Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Otomobil Satışı Hakkında....

Yanıt
Old 14-10-2004, 21:56   #1
shaına

 
Varsayılan Otomobil Satışı Hakkında....

Değerli meslektaşlarım,
otomobillerin satışı ile ilgili sormak istediğim bir olay var.
konu kısaca şöyle.

A şahsı,kendine ait aracı X oto kiralama şirketine kiraya veriyor.X şirketi de aracı B yekiraya veriyor.B aracı sahte evrak düzenleyerek C ye satıyor.Araç C üzerine kayıtlı iken ,C de aracı Rye satıyor.
A bir süre sonra aracını bulamayınca ,aracının trafikten R üzerine kayıtlı olduğunu öğrenip R aleyhine dava açıyor.
Bu arada A, X oto kiralama şirketi, B ve C aleyhine savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.
Bu durumda R nin yapabilecekleri neler ?
Old 15-10-2004, 07:54   #2
nursel citil

 
Varsayılan

R bu durumda kendisine karşı açılan davada sübjektif iyiniyetli olduğunu kanıtlaması gerekir.Yani aracın A' ya ait olduğunu bilmediğini ve gerekli her türlü özeni gösterdiği halde gerçek durumu tespit edemediğini kanıtlaması halinde aracın mülkiyetini kazanır. Çünkü hakkın kazanılmasında sübjektif iyiniyet hukuk sistemimizde korunur. A'nın elinden menkul mal isteği ile çıkmıştır. Şirkete kira sözleşmesi ile aracını vermiştir. Bu durumda aracın mülkiyeti R'ye aittir.
Old 15-10-2004, 10:22   #3
ragıp

 
Varsayılan

ben Nursel hanuıma'a katılamıyorum. Ara., A nın elinden rızası ile çıkmıştır. Ancak, teslim, mülkiyetin nakli amacıyla değil, kiralamak amacıyla gerçekleşmiştir.
Karayolları Trafik Ysası, aracın mülkiyetinin nakliiçin, Noter satışını şart koşmaktadır. Yargıtay içtihatlarına göre de, eğer olayda ahtecilik varsa, iyiniyet iddiası dinlenmez. Bu nedenle, sahte evrakla satış yapıldığı için, R mülkiyeti iktisap edemez.
Ancak, R Sebepsiz zenginleşme nedeniyle C ye alacak, Sahte evrakla araç sattığı için B ye ve gerekli özeni göstermeyen araç kiralama şirketi X e tazminat davası açabilir.
Old 16-10-2004, 08:07   #4
shaına

 
Varsayılan

Karayolları Trafik yasassına göre sicile tescil kurucu unsur değil.Yani sözleşmenin geçerlilik şartı noterde yapılmış olması.R de noterde yapılmış bir sözleşme ile otomobili satın aldığından ve bu durumu bilmesi mümkün olmadığından R aracın mülkiyetini kazanmıştır diye düşünüyorum Çünkü R sicilde araştırma bile yapsa araç C üzerine kayıtlı görünecektir.Yani bu konuda Nursel Hanıma katılıyorum.
Ragıp Bey farklı görüşte.Kendisinden ricam, bahsettiği Yargıtay kararlarını açıkça yazabilir mi?
Tahminim noterde sahte evrakla yapılan sözleşme sahte vekalet düzenlenerek yapılmış.Bu durumda noterin sorumluluğu doğar mı?
Şimdiden Teşekkürler...
Old 16-10-2004, 11:36   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Katılımcılar,

Mülkiyet hakkı her şeyin üstündedir. Hukuka aykırı bir işlemle mülkiyet kaybedilmez veya kazanılmaz.

İyiniyetli de olsalar, başkaları maliklere karşı korunmazlar.

Malik A'nın otomobilin mülkiyetini devretme niyeti yokken mülkiyetin sahte evraklarla iyiniyetli R'ye satılması ile mülkiyet R'ye geçmez.

R'nin araştırması ile gerçeğe ulaşıp ulaşamayacağının burada tartışılması mümkün değildir. Tek gerçek, mülkiyet hakkıdır.

R'nin yapabileceği kendisine satış yapanlardan uğradığı zararın tazminini istemektir. Bunun için C.Savcılığına sahtekarlık ve dolandırıcılıktan şikayette bulunabilir. Savcılığın açacağı davalara suçtan zarar gören sıfatı ile müdahil olabilir. Aracı malik A'ya iade etmelidir.

Noterin sorumlu olup olmayacağı konusunu araştırmak gerek. Bu konuda örnek bir dava hatırlamadığımdan, hemen kolayca, ''sahte evrakla işlem yaptığından kusurlu bulunan Noter de zarardan sorumlu olur'' diyemiyorum.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 03-05-2006, 14:59   #6
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
E:2003/4891
K:2003/10641
T:25.09.2003
• MADDİ TAZMİNAT DAVASI
• MÜLKİYETİN GEÇMESİ
• ALICININ İYİNİYETLİ OLMASI
• MALIN RIZA DIŞINDA ELDEN ÇIKMASI
• SAHTE KİMLİKLE SATIŞ

ÖZET: Gerçekte malik olmayan kişinin ( hırsızın ) sahte kimlik kullanmak suretiyle yapmış olduğu satış işlemi geçersiz olur. Geçersiz bir satış mülkiyetin geçişini sağlayamayacağına göre ondan sonraki davalıya yapılan satışta geçersiz olup alıcının iyi niyetli olması bile sonucu değiştirmez. Bu durumda rızası dışında elinden çıktığı anlaşılan otomobilin davacıya ait olduğuna ve ona iadesine karar verilmelidir. Davalı ancak MK.nun 902. maddesinden kaynaklanan bir hakkı varsa onu isteyebilir.
( 818 s. BK. m. 41 )
( 743 s. MK. m. 902 )
( 4721 s. MK. m. 989 )
Davacı Asım vekili tarafından, davalı İbrahim ve Behçet aleyhine 3.10.2001 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sonucu uğranılan zararın ödetilmesinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davalılardan Behçet hakkındaki istemin kısmen kabulüne, diğer davalı hakkındaki istemin reddine dair verilen 30.12.2002 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Davacı, adına trafikte kayıtlı bulunan aracın çalındıktan sonra davalılardan İbrahim'in elinde bulunduğunu belirterek adı geçen davalı oluşturulan kaydın iptali ile aracın kendisine teslimini veya aracın değerinin ödetilmesini istemiş; davalı olarak da aracı elinde bulundurun İbrahim ile aracı ona satan Behçet'i hasım olarak göstermiştir. Mahkemece, İbrahim hakkındaki istemin reddine, aracın bedelinin diğer davalı Behçet'den alınmasına karar verilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacı adına kayıtlı bulunan 34 M... 48 plakalı aracın 13.09.1993 günü çalındığı, davacı adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile 17.09.1993 tarihinde davalılardan Behçet'e noter sözleşmesi ile satılarak 06 J... 58 plakasını aldığı ve bu davalı tarafından da 22.09.1993 tarihinde yine noter sözleşmesi ile diğer davalı İbrahim'e satılarak onun adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, 17.09.1993 tarihli noter satış sözleşmesinin dayandığı nüfus cüzdanı örneğinin gerçek Asım'ın ( davacının ) kimlik bilgilerine uymadığı ve bu kimliğin sahte olarak düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Böylece gerçekte malik olmayan kişinin ( hırsızın ) sahte kimlik kullanmak suretiyle yapmış olduğu satış işlemi geçersiz olur. Geçersiz bir satış mülkiyetin geçişini sağlayamayacağına göre ondan sonraki davalıya yapılan satışta geçersiz olup alıcının iyi niyetli olması bile sonucu değiştirmez. Bu durumda rızası dışında elinden çıktığı anlaşılan otomobilin davacıya ait olduğuna ve ona iadesine karar verilmelidir. Davalı ancak MK.nun 902. maddesinden kaynaklanan bir hakkı varsa onu isteyebilir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.09.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
E:1998/9036
K:1999/799
T:15.2.1999
• SEMENİN İADESİ DAVASI
• İYİNİYET
• İDARENİN SORUMLULUĞU
• İSTİHKAK DAVASI

ÖZET : Aracı otopazardan, trafik kaydına göre malik görünen şahıstan satın alan iyiniyetli davacının MK.nun 902 nci maddesinin 2 nci cümlesine göre dava açabileceği, zilyedliği devraldığı kişiye ödediği bedeli talep etme hakkı bulunduğu, trafik kayıtlarının tutulmasında idarenin bir kusuru varsa davalının, idare aleyhine de dava açma imkanı bulunması gözardı edilerek, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
(4721 s. kanun m. 902/1, 2)
Taraflar arasındaki davanın Kadıköy Asliye 3.Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 25.2.1997 tarih ve 779-104 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Bursa/Soğanlıkköy açık oto pazarından iyiniyetli olarak satın aldığı aracın çalıntı olduğunun anlaşılması üzerine, müvekkilinden alınıp aracı sigortalayan ve aracın çalınması nedeniyle bedelini sigortalısına ödeyerek aracın mülkiyeti kendisine kalan davalı şirkete teslim edildiğini ileri sürerek, M. K.nun 902.maddesi gereğince, aracı alırken ödediği l49.000.000 TL'nın 17.12.1993 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının emin sıfatıyla zilyed olmayan kişiden satın aldığını aracın mülkiyetini kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delilere göre, davacının iyiniyetli olmasına rağmen, zilyetliğini devir aldığı kişinin, davalının halefi bulunduğu kişinin rızası olmaksızın elinden çalınmak suretiyle çıkması neticesi zilyed olduğu; davacıya aracı satan kişinin MK.nun 902. madde hükmü gereğince aracın maliki olmadığından davacının iyi veya kötü niyetli olmasının sonuca etkili olmayacağı ayrıca, davacının, kendisine aracı satan adına 06 MNJ 68 plakalı olarak kayıt edilmesindeki tescil evraklarını da incelenip tescile esas teşkil eden muameleyi buna göre yapması gerektiği, objektif özenin gösterilmesine esas teşkil eden muamelerin aracın ruhsatnamesi olmadığı, dava konusu olayda aracın 34 NMN 80 plakalı iken sahte işlemlerle 06 MNJ 80 plaka sayı ile mükerrer kayıt ve tescil gördüğü, davacının sebepsiz iktisap kuralları gereği kendisine aracı satan 3. şahıstan ödediği meblağı talep hakkı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, iyiniyetli zilyedin MK.nun 902 nci maddesi uyarınca malike halef olan sigorta şirketinden semenin iadesi istemine ilişkindir.
MK.nun 902 nci maddesinin 1 nci cümlesi, rızası olmaksızın bir menkulün zilyetliği elinden alınan kişinin hali hazırdaki zilyedi aleyhine 5 yıl içinde istihkak davası açabileceğini düzenlemektedir. Aynı maddenin 2 nci cümlesinde ise "menkul aleni ve müzayede de veya bir pazarda veya ona mümessil eşya satan bir tacirden iktisap olunmuş ise hüsnüniyetle hareket eden birinci veya sonraki müktesipler aleyhine istihkak davası ancak verilen semenin iadesi şartıyla ikame olunabilir ve red hususunda da hüsnüniyetle zilyed olan kimsenin hukukuna müteallik hükümler tatbik olunur." düzenlemesiyle menkul malı o an elinde bulunduran iyiniyetli kişi korunmak istenmiştir.
Davalı sigorta şirketine kasko poliçesiyle sigortalı 34 NMN 80 plakalı araç dava dışı 3. kişi tarafından çalındıktan sonra sahte fatura düzenlenerek 06 MNJ 68 plaka numarası ile adına tescil edilmiş, daha sonra açık otopazarda davacı ...'e satılmış, 2.8.1993 tarihli noter satış senedi ile de yasal olarak davacıya devir yapılmıştır. Söz konusu araç, 17.12.1993 tarihinde, emniyet görevlilerince davacı elinde zaptedilerek 20.12.1993 tarihinde, kasko bedelini malike ödeyen ve halef olan davalı sigorta şirketine teslim edilmiştir. Davacının trafik kayıtlarını incelemediğinden kusurlu sayılması mümkün değildir. Zira araç, ( yolsuz tescil de olsa ) 06 MNJ 68 plaka numarası ile ... adına tescillidir.
Aracı otopazardan, trafik kaydına göre malik görünen şahıstan satın alan iyiniyetli davacının MK.nun 902 nci maddesinin 2 nci cümlesine göre dava açabileceği, zilyedliği devraldığı kişiye ödediği bedeli talep etme hakkı bulunduğu, trafik kayıtlarının tutulmasında idarenin bir kusuru varsa davalının, idare aleyhine de dava açma imkanı bulunması gözardı edilerek, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.2.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-05-2006, 17:00   #7
arif0275

 
Varsayılan

1.HD 1989/2463 E-1989/6435 K sayılı kararından bir bölüm:
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, Medeni Yasanın 931. maddesiyle korunan iyiniyet, tapu sicilindeki kaydın doğruluğuna ilişkindir. Tapu sicili kapsamına girmeyen belgeye dayalı iyiniyetten söz edilemez. Diğer bir anlatımla, sahte bir vekaletnameye dayanılarak yapılan satış işleminde alıcı, anılan 931. maddeye tutunmak suretiyle edinmesinin (iktisabının) geçerli olduğunu ileri süremez.

13HD 1996/1944 E,1996/2275 K.sayılı karından alıntıdır:
...Şu durumda satış muamelesinin sahte vekaletnameye dayalı olarak vücut bulduğunun kabulü kaçınılmazdır. Hemen belirtelim ki, kazandırıcı muamelenin (mülkiyeti nakleden muamele) sıhhati sebebe ait muamelenin sıhhatına bağlıdır. Diğer bir anlatımla iktisabın korunması için iyiniyet ve zilyetliğin varlığı yanında, geçerli bir sebebin varlığı da gerekir. Oysa olayımızda olduğu gibi sahte vekaletname nedeni ile temsil yetkisinden yoksun bir kimsenin, başkasını temsilen, iyi niyetli III. kişi ile geçerli bir sözleşme yapması mümkün değildir. O nedenle sahte vekaletname karşısında iyi niyet savunmasına itibar edilemez ve hukuken korunamaz. Mahkemece anlatılan hukuk kuralları gözden kaçırılarak ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülmesi sonucu davalı’nın iyi niyetle aracı satın aldığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
13.HD 1995/7186 E-1995/7826 K sayılı karından alıntıdır:
Şu durumda satış muamelesinin sahte vekaletnameyle vücut bulduğunun kabulü kaçınılmazdır. Hemen belirtelim ki; kazandırıcı muamelenin (mülkiyeti nakleden muamele) sıhhatı sebebe ait muamelenin sıhhatına bağlıdır. Diğer bir anlatımla iktisabın korunması için iyi niyet ve zilyetliğin yanında, geçerli bir sebebin varlığı da gerekir. Oysa olayımızda olduğu gibi sahte vekaletname nedeni ile temsil yetkisinden yoksun bir kimsenin, başkasını temsilen, iyi niyetli üçüncü kişiyle geçerli bir sözleşme yapması mümkün değildir. O nedenle sahte vekaletname karşısında iyi niyetli olunduğuna ilişkin savurmaya itibar edilemez ve hukuken korunamaz. Mahkemece anlatılan hukuk kuralları gözden kaçırılarak ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davalıların iyi niyetli olduklarından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmelidir.
Yargıtay kararlarında CORPUS hukuk programından faydalanılmıştır.Saygılarımla.
Old 04-05-2006, 12:30   #8
arif0275

 
Varsayılan

Sayın shaına noterin sorumluluğu ile ilgili olarak basında 28.11.2005 tarihinde yer alan bir haberden alıntı :
Beyoğlu 4.Asliye Hukuk Mahkemesi noteri "ihmalkarlığından" dolayı kusurlu bularak D'nin dolandırıcıya kaptırdığı paranın noterden tahsil edilmesine karar verdi.Mahkeme kararında ,sahte sürücü belgesindeki fotoğrafın 48 yaşındaki bir şahsa ait olduğu,fakat aynı belgede şahsın 27 yaşında gözüktüğü ve notarin bunu anlayamayarak görevini ihmal ettiğine vurgu yaptı.Bilirkişi raporunda doğum tarihi ile fotoğraf arasındaki çelişkinin çıplak gözle anlaşılabileceği belirtilmiş.Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
6 büyük otomobil markasına dava ahmetsacit Hukuk Haberleri 1 24-02-2015 15:38
Harici Araç Satışı Hakkında Almıla Meslektaşların Soruları 39 03-06-2009 18:34
Otomobil Satışı Hakkında Akın Hukuk Soruları Arşivi 3 23-03-2002 03:08
Otomobil Kampanyalarındaki Dolandırıcılık mustafa Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 19:33
Kredili Alınmış Otomobil İn Satışı AYDIN Hukuk Soruları Arşivi 1 14-02-2002 02:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05596709 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.