Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Akrabalar Arasında Senede Karşı Senetle İspat Kuralı

Yanıt
Old 07-03-2008, 04:07   #1
Av. Salim

 
Varsayılan Akrabalar Arasında Senede Karşı Senetle İspat Kuralı

Arkadaşlar,

HUMK 293/1 anlamında akraba olan iki kişi (abi-kardeş) borç nedeniyle aralarında senet (bono) yapıyorlar. Borcu ödemeyen kardeş hakkında icra işlemi yaptık, ancak menfi tespit davası açtı, borcu olmasına rağmen borcum yok, bu teminat teminat senedidir diyor. Ve yakın akraba olduğunu ileri sürerek tanıkla bunu ispat edeceğini söylüyor.

Biz tanık dinletmeye muvafakat etmedik ama mahkeme akrabalık durumunun tekkiki için nüfus kayıtlarını istetti. Benim bildiğim kadarıyla yakın akraba olan kardeşler arasında hukuki işlemler tanıkla ispat sınırının üzerinde olsalar bile HUMK 293/1 'e göre tanıkla ispat edilyebiilir, ancak olayımızda davalı kardeşine senet vermiş, o senedi hükümden düşürecek bir iddiayı ancak yine senetle ispatlaması gerekmiyor mu? Senet vermemiş olsaydı tanıkla ispat olabilirdi ancak senet verdiğine göre akraba da olsa senedin aksini yine senetle ispatlaması gerekiyor diye biliyorum. Ancak bu konuda mahkemeye sunacak yargıtay kararı da bulamadım.

Fikrini söyleyecek ve yargıtay kararı gönderebilecek arkadaşlara şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla
Old 07-03-2008, 05:10   #2
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Akrabalar Arasında Senede Karşı Senetle İspat

Bence haklısınız. Kuralın temeli yakın ilişki içinde hukukiişlemin senede bağlanamamasıdr. Ama temel ilişkide senede bağlanma varsa o güven (inanırlık) ilişkisi de en baştan itibaren yoktur. Bu durumda senede karşı senet zorunluğu gündeme gelir. Zaten Bu usulde var. Kuruyu okursanız bulursunuz. Kararı ben de anımsıyorum ama bulma olanağından yoksunum.
Old 07-03-2008, 07:56   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, haklısınız; akrabalar arasında yazılı bir belge düzenlenmişse, o belgenin aksi yine yazılı delille kanıtlanabilir. Konuyla ilgili bir Yargıtay kararı ekliyorum.

T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi

E:2004/11407
K:2005/7991
T:14.07.2005

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. M. K. ile davalı vek. Av. A. B.'nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sozlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldu:

KARAR : Dava, davacının keşidecisi, davalının lehdarı bulunduğu 6.2.2001 keşide, 6.6.2001 vadeli 9.000.000.000.- TL' lık bono ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Davalı vekili, bononun davacıya verilen borc para karşılığı alındığını, tanık dinlenmesine muvafakat etmediğini, davacının icrada da borcu kabul ettigini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, taraflar arasında akrabalık iliskisı bulunduğundan, tanık dinlemiş ve davacı tarafından ibraz edilen kasetin çözümü de gözetilerek davanın kabulüne bononun iptaline, davacının borclu olmadığının tespitine, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükum davalı vekili tarafından temyiz edilmistir.

Senede baglanan hususlarda taraflar akraba olsa bile tanık dinlenemez ( HUMK. 293/4 ). Bu durumda iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Mahkemece bu yön gozardı edılerek tanık beyanlarına göre hüküm kurulması ve davacının İcra dosyasındaki borcu kabul beyanı dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 400.00.- YTL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 07-03-2008, 16:31   #4
eylul83

 
Varsayılan

HUMK md.288' e göre bir hakkın doğumu,düşürülmesi,devri,ertelenmesi,ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıları zamanki miktar ve değerleri ispat sınırını (460 ytl) geçtiği taktirde senetle ispat olunması gerekir.HUMK md.293 senetle ispat ana kuralın bir istisnasıdır.Buna göre ispat sınırından fazla olan hukuki işlemler usul,füru,birader ve hemşire veya karıkoca ve kayınpeder ..arasında yapılmış ise bu kişiler arasında senet düzenlenmesinde manevi imkansızlık olacağından burada senetle ispat kuralı uygulanmaz.Ancak kanun maddesindeki bu hısımlar aralarındaki hukuki işlemi senede bağlamış ise artık manevi imkansızlıktan bahsedilemeyeceğinden ispat konusunda da yine ana kural uygulanır.Yani senetle ispat kuralına tabidir.Artık bu hukuki işleme karşı tanık dinlenemez.Sayın Salim bu konuda kesinlikle haklısınız kanunun açık hükmü mevcut,tanık dinlenmemesi gerekir.Size bu konuya ilişkin iki yargıtay kararının özetini sunuyorum.Elinizde mevcutsa Baki Kuru'nun HUMK kitabının2.cilt sayfa 2394'de bulabılırsınız.Çok eski tarihli karar ama bu konuda herhangibir değişikik olmadı.
4.HD 31.10.1966 7988/9425
"Tarafların kardeş olması bu kuralı(md.290)ortadan kaldıracak bir sonuç doğurmaz.Davacı ortaklılk ile davalı arasında borç belgesi düzenlenmiştir.O halde yukarıda açıklanan kural (md.5290) uyarınca ödeme savunmasının yine belge ile ispatlanması gerekir."4.HD 25.1.1952,755/423
"Kardeş olan taraflar arasında usulün 293/1 maddesi uyarınca olayda tanık dinlenilmesi mümkün ise de taraflar başlangıçta bundan faydalanmayıp aralarındaki manevi inanç ve itimadı yeterli görmeyerek yazılı miras taksim sözleşmesi düzenleyerek hukuki ilişkilerini yazılı belgeye bağladıklarından artık olayda HUMK md.290uygulanarak tanık dinlenemeyeceğine..."Umarım işinize yarar..
Old 06-11-2009, 18:20   #5
gülnihal çevik

 
Varsayılan

kardeşlerden biri diğerinin vekaletiyle ev satmış parayı elden ödemiş, ama kardeş aradan 5 yıl geçtikten sonra para bana ödenmedi diyerek dava açmıştır.
burda paranın ödendiğini tanıkla ispat edebilir miyiz?
Old 06-11-2009, 18:32   #6
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

akrabalar arasındaki hukuki işlemler nedeniyle tanık dinlenebilir ancak bu hukuki işlemler senede raptedilmişse artık senede karşı senet kuralı işlemektedir.
Old 06-11-2009, 20:06   #7
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas Numarası: 2005/6-223
Karar Numarası: 2005/238
Karar Tarihi: 06.04.2005

SENETLE İSPAT KURALININ İSTİSNASI

1086 s. HUMK/288, 293

ÖZETİ: HUMK m. 293/1’de belirtilen yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin miktar ve değeri ne olursa olsun tanıkla ispatı mümkündür.

Taraflar arasındaki “itirazın iptali-tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İpsala Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.2.2004 gün ve 2003/296-2004/63 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 6.7.2004 gün ve 5449-5601 sayılı ilamı ile;
(.....Dava iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesi, itirazın iptali isteğine ilişkindir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının 17.07.1997 tarihli şifahi kira sözleşmesine istinaden dava konusu yerde kiracı olduğunu, 01.07.2002-01.07.2003 kira döneminde iki haklı ihtara sebebiyet verdiğini ileri sürerek kiralananın tahliyesi ile icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiştir. Davalı, davacı ile aralarında bir kira ilişkisi bulunmadığını, babadan kalma evde miras nedeniyle oturduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının bu yerde akdi bir ilişkiye dayalı olarak oturup oturmadığı hususundadır. Akdi ilişkinin bulunduğunu iddia eden davacının bu iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerekir. İddia ikame edilen delillerle ispat edilememiştir. Delilleri arasında yer alan vs. delillerden olan yemin delili olduğu dikkate alınarak davacı tarafa bu konuda yemin hakkı olduğu hatırlatılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, iki haklı ihtar nedeniyle kiralanın tahliyesi ve itirazın iptali istemine ilişkindir.
A- DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİavacı, davalı ile 17.07.1997 tarihinde sözlü (şifahi) kira sözleşmesi yaptığını, aylık kira bedelinin 60.000.000 TL. olduğunu, davalının Mart 2002’den beri kira bedellerini ödemediğini, davalı kiracıya önce 12.05.2003 tarihinde noter aracılığıyla ihtarname gönderdiğini, daha sonra da biriken borcun tahsili ve kiralananın tahliyesi için icra takibi başlattığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, haksız olarak yapılan itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
B- DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davacı, taşınmazın babalarından kalma bir yer olduğundan elbirliği ortaklığının söz konusu olduğunu, aralarında bir kira sözleşmesinin bulunmadığını, bu yerde kendisinin de hakkının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C- YEREL MAHKEMENİN KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; taşınmazın tarafların babalarından kalma bir yer olduğu, davacının içinde davalının da bulunduğu diğer tüm mirasçıların noterden verdikleri muvafakate dayanarak ev yaptığı, önce davacının kendisinin bu evde oturduğu, tayini çıkınca kardeşi olan davalıya kiraya verdiği, taraflar arasında sözlü kira sözleşmesinin varlığının tanık beyanları ile sabit olduğu, kira sözleşmesinin geçerli olması için kiralayanın malik olmasının da gerekmediği, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiği anlaşılarak, davalı kiracının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatı hükmedilmesine ve taşınmazın tahliyesine karar verilmiştir.
D- TEMYİZ EVRESİ BOZMA VE DİRENME: Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda açıklanan biçimde kira sözleşmesinin yazılı delille kanıtlanması gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuş, mahkeme; yanların kardeş olmaları nedeniyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 293/1 maddesi gereğince kira ilişkisinin tanıkla kanıtlanabileceği gerekçesi ile önceki hükümde direnmiştir.
E- UYUŞMAZLIK: Kardeşler arasındaki kira sözleşmesinin tanıkla kanıtlanıp kanıtlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
F- GEREKÇE: Kural olarak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 17.4.2004 tarih ve 5219 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 288.maddesine göre; yapıldıkları zamandaki miktar ve değeri 400.000.000 TL.yi geçen hukuki işlemler ancak senetle ispat olunabilir.
Ne var ki, kural böyle olmakla birlikte Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 293/1.maddesinde yazılı yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebileceği kabul edilmiştir. Anılan maddede yazılı yakın akrabalar arasında senet (yazılı belge) alınmasındaki manevi imkansızlık kanun ile varsayılmış ve böyle bir istisnai düzenlemeye gerek görülmüştür.
Yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebilmesi için miktar ve değer bakımından bir sınırlandırma getirilmediği gibi, manevi imkansızlığın da ayrıca iddia ve ispat edilmesine de gerek yoktur.
Ancak, yakın akrabalar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmış veya yazılı delil sözleşmesi yapılmışsa, artık manevi imkansızlıktan söz edilemeyeceğinden, senedin aksinin tanıkla ispatlanmasına imkan tanınmamaktadır. Bunun dışında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ nun 293/1 maddesinde belirtilen yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin miktar ve değeri ne olursa olsun tanıkla ispatı olanaklıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun istikrar kazanmış uygulaması da bu yoldadır. (Y.HGK.nun 19.3.2003 gün 2003/13-174-181 sayılı ilamı, YHGK.nun 9.10.1985 gün ve 1984/13-255 E. 1985/797 K.sayılı ilamı; YHGK.nun 23.1.1985 gün ve 1983/3-25 E. , 1985/34 K. sayılı ilamı).
Somut olayda, davacı ile davalı kardeş olup, davacı aralarında şifahi (sözlü) kira sözleşmesinin varlığını iddia etmiş ve bu iddiasını destekleyen tanık beyanlarına dayanmıştır.
Açıklanan nedenlerle davacının iddiasını tanıkla kanıtlayabileceğinden mahkemenin bu yöne ilişkin direnmesi yerindedir.
Ne var ki, işin esasına yönelik davalı vekilinin temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın Özel Dairece gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararı yerinde olup, davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine 6.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 06-11-2009, 20:44   #8
gülnihal çevik

 
Varsayılan

tapuda yapılmış işlem ve çıkartılan noter vekaleti yazılı işlem sayılarak, tanıkla ispat imkanını ortadan kaldırır mı?
Old 06-11-2009, 20:56   #9
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Kanaatimce burada "tanık" ile ispat hususu söz konusu olabilir. Çünkü eldeki yazılı vekalet sözleşmesi vekalet ilişkisinin varlığına delalet etmektedir. Eğer diğer kardeş "vekalet ilişkisinin" yokluğunu iddia ediyorsa bu takdirde tanıkla değil yazılı belge ile ispat şarttır.
Ancak buradaki husus vekalet sözleşmesinden doğan borçların ifası aşamasıyla ilgilidir. Bu hususta ifayı tanıkla ispat edebilir kanaatindeyim.
Old 17-11-2013, 22:03   #10
Av.Cansu

 
Varsayılan

Peki baba ogul arasinda yapilmis olan tapudaki gayrimenkul satisinda resmi senet duzenlenmeden satisin yapilmasi mumkun olmaigindan manevi imkansizlik hali nedeniyle tanik dinlenmesi mumkunmudur? Cnku taraflar bu satisi baska sekilde yapamayacaklardir(yani tapuda bu resmi saris sozlesmesi taraflarin yapmis oldugu bir senet olmadigini varsayarsak).cok acil yardim edebilir misiniz?
Old 30-10-2017, 08:38   #11
Av. Talat

 
Varsayılan

YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2015/41137
Karar Numarası: 2017/4373
Karar Tarihi: 12.04.2017
YAKIN AKRABALAR ARASINDAKİ HUKUKİ İŞLEMLERİN TANIKLA İSPAT EDİLEBİLECEĞİ Yakın Akrabalar Arasında Senet (Yazılı Belge) Alınmasında Manevi İmkansızlık Olduğu - Yakın Akrabalar Arasındaki Hukuki İşlemlerin Tanıkla İspat Edilebilmesi İçin Miktar ve Değer Bakımından Bir Sınırlandırma Getirilmediği - Manevi İmkansızlığın Ayrıca İddia ve İspat Edilmesine Gerek Olmadığı
YAKIN AKRABALAR ARASINDAKİ HUKUKİ İŞLEMİN SENEDE BAĞLANMIŞ OLMASI Yakın Akrabalar Arasında Yazılı Delil Sözleşmesi Yapılmışsa, Artık Manevi İmkansızlıktan Söz Edilemeyeceği - Senedin Aksinin Tanıkla İspatlanmasına İmkan Tanınamayacağı - Bunun Dışında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda Belirtilen Yakın Akrabalar Arasındaki Hukuki İşlemlerin Miktar ve Değeri Ne Olursa Olsun Tanıkla İspat Edilebileceği
Özeti: Davalı davacının kızı diğer davalı ise borcun verildiği dönemde davacının damadıdır, davacı davalılara evli oldukları dönemde borç para verdiğini iddia etmiş ve bu iddiasını destekleyen tanık beyanlarına dayanmıştır. Davacının iddiasını tanıkla kanıtlaması mümkündür.
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan ...'nın kızı ...'un ise damadı olduğunu, davalıların evli oldukları dönemde borç para istediklerini 12.850,00 TL parayı 15/05/2005 tarihinde borç olarak verdiğini, davalılardan parasını her istediğinde davalıların kendisini oyaladığını, davalılara ... 2. Noterliği'nin 08/06/2012 tarih 4928 yevmiye no'lu ihtarnamesini çektiğini bugüne kadar davalıların kendine borcunu ödemediğini, bu nedenlerle davalılara borç olarak vermiş olduğu 12.850,00 TL'yi borcu vermiş olduğu tarih olan 15/05/2005 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme masraflarının davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece dava reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacının iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu davacının yemin teklifi üzerine davalıların borç parayı inkar etmeleri neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesi ile Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk lirasından az miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.
Ne var ki, kural böyle olmakla birlikte Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 203. maddesinde yazılı yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebileceği kabul edilmiştir. Anılan maddede yazılı yakın akrabalar arasında senet (yazılı belge) alınmasındaki manevi imkansızlık kanunla varsayılmış ve böyle bir istisnai düzenlemeye gerek görülmüştür. Yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebilmesi için miktar ve değer bakımından bir sınırlandırma getirilmediği gibi, manevi imkansızlığın da ayrıca iddia ve ispat edilmesine de gerek yoktur.
Ancak, yakın akrabalar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmış veya yazılı delil sözleşmesi yapılmışsa, artık manevi imkansızlıktan söz edilemeyeceğinden, senedin aksinin tanıkla ispatlanmasına imkan tanınmamaktadır. Bunun dışında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 203/1 maddesinde belirtilen yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin miktar ve değeri ne olursa olsun tanıkla ispatı olanaklıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun istikrar kazanmış uygulaması da bu yoldadır. (Y.HGK.nun 19.3.2003 gün 2003/13-174-181 sayılı ilamı, YHGK.nun 9.10.1985 gün ve 1984/13-255 E. 1985/797 K.sayılı ilamı; YHGK.nun 23.1.1985 gün ve 1983/3-25 E. , 1985/3K sayılı ilamı).
Somut olayda davalı davacının kızı diğer davalı ise borcun verildiği dönemde davacının damadıdır, davacı davalılara evli oldukları dönemde borç para verdiğini iddia etmiş ve bu iddiasını destekleyen tanık beyanlarına dayanmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının iddiasını tanıkla kanıtlayabileceğinden mahkemece bu yan gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iyiniyet kuralı ve ilamlı icra özspartaküs Meslektaşların Soruları 4 25-02-2007 09:06
senede bağlı alacak-bk 86 avyusuf Meslektaşların Soruları 3 10-08-2006 17:03
Bu Bir Meslek Kuralı İhlalimidir? Brusk Meslektaşların Soruları 2 19-11-2004 13:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06816196 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.