Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Evlilik birliği devam ederken tasfiye sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-08-2006, 20:01   #1
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan Evlilik birliği devam ederken tasfiye sorunu

Merhabalar,

Somut olaydan yola çıkarak genel bir soru sormak isterim: Olayda kadın kocası tarafından uzun süreden beridir maddi ve manevi olarak şiddete maruz bırakılmıştır.Şu an itibariyle evden kovulmuş ve ekonomik anlamda yaşamını asgari ölçüde idame ettiremeyecek durumdadır.Koca aleyhine nafaka davası açılmıştır.Kocanın mal ayrılığı rejiminde almış olduğu (aslında eşin de desteğiyle) evin başkasına satılmış olduğunu öğrendik.Kadın boşanma davası açmakta isteksiz ; zira sosyal sigortadan doğan haklarını yitirmek istemiyor.Bu durumda:

1.Evlilik birliği halen devam ettiği halde mal rejiminin tasfiyesi istenebilir mi?
2.Ev için muvazaaya dayalı iptal davası açılabilir mi?
3. Katkı payı talep edilebilir mi?İspat nasıl olacak? (aile konutu şerhi konulmamış)

Teşekkürler
Old 12-08-2006, 21:30   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Evlilik birliği devam ederken mal rejiminin tasfiyesini istemenin tek yolu TMK 206 gereğince mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesinin istenmesi halinde mümkündür. Buna göre böyle bir karar verilir ise TMK 212'ye göre mevcut rejimin tasfiyesi o rejime özgü hükümlere göre yapılacaktır. Edinilmiş Mallara Katılım Rejiminin tasfiyesi esnasında ne elde edebilirseniz onu elde edeceksiniz gibi görünüyor. Aile Konutu şerhi zaten konutun eşlerin müşterek mülkiyetinde olduğunu gösteren bir kanıt değil bence. Bu nedenle olmamasının pek de bir önemi yok aslında. Müvekkilinizin katkısı olmaksızın evin karşı tarafın geliri ile alınamayacağını ispatlamak ve bu şekilde katkı payınızı tespit ettirmek durumundasınız. Bu arada şunu da belirteyim ki 206 ve 212. maddelerle ilgili hiçbir içtihat yok (benim kullandığım programda) Yani pek uygulaması olmayan birşeyden bahsediyoruz ama Kanunda olduğuna göre birileri uygulayacak artık.
Old 13-08-2006, 00:28   #3
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

1- Evlilik birliği devam ederken yasal mal rejiminin, mal ayrılığına mahkeme kararı ile dönüşmesi gerekir, sayın Doğanel'in işaret ettiği gibi MK.206 da ki haklı sebeplerin varlığı gerekir, ancak fiili olarak ayrı yaşamak 206 da zikredilen haklı sebeplerden olmadığını hatırlatmak gerekir.

2-MK. 229 maddeye dikatinizi çekerim;
a. Eşlerden her birisi mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde, geriye doğru bir yıl içinde yapmış olacak bu işlemi.
b. karşılıksız olarak bu işlemi yapacak. Örneğin bu mallardan birisini karşılıksız olarak üçüncü kişilere teberru edecek.
c. Diğer eşin rızasını almamış olacak. Diğer eşin rızasını almışsa, o zaman eklenecek bir değer değil bu. Rızası alınmışsa, isterse ivazsız geçirilsin artık ekleme söz konusu değil. Yahut da bir yıldan daha eski ise, üç yıl önce bağışlamış. Yine eklenecek değerlerden olmaktan çıkıyor.(Aydın Zevkliler)
Old 13-08-2006, 19:13   #4
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan Evlilik birliği devam ederken katkı payı

HD 13, E: 2004/012933, K: 2005/000917, Tarih: 27.01.2005
[*]ALACAK DAVASI[*]EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE EDİNİLEN MALLAR[*]MAL AYRILIĞI REJİMİ

(4721 s. MK. m. 170)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile 24.7.1976 yılında evlendiklerini, 2000 yılına kadar devam eden evlilikleri sırasında ev kadını olmasına rağmen öğretmen olan davalı eşini katkılarıyla servet sahibi yaptığını, davalının kendisi ve kızını dövmesi nedeniyle 2000 yılı başlarında müşterek haneyi terk ettiğini, evlilikleri süresince ortaklaşa edindikleri hisse senedi, devlet tahvili, hazine bonosu birikimlerinin davalıda kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL.nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, evlilik birliğinin devamı sırasında kendi katkılarıyla davalının üzerine hisse senedi, devlet tahvili ve hazine bonosu almadığını, bu birikimlerde ½ pay sahibi olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL.nin davalıdan tahsilini istemiştir. Tarafların 24.7.1976 yılında evlendikleri ve 2000 yılına kadar bu evlilik birliğini devam ettirdikleri uyuşmazlık konusu değildir. Davalı yanca, terk nedeniyle 3.9.2002 tarihinde açılan boşanma davası 7.10.2003 tarihinde reddedilmiş ve karar Yargıtay 2.Hukuk Dairesince onanarak 24.2.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece boşanma kararı olmaksızın mal rejiminin tasfiyesine gidilemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Tarafların evlilikleri 24.7.1976 yılında olup, eski mal rejimine tabiidirler. 743 sayılı Türk Medeni Kanunun 170. maddesi "Karı koca evlenme mukavelenamesi ile kanunda muayyen diğer usullerden birini kabul etmedikleri taktirde veya kabul edipte, kanunda gösterilen sebeplerden birinin hudusü halinde. Aralarında mal ayrılığı cereyan eder" hükmünü getirmiştir. Davacı ve davalı eş arasında mal ayrılığı rejiminin cari olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Evlilik devam ederken katkı payı için dava açılamayacağına ilişkin bir hüküm yoktur. Hal böyle olunca, mahkemece tarafların tüm delilleri toplanarak davacı kadının dava konusu ettiği hisse senedi, devlet tahvili ve hazine bonosu alımında yaptığı katkı oranını tesbit etmek, katkı oranı kadar taleple bağlı kalınarak tazminata hükmetmekten ibarettir. Diğer yandan davalı kocanın iade borcu, iade anındaki duruma göre belirleneceğinden, yeni medeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra edinilen hisse senedi vs. var ise bunların da yeni medeni kanunun ilgili hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmesi gerekir.

Mahkemece, aksi yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.1.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-08-2006, 20:11   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Karmakarışık uygulamanın içerisinde, elimizde olan net bilgiler şunlar:

-Katkı payına dayalı tazminat istekleri , boşanma davasının fer'i niteliğinde DEĞİL.

-Evlilik birliği devam ederken, katkı payını talep ve dava etmeye engel YOK.

-Evlilik birliği devam ederken (boşanma davası açılmamış, yahut açılıp, kabul de edilip ama henüz kesinleşmemişse), katkı payına ilişkin davaya bakmakla görevli mahkeme, AİLE mahkemesi.



Bunların dışında, katkı payına yönelik açılan davaların, boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden ileriye yönelik olarak 10 senelik zamanaşımına tabi olması karşısında, 229.maddeyi açıklayarak geriye dönük bir yıllık hak düşürücü süre sonucuna ulaşan meslektaşımın uyarısına katılamıyorum.

Ev için muvazaaya dayalı iptal davası açılması halinde , evi satın alan 3.kişinin iyiniyetli olmadığını ispatlamanız son derece güç olacağından, muvazaaya dayalı tapu iptal istemi yerine, doğrudan doğruya davalı kocaya karşı, katkı payına dayalı alacak davası açmanızın daha doğru olacağını düşünüyorum.

Son olarak, evlilik birliği devam ederken mal rejiminin tasfiyesi istenebilir mi? Edinilmiş mallara katılmaya yönelik mal rejiminin tasfiyesinin düzenleyen TMK.m.225:

"Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.
Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer."

m.225 i, m.206 ile birlikte değerlendirecek olduğumuzda:

Olayınızda başka bir mal rejimine geçilmesini talep ve dava hakkınız mevcutsa, (burada meslektaşım Selim Balku'nun tek başına fiili olarak ayrı yaşamak m.206 nın aradığı koşul sayılmaz sözüyle birleşiyoruz), satılan ev de mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığından m.206/2 kapsamında değerlendirilemez diye düşünüyorum, buradan devamla, belki davalı olacak eşe bir ihtarname gönderip, ortaklığın malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi isteyebilir ve yanıtsız bırakılması durumunda m.206/4 ten yola çıkarak , evlilik birliği devam etmekle birlikte, mal ayrılığı rejimine geçilmesini isteyerek, önceki rejimin tasfiyesine gidebilirsiniz diye düşünüyorum.

Saygılarımla...
Old 14-08-2006, 17:14   #6
Av.Murat Serezli

 
Varsayılan

Taşınmazı satın alan 3.kişi bu taşınmazın aile konutu olduğunu biliyorsa ve siz bunu ispatlayabiliyorsanız, o takdirde tapu iptali davası açın buna dair yargıtay kararları var kazanacaksınız
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasfiye Halindeki Kooperatifler Denizatı Hukuk Soruları Arşivi 8 15-03-2007 23:29
Ceza Davası Devam Ederken Küçükler adına Şikayetten Vazgeçme avegunduz Meslektaşların Soruları 1 19-11-2006 20:08
Boşanma Davası Devam Ederken Yaşanan Olaylar Av. Salim Meslektaşların Soruları 14 08-10-2006 17:46
HÂkİmler Karar Odasinda MÜzakere Ederken Savcilar DuruŞma Salonunda Kalmali ahmetsacit Hukuk Haberleri 2 27-08-2006 00:38
Evlilik kurumuna bagli olarak baslayan kefalet ve bosanmayla hala devam eden sozlesme umutlaw Meslektaşların Soruları 12 25-08-2006 15:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02885294 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.