Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Okulda Yaralanma Konusu

Yanıt
Old 11-01-2011, 19:43   #1
Ercan TEKİN

 
Varsayılan Okulda Yaralanma Konusu

özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti alan 1998 doğumlu otistik ve konuşmaz küçük, okulda eğitim sırasında yaralanıyor. (yanında öğretmeni sürekli olmak zorunda ancak değil) öğrenci yaralandığında fizyoterpist, bir şey olmaz basit bir yaralanma diyor (tıp doktoru değil kendisi) öğrencinin ailesine hiç bir bilgilendirme yapılmıyor. ve öğrenci konuşmaz olduğundan meramını ifade edemiyor...bir hafta sonra cocuk acılar içinde hastahaneye götürüldüğünde kolunun kırık olduğu anlaşılmakta.

burada aklıma takılan, öğrencinin yaralanması konusunda
A) Tedavisini bir hastanede yaptırmak
B) Tıp doktoru olmayan fizyoterpistin görevini ve mesleki yeterliliğini aşan açıklamaları
C) Ailenin bilgilendirilmemesi.

socun oluşması için yeterli gibi görünüyor ancak bu konuda görevi ihmalden mi yoksa farklı bir maddeden mi savunulacak? yardımlarınız için teşekkür ederim...
Old 11-01-2011, 20:38   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ercan TEKİN
özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti alan 1998 doğumlu otistik ve konuşmaz küçük, okulda eğitim sırasında yaralanıyor. (yanında öğretmeni sürekli olmak zorunda ancak değil) öğrenci yaralandığında fizyoterpist, bir şey olmaz basit bir yaralanma diyor (tıp doktoru değil kendisi) öğrencinin ailesine hiç bir bilgilendirme yapılmıyor. ve öğrenci konuşmaz olduğundan meramını ifade edemiyor...bir hafta sonra cocuk acılar içinde hastahaneye götürüldüğünde kolunun kırık olduğu anlaşılmakta.

burada aklıma takılan, öğrencinin yaralanması konusunda
A) Tedavisini bir hastanede yaptırmak
B) Tıp doktoru olmayan fizyoterpistin görevini ve mesleki yeterliliğini aşan açıklamaları
C) Ailenin bilgilendirilmemesi.

socun oluşması için yeterli gibi görünüyor ancak bu konuda görevi ihmalden mi yoksa farklı bir maddeden mi savunulacak? yardımlarınız için teşekkür ederim...

Sn.Tekin,

Görevi ihmal, faili kamu görevlileri olabilen özgü/mahsus suçlardandır. Bahsettiğiniz olaydaki kişiler özel bir kuruluşta hizmet sözleşmesi çerçevesinde çalışan kişiler ise bu suç oluşmaz. Yine kamu görevlileri açısından da bu suç yasada fiilin ayrıca suç olarak düzenlenmediği hallerde uygulama imkanı bulur.

Bu nedenlerle bahsettiğiniz olayda, TCK.97/1 (Koruma, gözetim, yardım veya bildirim yükümlülüğünün ihlali/terk) suçunun oluşabileceği kanaatindeyim.
Saygılarımla.
Old 11-01-2011, 22:05   #3
Ercan TEKİN

 
Varsayılan

yanıtınız için çok teşekkürler.
oldukça yol gösterici oldu.

bahsettiğiniz gibi 97/1 ve olayda geçtiği üzere 98/1 şeklinde değerlendirilmesi sağlıklı olacaktır.

Saygılarımla.
Old 12-01-2011, 09:18   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Aşağıda sunulan madde gereğince görevi kötüye kullanma suçu oluşur kanısındayım:

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu
Madde 9 - Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, görevleri sırasında suç işlemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanması ve ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi sayılır.

Saygılarımla
Old 12-01-2011, 10:17   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Aşağıda sunulan madde gereğince görevi kötüye kullanma suçu oluşur kanısındayım:

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu
Madde 9 - Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, görevleri sırasında suç işlemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanması ve ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi sayılır.

Saygılarımla

Kişinin ceza yargılamasında kamu görevlisi olması veya sayılması, öncelikle bir soruşturma şartı olarak karşımıza çıkar. Kimi suçlarda ise failin veya mağdurun kamu görevlisi oluşuna cezaya tesir eden bir hal olarak yer verilmiştir. TCK.m.97-98'deki suçlar açısından böyle bir düzenleme yoktur. Bu suçların faili herkes olabilir. (86/3-d, 102/3-b, 109/2-d, 119/1-e, 125/3-a, 131/1, 137/1-a, 204/2, 227/5 olduğu türden bir düzenleme yoktur.) Bu nedenle, soruşturma engeli aşıldıktan sonra suç soruşturması ve koğuşturması özel düzenleme olan TCK.m.97 vd. hükümlerince yapılacaktır. (diye düşünüyorum.)
Saygılarımla.
Old 12-01-2011, 10:51   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
suç soruşturması ve koğuşturması özel düzenleme olan TCK.m.97 vd. hükümlerince yapılacaktır. (diye düşünüyorum.)
Aşağıdaki sunulan TCK 97 ve 98. maddeleri sokaktan geçenler için geçerlidir. Kurum yöneticileri ise maddede “ilgili makam” diye anılmıştır. İlgili makam görevini yapmamıştır. TCK’da bu hususta 257.maddeden başka başkaca hüküm bulunmamaktadır.

Kurum yöneticilerinin “yardım ve bildirim yükümlülüğü” bulunmamakta “görev” yükümlülüğü bulunmaktadır.

TCK

Terk
MADDE 97 - (1) Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi haline terk eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Terk dolayısıyla mağdur bir hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre cezaya hükmolunur.

Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi
MADDE 98 - (1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Old 12-01-2011, 11:02   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

[quote]
Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Aşağıdaki sunulan TCK 97 ve 98. maddeleri sokaktan geçenler için geçerlidir. Kurum yöneticileri ise maddede “ilgili makam” diye anılmıştır. İlgili makam görevini yapmamıştır. TCK’da bu hususta 257.maddeden başka başkaca hüküm bulunmamaktadır.

Kurum yöneticilerinin “yardım ve bildirim yükümlülüğü” bulunmamakta “görev” yükümlülüğü bulunmaktadır.

TCK.m.97'nin madde gerekçesinden bir bölüm:


"Madde metninde terk suçu tanımlanmıştır. Suçun konusu, yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan kimselerdir. Suçun faili ise, bu kimseler üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi olabilir."


Bahsettiğiniz madde ceza kanunumuzun bir torba-genel maddesidir. Olaya mümas bir ceza maddesi bulunması halinde tatbik olunamaz. Dikkat ederseniz ben ilk yanıtımda 98'i hiç zikretmedim. Bu bilinçli bir tercihtir. m. 98 sizin deyiminizle "sokaktan geçen" vatandaş için geçerlidir. Bu nedenle ısrarım sürmektedir; size katılamayacağım.
Saygılarımla.
Old 12-01-2011, 11:59   #8
av.ankarahukuk

 
Varsayılan

TCK'nun GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA başlıklı 257. maddesinin uygulanabilmesi için madde gerekçesinde belitildiği üzere görevin gereklerine aykırı davranışın başka suçu oluşturmaması gerekir. Başka bir ifade ile görevin gereklerine aykırı davranışın başka bir suçu oluşturmadığı hallerde, kamu görevlisini bu suça istinaden cezalandırmak gerekir. Buna karşılık, görevle bağlantılı yükümlülüğün ihmali,terki,gereğine aykırı davranışı sonucunda başkaca bir suç oluşmuşsa, kişi artık görevi kötüye kullanma suçundan dolayı cezalandırılamaz. Dolayısıyla bu suçun (görevi kötüye kullanma suçunun) genel, tali ve tamamlayıcı bir suç olduğu unutulmamalıdır. Anlatılanlar ışığında değerli meslektaşım Av.Ömer Güntay'a katılmamak mümkün değil. Saygılarımla.
Old 12-01-2011, 14:08   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ankarahukuk
(görevi kötüye kullanma suçunun) genel, tali ve tamamlayıcı bir suç olduğu unutulmamalıdır.
Unutulan bir husus bulunmamakta fakat anlaşılmayan bir husus bulunmaktadır: Hangi suçtan söz ettiğinizi anlayamadım.

- TCK 97 terk ile ilgilidir ve olaydaki çocuk terkedilmediğinden bu suç olayla ilgisizdir.
- TCK 98 ise yardım ve bildirim yükümlülüğü ile ilgilidir. Halbuki okul yöneticilerinin yardım ve bildirim yükümlülüğü yoktur. Kendileri zaten bildirimde bulunulacak ilgili makam durumundadır. Okul yöneticilerinin görevlerinden doğan yükümlülükleri bulunmaktadır. (Bakınız: Özel Öğretim Kurumları Kanunu)

"Yardım etmeyenler" ile "görevini yapmayanlar" aynı maddeyle cezalandırılırsa haksızlık olur. Yardım zorunluluğu ile görev zorunluluğu tartılırsa ikincisi ağır basar.

Adaletin gözü kapalıdır ama herşeyi görür.

Saygılarımla
Old 13-01-2011, 00:15   #10
av.ankarahukuk

 
Varsayılan

Değerli üstadım Av.Armağan Konyalı, kanımca söz konusu somut olay TCK'nun 98. maddesi kapsamında değerlendirilebilir. Şimdi gelelim bu fikrimin gerekçelerine;

1) Söz konusu maddede yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suç olarak tanımlanmıştır. Madde metninde belirtilen durumlarda bulunan kimseye karşı yardım yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde bu suç oluşacaktır.
a)Somut olayda küçüğe yardım edilmeli midir? Evet YARDIM edilmelidir. Söz konusu yardım hal ve koşulların elverdiği ölçüde olacaktır. Dolayısıyla yardım yükümlülüğü ihlal edilmiştir.
Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
...Halbuki okul yöneticilerinin yardım ve bildirim yükümlülüğü yoktur. ...Okul yöneticilerinin görevlerinden doğan yükümlülükleri bulunmaktadır.
?İ?: Yardım yükümlülüğünün neden okul yöneticilerinin görevlerinden doğan yükümlülük kapsamı dışında değerlendirildiğine anlam veremedim.


b)
Alıntı:
Yazan TCK 98
...ya da durumu derhâl ilgili makamlara bildirmeyen kişi...
Burada bildirim yükümlülüğünden ne anlaşılması gerektiği konusunda belirsizlik olduğu kanaatindeyim. Ancak somut olaya göre bildirimin yapılması gereken kuruluş/makam bir sağlık merkezi olarak kabul edilirse bildirim yükümlülüğünün de ihlal edilmiş olabileceğini düşünmekteyim;ama bu konuda tereddütlerim var ve konuyu siz değerli hukukçuların tartışmasına açıyorum.

2) Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere suçun konusu yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da herhangi başka bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimse olabilir. Somut olayımızda bu konuda şüphe olmadığı açıktır.

3) Madde gerekçesinde belirtildiği üzere suçun faili ise, herkes olabilir. Dolayısıyla fail konusunda da herhangi bir sıkıntının olmadığı kanısındayım.

SONUÇ: Somut olayımız TCK'nun 98 maddesi kapsamında değerlendirilebileceğinden dolayı TCK'nun görevi kötüye kullanma başlıklı 257. maddesinin söz konusu olay bakımından bertaraf edilidiği kanısındayım. Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Okulda ‘Cep’ Disiplin Suçu Av.Suat Ergin Hukuk Haberleri 6 01-06-2007 18:43
Yaralanma İle Sonuçlanantrafik Kazası Sonucu Ceza Alınması-silah Ruhsatı Almaya Engel macit Hukuk Soruları Arşivi 2 02-03-2002 01:03
Okulda Yönetmelik Hakkında Bilgi Efrasiyap Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 23:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06314993 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.