Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Adil Yargilanma İlkesi

Yanıt
Old 29-11-2006, 19:00   #1
yargıç isa

 
Varsayılan Adil Yargilanma İlkesi

Ceza hukukunda var olan bir ilkedir adil yargılanma. DGM lerin kaldırılmasının en önemli nedeni, DGM lerde askeri hakimin bulunması ve bunun adil yargılanma ilkesine aykırı bulunması idi. Yakalanan terör örgütü mensupları bu mahkemede yargılanıyordu. bunlar genelde askere kurşun sıktığı ve yargılandığı mahkemede de askeri hakim olduğu için nekadar tarafsız kalınırsa kalınsın adil yargılama ilkesinin ihlal edildiği düşünülmekteydi ve bu yönde de DGM ler kapatıldı.

Ceza kanunda DEVLETE KARŞI İŞLENEN SUÇLAR içinde adil yargılama ilkesi geçerli mi? Devlete karşı suç işlemiş birinin devlet tarafından yargılanması bu ilkeye ne derece uygundur. Örneğin (X) devletine karşı büyük bir suç işlemiş birinin yine o devlete mensup hakim ve savcılar tarafından yargılanması şekli olarak adil yargılama dahilinde sayılabilir mi? Bu adil yargılamaya uygun ise veya tabi tutulamaz ise, DGM leri tekrar açsak (yada 8. ağır cezaya askeri bir hakim ilave etsek ) bu ilkeyi tekrar çiğnemiş olurmuyuz?
Old 19-12-2006, 11:06   #2
avkadirbala

 
Varsayılan

devlete karşı işlenmiş suçlarda adil yargılanma ilkesi geçerlidir. bu ülkede işlenen suçlar ister devlete ister kişiye karşı işlensin karar verecek olan yine BAĞIMSIZ HAKİMLERDİR. evet maalesef bazı hakimlerimiz sizinde bahsettiğiniz gibi tarafsızlığını kaybedip işe duygusal bakmakta ülke menfaatlerini üstün tutmaktadır. fakat unutulmamalıdır ki bu ülkede herkesten bağımsız cesur hakimlerimizin de vardır. ve biz avukatlar olarak o hakimlerin sonuna kadar arkasında olacağız ve her zaman destekleyeceğiz.
Old 07-01-2007, 20:54   #3
a.tan

 
Varsayılan

Adil yargılanma ilkesi/hakkı AİHS m.6'a şu şekilde ifadesini bulmuştur:

1. Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gözliliği gerektirdiinde veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamaen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir.
2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.
3. Her sanık en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
a) Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda anladğı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek,
b) Savunmasını hazırlama için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak,
c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir savunmacının yardımından yararlanmak ve eğer savunmacı tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanabilmek,
d) İddia tanıklarıın sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağırılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek,
e) Duruşmada kullanılan dili anlayamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercüman yardımından para ödemeksizin yararlanmak.

Anayasamızın 36. maddesi de şöyle der:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

Sayın yargıç isa'nın mesajı çerçevesinde kısa bir yanıt vermek isterim. Adil yargılanma ilkesi/hakkı oldukça geniş, üzerinde uzun uzun konuşulup tartışılabilicek bir alan zira.
Öncelikle, DGM'lerin kaldırılmasının en önemli nedeni yalnızca askeri hakim bulunması değil, tabii hakim ilkesine aykırılık teşkil ettiği yönündeki tartışmalardı da aynı zamanda. Her ne kadar DGM'ler kalkmış bulunsa da bugün, akademisyenlerin 'özel ağır ceza mahkemesi' olarak adlandırdığı, DGM olmayan ama normal bir ağır ceza mahkemesinden de farklılık arz eden bir ağır ceza mahkemesi vardır (bkz. CMK m.250).
(X) devletine karşı suç işlemiş birinin o ülkenin hakim ve 'savcılarla' yargılanmasına gelince, savcı zaten devleti, kamuyu temsil eder, devlete karşı işlenen bir suçta (ve elbette her suçta) devletten yana olan bir taraftır. Bu anlamda, evet, böyle bir yargılama şekli anlamda adil yargılanma hakkıyla çelişmez. Maddi hukuk açısından bakarsak, tarafsızlığı temsil eden hakim, o yargılamanın adil olup olmadığını anlayabilmemiz açısından incelememiz gereken yargılama süjesidir. Ancak, bilindiği üzere, hakim, ilkçağlardan beri belirli nitelikleri haiz olması gereken biridir. Hakim her devlet aleyhine karşı işlenen suçlara ilişkin yargılamalarda da tarafsızdır, devleti temsil etmez. Bunu güçler ayrılığı kuramından çıkarmaktayız. Kanımca hiçbir hakimin, bu özel mesleğin gerektirdiği niteliklere sahip olup-olmadığı önceden tartışma konusu yapılmamalıdır. Hakim, böyle bir davada (da) tarafsızdır. Maddi hukuk anlamında da adil yargılama ilkesi ihlal edilmemektedir kanımca.

Saygılar...
Old 14-01-2007, 21:56   #4
aqua

 
Varsayılan DGM ler devam ediyor.

Her nekadar isimleri değişsede DGM'ler devam etmektedir. Adil Yargılanma hakkının ihlalleri sürmektedir.Küçük bir örnek 1992 yılında aldığım bir dava henüz bitmemiştir.DGM'lerde 12 yılı geçen tutuklu davalar bugün de vardır.AİHM Türkiye'yi adil yargılanma hakkından mahkum etmeğe devam etmektedir.Selamlar.
Old 27-01-2007, 22:18   #5
Mert Evrenkaya

 
Varsayılan

DGM'ler şu an varolan birçok mahkemeden daha demokratikti.Eğer DGM dava kayıtlarına bakarsanız, orada yargılan kişilerin kendilerini rahatça savunabildiklerini(sivil mahkemelerden daha rahat biçimde) görebilirsiniz.
Old 28-01-2007, 14:27   #6
aqua

 
Varsayılan

Sevgili Harry,DGM'lerde sanıkların ve avukatların savunma yapma özgürlükleri Sıkıyönetim Mahkemeleri ve ardından kurulan DGM'lerdeki avukat ve siyasi dava sanıklarının mahkemeler karşısındaki onurlu duruşları ve ağır bedeller ödemesi sonucu kazanımlarıdır.Geçmiş dava kayıtları incelendiğinde duruşmalar sırasında atılan dayakların hapishanelere gidip gelirken yapılan işkenceler tehdit edilen gözaltına alınan vurulan avukatların olduğu da tespit edilir.
Adli cezalarda ki davalarda da DGM'de görev yapan meslektaşların birçoğu müvekkillerini serbestce savundukları gözlenir.
Ayrıca İstanbul'da bulunan eski CMUK avukatlarının büyük çoğunluğu da bu geleneği İstanbul Adliyelerinde sürdermektedirler.Sevgiyli kalın.
Old 05-07-2011, 15:50   #7
bramhall

 
Varsayılan

bu memlekette cesur hakimler olabilir ama kaç tanedir bunlar? bir,iki,üç,... yapılan bir ankette hakimlerin %70 i devletin taraf olduğu davalarda vicdanı ve hukuku bir kenara bıraktığını ifade etmekten çekinmemiştir. Yani cesur hakimlar olsa kaç yazar ?..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Birleşmiş Milletler Sistemi’nde Kuvvet Kullanmama İlkesi ve Meşru Kuvvet Kullanımı fetih kaya Uluslararası Hukuk, Milletlerarası Özel Hukuk ve AB Hukuku Çalışma Grubu 0 13-09-2006 20:44
T.c. Anayasası'nda Kadın Erkek Eşitliği İlkesi Av.Nazan Moroğlu Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 25-09-2003 20:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05259705 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.