Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muris muvazaası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-04-2013, 21:44   #1
mutluengin

 
Varsayılan muris muvazaası

Hastalığı olan muris daha sonra erkek evladına devir yapması için eşine devir yapıyor. Oğlu bir yaşında. Eşi oğlu 18 ine geldiğinde muris de sağ iken oğluna devri gerçekleştiriyor. Lehine kazandırma yapılan erkek mirasçı anneme babam borçları sebebi ile devir yapmıştı.Bu bir inançlı işlem diyor. Bana da annem devrettiği için ve annem sağ olduğu için dava hakkı yoktur şeklinde savunma yapıyor. Meslektaşlarım sizce İnançlı temlik aldığını bir için varsaysak dahi murisin gözetiminde inançlı temlik alanın murise iade yapmayıp da mirasçılardan birine devir yapması muris muvazaasından başka bir şeyle açıklanabilir mi?
Old 04-04-2013, 11:43   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Kanımca açıklanamaz ve mahkeemde bu yönde karar verecektir. Bunlar muvazaa yoluyla kanunu arkadan dolanmanın varlığından kaçmak için belirtilen açıklamalardır. Mahkemeler yüksek oranda muris muvazaasını kabul ediyorlar zaten. Borç nedeniyle inançlı temlik iddiası dinlenmez diye düşünüyorum.
Old 04-04-2013, 13:41   #3
Mehmet Mustafa ÖZÜNVER

 
Varsayılan

Gayrimenkul mülkiyeti nakli borcunu doğuran akit inanç anlaşmasına yer vermemişse muvazaa söz konusu olur. Bu durumda tescile esas olan hukuki sebebi incelemek gerekir. Eğer muvazaa varsa bu durumun çocuk tarafından bilinmemesi mümkün değildir.

Ancak hukuki sebeb inançlı temlik ise bu durumda tenkis yoluna gitmek gerekir kanaatindeyim.
Old 05-04-2013, 15:00   #4
av.buğra

 
İnceleme

Size yardımcı olcak bir yargıtay kararı gönderiyorum, selamlar...
T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/5573

K. 2004/9545

T. 21.9.2004

• TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ ( Muris Muvazaası - Miras Bırakandan Tüm Mirasçılarına İntikal Eden Taşınır Taşınmaz Mallar ve Haklar Araştırılarak Tapu Kayıtlı ve Varsa Öteki Delil ve Belgeler Mercilerinden Getirtilmesi Gereği )

• MURİS MUVAZAASI ( Tapu İptali ve Tescil - Miras Bırakandan Tüm Mirasçılarına İntikal Eden Taşınır Taşınmaz Mallar ve Haklar Araştırılarak Tapu Kayıtlı ve Varsa Öteki Delil ve Belgeler Mercilerinden Getirtilmesi Gereği )

• PAYLAŞTIRMA OLGUSU ( Her Bir Mirasçıya Nekledilen Malların ve Hakların Nitelikleri ve Değerleri Hakkında Uzman Bilirkişiden Rapor Paylaştırma Kastının Bulunup Bulunmadığı Açıklığı Kavuşturulması Gereği - Tapu İptali ve Tescil )

4721/m.706

818/m.18,213

2644/m. 26


ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı tapu kayıtlı ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nekledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarda değinilen anlamda bir paylaştırma kasdının bulunup bulunmadığı açıklığı kavuşturulmalıdır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı ile kardeş olduklarını, murisin ölmeden önce Durular apartmanının bodrum kattaki payını davalı oğluna kız çocuklarından mal kaçırmak için bağışladığı halde işlemin satış şeklinde yapıldığı ileri sürerek, muvazaalı bu işlemin iptali ile taşınmazın tüm mirasçıların adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise davacı iddiasının doğru olmadığını, satışın doğru olduğunu taşınmazı muristen satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, miras bırakanın denkleştirme yapmak amacı ile düşük bedelle davalıya satış yaptığı, mal kaçırma amacı taşınmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.9.2004 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Av.Kemal Binici ile temyiz edilen vekili avukat Hüseyin Karacaer geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi Hüseyin Çelik tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; 166 parsel sayılı taşınmazdaki
24/144 paya isabet eden 1 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümün ½ payının tarafların ortak miras bırakanı Nazmi Duru tarafından 11.9.2000 tarihli akitle üç milyar Türk Lirası bedelle davalıya temlik edildiği görülmektedir.
Mahkemece, bu temlikin miras bırakanın mirastan mal kaçırma düşüncesi ile değil paylaştırma amacı ile gerçekleştirildiği kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini istiyebilirler.
Hemen belirtmek gerekirki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih ½ Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamıyacağı da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı tapu kayıtlı ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nekledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarda değinilen anlamda bir paylaştırma kasdının bulunup bulunmadığı açıklığı kavuşturulmalıdır.
Somut olayda, miras bırakanın davanın tarafları dışında başkaca mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Nevar ki, mahkemece yukarıda belirtilen kabule gidilirken yine yukarıda belirtilen ilkeler gereğince bir araştırma yapıldığı söylenemez.
Hal böyle olunca, paylaştırma ( denkleştirme ) olgusu yönünde belirtilen şekilde araştırmanın yapılması, soruşturmanın tamamlanması gerekirken eksik tahkikatla karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. SONUÇ : Kabulü ile kararın yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.09.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Site Mesajı: Bu mesaj size yararlı oldu mu? Sağ alt köşedeki TEŞEKKÜR bağlantısına tıklayarak yazan üyemize teşekkür etmeyi lütfen unutmayınız. (Lütfen teşekkürünüzü konuya yeni bir cevap ekleyerek DEĞİL, teşekkür bağlantısına tıklayarak iletiniz!)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
muris muvazaası av hasancelil Meslektaşların Soruları 8 07-09-2013 14:18
muris muvazaası Hak ve Nisfet Meslektaşların Soruları 19 11-10-2012 23:28
muris muvazaası avrecepefe Meslektaşların Soruları 13 12-07-2011 09:48
muris muvazaası av.alevctn Meslektaşların Soruları 1 20-03-2011 19:46
muris muvazaası msahinparlak Meslektaşların Soruları 3 23-04-2010 13:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03126097 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.