Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Duruşma Esnasında Avukatın Vekilliğine Son Verilebilir Mi?

Yanıt
Old 29-01-2008, 00:07   #61
janbatuwan

 
Varsayılan

Syn Kavilli öncelikle gösterdiğiniz tavrınız sebebiyle sizi tebrik ediyorum. Geçen günlerde benzer bir olayı bende yaşadım. Bir ceza yargılaması esnasında duruşma salonunda ki hakimin beni azarlarcasına bir ses tonuyla bana hitapı sonucu savunma esnasında savunmamı oturduğum yerde yaptım. Bunun üzerine hakim tarfından birden fazla kez savunmamı ayakta yapmam hususunda ihtar edilmeme rağmen ben yasada böyle bir hükmün bulunmadığını belirterek oturmakta ısrar ettim. Hakim bu tavrım üzerine bağırarak dışarı çıkmamı istedi. Bunun üzerine bende müdafi olduğumu ve görevimi yapmak üzere duruşma salonunda bulunacağımı belirttim. Hakim mevcut durumu zapta geçirerek beni mübaşir aracılığıyla dışarı çıkarmaya yeltenince bende ayağa kalkarak dışarıya çıkmaya hazırlandım. Bunun üzerine hakim sadece ayağa kalkmamaya ilişkin durum dışında ki diğer kararını silerek dışarı çıkmamı engelledi. Bende bunun üzerine tekrar yerime oturarak duruşmaya devam ettim. Şimdi hakimin benimle bu konuyu görüşmek istediğini duydum bu da benim için yargının hatalaranı dile getirmem için bir fırsat bence, gerçi bu eksiklikleri belirte belirte dilimizde tüy bitti ama anlatacağız yinede ya tükeneceğiz ya tüketeceğiz saygılarımla...
Old 29-01-2008, 09:42   #62
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan janbatuwan
Sayın Kavili öncelikle gösterdiğiniz tavrınız sebebiyle sizi tebrik ediyorum. Geçen günlerde benzer bir olayı ben de yaşadım. Bir ceza yargılaması esnasında duruşma salonunda hakimin beni azarlarcasına bir ses tonuyla bana hitabı sonucu savunma esnasında savunmamı oturduğum yerde yaptım. Bunun üzerine hakim tarfından birden fazla kez savunmamı ayakta yapmam hususunda ihtar edilmeme rağmen ben yasada böyle bir hükmün bulunmadığını belirterek oturmakta ısrar ettim. Hakim bu tavrım üzerine bağırarak dışarı çıkmamı istedi. Bunun üzerine ben de müdafi olduğumu ve görevimi yapmak üzere duruşma salonunda bulunacağımı belirttim. Hakim mevcut durumu zapta geçirerek beni mübaşir aracılığıyla dışarı çıkarmaya yeltenince ben de ayağa kalkarak dışarıya çıkmaya hazırlandım. Bunun üzerine hakim sadece ayağa kalkmamaya ilişkin durum dışındaki diğer kararını silerek dışarı çıkmamı engelledi. Ben de bunun üzerine tekrar yerime oturarak duruşmaya devam ettim. Şimdi hakimin benimle bu konuyu görüşmek istediğini duydum; bu da benim için yargının hatalarını dile getirmem için bir fırsat bence, gerçi bu eksiklikleri belirte belirte dilimizde tüy bitti ama anlatacağız yine de; ya tükeneceğiz ya tüketeceğiz saygılarımla...

Sayın "janbatuwan"
inatçı, kararlı, mücadeleci hukukçu yani Avukat meslektaşım,

"...dilimizde tüy bitti ama anlatacağız yine de; ya tükeneceğiz ya tüketeceğiz..." sözlerinize,

biz savunma makamıyız, hak arayıcılarız; TÜKENMEYİZ

diyerek katılıyorum.

Saygılarımla.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 29-01-2008, 13:33   #63
Hemocrania

 
Varsayılan

sevgili üstadım Sn.Kavili

üslubum geregi ileride avukat olunca mahkemede savunma yaparken ayaga kalkacak olmama ragmen ,sizin tavrınıza seçiminize saygı gösteriyorum..

ancak takdire şayan buldugum en büyük nokta ,inandığınız şeylerin arkasında korkmadan durmanız..ister hakim olsun ister başkası..ve elbette ki cesaretinizin bilginizden geldiği de anlaşılıyor..
olaydaki hazır cevaplıgınız da pratik zekanıza hayran bıraktı beni dogrusu..
biz genç meslektaşların sizlerden ögrenecegi cok şey var..

saygılarımla
Old 29-01-2008, 20:17   #64
janbatuwan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Sayın "janbatuwan"
inatçı, kararlı, mücadeleci hukukçu yani Avukat meslektaşım,

"...dilimizde tüy bitti ama anlatacağız yine de; ya tükeneceğiz ya tüketeceğiz..." sözlerinize,

biz savunma makamıyız, hak arayıcılarız; TÜKENMEYİZ

diyerek katılıyorum.

Saygılarımla.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "


Değerli meslektaşım aslında o günkü atmosfer çok daha sertti ben en yumuşak haliyle anlattım bir diğer meslekteşımın beni yatıştırmaya çalışıp dışarı çıkarmaya çalışmıştı bende reddetmiştim bu teklifini, zaten sanıyorum ki benim de ayağa kalkarken hakime tehditvari bir meyadan okuyuşla dışarı çıkmaya yeltenmem hakime bu ani U dönüşünü aldırdı. Yarında 2 duruşmam var fakat onlara mazeret vereceğim çünkü hala hakimle konuşmaya fırsatım olmadı o yüzden bir gerginlik daha yaşamak yerine bu hususu konuşup anlaşmayı tercih ediyorum desteğiniz ve duruşunuz için tekrardan telekkürler size... sevgi ve saygılarımla...
Old 30-01-2008, 00:21   #65
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hemocrania
sevgili üstadım Sn.Kavili

üslubum geregi ileride avukat olunca mahkemede savunma yaparken ayaga kalkacak olmama ragmen ,sizin tavrınıza seçiminize saygı gösteriyorum..

ancak takdire şayan buldugum en büyük nokta ,inandığınız şeylerin arkasında korkmadan durmanız..ister hakim olsun ister başkası..ve elbette ki cesaretinizin bilginizden geldiği de anlaşılıyor..
olaydaki hazır cevaplıgınız da pratik zekanıza hayran bıraktı beni dogrusu..
biz genç meslektaşların sizlerden ögrenecegi cok şey var..

saygılarımla

Meslektaşım, sevgili "Hemocrania"

Savunma mesleğinde "Dünkü meslektaşlarımızın mirasçısı, yarınkilerin mirasbırakanı" olduğumuzdandır.

Saygı ve sevgilerimle.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 30-01-2008, 00:30   #66
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Avukatlık mesleğinin işlevi

Alıntı:
Yazan janbatuwan
Değerli meslektaşım aslında o günkü atmosfer çok daha sertti ben en yumuşak haliyle anlattım bir diğer meslekteşımın beni yatıştırmaya çalışıp dışarı çıkarmaya çalışmıştı bende reddetmiştim bu teklifini, zaten sanıyorum ki benim de ayağa kalkarken hakime tehditvari bir meyadan okuyuşla dışarı çıkmaya yeltenmem hakime bu ani U dönüşünü aldırdı. Yarında 2 duruşmam var fakat onlara mazeret vereceğim çünkü hala hakimle konuşmaya fırsatım olmadı o yüzden bir gerginlik daha yaşamak yerine bu hususu konuşup anlaşmayı tercih ediyorum desteğiniz ve duruşunuz için tekrardan telekkürler size... sevgi ve saygılarımla...

Benzer bir konu olan "Şüpheli Avukata ZOR KULLANMA tehditi"
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...091#post149091
yazdığımız bir iletiyi konuya katkı sağlaması umuduyla bilginiz ve tartışmanıza sunuyorum.

Saygılarımla.



{{{
Avukatlık mesleğinin işlevi


--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Yazan pir_i fani

Sayın Kavili, avukat özel çalışan,serbest çalışan biridir.Avukat avukatsa, imam da imamdır.Böyle düz mantık olmamalı.Bir adliye çalışanı olarak avukat avukat olsa da hakim hakimdir ya da savcı savcıdır gibi olamaz.

Sayın "pir_i fani",

Öncelikle konuya ilişkin düşünceleri daha açık ve net anlatamadığım için mesleğim adına sizden özür dilerim; hukukçunun konuyu açık ve net olarak anlatması gerektiğini savunuyorum.

Yanıtınızın eleştirisine gelince:

Bu konudaki tartışmayı sağlıklı yürütebilmek için konunun Ceza Yargılaması içinde yer aldığını bilmek gerekiyor. Ceza Yargılaması, insanlığın tarihi boyunca sürekli gelişme göstermiştir; önceleri gücü elinde tutanların pervasız uygulamaları ve bunun insanları dehşete düşüren, terör estiren yönleri görüldükçe İNSANLIK ONURUNUN GÜVENCESİ OLARAK sıkı kurallara bağlanmış ve bu çekişme günümüze değin süregelmiştir.

Bu gelişim sürecine benzer biçimde halk özdeyişleri de türemiştir, örneğin "Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır" (Malatya yöresi) gibi.

Ya da bir Çin şiirindeki gibi:

Davacı fakir davalı zenginse
Davalıda kalır nizalı arsa,

Davacı zengin davalı fakirse
Zaten davacının malıdır niza,

Davacı zengin davalı zenginse
Özür dileyerek aradan çekilir kadı,

Davacı fakir davalı fakirse
O zaman adalet yerin bulur ancak.

İşte tüm bu ve benzeri kültür ürünleri zaman ve zemin koşullarına bakmaksızın tüm insanlığın ortak paydası olmuştur.

Günümüzde avukatın işlevine bakarsak:

Yargılama, içerisinde sav ve savunma diyalektiği taşır ve bunların tartışması sonucunda Hüküm-Yargı sonucuna ulaşılır.
İşte bu aşamada İddia makamını temsil eden, kamusal güç ve olanaklarla donatılmış Savcı yalnızca iddiasını ileri sürendir.
Savunma makamını ise Avukat temsil eder; çoğu zaman yetkisiz, etkisiz ve müvekkilinin olanakları-olanaksızlıkları ölçüsünde olanaksızlıklarla uğraşan avukat yargılama sürecinde yerini alır.
Yargıç ise bu iki makama ve temsilcileri savcı ve avukata karşı eşit uzaklıkta yani tarafsız olmak zorunda olması arzulanan; böylelikle de yargılama sonunda 'maddi gerçeğe ulaşmak' ödevi altındadır.

Bu ön koşullardan sonra yargılamanın duruşma aşamasına bakalım:

Duruşmada savcı iddiasını ve hatta yorumunu-mütelaasını söylerken ayağa kalkmaz ve oturduğu yerden konuşur; tarafsız yargıç konumunda görev yapan kamu görevlisi savcıya hiçbir biçimde karışmaz.
Oysa Avukat oturduğu yerden konuştuğu anda bırakın mahkemenin yargıçlık makamındaki kamu görevlisini, mahkemenin Mübaşiri hemen avukata "ayağa kalk" diye karışır.

Bir başka yönüyle mahkeme yargıcı duruşmanın yürütülmesinde gerekli gördüğü çeşitli "ara karar"lar alır ve işini iyi yapmaya çalışır. Örneğin "...nüfus kaydının getirtilmesine, tercüman çağrılmasına, tanığın celbine, talebin reddi ile duruşmanın devamına... gibi"

İşte gerek bu ara kararlar ve gerekse de duruşmada çeşitli konuları tartışmak için söz alan avukat ve çoğu zaman söz almadan konuşan savcı konuyu tartışarak yargıcın adaleti bulmasına katkıda bulunurlar. Bunu yapanlardan bir tarafa "ayağa kalk, ayakta konuş" demek ve diğer tarafa ise karışmamak biçimindeki davranışı, YARGICIN TARAFSIZLIK GÖRÜNTÜSÜNÜ BOZACAKTIR.
(AHİS m.6/-2)(Avrupa Parlamentosu Gözlemci Raporu-Adalet Bakanlığı web sitesi)

Başka bir açıdan ise:
Avukat yaptığı savunma taktikleri ve savunma becerileriyle aslında suçsuz olan ve fakat haksız biçimde yargılanmakta olan sanığın suçsuzluğunu, iddia makamının yanlış yorum teknikleri kullandığını ETKİLİ BİÇİMDE ORTAYA ÇIKARMAYACAK OLUR İSE bu husus SUÇSUZ HERKESİN TEHLİKE ALTINA GİRMESİNE YOL AÇACAKTIR.
İşte bu aşamada avukatın savunmasını etkili olacağına inandığı ve avukatın kendisi karar verdiğinde, Avukat savunmasını AYAKTA YAPABİLİR; ancak avukata hiç kimse ayağa kalkması yönünde karışamaz. Çünkü karar veren mahkemenin adalete ulaşabilmesi ancak ve ancak etkili ve bağımsız bir savunma makamı ile olanaklıdır. Öyleyse savunması çökertilen bir yargı asla onurlu olmayacak ve dedi/kodudan kurtulamayacaktır.

Tüm bunların temelinde, "Ceza Yargılamasında Kişinin değil, EYLEMİN YARGILAMASI YAPILIR anlayışı" yatmaktadır.

5271 sayılı CMK yalnızca HÜKÜM FIKRASI okunması ve YEMİN sırasında ayakta dinleneceğini buyurmuştur.

Bizim cümlemizdeki "Avukat, AVUKATTIR" dememiz kendi kendini örnekleştirerek çelişki gibi duruyor ise de, avukatın "adaletin sağlanmasındaki işlevi" nedeniyle savunma makamı olarak diğer tüm makamlardan ayrıcalığı ve aykırılığı anlatılmak istenmiştir.

Yukarıda açıklananlar eleştirecek düşüncelerinizi paylaşmanız amacıyla tüm okuyanların bilgisine saygıyla sunulmuştur.

Savunma muhaliftir.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! " }}}
Old 31-01-2008, 02:59   #67
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hemocrania
sevgili üstadım Sn.Kavili

üslubum geregi ileride avukat olunca mahkemede savunma yaparken ayaga kalkacak olmama ragmen ,sizin tavrınıza seçiminize saygı gösteriyorum..
Mesleki tercihlerimizi üsluplarımız değil,hukukçu olma sevdamız belirlediği müddetçe daha verimli oluruz.Gerçek,ayağa kalkmak değil,ayaklarının üzerinde dik durmanın hak olduğunu idrak etmektir.
Old 02-02-2008, 14:51   #68
Hemocrania

 
Varsayılan

Sn. Vardar

sözlerimi yanlış yorumlamanıza üzüldüm..hukukcu olma sevdamız savunma yaparken kendimizi daha rahat hissettiğimiz için oturma ya da ayakta durmamıza baglıysa ,bu sevdadan cok yaz aşkı gibi geldi bana..kaldı ki ayakta savunmayı sınırlayan bir hüküm ya da teamül de yok

şaka bir yana benim yukarda demek istediğim ,oturarak kendimi rahat ifade edemeyecegimi,savunmamı el ve vücut diliyle daha rahat yapacagımı düşünmemdendir,sistemin içinde erimiş bir düşüncenin ürünü olarak değil..

bir önceki mesajım yanlış anlaşıldıysa affola
saygılarımla
Old 24-08-2008, 01:24   #69
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Tazminat davası açıldı.

Alıntı:
Yazan isim bulamadım
HUMK da hüküm var
tazminat davası açın
ve artık bu işi basına yansıtmaya çalışın

baro ne yapıyor

hiç mi tanıdığınız yok
baro başkanı çıkıp da bu foruma neden yazmıyor

yoksa size hata mı atfediyor
baronun devreye girmesi zamanı geldi de geçti bile

Tazminat davası açıldı. Karar kesinleştiğinde site okuyanlarıyla paylaşabiliriz, elbette ki, avukatım Hakan Eren beyefendinin onayıyla; çünkü müvekkil olarak avukatımın mesleğini ve bilgisini önemsiyorum.

Ömer Kavili
Tazminat davasındaki davacı asıl
Old 24-08-2008, 19:15   #70
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Ömer arakadaşım ;
hangi olay için nasıl ve hangi gerekçelerle açıldı bu dava .daha doğrusu dava dilekçesinin bir örneğini de eklese idin daha iyi olmazmı idi.Bir çok meslektaşımız için ilginç bir örnek olabilir.Eylülde görüşmek üzere.
Old 24-08-2008, 23:36   #71
nezireselcuk

 
Varsayılan

Sayın Kavili,
Avukat Hakları için vermiş olduğunuz mücadeleyi biliyorum ve sizi takdir ediyorum. Ama galiba bu mücadele ferdi dirençle kolay başarılacak bir mücadele değil. Kurumusal bir tavırlanışın gerçekleştirilmesi gerekir. Münferit baş kaldılıların yeterli olmadığı ortada. Zaman zaman olayınızda da olduğu gibi Yargıçların kendi yetki sınırlarını aştıkları da görülmektedir. Barolar'ın bu konuda ortak tavır belirlemeleri önemlidir. Gerekirse Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na Hakimleri şikayet etmenin çoklukla sonuç verdiği de gerçektir.

Ben bir konuyu merak ediyorum. Söz konusu olayı tutanakla tesbit ettiniz mi? Ettinizse veya etmedinizse bundan sonra nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?
Old 25-08-2008, 00:16   #72
üye18332

 
Karar

Sayın Kavili;


Sizi "ayakta" alkışlamaktan gurur duyarım.....!!

Hakimler ne bizden üstün ne bizden aşağıdadır....Ancak ne yazık ki onların sandalyeleri yüksekte olduğunda olsa gerek mahkeme salonu onlarınmış ve kuralı onlar koyarmış gibi davranıyorlar ki bu hiç uygun bir tavır değil....

Bir avukat mesleki ahlakından ötürü zaten mahkeme salonunda nasıl davranacağını bilir ve hakimin onu alt etmek istercesine tavrı affedilemez....


Siz üstadların bu mücadeleci duruşu mesleğimiz adına onur duyulması gereken bir harekettir.....
Saygılarımla,


""Görevimizi yaparken “kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı""
Old 25-08-2008, 07:19   #73
Av.Hüsnü YILDIRIMER

 
Varsayılan

Afyon' da tanıdığım Av.Ömer KAVİLİ' den başkasının aklına gelmez bu usul hatalarını bulmak. Mahkeme yargıcının her kararı yanlış Ömer bey... saygılarımla
Old 07-09-2008, 10:40   #74
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Mahkemede ilginç statü tartışması

Alıntı:
Yazan Av.Hüsnü YILDIRIMER
Afyon' da tanıdığım Av.Ömer KAVİLİ' den başkasının aklına gelmez bu usul hatalarını bulmak. Mahkeme yargıcının her kararı yanlış Ömer bey... saygılarımla

Mahkemede ilginç statü tartışması


http://www.hurriyet.com.tr/pazar/983...d=229&sz=74804

Mahkemede ilginç statü tartışması

7 Eylül 2008Ali DAĞLARYazar Çetin Altan 1960’ların sonunda TİP milletvekili sıfatıyla kürsüde konuşurken, kendisine müdahale eden Meclis Başkanı’na iki kürsü arasındaki yükseklik farkı için ’marangoz hatası’ demiş, kıyameti koparmıştı. Yıllar sonra bir avukat, literatüre geçen bu deyimi, tartıştığı mahkeme başkanına söyleyince, davadan da salondan da atıldı ama bu tartışmayı yeniden hukuk dünyasının gündemine taşıdı: Mahkemede savunmayla savcılık eşit midir, değil midir?

İstanbulhukuk87 mail grubuna gönderilen bir duruşma öyküsü, avukatla savcı arasında öteden beri devam eden eşit statü tartışmasını yeniden alevlendirdi. O bildik "Sanık ayağa kalk!" talimatı bu kez "Avukat ayağa kalk!" biçiminde zuhur etti.

Yer, Eyüp Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargıcın odası. Duruşma, binaları yetersiz pek çok adliyede olduğu gibi yargıcın odasında yapılıyor. Davanın konusu elektrik hırsızlığı, tutuksuz sanık biraz tedirgin, avukatı rahat.

Yargıcın sorduğu soruya avukat yerinden kalkmadan cevap verince ikisi arasında bir tartışma başlıyor. Yargıç elbette kuvvetli. Ama avukat Ömer Kavili de dişli: Baroda Avukat Hakları Merkezi’nin kurucusu. Avukat hakları konusundaki mevzuata belki de kürsüdeki hakimden daha hakim. Zaten Avukat Hakları Merkezi’nin amaçlarından biri de savunmanın, savcılık kadar saygın bir makam olduğunu benimsetmek.

YERİNDEN KALKMAYINCA AVUKATLIKTAN AZLEDİLDİ

Avukat Ömer Kavili konuşmasını oturduğu yerden yapmaya devam edince gereği düşünüldü, davadan azledildi, salonu terketmesi sağlandı. Ancak çıkışta hemen Baro Başkanı’nı, Avukat Hakları Merkezi’ni ve bölge temsilcisini aradı. Tutulan tutanakla hakimin kararına Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz edildi. Ağır ceza heyeti, avukatı haklı bularak hakimin kararının yasal dayanağı olmadığına karar verdi. Haklı olduğunu tescilleten avukat bu kez bu kararla birlikte hakim hakkında Bakanlığa şikayette bulundu. Hakim hakkında yasada yazılı olmayan bir yetkiyi kullanmaktan soruşturma izni verilmesini istedi. Ancak Adalet Bakanlığı bu izni vermedi.

AVUKATLAR MAİL GRUBUNDA TARTIŞIYOR

Yargıç için tam bir açmaz: Duruşma yargıcı açısından ne büyük bir açmaz. Sayın Kavili ’ayakta mı yoksa oturarak mı konuşacağım, mahkeme karar versin, buna uyacağım’ diyor. Ancak yargıç bu konuda bir karar vermediği gibi, sonuç olarak ’mahkeme dinlemiyor’ diyor. Tam bir açmaz. ’Ayakta konuşun’ dese, yasal dayanağı yok. Oturarak konuşun dese, Sayın Kavili’nin argümanını kabul etmiş olacak. Zor bir durum! HAKAN EREN

Emriniz olur efendim: Tamam efendim, muhterem efendim, emriniz olur efendim, siz nasıl takdir buyurursanız efendim, vs... Bir tarafta bu türden davranışlar, diğer tarafta da avukat Kavili var. ERGÜN VARDAR

Cüppenizi çıkarmasaydınız: Sayın Kavili, cüppenizi neden çıkardınız? Cüppenizi çıkarmadan konuşmaya devam etseydiniz. Avukatlar hakkında duruşma düzenine ilişkin inzibati tedbirler uygulanamaz. Hala savunmanın ayrılmaz unsur olduğunu belirtmeye uğraşıyoruz. Ne diyeceğimi bilemiyorum.

MUZAFFER ERDOĞAN

Teşekkür ediyorum: Sayın Kavili’ye yapılan muamele ile hukuk göz göre göre çiğnenmiştir. Kendisine de bir meslektaşı olarak teşekkürü borç bilirim. Her zamanki gibi sonuna kadar hukuku savunmuş. IŞIL YILMAZ

Mahkeme kadıya mülk değil:
Ömer Beyefendi; bu konu ile ilgili göstereceğiniz her türlü haklı tepkinizde fiili ve duygusal olarak yanınızdayım. Mahkeme kadıya mülk değildir. Saygılarımla...V.O.

Avukat seni beğenmedim:
Benzer olayları çok duydum, dinledim ama hakimin vekalet ilişkisini bu şekilde sona erdirebileceğine ilişkin yetkili olduğunu düşünebileceği aklımın ucuna bile gelmemişti. Bir tek, "Seni beğenmedim avukat bu davada avukatlık yapamazsın"ı duymadığımız kalmıştı.Vay avukatların haline... AVUKAT SİNEM

Büyüklerimle gurur duyuyorum: Hukuki olarak Ömer Bey’in bir kazanımı olmasada bir hakimin savcı ve izleyiciler önünde kendini o duruma düşürmesi kötü bir durum... Tebrik ediyorum,meselenin hukuki boyutuyla ilgili bir şey söylemek için yeterli tecrübe sahibi değilim ama şunu söyleyebilirim ki, böyle durumları ve meslektaş büyüklerimin tavırlarını gördüğümde bu mesleği çok seviyorum ya... KORAY ÖZYURT

İŞTE O TARTIŞMA

Yargıç, sanığa görevsizlik kararına itirazı olup olmadığını sordu. Sanık şaşkın şaşkın bir yargıca, bir avukatına baktı. Soruyu anlamamıştı. Avukat soruyu sanığa açıkladı. Soruyu anlayan sanık itirazı olmadığını söyler söylemez, yargıç avukata çıkıştı. İşte o tartışma:

Yargıç: Soruyu size sormadık!

Avukat: Biz müvekkile açıklayıcı bilgi verdik.

Yargıç: Size söz vermedik, söz vermeden konuşmayın

Avukat: Görevsizlik kararına zaten itirazımız yok ki.

Yargıç: Kalk ayağa, mahkemeyle ayakta konuşabilirsiniz!

Avukat: (Oturduğu sandalyeye yaslanıyor) Savunma makamında görevli avukat olarak üslubunuzu kabul etmem mümkün değil. Savunma makamında görevli avukat olarak CMK’nın verdiği yasal hakkı kullanarak oturduğum yerden konuşacağım. Aksine kanun hükmü gösterilecek olursa itaat edeceğim.

TAMAM, MAHKEME DİNLEMİYOR

Bunun üzerine yargıç zabıt katibine avukatın sözlerini, "Sanık avukatı ayağa kalkmadan konuşacağım, aksine kanun varsa bana gösterin dedi" diye yazdırdıktan sonra notebookta avukatın söylediğinin aksi yönde kanun hükmü arıyor. Aradan 1 dakika, 2 dakika, 4 dakika, 5 dakika geçiyor.

Yargıç: (Savcıya) Savcı Bey bulamadım, o hangi maddeydi?

Savcı: Hakim Bey, kanun değil de ben onu, avukatların teamülen ayakta konuştukları şeklinde biliyorum.

Yargıç: Yok, burada olacaktı, bir daha bakayım... (Biraz daha arıyor, aksine hükmü bulamıyor. Bunun üzerine avukata) Neyse, ne diyorsunuz?

Avukat: Söz bizde mi?

Yargıç: Evet, konuşun!

Avukat: Tartışmak istemiyor ve sayın mahkemenin bu konuda usul bakımından ara karar vermesini istiyorum. Mahkemenin vereceği karar hangi yönde olursa olsun (konuşurken ayağa kalkma veya kalkmama), vereceğiniz karara itaat edeceğimi beyan ediyorum.

Yargıç: Oturarak mı konuşuyorsun?

Avukat: Mahkemeniz ara kararını açıklarsa, mahkeme kararına göre hareket edeceğim.

Yargıç: Tamam, mahkeme dinlemiyor. Avukat davadan azledildi.

TUT KOLUNDAN ÇIKAR

Avukat: Benim hukuk bilgime göre ölüm, azil ve istifa dışında vekaletnamenin sona erme sebebi yoktur. Borçlar Kanunu açık. Vekalet akdi ancak o suretle sona erer. Siz okuduğunuz kararın yasal dayanağını açıklar mısınız?

Yargıç: Kaynak maynak yok, çık dışarı!

Avukat: Cüppemi çıkarıp bir yurttaş olarak bu salonda bulunacağım.

Yargıç: O zaman ara verdim, salon boşaltılsın!

Avukat: Avukatın çıkarıldığı salondan savcı da çıksın, savcı bey kalıyorsa ben de kalıyorum.

Yargıç: Polis çağıracağım. Mübaşir, polisi çağır.

Savcı: Hakim Bey, gerek yok...

Yargıç: (Savcıya) Rica ederim siz oturun. (Polise) Tut kolundan çıkar!

Avukat: (Polise) Bana sakın dokunmayın, konusu suç olan bir emir yerine getirilemez, dokunduğunuz anda müessir fiil suçunu işlemiş olursunuz. (Bu sırada bağırmaya devam eden yargıca) Yurttaşlar savunmasız bırakılıyor, savunma çökertiliyor, savunması çökertilmiş bir yargılama asla onurlu olmayacak. (Salondan çıkıyor.)
Old 07-09-2008, 11:32   #75
avyesimcarikci

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım Kavili,
Yargının onuru olan savunma ayağının yıllardır sistematik şekilde etkisizleştirilme çalışmlarına karşı verdiğiniz bireysel mücadeleden dolayı sizi tebrik ediyorum. Ancak bu mücadelenin genele yayılarak tüm meslektaşlarca benimsemesi gerektiğini de eklemek istiyorum.Bu konuda Ne Baromuzu ne de Barolar Birliği ni son derece yetersiz kalan cılız çabalar içinde görmekten de müthiş üzüntülüyüm.
Haberdeki sözlerinizi buraya aktarmakta bir sakınca görmüyorum.

" Yurttaşlar savunmasız bırakılıyor, savunma çökertiliyor, savunması çökertilmiş bir yargılama asla onurlu olmayacak "
Old 07-09-2008, 11:56   #76
üye15184

 
Varsayılan Ömer KAVİLİ

Bildiğim kadarıyla müdafilik, sanık / şüpheli 'nin ilgili avukata vekaletini vermesi ya da ilgili avukatın CMK'daki sebeplerden bir / birkaçına dayanılarak Baro tarafından atanması sonucu kurulan ve sanıktan ayrı bir kişiliği olan ( hukuk fakültesinde en çok bu husus üzerinde durulmuştu ) yargılamanın en önemli unsurlarından biridir.

Hakim tarafından müdafi atanamaz. sadece müdafi isteği varsa; kendisini bir müdaifi yardımıyla savunması için makul süre verilir veya Baro'ya müdafi istemli bir müzekkere yazılmasına karar verir.Bu durumda müdafiyi atama yetkisi ve görevi Baro'dadır.


Sayın Ömer KAVİLİ'ye, ilgili hakim tarafından yapılan davranışın hiçbir haklı tarafı yoktur.

Hukukumuzda hakimin, zabıt katibinin, bilirkişinin reddi mümkündür. Ancak avukatın ( cezayargılamasında müdafinin ) reddi mümkün değildir.

Bu bakımdan Ömer Bey'i gösterdiği tutum karşısında tebrik ediyorum.

Not : Bu olayı, bugün bir gazetenin ekinde okudum. O gazete küpürünü kesip, en kısa zamanda Baro odası, duyuru levhasına asılmasını Baro'dan isteyeceğim.
Old 12-10-2008, 23:23   #77
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan " Yurttaşlar savunmasız bırakılıyor, savunma çökertiliyor, savunması çökertilmiş bir

Alıntı:
Yazan avyesimcarikci
Sayın Meslektaşım Kavili,
Yargının onuru olan savunma ayağının yıllardır sistematik şekilde etkisizleştirilme çalışmlarına karşı verdiğiniz bireysel mücadeleden dolayı sizi tebrik ediyorum. Ancak bu mücadelenin genele yayılarak tüm meslektaşlarca benimsemesi gerektiğini de eklemek istiyorum.Bu konuda Ne Baromuzu ne de Barolar Birliği ni son derece yetersiz kalan cılız çabalar içinde görmekten de müthiş üzüntülüyüm.
Haberdeki sözlerinizi buraya aktarmakta bir sakınca görmüyorum.

" Yurttaşlar savunmasız bırakılıyor, savunma çökertiliyor, savunması çökertilmiş bir yargılama asla onurlu olmayacak "

" Yurttaşlar savunmasız bırakılıyor, savunma çökertiliyor, savunması çökertilmiş bir yargılama asla onurlu olmayacak "
Old 12-10-2008, 23:27   #78
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ferrarif398
Bildiğim kadarıyla müdafilik, sanık / şüpheli 'nin ilgili avukata vekaletini vermesi ya da ilgili avukatın CMK'daki sebeplerden bir / birkaçına dayanılarak Baro tarafından atanması sonucu kurulan ve sanıktan ayrı bir kişiliği olan ( hukuk fakültesinde en çok bu husus üzerinde durulmuştu ) yargılamanın en önemli unsurlarından biridir.

Hakim tarafından müdafi atanamaz. sadece müdafi isteği varsa; kendisini bir müdaifi yardımıyla savunması için makul süre verilir veya Baro'ya müdafi istemli bir müzekkere yazılmasına karar verir.Bu durumda müdafiyi atama yetkisi ve görevi Baro'dadır.


Sayın Ömer KAVİLİ'ye, ilgili hakim tarafından yapılan davranışın hiçbir haklı tarafı yoktur.

Hukukumuzda hakimin, zabıt katibinin, bilirkişinin reddi mümkündür. Ancak avukatın ( cezayargılamasında müdafinin ) reddi mümkün değildir.

Bu bakımdan Ömer Bey'i gösterdiği tutum karşısında tebrik ediyorum.

Not : Bu olayı, bugün bir gazetenin ekinde okudum. O gazete küpürünü kesip, en kısa zamanda Baro odası, duyuru levhasına asılmasını Baro'dan isteyeceğim.


"...Baro odası, duyuru levhasına asılması..."
Old 13-10-2008, 14:17   #79
feyzaday

 
Varsayılan Hakime Saygı!

Merhabalar,
Öncelikle bir soru sormalıyım. 3 yıl önceden beri kıt'ada değilim. O zamanlar ve öncesinde C. Savcısının avukat hizasında oturması gerektiği tartışılıyordu. Bu durum düzeltildi mi?
Sayın Ömer Kavilli'nin fiziksel ve usul açısından duruşu, hakimi allak bullak etmiş.
Avukatın müdafilik görevinden azlinin elbetteki hukuki bir dayanağı yoktur. Duruşmanın selametinin de sekteye uğratıldığı sonucu çıkartılamıyor kanımca. Ancak hakimin ezberi bozulduğundan, belki de kendisinin dahi pişman olduğu bir karara imza atmış oldu.
Gelelim mahkemeye olan saygıya. 3 yıldır yokum diyorum ya işte bu zaman zarfında başka hukukları, başka kültürleri inceliyorum. Medeniyeti aldığımız batıda da avukat olsun savcı olsun söze başladığında Hakim'in şahsında mahkemeye olan saygı nedeniyle ayağa kalkarlar. Sonuçta verilecek olan karar bir uyuşmazlığı çözecek ve adaleti (!) yerine getirecektir. İşte bu nedenle taraflar konuşurlarken ayağa kalkmalıdırlar.
Sn.Kavilli'yi azarlanan savunma tarafında gösterdiği duruş için tebrik ederim. Ancak merak ettim, şayet azarlanmasaydınız yine de yerinizden mi konuşurdunuz?

Kadılık zihniyetinden biran önce kurtulmamız dileğimle..

Saygılar
Old 13-10-2008, 21:35   #80
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feyzaday
Sn.Kavilli'yi azarlanan savunma tarafında gösterdiği duruş için tebrik ederim. Ancak merak ettim, şayet azarlanmasaydınız yine de yerinizden mi konuşurdunuz?

Sayın Kavili muhakkak ki,soruya cevap verecektir.Belki de bu kadar yazılanlardan sonra hala "azarlanma-azarlamama"şeklinde bir değerlendirme karşısında cevap bile vermeyecektir.Lakin konunun özü hak arama mücadelesi olduğu halde,azarlanmaya veya azarlanmamaya takılmak özden uzaklaşmış olmak manasını hatırlatıyor.
Old 14-10-2008, 21:00   #81
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feyzaday
Merhabalar,
Öncelikle bir soru sormalıyım. 3 yıl önceden beri kıt'ada değilim. O zamanlar ve öncesinde C. Savcısının avukat hizasında oturması gerektiği tartışılıyordu. Bu durum düzeltildi mi?
Sayın Ömer Kavilli'nin fiziksel ve usul açısından duruşu, hakimi allak bullak etmiş.
Avukatın müdafilik görevinden azlinin elbetteki hukuki bir dayanağı yoktur. Duruşmanın selametinin de sekteye uğratıldığı sonucu çıkartılamıyor kanımca. Ancak hakimin ezberi bozulduğundan, belki de kendisinin dahi pişman olduğu bir karara imza atmış oldu.
Gelelim mahkemeye olan saygıya. 3 yıldır yokum diyorum ya işte bu zaman zarfında başka hukukları, başka kültürleri inceliyorum. Medeniyeti aldığımız batıda da avukat olsun savcı olsun söze başladığında Hakim'in şahsında mahkemeye olan saygı nedeniyle ayağa kalkarlar. Sonuçta verilecek olan karar bir uyuşmazlığı çözecek ve adaleti (!) yerine getirecektir. İşte bu nedenle taraflar konuşurlarken ayağa kalkmalıdırlar.

Sn.Kavili'yi azarlanan savunma tarafında gösterdiği duruş için tebrik ederim. Ancak merak ettim, şayet azarlanmasaydınız yine de yerinizden mi konuşurdunuz?

Kadılık zihniyetinden biran önce kurtulmamız dileğimle..

Saygılar

şayet azarlanmasaydınız yine de yerinizden mi konuşurdunuz?

EVET, yine de oturduğum yerden konuşurdum.

Ömer KAVİLİ
Old 15-10-2008, 09:26   #82
uye8490

 
Önemli Savunmaya Saygı!

Alıntı:
Yazan feyzaday
Medeniyeti aldığımız batıda da avukat olsun savcı olsun söze başladığında Hakim'in şahsında mahkemeye olan saygı nedeniyle ayağa kalkarlar.

Demek "medeniyeti aldığımız batıda da" bir takım feodal kalıplar hâlâ saygı ifadesi olarak algılanabiliyormuş.

Bu arada "azar" "uslu uslu" oturana uygulanan bir yıldırma yöntemidir.

Meslektaşımız hiç bir zaman "uslu uslu oturan" konumunda olmadığı için ,hiç bir zaman azarlanmadığına ,azarlanamayacağına ben kendi adıma eminim.
Old 14-03-2009, 09:56   #83
duyurucu1

 
Rahatsiz Ahh..Ömer Kavili ah.

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ


HUKUKÇU OLAN VE HUKUKÇU KALANLARA SAYGI VE SEVGİLERİMLE.

Ömer KAVİLİ

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "

Ahhh.Ahhhh.Sen benim mahkememe düşecektin ki ben sana duruşmada ayağa kalkmamayı gösterirdim.

Önce masamın altında tedbir olsun diye bulundurduğum uzun sopa ile başına üç defa "tak!tak! tak!"diye vururdum.

Baktım uslanmadın ve hala ayağa kalkmıyorsun.Hemen mübaşire emrederdim,"Tutun şunu ayağa kaldırın"Eğer mübaşir zayıf nayıf bir şeyse ve gücü sana yetmiyorsa savcıdan yardım talep ederdim.Onunda gücü yetmiyorsa,komşu mahkemelerden mübaşir isterdim.Seni tuttukları gibi ayağa kaldırırlardı.Ne o öyle polis çağırmak falan?Hakimin karizmasına yakışır mı?Polise ne gerek var?Vallalhide billahide söylüyorum vede aha şuraya çiziktiriyorum,cırt(çiziktirme sesi)eğer seni ayakta tutmaz ve ayaklarını boşlukta sallandırmazsam namerdim.Hele sen benim mahkememe gelde gör.

Gelde gör bak avukat nasıl ayağa kaldırılıyor.

Ben sizin ciğerinizi bilirim.Nefes almanızdan ne diyeceğinizi bilirim.Tutturmuşsunuz "ayağa kalkmamda,sanıkta müdafide. Ne demek kalkmam be!"

Bak beni kızdırdın Ömer Kavili!Masamın altında sakladığım sopamı bundan böyle masanın üstüne çıkardım.Hatta yanına bir de falaka ekledim.Bundan böyle "Ayağa kalkmam ,sanıkla müdafisi yan yana otursun "diyen avukat olunca hiç konuşmayacağım.Önce kafasına üç defa vuracağım "Tak,tak,tak" anladı anladı.Anlamadı hemen savcıya işaret edeceğim.Savcı yerinden kalkacak komşu mahkemelerden gelen mübaşirleri de yanına alıp senin gibi avukatları falakaya yatıracaklar.Bende özel falaka sopamı alacağım ve makamımdam ağır ağır inerek ve de sağ kolumun cübbesini dirseğime kadar sıyırıp o anki kızgınlık dereceme göre artık on sopa mı olur yirmi mi olur elli mi olur.Ayaklarına sopa vuracağım.

Sonra ortada sanki hiç bir şey yokmuş gibi sakin bir şekilde ben makamıma ,savcı sağıma, mübaşirler yerine geçecek.Ve ben zabit katibine diyeceğim ki"duruşmaya devam edildi.Ömer Kavili kendi istek ve rızasıyla ve hatta ısrar ederek,saygıdeğer Dumrul hakimim. Ben ayağa kalkıyorum.Ve hatta ayağa kalkmak değil sizin bulunduğunuz mahkemede ve hatta diğer mahkemelerde dahi bundan böyle ayakta duracağımı hiç oturmayacağımı beyan ediyorum,dedi "diyerek duruşmaya devam ederim.

Ne o öyle seninle tartışmak filan.Böylece bu uygulamaya tüm avukatlar ve sanıklar ve dinleyicilerde tanık oldukları için gereksiz tartışmalrın önüne geçilir ve zamandan tasarruf edilir.Benim şahsen mahkememde uygulamam böyle.

Yok yok, bu avukatlardan birkaç tanesini ibret olsun diye benim mahememde görevlendireceksin.Başka yolu yok.Bunlar çizgiyi aşmaya başladılar.

Bak benim mahkememde davası olan avukatların sesi çıkıyor mu?Bak bir tane olsun benim mahkememde davası olan avukatlardan ,bir tanecik dahi olsun Türk Hukuk Sitesine yazı yazan vede bu muzır siteyi okuyan var mı?

Yaaa.İşte mahkemelere düzen intizam böyle gelir.Ama nerde..Nerde öyle cesaretli hakim?

Old 14-03-2009, 10:19   #84
üye14072

 
Varsayılan yukardaki mesaj şakaymış

üstad sabah sabah yüreğimi ağzıma getirdiniz
neyse ki profilinize göre avukat olduğunuzu gördüm

tanrıya şükür

bu bir sabah kabusu imiş

herkese iyi günler

av. m. emin öztürk
kocaeli barosu
Old 14-03-2009, 11:40   #85
duyurucu1

 
Rahatsiz Pazartesi Kocaelinde yeni bir uygulama başlıyor

Alıntı:
Yazan isim bulamadım


av. m. emin öztürk
kocaeli barosu

Al sana bir muzır avukat daha,

Sevgili "isim bulamadım!"

Bak sen de gel yol yakınken dön.Bu Ömer kavili yada duyurucu1 midir ne menem şeydir onların peşine takılma.Sakın ha sakın onların söylediklerinin yazdıklarının hiç birine uyma!

Bak benden söylemesi.Sonra pişmen olursunuz.

Aha elimde telefon.Şimdi Kocaelini arıyorum.Benim gibi limoncu vede falakacı hakim arkadaşımı arıyorum.Bundan böyle duruşmalarda "üc kelimeden fazla konuşan avukatların gözüne limon sıkılacak"maddesi Kocaelinde de uygulanacak.

Nedir bu üç kelime dersen?Bilmiyorsun diye söylüyorum."(1)Evet efendim (2) Haklısınız efendim (3)1 ve 2 inci kelimelere aynen katılıyorum efendim"

Bu üç kelimeye aykırı davranan avukatların gözüne hakim tarafından limon sıkılacak.Hani bazı avukatlar duruşmalardan ağlayarak çıkıyorlar ya vandaşımızda zannediyor ki içerde avukatlara dayak atılıyor.Yalan zinhar yalan.Bu kökü dışarda basının uydurması.

Dayak faslı limon sıkmaya rağmen duruşmalarda yaramazlık eden,ayağa kalkmayan."Bende topaç çevireceğim,ben de çelik çomak oynacağım" deme cesaretini gösteren avukatlar için uygulanacak.

Bilmem anlatabildim mi.Eğer hala anlamadın ise .Kocaelindeki meslekdaşıma telefon ettim.Pazartesi gününden itibaren o da avukatların gözüne limon sıkma ve eğer söz dinlemezlerse ardından kafalarına üç defa uzun sopayla "Tak.tak tak" diye vurma ve buna rağmen hala direnirlerse falaka uygulamasına başlayacaklar.Haberiniz olsun.
Old 05-06-2009, 17:21   #86
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
Ahhh.Ahhhh.Sen benim mahkememe düşecektin ki ben sana duruşmada ayağa kalkmamayı gösterirdim.

Önce masamın altında tedbir olsun diye bulundurduğum uzun sopa ile başına üç defa "tak!tak! tak!"diye vururdum.

Baktım uslanmadın ve hala ayağa kalkmıyorsun.Hemen mübaşire emrederdim,"Tutun şunu ayağa kaldırın"Eğer mübaşir zayıf nayıf bir şeyse ve gücü sana yetmiyorsa savcıdan yardım talep ederdim.Onunda gücü yetmiyorsa,komşu mahkemelerden mübaşir isterdim.Seni tuttukları gibi ayağa kaldırırlardı.Ne o öyle polis çağırmak falan?Hakimin karizmasına yakışır mı?Polise ne gerek var?Vallalhide billahide söylüyorum vede aha şuraya çiziktiriyorum,cırt(çiziktirme sesi)eğer seni ayakta tutmaz ve ayaklarını boşlukta sallandırmazsam namerdim.Hele sen benim mahkememe gelde gör.

Gelde gör bak avukat nasıl ayağa kaldırılıyor.

Ben sizin ciğerinizi bilirim.Nefes almanızdan ne diyeceğinizi bilirim.Tutturmuşsunuz "ayağa kalkmamda,sanıkta müdafide. Ne demek kalkmam be!"

Bak beni kızdırdın Ömer Kavili ! Masamın altında sakladığım sopamı bundan böyle masanın üstüne çıkardım. Hatta yanına bir de falaka ekledim.Bundan böyle "Ayağa kalkmam ,sanıkla müdafisi yan yana otursun "diyen avukat olunca hiç konuşmayacağım.Önce kafasına üç defa vuracağım "Tak,tak,tak" anladı anladı.Anlamadı hemen savcıya işaret edeceğim.Savcı yerinden kalkacak komşu mahkemelerden gelen mübaşirleri de yanına alıp senin gibi avukatları falakaya yatıracaklar.Bende özel falaka sopamı alacağım ve makamımdam ağır ağır inerek ve de sağ kolumun cübbesini dirseğime kadar sıyırıp o anki kızgınlık dereceme göre artık on sopa mı olur yirmi mi olur elli mi olur. Ayaklarına sopa vuracağım.

Sonra ortada sanki hiç bir şey yokmuş gibi sakin bir şekilde ben makamıma, savcı sağıma, mübaşirler yerine geçecek. Ve ben zabit katibine diyeceğim ki "duruşmaya devam edildi. Ömer Kavili kendi istek ve rızasıyla ve hatta ısrar ederek, saygıdeğer Dumrul hakimim. Ben ayağa kalkıyorum. Ve hatta ayağa kalkmak değil sizin bulunduğunuz mahkemede ve hatta diğer mahkemelerde dahi bundan böyle ayakta duracağımı hiç oturmayacağımı beyan ediyorum, dedi " diyerek duruşmaya devam ederim.

Ne o öyle seninle tartışmak filan.Böylece bu uygulamaya tüm avukatlar ve sanıklar ve dinleyicilerde tanık oldukları için gereksiz tartışmalrın önüne geçilir ve zamandan tasarruf edilir.Benim şahsen mahkememde uygulamam böyle.

Yok yok, bu avukatlardan birkaç tanesini ibret olsun diye benim mahememde görevlendireceksin. Başka yolu yok. Bunlar çizgiyi aşmaya başladılar.

Bak benim mahkememde davası olan avukatların sesi çıkıyor mu?Bak bir tane olsun benim mahkememde davası olan avukatlardan ,bir tanecik dahi olsun Türk Hukuk Sitesine yazı yazan vede bu muzır siteyi okuyan var mı?

Yaaa.İşte mahkemelere düzen intizam böyle gelir.Ama nerde..Nerde öyle cesaretli hakim?


Aman, kadı efendi hazretleri, eteğinizi öpeyim, ben ettim sen etme !

desem o rüya, rüya olmaz "malumu ilan" olurdu.




Old 05-06-2009, 18:20   #87
Av.Şentürk DURSUN

 
Varsayılan

Sayın Kavili,
Öncelikle asil, vakur ve şerefli duruşunuzdan ve savunma makamını mükemmel olarak temsil ettiğinizden dolayı bir kıdemli meslekdaşınız olarak heyecan, şeref ve gurur duydum. Tebrik ederim. Size çok çok teşekkür ederim. Uzun meslek hayatımda ben de bir kez saygılı olmayan bir tavırla karşılaşmış ve derhal gerekli tepkiyi göstermiştim. Yalnız o, bu kadar ısrarlı olmamış ve hakkı teslim etmişti. Sizin olayınızda hukuksuzlukta ısrar ve direnme var. Ceza hukuku normlarını ihlal var. Bir avukat, müvekkili dışında hiç kimse tarafından azledilemez. Bir hakim, yargılamanın unsurlarından birini, nasıl olur da yargılama faaliyetinin dışına çıkarmaya teşebbüs edebilir? Hele duruşmadan attırabilir? Bunlar kabul edilebilir şeyler değildir. Hele bazı hakimler avukata "sen" diye hitap ediyor ve meslekdaşlar buna ses çıkarmıyor. Halbuki biz nasıl, "siz" diye hitap ediyorsak, bize de öyle hitap edilmeli. Dikkat, avukatlar şamar oğlanı değildir. Hakkın kılıcı ve şerefli bir mesleğin mensuplarıdır. Hakimler ve C. Savcıları, savunma makamıyla ilişkilerinde savunmaya saygılı olmak zorundadırlar. Bu lazımeyi herkese hatırlattığı için saygıdeğer meslekdaşımız Kavili'ye şükran borçluyuz. Her avukat, hukuka aykırı, usule aykırı, nezaket kurallarına aykırı bir davranışla karşılaştığında derhal gereken tepkiyi koymalı, savunmanın şerefini, mesleğin şerefini sayın Kavili gibi her şeyin üstünde tutmalı, bilmeyenlere kararlılıkla bildirmelidir. Sayın Kavili, yüksek sorumluluk anlayışınızla bizi onurlandırdınız. Size minnettarım. Derin saygılarımı lütfen kabul edin. Selamlar ve sevgiler... 05.06.09
Old 05-06-2009, 20:15   #88
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ

YORUMUMUZ:
Avukatlık mesleği; kişiye bağlı, kişinin kişisel özellik ve yetenekleri ile yoğrulmuş, nitelikli bilgi ve deneyimlerin bileşiminde yürütülebilen hizmet olması özelliği nedenleriyle;AVUKAT GÖREVDEN YASAKLANAMAZ.
Çünkü O avukatın (inatçılık, kararlılık, korkusuzluk, deneyim, anlatım özellikleri gibi) herhangi bir özelliği O avukatı vekiledenin gözünde vazgeçilmez kılmış olabilir. Daha yargılamanın başlangıcında henüz kanıtlanmamış ve yalnızca bir İddia nedeniyle Avukatı görevinden yasaklamak, yargılanan vekileden (asıl sanık) açısından ADİL YARGILAMAYI YOK ETMEKTİR.


Bu konuda Kartal 2. Ağır Ceza M. kendi yargılanmamız sırasında söylediğimiz sözler şöyledir:

"Sayın Yargıçlar, ben sanık olarak yargılanıyorum. Huzurunuzdaki bu avukatlarımın herbiri benden daha bilgili, benden daha inatçı, benden daha yetenekli, benden daha deneyimli olup herbiri benim için ayrı ayrı vazgeçilemez niteliktedirler. Bu özellikleri nedeniyle, mahkemenizden yöntem bakımından sanık olarak isteğim şudur; ya sanık olarak avukatlarımın yanına giderek ya da avukatlarımın benim yanıma gelerek avukatlarımın yanında olmak." Mahkeme, savcının teamül ve salon yapısı gerekçeleriyle uyumlu biçimde isteğimizi reddetmişti.

Bu konu ayrıca ele alınacak olup, sanık iken belirttiğimiz ve deneyerek gördüğümüz gibi, avukatların her birinin yeri özel ve vazgeçilmezdir. Öyleyse, duruşma sırasında avukatı görevinden yasaklamayı olasılık olarak bile düşünmeyi yasaklamak gerekir.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "


SANIK İLE MÜDAFİİ YANYANA OLMALIDIR girişimimiz başarısız olmuştu.

Biz yılmadık, Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesinde müvekkilimiz için YENİDEN İSTEDİK ve BAŞARDIK.


Siz hakim olsanız ve elinize BİR FIRSAT GEÇSE, böyle inat bir avukatın vekilliğine son vermez misiniz ?



Ömer Kavili
Müzmin sanık
Old 05-06-2009, 20:22   #89
üye18332

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
SANIK İLE MÜDAFİİ YANYANA OLMALIDIR girişimimiz başarısız olmuştu.

Biz yılmadık, Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesinde müvekkilimiz için YENİDEN İSTEDİK ve BAŞARDIK.


Siz hakim olsanız ve elinize BİR FIRSAT GEÇSE, böyle inat bir avukatın vekilliğine son vermez misiniz ?



Ömer Kavili
Müzmin sanık




Alıntı:

TALEP EDİYORUZ !
*SAVUNMA HAKKININ KISITLANMAMASI İÇİN
*ADİL YARGILANMA HAKKI İÇİN
*SANIĞIN HUKUKSAL YARDIMDAN KESİNTİSİZ YARARLANMASI İÇİN
DURUŞMALARDA SANIK VE MÜDAFİİ YANYANA OLMALIDIR.

ÖRNEK KARARLARIMIZLA DAHA GÜÇLÜYÜZ.
*İZMİR 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ 2008/328 ESAS DOSYASINDA AV.H.BÜLENT GÜVENÇALAN'IN İSTEMİYLE
*BANDIRMA SULH CEZA MAHKEMESİ 2009/61 ESAS SAYILI DOSYASINDAN AV. ERKUT ÖZSEZER'İN İSTEMİYLE
*İZMİR 6. AĞIR CEZA MAHKEMESİ 2008/358 ESAS SAYILI DOSYASINDAN AV.H.BÜLENT GÜVENÇALAN'IN İSTEMİYLE
*İZMİR 5.SULH CEZA MAHKEMESİ 2008/1875 ESAS SAYILI DOSYASINDAN AV.H.BÜLENT GÜVENÇALAN'IN İSTEMİYLE
TALEBİMİZE UYGUN KARAR VERİLMİŞTİR.

İZMİR BAROSU AVUKAT HAKLARI MERKEZİ




Sayenizde Üstâdım daha güçlüyüz!!!Sizden öğrenecek daha çok şeyimiz var....
Saygılarımla,
Old 06-06-2009, 12:49   #90
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ


Siz hakim olsanız ve elinize BİR FIRSAT GEÇSE, böyle inat bir avukatın vekilliğine son vermez misiniz ?



Ömer Kavili
Müzmin sanık

Vekilliğine son vermekle kalmaz, üstüne bir de kötek atardım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davalılardan Sadece Birisi İçin Görevsizlik Kararı Verilebilir mi? mehmet sirn Meslektaşların Soruları 4 15-08-2007 11:24
borçlunun borca yeter mallarının haczi halinde mal beyanında bulunmamaktan ceza verilebilir mi? Av.Ergün Vardar Meslektaşların Soruları 4 24-05-2007 09:34
Yardım nafakası davasında davacı asil dinlenilmeden de karar verilebilir mi? üye15184 Meslektaşların Soruları 2 03-04-2007 11:20
Ust Uste kac Defa Mehil Verilebilir? Aziz Kurtuluş Hukuk Soruları Arşivi 2 16-01-2007 21:35
25 yaş vekilliğine Sezer'den onay ahmetsacit Hukuk Haberleri 0 27-10-2006 20:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09790111 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.