Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

İki Maddeyle Kadın Korunmaz

Yanıt
Old 10-01-2011, 21:55   #1
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan İki Maddeyle Kadın Korunmaz

İKİ MADDEYLE KADIN KORUNMAZ

Cumhuriyet, 31ARALIK 2010 sf.1, devamı sf.8
Sevil Arınan
Eski eşi tarafından sokak ortasında bıçaklanarak öldürülen Ayşe Paşalı’nın durumu çocukları tarafından AİHM’e taşınacak. AİHM tarafından kadını aile içi şiddetten koruyamadığı için verilen ilk mahkumiyet kararının Türkiye aleyhine olduğunu anımsatan Ankara 8. Aile Mahkemesi Yargıcı Eray Karınca, 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkındaki Yasası’nda yapılabilecek iyileştirmeler yolunda atılacak adımları şu şekle sıraladı: Yasanın 1. maddesindeki, aile içi şiddete maruz kaldığını ifadesinin yanına, “veya şiddete uğrama tehlikesinin varlığı eklenmeli.” Böylece, kimi yargıçlardaki koruma kararı verilmesi için şiddetin ikinci kez işlenmesinin beklenmesine ilişkin tereddütleri kalkacaktır diyen Karınca: “Yasa, sözel olarak sadece fiziksel şiddeti esas almış gibidir. Bu boşluk yönetmelik tarafından ekonomik psikolojik, cinsel şiddet eklenerek giderilmek istenmiştir. Bunlara bir de sosyal şiddet de eklenmelidir. Uygulamada kararın ulaşmasında sorun yaşanabildiği için işin aceleliği gözetilerek, Yönetmeliğe, ‘Cumhuriyet savcılığınca gerektiğinde, mahkeme tarafından verilen koruma kararının, başvuruda bulunanlar tarafından kolluğa götürülmesine olanak tanınır’ biçiminde bir düzenleme getirilmiştir. Bunun, ‘Mahkeme tarafından kararın bir örneği istekte bulunana verilir’ şeklinde yasaya geçirilmesi yerinde olacaktır. Ayrıca yasada kararın kesin olup olmadığı ve başvurulacak mercii belli edilmemiştir. Yasada yer almadığı ve nihai karar da olmadığı için koruma kararı temyiz edilemez. Oysa Anayasa’nın 40. maddesi gereği, yargı kararına veya idari bir karara karşı başvurulacak merciin yasada açıkça gösterilmesi gerekir” dedi.
Yasanın 1. maddesindeki, “yukarıdaki hükümlerin uygulanması amacıyla tedbirler 6 ayı geçemez” şeklindeki ifadenin, şiddetin tekrarlaması hali gözetilerek, “bir kerede altı ayı geçemez” şeklinde değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Karınca, aile mahkemesinde çalıştırılan uzmanlardan, talebin samimiyetinin değerlendirilmesi açsından zaman olduğu takdirde “ön rapor” alınması ve uzmanlardan bilirkişiden öte uzman olarak yararlanılması gerektiğini söyledi. Mevcut yasanın kötü niyetli kullanımı önlemede gerekli önlemleri içermediğine de işaret eden Karınca somut olaya ilişkin olarak, sorumuz üzerine olarak şunları ekledi:
“Kadının boşandığı eşin şiddetinden kurtulamadığı, diğer koruma yollarının genel düzenlemelerin, yetmediği örneklere bu olayda ve AİHM’nin, Nahide Opuz/Türkiye kararında olduğu üzere sıkça rastlanmaktadır. Uygulama ve akademik tartışmalarda da eş olma olgusunun Medeni Kanun anlamında resmi evlilik olarak anlaşılıp anlaşılmayacağı da tartışmalıdır. Yasanın kadını, birlikte yaşadığı erkeğin, aynı çatı altında oturmaktan, aynı sofrayı, yatağı paylaşmaktan, ortak çocuk sahibi olmaktan kaynaklanan iktidar ilişkisi nedeniyle meydana gelen şiddetten koruma amacı gözetildiğinde elbette ki bu durumdaki kadınlar da korunmalı. Korunma kararı verilmesi için resmi nikah aranmamalı ve boşanmış kadınların yanı sıra, nikahsız ancak sürekli birliktelikler de yasanın kapsamına açıkça alınmalıdır. Polis burada doğrudan çözüm mercii olamaz. Çözüm yeri, sivil ve devlet kurumlarıyla, olay adliyeye bildirildikten sonra aile mahkemeleridir.”

http://eraykarinca.blogspot.com/2011...ik-2010-s.html

NİKAHSIZLAR DA KORUNACAK
4 Ocak 2011, Cumhuriyet, arka sayfa
Sevil Arınan

Yasanın adı da sorunlu dili de...
Kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesi başlıklı çalışmasıyla Örsan Öymen İnceleme Araştırma Ödülü’nü kazanan ve Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ve Türkiye Barolar Birliği tarafından basılmış kitapları olan Aile Mahkemesi Yargıcı Eray Karınca’ya, KSGM tarafından hazırlanan 4320 sayılı Aile İçi Şiddetin Önlenmesi’ne Dair Yasadaki değişiklik taslağına ilişkin görüşlerini sorduk. Yasanın adının da dilinin de sorunlu olduğunu söyleyen Karınca’ya göre, 4320 sayılı yasa, kadının eş şiddetinden korunması konusunda devrim niteliğinde. Yasanın kapsamından boşanmış ve fiili birliktelik yaşayan kadınların da yararlandırılması da yerinde, hatta geç kalınmış bir düzenleme.
Karınca, taslaktaki “belge aranmayacak” ifadesinin, hukuk dilinde kapsamı daha sınırlı olduğu için yetersiz olduğuna dikkat çekerek, yerine “kanıt aranmaksızın” ifadesinin eklenmesini öneriyor. Karınca, “Yasanın 1. maddesinin taslakta eklemelerle birlikte, tek cümlede 12 satırı bulmasını ve yasadan yararlanacakları sıralayan bu cümlede, 11 tane ‘veya’ sözcüğü geçmesini eleştirerek Yasa değişikliği aceleye getirilmemeli. Yasa herkesin anlayabileceği yalın bir dille yeniden ve mutlaka uygulamacıların da katkısıyla yazılmalı. Ayrıca kanunun adı da sorunlu dedi. Karınca’nın yasaya isim önerisi ise, ‘Ev İçi Şiddetin Önlenmesi’ Yasa taslağının öz olarak uluslararası belgelerle uyumlu olduğunu kaydeden Karınca, taslakta yer alabilecek diğer iyileştirmelere ilişkin önerilerini ise şöyle sıraladı:
- İtiraz ve temyiz yolu kapalı olduğundan, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” diyen Anayasa 40. maddeye uygun olarak, mahkemeden kararın yeniden incelenmesini isteme olanağı yasada mutlaka yer almalı.
- Şiddet mağduru kadına mahkemece nafaka takdiri halinde kullanılmak üzere fon oluşturulmalı. (2330 sayılı nakdi tazminat ödenmesine ilişkin kanunda örneği var.)
- Şiddet tatil yapmadığından, hafta sonlarında Nöbetçi Cumhuriyet Savcılarına geçici olarak btedbirlere hükmetme olanağı tanınmalı. Kararın sürmesi veya gerektiğinde değiştirilmesi için ilk işgününde aile mahkemesi yargıcının onayına sunulmalı.
- Kararın bir örneğinin istekte bulunanın ilgili kolluğa bizzat götürmesine olanak tanınarak, korumada gecikmeye mahal verilmemeli.
- Tedbirlerin süresinin her bir başvuru için 6 ayı geçemeyeceği yasada belli edilmeli.
- Mahkemelerde çalışan uzmanlardan kararın aynı gün verilmesini engellemeyecekse rapor alma olanağı yasada düzenlenmeli.
- Kadına yönelik eş şiddetini, 3. kişilerin de ihbar edebileceği hususu yasada yer almalı.
- Çocuklara ilişkin önlemler özellikle velayet hakkı geçici olarak kararda düzenlenebilmeli.
- Ve en önemlisi, Birleşik Aile Mahkemeleri kurulmalı.

http://eraykarinca.blogspot.com/2011...korunacak.html
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Niye "Adam Gibi Adam" Ya Da "Kadın Gibi Kadın" Bulamıyoruz? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 76 04-09-2011 13:30
İstanbul Yerel Yönetimler Kadın Çalışmaları Ağı Kadın Çalıştayı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 28-02-2010 23:43
İstanbul Kadın ÇalişmalariıYerel Yönetimler Ağı Kadın Çalıştayı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 1 06-02-2010 01:28
Kadın Hakları ve devletin kadın ticareti leventgryf Hukuk Soruları 9 09-10-2008 12:18
kadın erkek eşit mi ?yoksa kadın erkek kanun önünde eşit mi?hangisi? iustinianus Kadın Hakları Çalışma Grubu 30 24-04-2008 14:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04731989 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.