Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

haksız fiilden doğan tazminat hakkındadır.

Yanıt
Old 23-12-2009, 17:25   #1
Av.SUDENAZ

 
Varsayılan haksız fiilden doğan tazminat hakkındadır.

Dava X Nakliyatla Z liman işletmecisi arasında tazminat davasıdır.
Müvekkilim X nakliyat Y Lojistikle yapmış olduğu sözleşme gereği Z liman hizmetlerinde taşımacılık yapmayı taahit etmiştir. Ancak müvekkile ait araç Limandayken devrilmiş ve mallar ve kamyon zarar görmüştür.
Bilirkişi raporunda %60 kusuru müvekkil firmaya atfetmiştir. Bilirkişiye göre müvekkil hızlı olarak gitmiştir. %40 kusuru da ters ve eğimli yol yapımı nedeniyle alt yapıdan sorumlu Z lliman işletmecisine vermiştir. Kazayı gören şahit yoktur.
Bu konuyla ilgili olarak yargıtay kararı yada bilirkişinin raporunu çürütücü bir karar bilen varmı???
Saygılarımla cevaplarınızı beklemeteyim.
Old 23-12-2009, 18:31   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/6630
Karar: 2004/14233
Karar Tarihi: 28.12.2004

TAZMİNAT DAVASI - İDARENİN HİZMET KUSURUNDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEBİ - TRAFİK KAZASI - GÖREVLİ MAHKEME - DAVANIN İHBARI

ÖZET: DSİ Genel Müdürlüğü ile anılan şirket arasında eser sözleşmesi olup olmadığının saptanması yönünden anılan sözleşme celp edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile davanın DSİ Genel Müdürlüğü yönünden kabulü usul ve yasaya aykırıdır Bir kamu tesisinin yapılması, kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan, onların ödetilmesi istekleri tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise idari yargı yerinde açılması gerekir.

(2577 S. K. m. 2) (1086 S. K. m. 49) (818 S. K. m. 58) (YİBK. 11.02.1959 T. 1958/17 E. 1959/15 K.)

Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar DSİ ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı A. G. vekili Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/233 esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesi ile müvekkiline ait ... T 3201 plakalı araca davalılardan M. Tic. A.Ş'ye ait G.'nin sevk ve idaresindeki... UF 3483 plakalı araçla çarparak trafik kazasına neden olduğunu iddia ederek, aynı mahkemenin 1998/429 esas sayılı dosyası ile tespit edilen ve kendilerine yol kusuru verilen davalılar DSİ Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, E. İnşaat Ltd. Şti ile davalı araç sigortalıları G. Sigorta ve A. Sigorta A.Ş olmak üzere 1.316.350.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, sigorta şirketleri yönünden poliçe limitiyle müştereken v.e müteselsilen tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında A. Sigorta A.Ş ile E. İnşaat Ltd. Şti hakkındaki davasını atiye terk etmiştir.
Birleştirilen Düzce 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/429 esas sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesi ile de; aynı kaza nedeniyle 1.316.350.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren davalılar M. Tic. A.Ş, DYİ Genel Müdürlüğü, G. Sigorta A.Ş ve G. Y.'den tahsili ile sürücü M. G.'ye ödenmesini talep etmiştir.

Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili; her iki dosyaya da verdiği cevap dilekçesi ile, kaza yerindeki çalışmanın E. inşaat Ltd. Şti'ne ihale edildiğini, yol işaretlemelerinin Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını, kusurun davacıda olup hasar miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın husumetten ve esastan reddini, davanın taşeron E. İnşaat Ltd. Şti ile Karayollarına itibarını savunmuştur.

Davalı ve ihbar olunan Karayolları Genel Müdürlüğü vekili; kaza mahallindeki dere ıslah çalışmalarının DSİ Genel Müdürlüğü ile yüklenici firma tarafından yapıldığından ihbarın reddini, Düzce 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/429 esas sayılı dosyasındaki iddiaya göre olayın hizmet kusuru olarak tespiti yapıldığından, mahkemenin görevsiz olduğunu ve davanın Sakarya İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kusur ve hasara itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.

Davalı G. Sigorta vekili; sorumluluklarının limitle sınırlı olduğunu, müracaat olmadığından faiz ve masraf talebinin reddini savunmuştur.

Davalı ve ihbar olunan A. Sigorta A.Ş vekili, kasko poliçe süresinin kazadan önce bittiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı G. Y., davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmamış, savunma yapmamıştır.

Davalı M. Ticaret A.Ş vekili; ... UF 3483 plakalı aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile E. Turizm A.Ş'ye kiraladıklarından davanın kiracı şirkete ihbarı ile husumetten reddini, ayrıca birleştirilen dosyada sürücünün dava açma ehliyeti bulunmadığından o davanın da reddini savunmuştur.

Mahkemece birleştirilen Düzce 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/429 esas 2000/211 karar sayılı dosyası ile esas dosyadaki iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince; mahkemenin 2000/333 esas sayılı dosyasında davacı A. B. tarafından dava açılmış olması nedeniyle birleştirilen dosyada davacı sürücü M. 'nin hukuki yararı ortadan kalktığından davanın da şartlı yokluğu nedeniyle reddine, ihbar olunanlar A. Anonim Sigorta A.Ş, Karayolları Genel Müdürlüğü, E. İnşaat Ltd. Şti ve E. Turizm A.Ş hakkında karar verilmesine yer olmadığına, mahkemenin 2000/233 esas sayılı dava dosyasındaki davanın kısmen kabulü ile 987.262.500 TL tazminatın davalılar G., DSİ Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğünden olay tarihi olan 23.8.1998 tarihinden itibaren ve davalı G. Sigorta A.Ş' de 500.000.000 TL poliçe limitiyle sınırlı olarak dava tarihinden (2.6.2000) yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı M. Ticaret A,.Ş (K. Holding A.Ş) hakkındaki davanın davalı sıfatı yokluğundan reddine, davalı E. İnşaat ve davalı A. Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın atiye terk nedeniyle bu davacılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ihbar olunan E. İnşaat Ltd. Şti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalılar DSİ ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

1- Bir kamu kuruluşu tarafından, kamu yasaları uyarınca yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. O halde, anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan onların ödetilmesi, istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 2.bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir.

Temyize konu olan davada davacılar, dava dilekçesinde kazanın meydana geldiği yolda en sağ şeridi kaplayan kum yığınlarının gece şartlarında yeterli şekilde işaretlenmemiş olması nedeniyle davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne kusur izafe eden birleştirilen davadaki bilirkişi raporuna göre dayalı idareye dava açtığından ve yol kusuru nedeniyle davalı Karayolları Genel Müdürlüğünü davalı gösterdiklerini belirttiklerinden, yasala uyarınca Karayolları Genel Müdürlüğüne yüklenmiş bulunan Karayolu bakım, yapım ve işaretleme hizmetlerindeki kusur nedeniyle tazminat istendiğine göre; dava dilekçesinin yargı yolu bakımından bu davalı yönünden reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.

2- Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili; kazaya neden olduğu iddia edilen, Düzce-Kaynaşlı Bucağı Taşkın Rusubat Kontrol Sari Emanet Inşaatını1996 yılında taşeron E. İnşaat Ltd. Şti 'ne ihale ettiklerini ve inşaatın halen devam ettiğini belirterek sorumluluğun müteahhit E. İnşaat Ltd. Şti'ne ait olduğunu savunarak idari yazışmaları delil olarak sunulmuştur.

Bu savunma karşısında DSİ Genel Müdürlüğü ile anılan şirket arasında eser sözleşmesi olup olmadığının saptanması yönünden anılan sözleşme celp edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile davanın DSİ Genel Müdürlüğü yönünden kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle dav.alı Karayolları Genel Müdürlüğünün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle DSİ Genel Müdürlüğü vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve bozma nedenine göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 28.12.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/8107
Karar: 2005/8920
Karar Tarihi: 26.09.2005

TAZMİNAT DAVASI - HİZMET KUSURU - DAVANIN KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE AÇILDIĞINDAN YARGI YOLU YÖNÜNDEN REDDİ GEREĞİ - KAZA TESPİT TUTANAĞI VE BİLİRKİŞİ RAPORU ARASINDA ÇELİŞKİ BULUNDUĞU - TARAFLARIN KUSUR DURUMUNUN SAPTANACAĞI

ÖZET: Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın tefrik edilerek idari yargı yerinde bakılmak üzere dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekir. Ayrıca kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu arasında tarafların kusur durumu bakımından çelişki vardır. Bu nedenle tarafların kusur durumu gerekirse tekrar bilirkişi raporu alınarak tespit edilmelidir.


(2577 S. K. m. 2) (818 S. K. m. 41)

Dava: Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda: Davanın reddine ilişkin Ankara 18 Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 3.3.2005 gün ve 781/85 sayılı hükmün duruşma yapılması isteğiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı Emin Ç. vekili tarafından istenilmiş olmakla işin duruşmaya tabi olduğu belirlendikten sonra 26.9.2005 Pazartesi günü için taraflara gönderilen çağrı kağıdı üzerine hükmü temyiz eden taraftan kimse gelmedi. Karşı taraftan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili Av. Nazlı Ö.'un hazır olduğu anlaşılmakla duruşmaya başlandı, temyiz isteğinin süresinde olduğu tesbit edilmekle hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkiline ait 41 K 0689 plakalı aracıyla Bulancak yol ve kavşak düzenlemesinin hatalı ve yanlış yapılması, işaret ve levhaların yetersizliği nedeniyle dava dışı Haşim A.'in sevk ve idaresindeki 28 ED 478 plakalı araca çarptığını, Haşim'e ödediği 2.500.000.000 TL'sı ile müvekkilinin aracında meydana gelen hasar bedeli toplamı 11.000.000.000 TL'sı maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, ayrıca 3.000.000.000 TL'sı manevi tazminatın da hizmet kusuru nedeniyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili, davanın hizmet kusuru nedeniyle açıldığını, yol çalışmasının diğer davalı tarafından yapıldığını, ikametgah yerinin Ankara olduğunu belirterek davanın öncelikle görev, yetki ve husumet yönünden reddi gerektiğini, talep edilen hasar miktarını ve verilen kusuru kabul etmediklerini savunmuştur.

Davalı Kolin İnş. İmalat Tic. A.Ş vekili, davanın davalının ikametgah yeri Ankara'da açılması gerektiğini kusur oranı ve talep edilen tazminat miktarını kabul etmediklerini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Bir kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış olan tesislerin bakım ve onarım yükümlülüğü yine kamu kurumuna aittir. O halde anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğindedir. İdarenin hizmet kusuru nedeniyle açılan davalara bakmak idari yargının görev alanına girer, (2577 S.K. m 2)

Bu hale göre Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın tefrik edilerek idari yargı yerinde bakılmak üzere dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.

2- Olay sonrası trafik polisleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında trafik kazasının yol kusurundan, hükme esas 15.2.2005 tarihli bilirkişi raporunda ise davacının kusurundan kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yol inşaat projesi ile davalılar arasındaki sözleşme istenerek görevlilerin ve tanıkların katılımı ile olay yerinde keşif yaparak gerekirse olay yerinin resimleri de çekilerek tarafların kusur durumu konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor almak ve toplanan delillerin sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm verilmesi isabetli görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı bulunun hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 26.09.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 23-12-2009, 18:32   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/6630
Karar: 2004/14233
Karar Tarihi: 28.12.2004

TAZMİNAT DAVASI - İDARENİN HİZMET KUSURUNDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEBİ - TRAFİK KAZASI - GÖREVLİ MAHKEME - DAVANIN İHBARI

ÖZET: DSİ Genel Müdürlüğü ile anılan şirket arasında eser sözleşmesi olup olmadığının saptanması yönünden anılan sözleşme celp edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile davanın DSİ Genel Müdürlüğü yönünden kabulü usul ve yasaya aykırıdır Bir kamu tesisinin yapılması, kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan, onların ödetilmesi istekleri tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise idari yargı yerinde açılması gerekir.

(2577 S. K. m. 2) (1086 S. K. m. 49) (818 S. K. m. 58) (YİBK. 11.02.1959 T. 1958/17 E. 1959/15 K.)

Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar DSİ ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı A. G. vekili Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/233 esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesi ile müvekkiline ait ... T 3201 plakalı araca davalılardan M. Tic. A.Ş'ye ait G.'nin sevk ve idaresindeki... UF 3483 plakalı araçla çarparak trafik kazasına neden olduğunu iddia ederek, aynı mahkemenin 1998/429 esas sayılı dosyası ile tespit edilen ve kendilerine yol kusuru verilen davalılar DSİ Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, E. İnşaat Ltd. Şti ile davalı araç sigortalıları G. Sigorta ve A. Sigorta A.Ş olmak üzere 1.316.350.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, sigorta şirketleri yönünden poliçe limitiyle müştereken v.e müteselsilen tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında A. Sigorta A.Ş ile E. İnşaat Ltd. Şti hakkındaki davasını atiye terk etmiştir.
Birleştirilen Düzce 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/429 esas sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesi ile de; aynı kaza nedeniyle 1.316.350.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren davalılar M. Tic. A.Ş, DYİ Genel Müdürlüğü, G. Sigorta A.Ş ve G. Y.'den tahsili ile sürücü M. G.'ye ödenmesini talep etmiştir.

Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili; her iki dosyaya da verdiği cevap dilekçesi ile, kaza yerindeki çalışmanın E. inşaat Ltd. Şti'ne ihale edildiğini, yol işaretlemelerinin Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını, kusurun davacıda olup hasar miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın husumetten ve esastan reddini, davanın taşeron E. İnşaat Ltd. Şti ile Karayollarına itibarını savunmuştur.

Davalı ve ihbar olunan Karayolları Genel Müdürlüğü vekili; kaza mahallindeki dere ıslah çalışmalarının DSİ Genel Müdürlüğü ile yüklenici firma tarafından yapıldığından ihbarın reddini, Düzce 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/429 esas sayılı dosyasındaki iddiaya göre olayın hizmet kusuru olarak tespiti yapıldığından, mahkemenin görevsiz olduğunu ve davanın Sakarya İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kusur ve hasara itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.

Davalı G. Sigorta vekili; sorumluluklarının limitle sınırlı olduğunu, müracaat olmadığından faiz ve masraf talebinin reddini savunmuştur.

Davalı ve ihbar olunan A. Sigorta A.Ş vekili, kasko poliçe süresinin kazadan önce bittiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı G. Y., davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmamış, savunma yapmamıştır.

Davalı M. Ticaret A.Ş vekili; ... UF 3483 plakalı aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile E. Turizm A.Ş'ye kiraladıklarından davanın kiracı şirkete ihbarı ile husumetten reddini, ayrıca birleştirilen dosyada sürücünün dava açma ehliyeti bulunmadığından o davanın da reddini savunmuştur.

Mahkemece birleştirilen Düzce 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/429 esas 2000/211 karar sayılı dosyası ile esas dosyadaki iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince; mahkemenin 2000/333 esas sayılı dosyasında davacı A. B. tarafından dava açılmış olması nedeniyle birleştirilen dosyada davacı sürücü M. 'nin hukuki yararı ortadan kalktığından davanın da şartlı yokluğu nedeniyle reddine, ihbar olunanlar A. Anonim Sigorta A.Ş, Karayolları Genel Müdürlüğü, E. İnşaat Ltd. Şti ve E. Turizm A.Ş hakkında karar verilmesine yer olmadığına, mahkemenin 2000/233 esas sayılı dava dosyasındaki davanın kısmen kabulü ile 987.262.500 TL tazminatın davalılar G., DSİ Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğünden olay tarihi olan 23.8.1998 tarihinden itibaren ve davalı G. Sigorta A.Ş' de 500.000.000 TL poliçe limitiyle sınırlı olarak dava tarihinden (2.6.2000) yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı M. Ticaret A,.Ş (K. Holding A.Ş) hakkındaki davanın davalı sıfatı yokluğundan reddine, davalı E. İnşaat ve davalı A. Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın atiye terk nedeniyle bu davacılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ihbar olunan E. İnşaat Ltd. Şti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalılar DSİ ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

1- Bir kamu kuruluşu tarafından, kamu yasaları uyarınca yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. O halde, anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan onların ödetilmesi, istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 2.bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir.

Temyize konu olan davada davacılar, dava dilekçesinde kazanın meydana geldiği yolda en sağ şeridi kaplayan kum yığınlarının gece şartlarında yeterli şekilde işaretlenmemiş olması nedeniyle davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne kusur izafe eden birleştirilen davadaki bilirkişi raporuna göre dayalı idareye dava açtığından ve yol kusuru nedeniyle davalı Karayolları Genel Müdürlüğünü davalı gösterdiklerini belirttiklerinden, yasala uyarınca Karayolları Genel Müdürlüğüne yüklenmiş bulunan Karayolu bakım, yapım ve işaretleme hizmetlerindeki kusur nedeniyle tazminat istendiğine göre; dava dilekçesinin yargı yolu bakımından bu davalı yönünden reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.

2- Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili; kazaya neden olduğu iddia edilen, Düzce-Kaynaşlı Bucağı Taşkın Rusubat Kontrol Sari Emanet Inşaatını1996 yılında taşeron E. İnşaat Ltd. Şti 'ne ihale ettiklerini ve inşaatın halen devam ettiğini belirterek sorumluluğun müteahhit E. İnşaat Ltd. Şti'ne ait olduğunu savunarak idari yazışmaları delil olarak sunulmuştur.

Bu savunma karşısında DSİ Genel Müdürlüğü ile anılan şirket arasında eser sözleşmesi olup olmadığının saptanması yönünden anılan sözleşme celp edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile davanın DSİ Genel Müdürlüğü yönünden kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle dav.alı Karayolları Genel Müdürlüğünün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle DSİ Genel Müdürlüğü vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve bozma nedenine göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 28.12.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/8107
Karar: 2005/8920
Karar Tarihi: 26.09.2005

TAZMİNAT DAVASI - HİZMET KUSURU - DAVANIN KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE AÇILDIĞINDAN YARGI YOLU YÖNÜNDEN REDDİ GEREĞİ - KAZA TESPİT TUTANAĞI VE BİLİRKİŞİ RAPORU ARASINDA ÇELİŞKİ BULUNDUĞU - TARAFLARIN KUSUR DURUMUNUN SAPTANACAĞI

ÖZET: Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın tefrik edilerek idari yargı yerinde bakılmak üzere dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekir. Ayrıca kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu arasında tarafların kusur durumu bakımından çelişki vardır. Bu nedenle tarafların kusur durumu gerekirse tekrar bilirkişi raporu alınarak tespit edilmelidir.


(2577 S. K. m. 2) (818 S. K. m. 41)

Dava: Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda: Davanın reddine ilişkin Ankara 18 Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 3.3.2005 gün ve 781/85 sayılı hükmün duruşma yapılması isteğiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı Emin Ç. vekili tarafından istenilmiş olmakla işin duruşmaya tabi olduğu belirlendikten sonra 26.9.2005 Pazartesi günü için taraflara gönderilen çağrı kağıdı üzerine hükmü temyiz eden taraftan kimse gelmedi. Karşı taraftan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili Av. Nazlı Ö.'un hazır olduğu anlaşılmakla duruşmaya başlandı, temyiz isteğinin süresinde olduğu tesbit edilmekle hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkiline ait 41 K 0689 plakalı aracıyla Bulancak yol ve kavşak düzenlemesinin hatalı ve yanlış yapılması, işaret ve levhaların yetersizliği nedeniyle dava dışı Haşim A.'in sevk ve idaresindeki 28 ED 478 plakalı araca çarptığını, Haşim'e ödediği 2.500.000.000 TL'sı ile müvekkilinin aracında meydana gelen hasar bedeli toplamı 11.000.000.000 TL'sı maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, ayrıca 3.000.000.000 TL'sı manevi tazminatın da hizmet kusuru nedeniyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili, davanın hizmet kusuru nedeniyle açıldığını, yol çalışmasının diğer davalı tarafından yapıldığını, ikametgah yerinin Ankara olduğunu belirterek davanın öncelikle görev, yetki ve husumet yönünden reddi gerektiğini, talep edilen hasar miktarını ve verilen kusuru kabul etmediklerini savunmuştur.

Davalı Kolin İnş. İmalat Tic. A.Ş vekili, davanın davalının ikametgah yeri Ankara'da açılması gerektiğini kusur oranı ve talep edilen tazminat miktarını kabul etmediklerini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Bir kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış olan tesislerin bakım ve onarım yükümlülüğü yine kamu kurumuna aittir. O halde anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğindedir. İdarenin hizmet kusuru nedeniyle açılan davalara bakmak idari yargının görev alanına girer, (2577 S.K. m 2)

Bu hale göre Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın tefrik edilerek idari yargı yerinde bakılmak üzere dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.

2- Olay sonrası trafik polisleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında trafik kazasının yol kusurundan, hükme esas 15.2.2005 tarihli bilirkişi raporunda ise davacının kusurundan kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yol inşaat projesi ile davalılar arasındaki sözleşme istenerek görevlilerin ve tanıkların katılımı ile olay yerinde keşif yaparak gerekirse olay yerinin resimleri de çekilerek tarafların kusur durumu konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor almak ve toplanan delillerin sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm verilmesi isabetli görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı bulunun hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 26.09.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 23-12-2009, 18:52   #4
Av.SUDENAZ

 
Varsayılan Sevgili Şenel sağol ama bu kararlar benım olayıma uymuyor.

Ben de kaza tespit tutanağı yok.
Araç yan yatmış bir vaziyette. resim ve cd lere göre bilrkişi benım muvekkılın hızlı gırdığını söylüyor. Bilirkişi bunu bilebilirmi?? bu konuyu tartışabiliriz yargıtay kararalarıyla bir de sadece bilirkişi raporuna dayanarak muvekkilin kusurlu olduğu kabul edilebilirmi?? ilk yazdığım mesajı tekrar dikkatle okuyup bu konuyu öle değerlendırelım. yardımlarınızı beklıyorum.
şimdiden teşekkurler..
Old 23-12-2009, 18:54   #5
Av.SUDENAZ

 
Varsayılan

Ben olayımda taraflardan hiçbiri idare değil ayrıca her iki tarafta şirket. yolun eğimli olmasından sorumlu olan da şirket. yolu yapan çünkü şirket ve karayollarının sorumluluk alanında değil.şirketin sorumluluk alanında olduğu bir yer.
Old 23-12-2009, 18:56   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

"Olay sonrası trafik polisleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında trafik kazasının yol kusurundan, hükme esas 15.2.2005 tarihli bilirkişi raporunda ise davacının kusurundan kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yol inşaat projesi ile davalılar arasındaki sözleşme istenerek görevlilerin ve tanıkların katılımı ile olay yerinde keşif yaparak gerekirse olay yerinin resimleri de çekilerek tarafların kusur durumu konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor almak ve toplanan delillerin sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm verilmesi isabetli görülmemiştir."
Kararın bu bölümünün sizin olayınıza uyduğunu düşünüyorum. Olay yerinde keşif talep edip, yolun eğimi,vs. gibi durumların ölçümü yapılmalı, yeniden kusur oranı saptanmalıdır diye düşünüyorum. Teşekkürler
Old 23-12-2009, 19:02   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/945
Karar: 2007/1048
Karar Tarihi: 02.04.2007

RÜCUEN TAZMİNAT DAVASI - TAZMİNATIN ÖDEME TARİHİNDEN İTİBAREN İŞLEYECEK AVANS FAİZİYLE BİRLİKTE TAHSİLİ İSTEMİ - TRAFİK KAZALARINDA SÜRÜCÜLERİN KUSUR DURUMLARININ GERÇEĞE UYGUN SAPTANMASININ TÜM DELİLLERİN TOPLANMASI İLE MÜMKÜN OLACAĞI - EKSİK İNCELEME

ÖZET: Trafik kazalarında sürücülerin kusur durumlarının gerçeğe uygun olarak saptanması, tüm delillerin toplanması ile mümkün olabilir. Davalı, yolun durumu bakımından keşif yapılmasını talep ettiği halde kavşaktaki geçiş önceliğinin tespiti bakımından mahallinde keşif yapılmadan hükme yeterli bulunmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Anılan raporda kavşaktaki geçiş önceliğinin sigortalı sürücüde olduğu yönündeki tespit ve kusur oranının da yasal gerekçesi açıklanmamıştır. Rapor yeterli olmadığı gibi denetime de elverişli görülmemiştir.


(1086 S. K. m. 238, 275, 363)

Dava: Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Karar Davacı vekili, davalıya ait sevk ve idaresindeki 21 XX XXX plakalı aracıyla müvekkili şirkete kasko sigortalı 21 XX XXX plakalı aracına çarptığını belirterek 4.731.00.-YTL'sı tazminatın 27.12.2003 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, kusur oranını kabul etmediklerini, müvekkilinin aracının da kaza nedeniyle zarar gördüğünü ve hurda olarak satıldığını bu nedenle müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın davacı talebinden düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince davanın kabulü ile 4.731.00.-YTL'sı tazminatın 27.12.2004 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Trafik kazalarında sürücülerin kusur durumlarının gerçeğe uygun olarak saptanması, tüm delillerin toplanması ile mümkün olabilir. Davalı, yolun durumu bakımından keşif yapılmasını talep ettiği halde kavşaktaki geçiş önceliğinin tespiti bakımından mahallinde keşif yapılmadan hükme yeterli bulunmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Anılan raporda kavşaktaki geçiş önceliğinin sigortalı sürücüde olduğu yönündeki tespit ve kusur oranının da yasal gerekçesi açıklanmamıştır. Rapor yeterli olmadığı gibi denetime de elverişli görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna uygun bulunmayan hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 02.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 23-12-2009, 19:02   #8
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/1677
Karar: 2004/10970
Karar Tarihi: 08.11.2004

TRAFİK KAZASI - RÜCUEN TAZMİNAT DAVASI - KUSUR ORANI - BİLİRKİŞİ RAPORU

ÖZET : Karara esas alınan bilirkişi raporunda davacıya sigortalı araç sürücüsünün meskun mahalde hızlı seyrettiği, önünde seyreden davalıların malik ve sürücüsü olduğu aracı hatalı solladığı ve araca çarparak kazaya sebebiyet verdiği için olayda birinci derecede ve 6/8 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü Erdoğan D'ın ise dalgın seyrettiği, arkasında aynı istikamette seyreden ve kendisini hatalı sollayan aracı önceden görerek etkili ve yeterli önlem alamadığından kazanın oluşumunda ikinci derecede etken ve 2/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Olay sırasındaki yolun durumu ile aynı kazaya ilişkin olarak davalı Erdoğan D'ın açtığı dava sonunda verilen Şiran Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/131 Esas ve 2003/48 Karar sayılı ilamında kazanın oluşumunda sürücü Erdoğan D'ın kusursuz olduğunun belirtilmesi de dikkate alındığında, davalı sürücünün alması gereken önlemlerin neler olduğu belirtilmeden, bu konuda bilirkişiden ek rapor alınmadan yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirir.

(6762 S. K. m. 1301) (1086 S. K. m. 284)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Kadıköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 11.11.2003 tarih ve 2003/283-2003/1528 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Erdoğan D tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacının TTK.nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davalı taraf aleyhine açtığı rücu davası sonucunda mahkemece davanın kabulüne dair tesis edilen hüküm, davalı Erdoğan doğan tarafından temyiz edilmiştir.

Karara esas alınan bilirkişi raporunda davacıya sigortalı araç sürücüsünün meskun mahalde hızlı seyrettiği, önünde seyreden davalıların malik ve sürücüsü olduğu aracı hatalı solladığı ve araca çarparak kazaya sebebiyet verdiği için olayda birinci derecede ve 6/8 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü Erdoğan D'ın ise dalgın seyrettiği, arkasında aynı istikamette seyreden ve kendisini hatalı sollayan aracı önceden görerek etkili ve yeterli önlem alamadığından kazanın oluşumunda ikinci derecede etken ve 2/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Olay sırasındaki yolun durumu ile aynı kazaya ilişkin olarak davalı Erdoğan D'ın açtığı dava sonunda verilen Şiran Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/131 Esas ve 2003/48 Karar sayılı ilamında kazanın oluşumunda sürücü Erdoğan D'ın kusursuz olduğunun belirtilmesi de dikkate alındığında, davalı sürücünün alması gereken önlemlerin neler olduğu belirtilmeden, bu konuda bilirkişiden ek rapor alınmadan yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Erdoğan D'ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.11.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 23-12-2009, 19:03   #9
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/2607
Karar: 2002/3489
Karar Tarihi: 25.03.2002

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI - TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEBİ - CEZA DAVASINDA SANIĞIN BERAAT ETMİŞ OLMASI - CEZA DAVASINDAKİ KUSUR ORANI İNCELEMESİNİN HUKUK HAKİMİNİ BAĞLAMAMASI

ÖZET: Ceza Mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve oranının belirlenmesi açısından hukuk hakimini bağlamaz. Gerek trafik kaza tutanağı, gerekse hazırlıkta olay yeri görülerek düzenlenen raporda, davalının kendi hızını, yolun durumuna göre ayarlamasının kazada etkili olduğu belirlenmiştir. Adli Tıp raporunda ise yol durumu, davalının aracının 14 metrekarelik fren izi karşısında mevcut hızı olayın oluş şekli irdelenmeden salt davalının beyanı esas alınarak kusur belirlenmiştir.

(818 S. K. m. 41, 47, 49) (2918 S. K. m. 52)

Dava: Davacılar Veli D. ve arkadaşları vekili Avukat Cemalettin Şık tarafından, davalılar EGO İşl. Genel Müdürlüğü ve İsmail D. aleyhine 18.7.1988 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20.11.1989 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Karar: Dava, trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalıların olayda kusursuz oldukları belirtilerek dava reddedilmiştir.

Davalıların sürücü ve işleteni oldukları belediye otobüsü, şehir içinde seyrettiği sırada, karşı yönden gelen ve plakası tespit edilemeyen bir aracın izlemesi gereken şeritten çıkması üzerine, davalı sürücünün 14 metre fren yaptıktan sonra direksiyonu sağa kırdığı ve yoldan çıkarak bankete savrulduğu ve banket üzerindeki yayaya çarparak ölümüne neden olduğu dosyadaki bilgilerden anlaşılmaktadır.

Olayla ilgili düzenlenen 11.4.1988 tarihli kaza tutanağında davalı sürücü İsmail D.'in "olay yerinin özelliğini gözetmeden meskûn mahal ve hafif virajlı bir kesim oluşunu dikkate almadan taşıtını ani tehlikelere karşı her an duruşa geçirebilecek şekilde seyretmesi gerekirken aksine hareketle, karşıdan gelen bir araçtan sağa doğru kaçmak istediği esnada sağ bankette duran yayaya 14 metre fren yaptıktan sonra çarpması olayında 2918 sayılı Trafik Yasası'nın 52/b maddesini ihlal ettiği" belirtilmiştir. Yine hazırlık aşamasında düzenlenen 12.4.1988 tarihli bilirkişi raporunda <davalı sürücü İsmail Deniz'in kendi seyir hızını yolun geometrik yapısına göre ayarlamamasının kazayı hazırlayan birinci faktör olduğu ve Trafik Yasası'nın 52/b maddesini ihlal suretiyle 8/8 kusurlu olduğu> tespit edilmiştir. Ceza yargılaması sırasında olay yerinde keşif uygulanmamış dosya üzerinden Adli Tıp Raporu aldırılmıştır. 23.9.1988 günlü Adli Tıp raporunda <İsmail D.'in karşı yönden gelen araç nedeniyle sağa kaçtığından bu aracın İsmail D.'in aracını ne kadar sıkıştırdığı hakkında bir veri olmadığına göre, durum sanık lehine mütalaa edilerek kusursuz olduğu kanaatine varıldığı> açıklanmıştır. Bu son rapor esas alınarak davalı, ceza mahkemesinde beraat etmiş, karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.

Eldeki davada ise; davacı tarafın olay yerinde keşif yapılarak yeniden kusur araştırılması yapılması talebi hakkında bir işlem ve kusur yönünden bir araştırma yapılmadan ceza dosyasındaki Adli Tıp raporu esas alınarak dava reddedilmiştir.

Ceza Mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve oranının belirlenmesi açısından hukuk hakimini bağlamaz. Gerek trafik kaza tutanağı, gerekse hazırlıkta olay yeri görülerek düzenlenen raporda, davalının <kendi hızını, yolun durumuna göre ayarlamasının kazada etkili olduğu> belirlenmiştir. Adli Tıp raporunda ise yol durumu, davalının aracının 14 metrekarelik fren izi karşısında mevcut hızı olayın oluş şekli irdelenmeden salt davalının beyanı esas alınarak kusur belirlenmiştir. Mahkemece dosyadaki bu çelişkili raporlar karşısında yerinde gerekli inceleme ve keşif yapılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve uzman bilirkişilerden alınacak rapora göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
haksız fiilden doğan zarar ACİL!!! rudy baylor Meslektaşların Soruları 2 21-12-2009 13:28
Haksız eylemden doğan davalar ve iş mahkemesinin görev sahası... sibel19 Meslektaşların Soruları 3 05-12-2009 16:23
Haksız eylemden doğan davalar ve iş mahkemesinin görev sahası... sibel19 Meslektaşların Soruları 0 04-12-2009 12:03
İşverence iş akdinin haksız şekilde feshi neticesinde çalışamamadan doğan zarar johnross Meslektaşların Soruları 1 23-06-2007 11:26
Haksız Fiilden Dolayı Manevi Taz.Davasında Takas Def-i Veya... AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 0 12-12-2004 13:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05943894 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.