|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
22-05-2006, 15:48 | #1 |
|
Adi senetlerde alacağın temliki için ciro yeterli midir?
25.04.1997 vade tarihli ancak tanzim tarihi 25.09.1996 yazılmış ve daha sonra 1996 'nın son rakamı 7 olarak değiştirilmiş ancak parafsız bir bonoda müvekkil lehtar olmayıp ciro alacaklısıdr.
İlgili senedi ilamsıztakip ile icraya koyduk ancak borçlu borcunun olmadığını ve senedin tahrifatlı olduğunu belirterek itiraz etti. Bildiğim kadarıyla açılacak alacak davasında ilgili senet imzası ikrar edilmiş adi senet hükmündedir. Sormak istediğim ciro alacklısı olan müvekkil sadece ciro ile alacaklı olur mu,yoksa ayrıca alacağın temliki sözleşmesi gerekir mi ,gerekiyorsa bunu nasıl yapmalıyız.Bir de ciro alacaklısı olan müvekkilin temel borç ilişkisini ispatlama yükümlülüğü var mıdır? Görüşlerini bildiren veya bildirmeyen herkese teşekkürler... |
22-05-2006, 16:07 | #2 |
|
öncelikle
bu bono zamanaşımına uğramış olduğundan tahrifattan önce zaman aşımı nedeniyle adi senet hükünleri uyğulanacak cirolarda mücerretlik ilkesi senet adi senede dönüştüğü için uyğulanmayacak ancak müvekkiliniz esas ilişkiye bağlı olarak kendinden önceki cirantadan alacak davası yoluyla alacağını talep edecek ve bu senette ozaman yazılı delil olacak sanırım (emin olmadığım için böyle diyorum ) müvekkiliniz keşideciye de sebepsiz zenginleşeme hükümlerinden yararlanarak başvurabilir. sayğılar senedin nezaman tahrif edildigi belli olmadığı için senet üzerindeki ciroları temlik kabiliyeti vardır diye düşünüyorum. |
22-05-2006, 16:12 | #3 |
|
Cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.Ancak,yaptığım araştırmalara göre bir önceki cirantanın ödeme kabiliyeti yok.
Bu arada sebepsiz zenginleşme konusunu tam olarak anlayamadım. |
22-05-2006, 16:47 | #4 |
|
Sayın YILDIRIM
Sorunuzdan çıkardığım sonuçlar ,aşağıda sıralanacak olursa; 1- Tanzim tarihi olan 25-09-1996 tarihindeki 6 rakamının sizden önce 7 olarak tahrif edilmiş olduğu. 2- Bu hali ile senedin son hamil alacaklıya ciro ile geldiği ve bu hali ile ilamsız icra takibine konu yapıldığı , 3- Bu hali ile adi belge olduğu , ciro ile son hamilin yetkili hamil olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Somut olay bu şekilde ise ; Takibe konu belge kambiyo senedi vasfını yitirmiştir. Size gelinceye kadar tüm cirolarda zincirleme olarak ALACAĞIN TEMLİKİNİ SAĞLIYACAK DEVİR BEYANLARI BULUNMADIĞI TAKTİRDE , takipte alacaklı gözüken şahıs o takipte yetkili hamil değildir. Böyle bir belge ile ancak ve ancak size ciro etmiş şahsı esas ilişkiye dayanarak ve takibe konu senedi delil göstererek sonuca gidebilirsiniz. Eğer bu tahrifat alacaklı tarafından yapılmış ise ve Bu husus Sırf , Borçlunun zamanaşımı defini berteraf etmek için yapılmış ise , alacaklı yönünden cezai sonuçları da olacaktır. Tahrifatı keşideci yaparak senedi bilinçli olarak tedavüle çıkartmışsa kendi kusurundan yararlanamıyacak ve genel mahkemedeki davayı kaybedecektir. Yok eğer iş bu tahrifatı senedin arkasındaki cirantalardan biri yapmış ise .T.K. nun 660. maddesine göre, bir poliçe metninin tahrif edildiği hallerde, tahrifattan sonra poliçe üzerine imza koymuş olanlar tahrif edilmiş metin gereğince; tahrifattan önce imza koyanlar ise, eski metne göre sorumlu olurlar. Yasanın bu hükmü, öğretide "imzaların bağımsızlığı" olarak adlandırılan ilkenin gereği ve sonucudur. Böyle bir belirleme yapılabilinirse Tahrifatı yapanlardan önce senede imza atanlar örnek olarak keşideci sorumluğu tahrif edilmemiş şekli iledir. Fakat bu halde zamanaşımı defini Genel mahkemede itirazları ile bağlı kalmadan ileri sürebilir. Sırf tahrifat yaıldığı savunması ile tahrifata dayanılarak borçtan kurtulamaz. Tahrifat bedelde yapılsa idi açıklamalar daha anlaşılır olacaktı. Tahrifat tanzim tarihinde yapıldığı tahrifat yapanın kim olduğu bilinmediği için farklı sonuçlara gidilmektedir. Belgenin bu hali ile İİK 68 anlamında belge diyerek Tetkik Merciine gittiğinizde sanırım Tetkik Merci , Olayda Alacağın Temliki Hükümleri gereğince usulüne uygun devir ve temlik bulunmadığından davayı red edecektir. Genel Mahkemeye ( Kambiyo senedi vasfında Bulunmadığı için Miktara göre Asliye -Sulh Hukuk ) gittiğinizde , aynı sorunla yine karşılaşabilirsiniz. İnce ayrıntı TTK 660 ve keşidecinin imzasına yönelik itirazda bulunmadığı ve tahrifat önceki cirantalar tarafından yapılmış ise keşidecinin ayrıca zamanaşımı savunmasında bulunmamış olması gerekmektedir. Tahrifatı keşideci yapmamış ise TTK 644 e göre Keşideciye karşı açılabilecek davada süre geçmiştir. Kanatim bu yöndedir. Saygılarımı sunarım . ERDAL |
23-05-2006, 14:32 | #5 |
|
Sayın Erdal Bey,sorumu yanlış yazdığımı farkettim.Öncelikle düzeltmem gerekir ki,senedin vade tarihi 25.04.1997 ancak tanzim tarihi ise vade tarihinden sonra bir tarih olan 25.09.1997 olarak yazılmış daha sonra ilk alacaklı tarafından yanlış yazıldığı farkedilip 7 rakamı 6 olarak düzeltilmiştir.
Bunun yanında ilamsız icra takibine konulurken ilgili adi senedin arkasında sadece ciorlar mevcuttur.Alacağın temliki hükümlerine göre bir beyan yok,bu durumda müvekkilim alacaklı durumda değildir. Acaba diğer cirantalar ve son olarak da müvekkil ile son ciranta arasında ayrı ayrı alacağın temlikini içeren yazılı bir sözleşme yapılsa ve bu haliyle alacak davası açılsa,müvekkil alacaklı sıfatını kazanır mı,yoksa icra takibine konulurken bu sözleşmeler icra dosyasına sunulmadığı için geçerlilik kazanmaz mı? İlginiz için teşekkür ederim,herkese iyi çalışmalar... |
23-05-2006, 17:16 | #6 |
|
Sayın Yıldırım ,
Beyanınıza göre ,İlk cirantanın yaptığı tahrifat ile Senede kambiyo senedi vasfı kazandırılmak istenmiştir. Keşidecinin sorumluluğu TTK 660 MADDEYE göre adi belge ile on yıllık zamanaşımına tabidir. Bir senedin tahrif edilmesi o senetteki alacağın yok olacağı anlamına gelmiyeceğinden. Teorik olarak Belgeler zincirini tamamladığınızda . Daha sonradan alcağın temlikine havi belgeler verirler mi bilemiyorum. Siz hakkın sahibi olabilirsiniz. Burda unutulmaması gereken olay da böyle bir durumda Keşidecinin , Lehtara ileri sürebileceği aralarındaki iç ilişkiden doğabilecek defileri alacağın temlikinden dolayı son hamile kadar ileri sürebilmesi olacaktır. Keşideci ile Lehtar arasındaki hukuki ilişkiden dolayı ve alacağın temliki dolayısı ile siz iyiniyetli üçüncü şahıs hiç bir zaman olamıyacaksınız. . İyi düşünülmesi gereken bir konu , İcra hakimliğine gitmeyiniz. sonuç alınamaz. İcra dosyasından bağımsız Temlik dolayısı ile ( Belgeler zincirine göre alacak davası açılabilinir. ) Tahrifattan dolayı cezada tasarruf olamıyacağından dolayı her aşamada Hakim bile Suç ihbarında bulunabilir. Belge ilk hali ile Özel evrak olduğu için ve kambiyo senedi haline getirilmeye çalışıldığı için suç ÖZEL EVRAKTA SAHTEKARLIK olacaktır. Saygılarımı sunarım AV. ERDAL |
24-05-2006, 10:28 | #7 |
|
Erdal Bey,beni aydınlattığınız için çok teşekkür ederim.
Herkese iyi çalışmalar... |
24-05-2006, 10:58 | #8 |
|
kambiyo senedi vasfını yitirmiş bir senet, adi senet sayılmayacak, ancak yazılı delil başlangıcı sayılabilecektir ve davanızda temel borç ilişkisinin ispatlanması gerekecektir. Bu nedenle davanızı da bu yazılı belgeye değil, temel borç ilişkisine dayandırmalısınız. İcra takibinde, takibin dayanağı olarak bononun gösterilmiş olmasının işinizi zorlaştırabileceğini düşünüyorum. Ayrıca zamanaşımı da temel borç ilişkisine göre belirleneceği için, bu olayda 3 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olmayacaktır.
|
24-05-2006, 17:59 | #9 |
|
Vade tarihinden sonraki bir tarihi keşide tarihi olarak ihtiva eden senet bono olarak geçersizdir.Kambiyo senedi niteliğinde olmayan belgede beyaz ciro yoluyla hak devri mümkün değildir.Senet arkasındaki ciro alacağın temliki niteliğini taşımadığından hamilin hakkı ayrıca bir alacağın temliki yoksa korunmaz.Keşideci ile arasında temel ilişki olmayan hamilin bu nedenle temel ilişkiye dayanması da sözkonusu değildir.Sebepsiz zenginleşme davası vadeden sonraki 4. yıl sonunda açılamaz.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Alacağın temliki | Av.Murat Bölükbaş | Meslektaşların Soruları | 7 | 19-02-2016 11:59 |
Tefecilik Ve Alacağın Temliki | mehri | Meslektaşların Soruları | 2 | 01-12-2010 14:09 |
TİS'de işe iade için özel hakem şartı, mahkemeden işe iade talep etmeye engel midir? | Av.Ayşe Batumlu | Meslektaşların Soruları | 6 | 09-01-2010 00:28 |
Alacağın temliki | Alper Özboyacı | Hukuk Soruları Arşivi | 7 | 21-11-2006 06:29 |
Senetlerde Zamanaşımı | kaynarkaya | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 03-11-2005 20:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |