Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Belirsiz alacak davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-01-2012, 17:39   #1
Av.G.Kara

 
Varsayılan Belirsiz alacak davası

Merhaba, yanıtlarınız için şimdiden teşekkürler.

Maddi-manevi tazminat talebiyle açılması gereken bir davamız var. İş yerinde öldürülen bir kişinin geride kalan çalışmayan eşi ve biri ortaöğretim diğeri üniversite öğrencisi iki kızı söz konusu. Destekten yoksun kalma tazminatlarının hesaplanması, mirasçıların yaşı, statüsü, yoksunluk oranlarının belirsizliği açısından mümkün görünmüyor. Dolayısıyla bu açıdan belirsiz alacak davası açma konusunda bir sorun yok.
Ancak manevi tazminatın bu tip bir davada talep edilip edilemeyeceği ile ilgili olarak incelediğim kadarıyla değişik görüşler var. Hatta tam anlamıyla hayata geçmediği, dolayısıyla Yargıtayın bu konuya ilişkin henüz bir kararı da mevcut olmadığından bahisle olacak ki kesin bir şey bulamadım. Bazı görüşler açılabileceği şeklinde iken bazıları manevi tazminatın bölünemeyeceği dolayısıyla belirsiz alacak davası ile talae edilemeyeceği şeklinde.
Bu durumda, destekten yoksunluk tazminatları tutarları gerçekten belirsizken ve biz bu tip bir dava açabiliyorken manevi tazminatı nasıl talep edeceğiz?
Old 25-01-2012, 18:02   #2
av.humk

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,dava dilekçesinde maddi tazminatla birlikte manevi tazminatta istendiğinin belirtilmesi şartıyla,”belirsiz alacak davasının” karar aşaması öncesinde davacının manevi tazminat istek tutarlarını açıklayıp,harcını da ikmal etmesinden sonra,hakimin taktir yetkisini kullanarak maddi tazminatla birlikte manevi tazminat hakkında da karar vermesi uygun olacaktır.Şu soru aklınıza gelebilir.Manevi tazminat başlangıçta dava açılırken miktar belirtilerek talep edilemez mi?. Kanaatimizce talep edilebilir.Ancak,bu ölçüsüz ve rastgele bir talep olur.Oysa, belirsiz alacak davasının sağladığı geniş olanaklarla tahkikat aşamasında deliler toplandıktan,olayın boyutları,kusurun derecesi ve sorumluluğun ağırlığı saptandıktan,bilirkişi incelemeleri yapıldıktan,zarar ve kapsamı kesin belli olduktan sonra ne kadar manevi tazminat talep edilebileceği konusunda az çok bir fikir edinilmiş ve bir ölçü belirlenmiş olacaktır.Bunun için başlangıçta ölçüsüz bir manevi tazminat talebi yerine,belirsiz alacak davasının sağladığı imkanlardan faydalanılmalı ve manevi tazminat miktarları karar aşamasına yakın bir zamanda açıklanmalı,harcı ikmal edilmelidir,kanaatindeyiz.Saygılarımla..
Old 26-01-2012, 13:31   #3
lawyer0202

 
Varsayılan Manevİ Tazmİnat Davalarinin Belİrsİz Alacak Davasi Şeklİnde AÇilabİlmesİ MÜmkÜn MÜdÜr

HUMK sisteminde, manevi tazminat davalarının bölünemeyeceğinden bahisle, kısmi dava ile manevi tazminat davası açılamıyordu. Yani alacaklı davanın başında manevi tazminat talebinin tamamını belirtmek zorunda idi. HMK ile birlikte aynı durumun geçerli olup olamayacağı tartışmalıdır. Doktrinde çok açık olarak ifade edilmese de Pekcanıtez/Atalay/ Özekes (Medeni Usul Hukuku, s. 300) ve İbrahim Ercan artık yeni sistem ile birlikte manevi tazminat davalarının belirsiz alacak davası şeklinde açılabileceği görüşündedirler. Ancak doktrinde aksi görüşlerde bulunmaktadır. Bu görüşe göre ise belirsiz alacak davası yolu ile manevi tazminat davaları açılamaz. Çünkü manevi tazminat taleplerinin bölünememesi, manevi tazminat taleplerinin niteliği ile ilgilidir. Manevi tazminat talepleri ise nitelikleri gereği bir defada ileri sürülmek zorundadırlar. Belirsiz alacak davası ile bu durumda herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır. Henüz yazılı eserleri olmamamaları sebebiyle bu görüş sahiplerini belirtemiyorum. Dolaysıyla belirsiz alacak davası ile manevi tazminat davasının tıpkı maddi tazminat davaları gibi daha sonra artırılıp artılma olanağının olup olmadığı net değildir. Bu Yargıtay'ın alacağı tutum ile netleşecektir.(hakan albayrak-Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku - Araştırma Görevlisi)
Old 26-01-2012, 15:11   #4
Av. Mehmet Salih Kara

 
Varsayılan

murisin ölmüş olması karşısında, manevi tazminatı kısmi talep ile sonradan artırma olanağının kalmadığını düşünüyorum.. ama malüliyetin oranının sonradan artması, yıllarca yoğun bakımda kalan kişinin ölmesi halinde, bu yeni durum sebebiyle manevi tazminat arttırılabilir diye düşünüyorum..
Old 26-01-2012, 18:44   #5
av.humk

 
Varsayılan

BELİRSİZ ALACAK DAVASINDA MANEVİ TAZMİNAT NASIL TALEP EDİLİR?

Manevi Tazminatın yasamızda herhangi bir açık tanımı yapılmamıştır. Takdir edersiniz ki maddi tazminat gibi manevi tazminatta “zarar kavramı” içerisinde yer alması gereken bir tazminat türüdür. Maddi zarar çoğu zaman “mal varlığında eksilme” olarak ifade edildiğine göre manevi zararı da “kişi varlığında eksilme” yani kişilik haklarına zarar verme olarak nitelendirebilir. (818 Sayılı B.K 47,49 ve 6098 sayılı TBK 56 ve 58 md.) 6098 sayılı yasada ölüm ve bedensel zararlarda manevi zararlarda ödenmesine ilişkin 56 maddesinde manevi tazminatın ölçücü için “uygun bir miktar para” şeklinde nitelendirilmiş olup kanun lafzında geçen “uygun” ifadesinin ne olabileceği yada ne olması gerektiği hususunda ortak bir payda da birleşmemiz gerekir. Manevi tazminat kişilik haklarına verilen zararın tazmini olduğuna göre, iş bu manevi tazminatın bölünmezliği ilkesinin korunması uygun olur. Ancak, bu bölünmezlik ilkesinin istisnai durumları vardır. Zarar verici olay vukuu bulup tazminat davası açıldıktan sonra “ortaya çıkabilecek yeni durumlar” (sonradan ortaya çıkan yeni durumlar dava başında ki zarar verici olayla ilintili olmak şartıyla) yeni zararlardır. Bu en çok haksız fiil neticesin de doğabilecek bedensel zararlarda görülmesi kuvvetle muhtemeldir. Söz gelimi trafik kazası neticesinde uğranılan zarara bağlı olarak alınan bilirkişi raporunda davacının beden gücü kayıp oranı belirlendikten sonra davanın ilerleyen safahatında bu beden gücü kaybı artış göstermiş olabilir. Böyle bir durum yeni olarak bir maddi ve manevi tazminat yönünden davacıya talepte bulunma hakkı vermektedir. HMK 107 md.ki hüküm lafzı ve ruhu ile birlikte yorumlanmalıdır. Salt bağımsız olarak kavramlara takılmak yanlış sonuçlara götürebilir. Belirsiz alacak davasında ”harca esas bedel” kısmi istek olmayıp bu davaya özgü edaya dönük bir tespit davası olduğunun kanıtıdır. Çünkü bu dava HMK 109 md. de yer alan kısmi dava değil belirsiz alacak davasıdır. Zira harca esas bedelin “pilot/asgari” talep tutarı olarak anlamak ve algılamak kanaatimizce yanlış olacaktır. HMK 107/1 md. “alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da DEĞERİ belirtmek sureti ile belirsiz alacak davası açabilir”.hükmünde asgari miktar kelimelerine değinilmekle yetinilmemiş ayrıca bir değerden söz edilmiştir. Kanun metninde ki ifadeler birlikte yorumlanmalıdır. Bu durum harca esas bedelin kısmi bir istek tutarı olmadığını gösterir.

Bu bağlamda “belirsiz alacak davası” ikame edilirken dava dilekçesine yazılması zorunlu “harca esas bedel” in içinde manevi tazminat istek tutarı/miktarı bulunmamaktadır. Takdir edeceğiniz üzere yargılama boyunca yapılan tüm tahkikat işlemlerine kusur ve hesap bilirkişilerinin raporlarına göre belirlenecek tazminat tutarı sadece maddi tazminata ilişkindir. Manevi tazminat davacı tarafça dava başında ölçüsüz ve bilinçsiz olarak talep edilmektedir. Mahkeme tarafından takdir edilecek manevi tazminat tutarı, karşı tarafın sebepsiz zenginleşmesine meydan vermeyecek şekilde belirlenmektedir. Bu belirlemenin ölçüsü hakimin takdirine bırakılmıştır. Bu kaygı ile çoğu meslektaşımız dava başında manevi tazminat miktarlarını sonradan pişmanlık duyacak şekilde ölçüsüz ve oransız olarak talep etmektedir.

İşte yukarıda bahsedilen istenmeyen durumla karşılaşmamak için başlangıçta dava dilekçesinde maddi tazminatla birlikte “manevi tazminat” talebinin olduğu açıklanmak ve belirtilmek şartı ile ikame edilecek “belirsiz alacak davasının ” karar aşaması öncesinde davacı, toplanan delillere, kusur ve sorumluluk derecelerine, karşı tarafın araştırılıp belirlenen ekonomik ve sosyal durumuna göre, dava başında talep edilen ancak açıklanmayan manevi tazminat miktarını nicelik olarak yazılı yada sözlü mahkemeye beyan etmeli, davacı verilen süre içerisinde açıkladığı manevi tazminat miktarının harcını mahkeme veznesine depo etmeli, mahkeme yargıcı da toplanan delillere göre takdir yetkisini kullanıp hem maddi tazminat konusunda hem de manevi tazminat konusunda kararını vermelidir. Bu şekilde ki bir taktik, muhakeme yargıcına verilen takdir yetkisini örtülü olarak kısıtlayacağı kanaatindeyiz. (Bilgi notu yukarıda ki yazı Sayın Çelik Ahmet Çelik’e ait Yargı Dünyası Dergisinin Ocak 2012 ‘de yayımlanan makalesinden faydalanılarak hazırlanmıştır.) Saygılarımla…
Old 27-01-2012, 16:28   #6
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

Sayın KARA'nın da belirttiği gibi, ölüm nedeniyle manevi tazminatın sonradan belirlenecek bir hali yok. Baştan açarsınız, destek alacağı belirlendikten sonra ayrı/ek dava olarak da açar birleştirme istersiniz. Usulü zorlamanın yararı yok, diye düşünmek gerekir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kısmi Dava/Tespit Davası/Belirsiz Alacak davası ve HMK 106-107-109 Av.Ufuk Bozoğlu Meslektaşların Soruları 577 11-05-2017 19:34
Belirsiz alacak davası-Maddi-Manevi Tazminat akrd61 Meslektaşların Soruları 4 29-08-2013 13:25
belirsiz alacak davası estetik gideri ve manevi tazminat quellem Meslektaşların Soruları 3 12-11-2011 23:55
Belirsiz alacak ve tespit davası hüsnü gökulu Meslektaşların Soruları 3 29-10-2011 20:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10552096 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.