bu durum bir suç kapsamına girer mi?

Kadının açtığı boşanma davasında,dilekçesinde,çeyizinin karşı tarafca elinden zorla alındığını ifade etmek yerine "çeyizin kadınca geri verilmesinin istenmesine rağmen karşı tarafın buna yanaşmaması" ifadesinin kullanılması kadının lehine olur mu?( çünkü çeyizin kadının elinden zorla alındığını ispat etmek zor olabilirken,çeyizin istenmiş olmasına rağmen kadına verilmemiş olması daha kolay ispat edilebilecek bir durum).
temel kural,iddia sahibinin iddiasını kanıtlamasıdır.fakat böyle bir olayda,kadının bilerek çeyizini kocasına ve kocasının ailesine bırakmak istediğini düşünmek olağan hayat tecrübeleriyle çelişir.mantıklı olan kadının bilerek çeyizini eşine bırakması değil,çeyizi alamamış olmasıdır,diye düşünüyorum.

----------------------
Kadının haklı sebeplerle(eşinin içki kumar gibi kötü alışkanlıklarının olması ve aile birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi...gibi) ve boşanmak niyetiyle evinden ayrılmasından sonra çeyizini istemesi fakat kocanın ve kocanın ailesinin çeyizini kadına vermemesi(zapt etmesi) ceza kanunu bakımından hiç bir suç kapsamına girmez mi?çeyiz kadının şahsi malıdır.güveni kötüye kullanma suçu baklıma geldi.ama sonra düşününce pek mantıklı gelmedi.
Açtığı boşanma davası ile birlikte çeyizinin elinden zorla alındığını iddia etmesine rağmen bunu tanıkla ispat edemediği için bu talebi reddedilen kişi,şahsi malına el konulduğunu ileri sürerek kamu davası açılmasını isteyebilir mi?
Açabilsede bu dava neye dayandırılabilir?

Bu konuda görüşlerinizi bekliyorum.kon ile ilgili yargıtay kararı da yardımcı olabilir.
--------------------
saygılar..

Şahsî cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebep
MADDE 167. - [1] Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
[2] Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi hâlinde; ilgili akraba hakkında şikâyet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

Maddede kastedilen mala karşı suçlardır. Ancak, bu hükmün yeni değişiklik paketinde olduğu ve eşler arasındaki cezasızlık sebebinin kaldırılması gündemdedir. Ayrıca bu hüküm hakkında Anayasaya aykırılık başvurusu da bulunmaktadır.

Ancak, ne olursa olsun boşanma durumunda sebep ne kadar haklı olsa da evlilik birliğine dahil olan mallar çeyiz de olsa çekişmeli durumdadır ve ihtilafların çözümü Aile Mahkemesine aittir. Bahsettiğiniz durum Emniyeti Suistimal (Güveni kötüye kullanma) suçunu uysa da bu konuda savcılık büyük ihtimalle anlaşmazlığın hukuki olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verecektir. Bu hükmün yürürlükte olması veya olmaması da sonucu değiştirmeyecektir.

çeyiz malı da olsa bir eş diğer eşte kalan mallarını talep ediyorsa aile mahkemesi görev alanına girer.İspat yükü de sizin olayınızda talep eden davacıya aittir.İspat hem böyle bir çeyiz malının varlığı hakkında hem bu malın hala davalı eş elinde olduğu ve hem de kendisine teslim edilmediği hakkında olmalıdır.Kaldı ki dava konusu çeyiz malının yargılama sırasında tespitinin de yaptırılmış olması şart.Sadece iddia ile olmaz.