyuşmazlık; görülmekte olan davada davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde hukuki yararının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, kural olarak; alacaklının, elindeki ilama dayanarak ilamlı icra takibi yapabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. Hüküm kesinleşmeden de alacaklı ilamlı takip yoluna başvurabilir.
Yine, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 443/1 maddesi gereğince kural olarak, temyiz edilmiş olması da ilamın icrasını durdurmaz.
Bu halde, bir taraftan Yargıtay’da temyiz incelemesi yapılırken, diğer taraftan icra dairesi, ilamın icrasına devam eder. İlamın icrası devam ederken Yargıtay’ca hükmün bozulması halinde ne olacağı sorusunun cevabı ise, İcra ve İflas Kanunu’nun 40. maddesinde düzenlenmiştir.
İcra işlemleri devam ederken (ilam hükmü tamamen icra edilmeden önce) ilamın bozulması halinde, icra işlemleri olduğu yerde durur (İ.İ.K.m.40/1). Bu hükme göre, ilamın bozulması ile, ilamın icrası sadece olduğu yerde durur; yoksa, ilamlı icra takibi iptal edilmez.
Hükmün kısmen bozulması ve kısmen onanması halinde, bozulan kısmı için icra işlemleri olduğu yerde durur, hükmün onanan kısmı için ise icra işlemlerine devam edilir.
Bir başka yönüyle, mahkeme bozma kararına uyarak yeni bir karar verirse, alacaklı bu yeni ilamın da kesinleşmeden icrasını isteyebilir. Alacaklı, bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında isteyebileceği gibi, yeni bir ilamlı icra takibi yapmasına da engel yoktur.
Mahkemece bozma kararına karşı direnme kararı verilmesi halinde ise, bununla bozma kararı hükümsüz kalır ve bu nedenle bozma ile icranın durması sonucu da ortadan kalkar. Alacaklı, direnme kararına dayanarak, bozma ile durmuş bulunan ilamlı icra takibine aynı dosyada devam edilmesini isteyebilir.
Bozma kararına uyan mahkeme, nitelik ve miktar itibariyle bozulan karara uygun yeni bir karar verirse, alacaklının bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında istemesi halinde, borçluya yeniden icra emri gönderilmesine gerek yoktur.
Aksi halde, bozma ilamına uyan mahkemece bozmadan sonra verilen yeni ilamda müddeabih ve eklentilerinin değiştirilmesi durumunda, derdest icra takibi dosyasında borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderilmesi zorunludur.
Bu noktada, borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderileceğinden, yeni icra emrinin tebliği üzerine borçlunun yeniden itiraz hakkı bulunduğu kuşkusuzdur. Şu halde borçlunun, icra emrinde talep edilen faiz oran ve miktarına yeni icra emrinin tebliği üzerine itiraz edebileceği de her türlü duraksamadan uzaktır.
Somut olayda; takibe dayanak ilamın icrası devam ederken hüküm esasa ilişkin nedenlerle araştırmaya yönelik olarak bozulmuş olup, İcra ve İflas Kanunu’nun 40. maddesinin 1. fıkrası uyarınca takip kendiliğinden durmuştur. İlk hükmün bozulmuş olması nedeniyle ortada tespit edilmiş bir alacak ve faiz başlangıç tarihinin bulunmadığı belirgindir.
Yukarıda açıklanan bozma ilamının kapsamına göre, bozmadan sonra yapılacak yargılama sonucunda verilecek olan hükümde alacaklının iş göremezlik derecesi, iş göremezlik gelirinin başlangıcı ile faiz başlangıç tarihleri değişeceğinden, alacaklı derdest icra takibi dosyasında bu yeni ilamın icrasını isteyebilecektir. Borçlunun, yeni icra emrinin tebliği üzerine faiz oran ve miktarına yeniden itiraz hakkı bulunmakla, faize ilişkin itirazının o aşamada çözümlenebileceği açıktır.
Hal böyle olunca; bozmayla ortadan kalkan ilamın icrası yönünden davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde, bu aşamada bir hukuki yararı bulunmadığından; Mahkemece davanın reddine dair verilen kararda direnilmiş olması yukarıda açıklanan gerekçelerle sonucu itibariyle doğrudur.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.
Y.H.G.K. 04.11.2009 E.2009/12-452 – K.2009/466
Old 18-07-2012, 11:59   #13
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

İlamlı icraya konu,tehir-i icra talepli ve dosya borcu banka teminat mektubu ile depo edilerek temyiz edilen maddi ve manevi tazminata ilişkin bir iş mahkemesi kararı,manevi tazminatta davacının kusur oranı gözetilerek indirim yapılması gerekeceği nedeniyle bozuluyor.Yerel mahkeme bozmaya uyup manevi tazminatta bir miktar indirim yapıyor.Şimdi elimizde yeni karar var:
a)Elimizdeki bu kararı,yukarıda açıklanan görüşler doğrultusunda ilk icra dosyasına sunarak takibe devam etmeyi düşünüyoruz.Bu aşamada icra müdürlüğünce borçluya yeni bir icra emri mi gönderilecek?
b)Bu karar da temyiz edilirse,teminat mektubunun durumu ne olacak?Onanan kısımla ilgili paraya çevirme imkanı bu aşamada mevcut mu?Yoksa yine temyizin sonucunu beklemek mi gerekir??
Old 28-03-2013, 17:07   #14
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

Alıntı:

Av.Ömeroğlu]İlamlı icraya konu,tehir-i icra talepli ve dosya borcu banka teminat mektubu ile depo edilerek temyiz edilen maddi ve manevi tazminata ilişkin bir iş mahkemesi kararı,manevi tazminatta davacının kusur oranı gözetilerek indirim yapılması gerekeceği nedeniyle bozuluyor.Yerel mahkeme bozmaya uyup manevi tazminatta bir miktar indirim yapıyor.Şimdi elimizde yeni karar var:
a)Elimizdeki bu kararı,yukarıda açıklanan görüşler doğrultusunda ilk icra dosyasına sunarak takibe devam etmeyi düşünüyoruz.Bu aşamada icra müdürlüğünce borçluya yeni bir icra emri mi gönderilecek?
b)Bu karar da temyiz edilirse,teminat mektubunun durumu ne olacak?Onanan kısımla ilgili paraya çevirme imkanı bu aşamada mevcut mu?Yoksa yine temyizin sonucunu beklemek mi gerekir??

Bu soruyu güncellemek istedim. Ek olarak bozmadan önce verilen kararda eskiden yapılan uygulama gereği davalıya yüklenen bakiye harç davacı müvekkilce ödenmiş,biz de ilamlı takibe alacak kalemi olarak eklemiştik. Yeni verilen karar da bu husus yok, müvekkilin önceden ödediği bu bakiye harç ne olacak?
Old 28-03-2013, 17:44   #15
halit pamuk

 
Varsayılan

Kanaatimce şu şekilde bir ayırım yapılmalı:

1. Eğer,bozma sonrası, müdeabihde sadece miktar yöünden bir azalma varsa; yeni bir icra emrine gerek kalmadan yeni hesap tablosunun ve muhtıranın gönderilmeli,


"icra takibinin dayanağı olan ilamın bozulmasından sonra yeniden yargılama yapıldığı ve Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin bozmadan sonraki 12.2.2002 tarih ve 2001/676 E. 2002/57 K. sayılı ilamının dosyaya sunulduğu görülmektedir. Alacaklı vekilinin istemi üzerine 19.12.2003 tarihinde memurlukça yenileme kararının ve sonraki ilama göre düzenlenen hesap tablosunun borçluya tebliğine karar verildiği anlaşılmıştır.

Takip konusu ilamın bozulması üzerine verilecek yeni karar nedeniyle, borçluya ikinci bir icra emri tebliğ edilmeden hesap tablosunun ye yenileme emrinin tebliği suretiyle takibe devam edilmesinde Yasaya aykırılık yoktur. O halde, şikayetin reddi yerine kabulü şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir" (12. HD, Esas : 2003/13572 Karar : 2003/17998 Tarih : 19.09.2003)


2. Müddeabih değişmiş ve artmışsa; yeniden bir icra emri gönderilmelidir((Doktrinde aynı dosya üzerinden icra emri gönderilebileceği gibi ayrı bir takip yapılarak da icra emrinin gönderileceği de kabul edilmektedir).

Takip dayanağı ilamın ilgili Yargıtay Dairesince bozulması üzerine icra muameleleri İİK'nun 40. maddesi gereğince olduğu yerde durur. Ankara Asliye 7.Ticaret Mahkemesi'nin bozma kararına uyması sonucunda yeniden alınan ilam icra dairesine ibrazla alacaklı takibine devam edebilir. Ancak bu durumda ikinci ilamda müddeabih ve eklentiler alacaklı lehine artırılarak değiştiğinden alacaklının yeniden borçluya ilk icra emri kapsamı dışında kalan alacak ile ilgili olarak icra emri göndermesi zorunlu olup, alacaklının kesinleşen ilam doğrultusunda bakiye alacağının tahsilini sağlaması açısından borçluya ikinci kez icra emri çıkarılabilir. Bu nedenle icra mahkemesince ikinci kez çıkarılan icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru değildir. aksine düşüncelerle verilen mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. (12. hd, Esas : 2005/19814 Karar : 2005/24178 Tarih : 06/12/2005)
Old 28-03-2013, 17:57   #16
ATARAS

 
Varsayılan

Şayet ilk ilam Yargıtay tarafından görev yönünden bozulur, mahkeme bozmaya uyar, görevli mahkeme gene davayı kabul eder, faiz miktarı da değişirse ne olur? yeni bir icra takibi başlatıp, ilk icra dosyasına bozma ve görevsizlik kararlarını sunup, yeni icra takibi başlatıldığı bildirilse ve mükerrer tahsilat istenmediği belirtilse, bunda hukuka aykırılık olur mu?
Old 29-03-2013, 16:11   #17
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

davalı taraf tehiri icra kararı almıştı,biz bozma sonrası yeni karara göre icra emri göndermeden yeni karara göre hesaplama yapılarak müvekkile ödeme yapılmış.Önceden yapılmış bir takip var.Davalı bu şekilde icra vekalet ücretinden kurtulabilir mi?
Old 03-07-2014, 19:56   #18
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Peki, Yargıtay bozma ilamı öncesi ve bozma sonrası karar altına alınan dava konusu alacakların miktarları -vekalet ücreti hariç- aynı ise;

Takip talebi ve icra emrine "... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla" yazılarak davalı aleyhine yeni bir icra takibi başlatılabilir mi?
Old 04-07-2014, 09:41   #19
ismailduygulu

 
Varsayılan ayni nev'iden ikinci takip yapılamaz, farklı nev'iden ise yapılabilir!

Bir icra takibi dayanağı ne ise ona uygun olarak bir tek takip yapılır ve fakat mükerrer tahsilata yer vermemek kaydı ile farklı takip yöntemine uygun olarak takip yapılmasını önleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Örneğin kambiyo senedine dayalı bir takip ya da ipotek alacağına ilişkin bir takibe ek olarak, farklı belgelerle, aynı alacak için adi ilamsız takip yapılabileceği gibi, aynı belgelere dayalı olarak adi ilamsız takip de yapılabilir. Çünkü, kambiyo senedine dayalı yapılan takibin zaman aşımı süreleri ile adi ilamsız takibin zamanaşımı süreleri farklı olup, son düzenlemeye göre kambiyo senedine dayalı takip 3 yıllık zaman aşımına ve fakat adi ilamsız takip ise TBK ndaki alacak niteliğine göre 5 ya da 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir.

Bu nedenle ilamlı takip, aynı ilama dayalı olarak bir kez yapılabilir ve farklı, yani ikinci takip olur ise mükerrerlikten dolayı iptal edilebilir. Ve fakat aynı alacağa ilişkin olarak farklı bir belge var ise, bu mükerrer tahsilata yer verilmemek kaydı ile icra konusu yapılabilir. Örneği kişinin fatura alacağına dayalı bir uyuşmazlıkta, ayrıca da bir teminat senedi olarak bono olsun. Bu halde, hem fatura icraya konulmuş ve hem de bono icraya konulabilir. Mükerrer tahsilata yer verilmemek kaydı ile. Her ikisinin de itiraz yolları farklıdır. Bu nedenle mükerrer tahsilata yer vermemek kaydı ile alacaklı elindeki belgeleri, İİK na uygun olarak mükerrer tahsilata yer vermemek kaydı ile birden fazla icraya koyabilir ve hatta bu durumda 1 tek tahsil harcı ödenmelidir. Her iki dosyanın birbirinden haberdar edilmesi ile icra müdürlüğü, dosyaların infazı sırasında, yani her iki dosya ortadan kaldırılacağından, feragat ya da tahsil halinde, bir tek tahsil harcı almalıdır.
Yine aynı ilamda yazılı olan alacak kalemlerinin de farklı icra takiplerine konulmasını önleyen herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Mükerrer tahsilata yer verilmemek kaydı ile bir ilamda yazılı olan herhangi bir alacak icra konusu yapılabileceği gibi, diğer bir alacak konusu icra takibi konusu yapılmayabilir veya daha sonradan yapılabilir. Burada zaten mükerrerlik yoktur.
Buradan da anlaşıldığı üzere, konu ilam olunca, ilama konu edilen bir alacak, bir tek takip konusu yapılabilir, aynı ilama ya da Yargıtay bozması sonrası yeni verilen ilama dayalı aynı alacak için ikinci bir takip yapılamaz. Bu aynı ilamdaki farklı alacakların, farklı şekilde icra takibine konu edilmesini önlemez. Burada dikkat edilmesi gereken mükerrerliğin yanı sıra, TMK. m. 2 olup, hakkın kötüye kullanılmasına yol açmamak ve mükerrer avukatlık ücretine de yol açmamak gerekir.
Old 04-07-2014, 21:30   #20
Fatih Kabadayı

 
Varsayılan

YHGK 04.11.2009 E.2009/12-452 – K.2009/466 12.01.10,

- BOZULAN KARAR İLE İLGİLİ İCRA TAKİBİNDE FAİZE İTİRAZ (Hukuki Yarar)
– İLAMLI İCRA TAKİBİNDE FAİZE İTİRAZ (Bozulan Karar)
– İLAMIN İCRA TAKİBİNDE İKEN BOZULMASI –

1. İcra işlemleri devam ederken (ilam hükmü tamamen icra edilmeden önce) ilamın bozulması halinde, icra işlemleri olduğu yerde durur (İ.İ.K m.40/1). Bu hükme göre, ilamın bozulması ile, ilamın icrası sadece olduğu yerde durur; yoksa, ilamlı icra takibi iptal edilmez.
Hükmün kısmen bozulması ve kısmen onanması halinde, bozulan kısmı için icra işlemleri olduğu yerde durur, hükmün onanan kısmı için ise icra işlemlerine devam edilir.
Bir başka yönüyle, mahkeme bozma kararına uyarak yeni bir karar verirse, alacaklı bu yeni ilamın da kesinleşmeden icrasını isteyebilir. Alacaklı, bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında isteyebileceği gibi, yeni bir ilamlı icra takibi yapmasına da engel yoktur.
2. Bozmayla ortadan kalkan ilamın icrası yönünden, davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde, bu aşamada bir hukuki yararı bulunmadığından; Mahkemece davanın reddine dair verilen kararda direnilmiş olması yukarıda açıklanan gerekçelerle sonucu itibariyle doğrudur.
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki “Faize İtiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak İcra Mahkemesince davanın reddine dair verilen* 16.4.2008 gün ve 2006/388-2008/182 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 6.10.2008* gün ve 13734 – 16514* sayılı ilamı;
(…İİK.’nun 40. maddesi gereğince bir ilamın Yargıtay incelenmesi sonunda bozulması icra işlemlerini olduğu yerde durdurur.
Takibin, itiraz edilmeksizin kesinleşmesi veya itiraz nedenlerinin yerinde görülerek örneğin, talep edilen faiz oranlarının yasaya uygun hale getirilmesinden sonra, yeniden bir karar verilmesi halinde, takip itiraz üzerine inceleme yapan icra mahkemesi kararında yer alan kurallara göre devam edecektir.
Somut olayda, borçlu vekili tarafından talep edilen faiz oranlarına karşı çıkıldığı görülmektedir. Bu itirazın sonuçlandırılmaması halinde faiz oranları kesinleşecek ve bozmadan sonra hükmedilecek miktara kesinleşen faiz oranlarının uygulanması gerekecektir.
O halde, takip İİK’nun 40. maddesi gereğince durmuş olsa bile,** itiraz nedenlerinin incelenmesinde borçlunun hukuki yararı vardır.
Mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Dava, ilamlı icra takibinde talep edilen faiz oran ve miktarına itirazdan ibarettir.
Davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine Mengen Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 13.07.2006 gün ve 2006/42 Esas 2006/64 Karar sayılı ilamına dayanılarak 08.11.2006 tarihinde ilamlı icra takibine girişilmiş; davacı/borçlu tarafından eldeki dava ile “İcra emrinde talep edilen faiz oranının ve miktarının fazla hesaplandığı” ileri sürülerek, 21.11.2006 tarihinde faize itiraz edilmiştir.
Takip dayanağı ilamın yargılama sırasında bozulması üzerine* Yerel Mahkemece, “takip dayanağı ilamın bozulmuş olması nedeniyle, İcra ve İflas Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca icra işlemlerinin olduğu yerde duracağı” gerekçesiyle “davanın reddine” dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Takibe konu olan ilam, Mengen Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nce verilmiş olan, iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti ile iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren ödenmeyen sürekli iş göremezlik gelirinin tahsiline ilişkindir. Belirtilen Mahkemenin 13.07.2006 gün ve 2006/42 Esas 2006/64 Karar sayılı ilamı ile “Davacının geçirdiği iş kazası sonucu 16.9.1996 tarihi itibariyle %32 oranında malul kaldığının tespitine; Hak kazandığı maluliyet aylıklarından 37,08 YTL sinin 21.12.1996 tarihinden, 257,28 YTL sinin 31.12.1997 tarihinden, 489,96 YTL sinin 31.12.1998 tarihinden, 998,24 YTL sinin 31.12.1999 tarihinden, 1202,70 YTL sinin 31.12.2000 tarihinden,* 1.888,76 YTL sinin 31.12.2001 tarihinden, 2.739,70 YTL sinin 31.12.2002 tarihinden, 3.466,82 YTL sinin 31.12.2003 tarihinden, 4.124,76 YTL sinin 31.12.2004 tarihinden, 4.896 YTL sinin 31.12.2005 tarihinden, 864,92 YTL sinin 28.02.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; Toplam 317,99 YTL sosyal yardım zammının hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; 26.02.2006 tarihinden itibaren tespit edilen %32 maluliyet üzerinden davalı idarece genelge ve katsayı artışları nazara alınmak suretiyle daimi iş kazası maluliyet aylığı bağlanmasına” karar verilmiştir.
Anılan hükmün alacaklı tarafça takibe konulmasından sonra, borçlu tarafından eldeki dava ile faiz oran ve miktarına itiraz edilmiş; yargılama sırasında takip dayanağı ilam, 10. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonunda, davacının sürekli iş göremezlik gelirinin belirlenmesinde uygulanacak prosedüre ilişkin olarak 506 sayılı Yasanın 109. maddesi uyarınca inceleme yapılması ve raporlar alınması, bundan sonra 506 sayılı Yasanın 19. maddesi gözetilerek sürekli iş göremezlik gelirinin başlangıç tarihini belirlenmesi, davacıya 01.07.1999-01.06.2003 tarihleri arasındaki dönemde malullük aylığı ödendiği ve söz konusu aylıkların yapılan kontrol ve muayene sonucuna istinaden kesildiği gözetilerek sigortalıya bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri belirlenirken de anılan dönemdeki aylık ödemeleri dikkate alınarak 506 sayılı Yasanın 92.maddesi gözetilmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle, esasa ilişkin nedenlerle ve araştırmaya dayalı olarak bozulmuştur.
Açıklanan maddi olgu, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle uyuşmazlık; görülmekte olan davada davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde hukuki yararının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, kural olarak; alacaklının, elindeki ilama dayanarak ilamlı icra takibi yapabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. Hüküm kesinleşmeden de alacaklı ilamlı takip yoluna başvurabilir.
Yine, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 443/1 maddesi gereğince kural olarak, temyiz edilmiş olması da ilamın icrasını durdurmaz.
Bu halde, bir taraftan Yargıtay’da temyiz incelemesi yapılırken, diğer taraftan icra dairesi, ilamın icrasına devam eder. İlamın icrası devam ederken Yargıtay’ca hükmün bozulması halinde ne olacağı sorusunun cevabı ise, İcra ve İflas Kanunu’nun 40. maddesinde düzenlenmiştir.
İcra işlemleri devam ederken (ilam hükmü tamamen icra edilmeden önce) ilamın bozulması halinde, icra işlemleri olduğu yerde durur (İ.İ.K.m.40/1). Bu hükme göre, ilamın bozulması ile, ilamın icrası sadece olduğu yerde durur; yoksa, ilamlı icra takibi iptal edilmez.
Hükmün kısmen bozulması ve kısmen onanması halinde, bozulan kısmı için icra işlemleri olduğu yerde durur, hükmün onanan kısmı için ise icra işlemlerine devam edilir.
Bir başka yönüyle, mahkeme bozma kararına uyarak yeni bir karar verirse, alacaklı bu yeni ilamın da kesinleşmeden icrasını isteyebilir. Alacaklı, bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında isteyebileceği gibi, yeni bir ilamlı icra takibi yapmasına da engel yoktur.
Mahkemece bozma kararına karşı direnme kararı verilmesi halinde ise, bununla bozma kararı hükümsüz kalır ve bu nedenle bozma ile icranın durması sonucu da ortadan kalkar. Alacaklı, direnme kararına dayanarak, bozma ile durmuş bulunan ilamlı icra takibine aynı dosyada devam edilmesini isteyebilir.
Bozma kararına uyan mahkeme, nitelik ve miktar itibariyle bozulan karara uygun yeni bir karar verirse, alacaklının bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında istemesi halinde, borçluya yeniden icra emri gönderilmesine gerek yoktur.
Aksi halde, bozma ilamına uyan mahkemece bozmadan sonra verilen yeni ilamda müddeabih ve eklentilerinin değiştirilmesi durumunda, derdest icra takibi dosyasında borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderilmesi zorunludur.
Bu noktada, borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderileceğinden, yeni icra emrinin tebliği üzerine borçlunun yeniden itiraz hakkı bulunduğu kuşkusuzdur. Şu halde borçlunun, icra emrinde talep edilen faiz oran ve miktarına yeni icra emrinin tebliği üzerine itiraz edebileceği de her türlü duraksamadan uzaktır.
Somut olayda; takibe dayanak ilamın icrası devam ederken hüküm esasa ilişkin nedenlerle araştırmaya yönelik olarak bozulmuş olup, İcra ve İflas Kanunu’nun 40. maddesinin 1. fıkrası uyarınca takip kendiliğinden durmuştur. İlk hükmün bozulmuş olması nedeniyle ortada tespit edilmiş bir alacak ve faiz başlangıç tarihinin bulunmadığı belirgindir.
Yukarıda açıklanan bozma ilamının kapsamına göre, bozmadan sonra yapılacak yargılama sonucunda verilecek olan hükümde alacaklının iş göremezlik derecesi, iş göremezlik gelirinin başlangıcı ile faiz başlangıç tarihleri değişeceğinden, alacaklı derdest icra takibi dosyasında bu yeni ilamın icrasını isteyebilecektir. Borçlunun, yeni icra emrinin tebliği üzerine faiz oran ve miktarına yeniden itiraz hakkı bulunmakla, faize ilişkin itirazının o aşamada çözümlenebileceği açıktır.
Hal böyle olunca; bozmayla ortadan kalkan ilamın icrası yönünden davacı/borçlunun itiraz nedenlerinin incelenmesinde, bu aşamada bir hukuki yararı bulunmadığından; Mahkemece davanın reddine dair verilen kararda direnilmiş olması yukarıda açıklanan gerekçelerle sonucu itibariyle doğrudur.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.
Y.H.G.K. 04.11.2009 E.2009/12-452 – K.2009/466
Old 05-07-2014, 13:17   #21
sailor1981

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/4566
K. 2005/7049
T. 1.4.2005
• KISMİ BOZMA ( Açık Bir Onama Hükmü Bulunmasa Dahi Yargıtay'ın Bozma Kararının Kapsamı Dışında Kalan Karar Bölümünün Onanmış Sayılacağı - Bozma Kapsamı Dışında Kalan Alacaklar İçin İcra Takibi Yapılabileceği )
• BOZMA KAPSAMI DIŞINDA KALAN ALACAKLAR ( Bu Kesim İçin İcra Takibi Yapılabileceği - Açık Bir Onama Hükmü Bulunmasa Dahi Yargıtay'ın Bozma Kararının Kapsamı Dışında Kalan Karar Bölümünün Onanmış Sayılacağı )
• KIDEM İHBAR İZİN ALACAĞI ( Açık Bir Onama Hükmü Bulunmasa Dahi Yargıtay'ın Bozma Kararının Kapsamı Dışında Kalan Karar Bölümünün Onanmış Sayılacağı - Bozma Kapsamı Dışında Kalan Alacaklar İçin İcra Takibi Yapılabileceği )
• ŞİKAYET ( Bozma Kapsamı Dışında Kalan Alacaklar İçin İcra Takibi Yapılabileceği - Şikayetin Kabulü Gereği )
1086/m. 436, 437
2004/m. 16
HGK'nun 25.03.1992 Tarih ve 1992/2-121 E, 1992/197 K.
HGK' nun 23.10.2002 tarih ve 2002/11-633 E, 2002/847 K.


ÖZET : Açık bir onama hükmü bulunmasa dahi Yargıtay'ın bozma kararının kapsamı dışında kalan karar bölümü onanmış sayılacağından, bozma kapsamı dışında kalan alacaklar için icra takibi yapılabilir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından İstenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İstanbul 1. İş Mahkemesinin 27.05.2003 tarih ve 2003/257-484 sayılı ilamının hüküm bölümünde kıdem tazminatı 28.998,633 TL, ihbar tazminatı 6.000.000.000 TL. ve ücretli izin nedeniyle de 25.200.000.000 TL. olmak üzere toplam 60.198.633,771 TL alacağın 14.02.2000 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ve takdir edilen 3.107.945,351 TL. nispi avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Hükmün temyiz edilmesinden sonra Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.02.2004 tarih ve 2003/11355 , 2004/2576 sayılı ilamı ile sadece ( izin alacağı ) yönünden kararın bozulduğu anlaşılmaktadır. Anılan "Yargıtay" İlamının ( 1 ) no'lu bendinde açıkça, bozmanın sadece izin alacağından söz edilen ( 2 ) no'lu bende hasredildiği belirtilmiş ve borçlunun sair temyiz itirazları reddedilmiştir. Açık bir onama hükmü bulunmasa dahi, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtay'ca reddedilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise, reddedilen temyiz itirazlarının ilgili bulunduğu karar bölümü onanmış sayılır. ( Prof Dr. Baki Kuru HUMK 4. Baskı 1984, cilt4, shf, 3421 ) ( HGK'nun 25.03.1992 tarih ve 1992/2-121 E, 1992/197 K ) ( HGK' nun 23.10.2002 tarih ve 2002/11-633 E, 2002/847 K ).

Bu durumda, alacaklının bozma ilamı kapsamı dışında kalan alacak bölümleri yönünden takibe devam etmesi mümkün olup şikayetin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'un 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 01.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-11-2014, 17:23   #22
sailor1981

 
Varsayılan

Davalı oldugumuz davada ilk aşamada
-davanın ..kısmen kabulun ...sir kısmın reddine 400 TL vekalet ücretinin davacıya 3.000 TL vekalet ücretinin davalıya ödenmesine.
-Kötü niyet tazminatı yönünden davalı temyizi (kısmı bozma).
-ilk karardaki vekalet ücretleri icra yolu ile her iki tarafça tahsil edildi
-Bozma sonrası yeni kararda kötü niyet tazmnatına hükmedildi,ancak davacının hak ettiği vekalet ücreti (maktu 1.500 TL) olarak arttırılmış (eski karar 400).
-Bozma sonrası yeni yargılama ile verilen karar
a)Kötü niyet tazminatı yönünden yeni takip mi yapılmalı ?
b)Bozma dışında kalan davacının kabul edilen alacak kısmı ve vekalet ücreti yeni kararlar arttırılabilir mi?
Old 25-11-2014, 12:34   #23
SINIRSIZ

 
Varsayılan Yeni Borçlular...

ilam, kararda yazılı 1 borçlu aleyhine icraya konuluyor... aynı zamanda diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verildiğinden bahisle temyiz ediliyor ve karar yargıtayca bozuluyor.. Yerel mahkeme bu kez 3 davalı için maddi tazminat yönünden aynı kararı veriyor.
biz yeni borçlular için derdest icra dosyasından devam edebilir miyiz? yoksa tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere yeni takip mi açmalıyız?

Birde yeni borçlulardan biri için manevi tazminata hükmetmedi mahkeme... o zaman yeni borçlular için ayrı ayrı icra takipleri mi açmalıyız yoksa aynı takipte A şirketi için ve B şirketi için alacak miktarlarını ayrı ayrı mı belirtmeliyiz?

Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler..
Old 20-12-2015, 21:25   #24
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

T.C.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/10005
Karar No:2015/14441


Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:


K A R A R
Borçlu aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, borçlu vekili İcra Mahkemesi'nden mükerrer olan İstanbul 23. İcra Müdürlüğü’nün 2013/12784 Esas sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, önceki ilamın takibe konulması sonrasında icra dosyasının tamamen infaz edilmiş olması karşısında mükerrerlik şikayetinin yerinde olmadığı ancak takip tarihinden önceki ödemeler yönünden takibe devam edilemeyeceği gerekçesiyle alacak kalemlerinin 11.11.2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
Alacaklı vekili tarafından, Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/255 Esas ve 2005/763 Karar sayılı ilamı İstanbul 11. İcra Müdürlüğü'nün 2006/137 Esas sayılı dosyasında takip konusu yapıldıktan sonra bu ilamın bozulması üzerine Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 2007/432 Esas ve 2009/226 Karar sayılı ilam İstanbul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/17706 Esas sayılı dosyasında takibe konulmuş, ilamın yeniden bozulması üzerine verilen Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/345 Esas 2013/139 Karar sayılı ilamı İstanbul 23. İcra Müdürlüğü'nün 2013/12784 Esas sayılı dosyasında takibe konu edilmiştir. İstanbul 11. İcra Müdürlüğü'nün 2006/137 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde 18.06.2007 tarihinde işlemden kaldırıldığı görülmektedir.

İİK'nun 40. maddesi gereğince bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durduracağından alacaklının takibine dayanak yaptığı ilamın bozulması üzerine icra muameleleri olduğu yerde durur. Bozma kararından sonra bozmaya uyularak yeni verilen ilamla alacaklının duran takibine devam etmesi ve ilamdan kaynaklanan fark alacaklarının muhtıra gönderilmesi suretiyle tahsili mümkündür. Bu şekilde devam edilebilecek ilk takipten feragat edilmeksizin başlatılan ikinci takip mükerrerlik oluşturacağı gibi usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil eder. İşlemden kaldırılmasına karar verilen İstanbul 11. İcra Müdürlüğü'nün 2006/137 Esas sayılı takip dosyasının derdest hale getirilmesi mümkündür. O halde; anılan takip dosyasına bozma sonrası verilen ilam sunularak takibe devam edilmesi yerine alacaklı tarafından yeni takip başlatılması doğru değildir. Bu nedenle, Mahkemece şikayetin kabulü ile İstanbul 23. İcra Müdürlüğü’nün 2013/12784 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin iptaline karar vermek yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, borçlu vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 03.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Old 12-01-2016, 16:51   #25
eser_29

 
Varsayılan

Bozma öncesi verilen ilamda lehimize vekalet ücreti bulunmakta, tarafımızca ilam gereği icraya konu edilip dosya tahsil edilerek hitam edilmiş.

Bozma sonrası verilen ilamda vekalet ücreti artmış haricen tarafımızca yapılan yargılama giderinin de tahsiline karar verilmiş.

Bu durumda yeni ilamla, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresi düşülerek vekalet ücreti farkını ve yargılama giderini icraya koymamızda bir mahsur var mı?

Mahsur yoksa hesabı ne şekilde yapacağız, önceki icra dosyasına yatan tüm miktarı mı yeni dosyadan tahsilde düşeceğiz ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karar Harci Alinmadan İlamli İcra Takİbİ dursunal Meslektaşların Soruları 5 27-05-2010 21:53
Eskİ YÖnetİcİnİn VerdİĞİ Vekaletname İle İcra Takİbİ Yapmak MÜmkÜn MÜ? AV.YILDIZ Meslektaşların Soruları 7 03-04-2010 00:47
İlamli İcrada Takİp Sonrasi Faİz Av. Gnc Meslektaşların Soruları 10 09-01-2010 13:55
Taraf Sifati Eksİk GÖsterİlen İcra Takİbİn Ayri Bİr İcra Takİbİ Yapilabİlİrmİ Av.Gök Meslektaşların Soruları 1 29-10-2009 14:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07837605 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.