Kıyı Kenar Çİzgİsİne UlaŞimin Engellenmesi

Olay : Deniz ile karayolu arasında bulunan ve aynı zamanda kıyı kenar çizgisi olarak adlandırılan bölgede oteller ve dinlenme tesisleri bulunmakta olup bu yerler hali hazırda ilgili belediye imar planlarında arsa olarak gözükmektedir.
Oteller ve dinlenme tesisleri önlerindeki plajların kamuya açık şekilde kullanılmasını engellemekle birlikte tapuda yol gözükmediğinden bahisle aradan geçmeyi engellemekte veya yol vermeyikabul etmemektedirler.
Bu bölgenin arkasında bulunan karayolunun üst kısmında yapılaşmış olan 3-4 sitenin sakinleri sahile ancak bölgenin başında ve sonunda bulunan yaklaşık 2-3 metre genişliğindeki yoldan inebilmekte ise de mevcut olan bu yollar patika niteliği taşımakta ve iki yol arasında yaklaşık 1000 metrelik bir mesafe bulunmaktadır.
Sitelerin sakinleri daha önceleri iflas etmiş olan bir otelin bahçesinden geçerek plaja ulaştıkları için konu bugüne kadar hukuki ihtilaf haline gelmemiş iken bu otelin el değiştirmesi ve yeni malikin tüm geçişleri dikenli tel ile kapatması nedeniyle olayı hukuki ihtilaf haline getirmeyi düşünmektedirler.
Soru :
1-Kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunan bu oteller aralarından sahile iniş için yol vermekle yükümlümüdür.Yükümlü ise bunun dayanağı nedir? (İlgili kanun ve yönetmeliklerde yapılan incelemede kıyı kenar çizgisinin nasıl oluştulacağı belirlenirken kıyıya ulaşımla ilgili bir düzenleme olmadığı görülmüştür.)
2-Mevcut binaların planda gözükmediği gibi İnşaat ruhsatlarınında olmaması dikkate alınarak ilgili belediyenin sorunu çözme yolunda atacağı adım varmıdır? ( Belediye bölgede imar planının düzenlenmemiş olduğu gerekçesi ile müdahale edemeyeceğini ancak otellerinin kendi aralarından yol vermekle yükümlü olduklarının yasal dayanağının getirilmesi halinde müdahale edebileceğini belirtmektedir.)
3-Kıyı şeridinin düzenlenmemiş olması halinde mahkeme kararı ile bunun düzenlettirilmesi mümkünmüdür.Mümkünse böyle bir davada kamuyu temsil ettirmek gerekirmi ?

Öncelikle konuya ilişkin kavramların ilgili yasal düzenlemede yer verildiği biçimde ve anlamda kullanılması yararlı olacaktır diye düşünüyorum.

Halihazır durumda denizin/suyun karaya değdiği noktaların birleştirilmesinden oluşan bir çizgi vardır.Suyun kıyısı.Bir de denizin etkilerinin kara yönünde devam ettiği ve son bulduğu noktaların birleştirilmesinden oluşan çizgi.Bu ikinci çizgiye kıyı kenar çizgisi denmektedir.Deniz yönünden karaya doğru gidilirken ilk çizgiyle,yani suyun sona erdiği çizgi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan bölgeye,banta da kıyı denmektedir.Diğer deyişle kıyı kenar çizgisi adı üstünde, yasal düzenlemenin ve bilimsel incelemenin belirleyiciliğiyle saptanmış/saptanacak bir çizgiyi ifade etmekte, kıyı ise bölgenin yapısal durumuna göre,genel olarak,dar veya geniş bir bantı ifade etmektedir.Bu açıdan "kıyı kenar çizgisi içinde" otel yapmak sözü belirtilen kavramlara ters düşmektedir.Bir yerde kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ise,bu çizginin deniz yönünde kalan şeyler kıyıda kalıyor demektir.

Kıyılar Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup,özel mülkiyete konu olamaz.Geçmişte tescil görmüş iseler kıyı kenar çizgsinin belirlenmesinin ve kıyı şeridinin ortaya çıkmasının ardından milli emlakın bu yerlerin tescil dışı hale gelmesi için gerekli yasal yola başvurduğu görülmektedir.

Kıyı şeridinde,orada olmazsa olmaz yapılar,liman, iskele v.b. dışında mutlak bir yapılaşma yasağı bulunmaktadır.

Kıyı şeridinden ve kıyı kenar çizgisinden sonra kara yönünde,genişliğinin yerine göre kaç metre olması yasada ve uygulama yönetmeliğinde belirtilmiş bir sahil şeridi yer almaktadır.Buradaki yapılaşma da kıyı şeridindeki gibi mutlak bir yapılaşma yasağına tabi olmamakla birlikte sınırlamalara tabidir.

Devam edelim mi?

Devam ediyorum Sn.Trak;
Konu ile alakalı mevzuat;
-Evvel emirde yukarıda da zikrettiğiniz gibi "kıyılar, yollar köprler, ormanlar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır." diyen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'dır.
-Kıyı Kanunu ve kıyı kanununun uygulanmasına dair yönetmelik kıyılarda nelerin yapılacağını öngörmüştür.. Otel, kıyılarda yapılabilecek yapılardan değildir. Bunu da anlatmışsınız.
-Bu yerler devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğuna göre tüm ulus olarak hepimiz birlikte zilyediz. Hepimizin birlikte zilyet olduğu yere bir tecavüz var ise, uygulanmasında idarenin görevli olduğu 3091 sayılı taşınmaz mal zilyetliğine müdahalenin önlenmesine dair yasa var...
-3091 sayılı yasa da, özel mülkiyete konu taşınmaz mallarda süre olduğu halde, yukarıda anlatılan gibi kamunun zilyetliğinde olan orman, kıyı, yollar, parklar, meydanlar vb yerler için süre yok..
3091 sayılı yasaya göre bir çekişme oluşturup, yargı sürecinde KIYI KENAR ÇİZGİSİNİN belirlenmesini sağlayabilirler..
-----

-------
Yukarıda anlatılan olayın aynına Antalya/Manavgat/Çolaklı beldesinde rastlamıştım...

Gecekondu Kanununun 18. maddesi uyarınca bu gibi yerlerde de yasadışı yapılaşmanın giderilmesi mümkün.Ancak ,sanırım daha önce belirtmiş olduğum gibi, öncelikli sorun kıyı olarak belirlenmiş yerlerdeki tescil sorunun halletmek.Milli Emlakin harakete geçirilmesi gerekir.3091 sayılı Yasanın uygulanmasının ön koşulu da Devletin hüküm ve tasarrufu altın yer olmak niteliğinin kazanılmış olmasıdır. (varsa tescilinin iptal edilmesidir).Kamulaştırma gibi kamuya mali külfet yükleyecek bir tasarruf gerekli bulunmadığından sorun her yerde olduğu gibi Hukuk Devleti/hukuka bağlı idare kavramlarının pratiğiyle ilgilidir.Hakkını aramak isteyene,"Yurttaşlık görevlerini" yapmak isteyene yol çok.Üzücü ve sorun olan o ki geleneksel olmuş olan her şeye galebe çalıyor.