Bilirkişi kusur ve/veya kusur oranı belirleyebilir mi?

Merhaba, yeminli teknik bilirkişiyim. Ağırlıklı olarak internet bankacılığı dolandırıcılıkları ile ilgili rapor yazıyorum.

Mahkemeler görevlendirme yaparken tarafların kusur durumu ve oranını belirlemekle görevlendiriyor sık sık. Bazı avukatlar da bilirkişileri şikayet etmeye başlamışlar kusur ve oranı belirlemek hukukidir, bilirkişi, hakim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmede bulunmuştur diye.

Bilirkişi kanununda "Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hâkim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz" hükmü var, doğru. Ama teknik anlamdaki kusurları ortaya koymak ve olaydaki zararın ortaya çıkmasında tarafların eylemlerinin etkisinin oranını belirlemek hukuki mi teknik mi?

Hakimlerle konuşunca ben nasıl belirleyeceğim kusur oranını diyorlar, yazdığınız şeyler teknik hususlar.

Bir sürü Yargıtay kararında da "..bilirkişinin belirlediği kusur oranı.." diyor. Yasak olsa Yargıtay'ın sırf bu yüzden bozması gerekmez mi?

Özetle kusur ve oranı belirlemek hukuki mi teknik konu mudur?

Zaman ayırıp fikirlerini paylaşanlara şimdiden teşekkürler.

kusurlu olup olmadığını belirler lakin % oran veremez biliyorum.

Bilirkişiler çok farklı konularda rapor veriyor. Bunların bazılarında kusurun belirlenmesi teknik kriterlere dayanabilir, bazılarında ise dayanmayabilir. Bilirkişi kusur oranı belirlemelidir veya belirleyemez gibi kesin bir ifade kullanmak bence mümkün değil, olaya ve duruma göre değişeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bilirkişinin görevi dışına çıkıp çıkmadığını da ancak rapor özelinde konuşmak mümkün olabilir bence.

Raporu hazırlarken bu konuda bir tereddütünüz varsa doğrudan kusur oranı belirlemek yerine kusur oranını belirlemeye esas TEKNİK kriterleri raporda belirleyerek, son hesaplamayı hakime bırakmak düşünülebilir.

Örneğin bilgisayarına virüs girdiği için internet bankacılığı şifresini elinden çıkaran bir kullanıcı için kesin bir rakam verip "%90 kusurludur" demek yerine, "... verilerine göre internet kullanıcılarının %90'ı bilgisayarlarında virüs programı kullanmaktadır" demeniz, kusur vermeden kusuru hakimin takdir etmesine yardımcı olabilir diye düşünüyorum.

Aynı şekilde rapor özelinde kusuru belirlemenin sizin göreviniz olduğunu düşünüyorsanız, bunu gerekçelendirmeniz ve kusurun hangi teknik nedenlere dayandığını ayrıntılı olarak yazmanız da bence doğru bir yaklaşım olur.

Şikayet edilen raporların genelinin hiçbir teknik gerekçeye dayanmadan, kusur için doğrudan bir rakam telaffuz eden ve çoğu kez de bu rakamın hesabında da iyiniyet vs. gibi hukuki unsurları da bilirkişinin kendisinin takdir etmeye çalıştığı raporlar olduğunu düşünüyorum.

Cevabınız için teşekkürler, anladığım kadarıyla kusur veya kusur oranı belirlemek hukuki konudur şeklinde veya aksi yönde somut bir mevzuat hükmü bulunmuyor o zaman.

Hakim görev verirse teknik gerekçeleriyle kusur ve kusur oranı belirtmekte sıkıntı yok gibi anlıyorum.

Teşekkürler, saygılar

YARGITAY 17.HUKUK DAİRESİ ESAS NO : 2017/4876 KARAR NO : 2018/4076 İçtihat:

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 16.10.2017 gün, 2017/53301 sayılı kanun yararına bozma talebi ile temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı vekili, davacı şirket tarafından sigortalı bulunan araçla davalı belediye otobüsünün kazaya karıştığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini 1.252,71 TL hasar bedeli için davalı hakkında takip başlatıldığını, takibin haksız itiraz nedeni ile durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev itirazında bulunmuş kusuru ve hasarı kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, İzmir 15.İcra Müdürlüğünün 2012/6308 takip sayılı dosyasında bulunan 24/05/2012 tarihli itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp,davacıya verilmesine, karar verilmiş; davalı vekilinin kanun yarına bozma istemli dilekçesi üzerine hüküm, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 16.10.2017 gün, 2017/53301 sayılı kanun yararına bozma talebi ile temyiz edilmiştir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasar bedeli 1.114,82 TL olup kusur oranına göre davacının isteyebileceği tutar 668,89 TL olarak hesaplanmıştır.
Mahkemece bu husus gözetilmeden itirazın iptali ile takibin hesaplanan bedel üzerinden devamına karar vermek gerekirken kusur oranı gözetilmeksizin tüm bedel üzerinden devamına yönelik yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulü ile 6100 sayılı HMK'nun 363. maddesi (1086 sayılı HUMK'nun 427. maddesi) uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA, 12/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.