Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: İdam cezası kaldırılmalımı?
Kaldırılmalı 10 38,46%
Devam etmeli 6 23,08%
Kapsamı daraltılarak uygulanmalı 10 38,46%
ben de kararsızım 0 0%
Oy Verenler: 26. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 12)

İdam Cezasını Artık Kaldırmalıyız

Konuyu Kilitleyin
Konu Notu: 2 oy, 3,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-05-2002, 21:40   #1
aristo

 
Acil İdam Cezasını Artık Kaldırmalıyız

Günümüzde halen idam tartışması yapılabiliyor.İdam çağdışı bir yoketmedir ceza olamaz ceza insanları terbiye için vardır.İnsan insanı hatta devlet insanı yok edemez İnsan haklarının en birincisi yaşama hakkıdır.Yaşama hakkına son veren bir ceza olabilirmi Siyasi çıkarlar ve oy malzemesi uğruna idamı kaldırmamak kaldırılmasına karşı çıkmak ne kadar anlamsızdır. Bir an önce kaldırılması gereklidir Avrupa istediği için değil insanlık için çağdaş hukuk için amerika halen uyguluyor mantığı ile değil ,asmayalım da besleyelimmi mantığı ile değil ,hedef çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmaktır.
Old 01-05-2002, 23:02   #2
glossator

 
Mesaj

Merhaba,

AİHS. ne Ek 6. Protokole göre;
1. madde- Ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya çarptırılamaz ve idam edilemez.
2.madde- Bir devlet, mevzuatında, savaş veya yakın savaş tehlikesi zamanında işlenmiş olan fiiller için ölüm cezası öngörebilir; bu ceza, ancak bu mevzuatın belirttiği hallerde ve bunların hükümlerine uygun olarak uygulanabilir. İlgili devlet, söz konusu mevzuatın bu duruma ilişkin hükümlerini Avrupa Konseyi Genel Sekreterine bildirir.”

Dünyadaki gelişime baktığımızda, idam cezasının kaldırılması yönünde eğilim var. Cezanın caydırıcılık, ıslah gibi amaçlarıyla da bağdaşmamaktadır.
saygılarımla.
Old 05-05-2002, 00:53   #3
Cest la vie

 
Varsayılan

Özellikle 11 Eylül olayından sonra AİHS 6. Ek protokolüne değişiklikler yapılma eğilimleri başladı. Yapılacak değişikliklerle artık idam cezası savaş suçlarının yanında terör suçlarında da uygulanabilecek..
Bizim Anayasamız da zaten artık aynı şeyi öngörüyor: "savaş ve terör suçları hariç" idam cezası yasak..
Old 05-05-2002, 02:24   #4
aristo

 
Varsayılan

İDAM CİNAYETTİR!
1970'li yıllarda hukuk fakültelerinde hemen hemen tüm öğretim üyeleri ve öğrenciler; ölüm cezasının yaşam hakkına temelden aykırı olduğunu, devletin intikam duygusuyla davranmaması gerektiğini bilir ve savunurlardı. Adnan Menderes ile Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının dehşet verici sonları toplumda ciddi tepkilere yol açmıştı.

Sonradan, ABD destekli 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren'in ''asmayalım da, besleyelim mi?" soru tümcesiyle formüle edilen, zalim politikası nedeniyle sıklıkla kurulan darağaçlarını ve Resmi Gazetede yayınlanan ''ölüm cezası kanunlarını'' izledik. Yoğun propaganda ve baskı altında bulunan yurttaşlardan pek ses çıkmadı. 1980 ile 1984 yılları arasında çoğu genç siyasi hükümlülerden oluşan 50 insan idam edildi.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanlığına seçilen Alpaslan Pehlivanlıoğlu'nun bürokratik engellemesi ile, Başbakanlıktan gelen idam cezası tezkereleri Meclis gündemine indirilmedi ve böylece 26 Ekim 1984'de başlayan moratoryum bugüne dek sürdü. Ancak, bir gün ansızın idam cezası tezkerelerinin Meclis gündemine inmeyeceğini hiç kimse garanti edemez. Aslına bakılırsa, idam cezası bir Ceza İnfaz Hukuku meselesidir. Örneğin, geçmişte tutucu İngiliz başbakanı Margaret Thatcher, IRA terörünün arttığı



dönemlerde, kamuoyu yoklamalarına güvenerek idam cezasının yasalara konulması için iki defa parlamentoyu zorlamış, ancak başarısızlığa uğramıştı. Sokakta yürüyen yurttaşların ve iktidar partisinin ciddi desteğine karşın, Thatcher'ın idam cezası önerileri reddedilmişti. Çünkü, İngiliz parlamenterler, toplumsal baskı ve lider yönlendirmesi ile değil, Avrupa Ceza İnfaz Hukukunun verilerine göre karar vermişlerdir. Ölüm cezasının hiçbir caydırıcılığının olmadığı hususu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.

Yaşam hakkının korunmasında barolara önemli görevler düşmektedir. 1990 yılı Kasım ayında alınan bir kararla İzmir Barosu yönetimi, ölüm cezasının kaldırılması amacıyla ciddi ve etkili bir kampanya yürütmüştür. Aradan geçen 12 yılda, hiç bir kişinin infazının yapılmaması olumludur. Ancak, yasalarımızda bu insanlık dışı ve onur kırıcı ceza halen yer almaktadır.

Umarım, bir on yıl sonra görevde olacak olan baro yönetimi yeni bir kampanya açmak zorunda kalmaz. 1950 yılından bu yana üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi'ne üye 43 ülkeden 40 tanesi ölüm cezasını kaldırmıştır. Yalnızca, Ermenistan, Rusya Federasyonu ve Türkiye yasalarında ölüm cezası mevcuttur. Ölüm cezasını savunanların örnek verdiği ABD ise dünya insan hakları ihlallerinde en ön sıralardadır. ABD, Avrupa Konseyi'nde gözlemci statüsü ile yer alan beş ülkeden birisidir. Ölüm cezasını her koşulda kaldıran 13 no lu Protokolün üye ülkelerin imzasına açılmasıyla birlikte, ABD'nin, ölüm cezasındaki ısrarcı ve katı tutumu nedeniyle, gözlemci statüsünden ihraç edilmesi gündeme gelmiştir.

Türkiye hükümeti, er veya geç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 6 ve 13 no lu Protokolleri imzalayacaktır. Yakın bir gelecekte çağdaş ceza infaz hukukunun yüz karası olan bu ceza yönteminin tamamen kaldırılmasını umut ediyoruz.

İzmir Barosu, idam cezasının kaldırılmasının tartışıldığı ve buna yönelik yasa tasarısının Meclis gündeminde olduğu bu dönemde bu yasanın tamamen kaldırılmasına yönelik bir haftalık bir kampanya düzenlemiştir.

İdam cezasına karşı hazırlanan bu kampanyaya ilişkin sayın basın mensuplarının da katılımına bekliyoruz. Ölüm Cezasının, hiçbir istisnası olmadan tamamen kaldırılması için kamuoyunu duyarlı olmaya, TBMM'ni göreve çağırıyoruz.

Av. Noyan Özkan
İzmir Barosu Başkanı
Old 05-05-2002, 02:25   #5
aristo

 
Varsayılan

ÖLÜM CEZASINI KALDIRAN VE KALDIRMAYAN DEVLETLER:
Dünya ülkelerinin yarısından fazlası ölüm cezasını yasal olarak ya da pratikte kaldırmamış durumda. Bu konudaki sayılar şöyle;

Ölüm cezasını tüm suçlar için kaldıran : 74
Ölüm cezasını sadece adli suçlar için kaldıran : 15
Ölüm cezasını pratikte kaldıran : 22
Ölüm cezasını yasal olarak ve pratikte kaldıran : 111
Ölüm cezasını kaldırmayan : 84

ÖLÜM CEZASINI TÜM SUÇLAR İÇİN KALDIRAN ÜLKELER:
Yasaları, hiç bir suç için ölüm cezasını öngörmeyen ülkeler:
ANDORA, ANGOLA, AVUSTRALYA, AVUSTURYA, AZERBAYCAN, BELÇİKA, BULGARİSTAN, CİBUTİ, ÇEK CUMHURİYETİ, KAMBOÇYA, KANADA, CAPE VERDE, KOLOMBIYA, KOSTARIKA, COTE D'IVOIRE, HIRVATİSTAN, DANİMARKA, DOMINIK, DOĞU TİMOR, EKVADOR, ESTONYA, FİNLANDİYA, FRANSA, GÜRCİSTAN, ALMANYA, GİNE, HAİTİ, HONDURAS, MACARİSTAN, İZLANDA, İRLANDA, İTALYA, KIRİBATİ, LİECHTENSTEİN, LİTVANYA, LUKSEMBURG, MAKEDONYA (Eski Yugoslavya Cumh.), MALTA, MARSHAL ADALARI, MAURITIUS, MIKRONESYA (FederaL Devletler), MOLDOVA, MONAKO, MOZAMBIK, NAMİBYA, NEPAL, HOLLANDA, YENİ ZELANDA, NIKARAGUA, NORVEÇ, PALAU, PANAMA, PARAGUAY, POLONYA, PORTEKİZ, ROMANYA, SAN MARINO, SAO TOME AND PRINCIPE, SEYCHEL ADALARI, SLOVAK CUMH., SLOVENYIA, SOLOMON ADALARI, GÜNEY AFRIKA, İSPANYA, İSVEÇ, İSVİÇRE, TÜRKMENİSTAN, TUVALU, UKRAYNA, İNGİLTERE, URUGUAY, VANUATU, VATICAN ŞEHİR DEVLETİ, VENEZUELA

ÖLÜM CEZASINI SADECE ADLİ SUÇLAR İÇİN KALDIRAN ÜLKELER:
Yasalarında, askeri yasa uyarınca ya da istisnai koşullarda işlenmiş suçlar gibi sadece istisnai suçlar için idam cezasını öngören ülkeler:
ARNAVUTLUK, ARJANTİN, BOLİVYA, BOSNA-HERSEK, BREZİLYA, ŞİLİ, COOK ADALARI, KIBRIS, EL SALVADOR, FİJİ, YUNANİSTAN, İSRAİL, LATVİA, MEKSİKA, PERU

ÖLÜM CEZASINI PRATİKTE KALDIRAN ÜLKELER:
Ölüm cezasını, cinayet gibi adli suçlar için saklı tutan fakat son 10 yıldan bu yana hiçbir infaz gerçekleşmediği ve uygulamada, infaza yönelik bir politika sürdürmeyeceğine inanıldığı için ölüm cezasını pratikte kaldırmış olarak değerlendirilen ülkeler. Bu liste aynı zamanda, ölüm cezasını uygulamayacağını uluslararası bir taahhütle belirtmiş olan ülkeleri de içerir.

BHUTAN, BRUNEI DARUSSALAM, BURKINA FASO, MERKEZİ AFRİKA CUMHURİYETİ, KONGO (Cumh.), GAMBİA, GRANADA, MADAGASKAR, MALDİVLER, MALİ, NAURU, NİJER, PAPUA YENİ GİNE, RUSYA FEDERASYONU, SAMOA, SENEGAL, SRİ LANKA, SURİNAM, TOGO, TONGA, TÜRKİYE, YUGOSLAVYA

ÖLÜM CEZASINI KALDIRMAYAN ÜLKELER:
Ölüm cezasını adli suçlar için yasalarında tutan ülkeler:
AFGANiSTAN, CEZAYİR, ANTİGUA VE BARBUDA, ERMENİSTAN, BAHAMALAR, BAHREYN, BANGLADEŞ, BARBADOS, BELARUS, BELIZE, BENIN, BOTSWANA, BURUNDI, KAMERUN, ÇAD, ÇİN, KOMOROS, KONGO (Demokratik Cumh.), KÜBA, DOMİNİK, MISIR, EKVATOR GİNESİ, ERİTRE, ETOPYA, GABON, GANA, GUATEMALA, GİNE, GUYANA, HİNDİSTAN, ENDONESYA, İRAN, İRAK, JAMAİCA, JAPONYA, ÜRDÜN, KAZAKİSTAN, KENYA, KUVEYT, KIRGIZİSTAN, LAOS, LÜBNAN, LESOTHO, LİBERYA, LIBYA, MALAWI, MALEZYA, MORİTANYA, MONGOLYA, FAS, MİANMAR, NİJERYA, KUZEY KORE, UMMAN, PAKİSTAN, FİLİSTİN OTONOM BÖLGESİ, PİLİPİNLER, KATAR, RUANDA, SAINT CHRISTOPHER & NEVIS, SAINT LUCIA, SAINT VINCENT & GRENADINES, SUUDİ ARABİSTAN, SIERRA LEONE, SİNGAPUR, SOMALİ, GÜNEY KORE, SUDAN, SWAZILAND, SURİYE, TAYVAN, TACİKİSTAN, TANZANYA, TAYLAND, TRİNİDAD VE TOBAGO, TUNUS, UGANDA, BİRLEŞİK ARAP EMİRLİĞİ, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ, ÖZBEKİSTAN, VİYETNAM, YEMEN, ZAMBYA, ZIMBABVE

ÖLÜM CEZALARI VE İNFAZLAR:
2000 yılında 27 ülkede 1.457 hükümlü infaz edildi ve 65 ülkede 3.058 kişi idama mahkum edildi. Bu rakamlar, Uluslararası Af Örgütü tarafından bilinen olguları içermektedir ve gerçek rakamlar kesinlikle daha yüksektir.
2000 yılında, bilinen tüm infazların %80’i Çin, İran, Suudi Arabistan ve ABD’de gerçekleşmiştir. UAÖ’ne ulaştırılan sınırlı ve eksik raporlara göre bu ülkelerdeki infaz sayısı en az 1.000’dir ve gerçek rakamların bundan çok daha yüksek olduğuna inanılmaktadır.
Suudi Arabistan’dan rapor edilen infaz sayısı 123’tür fakat bu toplamın daha yüksek olması mümkündür.
ABD’de 85 kişi infaz edilmiştir.
İran’da infaz edilenlerin sayısı en az 75’tir.
Bunların yanında Irak’ta yüzlerce infaz olduğu rapor edilmiştir ancak bunların pek çoğu yargısız infaz olabilir.
1990’dan bu yana 7 ülkenin (Kongo Demokratik Cumh., İran, Nijerya, Pakistan, Suudi Arabistan, ABD ve Yemen), suç tarihinde 18 yaşın altında olan kişileri infaz ettiği bilinmektedir.

ABD, varolan verilere göre en çok sayıda çocuk suçluyu infaz eden ülkedir. Bu sayı 1990 yılında 15’tir.

ÖLÜM CEZASININ KALDIRIMASININ SUÇ ORANLARINA ETKİSİ:
Ölüm cezasını kaldıran ülkelerde şu andaki suç oranları, ölüm cezasını kaldırmanın zararlı sonuçları olduğunu ortaya koyamamaktadır.
Kanada’da adam öldürme suçları, 1975 yılında her 100.000 kişi için en fazla 3.09 iken, ölüm cezasının cinayet suçları için kaldırılmasından bir yıl sonra, 1980’de 2.41 olmuş, daha sonra da düşmeye devam etmiştir.
Ölüm cezasının kaldırılmasından 23 yıl sonra, 1999 yılında adam öldürme oranı her 100.000 kişi için 1.76 olmuştur. Bu da 1975’ten %45 daha düşük bir oranı göstermektedir.

MASUMLARIN İNFAZ EDİLMESİ:
Ölüm cezası varolduğu sürece masumların infaz edilme riski de ortadan kaldırılamayacaktır.

1973’ten bu yana 90’dan fazla ABD’li hükümlü, ölüm cezasına hükmedildikleri suçlardan masum olduklarını gösterir kanıtlar bulunduğu için ölüm koridorundan serbest bırakılmışlardır. Bazıları, uzun yıllarını ölüm cezası altında geçirdikten sonra infaza çok yaklaşmışlardır. Güvenilirliği olmayan tanık beyanları, fiziksel deliller veya itiraflar ve yetersiz savunmanlar gibi savcılık ya da polis hataları kendi davalarında da tekrar etmiştir. ABD’li diğer mahkumlar ise, suçlulukları hakkında şüpheler olduğu halde ölüme gitmişlerdir.

İllinois eyaleti Valisi olan George Ryan, infazlar için Ocak 2000’de bir moratoryum ilan etmiştir. Valinin bu kararı, ABD’de ölüm cezasının yeniden uygulanmaya başladığı 1977 yılından bu yana hakkında verilen ölüm cezası kararının yanlış olduğu ortaya çıkan 13’üncü hükümlünün temize çıkmasından sonra vermiştir. Bu süreçte, diğer 12 İllinois’li hükümlünün cezası infaz edilmiştir.

ABD’DE ÖLÜM CEZASI:
2001 yılında ABD’de infaz edilen hükümlülerin sayısı 66’dır.
1977’den bu yana infaz edilenlerin toplam sayısı 749’dur.
1 Ocak 2001 itibariyle 3.700’ün üstünde hükümlü ölüm cezası almıştır.
50 ABD eyaletinden 38’i , yasalarında idam cezasını korumaktadır. Ölüm cezası, ABD federal askeri ve medeni yasalarında da korunmaktadır.
Old 05-05-2002, 02:27   #6
aristo

 
Karar İdam Cezası Yöntemleri

Gaz Odası
Bu infaz yöntemi ilk olarak 1920’lerde kullanılmıştır ve I.Dünya Savaşında kullanılan zehirli gazdan ve bir o kadar da intihar yöntemi olarak kullanılan gazdan esinlenilmiştir.

Bu yöntemde kişi, hava geçirmez bir odada konularak burada bir yatağa sabitlenir. Sinyal verildiğinde sübap açılır, odanın içine hidroklorik asit verilir. Diğer bir sinyal üzerine potasyum siyanür ya da sodyum siyanür kristalleri mekanik olarak asidin içine düşer ve hidrosiyanür asidini oluşturur.

Hükümlünün derin nefes alması durumunda hidrosiyanür asit bir iki saniye içinde bedenin hemglobin üretme yeteneğini yok eder ve bilinç kaybına neden olur. Ancak kişi nefesini tutarsa ölüm çok geç meydana gelir ve bu da hükümlünün çok acı çekmesi, vahşice kıvranması demektir. Ölüm genellikle 6 ile 18 dakika arasında gerçekleşir.

Ölüm gerçekleştikten sonra gaz odası karbon ve nötralize edici filtrelerle temizlenir. Badeni temizleyecek olan ekip gaz maskeleri giyer. Bunu uygulamayan herhangi biri de ölecektir.


İğne
Amerika’da kullanılan en yaygın infaz yöntemidir. Hükümlülerce “en büyük yükseklik” olarak bilinir.

İğne ile ölüm, birbirini takip eden üç değişik ve ölümcül ilaç ile sağlanır. Hükümlünün elleri ve ayakları bağlanarak zapt edilir. Kalbi izleyen bir monitör ve bir steteskop hazırdır. Her biri ayrı kollara olmak üzere iki tuzlu sıvı damar içine verilmeye başlar. Sonra kişi bir çarşafla örtülür.

Sonraki aşamada tuzlu sıvılar kesilir ve Sodium Thiopental enjekte edilir. Bu, kişinin uyuması içindir. İkinci olarak bir kas gevşetici olan Pancuronium Bromide verilir. Bu, kişinin diyaframının ve ciğerlerinin felce uğrayarak solunumunun durmasına neden olur. Son olarak, kalbi durdurmak için Potassium Klorid verilir.


İdam
İdam, halihazırda kullanılan en eski infaz yöntemlerinden biridir. Elektrikli sandalye, çok acı veren bir yöntem olan idama alternatif olarak önerilmiştir. İnfazcılar, ipin, kişinin yapısına göre ipin uzunluğunu ayarlayamadıkları durumda sorunlar çıkabileceği için idamın fiziksel ve biyolojik uygulama ilkelerini planlamak zorundaydılar.

Asılacak olan kişinin ağırlığı ile ilgili hesaplar yapılarak hazırlanan ilmek boynuna geçirilir. Düğüm, kişinin boynunun kırılmasını sağlamak için sol kulağın arkasına getirilir. Sonra, bedenin aşağı düşmesini sağlayacak olan düzenek açılır...

Eğer gereği gibi yapılırsa üçüncü ve dördüncü servikal omurların kırılması ya da boğulma sonucunda ölüme neden olur. Bu uzun süreç ani ölümü sağlar ve neredeyse hiç çürük oluşmaz.


Elektrik
En tipik uygulaması elektrikli sandalyedir. Hükümlü, özel olarak yapılan sandalyeye bağlanır, kafası ve bedeni, bakır elektrotlarla daha iyi temas etsin diye tıraş edilir. Asıl infazcının hangisi olduğunun bilinmemesi için genellikle üç ya da dört infaz görevlisi düğmelere basar fakat sadece birinin bastığı düğme gerçek elektrik kaynağıyla bağlantılıdır.

İlk elektrikli sandalye 20. yüzyılın başlarında George Westinghouse tarafından yapılmıştır. Uygulanmakta olan infaz yöntemin –idamın-, pek çok kişi tarafından insanlık dışı ya da eski olarak görülmesi nedeniyle Westinghouse, bir elektrikli sandalye yapmak üzere New York Şehir Cezaevinde işe alınmıştır.

Westinghouse, cezaevi görevlilerine, sandalyeye bağlanan kişinin ilk 5 saniyede ölmesi için uygulanacak elektriğin 1.000 volt olması gerektiğini söyler. Ancak ilk uygulamada, infaz edilen kişi ilk 5 saniyede ölmez. Kişi, 4 dakika sonra ölene kadar sürekli elektrik verilmek zorunda kalınmıştır. Hükümlü bu süre içinde sigara içmeye başlamış, kollarındaki kıllar ve saçları tutuşmuş; yüzündeki her bir delikten kan akmaya başlamıştır. Bundan sonra, elektrikli sandalye bir başarısızlık olarak değerlendirilmiş ise de ABD’de yaygın olarak kullanılmaktadır.


Kurşuna Dizme
Bu yöntemin ne zaman kullanılmaya başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Pek çok örnekte, suçlunun bedenine 5 kişilik bir ekip hedef alır ve bunlardan bazıları boşa hedef alır. Bu yöntemle, infaz eden kişinin kim olduğu bilinmez.

ABD’de 1996 yılında kurşuna dizilen John Taylor, iğne yerine kurşuna dizilmeyi seçmiştir çünkü “ölümünü, devlet için mümkün olduğunca güçleştirmek” istemiştir.

Giyotin
1789 yılında Dr. Joseph Guillotin tüm suçluların aynı yöntemle infaz edilmesini önermiştir. Baş kesmenin, en az acı veren yöntem olarak genellikle kabul edildiği bu dönemde giyotin bir kafa kesme makinesi olarak önerildi. Fransız Devrimi sırasında yaygın olarak kullanıldı.

Giyotinle halka açık infaz en son Fransa’da, Haziran 1939 yılında yapıldı. Fransa’da giyotin en son 1977 yılında kullanıldı ve daha sonra bu infaz şekli resmen yürürlükten kaldırıldı.
Old 05-05-2002, 02:31   #7
aristo

 
Varsayılan

AVRUPA İNSAN HAKLARI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAYA DAİR SÖZLEŞMENİN
ÖLÜM CEZASININ HER KOŞULDA KALDIRILMASINA YÖNELİK
13 NOLU PROTOKOLÜ



Vilnius, 3 Mayıs 2002

Aşağıda imzası bulunan Avrupa Konseyine üye devletler;

Yaşam hakkının demokratik toplumun temel değeri olduğunu, ölüm cezasının kaldırılmasının, bu hakkın korunması ve tüm insanların niteliğinden doğan onurun tam olarak kabul edilmesi için çok önemli olduğunu kabul ederek,

4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanan Temel Haklar ve Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesi (bundan sonra “Sözleşme” olarak kullanılacaktır) tarafından garanti altına alınan yaşam hakkının daha iyi korunmasını dileyerek,

28 Nisan 1983’te Strasbourg’da imzalanan Ölüm Cezasının Kaldırılmasına ilişkin 6 nolu Protokolün savaş zamanı ya da yakın savaş tehlikesi dışında ölüm cezasına istisna getirmemiş olduğunu belirterek,

Ölüm cezasını tüm koşullarda ortadan kaldırmaya yönelik son adımların atılmasını kararlaştırarak,

Aşağıdaki konularda anlaşmışlardır;

Madde 1- Ölüm cezasının kaldırılması
Ölüm cezası kaldırılmalıdır. Hiç kimse böyle bir cezaya çarptırılmamalı ya da bu ceza infaz edilmemelidir.

Madde 2- Askıya alma yasağı
Bu Protokolün düzenlemelerinden hiç biri Sözleşmenin 15.maddesi uyarınca askıya alınamaz.

Madde 3- Çekince koyma yasağı
Bu Protokolün düzenlemeleriyle ilgili olarak Sözleşmenin 57.maddesi uyarınca çekince konulamaz.

Madde 4- Bölgesel uygulama
1. Herhangi bir ülke, imza anında ya da onay belgesi sunulduğunda, kabul edildiğinde veya uygun bulunduğunda bu Protokolün uygulanacağı bölge ya da bölgeleri belirtebilir.
2. Herhangi bir devlet, daha sonraki herhangi bir zamanda Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir deklarasyon ile Protokolün uygulamasını, deklarasyonda belirtilen bölgeler için genişletebilir. Böyle bir bölge için Protokol, buna yönelik deklarasyonun Genel Sekreterliğe ulaşmasından itibaren geçecek üç ayı izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girer.
3. Bu deklarasyonda belirtilen herhangi bir bölge ile ilgili olarak, önceki iki paragraf altında yapılacak olan herhangi bir deklarasyon Genel Sekretere yapılacak bir bildirim ile geri çekilebilir ya da yeniden düzenlenebilir. Geri çekme ya da yeniden düzenleme, bu bildirimin Genel Sekreterliğe ulaşmasından itibaren geçecek üç ayı izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girer.

Madde 5- Sözleşme ile bağlantı
Taraf devletler arasında olduğu gibi, 1’den 4’e kadar olan düzenlemeler Sözleşmeye ek olarak kabul edilmeli ve tüm düzenlemeler Sözleşmeyle uyum içinde uygulanmalıdır.

Madde 6- İmza ve onay
Bu Protokol, Sözleşmeyi imzalayan Avrupa Konseyine üye devletlerin imzasına açılır. Protokol, onayı ve kabul edilma ya da uygun bulma ile yürürlük kazanır. Bir üye devlet onaylamadan önce ya da Sözleşmenin onay anında bu Protokolü onaylayamaz, kabul edemez ya da uygun bulamaz. Onaylama, kabul ya da uygun bulma belgesi Avrupa Konseyi Genel Sekreterine verilir.

Madde 7- Yürürlüğe Giriş
1. Bu Protokol, Avrupa Konseyi üyesi on devletin, 6.madde uyarınca bu Protokole bağlanma iradelerini ortaya koymalarından sonra geçecek üç aylık süreyi izleyen ayın birinci günü yürürlüğe girer.
2. Bağlı olma iradesini ortaya koyan herhangi bir üye devlet için Protokol, onaylama ve kabul edilme ya da uygun bulma belgesinin verilmesinin sonraki üç ayı izleyen ayın ilk günü yürürlüğe girer.

Madde 8- Saklama İşlevleri
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Avrupa Konseyine üye tüm devletlere;
a) Her imzayı,
b) Verilen her onaylama ve kabul edilme ya da uygun bulma belgesini,
c) 4 ve 7.maddeler uyarınca bu Protokolün yürürlüğüne ilişkin her tarihi,
d) Bu Protokole ilişkin başka her türlü işlem, ihbar veya bildirimi,
bildirir.

Bu Protokol imza yetkisine sahip kişilerce imzalanmıştır.
Avrupa Konseyi Arşivlerinde saklanacak olan ve her iki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere İngilizce ve Fransızca, tek bir nüsha olarak 3 Mayıs 2002 tarihinde Vilnius’ta düzenlenmiştir. Genel Sekreter, bunun tasdikli örneklerini Avrupa Konseyine üye devletlere gönderecektir.
Old 26-05-2002, 18:17   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Aristo,

Gönderdiğiniz bunca ''bilimsel açıklamanıza karşın''
hala idam cezasının kaldırılmasında ayak sürüyen
politikacılarımız için ''pratik'' bir önerim var:

İran ya da benzeri bir ülkede idam infazında bulunsunlar.

Yine de fikir değiştirmezlerse, ülkemizde sırada bekleyen
yüzlerce idam mahkumunun infazını ''her biri kendi elleri ile''
yapma koşulu ile oy versinler.

Meraklısına not: İdam infazında bulunanlardan hiç biri
''Adalet yerini buldu, iyi oldu'' dememiştir.

İdam ''intikam'' bile değildir....

Saygılarımla

Bir Dost
Old 10-01-2004, 10:48   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler,

Avrupa'yı bu nedenle seviyorum: uygarlığı omuzunda taşıyan yaşlı kıta... Şimdi de insanlığı idamdan kurtarma yolunda..

Savcılık yaptığım yıllarda bir idam infaz etmiştim. ''İdam'' denilen cinayeti yaşadım. İdama karşıydım ama görevimdi; yaptım.

Bu sabah sevinçle okuduğum haber aşağıda; hemen sizlerle paylaştım. Artık savcıların görevleri arasında ''idam infazı'' olmayacak. Mutluyum.

İnsanlığın insanlık yolunda ilerlemesini görecek kadar yaşadım. Mutluyum.

Saygılarımla

Bir Dost
...............................





Türkiye, idam cezasını kaldırılmasını öngören Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 13. protokolünü imzaladı.

Avrupa Konseyi nezdindeki daimi temsilci Büyükelçi Numan Hazar, Strasbourg'da düzenlenen törenle, protokole Türkiye adına imza attı.

Türkiye, AİHS'nin barış zamanında idam cezasının kaldırılmasını öngören 6. protokolünü, 15 Ocak 2003 tarihinde imzalamış, 12 Aralık'ta da resmen onaylamıştı.

Avrupa Konseyi ülkeleri arasında Türkiye'nin 6. protokolü en geç imzalayan üye ülkelerden biri olması, Ankara ile Strasbourg arasında uzun süre sorun olmuştu.

Türkiye; Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan ile birlikte, Avrupa Konseyi'nin, 13. protokole bugüne kadar imza atmayan üye ülkeleri arasında yer alıyordu.

Avrupa Konseyi, 13. protokolü, 3 Mayıs 2002 tarihinde üye ülkelerin imzasına açmıştı. Avrupa'nın idam cezasından arındırılmış bir bölge olmasına büyük önem veren Konsey, gözlemci statüsüyle faaliyetlerine katılan ABD ve Japonya'da da idam cezasının kaldırılması yönünde yoğun çalışmalarda bulunuyor.

Şimdi Ne Olacak

Anayasa'nın 90. Maddesi'ne göre uluslararası antlaşmaların onaylanması, "Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlı." Ayrıca bu antlaşmalar "kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz."

TBMM'de bu antlaşmanın (AİHS Ek 13. Protokolü) onaylanmasının ardından Türk Hukuk Sistemi'ndeki idam cezasını öngören hükümleri kaldıran bir kanunun çıkarılması gerekiyor. Halen bazı kanunlarda (Olağanüstü Hal Kanunu, Askeri Ceza Kanunu, vb.) savaş ve yakın savaş tehlikesi durumunda idamı cezasını öngören hükümler var.

Türkiye Cumhuriyeti, iç hukukundaki bu düzenlemeleri gerçekleştirdikten sonra bu icraatlerini Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği'ne bildirmesi gerekiyor. Bu işlemin ardından idam cezasının kaldırılmasına dair hem iç hukuktaki hem de uluslararası hukuktaki süreç tamamlanmış olacak.

09.01.2004
Kaynak: Hürriyet
Old 12-08-2005, 09:55   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Avrupa dışında vahşet sürüyor. Bir yılda 35 kişinin öldürülmesi ile ilgili haber aşağıda :



ABD'DE İDAM

McALESTER - ABD'nin Oklahoma eyaletinde, kıskançlık yüzünden eski kız arkadaşını öldürmekten suçlu bulunan bir kişi idam edildi. Kenneth Eugene Turrentine'in cezası dün akşam zehirli iğneyle infaz edildi. Turrentine, ABD'de bu yıl idam edilen 35'inci kişi oldu.
12 Ağustos 2005 Cuma -- 08:52:00

kaynak : AA
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ölüm Cezasını Onaylıyor Musunuz? İdam Cezası Görüş Arşivi Admin Hukuk Sohbetleri 232 04-04-2011 17:19
İdam naklen yayınlansın mı? Kavaz Hukuk Haberleri 0 28-12-2006 07:41
Elektriği kesen cezasını ödeyecek ahmetsacit Hukuk Haberleri 0 27-08-2006 18:53
Bir İdam Gecesinde Av. Çelenk Av. Adil Giray ÇELİK Meslektaşların Soruları 4 08-05-2004 10:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05735898 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.