Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tahliye taahhütnamesine itiraz halinde çözüm yolları

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-01-2007, 11:20   #1
tayfurulker

 
Varsayılan Tahliye taahhütnamesine itiraz halinde çözüm yolları

Sevgili meslekdaşlarım. Bir konu hakkında bilgilerinize ihtiyacım var. 56 Örnek tahliye emri ile tahliye taahhütnamesini icraya koydum. Kiracı itirazında
1- Taahhütnamede tahliye tarihi 01 ARALIK 2006 şeklinde yazı ile yazılmışken rakamla 01.11.2006 şeklinde yazılmış. tahliye tarihinin belirsizliği iddiası ile itiraz ediyor
2- Taahhüdün kira sözleşmesi ile birlikte alındığını iddia ediyor ancak düzenlenme tarihi kira sözleşmesinden iki ay sonrası.
Kiracı imzaya itiraz etmiyor. İTM'de itirazın kaldırılması davası açmak mı gerekir yoksa Hukuk Mahkemelerinde İtirazın iptali mi kararsız kaldım. Elimde bulunan ve imzaya itiraz edilmeyen kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdü(Tarihe itirazı var yalnız) 68/a maddesi niteliğinde belge sayılarak İTM' ye gitmem ne kadar riskli? Bu konuda Yargıtay kararı çok işme yarayacaktır.Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Old 17-01-2007, 14:25   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
İİK maddesinde tahliye taahhüdünün noterlikte tanzim olunması yada tahliye taahhüdünün borçlu tarafından ikrar edilmesi durumunda İcra Hukuk Mahkemelerinden tahliye talep edebilirsiniz.
Olayınızda ,borçlu imzasına itiraz etmediği halde tahliye taahhüdü tarihine itiraz edilmiş olduğundan artık dar yetkili İHM dava açmanız kanımca redde sonuçlanacak bir girişim olacaktır.
Tüm bunlar bir yana bu tarih takip yapmak sürenizin başlangıcı-bitimi bakımından son derece önemlidir.Çünkü kanunen bu takibi sözkonusu tarihten itibarden bir ay içinde yappabilirsiniz.Eğer bu tarih Aralık ise devam eden ay sonuna kadar Kasım ise yine aynı şekilde olmalıdır.Bu icra takibine dayanak olarak açılan davada takibin süre yönünden dahi reddi mümkündür.
Kanımca (tarihi nasıl ispatlayacağınızı şu an bilememekle beraber yazılı belge sunmanız gerekmektedir . ) siz genel mahkemede dava açmalısınız.

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1990/3123

K. 1990/10083

T. 17.10.1990

• TAHLİYE TAAHHÜDÜ ( Sadece İmzası İkrar Edilen Belgeye Dayanılamaması )

• SÖZLEŞMEDEKİ İMZANIN İKRARINA RAĞMEN TARİHİN İNKARI ( Geçerli Tahliye Taahhüdü Olmaması )

• TAHLİYE TAAHHÜDÜNDEKİ TARİHİN İNKARI ( İmza İkrar Edilmesine Rağmen )

2004/m.275


ÖZET : İİK.nun 275. maddesi uyarınca tahliye istemi, tarih ve imzası ikrar olunmuş bir sözleşmeye dayalı ise itiraz kaldırılır, sadece imzanın ikrarı yeterli olmayıp tarihin ikrarı da gerekir.
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 12.3.1990 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: İİK.nun 275. maddesinde açıklandığı gibi, tahliye talebi noterlikçe re'sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit ise itiraz kaldırılır. Maddede açıkça imzanın ikrarı kafi görülmeyip tarihin de ikrar edilmesi gerektiği, borçlunun tahliye taahhütnamesindeki gerek düzenleme gerekse tahliyenin tesbit edildiği tarihi inkar ettiği düşünülmeden, bu husustaki 4.12.1957 tarih, 11/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı nazara alınmadan imzanın inkar edilmemesinin yeterli kabul edilerek itirazın kaldırılması isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA], 17.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1993/7032

K. 1993/11011

T. 17.6.1993

• TETKİK MERCİİNDE TARİH İNCELEMESİ YAPILAMAYACAĞI

• ADİ NİTELİKLİ TAHLİYE TAAHHÜDÜ ( Belge Tarihine İtiraz )

• BELGE TARİHİNİN İNKARI ( Adi Nitelikli Tahliye Taahhüdünde )

• TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ ( Tanzim Tarihine İtirazın İncelenmesi )

2004/m.275

ÖZET : Borçlu, adi nitelikteki tahliye taahhüdünün tarihini inkar ettiğine göre, uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekir.
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 24.5.1993 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Takip adi nitelikte tahliye taahhüdüne dayanmaktadır. Borçlu yasal süresinde taahhütname tarihine itirazda bulunmuştur. 4.12.1957 tarih 11/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, noterlikçe re`sen tanzim ve tarih ve imzası tasdik edilmemiş olan veyahut ikrar edilmeyen tahliye taahhüdünü havi vesikalarla, yine aynı mahiyetteki mukavelenamelerdeki imzaların itiraz üzerine inkarları halinde takip durdurularak alacaklı mahkemeye müracaatta muhtar olmak üzere itirazın kaldırılması talebinin reddine karar vermek gerekir. Mercice, taahhütnamenin tarihine itiraz edildiği ve anılan İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK`nun 366. ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 17.6.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1998/1377

K. 1998/2017

T. 24.2.1998

• TAHLİYE TALEBİ ( İİK m.275'teki Belgelerden Birine Dayanmalıdır )

• ADİ TAHLİYE TAAHHÜDÜ ( Tanzim Tarihi İnkar Edilmiş Tahliye Taahhüdü )

• TANZİM TARİHİ İNKAR EDİLEN TAHLİYE TAAHHÜDÜ ( Adi Nitelikte Olması )

2004/m.275

ÖZET : Tahliye talebinin noterlikçe resen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ilan edilmiş bir taahhütnameye dayalı olması gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddedi içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 2.2.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İİK. 275. maddesi gereğince tahliye talebinin noterlikçe resen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ilan olunmuş bir taahhütnameye dayalı olması gerekir. Takibe dayanak yapılan tahliye taahhüdü adi niteliktedir. Borçlu itirazında tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi imzalanmadan ve konuta girilmeden alındığını bildirerek 1.9.1995 tanzim tarihine itiraz etmiş olup, böylece bu taahhütnamedeki tarih ikrar olunmuş değildir. Bu durumda tahliye taahhüdündeki tanzim tarihinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususunun belirlenmesi yargılamayı gerektireceğinden merciice alacaklı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1996/6 – 549

K. 1996/645

T. 2.10.1996

• TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN TANZİM TARİHİ ( Yazılı delil )

• YAZILI DELİL ( Tahliye taahhüdüne karşı )

6570/m.7/a

ÖZET: Tahliye taahhüdü altındaki tanzim tarihinin doğru olmadığı şahitle değil ancak yazılı delille kanıtlanabilir.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki “tahliye taahhüdüne dayalı tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 29.11.1995 gün ve E.1995/806 – K.1995/1117 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18.1.1996 gün ve E.1561 – K.318 sayılı ilamı:
( … Davacı davalının kiralananı 15.7.1995 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt ettiği halde taahhüdü yerine getirmediğini, icraya müracaat ettiğini, neticesiz kaldığını ileri sürerek süresinde açtığı işbu dava ile kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı taahhütnamenin kiralanana girerken alındığını geçersiz olduğunu bu hususu bilen tanıkları olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme davalı tanıklarını dinleyerek taahhütnamenin ilk kira sözleşmesi ile birlikte alındığından bahisle davayı reddetmiştir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 15.2.1991 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Davalı 15.1.1995 tanzim tarihli belge ile kiralanandan 15.7.1995 tarihinde çıkmayı taahhüt etmiştir. Davalı taahhütnamedeki imzasına karşı çıkmamış sadece tanzim tarihinin doğru olmadığını savunmuştur. Taahhütname altındaki tanzim tarihinin doğru olmadığı şahitle değil ancak yazılı delille kanıtlanması gerekir. Davacı vekili tanık dinlenmesine muvafakat etmediği halde, davalı tanıkları dinlenerek yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru değildir. Taahhüt geçerli olduğuna ve davada süresinde açıldığına göre kiralananın tahliyesine karar verilmek üzere hükmün bozulması icabetmiştir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutunak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/16931

K. 2000/18231

T. 24.11.2000

• ADİ TAHLİYE TAAHHÜDÜ ( İmza İnkarı - İtirazın Kaldırılması İsteminin Reddine Karar Verilmesi)

• İMZA İNKARI ( Adi Tahliye Taahhüdü - İtirazın Kaldırılması İsteminin Reddine Karar Verilmesi)

• İTİRAZIN KALDIRILMASI İSTEMİNİN REDDİ GEREĞİ ( İmzası İnkar Edilmiş Adi Tahliye Taahhüdü - Alacaklının Bu Belgeye Dayanmaması)

2004/m.275/2-3

ÖZET : Alacaklı takibinde, re'sen düzenlenen veya imzası ikrar edilen bir tahliye taahhüdüne dayanmadığından itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmelidir.
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 18.10.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu adi şekilde düzenlenen tahliye taahhüdündeki imzayı inkar etmiştir. İİK.nun 275/2. fıkrasına göre alacaklı takibinde resen düzenlenen veya imzası ikrar edilmiş bir belgeye dayanmadığından aynı maddenin 3. fıkrası gereğince itirazın kaldırılması isteminin reddine karar vermek gerekirken taahhütteki imza konusunda bilirkişi incelemesi yaparak itirazın kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA), 24.11.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Old 17-01-2007, 19:26   #3
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

sayın meslektasım...
bu tur davalarda ITM gorevsızlık verıyor...
Davayı Sulh hukuk mahkemesınde acmanız gerekıyor...
yıllık kıra bedelı uzerınden harc odenıyor...
vekalet ucretlerıde bu orana gore oluyor...
davalının ıddıalarını ıspatlaması gerekıyor..
elınızde ımzası ınkar edılmemıs bır taahhut var bu bakımdan durumunuz lehınıze...tarıhın sonradan atıldıgının aksını ıspatlamaları zor gorunuyor...
ıyı calısmalar..
Alıntı:
Yazan tayfurulker
Sevgili meslekdaşlarım. Bir konu hakkında bilgilerinize ihtiyacım var. 56 Örnek tahliye emri ile tahliye taahhütnamesini icraya koydum. Kiracı itirazında
1- Taahhütnamede tahliye tarihi 01 ARALIK 2006 şeklinde yazı ile yazılmışken rakamla 01.11.2006 şeklinde yazılmış. tahliye tarihinin belirsizliği iddiası ile itiraz ediyor
2- Taahhüdün kira sözleşmesi ile birlikte alındığını iddia ediyor ancak düzenlenme tarihi kira sözleşmesinden iki ay sonrası.
Kiracı imzaya itiraz etmiyor. İTM'de itirazın kaldırılması davası açmak mı gerekir yoksa Hukuk Mahkemelerinde İtirazın iptali mi kararsız kaldım. Elimde bulunan ve imzaya itiraz edilmeyen kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdü(Tarihe itirazı var yalnız) 68/a maddesi niteliğinde belge sayılarak İTM' ye gitmem ne kadar riskli? Bu konuda Yargıtay kararı çok işme yarayacaktır.Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Sulh
Old 18-01-2007, 09:04   #4
Cengiz Taner Doğan

 
Varsayılan İcra iflas kanunu

1- Taahhütnamede tahliye tarihi 01 ARALIK 2006 şeklinde yazı ile yazılmışken rakamla 01.11.2006 şeklinde yazılmış. tahliye tarihinin belirsizliği iddiası ile itiraz ediyor
2- Taahhüdün kira sözleşmesi ile birlikte alındığını iddia ediyor ancak düzenlenme tarihi kira sözleşmesinden iki ay sonrası.
Kiracı imzaya itiraz etmiyor. İTM'de itirazın kaldırılması davası açmak mı gerekir yoksa Hukuk Mahkemelerinde İtirazın iptali mi kararsız kaldım. Elimde bulunan ve imzaya itiraz edilmeyen kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdü(Tarihe itirazı var yalnız) 68/a maddesi niteliğinde belge sayılarak İTM' ye gitmem ne kadar riskli?
Sayın Meslektaşım; İcra Tetkik Mercii dar yetkili bir mahkemedir.Benim görüşüm Hukuk Mahkemelerini tercih etmenizdir.
Saygılarımla
Av.Cengiz Taner DOĞAN
Old 18-01-2007, 10:25   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Burada imzaya itiraz edilmemiş tahliye taahhüdüne de itiraz edilmemiş ancak,tahliye tarihi yazı ve rakamla farklı olduğu hususunda itiraz var.
Acaba buradada kambiyo senetlerinde olduğu gibi rakam ve yazı arasında fark bulunması halinde yazıya itibar edilir kuralı geçerli olabilir mi ?
Eğer düzenleme tarihinde problem olsa idi,daha evvel sunduğum yargıtay kararları geçerli olacaktı.
Fakat tahliye taahhüdündeki tahliye tarihinin yazı ve rakamla farklı olduğu hususunda net bir Yargıtay kararına rastlayamadım.
Peki davalı,yazı ve rakamın farklı olması hususunda hangi rakamın doğru olduğunu beyan ediyor?Yazı ile yazılı tarih mi yoksa rakam ile yazılı tarih mi ?
Buna göre farklı yorumlarda bulunulabilir.
Yine eğer tahliye taahhüdünün düzenleme tarihine itiraz ediliyor ise bu yazılı belge ile ispatlanmalıdır.
Saygılarımla
Old 18-01-2007, 14:34   #6
tayfurulker

 
Varsayılan

Herkese teşekkür ederim. Problemin çözüm yollarını ararken Kira Borcunu ödememiş olması nedeniyle temerrüd ve tahliye icra takibi yapmaya karar verdim. Ancak kafama takılan tek soru eski 51, yeni 13. Örnek icra takibine konu takipte Adi Kira ve 6570 S.kanun ayrıumı var mı yok mu bulamadım. Takibe konu yer belediye sınırları içinde hasılat kirasına tabi bir otel.
Old 18-01-2007, 14:44   #7
Gamze Dülger

 
Varsayılan



krarların işinize yarayacağını ümit ederim.Saygılarımla



T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/2575

K. 2003/5647

T. 18.3.2003

• AKDİN NİTELİĞİ VE KİRACILIK İLİŞKİSİ ( Karşı Çıkılmaması - Merciice Kira Sözleşmesinin Hasılat Kirası Olduğunun Belirlenmesi Halinde Borçludan Ödeme Belgesi İstenmesi Gereği )

• KİRA SÖZLEŞMESİ ( Aktin Niteliğine ve Kiracılık İlişkisine Karşı Çıkılmaması - Merciice Kira Sözleşmesinin Hasılat Kirası Olduğunun Belirlenmesi Halinde Borçludan Ödeme Belgesi İstenmesi Gereği )

• ADİ KİRA SÖZLEŞMESİ ( 60 Günlük Süre Tanınması Gereği - Ekonomik Kriz Nedeni İle Kira Bedelinin Uyarlanması Yönünde Görüşmelerin Devam Ettiğini Beyanla Borca İtiraz )

• BORCA İTİRAZ ( Ekonomik Kriz Nedeni İle Kira Bedelinin Uyarlanması Yönünde Görüşmelerin Devam Ettiğinin Beyan Edilmesi - Merciice Kira Sözleşmesinin Hasılat Kirası Olduğunun Belirlenmesi Halinde Borçludan Ödeme Belgesi İstenmesi Gereği )

818/m.270


ÖZET : Borçlu icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde akdin niteliğine ve kiracılık ilişkisine karşı çıkmamış, ekonomik kriz nedeni ile kira bedelinin uyarlanması yönünde görüşmelerin devam ettiğini beyan ederek borca itiraz etmiştir. Merciice kira sözleşmesinin hasılat kirası olduğunun belirlenmesi halinde borçludan ödeme belgesi isteyerek, adi kira olduğunun saptanması halinde ise 60 günlük süre tanınması borçlu yararına olduğundan, yine aynı kuralı uygulayarak sonuca ulaşılması gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı vekilince 30.12.1998 başlangıç tarihli 2 adet sözleşmeye dayanılarak borçlu hakkında ödenmeyen kira paralarının tahsili için icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 51 numaralı ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmiştir. Alacaklı tarafından sözleşmenin hasılat kirası niteliğinde olduğu kabul edilerek borçluya gönderilen ödeme emrinde 60 günlük ödeme süresi tanındığı görülmektedir. Hasılat kirasını adi kiradan ayıran husus, özellikle işletme yükümlülüğüdür. Hasılat getiren bir şey adi kiraya da verilebilir. Ancak, taşınmaz, teçhizat ve mefruşatı ile birlikte ve işletme ruhsatı da devredilerek kiraya verilmiş, ayrıca da kira bedeli kiralananın semere ve hasılatının da bir kısmını oluşturmuş ise; sözü edilen unsurları taşıyan kira sözleşmesinin hasılat kirası olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda, borçlu icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde akdin niteliğine ve kiracılık ilişkisine karşı çıkmamış, ekonomik kriz nedeni ile kira bedelinin uyarlanması yönünde görüşmelerin devam ettiğini beyan ederek borca itiraz etmiştir. Merciice kira sözleşmesinin yukarıdaki koşullar araştırılarak, hasılat kirası olduğunun belirlenmesi halinde borçludan ödeme belgesi isteyerek, adi kira olduğunun saptanması halinde ise 60 günlük süre tanınması borçlu yararına olduğundan, yine aynı kuralı uygulayarak sonuca ulaşılması gerekir. Merciice karar gerekçesinde yer verilen sözleşme niteliğinin yukarıdaki kurallara ne suretle uygun bulunmadığı açıklanmadan ve borcun ödenmediği de dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/578

K. 2002/1517

T. 28.1.2002

• KÖY HUDUTLARI İÇİNDEKİ YERLER ( 6570 Sayılı Yasanın Kapsamında Olmaması )

• 6570 SAYILI YASANIN UYGULAMA ALANI ( Köy Hudutları İçindeki Yerlerde Uygulanamaması )

• ADİ KİRA ( Köy Hudutları İçindeki Yerlerde 6570 Sayılı Yasanın Uygulama Alanının Olmaması )

• HASILAT KİRASI ( Adi Kiradan Ayıran Özelliğinin İşletme Yükümlülüğü Olması )

• İŞLETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Hasılat Kirasını Adi Kiradan Ayıran Özelliğin İşletme Yükümlülüğü Olması )

818/m.260,288

6570/m.1


ÖZET : 6570 sayılı yasanın uygulanabilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi gerekir. Birinci koşul, kiralananın musakkaf olmasıdır. İkinci koşul ise taşınmazın belediye sınırları içinde veya iskele, liman ve istasyonlarda bulunmasıdır. Köy hudutları içindeki taşınmazlar, musakkaf veya gayrı musakkaf olsun söz konusu yasa kapsamı dışındadır. Öte yandan hasılat kirasını adi kiradan ayıran, özellikle işletme yükümlülüğüdür. Taşınmaz teçhizat ve mefruşatıyla birlikte ve işletme ruhsatı da devredilerek kiraya verilmişse kira sözleşmesinin hasılat kirası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda borçluya, 60 günlük ödeme emri tebliği gerekir. Kır gazinosu olarak kiraya verilen mecur için uygulanması gereken yasa tespit edilmeden sonuca gidilmesi hatalıdır.
DAVA : Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : 6570 sayılı Yasanın uygulama alanını belirleyen 1. maddesinde iki koşul ileri sürülmüştür. Birinci koşul; kiralanan taşınmazın musakkaf bulunması, ikinçi koşul ise; Belediye sınırları içinde veya iskele, liman ve istasyonlarda bulunmasıdır. Yasada yazılı yerlerde bulunan ve galip vasfı musakkaf bulunan taşınmazların kira ilişkilerinde 6570 sayılı yasa ile bu yasaya aykırı bulunmayan Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Köy hudutları dahilinde bulunan yerler, musakkaf veya gayrı musakkaf olsun 6570 sayılı yasanın kapsamı dışında bırakılmıştır.
Öte yandan hasılat kirasını adi kiradan ayıran, özellikle işletme yükümlülüğüdür. Hasılat getiren bir şey, adi kiraya da verilebilir. Ancak taşınmaz, techizat ve mefruşatıyla birlikte ve işletme ruhsatı da devredilerek kiraya verilmiş ve ayrıca da kira bedeli kiralananın semere ve hasılatının da bir kısmını oluşturmuş ise sözü edilen unsurları taşıyan kira sözleşmesinin hasılat kirası olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda borçluya, Borçlar Kanununun 288. maddesi gereğince ( 60 ) günlük ödeme emri tebliği icap eder.
Merciice, tüm bu koşulların varlığı değerlendirilerek "kır gazinosu" şeklinde kiraya verilen mecur için uygulanması gerekli yasal koşulların tespitinden sonra oluşacak sonuca göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 28.1.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/4134

K. 2002/5657

T. 19.3.2002

• TAHLİYE ( Borçluya Tebliğ Edilen Ödeme Emrinde Borçluya Otuz Günlük Ödeme Süresinin Tanınması-Taraflar Arasındaki İlişkinin Hasılat Kirası Olması )

• HASILAT KİRASI ( Borçluya Gönderilen Ödeme Emrinde Altmış Günlük Süre Verilmesinin Gerekmesi )

• EK SÖZLEŞME ( Taraflar Arasındaki Ek Sözleşmeye Göre Kiranın Adi Kira mı Yoksa Hasılat Kirası mı Olduğunun Belirlenmesi )

2004/m.269

818/m.260


ÖZET : Borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin incelenmesinde borçluya 30 günlük ödeme süresinin tanındığı görülmektedir. Mercice taraflar arasındaki ilişkinin hasılat kirası niteliğinde olduğu açıklanmış ve 60 günlük süre verilmediği gerekçe gösterilerek alacaklının tahliye istemi reddedilmiştir. Kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünde ( işletme sözleşmesine ait özel hükümlerin ekli olduğu ) açıklanmıştır. Mercice duruşma açılarak tarafların delilleri toplanmalı, ek sözleşme istenmeli ve ayrıca işletme ruhsatının da devredilip edilmediği saptandıktan sonra taraflar arasındaki ilişkinin hasılat kirası olarak kurulup kurulmadığı belirlenmelidir
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı tarafından 16.12.1999 tarihli kira sözleşmesine dayanılarak ve ödenmediği belirtilen 937.500.000 TL. kira alacağının tahsili için borçlu hakkında icra takibine geçilmiş ve adı geçene 51 örnek ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmiştir. Ödeme emrinin incelenmesinde İİK' nun 269. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken Borçlar Kanununun 260. maddesi gereğince borçluya 30 günlük ödeme süresinin tanındığı görülmektedir. Mercice taraflar arasındaki ilişkinin hasılat kirası niteliğinde olduğu açıklanmış ve 60 günlük süre verilmediği gerekçe gösterilerek alacaklının tahliye istemi reddedilmiştir. Kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünde ( işletme sözleşmesine ait özel hükümlerin ekli olduğu ) açıklanmıştır. Mercice duruşma açılarak tarafların delilleri toplanmalı, yukarıda açıklanan ek sözleşme istenmeli ve ayrıca işletme ruhsatının da devredilip edilmediği saptandıktan sonra taraflar arasındaki ilişkinin hasılat kirası olarak kurulup kurulmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 19.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/723

K. 2006/3067

T. 27.3.2006

• HASILAT KİRASI ( Tahliye Talebi - B.K.’nun 288. Maddesine Uygun Olarak Düzenlenmeyen Ödem Emri Hukuki Sonuç Doğurmayacağından Bu Ödeme Emrine Dayanılarak Tahliye Kararı Verilemeyeceği )

• KİRACIYA GÖNDERİLEN ÖDEME EMRİNİN KOŞULLARI ( B.K.’nun 288. Maddesine Uygun Olarak Düzenlenmesi Gereği - Hasılat Kirası/Tahliye Talebi )

• TAHLİYE TALEBİ ( B.K.’nun 288. Maddesine Uygun Olarak Düzenlenmeyen Ödem Emri Hukuki Sonuç Doğurmayacağından Bu Ödeme Emrine Dayanılarak Tahliye Kararı Verilemeyeceği - Hasılat Kirası )

• ÖDEME EMRİNİN KOŞULLARI ( Kiracıya Gönderilen/B.K.’nun 288. Maddesine Uygun Olarak Düzenlenmesi Gereği - Hasılat Kirası/Tahliye Talebi )

818/m. 270,288


ÖZET : Taraflar arasındaki kira ilişkisinin "Hasılat Kirası" olduğu anlaşıldığına göre, borçlu kiracıya gönderilen ödeme emrinin Borçlar Kanununun 288. maddesine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Anılan Yasa maddesine uygun olmayan ödem emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine dayanılarak tahliye kararı verilemez.
DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı alacaklı davalı borçlu hakkında tahliye talepli başlattığı icra takibine vaki itiraz üzerine İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delililere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalı vekilinin işlemiş faiz alacağına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı vekilinin tahliyeye ilişkin temyizine gelince;
Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 1.5.1999 başlangıç tarihli ve on yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin kira bedeli başlıklı 11/I.maddesinde "ciro esası kiracının aylık satış toplamından KDV çıktıktan sonra kalan toplamının %4 ( dört ) aylık kira bedeli olarak kabul edilir. Buna KDV ilave edilir." Hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin yorumundan taraflar arasındaki kira ilişkisinin Borçlar Kanununun 270. maddesinde açıklanan hasılat kirasına konu olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında davada Borçlar Kanununun hasılat kirasına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. O nedenle takip talebi ile davalıya çıkarılan ödeme emrinin Borçlar Kanununun 288. maddesine uygun olması gerekir. Ödeme emrinde altmış gün süre verilmesi gerekirken, otuz günlük ödeme süresi verilmesi doğru değildir. Borçlar Kanununun 288. maddesine uygun olmayan ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine dayanılarak tahliye kararı verilemez. Bu nedenle kiralananın tahliyesine ilişkin talebin reddine karar vermek gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan kararın tahliyeye ilişkin olarak bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan bir nolu bendde yazılı nedenle alacağa ilişkin kısmın ONANMASINA, kararın 2 nolu bentte yazılı nedenle tahliyeye yönelik kısmının BOZULMASINA. onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 27.3.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 22-02-2019, 15:00   #8
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Tahliye taahhüdüne bağlı olarak yapılan takibe ( ilk kira sözleşmesi ile birlikte verildiğine ilişkin ) tarihine dair itiraz sonucunda açılacak olan dava icra hukuk mahkemelerinde mi sulh hukuk mahkemesinde mi asliye hukuk mahkemesinde mi açılır...cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargı Yolları Av. Hulusi Metin Site Lokali 4 09-01-2013 10:15
adliye yolları taştan, kim çıkardı beni baştan/öykü Av.AygülKat Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 5 16-06-2009 10:59
Devremülk Sözleşmesine Eski Tarih Atılması Ve İptal Yolları Sentinel Hukuk Soruları Arşivi 0 26-04-2005 13:58
Adliye Binalarına Acil Çözüm Kuzey Hukuk Sohbetleri 1 25-07-2003 18:21
İdare, Yargı Kararlarına Uymakla Yükümlü Olduğundan, Gecikmeden ''çözüm'' Buluyor! Av.Mehmet Saim Dikici Hukuk Sohbetleri 0 24-03-2002 16:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10202694 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.