Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Tanık Koruma Yasa Tasarısı

Yanıt
Old 17-10-2006, 15:03   #1
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Tanık Koruma Yasa Tasarısı

Tanık koruma tasarısı imzaya açıldı
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Tanık Koruma Kannu Tasarısı’nın Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldığını bildirdi


17.10.2006


Tasarıda bazı düzenlemeler şöyle: Terör ve çete suçları başta olmak üzere 10 yıl ve üstü cezası olan kritik davalarda, kimliği açığa çıkan veya açığa çıkmasa dahi tanıklığı nedeniyle hayati risk altında bulunan tanıklar ve yakınlarına Tanık Koruma Programı uygulanacak. Tanığın yakınları arasında “sevgilisi, eşi, nişanlısı” da yer alacak. Sanık ve avukatları bulunmadan özel bir ortamda ses veya görüntüleri değiştirilerek, özel ortamda tanıklık yapmaları sağlanacak. Kritik davalarda tanık duruşmaya maskeyle çıkabilecek.


http://www.vatanim.com.tr/root.vatan...1&Categoryid=1
Old 17-10-2006, 21:02   #2
Themis99

 
Varsayılan

Tanığın maske ile duruşmaya çıkması, ses ve görüntülerinin değiştirilerek dinlenmesi ceza hukukunun doğrudan doğruyalık ve vasıtasızlık ilkelerini zedeler niteliktedir. Hakim maddi gerçeği araya hiç bir vasıta girmeksizin, tanıkların söz, hareket ve mimiklerinden , belge ve bilgileri doğrudan okuyarak ortaya çıkarmalıdır. Kanaatimce bu durum savunma hakkını dahi zedeleyecektir.Sanık aleyhine tanıklık yapacağı kişiyi görmeyecek , onun gerçekte olayla ilgisi olup olmadığını bilemeyecektir.Savunmasını dayandırdığıı olgular kim olduğu bilinmeyen, görülmeyen bir kişi tarafından yıkılacaktır.Hakim dahi tanığın yalan söyleyip söylemediğini test edebilecek (mimik,hareket,ses tonu vb) araçlardan mahrum olacaktır. Bu durumda verilen kararın adaletli olduğuna ne derecede güvenilebilir.? Bu söylemlerimle yanlış anlaşılmak istemem. Elbette bazı davalarda tanıkların korunması gerekebilir. Ama haberde ki şekilde bir koruma durumu ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı olacaktır.Selamlar.
Old 21-10-2006, 09:50   #3
Av.Nebi

 
Varsayılan

Tanığa estetik bile yapılabilecek , hatta kimliği, işi , ikametgahı devletce değiştirilip maddi yardımda bulunulacakmış. Bence Ülkemize fazla lüks...
Old 21-10-2006, 10:37   #4
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan 12 Mart özlemi

Ünlü tanıklardan birinin, 12 Mart yargılamaları sırasında ishal olduğundan sık sık tuvalete çıkması nedeniyle örgüt toplantısının tümünde hazır olamadığını belirten bir PROFESÖR olduğunu gazeteci UĞUR MUMCU çok yazmıştı.

Diğer bir ünlü tanığın ise, toplantıya katılanların üzerinde dinleme aygıtı olup olmadığını denetlerken kendi belinde dinleme aygıtı ile resmi bir kurumun memuru olarak toplantıdaki konuşmaları kaydeden ve fakat yaptığı ses kayıtlarının karın guruldamaları nedeniyle anlaşılamayan bir başka PROFESÖR olduğunu gazeteci UĞUR MUMCU çok yazmıştı.

(Bu iki prof.'un kimliği Cumhuriyet gazetesi, Yeni Ortam gazetesi, Demokrat gazetesi ve Milli Kütüphane arşivlerinden bulunabilir.)

Şimdi günümüzde ne amaçlanıyor olabilir?

Alıntı:
Themis99
Üye
Yer: Ankara
Mesajlar: 24
Teşekkür: 5
-----------------------------------------------------

Tanığın maske ile duruşmaya çıkması, ses ve görüntülerinin değiştirilerek dinlenmesi ceza hukukunun doğrudan doğruyalık ve vasıtasızlık ilkelerini zedeler niteliktedir. Hakim maddi gerçeği araya hiç bir vasıta girmeksizin, tanıkların söz, hareket ve mimiklerinden , belge ve bilgileri doğrudan okuyarak ortaya çıkarmalıdır. Kanaatimce bu durum savunma hakkını dahi zedeleyecektir.Sanık aleyhine tanıklık yapacağı kişiyi görmeyecek , onun gerçekte olayla ilgisi olup olmadığını bilemeyecektir.Savunmasını dayandırdığıı olgular kim olduğu bilinmeyen, görülmeyen bir kişi tarafından yıkılacaktır.Hakim dahi tanığın yalan söyleyip söylemediğini test edebilecek (mimik,hareket,ses tonu vb) araçlardan mahrum olacaktır. Bu durumda verilen kararın adaletli olduğuna ne derecede güvenilebilir.? Bu söylemlerimle yanlış anlaşılmak istemem. Elbette bazı davalarda tanıkların korunması gerekebilir. Ama haberde ki şekilde bir koruma durumu ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı olacaktır.Selamlar

Hukukçu meslekdaşımız hukuku bekleyen tehlikeleri özetlemiş, katılıyorum.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 28-12-2007, 08:43   #5
av.sally

 
Varsayılan Tanık Koruma Kanunu Kabul Edildi

Hükümetin sivil operasyonlarından "Tanık Koruma Yasası" TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yasa özetle şu hükümleri içeriyor:

YÜZÜ DEĞİŞECEK Estetik cerrahi yoluyla fizyolojik görünüm değiştirilecek. Adli sicil, askerlik, vergi, nüfus, sosyal güvenlik ve benzeri bilgi ve kayıtlarının değiştirilmesi sağlanabilecek. Nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport, evlilik cüzdanı, diploma ve her türlü ruhsat gibi resmi belgeleri yeniden düzenlenebilecek. Duruşmada hazır bulunmayabilecekler. Ses veya görüntü değiştirilerek özel ortamda dinlenebilecekler.

SEVGİLİYE DE KORUMA Bu kişilerin, "Nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eşi, kan-kayın hısımları ve evlatlık bağı bulunanlar ile yakın ilişki içerisinde olduğu kişiler" de tanık koruma tedbiri kapsamına alınacaklar. Taşınır ve taşınmaz mal varlığıyla ilgili haklarını kullanmasına yönelik işlemler yapılacak. Geçici olarak geçimini sağlama amacıyla maddi yardımda bulunulabilecek. Çalışan kişinin iş yeri ya da alanı, öğrenim görenin öğretim kurumu değiştirilebilecek. Yurt içinde başka bir yerleşim biriminde ya da uluslararası anlaşmalara ve karşılıklılık ilkesine uygun şekilde, geçici olarak başka bir ülkede yerleştirilmesi yapılabilecek.

KOVUŞTURMA EVRESİNDE Tanık Koruma Tedbiri kararları; soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısı veya tanığın istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından; kovuşturma evresinde, Cumhuriyet savcısı veya tanığın istemi üzerine veya resen mahkemece verilecek.


Hürriyet Gazetesi.28.12.2007
Old 06-01-2008, 17:54   #6
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan imdat TANIK KORUMA

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Ünlü tanıklardan birinin, 12 Mart yargılamaları sırasında ishal olduğundan sık sık tuvalete çıkması nedeniyle örgüt toplantısının tümünde hazır olamadığını belirten bir PROFESÖR olduğunu gazeteci UĞUR MUMCU çok yazmıştı.

Diğer bir ünlü tanığın ise, toplantıya katılanların üzerinde dinleme aygıtı olup olmadığını denetlerken kendi belinde dinleme aygıtı ile resmi bir kurumun memuru olarak toplantıdaki konuşmaları kaydeden ve fakat yaptığı ses kayıtlarının karın guruldamaları nedeniyle anlaşılamayan bir başka PROFESÖR olduğunu gazeteci UĞUR MUMCU çok yazmıştı.

(Bu iki prof.'un kimliği Cumhuriyet gazetesi, Yeni Ortam gazetesi, Demokrat gazetesi ve Milli Kütüphane arşivlerinden bulunabilir.)

Şimdi günümüzde ne amaçlanıyor olabilir?



Hukukçu meslekdaşımız hukuku bekleyen tehlikeleri özetlemiş, katılıyorum.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık

Değerli avukat meslektaşlarım ve herkese,

Bildiğiniz gibi DGM savcısı tarafından hakkımda "Örgüt üyesi olmak" suç tipi bakımından soruşturma vardır. "Örgüt" suçlarında (TCK.220 ve CMK.250 uyarınca) soruşturmayı DGM savcılığı yapmakta ve savcılığın kanıt toplama bakımından "TELEFON DİNLEME, SES KAYIT YAPMA, GÖRÜNTÜ SAPTAMA vb." geniş yetkilerle donatılmış kamu gücünün tehdidi altındayım.

Bunlar yetmezmiş gibi bir de "Tanık Koruma Yasası" mecliste kabul edildi ve yürürlüğe girmek üzere.

Bu yasaya göre tanık olarak dinletilecek "Tanık(!)" ses ve görüntüsü değiştirileceği gibi doğrudan soru sorma hakkım dahi tanığın kimliğini ortaya çıkaracak nitelikte görüldüğünden denilerek hakimlik görevi yapan görevli tarafından engellenebilecektir.

Kimliği benim için gizli tutulacak, benden gizlenecek olan bu tanık inanmak ve güvenmek istiyorumki siz en yakın arkadaşlarım ve dostlarım arasından çıkmayacaktır.

ANCAK, o koşullar altında en yakın arkadaşımın, dostumun hainleştirildiği ve koruma kapsamında mahkemede tanık olarak dinletildiği bir ortamda ADİL YARGILANMAYACAĞIM AÇIKÇA ORTADADIR.

"Ben avukatım müneccim değilim, görmediğim belgelerle savunma yapamam, esasen mahkemeniz dosyasının sayısını bile söyleyememektedir, oysa biz savunma makamı olarak avukat olarak belgelere ve dosya sayılarına, imza ve paraf edilmeyen karalamalara titizleniyoruz, neden titizleniyoruz, çünkü ben örgüt üyesiyim örgüt demek disiplin demektir, örgüt benden hesap sorar örgütüme hesap vermem gerekir, örgütümün standartları vardır, hukuken bunları belirtmek zorundayım"

sözlerimi ağır ceza mahkemesinde söylemiştim.

O cümlelerimi aynen tekrar ediyorum; ben örgüt üyesiyim.

Bu sözü söylediğim için eğer kovuşturma açılırsa o kovuşturmadan korkmam, ANCAK ADİL YARGILAMA İLKELERİNİN YOK EDİLDİĞİ BİR YARGILAMADAN KORKMAK GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.

Çünkü, sanık olarak aleyhimdeki kanıtların düzgün olup ulmadığını YARGIÇ önünde tartışamaz, özellikle de iddianın dayandığı konuları çürütme hakkımın yok edildiği bir "muhakeme(!) sonunda" bir karar mutlaka verilecektir ancak o karar asla adil olmayacaktır.

Avukat meslektaşlarım,

Adaletin gerçekleşmesine engel olacağı şimdiden belli olan "Tanık Koruma Yasası"na karşı çıkmaya çağırıyorum.

Avukat Ömer KAVİLİ 15638

0532 322 00 23


" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 06-01-2008, 19:18   #7
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Avukat Kavili, Örgüt Üyeliği Hakkında İfade Verdi

Avukat Kavili, Örgüt Üyeliği Hakkında İfade Verdi


Ankara'da Katıldığı Bir Duruşma Sırasında "Benim Bir Örgütüm Var" Şeklinde Konuştuğu İçin Hakkında Soruşturma Başlatılan Avukat Ömer Kavili, Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'a İfade Verdi.


Ankara'da katıldığı bir duruşma sırasında "Benim bir örgütüm var" şeklinde konuştuğu için hakkında soruşturma başlatılan Avukat Ömer Kavili, Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'a ifade verdi.

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Kavili, ifadesinin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı uyarınca Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'a ifade veren Kavili, "Örgüt üyesiyim" dedi.


Kavili, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ana Dev Yol Davası'nda bazı eksik klasörleri ve belgelerle ilgili taleplerini ilettiğini, savunma için bu belgelere ihtiyacı olduğunu ifade ederek ''Bu konuda titizleniyorum. Benim bir örgütüm var. Örgütümün standartları var'' dediğini belirtti.

Duruşmadaki sözleri nedeniyle hakimlerin kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve suç kapsamı özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri görev alanında görüldüğü için Adalet Bakanlığı'ndan izin alınmadan soruşturma başlatıldığını söyleyen Kavili, örgüt liderleri hakkında savcıya da bilgi verdiğini belirtti. Kavili, kimsenin kendisi hakkında aleyhte beyanda bulunmasını isteyemeyeceğini söyleyerek "Söz ettiğim örgütün benden sorulması istenmiş" diye konuştu.

"Evet benim bir örgütüm var. Hukukta örgütün tanımı 2 veya daha fazla kişinin bir araya gelmesidir" diyen Kavili, örgütün yasaların içinde ya da dışında faaliyet gösterip göstermeyeceğinin önemli olduğunu anlattı.

Kavili, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Ben de ifademde ileride muhbir bir avukat olarak anılmamak için örgüt başkanımızın kimliğiyle ilgili fazla bilgi vermedim. Başkanımız kısa boyludur, beyaz saçlıdır, kod adı da 'Laz Kazımdır' dedim. Ankara'daki örgüt başkanımız da Özdemir isimli biridir. Çok yüksek yerlere sızmayı planladığı, çok yüksek bir mevkide teklif edilen bir koltuğu da reddettiğini duydum."

Kavili ayrıca, basın mensuplarına da "Siz de büyük bir tehlike altındasınız, örgüt üyesi olduğunu söyleyen biriyle birlikte görülüyorsunuz" ifadelerini kullandı.

Kavili, soruşturma dolayısıyla mesleğinden utandığını ve kimlik tespiti sırasında bu sebepten emekli olduğunu söylediğini dile getirdi.

(YM-ED-HO-Y) (İhlas Haber Ajansı) 13.04.2007 17:27 [762171]

http://www.haberler.com/avukat-kavil...-verdi-haberi/
Old 07-01-2008, 00:06   #8
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Değerli avukat meslektaşlarım ve herkese,
Avukat meslektaşlarım,

Adaletin gerçekleşmesine engel olacağı şimdiden belli olan "Tanık Koruma Yasası"na karşı çıkmaya çağırıyorum.
Avukat Ömer KAVİLİ 15638
"
Sayın Kavili samimi bir ikrarda bulunmuştur ve örgüt üyeliğini itiraf etmiştir.Bizler de bu örgütün birer üyesi değilmiyiz?Tanık koruma yasası senaryosu baştan yazılan adaletsizliğe davet oyununun son perdesine doğru bir başlangıçtır.
Old 16-02-2008, 20:07   #9
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Tanık koruma da mahkemelik oldu

Tanık koruma da mahkemelik oldu

16/02/2008
CHP, 5726 Sayılı Tanık Koruma Kanunu'nun bazı maddelerinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. CHP Afyonkara-hisar Milletvekili Halil Ünlütepe, Mersin Milletvekilleri İsa Gök ve Ali Rıza Öztürk ile Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP Grubu adına hazırlanan başvuru dilekçesini sabah saatlerinde Anayasa Mahkemesi'ne sundular.

Halil Ünlütepe, başvurunun ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "temel hak ve özgürlüklerle ilgili Tanık Koruma Kanununun Anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açtıklarını" söyledi. Kanunun, Anayasadaki yargılamanın açıklığı ve uluslararası sözleşmelerdeki eşitlik prensiplerine uygun olmadığını savunan Ünlütepe, düzenlemenin temel hukuk kurallarıyla bağdaşmadığını kaydetti. Kanunun, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ile yakın ilgisi bulunduğunu ifade eden CHP milletvekili Ünlütepe, tanıkların gizli dinlenilmesiyle ilgili olarak CMK'da terör suçları ve örgütlü suçlarla sınırlı tutulan düzenlemenin kapsamının adi suçları da kapsayacak şekilde değiştirildiğini anlattı.

'ADİL YARGILAMA KALKIYOR'
"Bunun, sanıkların adil yargılanma hakkını ortadan kaldıran bir hüküm olduğunu" kaydeden Ünlütepe, kanunun, tanığın gizli dinlenmesini öngörmesinin, sanığın tanığa soru sormasını engelleyeceğini dile getirdi. Yargılama hakkının ihlal edilmemesinin önemini vurgulayan Ünlütepe, şöyle devam etti: "Sayın Başbakan, son dönemlerde özgürlükler havarisi kesildi.

Ama Sayın Başbakan'ın, kendi alanıyla ilgili alanlarda özgürlükleri savunurken, hukukun temel ilkelerini ortadan kaldıracak olan bir düzenlemeye gitmesini, demokrasi, hukuk prensipleri ve hukuk devletiyle bağdaştıramadığımız için davayı açtık. Sayın Başbakan'ın açıklaması vardır, 'Demokrasi bizim için araçtır, amaç değildir'... Kendi düşüncelerindeki özgürlüklerin genişletilmesi için her türlü çabayı harcarken, hukuk devletini ortadan kaldıran ve demokratik ülkelerde pek uygulaması görülmeyen böyle bir kanunu savunmasını, sizlerin takdirine bırakıyorum."

Mersin Milletvekili Gök de TCK'de basın-yayımla ilgili düzenlemelerin Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda yapılan değişikliklerin "son derece hatalı ve bilinçli" olduğunu savundu.

kaynak:
http://www.birgun.net/bolum-56-haber...tml#haber_basi
Old 19-07-2008, 23:45   #10
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan 21-10-2006, 11:37 ila 20-07-2008 arasında TAM 21 AY GEÇMİŞTİR.

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Ünlü tanıklardan birinin, 12 Mart yargılamaları sırasında ishal olduğundan sık sık tuvalete çıkması nedeniyle örgüt toplantısının tümünde hazır olamadığını belirten bir PROFESÖR olduğunu gazeteci UĞUR MUMCU çok yazmıştı.

Diğer bir ünlü tanığın ise, toplantıya katılanların üzerinde dinleme aygıtı olup olmadığını denetlerken kendi belinde dinleme aygıtı ile resmi bir kurumun memuru olarak toplantıdaki konuşmaları kaydeden ve fakat yaptığı ses kayıtlarının karın guruldamaları nedeniyle anlaşılamayan bir başka PROFESÖR olduğunu gazeteci UĞUR MUMCU çok yazmıştı.

(Bu iki prof.'un kimliği Cumhuriyet gazetesi, Yeni Ortam gazetesi, Demokrat gazetesi ve Milli Kütüphane arşivlerinden bulunabilir.)

Şimdi günümüzde ne amaçlanıyor olabilir?

Alıntı:
Alıntı:




Themis99
Üye
Yer: Ankara
Mesajlar: 24
Teşekkür: 5
-----------------------------------------------------

Tanığın maske ile duruşmaya çıkması, ses ve görüntülerinin değiştirilerek dinlenmesi ceza hukukunun doğrudan doğruyalık ve vasıtasızlık ilkelerini zedeler niteliktedir.
Hakim maddi gerçeği araya hiç bir vasıta girmeksizin, tanıkların söz, hareket ve mimiklerinden , belge ve bilgileri doğrudan okuyarak ortaya çıkarmalıdır.
Kanaatimce bu durum savunma hakkını dahi zedeleyecektir. Sanık aleyhine tanıklık yapacağı kişiyi görmeyecek, onun gerçekte olayla ilgisi olup olmadığını bilemeyecektir.
Savunmasını dayandırdığıı olgular kim olduğu bilinmeyen, görülmeyen bir kişi tarafından yıkılacaktır. Hakim dahi tanığın yalan söyleyip söylemediğini test edebilecek (mimik,hareket,ses tonu vb) araçlardan mahrum olacaktır.
Bu durumda verilen kararın adaletli olduğuna ne derecede güvenilebilir.? Bu söylemlerimle yanlış anlaşılmak istemem.
Elbette bazı davalarda tanıkların korunması gerekebilir. Ama haberdeki şekilde bir koruma durumu ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı olacaktır.
Selamlar

Hukukçu meslekdaşımız hukuku bekleyen tehlikeleri özetlemiş, katılıyorum.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık

Arkadaşlar,

Tam 21 AY ÖNCE yaptığımız eleştiri ve uyarılarımız etkisini henüz göstermemiştir. Oysa hukuksal sakıncalar çok sert tartışmalara gebe görünüyor.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni şüpheli

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 22-07-2008, 11:15   #11
illa_adalet

 
Varsayılan

Tanık koruma yasasına ilşkim meslektaşlarımızın görüşleri gayet mantıklı ve tutarlı..Ancak unutulmaması gereken bir durumda işlenen suçlarda tanıkların cebir,şiddet ve ikrah ile tanıklık yapmaktan veya yalancı tanıklık yaptırılarak suçluların aramızda gezdiğidir..Bu şekliyle de desteklenmesi ama desteklenirken de olumsuzluklarının iyice törpülenmesi kanaatindeyim..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ABD'de ‘terör yasa tasarısı’na onay ahmetsacit Hukuk Haberleri 1 17-06-2008 22:37
Vakıflar yasa tasarısı komisyondan geçti ISIL YILMAZ Hukuk Haberleri 0 03-10-2006 08:22
Kredi kartları yasa tasarısı (önemli) hsc22 Hukuk Soruları Arşivi 3 13-03-2006 19:19
Tck yasa Tasarısı ! Sibel Meslektaşların Soruları 5 16-05-2003 23:58
Yerel Yönetimler Yasa Tasarısı (2002) kentpolisi Hukuk Sohbetleri 0 26-12-2002 15:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07815194 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.