Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

işçinin ücret alacağı

Yanıt
Old 09-06-2007, 16:26   #1
av.ersen

 
Varsayılan işçinin ücret alacağı

Arkadaşlar merhaba !
hizmet akdinin işverence haksız feshi nedeniyle işçilik alacakları konusunda dava açacağız. öncesinde işverene alacak kalemlerimizi belirten bir ihtarname göndermek üzereyiz.
kıdem ve ihbar tazminatı hesabı giydirilmiş ücret üzerinden
yıllık ücretli izin alacağı ise brütten hesaplanır diye biliyorum.
Müvekkilin içeride bir aylık ücret alacağı var.ücret alacağı hesabı net ücret üzerinden mi hesaplanır, ne dersiniz
Old 09-06-2007, 17:09   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Müvekkilin içeride bir aylık ücret alacağı var.ücret alacağı hesabı net ücret üzerinden mi hesaplanır, ne dersiniz

Dava aşamasında tüm işçilik alacakları brüt ve net üzerinden ayrı ayrı bilirkişi tarafından hesaplanmaktadır. Ancak brüt üzerinden hesaplanıp, böyle karar verilse bile, ilamlı takip yaparken nete çevirmek alacaklının yükümlülüğündedir.

Bence, ihtarnamede bu kadar detaya gerek bulunmamaktadır. Alacak kalemlerini bildirip, makul bir süre verin; daha sonra dava açın, derim.

Saygılarımla
Old 09-06-2007, 18:58   #3
av.ersen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Dava aşamasında tüm işçilik alacakları brüt ve net üzerinden ayrı ayrı bilirkişi tarafından hesaplanmaktadır. Ancak brüt üzerinden hesaplanıp, böyle karar verilse bile, ilamlı takip yaparken nete çevirmek alacaklının yükümlülüğündedir.
yazdıklarınız ilginç, bilirkişi brüt ücret üzrinden hesaplama yaptı diyelim, biz bunu net üzerinden takibe koyacaksak, bilirkişinin bu şekilde yani brüt üzerinden hesaplama yapmasının sebebi ne olabilir bilemiyorum.
alacak kalemlerini miktar belirtmedende ihtar edip, işvereni temerrüde düşürebilirsiniz diyorsunuz, öyle mi
Old 11-06-2007, 08:31   #5
av.ersen

 
Varsayılan

Suat Bey, bahsettiğiniz linke baktım.İhtarnamede zaman zaman bu tarz detaylara girildiği oluyor.bunun nedeni dava henüz açılmadan işveren de ödeyeceği rakamı bilirse dava açılmaksızın sonuç elde etmek mümkün olabilir düşüncesi. saygılar..
Old 11-06-2007, 12:11   #6
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım av.ersen;

1.Her bir kalem için net ücret üzerinden ve hesap fazlası alacak talebinde bulunun.

2. Bu alacaklara kıdem için iş aktinin fesih tarihinden itibaren diğer alacaklara ihtar tarihinden başlamak üzere faiz talep edin.

3. Kıdem tazminatı ve ücret alacaklarına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden , diğerlerine yasal faiz talep edin.

4. Kısmi dava açar,fazlaya ilişkin haklarınızı saklı tutarsınız.Nasılsa ihtarla temerrüde düşürmüş oluyorsunuz.
Old 23-06-2008, 16:17   #7
mecituz

 
Varsayılan

Hülya hanım merhaba, uygulanak faiz konusunda özellikle "3. Kıdem tazminatı ve ücret alacaklarına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden , diğerlerine yasal faiz talep edin." ayrımını nasıl yapıyorsunuz, elinizde bir kaynak veya karar var mı? Varsa ve iletirseniz sevinirim. teşekkür ederim.
Old 23-06-2008, 16:34   #8
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Sn.mecituz;

10.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı yasanın 34. maddesi gereğince gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanacağı öngörülmüştür.



Madde 34: Ücretin Gününde Ödenmemesi, İşçinin Çalışmama Hakkı

Ücreti, ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir bir sebep dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu durum toplu nitelik kazansa bile grev olarak nitelendirilmeyecektir.
Gününde ödenmeyen ücretler için, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanacaktır.
Bu işçilerin, iş akitleri bu nedenle fesih edilemez, yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz
Old 23-06-2008, 17:03   #9
ekinheval

 
Varsayılan

1-Yıllık izin alacağı "NET ÜCRET" üzerinden hesaplanır.
2-Sadece ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağına yasal faiz uygulanır, kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine en yüksek banka mevduat faizi uygulanır. Siz ihtarnamenizde ve davada tüm alacak kalemleriniz için "en yüksek banka mevduat faizi" talep ederseniz bir kaybınız olmaz.Mahkeme hükümde faiz oranlarını belirleyecektir.
Old 23-06-2008, 17:15   #10
Av.m.özgür.g

 
Varsayılan

"bilirkişi brüt ücret üzrinden hesaplama yaptı diyelim, biz bunu net üzerinden takibe koyacaksak, bilirkişinin bu şekilde yani brüt üzerinden hesaplama yapmasının sebebi ne olabilir bilemiyorum."
sebebini bilemiyorum ama sonucu hakkında şunu söyleyebilirim : Brüt miktar daha fazla olduğundan mahkeme vekalet ücreti daha fazla oluyor (Gelir vergisinin % 15-20 vd. olarak devam ettiği düşünülünce)
Old 24-12-2008, 15:51   #11
asstarrr

 
Varsayılan yıllık izin alacağı da ücret olarak değerlendirildiğinden en yüksek faiz istenebilir

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/8507

K. 2004/24281

T. 27.10.2004

ÜCRET ALACAĞININ ÖDENMESİNDE TEMERRÜT ( Uygulanacak Faiz Oranı - Mevduata Uygulanan En Yüksek Faiz Oranının Uygulanması Gereği )

• FAİZ ORANI ( Ücret Alacağının Ödenmesinde Temerrüt Halinde Uygulanacak Olan - Mevduata Uygulanan En Yüksek Faiz Oranının Uygulanması )

• MEVDUATA UYGULANAN EN YÜKSEK FAİZ ORANININ UYGULANMASI GEREĞİ ( İşçilik Ücret Alacağının Ödenmesinde Temerrüt Halinde )

4857/m.34

ÖZET : 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 Sayılı yasada ücret alacağının ödenmesinde temerrüt halinde mevduata uygulanan en yüksek faizin yürütüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda ek davaya konu ve hüküm altına alınan ücret alacağına temerrüt tarihinden yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar 3095 sayılı yasa gereğince yasal faiz, 4857 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ise bu tarihte henüz ücret alacağı ödenmediğinden mevduata uygulanan en yüksek faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar ile ücret ve fazla çalışma ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, taraftarın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının temyizine gelince,
Davacı, 20.08.2003 tarihinde açtığı ek davada, ödenmeyen ücret alacaklarına 4857 S. Yasa uyarınca temerrüt tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanmasını talep etmiştir. Mahkemece bu talep nazara alınmadan tüm süre için 4857 S. Yasadaki yeni düzenleme nazara alınmadan yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Davacı, davalıyı 17.06.2002 tarihinde ücret alacağı ile ilgili olarak temerrüde düşürmüştür. Temerrüt tarihinde 3095 Sayılı Yasada düzenlenen faizin ücrete uygulanması gerektiği halde, bilahare 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 Sayılı yasada ücret alacağının ödenmesinde temerrüt halinde mevduata uygulanan en yüksek faizin yürütüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda ek davaya konu ve hüküm altına alınan ücret alacağına temerrüt tarihi olan 17.06.2002 tarihinden 4857 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 10.06.2003 tarihine kadar 3095 Sayılı Yasa gereğince yasal faiz 4857 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 10.06.2003 tarihinden itibaren ise bu tarihte henüz ücret alacağı ödenmediğinden mevduata uygulanan en yüksek faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece buna aykırı şekilde, 4857 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra da 3095 Sayılı Yasada düzenlenen faiz uygulanacak şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Kararda fazla mesai ücretine de tüm süre için 3095 Sayılı Yasa gereği yasal faiz uygulanması ve karar verilmesi aynı nedenle doğru değil ise de ( Zira 4857 Sayılı Yasanın "Üçüncü Bölüm" ünde 32 ve devamı maddelerinde "Ücret" adı altında düzenlenen ücret; fazla çalışma ücreti, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, geçici iş göremezlik ücreti, yıllık izin ücreti de ücret kapsamında sayılması gerektiğinden ) davacı bu konuda talepte bulunmadığından ve temyize de gelmediğinden HUMK'nun 74. maddesi hükmü gereği fazla mesaiye uygulanan faizle ilgili olarak bozma yoluna gidilmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.10.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Davacının iş sözleşmesi 10.06.2002 tarihinde fesih edilmiştir.
Ücret alacağı 1475 Sayılı İş Kanunu döneminde doğmuştur. Davacı ihtarname ile ücret alacağına yasal faiz yürütülmesini istemiş, ek dava tarihinde 4857 Sayılı İş Kanunu yürürlüğe girdiğinden dolayı en yüksek mevduat faizinin ücretin bakiye kısmına uygulanması talep edilmiş ise de, mahkemece yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
4857 Sayılı İş Kanununun 34. maddesinde "... gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır." yolundaki düzenleme 10.06.2003 tarihinden sonra ödeme günü gelen ücretler için uygulanabilir. Yeni Kanun 4857 Sayılı kanun önceki dönemde ödeme günü geçmiş ücretleri kapsamamaktadır. Zira ücretin gününde ödenmemesi halinde 1475 Sayılı İş Kanununun 14/II. maddesinde olduğu gibi, ayrıca temerrüt aranmaksızın mevduata uygulanan en yüksek faizin yürütülmesi gerekmektedir. Faizin cinsi ve başlangıcı hakkında 1475 sayılı İş Kanununda bir düzenleme bulunmadığı ve sadece 4857 Sayılı Kanunun 34. maddesinde özel düzenleme öngörüldüğünden önceki yasa döneminde doğan uyuşmazlıklara uygulanamaz. Bu nedenle usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanması düşüncesinde olduğumdan çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum
Old 19-06-2009, 16:57   #12
Av. Özkan ERTEKİN

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
Kıdem tazminatı ve ücret alacakları bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek banka mevduat faiz oranına tabidir. 4857 Sayılı Yeni İş Yasasının 34 md. si uyarınca ücret alacakları da bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek banka mevduat faiz oranına tabi tutulmuştur.
İhbar tazminatı, ihbar tazminatının bir türü niteliğinde olan kötü niyet tazminatı ve ücretli yıllık izin alacağına ise yasal faiz uygulanacaktır.
Kıdem tazminatı faizi yasa gereği fesih tarihinden itibaren re'sen işlemeye başlamkla birlikte diğer alacak kalemleri için işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Ayrıca temerrüde düşürülmediği takdirde dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz ayrı ayrı başlayacaktır.
İhtarnamede miktar belirtmeye gerek yoktur. Zira alacak kalemleri tarafların iddia - savunması tanık vs. deliller neticesinde hesap bilirkişisi tarafından hesaplanacaktır. Üstelik rakam belirtildiği takdirde mahkemece daha fazla alacak tespit edilse dahi bu fazla miktardan mahrum kalmak tehlikesi de vardır. Bu nedenle ihtarnamede rakam belirtmenin yerinde olmadığı kanaatindeyim.
Saygılarımla. Av. Özkan ERTEKİN
Old 05-07-2009, 21:09   #13
Av.Fahri Sürücü

 
Varsayılan

anlayamadığım bir konu var,
davadan önce ihtar çekiyoruz, hiç rakam dahi belirtmeden, karşı tarafı temerrüde düşürmüş sayılıyoruz, bu durumda dava tarihi ya da ıslah tarihine bakılmadan ihtardan itibaren faiz talep edebiliyoruz,

ancak Yargıtay, dava açmakla bütün alacak için temerrüdün gerçekleşmediğini kabul etmiyor, ıslah edilen kısım için ıslah tarihini esas alıyor,

ortada bir çelişki yok mu,

sizce ??
Old 05-07-2009, 22:56   #14
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Davacı, kısmi davayı açmadan önce doğan para borcu için işverene gönderdiği ihtarnamede fazla çalışmalara ilişkin alacaklarını, hafta sonu çalışmalarına ilişkin alacaklarını, milli ve dini bayramlardaki çalışmalarına ilişkin alacaklarını, kullanmadığı yıllık izinlerine ilişkin alacaklarının derhal bankadaki hesabına yatırılmasını, aksi halde alacaklarını faizi ile tahsil edeceğini ihtaren bildirmiş, ihtarname işverene usulünce uygun olarak tebliğ edilmiş bulunduğundan ihtarnamede sayılan alacaklar için davadan önce temerrüt oluşmuştur. Bu nedenle bu alacaklar için ihtarnamenin tebliği ile temerrüt oluştuğundan kısmi davadaki istek ve kısmi ıslahla arttırılan miktara temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir ise de mahkemece bu iki istek için ilk dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru değildir.

2- Davacı ihtarnamede ücret alacağını talep etmemiş olup, bu kesim için işveren davadan önce temerrüde düşürülmediğinden kısmi dava ile istenen miktara bu davanın açıldığı 21.5.2001 tarihinden, kısmi ıslahla arttırılan miktara, kısmi ıslahın yapıldığı 21.3.2002 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken ücret alacağı talebinin tümüne 21.5.2001 ilk dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır YHGK .E. 2003/9-76K. 2003/126 T. 5.3.2003
Old 05-07-2009, 23:45   #15
Av.Fahri Sürücü

 
Varsayılan

demek istediğim tam anlaşılmadı herhalde
rakam belirtmediğimiz bir ihtar, her yönüyle temerrüdü gerçekleştiriyor,

ama dava açtığmızda temerrüd sadece talep edilen miktar için gerçekleşiyor,

OYSA DAVA DİLEKÇEMİZDE, BİR ŞEKİLDE FAZLA MESAİ, ÜCRET VS.. NE İSTİYORSAK HEPSİNİ YAZIYORUZ, neden dava dilekçesi tam bir temerrüt açısından yeterli görülmüyor,

Yargıtayın içtihatlarına göre durum bu,
ama konunun kendi içinde ÇELİŞTİĞİNİ düşünüyorum,
Old 06-07-2009, 15:55   #16
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan Noter İhtarnamesi Yargı Kararından Daha Güçlü Değildir.

Sayın Fahri Sürücü'nün haklı olarak ortaya koyduğu çelişkiye katılıyorum.

Noter ihtarında rakam zikretmeden talep edilen alacak kalemleri temerrüt için yeterli sayılırken , aynı alacağın davaya konu edilmesi halinde dava değerinin ıslah adı altında arttırılması ve harç tamamlama işleminin yeni bir dava sayılması ve faizin başlangıcının ıslah tarihi olması hakkaniyete aykırıdır. Zira ;

1.Dava değeri arttırılırken o güne kadar oluşan usul işlemlerinin değiştirilmesi istenmemekte, bilakis o usul işlemlerine dayanılarak yargılama sonucu belli olan alacak tutarının tamamı için ek harç yatırılmaktadır. Hukuk yargılama yasasında harcın tamamlanmasını yeni bir dava sayan bir hüküm yoktur. O halde faizin başlangıç tarihinin ilk dava tarihi olması gerekmektedir.

Kıdem tazminatı , iş kazalarından ve haksız eylemlerden kaynaklanan davalarda faizin başlangıcı olay tarihi olduğu gibi Yargıtay'ın son yıllardaki kararları ile aynı dava içinde ıslahla arttırılan miktar için faizi ıslah ( harç tamamlama ) tarihinden itibaren başlatmak, buna karşılık dava öncesi noterden gönderilen ihtarnameye göre faiz başlangıcını belirlemek; noter ihtarnamesini faizin başlangıcı için yeterli bulurken, kısmi dava açılmasını temerrüde düşürme saymamak yargının kendi kendini güçsüz kılmasıdır.

2. Kısmi dava aslında bir tespit davasıdır.Asıl alacak tutarı yargılama sürecinin son aşamasında bellli olmakta, hakim yargılama sonucu kanıtlanabilen alacağın tamamını hüküm altına almakla yükümlü bulunmaktadır.

3. Yargıtay'ın ilk (kısmi ) davayı alacağın tamamı için temerrüt başlangıcı kabul etmeyen; yargılama sonucu belirlenen asıl alacak tutarının faizini, ilk dava tarihinden değil de ( ıslah adı altında ) dava değerinin artırıldığı , harcın tamamlandığı tarihten başlatan kararları 28.11.1956 tarih 15/15 sayılı içtihatı birleştirme kararına aykırıdır. Çünkü "talebinin kabule şayan olduğunu ıspat eden davacı, dava açtığı tarihte davalıyı temerrüde dürüşmüş sayılmalıdır." Temerrüt kısmi olamıyacağına göre, ilk açılan dava noter ihtarnamesinden daha değersiz ve daha güçsüz sayılamıyacağından kısmi dava olduğuna bakılmayarak davalının alacağın tümü için temerrüde düştüğünü kabul etmek gerekir.

4. Aynı davada dava değerinin arttırılması, ileriye yönelik değil davanın başlangıcından bu güne kadar yapılan usul işlemlerinin geriye dönük bir değerlendirmesi, bir yargılama aşamasıdır. BK 42/2 hükmü hakimin zarar ve kapsamını ( gerçek alacak ve tazminat tutarını ) doğrudan belirleme işleminin bir sonucudur.

5. 23.12.1976 Tarih ve 7/6 sayılı Yargıtay İçtihatı birleştirme kararında " davalı, davanın açılması ve usulü dairesinde tebliğ olunması ile temerrüde düşmüş sayılır" derken kısmi -ek dava ayrımı yapmamıştır.

Bu çelişkinin biran önce giderilmesini sağlayıcı düzenlemeler yapılması gerekmektedir.

Kaynak : Legal İş Hukuku Dergisi, Sayı 21, Av.Çelik Ahmet Çelik
Old 10-05-2012, 15:27   #17
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan asstarrr
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/8507

K. 2004/24281

T. 27.10.2004


Kararda fazla mesai ücretine de tüm süre için 3095 Sayılı Yasa gereği yasal faiz uygulanması ve karar verilmesi aynı nedenle doğru değil ise de ( Zira 4857 Sayılı Yasanın "Üçüncü Bölüm" ünde 32 ve devamı maddelerinde "Ücret" adı altında düzenlenen ücret; fazla çalışma ücreti, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, geçici iş göremezlik ücreti, yıllık izin ücreti de ücret kapsamında sayılması gerektiğinden ) davacı bu konuda talepte bulunmadığından ve temyize de gelmediğinden HUMK'nun 74. maddesi hükmü gereği fazla mesaiye uygulanan faizle ilgili olarak bozma yoluna gidilmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.10.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Davacının iş sözleşmesi 10.06.2002 tarihinde fesih edilmiştir.
Ücret alacağı 1475 Sayılı İş Kanunu döneminde doğmuştur. Davacı ihtarname ile ücret alacağına yasal faiz yürütülmesini istemiş, ek dava tarihinde 4857 Sayılı İş Kanunu yürürlüğe girdiğinden dolayı en yüksek mevduat faizinin ücretin bakiye kısmına uygulanması talep edilmiş ise de, mahkemece yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.

Bu karar bence doğru karar ama bundan sonra çıkan kararlarda görüldüğü üzere yıllık izin ücreti yasal faizden hesaplanmaktadır.

Bana göre yanlış kararlardan bir tanesi

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2011/9-158 K. 2011/283 T. 4.5.2011

Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı İş Kanununun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir ( Yargıtay 9.HD. 24.10.2008 gün 2007/ 30158 E, 2008/ 28418 K. ).
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcra Takibinde Vekalet Ücret Alacağı Av.Gökben Şansöz Meslektaşların Soruları 2 15-10-2007 13:33
işçinin hafta sonu ve bayram tatili ücret alacakları burçin solmaz Meslektaşların Soruları 5 01-03-2007 15:22
işçinin geçersiz sebeple fesih nedeniyle uğradığı ücret zararı madlock Meslektaşların Soruları 4 15-01-2007 22:17
işçinin ücret alacağı - ihtiyati tedbir Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 5 25-12-2006 12:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08197498 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.