40 Yaşında Bir Bayanım Ve 13 Yıllık Evliyim

Merhabalar:
13 yıllık evliliğimiz boyunca eğitim ve tecrübelerim daha iyi olduğundan kocamdan daha fazla kazandığım işlerde çalıştım ama hep eşimle herşeyi paylaştım. 12 yıl Amerka'da yaşadıktan sonra Türkiye'ye kesin dönüş yaptık ve birikimlerimizle birinde ikamet ettiğimiz birini de kiraya verdiğimiz iki ev satın aldık. Bu evlerin birini benim ablamdan diğerini de Abim'den piyasa değerlerinin altında bir bedele satın aldık. Ailem bizlere Türkiye'ye dönüşümüzde destek olmak amacıyla böyle birşey yaptı.
2005'ten beri bir kısmını peşin bir kısmını da taksitle ödedik, bitti. Tapuları benim adıma. Ancak şimdi eşimden ayrılmak istiyorum; anlaşamıyoruz. 8 yaşında bir oğlumuz var.
Benim sorum şu; ben yıllarca eşimden daha fazla kazanç elde ettiğim için tabii ki bu yatırımlarda da daha fazla katkım oldu. Ayrıca aileminde bize daha düşük bir değerle satarak katkıları oldu. Ama şimdi bu 2002'den sonra çıkan kanun gereği kocam da bu yatırımların yarısını alabilecek mi? Yoksa kazacımızın dağılımına göre mi bölünecek?
Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

Sayın konuk,

Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacakta hesaplanacak birikimler 2002 yılından sonra yapmış olduğunuz birikimlerdir. Söz konusu daireleri 2002 yılından sonra almış olsanız dahi 2002 yılından önce biriktirmiş olduğunuz paraları kullanarak yada bir malvarlığınızı paraya çevirerek almış olmanız durumunda bu miktar tasfiye dışında tutulacaktır.

Sizin bu daireleri ailenizden ve aslında piyasa fiyatından düşük rakamlara satın almış olmanız ailenizin size bağışta bulunması gibi değerlendirilebilir, bu karşılıksız kazanımı ve miktarını ispatlamanız gerekecektir.

Saygılarımızla

Merhabalar Fatma Hanım:
Hemen cevap yazdığınız için çok teşekkürler ediyorum ama biz sade vatandaşlar hukuk dilinden pek anlamıyoruz galiba:). Şimdi size biraz daha detay vermeye çalışacağım. Bu birikimlerin tamamı 2002 sonrasında Amerika'da edindiğimiz emlak kazançları ve daha sonra da aylık olarak veya toplu olarak yaptığımız ara ödemeler sonucu alındı. Amerika'da 2005'te oturduğumuz eve istinaden çektiğimiz bir kredi ile birinci evin peşinatını ($50.000) ödedik ama daha sonra aylık ve ara ödemeler (toplam $25.000) yaptık. Şimdi bu evin değeri yaklaşık 230.000 TL. Bu ödemeler benim maaşım daha fazla olduğundan benim maaşımdan yapıldı. Ama direkt benim hesabımdan çıktığına dair bir delil falan yok. Hesaplarımız ortaktı o zaman. İkinci evi de yine aynı konutun 2006'da satışından elde ettiğimiz para ($57.000) ve daha sonra benim 2007 yılına ait işyerimden elde ettiğim bonus ve tazminatla ($20.000) aldık. Bu evin şimdiki yaklaşık değeri de 120.000 TL civarında. Ben eşimle anlaşmalı boşanıp ikinci evi O'na vermek istiyorum. İlk evde de ben ve oğlum oturmaya devam edelim istiyorum. Ama O buna yanaşmıyor. Daha önce de belirttiğim gibi her iki mülkün de tapusu benim üstüme ama ben O'nun da hakkını yemek istemiyorum.
Şimdi ben boşanma davası açacağım ve bu iki evin durumu ne olur diye merak ediyorum. Lütfen bana daha detaylı bilgi verirseniz çok sevinirim. Bu arada Şubat ayında da yine kendi kazancımla ve yarısı da halen ödemekte olduğum kredi ile alınmış bir de araba söz konusu. Buna da ortak olabilir mi?
Tekrar tekrar teşekkürler.

Sayın Katılımcı;

2002 yılından sonra karşılığını vererek edindiğiniz tüm mal varlığı değerleri üzerinde eşinizin tasfiye payı alacağı bulunmaktadır.

Edinilmiş malara katılma rejiminin tasfiyesi ve katılma payını dava edecek olan eşiniz, bunu boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde yapmalıdır.

Bu tasfiye payının hesabında eşinizin kazancının düşük olması gözetilmez. Eşinizin edinilmiş malın yarı değeri üzerinde tasfiye payı alacağı vardır.

Medeni Kanun eşinize ikinci bir alacak hakkı daha tanımıştır. Bu da , mal ister 2002 öncesi ister 2002 sonrası edinilsin, eğer eşiniz böyle bir malın alımına, iyileştirilmesine veya korunmasına, kişisel, kendine ait geliri ile bir katkıda bulundu ise, bunu geri isteyebilir.

Dikkat edilirse, dava konusu yapılacak olan hak alacak hakkıdır, mülkiyet değil.

Bu da iki tanedir; birincisi tasfiye payı alacağı ikincisi değer artış payı alacağı.

Aldığınız maaşlar, işte çalışmanız sonucu ödenen tazminatlar,kişisel malların gelirleri bunlar edinilmiş mal kapsamında değerlendirilir.

Ailenizin size iki adet evi satarken piyasa değerinin altında satması, meslektaşımın belirtiği gibi bağıştır. Tasfiye hasabı yapılırken bu farkın, sizin alacağınıza eklenmesi gerekir. Mahkemeye fiyat farkını, bilirkişi raporu ve emsal satış değerleri ve tanık beyanları ile kanıtlama yoluna gitmeniz gerekecektir.

Sadece Boşanma davası açmakla mahkeme tarafların mal varlığını bölüştürmez ya da bununla ilgili bir karar vermez. Bu unutulmamalıdır.

Olayınızda, alacak haklarına ilişkin tasfiye davasını EŞİNİZ açacaktır.

Ve belirtiğim gibi, kendi kazancım dediğiniz her şey edinilmiş maldır.(Belirtiğiniz biçimde bir kazanıma yada gelire kendi kazancım diyebilmeniz için, o gelirin karşılığını çalışarak vermemeniz gerekir, yani size bağışlanmış, miras kalmış olmalıdır, ya da 2002 öncesinde zaten size ait olmalıdır, manevi tazminat alacağınız olmuşsa bu da sizin kişisel kazancınızdır.)

Sayın Katılımcı;

Bizler buradan ancak bu kadar DETAYLI bilgi verebiliriz. Amacımız da haklarınızı hatırlatmaktır.

Mal rejiminin tasfiyesine yönelik davalarda, aile mahkemeleri uzman mali müşavirlere tarafların haklarının hesaplanması için rapor düzenletmektedirler.

Hukukta her olayın kendine has önem arz ettiren, dikkat edilmesi gereken ayrıntıları vardır.

Hiç bir hak kaybına uğramamak için MUTLAKA profesyonel bir yardım almalısınız.

Özellikle boşanmanın ekonomik sonuçları hususunda, ispatı noktasında avukatla yol almalısınız.

Anlaşmalı boşanma ihtimaliniz daha sonra doğarsa dahi bir avukatla bu protokolü yapınız.

Saygılar.

Sayın Ufuk:
Değerli açıklamalarınız için çok teşekkürler ediyorum.
Saygılarımla,

Sayın Konuk,

Belirtmiş olduğunuz rakamlara yönelik ayrıntılı bir hesap yapmamız şu aşamada mümkün değildir.

Meslektaşım size ayrıntılı olarak bilgi verdi, onunda belirttiği gibi edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak hesabında kimin ne kadar para kazandığının ve bu birikimi daha çok kimin kazançından yapıldığının önemi yoktur. Bu nednele eşinizin gelirinin sizinkinden düşük olması önemli değildir.

Burada ancak ailenizin size bağışladığı miktar paylaşım dışında tutulacaktır.
Bunuda mahkemede ispatlamanız gerekecektir.

Saygılarımızla,

Biz kadınları korumak için hazırlanmış olan bu kanun korkarım biz çalışan ve iyi kazanan hanımları koruyamıyor. Bu seferde biz kaybediyrouz.
Açıklamalarınız için tekrar teşekkürler.

Alıntı: Yazan Konuk Biz kadınları korumak için hazırlanmış olan bu kanun korkarım biz çalışan ve iyi kazanan hanımları koruyamıyor. Bu seferde biz kaybediyrouz. Açıklamalarınız için tekrar teşekkürler.

Bu kanun, ne kadınları ne de erkekleri daha fazla korumak için çıkarılmadı.

Kadınları korumayan eski hükümler değiştirildi ve kadınların da hak kazanması için edinilmiş mallara katılma imkanı tanındı. Ülkemizde bildiğiniz gibi; malvarlıkları genellikle erkeklerin üzerinde olurdu. Bu durum, mal ayrılığı rejimi varken haliyle boşanma halinde kadınları mağdur edebiliyordu. Bunu gidermek ve eşitliği sağlamak amaç edinildi.

Yoksa kanun koyucu pozitif ayrımcılığa göz kırparken, ayrımcılık yapmak istemedi.

Sayın meslektaşlarımın açıklamaları oldukça doyurucu niteliktedir. Fazla katkınız varsa ispatlayarak hakkınızı koruma imkanınız halen var. İspatlayamıyorsanız ne bu kanuna göre ne de başka bir kanuna göre hak talep etmeniz zaten olanaklı olmaz.

Özetle, kanunda bir sorun olmadığı kanaatindeyim.

Bol şanslar...