Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Nasıl kaybolursunuz?

Yanıt
Old 21-12-2008, 23:20   #91
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Bu gün günümün 4 saatini kaybettim.

Hayatımın 10 yılını kaybetsem, kesinlikle aramayacağım..
Old 21-12-2008, 23:41   #92
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Hayatımın 10 yılını kaybetsem, kesinlikle aramayacağım..

Bunu, 10 yılı kaybettiğinizde konuşalım; aynı şekilde düşüneceğinizi sanmıyorum.
Old 21-12-2008, 23:47   #93
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bunu, 10 yılı kaybettiğinizde konuşalım; aynı şekilde düşüneceğinizi sanmıyorum.

Geçmişte ki hiç bir anın ne geri dönüşü ne de telafisi vardır.

Ben kaybetmek istiyorum.
Old 21-12-2008, 23:49   #94
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Hayatımın 10 yılını kaybetsem, kesinlikle aramayacağım..

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Geçmişte ki hiç bir anın ne geri dönüşü ne de telafisi vardır.

Ben kaybetmek istiyorum.

O zaman, bir karar verdiğinizde konuşalım.
Old 21-12-2008, 23:50   #95
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
O zaman, bir karar verdiğinizde konuşalım.

Kararım açık Sn Aladağ ben kaybettim ama pişman değilim ben bile.

Bulup bulup gözüme sokuyorlar ondan rahatsızım..
Old 21-12-2008, 23:53   #96
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Kararım açık Sn Aladağ ben kaybettim ama pişman değilim ben bile.

Bulup bulup gözüme sokuyorlar ondan rahatsızım..

Neyi? 10 yılı mı, 4 saati mi?
Hem kolay mı kaybetmek? Kaybolmaktan zor.
Old 21-12-2008, 23:54   #97
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Neyi? 10 yılı mı, 4 saati mi?
Hem kolay mı kaybetmek? Kaybolmaktan zor.

Oooff ooofffff birileri şu o yu da kaybetse keşke..

Yoksa elimden çekecekleri var bu gece...
Old 21-12-2008, 23:57   #98
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Oooff ooofffff birileri şu o yu da kaybetse keşke..

Yoksa elimden çekecekleri var bu gece...

Bunu duyunca ben kayboldum, emin olun.
Old 26-12-2008, 15:24   #99
üye27169

 
Varsayılan

Sıkıntılarımdan kurtulmak için kaybolmayı istediğim çok olmuştur.
Bazen ev işlerinin arasında bazen kitaplar, bazende internette kaybolup sıkıntılarımı unutmaya çalışıyorum.
Bazen kendimi dışarı atıyorum (özellikle soğuk hava insanın kendini kaybetmesine, kısa bir sürede olsa unutmayı sağlıyor
Ama hiçbir zaman kendimi tamamen kaybedemiyorum.
Aklım koştur koştur peşimden gelip beni yakalıyor ve sonunda yine kendimi kaybettiğim yerde buluyorum.


Old 14-03-2009, 04:31   #100
üye18721

 
Varsayılan

Kaybolmak mümkün mü? Kafa yapınızı değiştirmediğiniz sürece nereye giderseniz gidin; kaybolamazsınız.Ya da reset'letin beyninizi keşke'lerden kurtulun..)
Bir de nasıl uyursunuz forumu açılsaymış sanırım iyi olacakmış.Zira saat 05.00'e geliyor.Uykum gelmiyor.)
Old 14-03-2009, 04:42   #101
üye18721

 
Varsayılan

Yine sizler için "Beynin resetlenme" konusunu google'dan büyük fedakarlıklarla!!!!! buldum ve aktarıyorum. Beyni ResetlemekUçakların kuşlardan; Wolkswagen, nam-ı diğer tosbağa veya Vosvos arabalarının tasarımlarında adı üzerinde kaplumbağalardan esinlenildiği söylentilerini hepiniz duymuşsunuzdur. Bunun yanında, arabaların veya uçakların motor sistemlerine bakarsanız, insan vücuduyla ilişkisini görürsünüz. Dolaşım, sindirim, boşaltım, iskelet sistemi gibi sistemler, adları farklı da olsa araçlarda da mevcut. Peki, insan bu tasarımları bulurken başka neye bakacak ki? Tabi ki etraftaki canlılara ve bu canlıların en gelişmişi olan insana.Bilgisayarları da düşünürseniz, tıpkı insana benzemektedir. Hatta diğer araçlardan fazla olarak yapay bir zekâya bile sahiptir. Yapay zekâ, derin ve ilginç bir konu olduğu için onu sonraki yazılarda işleyeceğiz.Tekrar bilgisayara dönerek parçaların bazılarını kontrol edelim:Hard Disk – Ana Bellek (Ana hafıza)Ram – Ön Bellek (Kısa dönem hafıza)Bunlar, zaten adlarını direkt olarak benzetildiği sistemlerden alırlar. Kısa dönem hafıza yani önbellek, gün içinde kullandığımız verilerin muhafaza edildiği; anlık değerlendirmelerin yapılarak fiilleri ortaya çıkartan bölüm. Ana hafıza da yani hard disk, buradan geçerek artık bizim olan ve kullanabileceğimiz bilgilerin muhafaza edildiği bölgedir. Örnek verecek olursak, tanışırken bize ismini söylemiş olan birinin aradan birkaç saat, hatta birkaç dakika, bazen de birkaç saniye kadar kısa bir zaman geçmiş olmasına rağmen ismini hatırlayamıyorsak, bu kısa dönem hafızanın bilgiyi ana belleğe atmadığı, bu süreçte de yeni gelen bilgileri aldığı için eskilerini, dolayısıyla o kişinin ismini de sildiği bir gerçektir.Bilgisayardakinde ise kurulu olan programlar veya bu programları kullanarak oluşturduğumuz dosyaların ana bellekte olduğu bellidir. Fakat, bir program çalıştırırken örneğin, açık olan bir word belgesi kaydedilmediği sürece, kısa dönem hazıfada yani Ram (Random Access Memory) de olacaktır. Eğer bilgisayarımız resetlenirse, elektrikler kesilirse veya bilgisayara aşırı yüklenirsek Explorer tarayıcısının kendini resetleyeceğinden bu belgenin kaybolma ihtimali vardır (son yıllarda çıkan Office programlarının bu kaydedilmeyen belgeleri saklamak gibi bir özelliği vardır. Konuyu dağıtacağından oraya girmiyoruz). İşte burada da kısa dönem hafıza silinmiştir.Bunların yanında, dış dünyayla iletişim kurmamızı sağlayan ağız, göz, kulak, eller-ayaklar gibi organlarımız vardır. Bilgisayardaki iletişim ise yoğunlukla Fax-Modem ile, Fareyle (mouse), klavyeyle, yazıcı ve USB girişler gibi çeşitli giriş-çıkış (input-output) denilen veri girdi-çıktısı sağlayan birimler ve sistemlerle olur.Bilgisayarlar bu durumda insanoğlunun şu ana kadar kendine en çok benzetebildiği aygıtlardır. Hatta o kadar benzetmiştir ki, bir gün bu sistemlerin insanlığı sona erdirebilecek zekâ ve kapasiteye ulaşacağı senaryoları oldukça çokça görülmüştür.Son yıllarda bilim adamları, elektromıknatıslar kullanarak, beyni ‘reset’leyen ya da ‘reboot’ eden yeni uygulamalardan söz ediyor. Hatta bu uygulamalar özellikle ağır depresyon tedavisinde kullanılmaya başladı bile…Beyninizin bir bölümünü reset'lemeye ne dersiniz? Yaşadığınız acılardan ya da unutmak istediğiniz, ama rüyalarınızda bile peşinizi bırakmayan anılarınızdan kurtulmanın bir yolu olsa, dener miydiniz? Diyelim ki, bilgisayarınızda olduğu gibi bir 'tık'la tüm zihninizi boşaltıvereceksiniz. Ya da beyninizde depresyona neden olan kısmı 'restart' ederek, tüm fonksiyonların normale dönmesini sağlayacaksınız.Bilgisayarlarda bu gibi arızalar olduğunda resetlemek bir çare olabiliyorsa bu olay insanda neden yapılamasın? Tabii bu işlemi bir uzmanın yapmasında fayda var. Maazallah, beyninizi reset'lemeye çalışırken konuşma, hareket etme gibi temel bilgileri de yanlışlıkla silebilirsiniz.Depresyon Tedavisinde Yeni Yöntem…Yaklaşık on yıldır, bilim adamları beyni reset'leyecek ya da düzensiz seyreden beyin fonksiyonlarını yeniden düzenleyecek yöntemleri araştırıyor. Hatta son yıllarda Avrupa'da, Özellikle ağır depresyon tedavisinde, beynin işleyişini tamamıyla değiştiren bir uygulama kullanılıyor: Transkraniyal Manyetik Stimulasyon (TMS). Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ha­kan Yöney, bu yöntemi kısaca, "Elektromanyetik alanlar kullanarak, beyin fonksiyonlarını araştırmak ve etkilemek için kullanılan bir uygulama" olarak açıklıyor.Bu uygulamanın, gelecekte depresyon ve diğer psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde, ilaç ve diğer yöntemlere alternatif olabileceği iddia ediliyor. Şimdiden bu uygulamanın olumlu sonuçlarını görenler de yok değil, iki çocuk annesi bir kadın, kronik depresyonunu atlatabilmek için, neredeyse başvurmadığı tedavi kalmadığına inanmıştı. Ta ki geçen yıl, depresyon tedavisiyle ilgili yeni bir uygulama için gönüllüler arandığını öğrenene kadar. Bir süre sonra da, Colombia Üniversitesi' ndeki New York Psikiyatri Enstitüsü'nde, kafatasının üzerine yerleştirilen elektromanyetik bobinin altında bir iskemlede otururken buluyor kendini. Yani bu düşünce çoktan uygulamaya geçmiş durumda.New York Psikiyatri Enstitüsü, TMS uyguamaları konusunda araştırma yapan dünyanın sayılı bilim kurumlarından birisi. Amaç, bobindeki güçlü mıknatısların oluşturduğu dalgalarla, beynin ilgili kısmındaki depresyona neden olan düzensizliği reset' lemek. Tedavi haftada bir, birer saatlik seanslarla altı hafta devam ediyor. Kadın üçüncü haftadan sonra, değişiklikleri hissetmeye başlıyor. Lezzetli yemeklerden, güneş ışığından yeniden keyif almaya başlıyor. Üstelik uzmanlar, bunun bir tesadüf olmadığını söylüyor. ABD Ulusal Beyin Sağlığı Enstitüsü denetiminde 240 depresyon hastasıyla gerçekleştirilen uygulamalar da aynı başarıyı işaret ediyor. Çalışma ekibinden Dr. Saran Lisanby, gelecek yıllarda TMS' nin, depresyonda en etkili ve yan etkisiz tedavi olarak benimseneceğini belirtiyor.Çökerse, Sistemi Yeniden Yükle…Söz konusu bobinler, elektromanyetik dalgalar olunca, aklımıza hemen elektroşok yöntemi ve Matrix filmi geliyor. Biliyorsunuz filmde beynin içine sokulan bir tür iğneyle elektroşoklarla bilgisayar sistemine bağlanılıyordu.Manyetik stimülasyon, hiçbir elektrik bağlantısı olmadan, beyin işleyişini düzenleyen bir uygulama. Üstelik, elektroşok gibi kasılmalara neden olmadığı için, anestezi ya da kas gevşetici gibi önlemlere de gerek kalmıyor. Bu yöntem, ülkemizde de şiddetli depresyon tedavisi için Memory Center' da uygulanıyor. Elektroşok, depresyon tedavileri arasında en etkili yöntem olarak görülüyor. Hatta boğazını keserek intihara teşebbüs eden hastalar bile, bu tedaviyle kısa sürede yeniden şarkı söyleyip gülmeye başlıyor. Ne var ki, vücuda elektrik verildiği için, yanlış bir uygulama çok ciddi sonuçlara yol açabiliyor. "Oysa elektromıknatıslar sadece 2 cm' ye etki eder. Yani uzman beynin hangi bölgesini hedefliyorsa, sadece o kısımda değişiklik olur. Dolayısıyla hiçbir tehlikesi bulunmaz. MR gibi bu yöntem da hamilelerde dahi kullanılabilir.Peki, beyne gönderilen elektrodalgalar ne işe yarıyor? Beyin hem elektrik hem de kimyasallarla ilgili bir organdır. Yani ilaçlar nasıl beynin salgıladığı hormon ve diğer kimyasalları etkiliyorsa, bu yöntemle de kortekste gerçekleşen elektrik akımı yönlendiriliyor. TMS yoluyla beyne gönderilen akım vuruşlarıyla, beyin sinirlerinin birbiriyle olan iletişimi düzenleniyor. Vuruş frekansı ve şiddeti ayarlanarak, ilgili kısımdaki işleyiş hızlandırılıyor ya da yavaşlatılıyor. Beynin gelişmiş bir bilgisayar olduğu düşünülürse, işlemi şöyle açıklamak mümkün: Network reset' lenerek, bilgisayar uzmanlarının sık kullandığı terimle beyin reboot ediliyor, yani sistem yeniden yükleniyor (Matrix filminin sonunda da virüs temizlenemeyince-öldürülemeyince çareyi, bozulan sistemi yeniden yüklemekle buluyorlar).Tersten bakarak söyleyelim. Beyin gelişmiş bir bilgisayardır. İçinde 140–150 milyar kablonun bulunduğu çok karmaşık bir bilgisayar. Beyni bir şehre benzetip bu kabloları da birer ev olarak düşünelim. Her ev içinde de 8 bin telefon olsun, işte, beynin çalışması, tüm bu telefonların birbiriyle bağlantı kurmasına benzer.Kişilik Değişebilir mi?Son yıllarda Kanada ve Avrupa'da şiddetli depresyon tedavilerinde kullanılan TMS yöntemi, ABD'de sadece araştırma amaçlı uygulanıyor. Ülkemizde ise iki yıldır psikiyatrik rahatsızlıklara yönelik bu uygulama, daha önceleri de kas sorunlarının tedavisinde kullanılıyordu. Yöntemin şizofreni, obsesif kompülsif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu ve parkinson tedavisinde de kullanılabileceği yolunda çalışmalar devam ediyor.Time'da yayımlanan haberin başlık sorusu, kafatası üzerinde dolaştırılan mıknatıslarla, insan kişiliğinin ya da özelliklerinin değiştirilip değiştirilemeyeceği. Biz de bu soruyu uzmanlarımıza yöneltiyoruz. Dr. Oğuz Tan, gelişmelerin bu yolda olduğunu dile getiriyor:"Örneğin beyinde bulunan Amigdala adlı organ, insanın korku faaliyetlerini kontrol ediyor. Fareler üzerinde yapılan deneylerde, bu organ alındığında, farelerin hiçbir şeyden korkmadıkları gözlemlendi. Belki gelecekte, insan Amigdala' sını etkileyerek, gereksiz korkulardan kurtulmak mümkün olacak."Yakında kötü anıları hafızadan silmek için de bir nöropsikiyatri merkezine gitmek yeterli olacak. Çünkü şu sıra bilim adamları, her iki şakağın arkasında bulunan hipocampüs' ler üzerinde çalışıyor. Bu bölgelerin asli görevi, hafızayla ilgili faaliyetleri yönetmek.Beyin üzerindeki araştırmalar, beyni reset'lemeye kadar vardığına göre, Öyle görünüyor ki önümüzdeki yıllarda istenilen davranış biçimlerinin ve kişilik özelliklerininhard disk'e yüklenmesini mümkün olacak.Bazı bilim adamlarına göre yakında kötü anıları hafızadan silmek için bir nöropsikiyatri merkezine gitmek yeterli olacak. Beynin sırlan keşfedildikçe, gelecekte belki de istenilen davranış biçimleri ve kişilik özellikleri de hard disk'e yüklenebilecek. İnsanların bunu aklını tezkiye etme çalışmalarıyla, psikiyatrik tedavilerle, Amerika’ da olduğunu bildiğimiz grup seanslarıyla yaptığını düşünürsek, sonuçta bunlar da insanlar arasındaki elektromanyetik dalga aktarımlarıyla veya kendi kendine yapılan beyin dalgalarını düzeltici çalışmalarla yapabildiğini biliriz. Ve buna da bir nevi “yükleme” yöntemi diyebiliriz. İleride bunun bilgisayarlarla sağlanması çok da şaşırtıcı olmaz galiba.Kaynaklar:Aktüel Dergisi Nisan 2005www.mcaturk.com
Old 14-03-2009, 15:52   #102
Gülümse

 
Varsayılan

Kısaca anılarınızı ve hafızanızı kaybedince siz de kaybolmuş oluyorsuzun.
Old 14-03-2009, 21:03   #103
Mahatma Gandhi

 
Varsayılan

neden kaybolalım ki??? yaşamın sıkıntılarına göğüs germek daha iyi olur bence O zaman biz değil sıkıntılar kaybolur.
Old 15-03-2009, 16:55   #104
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mahatma Gandhi
neden kaybolalım ki??? yaşamın sıkıntılarına göğüs germek daha iyi olur bence O zaman biz değil sıkıntılar kaybolur.

"Neden"den değil, "nasıl"dan sözediyoruz.
Old 15-03-2009, 17:02   #105
üye18721

 
Varsayılan

Kaybolmak için çok neden var da, Sayın Cengiz Bey'in dediği gibi asıl sorun nasıl kaybolmakta..
Old 26-03-2009, 15:16   #107
Dilge

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Anladım ki, bu ülkede KAYBOLMAMALISIN.

Bravo! BULAMAYACAKLARI kesinleşti çünkü!
Old 19-06-2009, 23:54   #108
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sonunda başardım kaybolmayı.
Biri şişeye bakmayı akıl edene dek.
Orhan Veli'yi saygıyla anıyorum.
Old 20-06-2009, 06:48   #109
ege

 
Varsayılan

kaybolduğumu farketmedikleri sürece

kaybolmanın ne anlamı var ki?
Old 20-06-2009, 07:21   #110
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ege
kaybolduğumu farketmedikleri sürece

kaybolmanın ne anlamı var ki?
Arkadaşlarım bana; "karabatak" gibisin diyorlar.Aylarca kayboluyorsun, sesin soluğun duyulmuyor diyorlar. )
Anlatmaya çalışıyorum; çok yoğun çalışıyorum diyorum anlamıyorlar!
Old 20-06-2009, 07:54   #111
minee.mine

 
Varsayılan

Cep telefonumdan kurtulduğum gün, kaybolmayı başardığım gündür (Bugün'e kadar başaramadım ama....... )
Old 20-06-2009, 10:16   #112
üye27169

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan minee.mine
Cep telefonumdan kurtulduğum gün, kaybolmayı başardığım gündür (Bugün'e kadar başaramadım ama....... )


Bende 1 aya yakın bir süre evde olmayacağımdan bu süre içerisinde bilgisayarlardan uzak durmayı planlıyorum.
Ve başardığımca cep telefonumdan da...
Ama bunun sonunun kaybolmak mı,yoksa kendimi mi bulmak mı olduğunu kestiremeyecek kadar yorgunum...
Bakalım....
Old 20-06-2009, 10:45   #113
üye27169

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Işıl YILDIZ
Bende 1 aya yakın bir süre evde olmayacağımdan bu süre içerisinde bilgisayarlardan uzak durmayı planlıyorum.
Ve başardığımca cep telefonumdan da...
Ama bunun sonunun kaybolmak mı,yoksa kendimi mi bulmak mı olduğunu kestiremeyecek kadar yorgunum...
Bakalım....


Özge hanım merhaba.
Düzeltiyorum
yoksa kendimi bulmak mı!!!
ya da,
yoksa kendimi mi bulmak!!!
Old 20-06-2009, 10:45   #114
üye18721

 
Varsayılan

Cep telefonunu ben de sevmiyorum.
Mümkün olduğunca kapalı tutuyorum.
Sonra arkasından bir sitem, bir sitem...
Cep tel no'sunu değiştirdin de bize mi haber vermiyorsun!
Yine telefon! Sabit hattan yine açmadım!
Old 20-06-2009, 10:51   #115
üye27169

 
Varsayılan

Bunlar sadece bahane sanırım
Kaybolmak için yapmamız gereken şey;
Bizi rahatsız eden düşüncelerimizden hatta duygularımızdan kurtulmayı başarmak...
NASIL mı?
Nasıl?
Old 23-06-2009, 05:16   #116
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan minee.mine
Cep telefonumdan kurtulduğum gün, kaybolmayı başardığım gündür (Bugün'e kadar başaramadım ama....... )
Hiç kimse umurumda değil!
Eskiden cep telefonu mu vardı.Artık kendimle daha barışık ve rahat bir insanım.Kimseye hesap vermek zorunda değilim en azından.Bürodan arasınlar.Her hakükarda bana ya da birlikte çalıştıklarımıza ulaşabilirler.
Old 23-06-2009, 12:10   #117
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dilge
Bravo! BULAMAYACAKLARI kesinleşti çünkü!
ben bulamadım kimseyi
Old 11-07-2009, 23:56   #118
minee.mine

 
Varsayılan

Biraz riskli bir durum ama hafızamı kaybedersem belki kaybolabilirim.
pekiiiiiiii bu sefer de hafızayı nasıl kaybedicez yok olmayacak bu iş boşuna uğraşıyorum ben kaybolmayı beceremiyorum
Old 25-07-2009, 21:07   #120
Gülümse

 
Varsayılan

Ankara'ya arabayla gelirseniz bol bol kaybolursunuz
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlar Nasıl Kurtulur? avukatlıkta Kalite Nasıl Artar? işte Bana Göre Çözümü: ibrahimbey Hukuk Sohbetleri 87 26-05-2010 22:11
Bu Nasıl İş? Kıvılcım Meslektaşların Soruları 5 13-09-2006 23:06
Noterlik Hakkında Bilgi(Nasıl Olunu,işleyiş Nasıl Vs Vs) fatih Hukuk Soruları Arşivi 2 04-03-2002 20:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09017205 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.