Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Borçlu gerçek kişinin mernis kaydı yok ve tapu adresi bila iade olduysa 35 e göre tebligat?

Yanıt
Old 07-02-2012, 11:09   #1
fatihlk

 
Varsayılan Borçlu gerçek kişinin mernis kaydı yok ve tapu adresi bila iade olduysa 35 e göre tebligat?

borçlu gerçek kişinin mernis kaydı yok. tapudan icra dosysasına bildirilen adrese yaptığımız tebligat da iade edildi.bu durumda 35 e göre tebliğ talep edemez miyiz?
Old 07-02-2012, 16:40   #2
zeynep1969

 
Varsayılan

Sn.Meslektaşım;
Tebligat Kanunu 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesinin şartları maddede belirtilmiştir.

Madde 35 - Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 19.01.2011 RG NO: 27820 KANUN NO: 6099/9) (KOD 2) (KOD 1)
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 27.03.2003 RG NO: 25061 KANUN NO: 4829/11) (KOD 1)
Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 19.01.2011 RG NO: 27820 KANUN NO: 6099/9) (KOD 2)
Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.

(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 19.01.2011 RG NO: 27820 KANUN NO: 6099/9)
Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.
Old 10-06-2014, 09:37   #3
Av.Onur Tunga

 
Varsayılan

Merhabalar,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin her ikisi de yeni sayılabilecek iki kararını bilgilerinize sunuyorum.

İlkinde, gerçek kişilere Tebligat Kanunu'nun değişik 35'inci maddesine göre tebligat yapılabilmesi için borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce usulüne uygun bir tebligatın da yapılmış olmasını zorunlu kabul eden daire, daha sonraki kararında, borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılabileceğini kabul etmiştir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/12526 K. 2013/18570
T. 14.5.2013

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda; borçluya yapılan tüm tebligatların usulsüz olarak tebliğ edildiğini de ileri sürerek ihalenin feshini istemiş, mahkemece ihalenin usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığı kabul edilerek istemin reddine karar verilmiştir.

7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10.maddesinde tebligatın, muhatabın bilinen en son adresine yapılacağı belirtilmiş, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Kanun ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasında ise aynen “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” hükmü getirilmiştir.

7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.” 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 11.1.2011 tarih ve 6099 Sayılı Kanun'un 9.maddesiyle değişik Tebligat Kanunu'nun 35.maddesinin 2. fıkrasında “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır” düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu maddeye göre, tebligat yapılabilmesi muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlanmıştır. Adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilmesi halinde 6099 Sayılı Kanun ile değişik 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesi gereğince tebligat yapılacaktır.

7201 Sayılı Tebligat Kanununda 6099 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası, gerçek kişiler yönünden 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur.

Somut olayda borçluya ödeme emri işyeri adresi olan ... Cad. No: ... .../Ankara adresine çıkarılmış ancak tebliğ edilemeden iade edilmiştir. Söz konusu adresin vergi dairesince bildirilen işyeri adresi olduğunun anlaşılması üzerine aynı adrese 5.1.2009 tarihinde ödeme emri T.K'nun 35. maddesi uyarınca yapılmış, daha sonra yine bu adreste borçluya kıymet taktir raporu 23.5.2012 tarihinde, satış ilanı ise 27.9.2012 tarihinde 35. maddeye göre tebliğ edilmiştir.

Borçluya yapılan kıymet taktir raporu ve satış ilanı tebligatı yukarda anılan Tebligat Kanunu'ndaki 19.1.2011 tarihli değişiklikten sonra Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılmıştır.

Takip dosyasında borçlu, gerçek kişi olup mahkemece yapılan araştırmada borçlunun adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Borçluya daha evvel usulüne uygun bir tebligat yapılmadan, resmi kurum tarafından bildirilen adrese kıymet taktir raporu ve satış ilanının doğrudan TK. m. 35. maddesine göre yapılması usulsüzdür.

İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.

O halde mahkemece şikayetin kabulüyle ihalenin feshine karar vermek gerekirken reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

***

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E.2014/9537 K.2014/11695
T. 21.4.2014

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu isle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Erdal Güney tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu tarafından, icra emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden ihalenin feshine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, borçluya daha önce usulüne uygun tebligat yapılmadan TK 35. maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu belirtilerek ihalenin feshine karar verilmiştir.

İİK'nun 134.maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece "BK'nun 226.maddesinde yazılı", "satış ilanı tebliğ edilmemiş olması", "satılan malın esaslı niteliklerindeki hata" ve "ihaledeki fesat" nedenleriyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.
ihalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında;
1)İhaleye fesat karıştırılmış olması,
2)Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler,
3)İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler,
4)Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde
sıralanmıştır.

Somut olayda borçlu tarafından 26.12.2013 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru ile 02.12.2013 tarihinde yapılan ihalenin fesvıi talebinde bulunulduğu, mahkemece borçluya gönderilen örnek (6) numaralı icra emrinin ve kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmış ise de Mahkemenin fesih sebebi olarak kabul ettiği bu olgular yukarıda yazılı fesih nedenleri arasında bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, Mahkemenin, satış ilanının da usulsüz tebliğ edildiği için ihalenin feshine karar verdiği görülmüştür. İİK'nun 21/2. maddesinde; "İlamda ve 38. maddeye göre ilam hükmünde sayılan belgelerle ipotek senedinde yazılı olan adresi değiştiren alacaklı veya borçlu, keyfiyeti birbirlerine noter vasıtası ile bildirmiş olmadıkça, tebligat aynı adrese yapılır ve bu adreste bulunmadığı takdirde Tebligat Kanununun 35. maddesi uygulanır" yasal düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre; borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılabilir.

Takip dayanağı ipotek resmi senedinde borçlu adresinin; "Kültür Mah., ...." olarak yazılı olduğu, satış ilanının ise aynı adrese tebliğe çıkarıldığı, iade edilmesi üzerine, aynı adrese TK.'nun 35. maddesine göre 23.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği belirlenmiştir.

Öte yandan dosya içinde yer alan UYAP sorgularında borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı bir adresinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda borçlunun ipotek akit tablosunda yazılı adresine Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılmasında yasaya aykırılık yoktur.

O halde mahkemece, yukarıda yazılı gerekçeyle satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmesi gerektiğinin kabulü ile ihalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Old 04-09-2014, 15:26   #4
Av.Onur Tunga

 
Varsayılan

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2013/35204 K. 2014/1343 T. 21.1.2014

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Bilge Kağan Tarım tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Alacaklı borçlular hakkında yaptıkları ilamsız icra takibinde borçlu S.'nin takibe dayanak kredi sözleşmesinde belirttiği adresine gönderilen ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade geldiğini,bunun üzerine icra müdürlüğünce yaptırılan mernis araştırmasında borçlunun mernis adresinin olmadığının tespit edildiğini, Ticaret Sicil Memurluğundan bildirilen adrese çıkartılan tebligatında iade geldiğini,yine hakkında genel haciz yolu ile takip yapılan diğer borçlu S. hakkında yapılan takipte de sözleşmedeki adrese gönderilen tebligatın iade edildiğini, mernis kaydı olmayan borçlunun Ankara Ceza İnfaz Kurum müdürlüğü tarafından bildirilen adresine gönderilen tebligatın iade edilmesi üzerine borçluların resmi kurumlardan bildirilen adreslerine Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebligat gönderilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce reddediliğini belirterek ilgili kararın iptalini talep etmiş; mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme ile 6099 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrası 7201 sayılı yasanın 35. maddesi uyarınca gerçek kişiler yönünden bu maddeye göre tebligat yapılabilmesi için borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması, ayrıca daha önce kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olmasının zorunlu olduğu borçlulara daha evvel usule uygun bir tebligat yapılmadan resmi kurum tarafından bildirilen adrese doğrudan Tebligat Kanununun 35. maddesi göre tebligat yapılmasının mümkün olmadığı belirtilerek talep reddedilmiştir.

Alacaklının şikayeti, ödeme emri tebliğ işlemine yönelik olup, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye ve karşı tarafa (borçluya ) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesi usule aykırıdır (HGK.nun 2003/12-600 E. - 2003/606 K.).

İcra müdürlüğüne yasada tanınan taktir hakkı sınırlı olduğundan Tebligat Kanunun 35. maddesine göre borçluya tebligat çıkarılması talebini icra müdürünün reddetme yetkisi bulunmamaktadır.

O halde mahkemece, şikayetin niteliği gereği duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-03-2016, 10:18   #5
Av. V. Gözde Arıkaya

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,

Yukarıdaki karar,

"İlamda ve 38. maddeye göre ilam hükmünde sayılan belgelerle ipotek senedinde yazılı olan adresi değiştiren alacaklı veya borçlu, keyfiyeti birbirlerine noter vasıtası ile bildirmiş olmadıkça, tebligat aynı adrese yapılır ve bu adreste bulunmadığı takdirde Tebligat Kanununun 35. maddesi uygulanır"

hükmüne dayanarak verilmiştir.

İpotek akit tablosunun olmadığı diğer durumlarda, öncelikle belirtilen adrese usulüne uygun tebligat yapılmadıkça 35. maddeye göre tebligat yapılamaz kuralını devre dışı bırakabileceğimiz yeni bir gelişme var mı? Ya da bu kararı ne kadar geniş yorumlayabiliriz? Örnek karar sunabilecek meslektaşım varsa sevinirim.

Teşekkür ederim.
Old 07-04-2017, 17:43   #6
Av. Suat

 
Varsayılan

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2013/35204 K. 2014/1343 T. 21.1.2014

Yukarıdaki bu karar yasanın açık hükmü karşısında bence zorlama bir karar olmuş.
Hem de aşırı zorlama bir karar yani..

TK m 35 -1 hala yürürlükteyken açık açık bunu görmezden gel demek gibi bir şey..
TK m 35 in uygulanabilmesi için öncelikle ilgili dosyadan bir kez dahi olsun usulünce tebligat yapılmış olması gerekmekte.

Bu mantıkla bakılırsa TK m 10 da görmezden gelinebilir yani
oysa TK m 10 emredici kuraldır, re sen nazara alınmalıdır...

Taraf teşkili, adil yargılanma, anayasanın 36 md,.....


HUKUK GENEL KURULU KARARI
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2011/11-554 E.N , 2011/684 K.N.
ÖZET : Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değildir. Tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
Söz konusu ilke tarafların usulüne uygun olarak mahkemenin önüne gelmelerini sağlayan tebligat işlemi açısından önemlidir. Çünkü ancak hukuka uygun bir usûlde gerçekleşen tebligat üzerine, durumdan haberdar olan taraflar iddia ve savunmalarını eşit şekilde yapabileceklerdir

Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gereklidir.
Old 24-10-2018, 15:06   #7
serdar30

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlarım borçlunun mernis adresine çıkarılan tebligat, söz konusu adreste bina olmadığı, bina yıkıldığından dolayı mernis adresine 21. maddeye göre tebliğ yapılmasının da mümkün olmadığından bahisle iade olmuştur.
Bu konu ile ilgili ne yapılabilir?
Saygılarımla
Old 13-03-2019, 15:13   #8
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan serdar30
Sevgili meslektaşlarım borçlunun mernis adresine çıkarılan tebligat, söz konusu adreste bina olmadığı, bina yıkıldığından dolayı mernis adresine 21. maddeye göre tebliğ yapılmasının da mümkün olmadığından bahisle iade olmuştur.
Bu konu ile ilgili ne yapılabilir?
Saygılarımla

Meslektaşım, bir çözüm buldunuz mu? Bir dosyamda aynısı oldu, adres araştırması talep edeceğim ama sonuç alınır mı bilmiyorum.
Old 13-03-2019, 16:24   #9
Av. Suat

 
Varsayılan

Sayın Av Tuğba:
Adres araştırması, adresi belli olmayan kişiler için talep edilmektedir.
Oysa sorunuzdaki kişinin bir adresi ( mernis adresi) vardır. Yani bu kişi adresi olmayan meçhul biri değildir. Sadece olan adresi (mernis adresi) tebligata elverişli değildir.

7201 S.lı Tebligat Kanunu MADDE 10
BİLİNEN ADRESTE TEBLİGAT:
Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.
(Ek fıkra: 19/01/2011 - 6009 S.K. / m.3)Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.

Buradan hareketle kişinin mernis adresi tebligata elverişli bir adres değilse bile ( yani burada bina vs olmasa da ) TKm 21/ 2 ye göre gönderilen bu tebligatı yasada adı geçen kişilerin her ne sebeple olursa olsun İADE etme yetkileri yoktur.
Böyle bir olası iade durumunda tebliğ zarfı üzerine açıklama - şerh yazılarak ( iş bu tebligat TK m 21/ 2 uyarınca hazırlandığından, yasa gereği adreste bina olmaması vs gibi sebeplerle iade edilemez vs ) tekrar tebligat talep edilebilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yeni Tebligat Yönetmeliği - Mernis adresine göre çıkartılacak tebligatların açık mavi renkte basılması dursunal Meslektaşların Soruları 9 08-01-2018 15:59
Yeni Tebligat Kanunu Değişikliği / Mernis Adresine 21. Maddeye Göre Tebligat Yapılabilir mi? ERCÜMENT AŞKIN Hukuk Sohbetleri 78 25-05-2015 15:43
gerçek kişi borçlunun mernis kaydı yoksa ne yapalım? fatihlk Meslektaşların Soruları 11 07-02-2012 14:22
Yurtdışında yaşayan kişinin mernis adresine tebligat ve haciz yapılabilir mi ? lowyer Meslektaşların Soruları 1 05-01-2012 13:00
Yurt dışında yaşayan kişinin Türkiye de geçerli bir tebligat adresi olması üye18721 Meslektaşların Soruları 3 19-07-2007 12:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08195901 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.