Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

taşınmaz satış vaadinden önce ve sonra konulan hacizler

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-06-2010, 13:28   #1
avukat 77

 
Varsayılan taşınmaz satış vaadinden önce ve sonra konulan hacizler

Miras kalan bir taşınmazın üç mirasçısı iştirak halinde malik oldukları taşınmazı bir kişiye satış vaadi ile satıyorlar.sözleşmelerden ikisi 24.12.2002 tarihinde tapuya şerh verilirken üçüncü sözleşme verilmiyor.2005 yılında dava tapu iptal ve tescil davası açılıyor ve fiilen taşınmazda da oturan kişi sözleşmelere dayanark tescil talep ediyor.27.09.2007 de dava karara çıkıyor.13.08.2008 de kesinleşiyor.22.08.2008 de tapudan tescil ediliyor.Taşınmaz maliki 2010 yılında taşınmazı satmak istediğinde şerhten önce hissesarlardan birinin hissesi üzerine konulan iki ayrı dosyadaki haczi görerek şerh verdirdiğini bildiği için bu dosyalardaki haczi kaldırmak için ödeme yapmak istiyor.Ancak bu haciz dışında şerhten sonra ancak daha adına tescil yapılmadan önce bir haciz ve bir tedbir konulduğunu görüp üç icra dosyasına icraya giderek kendi adına aldığı makbuzlarla ödeme yapıyor.
Sonrasında bu dosyalardaki hacizlerin usulsüz ve hatta düşmüş olduğunu harici öğrenerek ödediği meblağın kendisine geri verilmesi için dava açmak istiyor.

Bu hacizler tek bir hissedarın hissesine konulmuş.Dosyaların ilkinde şerhten önce haciz var tapuya işlenmiş ancak icra dosyasına bakıldığında tapuya 6.11.2002 tarihinde haciz konulduğu halde borçluya tebligat ilanen 29.05.2004 tarihinde yapılmış görünüyor. ayrıca yine satış talebi 6.6.2005 tarihinde yapılmış.Haciz usule uygun görünmüyor ki bu halde şerhten önce konulması usulsüz olduğundan şerh sahibi haklı görünüyor.Haciz 2002 de konulmuş ve usule uygun olsa da bu sefer de satış talebinin 2 yıl içinde yapılması gerekiyor yapılmamış.satış avansı 6.6.2005 de yatırılmış ve sonrasında 2007 yılında sulh hukukda dava açılarak(itmden yetki alınarak)ortaklığın giderimesi, istenmiş tapuya tedbir konulmuş.Bu sırada tapu iptal davası devam ederken mal sahibinin bu durumdan haberi olmamış.
ikinci dosya yine aynı borçlunun hissesine konulan haczi içeriyor.Bu dosyada ihtiyati hacze dayalı yapılıp 28.01.2002 tarihinde haciz konulmuş ancak tebligat yine ilanen16.01.2004 tarihinde yapılmış sonrasında ise dosya esas defterinde 01.03 .2003 tarihinde düşmüş göründüğü halde aralıklarla satış talep edilmeden taşınmaz üzerinde haczin yenilenmesi istenmiş.
Üçüncü dosya da 2002 yılı dosyası ancak esas defterinde 24.6.2004 de düşmüş görünüyor.Tebligat bu dosyada 5.9.2007 tarihinde yapılmış ve 13.11.2007 yılında yine hisseye haciz konulmuş.

Şimdi bu üç dosyadaki hacizlerin düştüğü kabul edilebilir mi? Taşınmaz sahibi bu dosyaları ödeyip tedbiri de avukatla görüşüp kaldırmış.Ancak şimdi haksız yere ödediği parayı bu dosyalarda alacaklı görünen kişiden isteyebilir mi? Şerhten sonra 5 yıl içinde tapuya tescilin yapılamaması sorun olur mu.?Bu ödenen meblağı hangi dava türü( sebepsiz zenginleşme vs.) ile isteyebilir.?
Old 17-06-2010, 20:53   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat 77
Miras kalan bir taşınmazın üç mirasçısı iştirak halinde malik oldukları taşınmazı bir kişiye satış vaadi ile satıyorlar.sözleşmelerden ikisi 24.12.2002 tarihinde tapuya şerh verilirken üçüncü sözleşme verilmiyor.2005 yılında dava tapu iptal ve tescil davası açılıyor ve fiilen taşınmazda da oturan kişi sözleşmelere dayanark tescil talep ediyor.27.09.2007 de dava karara çıkıyor.13.08.2008 de kesinleşiyor.22.08.2008 de tapudan tescil ediliyor.Taşınmaz maliki 2010 yılında taşınmazı satmak istediğinde şerhten önce hissesarlardan birinin hissesi üzerine konulan iki ayrı dosyadaki haczi görerek şerh verdirdiğini bildiği için bu dosyalardaki haczi kaldırmak için ödeme yapmak istiyor.Ancak bu haciz dışında şerhten sonra ancak daha adına tescil yapılmadan önce bir haciz ve bir tedbir konulduğunu görüp üç icra dosyasına icraya giderek kendi adına aldığı makbuzlarla ödeme yapıyor.
Sonrasında bu dosyalardaki hacizlerin usulsüz ve hatta düşmüş olduğunu harici öğrenerek ödediği meblağın kendisine geri verilmesi için dava açmak istiyor.

Bu hacizler tek bir hissedarın hissesine konulmuş.Dosyaların ilkinde şerhten önce haciz var tapuya işlenmiş ancak icra dosyasına bakıldığında tapuya 6.11.2002 tarihinde haciz konulduğu halde borçluya tebligat ilanen 29.05.2004 tarihinde yapılmış görünüyor. ayrıca yine satış talebi 6.6.2005 tarihinde yapılmış.Haciz usule uygun görünmüyor ki bu halde şerhten önce konulması usulsüz olduğundan şerh sahibi haklı görünüyor.Haciz 2002 de konulmuş ve usule uygun olsa da bu sefer de satış talebinin 2 yıl içinde yapılması gerekiyor yapılmamış.satış avansı 6.6.2005 de yatırılmış ve sonrasında 2007 yılında sulh hukukda dava açılarak(itmden yetki alınarak)ortaklığın giderimesi, istenmiş tapuya tedbir konulmuş.Bu sırada tapu iptal davası devam ederken mal sahibinin bu durumdan haberi olmamış.
ikinci dosya yine aynı borçlunun hissesine konulan haczi içeriyor.Bu dosyada ihtiyati hacze dayalı yapılıp 28.01.2002 tarihinde haciz konulmuş ancak tebligat yine ilanen16.01.2004 tarihinde yapılmış sonrasında ise dosya esas defterinde 01.03 .2003 tarihinde düşmüş göründüğü halde aralıklarla satış talep edilmeden taşınmaz üzerinde haczin yenilenmesi istenmiş.
Üçüncü dosya da 2002 yılı dosyası ancak esas defterinde 24.6.2004 de düşmüş görünüyor.Tebligat bu dosyada 5.9.2007 tarihinde yapılmış ve 13.11.2007 yılında yine hisseye haciz konulmuş.

Şimdi bu üç dosyadaki hacizlerin düştüğü kabul edilebilir mi? Taşınmaz sahibi bu dosyaları ödeyip tedbiri de avukatla görüşüp kaldırmış.Ancak şimdi haksız yere ödediği parayı bu dosyalarda alacaklı görünen kişiden isteyebilir mi? Şerhten sonra 5 yıl içinde tapuya tescilin yapılamaması sorun olur mu.?Bu ödenen meblağı hangi dava türü( sebepsiz zenginleşme vs.) ile isteyebilir.?

Kanımca hacizlerin usulsüz olup olmadığı birşeyi değiştirmez; sonuçta müvekkiliniz icra dosyalarına ödeme yapmış. Müvekkiliniz ödediği tutar için dosyaların borçlularına rücu edebilir. Elbette ödemeleri borçlu adına değil de kendi adına yapıp, tahsilat makbuzlarını buna göre kestirmişse.
Old 17-06-2010, 22:35   #3
avukat 77

 
Varsayılan

Teşekkür ederim cevabınız için.
Müvekkil mecbur kaldığı ve hukuken de bu borçları ödemek zorunda olduğunu düşündüğünden satış vaadiyle hissesini satın aldığı hissedarın tüm borçlarını ödemiştir.Ödemeleri dosya da 3.şahıs olarak yapıp kendi adına makbuzları almıştır.Borçluya bu makbuzlarla rücu etmesi doğru olur mu? açıkçası bu yönden düşünmemiştim.alacaklının haksız yere ve belkide usulsüz hacizlerle müvekkilden ödemeleri aldığını düşünerek ona karşı bir geri alım yolu düşünmekteydim.Bu durumda borçludan talep edilse bile borçlu zaten yıllardır kayıp hep ilanen tebligatlar yapılmış.Bu hisseli olan ve müvekkilin alıp sonrasında sattığı taşınmaz dışında malı yok görünüyor.Çünkü dosyalarda bu haczin yanısıra araç ve taşınmaz haczi de istenmiş birşey bulunamamış.
Takip yapıp kesinleştirilse bile borçlunun malvarlığı olmadığından sonuç alınamayacak gibi görünüyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
taşımaz satış vaadinden sonra konulan haczin akıbeti emrahcevik Meslektaşların Soruları 1 07-08-2009 21:24
bizim taşınmaz haczimizin düşmesinden önce başka alacak için satış istenirse aslıhan gültekin Meslektaşların Soruları 3 03-07-2009 13:40
geçersiz satış vaadinden dönme av.Nalan Aslan Meslektaşların Soruları 2 02-07-2008 11:51
satış vaadinden cayma??? ewrim Meslektaşların Soruları 1 22-04-2008 01:45
gayrimenkul satış vaadinden dönme jeny3435 Meslektaşların Soruları 0 19-10-2007 12:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02886796 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.