Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Avukatlık Anıları

Yanıt
Old 16-08-2011, 22:07   #181
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Müvekkil mi, pire mi anlamadım. Zıp zıp, zıplıyor.

Mevzu bahis haksız tahrikse gerisi teferruattır Pirelerin çizgi filmlerdeki gibi zıpladığı kanıtlandı mı

Alıntı:

O zaman şu 7'yi (2+2=7) 6 yapmaya ne dersin Üstadım Bak iyi şeyler de oluyor demek ki...

Ömer bey Ömer bey, 7 en azından uğurlu sayım, 6 daha anlamsız)
Old 17-08-2011, 11:12   #182
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Zeytinn
Mevzu bahis haksız tahrikse gerisi teferruattır Pirelerin çizgi filmlerdeki gibi zıpladığı kanıtlandı mı




Bay Murphy'e göre kanıtlanmadı.
Old 17-08-2011, 11:22   #183
ElifŞimşek

 
Varsayılan

2+2 nin 7 yapmasıda birşey. Ya bir gün 2+2=3 falan olacak olursa
Old 08-01-2012, 00:48   #184
suskun_juliette

 
Varsayılan

Anlatacağım olay, bu dünyada eminim hiçbir avukatın başına gelmemiştir. Durum,uyanık avukat oluşumun bir anda kaosa dönüşmesinden ibarettir.

İki borçlunun bulunduğu bir dosyadan hacze gidiyorum, diğeri kefil olduğunu iddia ediyor. Sorunlarını çözmeleri için o günlük işlem yapmayıp ayrılıyorum, iki ay geçiyor ses seda yok. Yeniden aynı kişiye hacze gidiyorum; çünkü diğerinin tebligatı iade olmuş. Ancak birinci borçlu ısrarla asıl borçlunun tebligatı bilerek almadığını söylüyor. Durumu öğrenmek, beyanını doğrulamak ve eğer borçlu oradaysa elden tebliğ etmek için harekete geçiyoruz Yerini göstermesini istiyoruz, araca alıp halihazırda mahale yakın olan diğer borçlunun yanına gidiyoruz. Kefil olduğunu söyleyen borçluya araçtan inmemesi gerektiğini bildirip bu kez kapıyı çalıyoruz. Biri çıkıyor ve tanımadığını,kendilerine bu kişiyle ilgili çok kağıt geldiğini söylüyor.Güya 5 ay önce yeni taşınmışlar, bilgileri yokmuş. Araca gidip tekrar soruyorum, kefil ısrarla bu o kişi diyor. Avukatın kafa iyice karışıyor haliyle, in o zaman neden inkâr ediyor,sor diyoruz.Ne oluyorsa o an oluyor İnkârcı iri kıyım asıl borçlu, çelimsiz halsiz kefile saldırıyor demir sopayla.Kefil de orada karşı atağa geçmiş. Yanımızda gelen Kefil meğer bıçakla gelmiş, nereden bileceğiz. Aralarında bir husumettir gitmekteymiş. Bir arbede, anında sekiz dokuz kişi peyda oluyor. Bizimki tabanları yağlıyor, semtin çıkışları kapatılıyor, çıkamıyoruz. Israrla araçta arıyorlar,arkada oturan ben ön taraftan sarkan iri kıyım asıl borçluyla yüzyüzeyim,arada birkaç santim varKapıyı açıp bana saldıracakken şoför aniden kapıyı kilitliyor. Sonra bizim bu durumu öngöremeyeceğimizi,bize yalan beyanda bulunmasaydı borçlunun araçtan inmeyeceğini anlatıyoruz. İkna olup bizi salıyorlarİki gün sonra da TK. md 21'e göre ödeme emri gönderilmesi talebinde bulundum)

Not: asıl borçlunun 87 ayrı suçtan sabıkası varmış
Not-2:Hacze gittiğimiz yer en belalı bölgeydi
Old 08-01-2012, 01:04   #185
suskun_juliette

 
Varsayılan

Bursa'nın Gürsu ilçesinde, kayalıkların dibinde kurulmuş bir köy sakinine hacze gidiyoruz. Kahveye sorduğumuzda tarlada olduğu söyleniyor.Borçluyu telefonla aratıp gelmesini söylüyoruz. O sırada köy kahvesinde başta bizi yadırgayan, bizi derin sükutlarını aniden bölen bed bir çığlık gibi gören köylüler, birlikte içtiğimiz sıcak çayla buzları eritiyor.Sohbet koyulaşmışken uzaktan görünüyor M.E Bey. Sanki misafiri gelmişçesine ağız dolusu gülerek, toprak kalıntılarının mesken eylediği nasırlı eliyle sıkıyor elimizi.Gülümsüyorum,onun arı insanlığını izliyorum.Bir gözü kör,diğeriyle dünyayı gözlemlemeye, anlamaya çalışıyor. Borcunu söylediğimizde bir ihmale denk geldiğini bildiriyor, bir kahkaha atıyor,yaramazlığıyla övünen bir çocuk gibi.Sonrasında taahhüdünü alıyoruz. Ödemezsem hapse atarsınız değil mi beni, artık devlet beni konuk eder deyip o halini bile şakaya vuruyor.Bu hali pişkinliğinden değil,çok fazla hacze giden, günde elli tane borçluyla görüşen ben bunu apaçık görebiliyorum. Yılmıyor M. E Bey. Yüksünmüyor, üzülmüyor insan oluşundan. Elleriyle avuçlamış doğanın bütün bereketini,gam yüreğine girmiyor. Kabullenmeyi biliyor, mücadele isteği yoğun,ilkel bir yaşamsal içgüdüyle tutunuyor hayata. Unutulmuş bir köyde,unutulacak bir insan belki de. Fakat bende derin düşünceler uyandırıyor. Ve M.E Bey konuşurken "Sen" diye hitap ediyor, normalde kızar ve uyarırım. Ancak onun doğa ananın bir çocuğu olduğunu gördüğümden ses etmiyorum. M. E Bey düzenli ödüyor sağolsun.)Şuan için hakkındaki iyi düşüncelerim devam ediyor
Old 08-01-2012, 01:10   #186
suskun_juliette

 
Varsayılan

Saat sabah 07:35 metrodan iniyorum, işyerime geçeceğim. İstasyonda bir afiş. "Bir sanatçının anıları, HACİZKAR kitabı çıktı!" yazıyor. Allah Allah sanatçının hacizle ne işi ola derken afişe bir daha bakıyorum.HİCAZKAR yazıyormuşO ay çok fazla hacze çıktığımdan algıda seçicilik söz konusu olmuştuHalen gülerim.
Old 07-02-2012, 15:39   #187
GECE

 
Varsayılan

ceza davası duruşması, hakim karar verecek. sanık müvekkile "son sözü" sorulur. sanık: "ben mahsumum hakim bey, suç subuta ermiştir" der. önce bir sessizlik, sonra hakimler arası bir kıkırdaşma. müvekkil yerine oturur, ben "niye suç subuta ermiştir" diyorsunuz diye kızınca "avukat hanım filimlerde öyle söyleniyor ya"
Old 07-02-2012, 17:54   #188
av_ispir

 
Varsayılan

Ortaklığın giderilmesi davası. Davacı vekiliyim. Davalı ise 65 yaşında bir amca. Hakime hanım ne diyorsun davaya dedi. Amcam çok dolmuş, "bize bir haber verselerdi, neden dava açmışlar, biz onlara bir şey mi dedik, hiçbir sıkıntı yokken dava mı açılırmış gibi sıralıyor. Hakime hanım sordu "peki nasıl olacaktı" amcam cevap verdi "hakime hanım bir telefon bile açmadı avukat bey bana" hakime hanım bana döndü avukat bey neden haber vermiyorsunuz amcaya? mecburen cevap verdim "herkesten özür dilerim bir dahaki sefere önce telefonla ararız bu sefer yaptık bir hata"))
Old 07-02-2012, 18:28   #189
üye31284

 
Varsayılan

Sürekli komplo teorileri üreten bir müvekkilim var. Her aldığım davasında beni çileden çıkartmayı başarıyor. Aslında insafsız bir insan olsam ondan bana daha çok iş çıkar ama ben kontrolü kaybetmiyorum. Yoksa aleyhine dava açmadığımız kişi, makam kalmayacak.

Dosyalarından birinde, mahkeme görüş almak üzere dosyayı öğretim görevlisine göndermişti. Gelen raporu gören müvekkil öğretim görevlisinin davalılar tarafından satın alındığını, davalıların nufuzlu olduğunu, öğretim görevlisine dava açmamızı talep etmişti.

Dava karmaşık bir miras davasıydı ve öğretim görevlisi hata yapmış olsa bile müvekkilimin bunu anlamasına imkan yoktu.

Ne var ki öğretim görevlisi gerçekten hesaplamalarda ciddi hatalar yapmıştı. Yalnız bu hatalar müvekkilim aleyhine değil oldukça lehine olan hatalardı.

Komplo teorilerine ve müvekkillere dikkat edelim diyorum.
Old 09-02-2012, 21:44   #190
suskun_juliette

 
Varsayılan

Borçlu beni arıyor.Avukat hanım benim maaşımdan kesinti yapılıyor, herhalde sizin dosyadan diyor.Bizde zırnık ödeme yok.Başka dosyan vardı,ondandır diyorum,işyerini arayıp öğrenirim diyorum.İki gün geçiyor,arıyor.Avukat hanım,ben pusuya yattım,bekliyorum,benim maaşımdan hep kesiliyor,nereye gidiyor?!))Yarılmamı telefonu kapadıktan hemen sonra başlatıyorum.
Old 09-02-2012, 21:45   #191
suskun_juliette

 
Varsayılan

Borçluyu arıyorum diyalog şöyle:
B: Merhabalar, ben Av. Elif Türk
-Ne? Digitürk mü?
O esnada kahkaha patlatacakken son anda toparlıyorum.
Old 09-02-2012, 21:47   #192
suskun_juliette

 
Varsayılan

Hacizde evine gittiğim, ama orada bulamadığım borçlum;işyerine geliyoruz dediğimde dışardayım deyip banka hesap no istedi güya para yatıracakmış,yine de direksiyonu kırıp işyerine gittiğimizde oradaydı!Sonra hesap sorunca ben daha çıkamadım dedi.Tabi,sütten çıkmış ak kaşık seni
Old 09-02-2012, 21:50   #193
suskun_juliette

 
Varsayılan

Hacizdeyim.Borçlunun babası ve borçlu bana yükleniyor.Tehditlerin bini bir para.Bende tık yok, çiçekle karşılanmayı zaten beklemiyorum.Derken icra memuru dayanamıyor, ayağa fırlıyor."Susun,ben icra memuruyum.Burda avukatın sözü geçmez,benim sözüm geçer!"İçimden neyse derken,birkaç dakika sonra dönüp aynen şöyle diyor:"Avukat hanım,ne yapalım derseniz,talebiniz ne olursa ona göre davranacağım."Oldu mu şimdi?Hani benim sözüm geçmezdi?
Old 10-02-2012, 09:12   #194
Av. Gülgün

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan suskun_juliette
Hacizdeyim.Borçlunun babası ve borçlu bana yükleniyor.Tehditlerin bini bir para.Bende tık yok, çiçekle karşılanmayı zaten beklemiyorum.Derken icra memuru dayanamıyor, ayağa fırlıyor."Susun,ben icra memuruyum.Burda avukatın sözü geçmez,benim sözüm geçer!"İçimden neyse derken,birkaç dakika sonra dönüp aynen şöyle diyor:"Avukat hanım,ne yapalım derseniz,talebiniz ne olursa ona göre davranacağım."Oldu mu şimdi?Hani benim sözüm geçmezdi?

Sizinki de evde son sözü ben söylerim diyen kazak erkeğin fıkrasına benzemiş: Sen bilirsin karıcığım, nasıl istersen.
Old 10-02-2012, 11:29   #195
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Gülgün
Sizinki de evde son sözü ben söylerim diyen kazak erkeğin fıkrasına benzemiş: Sen bilirsin karıcığım, nasıl istersen.



Bak bunu öğrendiğim iyi oldu.
Old 10-02-2012, 11:30   #196
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan suskun_juliette
Borçluyu arıyorum diyalog şöyle:
B: Merhabalar, ben Av. Elif Türk
-Ne? Digitürk mü?
O esnada kahkaha patlatacakken son anda toparlıyorum.



"-Hayır, D-Smart", deseydiniz.
Old 11-02-2012, 13:32   #197
av.zeynel

 
Varsayılan

emekliliği çoktan haketmiş ama coluk cocuk okuyor emekli olupta ne yapacam diye hakimlik mesleğini icra etmede ısrarlı hakim bey reis izinli olunca kıdemınden dolayı agır ceza durusmalarına başkan olarak cıkmıstı. tanık çağrıldı. sanıkla yakınlığı olup olmadığı sorulduğuında bayan tanık ben sanığın karısıyum hakim bey dedi. birden reis vekilimiz ayaga kalkarak " sanığın eşi olduğuna allahın ve namusun üzerine yemin edermisin" diye sorunca salonda meslektaslar arasında gülüşmler.... kadıncağızın "yemin ederim hakım bey dört cocuğum var kendisinden" cevabı ıse kahkahalara neden olmustu.
Old 14-02-2012, 13:24   #198
Av.Muhammet Aydın

 
Varsayılan hakime hanım kuradan gelmiş;

İlçemize kur'adan gelen hakime hanım yeni başladığı günlerde davalı vekiliyiz.Mahkeme istihkak davası,davacı yan tanık diye davacı şirketin%80 hisse sahibi ve tek yetkili müdürünü delil listesine tanık olarak yazmış ve yanında getirmiş. Dava başlayınca delil listesi tarafımza sunuldu okuduk,bu sırada tanık huzuzra çoktan alındı.Bizde hemen itirazımızı sunmak için;
Hakime hanım bahse konu kişi davacı asilin ta kendisi tanık olması mümkün değil.
hakime hanım;avukat bey davacı şirket, oysa bu vatandaş.deyince
bizde cevaben; hakime hanım davamız boşama değil davacı tabiki şirket olabilir ancak dosya içindeki vekalete bakarsanız vekaleti veren kişi huzurdaki tanık olan kişidir, diyoruz.
hakime hanım devam eder; davacı ve davalı ile akrabalığın var mı?
cevap : hayır yok. (tabi bu sırada beyanım tutanağa geçsin,zaten şahsın tanık sıfatıyla vereceği hiç br beyan aleyhimize olamayacağından,taraf isticvabı gibi lehmize bir beyan alırız umuduyla fazla ısrar etmiyorum.)
Hakime hanım Bu sırada bize dönerek;Avukat bey vatandaş gelmiş dinleyelim.Doğru söyleyeceğine allahın...deyince
Bunun üzerine son bir hamleye bende; "Hakime hanım dinleyeceğiz bari yemin ettirmeyelim" demişsemde cevap aynen şöyle olmuştur.
Avukat bey artık ayağa kalktık,kalkmışken bir yemin ettirelim,öyle otururuz.
Tekrar tanığa dönerek;Davacı ve davalı ile akrabalığın var mı?
Cevap:yok.
OZAMAN, DOĞRU SÖYLEYECEĞİNE ALLAHIN NAMUSUN ÜZERİNE YEMİN EDERMİSİN ?
Cevap kesin ve nettir:YEMİN EDERİM...
Old 18-02-2012, 19:41   #199
suskun_juliette

 
Varsayılan

Borçlum beni arıyor.
Aynen aktarıyorum:
B- Elif hanım ben dosyayı kapattım.
A-Evet gördüm. B hanım, geçmiş olsun.
B-Bitti mi şimdi her şey? Sen beni artık arayıp durup yemeyeceksin değil mi?
A-Uzun bir kahkaha. Yok yemeyeceğim, bu kadardı.
Old 22-02-2012, 02:42   #200
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Hiç unutmam, yıl 2005, staj eğitim merkezinde bir üstadımız bize şu lafı ederek başlamıştı derse; ‘‘Arkadaşlar sakın unutmayın, en büyük düşmanınız müvekkilleriniz olacaktır.'' O yıllarda bilemedim aslında meslektaşların da düşman olabileceğini..
Bu sabah ceza evine gittim, dört duvar üstüme üstüme geliyordu, görmek için gittiğim müvekkilimin bir akrabası ile günler önce tatsız bir görüşme yapmıştım. Hakaret işittim işin esası..
Günlerdir huzursuzdum, bu dosyayı bu kırgınlıkla yürütebilir miyim? yürütemez miyim? bunun muhasebesi beni gecelerce yordu. Çocuk durumu telefonda ablasından öğrenmiş, ''neden geldiğinizi biliyorum avukat hanım, dosyamı bırakmak isterseniz anlarım, haklısınız, size söylenenler hiç hoş değil, üstelik ablamlar da kızmışlar o akrabamıza ama sonuç bu, buradan etki etmem, değiştirmem imkansız dört duvar arasındayım işte, yapabilirim derseniz ben o avukatla değil sizinle çalışmak istiyorum.'' ''Yapamam'' dedim. Ses çıkarmadı.
Neden kaynaklandı bu tatsızlık? Bir meslektaşımızın dosyayı kapma hırsıyla beni karalamasından. Üstelik o meslektaş birkaç ay önce beni arayıp ''avukat hanım bize vekalet verecekler siz tutukluluğa itiraz edecek iseniz biz boşuna yorulmayalım'' demişti. Yorulmak olarak görüyordu tutukluluğa itirazı, benim eksik, yanlış yapabileceğim bir şey olabiliri düşünmüyordu (öyle ya bilgi ve tecrübem var mı yok mu, bunu bilmiyordu ki). Ben o'nu karalamamak için bunu müvekkile ve akrabalarına söylemedim hiç, ne olduysa bana dosyayı benim yürütmeme karar vermişlerdi ve 3 aydır dosyayı ben yürütüyordum. Sonra ne olduysa geçen hafta itibariyle ben kötü olmuştum o avukat iyi

Bugün cezaevinde anladım nedenini, çocuk diğer avukatın kendisine söylediklerini anlatıyordu bana;
'' 30 yıllık avukatmış, hemen ilk celsede çıkarırım demiş size hakaret eden akrabamıza, 'zaten senin avukatını ben tanımıyorum İstanbul'da böyle bir avukat yok sizi kandırmış, ben 30 yıldır ağır ceza avukatlığı yapıyorum, toplasan benim gibi 2-3 avukat var' dedi, ben inanmadım, ama şimdi size de beni savunmaya devam edin demeye yüzüm yok.''
‘‘Senin suçun yok’’ dedim ve istifa edeceğimi bildirip çıktım.
İşittiğim o kadar hakaret incitmemiş beni bugün fark ettim, incinmek bugün o meslektaşın arkamdan ettiği sözleri duymakmış. Ben bunları hak edecek ne yapmış olabilirdim ismini bile (hala) bilmediğim bir meslektaşıma..
Bu arada suç: tecavüz, çocuk 19 yaşında, kızın yaşı 14 ve ciddi anlamda aleyhe beyanları olan 2 tanık ve rapor dosyada mevcut ve kız, şüpheli çocuğun ailesinin şikayeti geri çekmek için baskı kurduğunu söylemiş bilahare. Bu dosyada ilk celsede tahliye alabilecek bir baba yiğit varsa ben hukuk fakültesini boşuna okumuşum, boşuna yüksek lisans yapmışım, boşuna ceza hukuku üzerine tez yazıyorum, ben hiç bir halt değilmişim diye geçirdim içimden.

O upuzun koridoru ağır ağır yürürken şunu düşündüm 30 yıllık meslek hayatı meslektaşımıza ''meslek etiği''ni, tahmini 50 kadar yıllık bir yaşam ''insan'' lığı öğretememiş. Yazık.

not: Sakın yanlış anlaşılmasın o akraba ile ihtilafa düşmemizin nedeni başka bir avukatın davaya dahil olmasına itiraz etmem ya da vekalet ücretinin hesabını yapmam değildir, ben zaten vekalet ücretimi aylar önce peşinen aldım, hem de bugün o kendini İstanbul'un 2-3 tane kıymetli avukatlarından biri sayan avukata ödeyeceklerinden çok daha fazlasını aldım. Sorun akrabanın kendini, haddini, lafını bilmez biri olmasından kaynaklandı.

Şimdi bu anının bizi ilgilendiren tarafı ne derseniz, şunu derim; aramızda stajyer arkadaşlarımız var, hukuk öğrencisi kardeşlerimiz var; yapmayın, lütfen kimsenin işine, ekmeğine, kişiliğine saldırmayın, saldırılmasına neden olacak zemini hazırlamayın. İnsan öteki dünyaya giderken ‘‘ ah’’ atmamalı heybesine.

Bu da böyle tatsız bir anımdım.
Old 22-02-2012, 09:28   #201
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Yasemin Akyol
'zaten senin avukatını ben tanımıyorum İstanbul'da böyle bir avukat yok sizi kandırmış, ben 30 yıldır ağır ceza avukatlığı yapıyorum, toplasan benim gibi 2-3 avukat var' dedi, .
Öncelikle sabır dilerim.

Bu sözler nedeniyle baroya şikayette bulunmanız gerekir. Şikayette bulunmanız gerekir çünkü mesleğimizin buna ihtiyacı var. Bu sizin kişisel sorununuz değil, mesleğimizin illeti haline geldi.

Avukatlık Meslek Kuralları
Madde 8- Avukat kendine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinir.
Madde 11- Avukat, Türkiye Barolar Birliğince kabul olunan meslek dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır.
Madde 26- Hiçbir avukat, bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikayetlerin mercii yalnız barolardır.
Madde 27- Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez.

Ayrıca sözü edilen meslektaşımız size yazı ile bilgi verdi mi? Vermedi ise bu eylem de ayrı bir şikayet konusu olmalı.
Madde 39- İş sahibi anlaşmayı yaptığı avukattan sonra ikinci bir avukata da vekalet vermek isterse ikinci avukat işi kabul etmeden önce ilk vekalet verilen avukata yazıyla bilgi vermelidir.

Sizin avukatlık anınız bizim de avukatlık anımız oldu. Paylaştığınız için teşekkür ederiz. Baro ile de paylaşmalısınız diye ısrar ediyorum.

Saygılarımla
Old 22-02-2012, 09:40   #202
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Yasemin Akyol
Hiç unutmam, yıl 2005, staj eğitim merkezinde bir üstadımız bize şu lafı ederek başlamıştı derse; ‘‘Arkadaşlar sakın unutmayın, en büyük düşmanınız müvekkilleriniz olacaktır.'' O yıllarda bilemedim aslında meslektaşların da düşman olabileceğini..
Bu sabah ceza evine gittim, dört duvar üstüme üstüme geliyordu, görmek için gittiğim müvekkilimin bir akrabası ile günler önce tatsız bir görüşme yapmıştım. Hakaret işittim işin esası..
Günlerdir huzursuzdum, bu dosyayı bu kırgınlıkla yürütebilir miyim? yürütemez miyim? bunun muhasebesi beni gecelerce yordu. Çocuk durumu telefonda ablasından öğrenmiş, ''neden geldiğinizi biliyorum avukat hanım, dosyamı bırakmak isterseniz anlarım, haklısınız, size söylenenler hiç hoş değil, üstelik ablamlar da kızmışlar o akrabamıza ama sonuç bu, buradan etki etmem, değiştirmem imkansız dört duvar arasındayım işte, yapabilirim derseniz ben o avukatla değil sizinle çalışmak istiyorum.'' ''Yapamam'' dedim. Ses çıkarmadı.
Neden kaynaklandı bu tatsızlık? Bir meslektaşımızın dosyayı kapma hırsıyla beni karalamasından. Üstelik o meslektaş birkaç ay önce beni arayıp ''avukat hanım bize vekalet verecekler siz tutukluluğa itiraz edecek iseniz biz boşuna yorulmayalım'' demişti. Yorulmak olarak görüyordu tutukluluğa itirazı, benim eksik, yanlış yapabileceğim bir şey olabiliri düşünmüyordu (öyle ya bilgi ve tecrübem var mı yok mu, bunu bilmiyordu ki). Ben o'nu karalamamak için bunu müvekkile ve akrabalarına söylemedim hiç, ne olduysa bana dosyayı benim yürütmeme karar vermişlerdi ve 3 aydır dosyayı ben yürütüyordum. Sonra ne olduysa geçen hafta itibariyle ben kötü olmuştum o avukat iyi

Bugün cezaevinde anladım nedenini, çocuk diğer avukatın kendisine söylediklerini anlatıyordu bana;
'' 30 yıllık avukatmış, hemen ilk celsede çıkarırım demiş size hakaret eden akrabamıza, 'zaten senin avukatını ben tanımıyorum İstanbul'da böyle bir avukat yok sizi kandırmış, ben 30 yıldır ağır ceza avukatlığı yapıyorum, toplasan benim gibi 2-3 avukat var' dedi, ben inanmadım, ama şimdi size de beni savunmaya devam edin demeye yüzüm yok.''
‘‘Senin suçun yok’’ dedim ve istifa edeceğimi bildirip çıktım.
İşittiğim o kadar hakaret incitmemiş beni bugün fark ettim, incinmek bugün o meslektaşın arkamdan ettiği sözleri duymakmış. Ben bunları hak edecek ne yapmış olabilirdim ismini bile (hala) bilmediğim bir meslektaşıma..
Bu arada suç: tecavüz, çocuk 19 yaşında, kızın yaşı 14 ve ciddi anlamda aleyhe beyanları olan 2 tanık ve rapor dosyada mevcut ve kız, şüpheli çocuğun ailesinin şikayeti geri çekmek için baskı kurduğunu söylemiş bilahare. Bu dosyada ilk celsede tahliye alabilecek bir baba yiğit varsa ben hukuk fakültesini boşuna okumuşum, boşuna yüksek lisans yapmışım, boşuna ceza hukuku üzerine tez yazıyorum, ben hiç bir halt değilmişim diye geçirdim içimden.

O upuzun koridoru ağır ağır yürürken şunu düşündüm 30 yıllık meslek hayatı meslektaşımıza ''meslek etiği''ni, tahmini 50 kadar yıllık bir yaşam ''insan'' lığı öğretememiş. Yazık.

not: Sakın yanlış anlaşılmasın o akraba ile ihtilafa düşmemizin nedeni başka bir avukatın davaya dahil olmasına itiraz etmem ya da vekalet ücretinin hesabını yapmam değildir, ben zaten vekalet ücretimi aylar önce peşinen aldım, hem de bugün o kendini İstanbul'un 2-3 tane kıymetli avukatlarından biri sayan avukata ödeyeceklerinden çok daha fazlasını aldım. Sorun akrabanın kendini, haddini, lafını bilmez biri olmasından kaynaklandı.

Şimdi bu anının bizi ilgilendiren tarafı ne derseniz, şunu derim; aramızda stajyer arkadaşlarımız var, hukuk öğrencisi kardeşlerimiz var; yapmayın, lütfen kimsenin işine, ekmeğine, kişiliğine saldırmayın, saldırılmasına neden olacak zemini hazırlamayın. İnsan öteki dünyaya giderken ‘‘ ah’’ atmamalı heybesine.

Bu da böyle tatsız bir anımdım.

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Öncelikle sabır dilerim.

Bu sözler nedeniyle baroya şikayette bulunmanız gerekir. Şikayette bulunmanız gerekir çünkü mesleğimizin buna ihtiyacı var. Bu sizin kişisel sorununuz değil, mesleğimizin illeti haline geldi.

Avukatlık Meslek Kuralları
Madde 8- Avukat kendine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinir.
Madde 11- Avukat, Türkiye Barolar Birliğince kabul olunan meslek dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır.
Madde 26- Hiçbir avukat, bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikayetlerin mercii yalnız barolardır.
Madde 27- Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez.

Ayrıca sözü edilen meslektaşımız size yazı ile bilgi verdi mi? Vermedi ise bu eylem de ayrı bir şikayet konusu olmalı.
Madde 39- İş sahibi anlaşmayı yaptığı avukattan sonra ikinci bir avukata da vekalet vermek isterse ikinci avukat işi kabul etmeden önce ilk vekalet verilen avukata yazıyla bilgi vermelidir.

Sizin avukatlık anınız bizim de avukatlık anımız oldu. Paylaştığınız için teşekkür ederiz. Baro ile de paylaşmalısınız diye ısrar ediyorum.

Saygılarımla

Sözü geçen avukatın şikayet edilmesi düşüncesine katılmıyorum. Sayın Akyol, diğer avukattan bunları doğrudan duymamış; kanıtlaması gerekse, zaten "hakaret" nedeniyle arası açık olması olası o "müvekkilinin akrabası" tanıklık yapmaz. Üstelik bir kişinin tanıklığı ile de sonuca varılamaz. Müvekkillerin, müvekkil yakınlarının, kısacası başkalarının lafı ile meslektaşlarımız hakkında yargıya varmayalım derim.
Old 22-02-2012, 11:21   #203
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Öncelikle sabır dilerim.

Bu sözler nedeniyle baroya şikayette bulunmanız gerekir. Şikayette bulunmanız gerekir çünkü mesleğimizin buna ihtiyacı var. Bu sizin kişisel sorununuz değil, mesleğimizin illeti haline geldi.

Avukatlık Meslek Kuralları
Madde 8- Avukat kendine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinir.
Madde 11- Avukat, Türkiye Barolar Birliğince kabul olunan meslek dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır.
Madde 26- Hiçbir avukat, bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikayetlerin mercii yalnız barolardır.
Madde 27- Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez.

Ayrıca sözü edilen meslektaşımız size yazı ile bilgi verdi mi? Vermedi ise bu eylem de ayrı bir şikayet konusu olmalı.
Madde 39- İş sahibi anlaşmayı yaptığı avukattan sonra ikinci bir avukata da vekalet vermek isterse ikinci avukat işi kabul etmeden önce ilk vekalet verilen avukata yazıyla bilgi vermelidir.

Sizin avukatlık anınız bizim de avukatlık anımız oldu. Paylaştığınız için teşekkür ederiz. Baro ile de paylaşmalısınız diye ısrar ediyorum.

Saygılarımla

Sayin Konyali, paylasiminiz, desteginiz ve oneriniz icin tesekkurler, avukatlik kanununu da iyi bilirim, sikayet etmeyi elbette dusundum ama muvekkil bana taniklik etmez endisesi tasiyorum zira ben istifa ettigime gore cocuk o avukatin savunmasina muhtac.. diger akraba hic etmez ..
2. Nokta, meslektasimiz benden olur almadan dosyaya vekalet koymadi, muvekkilin akrabasina tahminimce iste " olur mu boyle is, nasil kac aydir cikaramiyor cocugu (yargilamaya yeni baslandi bu arada ilk celse bile gorulmedi ) ben coktan almistim o cocugu icerden vs " gibi cumlelerle kendini yuceltmek adina beni karalamistir.

not: zaten ilk gunden beri o akraba benim tanidigimla calisalim diye israr edip duruyormus, muvekkile ve ailesine ama aile benimle calismayi tercih etmisti o avukatla neden anlasmadilar ne oldu ne bitti hic bir fikrim yok. Avukat arkadasi olan akrabasinin ustune oynadi ve deyim yerinde ise ustume saldirtti. Boylelikle istifa ettigime gore aile onunla calisacakti ki gelinen nokta da budur.

Muvekkil istemese de ben o gun yasadigimdan sonra devam edemezdim dosyaya.. ama ismini dosyadan ogrenip aramak ve kinamak istiyorum ama cok af buyurunuz ki ben bu tur insanlarin yuzlerinin kizaracagini hic sanmam, aradigim vakte yazik olur.

Sevgi ve saygilarimla..
Old 22-02-2012, 11:28   #204
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sözü geçen avukatın şikayet edilmesi düşüncesine katılmıyorum. Sayın Akyol, diğer avukattan bunları doğrudan duymamış; kanıtlaması gerekse, zaten "hakaret" nedeniyle arası açık olması olası o "müvekkilinin akrabası" tanıklık yapmaz. Üstelik bir kişinin tanıklığı ile de sonuca varılamaz. Müvekkillerin, müvekkil yakınlarının, kısacası başkalarının lafı ile meslektaşlarımız hakkında yargıya varmayalım derim.


Sayin Aladag, sikayet etmeyi dusunmuyorum, aynen belirttiginiz nedenlerden oturu. Meslektasimizi baskalarinin lafiyla yargilamayalim elbette haklisiniz.
Tesekkurler oneriniz icin.
Old 22-02-2012, 12:23   #205
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Yasemin Akyol
'' 30 yıllık avukatmış, hemen ilk celsede çıkarırım demiş size hakaret eden akrabamıza, 'zaten senin avukatını ben tanımıyorum İstanbul'da böyle bir avukat yok sizi kandırmış, ben 30 yıldır ağır ceza avukatlığı yapıyorum, toplasan benim gibi 2-3 avukat var' dedi, ben inanmadım, ama şimdi size de beni savunmaya devam edin demeye yüzüm yok.''
.

Geçmiş olsun. Ben böyle bir avukat tanıyorum. Özel mesajla sizden ismini rica edeceğim. Bizden önce tutuklu müvekkile "2 günde seni çıkarırım" deyip, 1 inci duruşmada dahi çıkaramamış bir meslektaş...Biz vekalet alarak 2 inci duruşmaya çıktık. İki ceza dairesi bir de hukuk dairesi kararı sunarak "suç vasfının değişme ihtimaline binaen" tahliye talep ettik, aynı gerekçeyle tahliye edildi.

Duruşmaya girerken tutuklu sanık ona "duruşmaya girme" diye bağırmasına rağmen duruşmaya girdi.

Duruşmadan sonra diğer vekile "arkamızdan genç meslektaşlar geliyor" dedi. Yaşımı öğrenince de kem küm etti. Olay 5 sene önce olmuştu. Yine duruşmadan sonra müvekkilin ablasına "Ben dün hakime hanımla konuştum" demiş.

Sonra ne mi oldu? Müvekkilin akrabaları bürosunu basmışlar. Verdikleri parayı zorla almışlar.

Ben THS'de avukatlık hukukuyla ilgili forumlarda bu tür meslektaşların olduğunu bilerek bazı mesajlar yazınca, "muvazzaf dayanışması" gibi ne olursa olsun meslektaşının arkasında olan bazı üyeler bana hakarete varan cümleler kurdular. Bu anınız onlara hediye olsun.
Old 22-02-2012, 12:48   #206
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Geçmiş olsun. Ben böyle bir avukat tanıyorum. Özel mesajla sizden ismini rica edeceğim. Bizden önce tutuklu müvekkile "2 günde seni çıkarırım" deyip, 1 inci duruşmada dahi çıkaramamış bir meslektaş...Biz vekalet alarak 2 inci duruşmaya çıktık. İki ceza dairesi bir de hukuk dairesi kararı sunarak "suç vasfının değişme ihtimaline binaen" tahliye talep ettik, aynı gerekçeyle tahliye edildi.

Duruşmaya girerken tutuklu sanık ona "duruşmaya girme" diye bağırmasına rağmen duruşmaya girdi.

Duruşmadan sonra diğer vekile "arkamızdan genç meslektaşlar geliyor" dedi. Yaşımı öğrenince de kem küm etti. Olay 5 sene önce olmuştu. Yine duruşmadan sonra müvekkilin ablasına "Ben dün hakime hanımla konuştum" demiş.

Sonra ne mi oldu? Müvekkilin akrabaları bürosunu basmışlar. Verdikleri parayı zorla almışlar.

Ben THS'de avukatlık hukukuyla ilgili forumlarda bu tür meslektaşların olduğunu bilerek bazı mesajlar yazınca, "muvazzaf dayanışması" gibi ne olursa olsun meslektaşının arkasında olan bazı üyeler bana hakarete varan cümleler kurdular. Bu anınız onlara hediye olsun.

Sayın Ergin, teşekkür ederim paylaşımınız ve ilginiz için. Tek üzüldüğüm nokta bir meslektaşın müvekkilleri bana karşı doldurarak, bana olan güvenlerini sarsarak, bana ileri geri konuşmalarına neden olmasıdır. Babam ve kardeşim de avukat ve aynı ofiste çalışıyoruz, ben doğu kadınıyım bu olay ofiste duyulur ve çok başka noktalara taşınır endişesi ile ört bas ettim ve o kadar lafı resmen yuttum. Nelere sebep olabileceğini farkında bile değildi.

Çok ağırıma gitti ''hak'' denen bir şey varsa ben helal etmiyorum.

Tekrar yaşanmaması dileğiyle diyeceğim ama üstat, biliyoruz ki yaşanacak

bu arada avukatın ismini bile öğrenmek istemiyorum bu türden ne kadar az insan tanısam o kadar kardır bana
Saygılarımla.
Old 22-02-2012, 12:58   #207
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Sayın Akyol,

Bugün, ülke ve toplumunuzun sorunu mesleklerden ve onların soyut anlam ve ulviyetlerinden öte ve ziyade olarak, "nitelikli insan sorunu"dur. Mesleki kişiliklerin altında özgün kişilikler yatmaktadır... Niteliksizlik her meslek grubunda rastlanılabilir bir durumdur bu açıdan... Bu cümleden bir gadre uğramış olmanıza çok üzüldüm...

Demoralize olarak, bu kötülüğü absorbe etmemek, bilakis dirençli olup, umursamamak, başı dik tutmak; hatta imkan bulunursa insanın içini rahatlatması gerekir. Ortam oluşursa , had bildirici davranış ve sözlerden de kaçınmamalı. Ben kaçınmam şahsen... Zira, iyiler madden ve manen ayakta kalmalı!..
Old 22-02-2012, 13:14   #208
seyitsonmez

 
Varsayılan

Stajyerken Esenler'de fakir bir eve hacze gitmiştim. Mesleğe başlamanın havası ve iş bitirecek olmanın sahte gururu var içimde.

O dönemde rahmetli Kıvırcık Ali'nin "şeref ekmek bulamazken, şerefsiz budu götürdükçe garip anam içim yanıyor" diye türküsü meşhur ve bende çok dinliyorum.

Eve girdim evde kaydadeğer hiçbir şey yok, sadece bir müzik seti var. Zaten evdekilerde garipler sesleri çıkmıyor, bende güya işimi yapacağım ya, aldım müzik setini icra arabasının arka koltuğuna koydum, incelerken pille çalıştığını gördüm, baktım içinde kaset var. Bastım çalıştı ve Kıvırcık Ali'nin "şeref ekmek bulamazken şerefsiz budu götürdükçe garip anam içim yanıyor" türküsü çalmaya başladı ve ben ağladım.
Old 22-02-2012, 13:33   #209
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Yasemin Akyol
Sayın Ergin, teşekkür ederim paylaşımınız ve ilginiz için. Tek üzüldüğüm nokta bir meslektaşın müvekkilleri bana karşı doldurarak, bana olan güvenlerini sarsarak, bana ileri geri konuşmalarına neden olmasıdır. Babam ve kardeşim de avukat ve aynı ofiste çalışıyoruz, ben doğu kadınıyım bu olay ofiste duyulur ve çok başka noktalara taşınır endişesi ile ört bas ettim ve o kadar lafı resmen yuttum. Nelere sebep olabileceğini farkında bile değildi.

Çok ağırıma gitti ''hak'' denen bir şey varsa ben helal etmiyorum.

Tekrar yaşanmaması dileğiyle diyeceğim ama üstat, biliyoruz ki yaşanacak

bu arada avukatın ismini bile öğrenmek istemiyorum bu türden ne kadar az insan tanısam o kadar kardır bana
Saygılarımla.

Öncelikle çok geçmiş olsun.Sanırım bayan olmamız karşımızdakileri daha da cesaretlendiriliyor.

Benzer bir durum benim de başıma geldi.Aynı suçtan dolayı müvekkilin yargılması devam ediyor.
Aynı problemleri yaşadım.

Aslında sakin kalabilmek ,durumu izah edebilmek bazen gerçeği ortaya çıkarıyor.Ama bunu sağlamak her zaman mümkün olmuyor.

Akrabayı dışarı çıkardım.Müvekkille konuştum,anlattım.Şimdi kararını ver dedim.Beni seçersen de sen bana uyacaksın dedim.

Davaya devam ediyorum.
Bazen sonuçlarından korkarak kapatmaya çalıştıklarımız sırasında aldığımız yaralar belki sonunda alabileceğimiz yaralardan daha ağır oluyor.

Bazılarına bayram olmasın diye de dosyadan çekilmedim.
Old 22-02-2012, 14:43   #210
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Davalı vekili olduğum keşifte Davacı asil kendisine yönelttiğim sorulara ilişkin cevap verirken sıkışınca;
-Okudun avukat oldun da ne sanıyorsun kendini, böyle akıl dolu sorular sorup beni sıkıştırınca ne geçti eline? Ben hayat okulundan mezun oldum "Sivri Zekalı!"
Şeklinde öfkeden zıplaya zıplaya söylenmişti. Sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim Gereğini sonra düşünürüm diye tutanağa geçirttim şimdilik bu tavrı "Küt Zekasına" verdiğimden herhangi bir şikayette bulunmadım. Bakalım davamız devam ediyor
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adli Tıp Anıları PINAR YILMAZ Hukuk Sohbetleri 43 14-09-2011 22:11
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları Av. Adil Giray ÇELİK Hukuk Sohbetleri 42 16-10-2009 10:17
Bir Memurun Anıları ertanhukukprogramlari Site Lokali 3 08-12-2007 03:42
Avukatlık mesleğini öğrenebileceğim avukatlık bürosu aramaktayım!!!!!(İstanbul) Kivana Adliye Duvarı 1 25-10-2007 08:33
Avukatlık Kanunu 165'e göre Avukatlık ücretinden müteselsil sorumluluk Av.Ertan Uzunoğlu Meslektaşların Soruları 2 28-12-2006 10:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08091402 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.