Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Haksız Yapı...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-03-2017, 09:19   #1
Av. Atalay

 
Varsayılan Haksız Yapı...

öncelikle tüm meslektaşlarıma merhabalar. bunu daha önce de sormuştum ama cevap alamadım.
müvekkilim komşu arazi üzerine ev yapmış olup 3-4 yıldır kullanmaktadır. komşu arazi malikleri arasında ortaklığın giderilmesi görüldüğü zaman müvekkilin yaptığı bu evin arazi içerisinde kaldığı görülmüştür. ortaklığın giderilmesi davası sonucunda araziyle birlikte müvekkile ait bu ev de satılacağından müvekkilin hakkını burada nasıl savunmam gerekir? TMK m.724'e dayanmayı düşünüyorum ama önce muhdesat aidiyeti tespit davası açmam gerekir mi? arsanın satışı gündemde olduğu için biraz acele etmeliyim zira m.724'ü yeni malike karşı ileri süremem gibi yorumlar okumuştum. belirtmek gerekirki müvekkil burda tamamen iyiniyetli durumdadır.
şimdiden teşekkürler
Old 03-04-2017, 14:16   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

8.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/27008
Karar: 2016/8250
Karar Tarihi: 04.05.2016


MUHTESATIN TESPİTİ DAVASI - DAVA EVRAKI İLE YARGILAMA TUTANAKLARI MÜNDERECATINA MEVCUT DELİLLER MAHKEMECE TAKDİR EDİLEREK KARAR VERİLDİĞİNE VE TAKDİRDE BİR İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI - HÜKMÜN ONANDIĞI

ÖZET: Muhtesat tespiti davaları mülkiyete yönelik bir dava olmayıp HMK.106.maddesi uyarınca açılmış bir şahsi hakkın varlığına ilişkin bir tespit davası niteliğinde olup; yapılan imalatların kendi başına bağımsız bütünlüğünün bulunması gerekmez. Bu nedenle, iyileştirme/tadilat/tamamlama imalatı niteliğinde olduğu anlaşılan bu imalatların, taşınmazın olası satış bedeline yansıma oranının belirlenmesi suretiyle tespit kararı verilmek üzere, temyiz edilen hüküm bozulmalıdır şeklinde muhalefet şerhi konulmuşsa da Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.

(4721 S. K. m. 684, 686, 688, 699, 718, 722) (6100 S. K. m. 106, 165) (6098 S. K. m. 77) (YHGK 06.10.2004 T. 2004/7-411 E. 2004/477 K.)

Dava ve Karar: ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ....... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.04.2014 gün ve 303/452 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 25.20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 04.05.2016 tarihinde oyçokluğu ile, karar verildi.

KARŞI OY

Dava, satış suretiyle ortaklığın giderilmesi davasına (TMK.md.699;HMK.md.4/1-b) konu edilen paylı mülkiyete (TMK.md.688) tabi taşınmaz üzerindeki muhtesatın aidiyetinin tespitine karar verilmesine ilişkindir.

Burada “muhtesat” deyimi ile anlatılmak istenen; taşınmazın dikey ve yatay kapsamında (TMK.md.718) kalan, bir şekilde taşınmazla bağı bulunan ve taşınmaz değerini arttırıcı nitelikteki ekonomik bir değer taşıyan sonradan meydana getirilmiş maddi unsurlardır. Bunlar taşınmazın üstünde olabileceği gibi, altında da olabilir. Yine, muhtesat eşya olarak “bütünleyici parça (TMK.md.684)” veya “eklenti (TMK.md.686)” niteliğinde de olabilir. Muhtesat tespiti davası bakımından önemli olan, bu maddi unsurların ana taşınmazla ekonomik bir bütünlük gösterip ana taşınmazla birlikte satılacak ve satış değerini arttırıcı etki yapacak nitelikte olmasıdır. Ancak bu nitelikteki muhtesatların bu davaya konu edilmeleri mümkün olup; aksi halde tespitte hukuki yarar olmayacaktır. Bu muhtesatlar, genellikle arz üzerindeki yapı, dikili ağaçlar ve diğer bitkilerdir. Kural olarak bunlar, üst toprağa tabidir(superficies solo cedit) ilkesi gereğince; toprağın mülkiyetine ve onun akıbetine tabi olacak; bağımsız biçimde mülkiyet hakkına konu olmayacaktır. Bu nedenle, muhtesat tespitinde mülkiyet hakkının tespitine karar verilemez. Ancak,paylı mülkiyette hangi paydaş(lar)ın, elbirliği mülkiyetinde ise miras ortaklığına dahil terekedeki malın mahkemeden satışı yapılmak suretiyle paylaşılmasında, hangi mirasçı(lar)ın, muhtesatı meydana getirdiği ve sebeple satış parasında payı dışında ayrıca hak sahibi olacağının tespitine karar verilmesi gerekir.

Tespit davaları konusunda önceki usul kanununda(HUMK) genel bir düzenleme bulunmamakla birlikte; ancak öğreti ve yargısal içtihatlarda oybirliği ile hukukumuzda açılabileceği kabul edilmişken; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)nda açıkça düzenlenmiştir (HMK.md.106).Buna göre; tespit davaları bir hukuki ilişkinin(hakkın) var olup olmadığının ya da bir belgenin sahte olup olmadığının mahkemece belirlenmesini talep eden davalardır. Bir tespit davasının dinlenebilmesi için öncelikle kanunda belirtilen istisnalar dışında davayı açanın bu davayı açmakta “güncel bir yararı” bulunmalıdır. Buna “hukuki yarar” şartı denilmektedir. Hukuki yarar şartı kapsamında kabul edilmesi gereken bir husus, kanunda açıkça yer almamakla birlikte, gerek içtihatlarla gerekse öğretide kökleşmiş olan, “eda davasının mümkün olduğu hallerde kural olarak tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı” hususudur(Y.HGK.nun 06.10.2004 T.2004/7-411 E. 2004/477 K.sayılı kararı; Baki Kuru-Ali Cem Budak,Tespit davaları, İstanbul 2010,sh.127).Tespit davasının koşulları yönünden muhtesat tespiti davaları için aşağıdaki değerlendirmeler yapılabilir: (1) Muhtesatın tespitinin istenebilmesi için öncelikle paylı mülkiyete veya miras ortaklığına (terekeye) dahil taşınmaz veya taşınmazalar için açılmış “satış suretiyle ortaklığın giderilmesi davasının mevcut olması, (2) bu ortaklığın giderilmesi davasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmeden önce bir muhtesat uyuşmazlığı çıkarılmış ve bu uyuşmazlığın davanın taraflarının tamamının anlaşmasıyla giderilememiş olması, (3) ortaklığın giderilmesi davasında anlaşılamaması durumunda mahkemece muhtesat için hak iddia eden taraf(lar)a bu konuda asliye hukuk mahkemesinde dava açma konusunda süre verilmesi ve bu konunun bekletici sorun yapılması (HMK:md.165/2) gereklidir. Öyleyse,ortaklığın giderilmesi davasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise- satış henüz yapılmamış olsa bile- muhtesat tespiti davasının artık dinlenmesinde hukuki yarar kalmayacaktır. Zira ,artık hak iddia edenin genel hükümlere dayalı (sebepsiz zeginleşme,TBK.md.77 vd.) bir eda davası açma imkanı devreye girecektir).Ayrıca, paydaş veya miras ortağı olmayanın (üçüncü kişilerin) ortaklığın giderilmesi davasında taraf sıfatı olmayacağından; muhtesat tespiti davası açma hakkının da bulunmadığının da kabulü gerekir. Bu konuda Kamulaştırma Kanunu’nun 19.maddesine 2004 yılında eklenen “… Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgarî levazım bedeli, ağaçların ise 11 inci madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir…” şeklindeki 12.fıkra hükmü uyarınca başkasının arazisine “haksız inşaat (TMK.md.722 vd.) yapan zilyedin de istisnaen bu muhtesatın tespiti için dava açabileceğini de kabul etmek gerekir.

Nezdinde yukarda açıklanan nitelikte bir muhtesat tespiti davası açılmış olan asliye hukuk mahkemesi; yukarda açıklanan şekilde güncel hukuki yararın bulunup bulunmadığını bir dava şartı olarak inceleyecektir. Mahkeme hukuki yararın davanın devam ettiği süre içinde de mevcut olmasını da arayacaktır. Mahkeme usul hukuku yönünden yapacağı bu incelemeden sonra, hukuki yararın mevcut olduğu sonucuna varır ise, gösterilen delilere göre maddi hukuk yönünden incelemeye girişecek, keşif ve bilirkişi incelemesi de yapacaktır. Muhtesat tespiti davası ayni nitelikte, bir başka deyişle mülkiyet hakkına yönelen bir dava değildir. Bu dava kişisel hakka yönelik bir dava olup; konusu güncel hukuki yarar bulunmak koşuluyla,kişisel hakkın varlığının tespitine karar verilmesidir (HMK.m.106/1). Bu niteliğinin sonucu olarak kanımca, muhtesatın kendi başına bağımsız bir bütünlüğünün bulunması da gerekli değildir. Bu bakımdan bağımsız bir bütünlüğü olmamakla birlikte, taşınmazın bizzat kendisine veya üzerindeki yapı, bitki, ağaç gibi unsurlara yapılan ve satış parasına arttıcı etkide bulunacak nitelikteki tadilat/yenileme/zenginleştirme faaliyetlerinin de tespit edilmesi ve olası satış parası içindeki yansıma miktarının oransal olarak gösterilmesi ve bunun tespiti de mümkün olmalıdır. Bu nedenle bütün bu tadilat/yenileme/zenginleştirme faaliyetlerinin tespit edilip, satış parasına yansıma durumunun kararda oransal olarak gösterilmesi suretiyle tespit kararı verilmesi mümkün olmalıdır.

Mahkemece davacı tarafından yapılan imalatların bağımsız nitelikte yeni bir muhtesat meydana getirme niteliğinde olmadığı, yapılanların iyileştirme/tadilat/tamamlama imalatı niteliğinde olduğu; bunların ancak koşulları oluştuğunda sebepsiz zenginleşme sebebiyle alacak davasına konu edilebileceği; bu nedenle davacının tespit davası açmakta güncel hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Yukarda açıkladığım gibi; bu gibi muhtesat tespiti davaları mülkiyete yönelik bir dava olmayıp HMK.106.maddesi uyarınca açılmış bir şahsi hakkın varlığına ilişkin bir tespit davası niteliğinde olup; yapılan imalatların kendi başına bağımsız bütünlüğünün bulunması gerekmez. Bu nedenle, iyileştirme/tadilat/tamamlama imalatı niteliğinde olduğu anlaşılan bu imalatların, taşınmazın olası satış bedeline yansıma oranının belirlenmesi suretiyle tespit kararı verilmek üzere, temyiz edilen hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Açıkladığım sebeple hükmün bozulması gerektiğini düşünüyor; Değerli çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 03-04-2017, 14:28   #3
av.k.d

 
Varsayılan

Muhdesatın aidiyeti davası açılması gerekeceği kanaatindeyim.İş bu dava sonucu ortaklığın giderilmesi davasında bekletici mesele yapılması zaruriyeti bulunmaktadır.
Old 06-04-2017, 10:08   #4
Av. Atalay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.k.d
Muhdesatın aidiyeti davası açılması gerekeceği kanaatindeyim.İş bu dava sonucu ortaklığın giderilmesi davasında bekletici mesele yapılması zaruriyeti bulunmaktadır.
sayın meslekteaşım ben de aynı fikirdeyim. ancak müvekkil üçincü kişi yani arazi maliklerinden değil yine de muhdesat aidiyeti davası açılabilir mi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yapı denetim şirketlerinde sorumluluk ve ruhsata aykırı yapı Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 6 09-09-2016 14:44
Taşkın Yapı - Haksız Yapı lostheaven35 Meslektaşların Soruları 0 20-06-2016 08:41
yapı sahipleri kimlerdir?Yapı sahiplerinin inşaat bitmeden değişmesi- yapı saibi vekilinin gerçekte müteahhidin elemanı olup olmadığının tespiti av.zahide kadıoğlu Meslektaşların Soruları 0 11-08-2011 14:29
Ruhsata aykırı yapı ve yapı denetim şirketi Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 1 23-02-2010 14:34
Haksız İnşaat-Taşkın İnşaat ve yapı sahibinin arsanın mülkiyetini talep edebilmesi hk erergin Meslektaşların Soruları 8 24-05-2009 01:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04805493 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.