|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
09-02-2007, 15:27 | #1 |
|
İlamsız Takipte Faize İtiraz
hepinize iyi çalışmalar arkadaşlar.
müvekkile ait ödenmeyen fatura için ilamsız takip yaptık.borçlu süresi içinde yetkiye ve faize itiraz etti.Faize itiraz ederkende gerekçe olarak temerrüte düşürülmediğini öne sürmüş.Asıl borcu kabul ediyor.Ben takibi açarken faturadaki vade tarihinden itibaren faiz işlettim.Sorum şu.ilamsız takiplerde faiz takip talebindendeki tarihten mı talep ediliyor? Yoksa vade tarihinden mi? Dosyayı yetkili yer icra dairesine yolladım.Yetkili icra dosyasından çıkacak olan tebliğata 7 gün içinde tekrar faiz yönünden itiraz ederse itirazın iptali davası açıcağız.Bu yönde mahkeme faiz konusunda nasıl bir karar verebilir? Şimdi den cevaplarınız için teşekkürler. |
09-02-2007, 16:35 | #2 |
|
T.C.
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi Esas : 2002/12807 Karar : 2002/13718 Tarih : 25.06.2002 ÖZET : Takibe dayanak fatura bedellerine itiraz edilmediğinden sözü edilen belgeler İİK´ nun 68. maddesindeki belge niteliğini kazanmıştır. Alacağın mahiyeti itibariyle, faturaların borçluya tebliğinden veya faturalarda ödeme süresi var ise bu sürenin bitiminden itibaren temerrüt oluşacağından faiz hesaplamasının sözü edilen tarihlere göre yapılması gerekir. (2004 sayılı İİK. m. 68) KARAR METNİ : Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; takibe dayanak fatura bedellerine itiraz edilmediğinden sözü edilen belgeler İİK´ nun 68. maddesindeki belge niteliğini kazanmıştır. Alacağın mahiyeti itibariyle, faturaların borçluya tebliğinden veya faturalarda ödeme süresi var ise bu sürenin bitiminden itibaren temerrüt oluşacağından faiz hesaplamasının sözü edilen tarihlere göre yapılması gerekir. Mercice, anılan durumun araştırılmadan yazılı biçimde temerrüt faizinin takip gününden itibaren başlaması gerektiğinin kabulü isabetsizdir. 2) Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; haksız haciz sonucu kendilerinden para tahsil edildiği iddialarıyla, bu paranın iadesi Van İcra Tetkik Mercii Hakimliği´nin 2002/46 s. dosyasında talep edildiği ve mercice birleştirme kararı verilmediği halde, haczedilmezlik şikayetinin kabulü sonucuna bağlı paranın iadesi istemi hakkında itirazın kaldırılmasına konu dava dosyasında karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının (1) numaralı bentte yazılı gerekçeyle alacaklı yararına, (2) numaralı bentte yazılı gerekçeyle borçlu yararına İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.06.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 13. Hukuk Dairesi Esas : 2003/4526 Karar : 2003/8308 Tarih : 24.06.2003 () KARAR METNİ : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü. KARAR Davacı davalıya Aralık 1999 gününde halı satıp teslim ettiğini, 4.4.2000 gününde düzenlediği faturaya rağmen borcunu ödemediğini, yaptığı icra takibinde ise asıl alacağı ödeyip faizine itiraz ettiğini ileri sürerek, 2.288.000.000 TL. faiz alacağının dava gününden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacıdan ihale ile satın aldığı halıların 6.4.2000 gününde teslim edildiğini, 4.4.2000 günlü faturada belirtilen borcun 850.000.000 TL.sini 30.6.2000 gününde ödediğini, bakiye 3.330.878.000 TL. borcun ödenmesi için davacının kendisine 17.10.2000 gününde ihtarname keşide ettiğini 10 günlük süre tanıdığını, davacının 10 günlük süre geçmeden icra takibinde bulunması üzerine borcu 2.11.2000 gününde ödeyip daha önce temerrüd oluşmadığından faize itiraz ettiğini bildirerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 1.474.347.451 TL.nin davalıdan tahsiline faiz yürütülme isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalının davacıdan aldığı halının faturasının kendisine tebliği üzerine borcun bir kısmının 30.6.2000 gününde ödediği bakiye borcu için gönderilen ihtarnamede 10 günlük süre tanındığı ancak süre dolmadan evvel davacının icra takibine giriştiği ödeme emrinin tebliği üzerine davalının borcu 2.11.2000 gününde ödediği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. BK. 101. maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtariyle mütemerrüt olur. Dairemizin öteden beri yerleşen uygulamalarına göre fatura tebliği temerrüde neden olmaz. Davacı davalıya gönderdiği ihtarname ile 10 günlük süre tanımak suretiyle davalıyı 31.10.2000 gününde temerrüde düşürmüştür. Bu itibarla paranın ödendiği tarihe kadar ancak 2 günlük temerrüd faizi işleyebilir. Değinilen bu yönler gözetilerek hüküm kurulması gerekirken aksine düşüncelerle yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ : Davalının temyiz itirazının kabulüne, hükmün davalı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istem halinde iadesine, 24.6.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
10-02-2007, 14:29 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Gamze Hanım, sorunuzu yanlış sormuşsunuz. Zira ilamsız takiplere yönelik bir faiz başlama tarihi olamaz. Faizin niteliği ve başlama tarihi takibe konu alacağın esasına göre belirlenir. Yani soru şu şekilde olmalıydı: "Bir faturaya dayanılarak yapılacak olan ilamsız takipte faizin başlama tarihi ve yetkili icra müdürlüğü nasıl belirlenir?" Fatura tacirlerin keşide ettiği bir belgedir. Taraflardan birisinin tacir olduğu durumlarda ticari faiz (ticari faiz=avans faizi, 01.01.2007'den itibaren %29 oldu!) uygulanır. Faturalara dayanak olan alacaklar İİK 50. md., HUMK 10. madde ve BK 73. maddeleri gereğince alacaklının ikametgahı icra müdürlüklerinde takip yapılabilir. Faiz konusunda Borçlar Kanunun 101. Maddesi Ve Müstakar Yargıtay Kararlarına göre faturaya konu bir alacağa faiz işletilebilmesi için fatura konusu alacağın ayrı bir ihtarla talep edilmesi gerekir. Fatura konusu alacağa ancak böyle bir ihtarın tebliğinden itibaren faiz işletilebilir. Faturanın karşı tarafa tebliği alacağı muaccel hale getirebilir, ancak borçluyu temerrüde düşürmüş olmak için yetmez. Faiz ancak borçlunun temerrüdü ile başlar. Yani faturaya dayanak alacaklarda borçlunun temerrüdü faturaya dayanak olan alacağın ayrı bir ihtarla talep edilmesi ile söz konusu olur. İcra takibi ile gönderilen ödeme emri de bir ihtar sayıldığından, ödeme emrinin tebliğ tarihi ile borçlu temerrüde düşmüş olur. Sonuç olarak faiz de borçlunun ödeme emrini tebellüğ ettiği ve böylelikle temerrüde düştüğü bu tarihten itibaren talep edilebilir. Av. Sanem Hanımın zikrettiği Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2002/12807 Es. Sayılı kararında her ne kadar faturanın tebliği ile borçlunun temerrüde düştüğünü ve bu sebeple faizin de faturanın tebliğ tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğinden bahsedilmişse de, yine Av. Sanem Hanımın hemen ardında zikrettiği Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin ve benim bu yazının ardında sunmuş olduğum ve çoğunlukta olan Yargıtay kararlarına ve aynı zamanda Borçlar Kanununa ve Ticaret Kanununa uygun olan yukarıda yaptığım açıklamalardır. “Faturanın bildirimi alacağın miktarını açıklayan bir bildirim niteliğinde olup sadece alacağın muaccel olduğunu belirtir. Borçlunun temerrüdü için ayrıca alacaklının ihtarda bulunması gerekir. Temerrüt yönünden davacının bir ihtarının varlığı ortaya konmamıştır. O nedenle davalı borçlu ancak icra takip tarihinden itibaren temerrüde düşmüş sayılır ve bu tarihten itibaren alacağa faiz yürütülmesi gerekir.” HD 13 Esas: 1995/5731 Karar: 1995/6229 Tarih: 22.06.1995 “Faturanın tebliği alacağı muaccel hale getirirse de temerrüt için BK.nun 101. maddesi gereğince ihtarname tebliği gereklidir.” HD 19 Esas: 2001/8989 Karar: 2003/296 Tarih: 17.01.2003 “B.K.nun 101/1.maddesi hükmü ne göre muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrid olur. Mücerret faturaya itiraz edilmemiş olması borçluyu mütemerrid kılmayacağından ve takipten önce de borçluya ihtar keşide edilmemiş olduğundan takip tarihine kadar birikmiş faiz talebine yapılan itirazın haklılığı gözetilerek davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetli olmadığı gibi, kabul şekli itibariyle de, takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağına icra takibinden sonra faiz uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulmuş olması da B.K.nun 104/son maddesine aykırıdır.” HD 19 Esas: 2001/4977 Karar: 2002/1337 Tarih: 04.03.2002” Yetki konusunda içtihatlar: HD 12 Esas : 2004/009132 Karar: 2004/013393 Tarih: 27.05.2004 İcra takibi faturaya dayalı olarak yapılmış olup, fatura alacaklının ikamet yeri Ankara'da düzenlenmiş bulunmaktadır. Borçlu icra dairesine yapmış olduğu itirazda, asıl alacağa karşı çıkmamış olmakla akdi ilişkiyi kabul etmiş olmaktadır. Taraflar arasındaki akdi ilişkide sözleşmenin yerine getirileceği yer açık ve zımni bir şekilde belli olmadığından yetkili yerin BK.nun 73. maddesine göre belirlenmesi gerekir. Bu durumda somut olayda alacaklının ikamet yerinde icra takibi yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması talebinin kabulüne karar verilmek gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. HD 12 Esas : 2004/004824 Karar: 2004/008921 Tarih: 12.04.2004 Somut olayda faturalarda yazılı malların dayanağı sözleşmenin icra olunacağı yer faturada yazılı olmadığından, Borçlar Kanunu'nun 73/1 ve HUMK.nun 10. maddesi gereğince; alacaklı, anılan para borcu için kendi ikametgahında takip başlatabilir. |
10-02-2007, 19:42 | #4 |
|
cevaplarınız için teşekkürler.Yapılan yetki itirazını kabul edip,dosyayı yetkili icra dairesine yolladım.Muhtemelen yeniden çıkacak ödeme emrine faiz yönünden tekrar itiraz edicekler.Ve ben itirazın iptali davası açacağım.Sorum Su:Açacağım davada faizden feragat edip,ödeme emrinin borçluya ulaştığı tarihten itibaren faiz talep etmem mümkünmü?Daha kısa sürede takibin devamı kararı alabilrmiyim? Zaten borçlu asıl borcu kabul ediyor.Ben faturanın düzenlenme tarihinden itibaren büyük bir hata sonucu faiz talep etmişim de.Ve asıl sorun faiz yönünden bir tazminat söz konusu olurmu tabi talep ederlerse?
|
11-02-2007, 15:34 | #5 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Asıl alacağa bir itirazları yoksa faize yapılan itirazı da kabul ederek yeniden ödeme emri gönderirseniz(İlk ödeme emrinin tebliğinden itibaren faiz isteyerek) itiraz etmeleri için bir sebep de kalmayacaktır.Dolayısıyla sizin de dava açmanıza gerek kalmayacaktır. Kaldı ki yeni ödeme emrinde de eski oranda faiz talep etmiş olsanız ve yine faize itiraz etseler bile; kısmi itiraz olacaktır. Asıl alacak bakımından takip kesinleşmiş olacağından cebri icra yoluyla tahsil edebileceksiniz.
İtiraz edilen faiz için siz dava açmadığınız takdirde başkaca işleme gerek kalmayacaktır.O kısım için takip durmaya devam edecektir. Kısacası borçlunun da tazminat(Sanırım kötüniyet tazmınatından söz etmektesiniz) talep etmesi mümkün olmayacaktır. Saygılarımla |
11-02-2007, 21:40 | #6 |
|
Sadece faiz için itirazın iptali davası açılacaksa ki bu sizin olayınızda pek mümkün gibi görünmüyor, tarafların aleyhin icra inkar tazminatı hükmedilemez, zira faiz alacağı somut olayda likit-belirlenebilir ölçüde değil. Borçlu asıl alacağa da itiraz etmişse açacağınız davada faize ilişkin itirazı kabul ettiğinizi ancak asıl alacağa ilişkin itirazı kabul etmediğinizi ve itirazın iptalini talep ederseniz ve eğer takibe konu fatura karşı tarafa daha önceden tebliğ edilmiş ve karşı tarafça itiraz edilmemiş ve usulüne uygun düzenlenmiş ve fatura konusu malın teslimi-hizmetin ifa edilmiş olması konularında bir srun yoksa böyle bir fatura alacağı için sizin lehinize icra inkar tazminatına hükmedilebilir. Davanın hızlı sonuçlanması için yukarıda belirttiğim husuları açıklar ve belgelerseniz mahkemeye araştıracak çok bir şey kalmaz.
|
16-07-2007, 12:31 | #7 |
|
Sayın Özoğoul,ben de şu an benzer bir durumla karşı karşıyayım.Açıklamanızın ardından davayı ,faize itirazı kabul edip asıl alacağa ilişkin açacağım.Benim olayımda taraflar arasında sözleşme bulunmadığı için ,temel borç ilişkisinin ispatı ile edimin yerine getirilmediğinin ispatı gerekecek.Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.İyi çalışmalar
|
10-05-2011, 13:07 | #8 |
|
Benim de şöyle bir sorum olacak, diyelim ki alacağa vade farkı uyguladık ve borçlu itiraz etmedi. Aradan bir ay geçti ve aklına temerrüde düşürülmediğinden faiz işletilemeyeceği geldi, o takdirde menfi tespit yahut duruma göre istirdat davası açarsa ne olur?
|
10-05-2011, 16:27 | #9 | |||||||||||||||||||
|
|
11-05-2011, 09:01 | #10 |
|
Cevabı bilseydim sormazdım gibi geliyor. Ama kesin sonuca götürecek iki cevap var: ya kazanır ya kazanmaz)) Konuyla ilgili yargıtay kararı bulamadım, ancak bir iki meslektaşımla tartıştım. Bir kısmı faiz talebi yerinde olmadığından (temerrüde düşürülmediğinden) davanın kazanılacağını; diğer bir kısmı ise faiz takipte fer-i nitelikte olduğundan ve asıl alacağa itiraz edilmediğinden faize karşı kesinleşmeden sonra dava açılamayacağı kanısında. Bana ilk görüş daha mantıklı geliyor ancak ikinci görüş de doğru olabilir mi demeden de geçemiyorum. ...
|
11-05-2011, 10:54 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Sorudan sadece faiz bakımından menfi tespit/istirdat davası açılıp açılamayacağının sorulduğunu anlıyorum. Tabii ki açılabilir. Asıl alacakla birlikte açılırsa da, mahkeme borcun olup olmadığının tespitini bilirkişiden isterse, bilirkişi zaten borcun olduğunu tespit ederken faiz başlangıcını da belirterek, "takdiri mahkemeye" bırakmaktadır. |
11-05-2011, 12:10 | #12 |
|
Doğru anlamışsınız, cevabınız için teşekkür ederim, peki ikinci görüş için ne düşünüyorsunuz?
|
11-05-2011, 12:18 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
İkinci görüşe katılmak mümkün değil. Bir şeyin aslı için menfi tespit davası açılabileceği kabul edilirken, fer'isi için açılamayacağını düşünmek abestir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İlamsız Takipte Belgelerin Takibe Eklenmesi! | valpuriso | Meslektaşların Soruları | 25 | 13-11-2018 08:54 |
Durdurulmuş Takipte İhtiyati Haciz Alınabilir mi? | Brusk | Meslektaşların Soruları | 25 | 04-06-2018 14:10 |
İlamsız Takip - Yetkili İcra | Av. Hulusi Metin | Meslektaşların Soruları | 13 | 11-12-2014 06:50 |
İlamsız takip Feragat | carnerion | Meslektaşların Soruları | 5 | 02-02-2007 16:35 |
Bankaya Açılacak Takipte Yetki | atahanyalcin | Meslektaşların Soruları | 2 | 09-10-2006 20:26 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |