Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Rehinle Temin Edilmiş Alacak - Mükerrer İlamsız Takip

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-09-2008, 15:45   #1
atrocity

 
Varsayılan Rehinle Temin Edilmiş Alacak - Mükerrer İlamsız Takip

mrb müvekkilimize 3 adet ödeme emri geldi. alacaklı bir banka
1. taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip, araç haczi var ve 6.076,82 asıl alacak, %48,76 faizi 138,01 yine 4.538,33 asıl alacak, %80 faizi 169,10, 15.36 ytl B.S.M.V.
2. 4.538,33 ytl asıl alacak tekrar takibe konmuş ve asıl borçlu hakkında yapmış olduğumuz mekul rehnin paraya çevrilmesi hakkındaki takibe mükerrer olmaması kaydıyla tahsil edilemeyen anapara faiz ve bu takipten kaynaklanan yargılama giderleri denmiş
3. 6.076,82 ytl asıl alacak tekrar takibe konmuş ve asıl borçlu hakkında yapmış olduğumuz mekul rehnin paraya çevrilmesi hakkındaki takibe mükerrer olmaması kaydıyla tahsil edilemeyen anapara faiz ve bu takipten kaynaklanan yargılama giderleri denmiş.

böyle bir şey mümkün mü? bütün takipler aynı gün açılmış, mükerrer olmamak kaydı konmuş ancak mükerrer olmayacağı nasıl düşünülebilir ve faiz oranları hakkında ne düşünüyorsunuz? teşekkürler.
Old 04-09-2008, 00:11   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

İİK 45. maddesi uyarınca öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması ve rehin açığı olması durumunda ayrıca haciz yolu ile takip yapılması gerekmektedir. Bu nedenle yapılan ilamsız takiplere itiraz edilmesi hakkınızda icra inkar tazminatı ödeme sonucu doğurmayacaktır ve itiraz edilmelidir. Ancak müvekkiliniz asıl borçlu değil kefil ise durum değişir. Ancak kefil olması durumunda RPÇ ödeme emri niye ona gelsin diye düşünerek asıl borçlu olduğu sonucuna vardım.

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/308
Karar: 2001/4551
Karar Tarihi: 12.06.2001

ÖZET: Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, ancak rehnin tutarı borç ödemeye yetmezse, alacaklının kalan alacağını haciz yoluyla takip edebileceği öngörülmüştür. Mahkemece bu yön gözetilmeden, ilamsız takibe vaki itirazın iptaline de karar verilmiş olması isabetli değildir.


(2004 S. K. m. 45, 67)

Dava: Taraflar arasındaki birleştirilen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, taraflar arasında mevcut bireysel kredi sözleşmesine istinaden davalının kullandığı kredi borcunu ödememesi nedeniyle hesabın kat edilerek girişilen icra takibine itiraz edildiğini belirterek haksız itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevabında, mükerrer takip yapıldığını ana borç ve faizin birleştirilerek takibe girişildiğini ayrıca ödenen 1.600.000.000.TL. nın dikkate alınmamış olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davalının her iki takip dosyasına yaptığı itirazının iptali ile tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takiplerinin 3.315.945.463.TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %180 faiz ve faizin %5 GV uygulanmasına, %40 tazminatın tahsiline, Avukatlık ücretinin tarife üzerinden hesaplanmasına dair verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- İİK. nun 45 maddesinde rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, ancak rehnin tutarı borç ödemeye yetmezse, alacaklının kalan alacağını haciz yoluyla takip edebileceği öngörülmüştür. Mahkemece bu yön gözetilmeden, ilamsız takibe vaki itirazın iptaline de karar verilmiş olması isabetli değildir.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.06.2001 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/824
Karar: 2007/2980
Karar Tarihi: 16.02.2007

ÖZET: Dava konusu olayda davacı taraf önce ilamsız takibe girişmiş, arkasından ise ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatmıştır. Davacı tarafın ilamsız takip talepnamesine yazdığı (ipoteğin satışından elde edilecek semen toplam bedelden düşülecektir) kaydı da belirtilen usulsüzlüğü ortadan kaldırmaz. Bu itibarla mahkemece 08.02.2002 tarihinde girişilen 3.858.220 Dolarlık ilamsız takibin sırf bu nedenle 1.000.000.000.000.-TL'lik bölümünün reddine karar verilmek gerekir.


(2004 S. K. m. 45, 67) (1086 S. K. m. 440)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 17/12/2003 gün ve 2002/688-2003/865 sayılı kararı bozan dairenin 21.09.2006 gün ve 2005/6015-2006/9017 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin kısmen ipotekle temin edilmiş davalıdan olan danışmanlık hizmetleri ücret alacağının ödenmemesi üzerine girişilen İcra takiplerinin haksız itirazla durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve % 40 İcra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine dairemizce davalı yararına bozulmuştur.

Davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Ancak, İİK' nun 45'inci maddesi hükmüne göre rehinli alacaklar için önce rehine başvurma zorunlu bulunmakta olup, dava konusu olayda da davalı tarafça sözleşmeye konu 3.000.000 Dolar alacak için 1.000.000.000.000.-TL'lik bir maksimal ipotek tesis edilmiştir. Bu durumda davacı tarafın alacağın ipotekle temin edilen bölümü için öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişmesi ve şayet alacak ipotek bedelini aşıyor ise kalan bölüm için de ilamsız takip yapması gerekir.

Oysa dava konusu olayda davacı taraf önce 3.000.000 Dolar asıl alacak ve 858.220 Dolar birikmiş faiz toplamından oluşan 3.858.200 Dolar alacak için Ankara 27'nci İcra Müdürlüğü'nün 2002/909 T. sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe girişmiş, arkasından ise 11.02.2002 tarihinde 1.000.000.000.000.- TL' lik alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatmıştır. Davacı tarafın ilamsız takip talepnamesine yazdığı (ipoteğin satışından elde edilecek semen toplam bedelden düşülecektir) kaydı da belirtilen usulsüzlüğü ortadan kaldırmaz. Bu itibarla mahkemece 08.02.2002 tarihinde girişilen 3.858.220 Dolarlık ilamsız takibin sırf bu nedenle 1.000.000.000.000.-TL'lik bölümünün reddine karar verilmek gerekirken, anılan hususlar gözden kaçırılarak, üstelik mükerrer tahsile de imkan verecek biçimde her iki takibe yapılan itirazın iptali için açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığından davalı vekilinin bu yönü kapsayan karar düzeltme itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının, dairemizin 2005/6015 E., 2006/9017 K. ve 21.09.2006 tarihli ilamında gösterilen bozma nedenlerine ilaveten bu nedenle de davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının dairemiz temyiz bozma ilamında gösterilen nedenlere ilaveten davalı yararına BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 16.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tasfiye edilmiş şirkete karşı takip ve haciz yapılabilir mi? Av.Y.Selim ÜSTÜN Meslektaşların Soruları 2 03-10-2009 11:15
Mükerrer takip hakkında bir soru! av.egemen Meslektaşların Soruları 2 28-07-2008 12:14
Bozmadan sonra takip,mükerrer takip. avmehmetkarabacak Meslektaşların Soruları 9 08-07-2008 19:06
mükerrer takip, dolandırıcılık av.burhan Meslektaşların Soruları 0 17-07-2007 14:31
İlamsız takip Feragat carnerion Meslektaşların Soruları 5 02-02-2007 16:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03961802 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.