Avukatlar görev almadı, tecavüzcüler serbest! şeklinde verilen haber

Baroda görevli avukatların ‘yol harçlarını alamadıkları’ için görev almayı reddetmeleri, İstanbul Kartal ve Maltepe’deki 2 tecavüz suçlusunun serbest bırakılmasına neden oldu.

Gazete Habertürk'te Turhan Arslanoğlu imzası ile yeralan habere göre. Kartal Soğanlık’ta 15 yaşındaki C.C. 7 yaşındaki M.A.B.’yi bıçak tehdidiyle boş bir binaya götürerek, iki kez tecavüz etti. Polis, tecavüzcünün daha önce de, okuduğu okulun tuvaletinde 2 çocuğa tecavüz girişiminde bulunduğunu tespit etti.

Yakalanan C.C. yaşının küçük olması nedeniyle ifadesi alınmadan savcılığa çıkarıldı. Mahkeme, ifadesinin avukat nezaretinde alınması gerektiği için İstanbul Barosu’ndan avukat talep etti. Ancak avukat gelmedi. C.C. de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.


‘HAKKI KISITLANDI’
Maltepe’de de geçtiğimiz ay 21 yaşındaki M.B. kiracılarının 4 yaşındaki kızı N.A.’ya tecavüz etti. Girne Mahallesi’ndeyaşanan olayın ardından gözaltına alınan M.B. adliyeye çıkartıldı. Ancak M.B.’nin duruşmasına da avukat gelmedi. Tecavüzcü M.B. ‘savunma hakkı kısıtlandığı için’ serbest bırakıldı.

Kaynak : Milliyet.com.tr

Sanıkların Tahliyeleri de avukatın suçu oldu artık.

Merhabalar;

Bu konu "Avukatların müdafiliik yapmamaları ve Tecavüz Zanlılarının Serbest Kalması" adlı forumda tartışılıyor:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=41698

Saygılar...

Ne güzel de kötü sonuçların hepsi bizim üzerimizde bırakılıyor!!! O şüpheliler tutuklansaydı 'hakimlerimiz tutuklamış ve adalet tecelli etmiş' olurdu. Ama serbest bırakıldığı için Avukatların yüzünden ellerini kollarını sallayarak ortada geziyorlar oldu. Yok böyle bir ikiyüzlülük. O haberi hazırlayan çok sayın gazeteci dosya içeriğini dahi bilmeden ne güzel de tribüne oynamış. Baronun kendisine düzgün bir yazı ile bilmediği şeyler hakkında ileri geri konuşmaması ve yazı yazmaması gerektiği hakkında bir uyarıda bulunması gerekir.

Farklı bir iş kolunda olsam "görevi kabul etmeme" gibi bir eylem şekli iyi bir seçenek gibi görünebilirdi. Ancak bir hukukçu olarak yapılan eylem şekline kesinlikle katılmıyorum;

1-Neden bu konuda vatandaşı mağdur etmeyecek başka bir eylem yolu seçilmedi???.....(baro önünde basın açıklaması eylemi görevlendirmelerin durdurulmasından sonraki bir tarihte yapıldı)
2-Neden baromuz yargı yoluna gitmedi?? (Ben bir avukat olarak hukuka aykırı bir durum karşısında öyle yaparım) Yoksa Türk Adaletine güvenilmiyor mu??
3-Savcılıklara baro tarafından gönderilen yazılarda neden "avukatlar verilen görevi kabul etmiyor" ibaresi ile top bizlere atılıyor. "Biz İstanbul Barosunun ilgili birimi olarak böyle bir karar aldık, daha sonra da avukatları bir toplantı odasına çağırıp kararımızı onlara açıkladık" diye yazılması taraflarıyım.

Avukatların danışma hizmeti vermesinin hiçe sayıldığı,%99,9 meslektaşımızın danışma ücreti alamadığı , avukatlık ücretinin adeta toplumsal gönüllü bir angaryalık olarak fiilen kabul edildiği bir ortamda ;paralarını alamadığı için göreve gitmeyen meslektaşlarımı bir değil iki defa tebrik ediyorum..
Bu tür haberlerde meslektaşlarımıza tam destek verilmesi gerekirken bir de eleştirilmeleri gerçekten çok üzücü..
Yanlış anlaşılmasın küçümsemek için söylemiyorum ancak siz bugün inşaatta çalışan bir işçiye dahi ücretsiz olarak bir taşı kaldırtamıyorsanız,avukatların işlerini tamamıyla ücretsiz olarak yapmalarını beklemek safdillik değilse kimse kusura bakmasın bence açıkça kötüniyettir..Her yoruma saygımız sonsuz ancak biraz empati kurmayı denemek gerek !

Tekrar vurguluyorum yapılan "eyleme" karşıyım; Bizden, bir inşaat işçisinin benzer bir durum karşısında vereceği tepkiden daha fazlasını bekledim.

Evet malesef "para yoksa hizmet yok" diye düşünenlerin çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Aynı mantığın mensubu kişilerin özel hastanelere parası olmayan hastaları kabul etmeyip ölümüne sebebiyet verdiklerini görüyoruz.

Evet biraz empati kurulması gerekiyor. Kendimizi 15 yaşındaki kızın babasının yerine koymalıyız, hatta daha da derinden hissedebilmek için 15 yaşındaki kızın yerine de koyabiliriz; Belki biraz olsun onların duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışırsak yapılan eylemin ne kadar yanlış olduğunu anlayabiliriz.

Alıntı: Yazan hukukihayat Bizden, bir inşaat işçisinin benzer bir durum karşısında vereceği tepkiden daha fazlasını bekledim.

Sayın hukukihayat;

Bu tavrınızı, bazı kimse ve kesimlerin hak arama mücadelesini bu şekilde değerlendirmiş olmanızı anlayamadığımı belirtmek isterim. Ben ise tersini düşünüyorum, keşke meslektaşlarımız karşılaştıkları bu son derece haksız durum karşısında (tıpkı inşaat işçileri gibi) birlikte ve birarada haklarını arayabilseler, alabilseler... Birilerinin yaptıklarını diğerleri (eleştiri adına da olsa) yıkmasa...

Ayrıca Barolar meslek örgütüdür ve her meslek erbabı da bağlı bulunduğu Baro'nun (oy versin, vermesin) kararlarını, eylemlerini eleştirmek, sorgulamak, gerektiğinde yönetimin değişmesini sağlamak hak ve yükümlülüklerine sahiptir. Eğer bu yönlü önerileriniz olmuş, bunları dile getirmişseniz lütfen bağışlayın...

Saygılarımla...

Sayın Özgür Karabulut,

Cevabı yazımı Sayın avaziz'in "ancak siz bugün inşaatta çalışan bir işçiye dahi ücretsiz olarak bir taşı kaldırtamıyorsanız,avukatların işlerini tamamıyla ücretsiz olarak yapmalarını beklemek safdillik değilse kimse kusura bakmasın " cümlesine cevaben yazmış, benzetmelerimi de bu doğrultuda yapmış bulunmaktayım.

Yapılan eyleme karşıyım, toplantıda bu yönde oy kullanmadım, Gelen seçimlerde farklı bir adaya oy vereceğim,

Alıntı: Yazan hukukihayat Sayın Özgür Karabulut, Cevabı yazımı Sayın avaziz'in "ancak siz bugün inşaatta çalışan bir işçiye dahi ücretsiz olarak bir taşı kaldırtamıyorsanız,avukatların işlerini tamamıyla ücretsiz olarak yapmalarını beklemek safdillik değilse kimse kusura bakmasın " cümlesine cevaben yazmış, benzetmelerimi de bu doğrultuda yapmış bulunmaktayım. Siz de bunu bilmenize rağmen tüm mesleki donanımlarınızı kullanıp yazdığım iki kelime üzerinden cevap yazmışsınız. Yapılan eyleme karşıyım, toplantıda bu yönde oy kullanmadım, Gelen seçimlerde farklı bir kişiye oy vereceğim,

Sayın hukukihayat;

Konuyu kişiselleştirmemek ve tartışılan konudan uzaklaşmamak adına, bir önceki mesajımdaki (kastım olmadığı halde) sizi inciten kısımlardan dolayı özür diliyor, bir önceki mesajımı bu doğrultuda yeniden düzenliyorum.

Sayın Avaziz'in mesajına katılmakla birlikte, zorunlu müdafiilik sisteminin yükünün avukatlara yüklenmesine (benzer şekilde eğitim-öğretim ve sağlık sistemlerinin de yükünün öğrenciler ve sağlık çalışanları üzerine yüklenmesine, krizlerin yükünün çalışanların üzerine yüklenmesine karşı olduğum gibi) karşı olduğumu, toplumsal olay olarak düşünülebilecek olan "zorunlu müdafiilik sistemi" işleyişindeki sorunların ve aksaklıkların çözümünde sistemin esaslı unsurlardan biri olan avukatların da haklarının gözetilmesi gerektiğini, gözetilmiyorsa avukatların ellerindeki imkanlar çerçevesinde bunun gözetilmesini sağlaması gerektiğini düşünüyorum.

"Tecavüzcüler serbest" haberini baz alarak kendi meslektaşlarımızın giriştiği bir hak arama mücadelesini de (şüphelilerin gerçekten tecavüzcü olup olmadığı bile belli değilken, yargılama bile yapılmamışken), sırf şüpheliler serbest bırakıldılar diye eleştirmenin doğru olmadığını vurgulamak istiyorum. Hatta hukukçuların bu haberde temel hukuk ilkeleri açısından bir yanlışlık olduğunu belirtmesini de beklerdim. Neden "Tecavüzcüler" denmiş de "Tecavüz zanlıları" denmemiş? Haberin veriliş şekli bile avukatların "zorunlu müdafiilik sistemi"ne ilişkin tavırlarını kamuoyu desteğinden yoksun bırakmaya dönük bir çabanın ürünüdür bence. Sayın Ebrus ne güzel yazmış:

Alıntı: Yazan Ebrus Ne güzel de kötü sonuçların hepsi bizim üzerimizde bırakılıyor!!! O şüpheliler tutuklansaydı 'hakimlerimiz tutuklamış ve adalet tecelli etmiş' olurdu. Ama serbest bırakıldığı için Avukatların yüzünden ellerini kollarını sallayarak ortada geziyorlar oldu.

Saygılarımla...

Savcılıkta hukuka aykırı bir yönetmeliği öne sürerek dosya inceleme hakkının engellenmesi ve vatandaşın hukuki yardım almasının önüne geçilmesi, buna karşı tepki koyunca da hakkında tutanak tutularak soruşturma açılan bir avukatın; durumu Baro Başkanına bildirdiğinde, aldığı yanıt " Gerginlik yaratmayın Güzel Kardeşim!" oluyorsa, o ülkede avukatın hak mücadelesinden bahsetmek biraz tuhaf kaçıyor.

Kaldı ki; avukatlar makro politikalarla uğraşıp memleket kurtarmaktan; kendi sorunlarına çözüm aramak ve hak arama mücadelesi vermek gibi hayati sorunlarla vakit harcamıyorlar. Baroların, bu yapısı ve anlayışı ile de yakın bir gelecekte ışık görünmüyor.

Konuların mükerrer olmaması ve ilgili tüm mesajların aynı başlık altında toplanması için yorumlarımızı aşağıdaki başlık altına eklememizi rica ediyorum.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=41698