sit alanı/kadastro

Sayın meslektaşlarım, fikirlerinize ihtiyaç duyduğum konu özetle şöyle; müvekkilimin yaklaşık 150 senedir zilyetliğinde bulunan taşınmazlar, 1991 yılında 1. derecede doğal ve arkeolojik sit alanı ilan ediliyor. Fakat bunun karşılığında herhangi bir sertifika verilmiyor. Bölgede 1 ay önce yapılan kadastro çalışmalarında müvekkilimin zilyetliğinde bulunan taşınmazlar, sit alanı içinde olduğu için Hazine adına tapuya kaydediliyor. Yapılan bu kadastro tespitine itiraz edeceğiz ama Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesi kafamızı karıştırdı. Kanunda 1.derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez ifadesi yer alıyor bu durumda sit alanı ilan edildiğinde tapuda malik olarak gözükmediğii için müvekkilimin hak kaybı doğar mı?Başvurabileceğimiz yollar ne olmalıdır? Yardımlarınız için çok teşekkür ederim herkese iyi çalışmlar...

bildiğim kadarıyla sit alanı olan yerlerde de tapuda maliki olan kişiler çıkabiliyor. Bu arada yurdumuzun dört bir tarafı sit alanı olsa ne iyi olurdu. Ben marmara hukuk mezunuyum ve okulumuz tarihi eser olmasına rağmen her türlü tadilat kalorifer vs yapılabiliyordu, Oysa ülkemizin başka bir köşesinde(erzurumda) -30 derecede tarihi eser içinde çalışan kişiler kalorifer taktıramadıkları için elektrik sobası ile ısınmaya çalışıyorlardı. Bu nedenle dava açın.olumlu sonuçlanabilir.

Bu konu ile ilgili yargıtay kararına rastlayabilirim umuduyla araştırma yaparken 16.01.2007 tarihli ulusal gazetelerde bir habere rastladım ve paylaşmak istedim. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesinin son cümlesinin, ülkenin gerçekleriyle bağdaşmadığını ifade ederek 1. derece sit alanı içinde taşınmazı bulunan kişilerin zilyetlik yoluyla bu taşınmazları iktisap edebileceklerine karar vermiş. Kanunudaki açık hükme rağmen böyle bir karar verilmesi ilginç geldi. Eğer bu karara ulaşabilen meslektaşlarım kararı paylaşabilirse çok sevinirim.

sanırım türkiye'de bir kale yanlışlıkla birilerinin üzerine tescil edilmişti ve daha sonra bedeli ödenerek takrar kamulaştırılmıştı.üç yıl önceki bir karar bu