tapudaki şerhe dayanarak kayden tescil

Merhabalar;

Bu sene içerisinde Sulh Hk. mahkemesinde el atmanın önlenmesi, müdahalenin men'i ve ecrimisil hakkında dava açtık. Bu davayı açmamıza dayanak da şuydu: müvekkillerin dedelerinden kalan bir arsa ve arsa üzerinde bir ev var. bu ev de müvekkillerin babaları tarafından kendi elleri ile harç kararak yapılmış. Babaları vefat etmiş. Tapuda bu ev X şahsa (müvekkilllerin babalarına) aittir diye de bir şerh var. ancak şu an için bu evde müvekillerin amcası oturuyor. onun da oturma gerekçesi arsanın babasından kaldığı ve ev üzerinde hakkı olduğu. ev son derece eski bir evdi ve rayiç değeri de sulh hk mah. girer diye düşünmüştük ancak bilirkişi raporları neticesinde görevsizlikle reddedildi. Bu davadaki amacımız da davalıların evden çıkması ve müvekkillerin evi kullanabilmesini sağlamaktı.
Problem şu ki; ben davayı açarken yanlış bir yol mu izledim? El atmanın önlenmesi yerine acaba tapudaki şerhe dayanarak kayden tescil davası mı açmam gerekirdi? en azından bundan sonra nasıl hareket etmem gerektiği konusunda yardımcı olursanız çok sevinirim.

Saygılarımla...

(Tapu dedenin üzerinde kayıtlı, davacı ile davalının tapu malikinin mirasçıları , yani ortada elbirliği mülkiyeti var.) şeklinde anladım. Sorunun cevabı için;
- Tapu kimin üzerine kayıtlı,
- Tapu maliki ile davacının ve davalının ilişkisi ve birbiriyle ilişkisi, (her ikisi de mirasçı mı?)
- Kadastro tespitinden sonra 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş mi?
- Davacının parselin tamamında kullandığı bir kısım var mı?

Tapu davalı ve davacılar ve dava dışı diğer mirasçı üzerine kayıtlı
tapu malikleri davacılar (4 kardeş) davalı olan amcası ve dava dışı halası.
10 yıllık süre geçmiş durumda.
davacılar şehir dışında yaşıyorlar bu nedenle parsel üzerinde kullandıkları herhangi bir yer yok.
Ayrıca;
davalı dava konusu evde 17-18 senedir oturmasına karşılık, intifadan men edilmiş olmasına rağmen, kira ya da başka bir isim altında ödeme yapmadan bu evi kullanıyor. Davacılar ise, artık memleketlerine dönmek istedikleri için bu eve ihtiyaçları var.
Umarım bunlar açıklayıcı olmuştur.

1. Şerhin Kadastro K.nun 19.maddesine göre konulan muhtesatın aidiyeti şerhi olduğu anlaşılıyor. Bu şerhin ayni bir etkisi mevcut değildir. Şahsi hakkı kuvvetlendirmez. Yasal bir imkan doğduğunda yapının o şahıs tarafından yapıldığını gösterir. 10 yıllık süre de geçtiğne göre tapu iptali davası açılamaz.

2. Müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davası paylı mülkiyette paydaşın paydaşa karşı açacağı davaların şartlarına tabidir.Bkn http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=23176

3. Bu şartlar varsa açılan dava doğrudur demektir. Kesin çözüm ise ortaklığın giderilmesi davasıyla elde edilir.

Diye düşünüyorum.

meslektaşım,

1-muhdesatın müvekkilinize ait olduğuna dair bir tespit davası açın..bu davada muhdesatın müvekkilinize aidiyetine şeklinde bir karar alın...Bu şerh bu davada çok işinize yarayacak...
2-Daha sonra izale i şuyuu davası açın...Bu davada paraya dönüşen bedelin muhdesatın tamamının bedelinin müvekkile( birinci maddedeki mahkeme kararı gereği ), toprağın ise veraset ilamındaki payları doğrultusunda paylaşılmasını talep edin.
3-ecrimisil davasından, izale şuyu satış dosyasında hissesine düşecek bedele tedbir talep edin mutlaka

yolunuz açık olsun

Ortaklığın giderilmesi davası açılmadan muhtesatın tespiti davası açılamaz. Aksi halde hukuki yarar yokluğundan dava ret edilir. İkincisi, muhtesatın aidiyeti zaten tespit edilerek tapu kaydına şerh edilmiş, yargı yoluyla tekrar tespitine gerek olmadığı açıktır.
Diye düşünüyorum.