Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sanık AVUKAT Ömer Kavili hakkında Savunmayı savunmak için çağrı yapılabilir mi ?

Yanıt
Old 02-10-2009, 14:00   #151
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Konu o değil.

Alıntı:
Yazan Av. Eyüp KATI
adamlar bizim iyiliğimizi düşünüyorlar bu iyiliği bile anlamıyorsunuz. sizi yormamaya çalışıyorlar nasıl olsa yüce Türk adaleti en doğru kararı verecektir. sizin gereği düşünüldülerde ayağa kalkıp arzı endam etmeniz yeterli. mahkemenin konsantrasyonunu bozacak talepler tabiki ağır cezalık olmalı değil mi arkadaşlar örneği bizde çoktur.

Değerli meslektaşım,

Her 'Gereği düşünüldü' denildiğinde ayağa kalkmama işi başka bir konu başlığı altındadır.

Buradaki konu ise :
  • "yargıç ve savcıyla el - kol hareketiyle konuşmak;
  • devletin hukuk devleti olduğunun 82 belgesinde yazılı olduğunu ve hukuk devletinde kaynağını yasalardan almayan hiçbir yetkiyi hiçbir kişi veya hiçbir makamın kullanamayacağını söylemek;
  • duruşmada zabıt katibinin önündeki tek bilgisayar ekranına bakmak isteyince "kürsüye yürümek"
suretiyle kurul halinde görev yapan memurlara hakaret etmek suçuyla yargılanmamız söz konusudur.

Ömer Kavili
Müzmin sanık

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 02-10-2009, 14:05   #152
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Arkadaşlar,

Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi önünde dinlenen tanıkla ilgili duruşma tutanakları site bekçisi Engin Özoğul' a gönderilmiş olup, teknik işlerle boğuşarak haklı bir birikim sahibi olan Cengiz Aladağ tarafından sitemize ekleneceği günü bekliyoruz.

O tutanaklar eklendikten sonra eleştiri ve önerilerinizi bekliyorum.

Bilgi ve ilginize.

Ömer Kavili
Müzmin sanık

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 02-10-2009, 14:32   #153
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Arkadaşlar,

Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi önünde dinlenen tanıkla ilgili duruşma tutanakları site bekçisi Engin Özoğul' a gönderilmiş olup, teknik işlerle boğuşarak haklı bir birikim sahibi olan Cengiz Aladağ tarafından sitemize ekleneceği günü bekliyoruz.

O tutanaklar eklendikten sonra eleştiri ve önerilerinizi bekliyorum.

Bilgi ve ilginize.

Ömer Kavili
Müzmin sanık

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "

Ömer Abi,

Cengiz Abi'nin gönderdiği maili sana ilettim.

Mailinde eksiklik varmış...
Old 02-10-2009, 22:04   #154
Adli Tip

 
Varsayılan

T.C.
BURSA 4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
DURUŞMA TUTANAĞI
TALİMAT NO : 2009/138
DURUŞMA TARİHİ : 11/09/2009
CELSE NO :2

BAŞKAN ...
ÜYE ...
ÜYE ...
KATİP...

Belli gün ve saatte celse açıldı, sanık Ömer Kavili ile Bursa Barosuna yazılan müzekkere doğrultusunda sanık müdafi olarak atanan Av. Fecri Şengür geldi, yerlerine alındılar. Açık duruşmaya devam olundu
Baro yazısı okundu
G-D. Baro yazısına istinaden Bursa Barosu Avukatlarından Av. Fecri Şengüfün sanık müdafi olarak duruşmaya kabulüne karar verildi açıklandı açık duruşmaya devam olundu.
Tanık yoklaması yapıldı, tanığın hazır olduğu anlaşıldı.
Sanık Ömer Kavili, müdafısi ile birlikte müdafilerin bulunduğu yerde oturmuş olmalarına rağmen sanık müdafi usule ilişkin olarak söz istedi,
Sanık müdafi» CMK.nun 149/3. Gereği savunmasını yaptığım sanık ile benim aynı yerde oturduğumun zapta geçirilmesini istiyoruz dedi.
Bir önceki paragrafta sanık ve müdafısinin yan yana sanık müdafmin bulunduğu yerde oturmaları nedeniyle bu konuda yeniden herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı söylendi.
Sanık müdafi yeniden söz istedi, tanık dinlenirken yemin ve esas hüküm dışında sanık ve müdafi olarak bizim oturarak beyanda bulunmamız sağlansın ve bu hususun zapta geçmesini istiyoruz dedi.
Sanık müdafısinin bu beyanı ile ilgili olarak biraz önce sanık müdafıinin müdafıliğine karar verilirken gereği düşünüldü şeklindeki ara kararmda sanık ve müdafısinin ayağa kalkmaları konusunda mahkememizce herhangi bir uyarıda bulunulmadığı konusunda kendilerine beyanda bulunuldu.
Hazir olan tanık huzura alındı.
TANİK A. A. Y., ... oğlu, .. doğumlu, ... adresinde oturur, sanığı olay nedeniyle tanır manî hali yok,
iddianame okundu, Tanığa CMK. Nun 53/1 maddesindeki tanıklığın önemine ilişkin konular ile CMK. Nun 54. maddesine göre gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklıktan hakkında işlem yapılacağı bildirilmekle, CMK. Nun 55* maddesine göre yemini yaptırıldı, bilgi ve görgüsü soruldu:
TANIK İFADESİNDE : Ben daha önce Kadıköy L Asliye Ceza Mahkemesinde mübaşir olarak görev yapıyordum, iddianamede belirtilen olayın suç tarihi itibariyle bir buçuk yıla yakın bir zaman geçmiştir, bu nedenle söz konusu olayın ne şekilde meydana geldiğini, bu olay sırasmda sanık tarafından ne gibi sözlerin söylendiğini hatırlamıyorum, zaten ben söz konusu kurumdan ayrıldım, şimdi .... çalışmaktayım, tanık olarak daha önce bu konuda C Savcısına ifade vermiştim o ifademin okunmasını istiyorum dedi.

Tanığın olayın üzerinden bir buçuk yılı askın sürenin geçmiş olması ve olayı tam olarak hatırlayamadığını belirtmesi üzerine iddianamedeki olaylar okunarak tanıktan olayı tekrar hatırlayıp hatırlamadığı ve olay sırasında geçen sözleri ve hareketleri hatırlayıp hatırlamadığı tekrar soruldu.
Tanık, hatırlayabildiğim kadarıyla bildiklerimi su şekilde belirtmek İstiyorum, zannedersem söz konusu olayın meydana geldiği dosya ile İlgili olarak duruşma saat 10. Da başlamıştı, müşteki tarafla ilgili vekil yerine gelmişti, sanık müdafi de gelmişti, duruşma başlamadan önce sanık müdafi olan sanık Av. Ömer Bey mahkeme heyetine daha gelecek arkadaşlar var diyerek uyanda bulundu, bu sırada müşteki vekili başka duruşmaları olduğunu söyleyerek bekleyemeyeceğini belirtti, bunun üzerine mahkeme hakimide duruşmaya başlayacağım söylemesi üzerine mahkeme hakimi tarafları ve gelenleri yazmaya başladı, duruşma salonu küçüktü, gelenlerde kalabalıktı, mahkeme hakimi duruşmaya gelen avukatların isimlerini yazdırıyordu, bu sırada bayan avukat ismini söylediğinde hakim konuşan ayağa kalksın diye bir beyanı oldu, bayan avukat ayağa kalktı, bunun üzerine Av. Ömer Bey hakime hitaben "avukatın ayağa kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, kendilerinin ayağa kalkması gerekiyorsa C Savcısınmda ayağa kalkması gerektiği" şeklinde beyanda bulundu, bu sırada ben arada sırada mübaşir olmam nedeniyle duruşma salonu dışma çıkarak gelenler varsa salona alıyordum, tekrar içeri geldiğimde duruşma hakiminin Yargıtay ilamına karşı taraflara beyanlarını sorduğunda Ömer Bey Yargıtay ilamına karşı beyanlarından önce başka talepleri olduğunu söyledi, bu konuşmada kısa bir süre tartışma şeklinde sürdü, ben tekrar bir ara dışarı çıkıp içeri girdiğimde Ömer Bey'in kürsüye doğru gelerek işaret parmağı ile "siz bana ne biçim avukatsınız" diyemezsiniz şeklinde bir beyanda bulundu, benim olayla ilgili hatırlayabildiklerim bundan ibarettir dedi.
Tanığın 28.11.2007 tarihinde C .Savcısına vermiş olduğu ifadesi okundu, C. Savcısına yerdiğim ifadem doğrudur, olaydan sonra ifadem alınmıştı, olaydan kısa bir süre sonra verildiği için o ifadem doğrudur yalnız o ifademdeki şu husus düzeltmek isterim her ne kadar Ömer Beyin mahkeme heyetine karşı el kol hareketi yaptığına ilişkin beyanımı sadece Ömer Beyin yüksek sesle ve elinin işaret parmağını hareket ettirmek suretiyle konuşuyor seklinde düzeltmek isterim dedi.
Sanık müdafısinin talebi üzerine "söyleneni duruşma hakimi aynen yazdırıyordu" şeklindeki beyanından kendisinin monitöremi baktığı yönündeki sorusu karşısında soruldu:
tanık, ben monitöre bakmıyordum zaten tek monitör vardı, ancak tartışmadan sonra avukat bey söylediklerini direk olarak katibe geçiyordu, katipte zapta geçiyordu dedi.
Sanık müdafısi tekrar tanığa "söylediklerimi aynen yazdırmıyorsunuz" diye söyledikten sonra avukatın monitöre bakıp bakmadığı hususu soruldu,
Tanık, avukat bey monitöre bakarak söylediklerinin zapta geçirilip geçrilmediğini kontrol etti dedi.
Sanık müdafısinin talebi üzerine "Yargıtay ilamına beyanından önce başka beyanları olduğu şeklindeki" beyanına karşı soruldu,
Tanık, avukat bey Yargıtay ilamından önce dosyadaki evraklarla ilgili her birine ayrı numara verilmesi yönünde bir beyanı olmuştu dedi.
Sanık müdafısinin duruşmadan önce "sanığın duruşma hakimine dosyayı İncelemek için İstediğinde hakimin ha Cemil'in dosyası mı duruşmaya sen mî gireceksin" diye bir beyanı duyup duymadığı hususu sorulsun dedi.
Tanık, ben böyle bir beyan duymadım dedi.
Sanığın bizzat tanıktan "dosyayı İncelemek için istediğinde salona girip çıkma gibi bir durumu olup olmadığı" sorulsun dedi,
Tanıktan soruldu, ben dışarıdayken içende avukat beyle hakimin ne konuştuğunu duymam mümkün değildir, duymadığım şeyi hatırlamamda mümkün değildir dedi.
Sanık söz istedi* ben mahkeme hakimine kalem yönetmeliği avukatlara dosya ile ilgili dosyadaki belgelerin sıra numarası verildikten sonra fotokopisinin ilgili avukatlara verilmesi ile ilgili hususta hakimle konuşmamı duyup duymadığı duymuşsa ne kadarını hatırladığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, ben biraz önce Avukat Ömer Bey'in beyan ettiği hususla ilgili anlattığı şekilde duymadım, biraz önce ifademde belirttiğim şekildeki beyanını duydum.
Sanık Ömer Kavili tekrar tanıktan "biz mahkeme hakimine Yargıtay ilamına karpı diyeceklerimizi bildirmeden önce dosya ile ilgili fotokopi isteğimiz usule ilişkindir, 27 gün boyunca dosyadaki evraklarla ilgili fotokopi isteğimize cevap vermediniz ve bu kondaki talebimizi karara bağlamadınız, hukukun temel ilkesi olarak usul esastan önce gelir, fotokopi isteğimiz karara bağlandıktan sonra dosyayı inceleyip beyanda bulunacağız" şeklindeki beyanımız olmuştu, tanık bu beyanımızla ilgili ne kadarını duymuştur veya hatırlayabiliyor dedi.
Tanıktan soruldu : Duruşma zaten uzun sürdü, sayfalarca duruşma zaptı olduğunu hatırlıyorum, hangi arada hangi konuşmalar olduğunu şimdi tam olarak hatırlayamıyorum, ben o şekilde beyanda bulunduğunu duymadım dedi.
Sanık Ömer tanıktan benim hakim ve C Savcısına karşı hukuk ve kanuni kelimeler dışında herhangi bir küfür, hakaret niteliğinde en ufak bir sözümü duyup duymadığı sorulsun dedi
Tanıktan soruldu, ben sanığın kanuni ve hukuki uyarı cümleleri dışında hakim ve C Savcısına karşı hakaret edici veya küçük düşürücü bir cümle kullandığını duymadım, yalnız sanığın bu hukuki ve kanuni sözleri ve hitap şekli yüksek sesle idi şu andaki mahkeme heyetinize yaptığı konuşma tonunda değildi dedi.
Sanık tekrar söz istedi, tanıktan C Savcısına karşı dövme, sövme veya dövmek için C Savcısının üzerine yürüme gibi bir durumum olup olmadığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, sanığın biraz önceki beyanında belirtilen bir hareketi ve davranışı C Savcısına karşı olmamıştır dedi.
Sanık tekrar söz istedi, tanıktan C Savcısına karşı dövme, sövme veya dövmek için C Savcısının üzerine yürüme gibi bir durumum olup olmadığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, sanığm biraz önceki beyanında belirtilen bîr hareketi ve davranışı C Savcısına karşı olmamıştır dedi.
Sanık Ömer'den soruldu, tanığın anlatımlarına karşı mahkemesinde beyanda bulunacağız ancak bizim Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesi kanalıyla mahkemenize 30.06.2009 havale tarihli dilekçe göndermiştik bu dilekçenin mahkemenize ulaşıp ulaşmadığını ve bu konuda bir karar verilip verilmediği konusunda bilgi almak istiyoruz dedi.
Sanık Ömer Kavili, 30.06.2009 tarihli dilekçelerinin 27.07.2009 tarihinde mahkememize ulaştığı, dilekçeleriyle ilgili olarak talimatla duruşmada hazır bulunması istenen sanık müdafileri adına usulüne uygun çağrı kağıdının çıkartıldığı ancak görevli savunma avukatlarının mahkememize ulaşım, barınma, yemek giderleri ile ilgili olarak Suçüstü ödenekten ödeme yapılmasına karar verilmediği bu konuda karar verilmesini istiyoruz dedi.
G.D. Her ne kadar sanık Ömer Kavili 30.06-009 havale tarihli dilekçelerinde belirtilen talepleriyle ilgili karar verilmesini istemiş İsede, talimat evrakının incelenmesinde Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin Bursa Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine yazmış olduğu talimatta tanık dinlenirken duruşma gününden önce sanık Ömer Kavili ile talimatta belirtilen sanık müdafi Avukatlar Suat Ergin, Ömer Yasa ve Kemal Aytaç'ında adına çağrı kağıdı çıkartılmasını istedikleri, nöbetçi ağır ceza mahkemesince yapılan tevzi sonucu mahkememize intikal eden talimat evrakının tensibinin 23.06.2009 tarihinde yapılmış olduğu, yapılan bu tensipte gerek tanık, gerekse talimat evrakında belirtilen sanık ve sanık müdafileri adına usulüne uygun duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı çıkartıldığı, çağrı kağıtlarında ayrıca tanık y'ın dinleneceği hususununda şerh verildiği, bu işlemlerden sonra sanık Ömer Kavili savunmanı Ömer Yasa tarafından 30.06.2009 havale tarihli dilekçenin geldiği, dilekçenin 27.07.2009 tarihinde havalesinin yapıldığı, zaten bu tarihten önce sanık ve müdafileri adına çağrı kağıtlarının çıkartılmış olduğunun görüldüğü, ayrıca çağrı kağıtlarına rağmen sanık müdafileri de duruşmaya gelmediklerinden sanık savunmanının 30.06.2009 tarihli dilekçelerinde talep etmiş oldukları hususların reddine karar verildi, açıklandı. Açık duruşmaya devam olundu.


Sanık tekrar söz istedi, bizim Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinde savunma makamı olarak mahkemenizden talimatla dinlenecek tanığı sorguya çekme yetkimizi kullanmak üzere mahkemenizçe bize yapılan tebligat üzerine ve 1982 belgesi madde 90 uyarınca iç hukuk kuralı haline gelen AHİS 6-3-2 uyarınca teblgatların öncesi veya sonrasına bakılmaksızın hukukkaynağı olan bu kuralın yorumlanarak gerekçeli bir biçimde red veya kabul yönünde yeni bir karar verilmesini ve bu suretle uluslar arası hukuk düzeninin standardını oluşturan sözleşmeye açık aykırılığın önüne geçilmesini ve sanık ve müdafilerinin İstanbul'dan Bursa'ya gelmeleriyle ilgili giderlerin sözleşmeci hükümet nam ve hesabına C Savcılığı suç üstü ödeneğinden ödetilmesi konusunda yasal dayanakları ve gerekçeleri belirtilerek yeni bir karar verilmesini istiyoruz dedi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
l-Sanık Ömer Kavili'nin son paragrafla ilgili beyanı ile ilgili olarakmahkememizce daha önce karar verildiğinden bu konuda yeniden kararverilmesine yer olmadığına,
2-İşi biten talimatın görüldüsü yapıldıktan sonra ikmalen mahkemesine iadesine oybirliğiyle karar verildi. 11.09.2009
Başkan 23101 Üye 28333 Üye 35123 Katip 55296
Old 03-10-2009, 06:54   #155
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Tutanağın düzeltilmiş son durumu

Arkadaşlar,

Tutanağın elektronik ortama çevrilmesi ve aktarılmasında emeği geçen arkadaşlara teşekkür ediyorum.Aşağıdaki tutanak metni, sayın Avukat Uygar Bostancı'nın çevirisinin "kalınlaştırma, kelime ve rakam düzeltme, yana yaslama gibi değişiklikleri tarafımızdan yapılmış olup, okuyanların kolay okumalarını sağlamak amacıyla bilginize sunulmuştur.

Not: Duruşma 21.10.2009 günü, saat 13.30 olarak yapılacaktır.

Ömer Kavili

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "



T.C. BURSA 4.AĞIR CEZA MAHKEMESİ
DURUŞMA TUTANAĞI
TALİMAT NO : 2009/138
DURUŞMA TARİHİ : 11/09/2009
CELSE NO : 2

BAŞKAN : KADİR ÜNAL 23101
ÜYE : HATİCE TUNA 28333
ÜYE : MUNİSE TÜRKPENÇE 35123

KATİP : AYNUR LEKESİZSOY 552

Belli gün ve saatte celse açıldı, sanık Ömer Kavili ile Bursa Barosuna yazılan müzekkere doğrultusunda sanık müdafi olarak atanan Av. Fecri Şengür geldi, yerlerine alındılar. Açık duruşmaya devam olundu. Baro yazısı okundu.
G-D.: Baro yazısına istinaden Bursa Barosu Avukatlarından Av. Fecri Şengür’ün sanık müdafi olarak duruşmaya kabulüne karar verildi açıklandı açık duruşmaya devam olundu.
Tanık yoklaması yapıldı, tanığın hazır olduğu anlaşıldı.
Sanık Ömer Kavili, müdafisi ile birlikte müdafilerin bulunduğu yerde oturmuş olmalarına rağmen sanık müdafi usule ilişkin olarak söz istedi,
Sanık müdafi CMK. nun 149/3. Gereği savunmasını yaptığım sanık ile benim aynı yerde oturduğumun zapta geçirilmesini istiyoruz dedi.
Bir önceki paragrafta sanık ve müdafisinin yan yana sanık müdafiin bulunduğu yerde oturmaları nedeniyle bu konuda yeniden herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı söylendi.
Sanık müdafi yeniden söz istedi, tanık dinlenirken yemin ve esas hüküm dışında sanık ve müdafi olarak bizim oturarak beyanda bulunmamız sağlansın ve bu hususun zapta geçmesini istiyoruz dedi.
Sanık müdafisinin bu beyanı ile ilgili olarak biraz önce sanık müdafiinin müdafiliğine karar verilirken gereği düşünüldü şeklindeki ara kararında sanık ve müdafisinin ayağa kalkmaları konusunda mahkememizce herhangi bir uyarıda bulunulmadığı konusunda kendilerine beyanda bulunuldu.
Hazır olan tanık huzura alındı.
TANIK A.. A..Y.., .. oğlu, .. doğumlu, ....adresinde oturur, sanığı olay nedeniyle tanır mani hali yok,
İddianame okundu, Tanığa CMK. nun 53/1 maddesindeki tanıklığın önemine ilişkin konular ile CMK. nun 54. maddesine göre gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklıktan hakkında işlem yapılacağı bildirilmekle, CMK. nun 55. maddesine göre yemini yaptırıldı, bilgi ve görgüsü soruldu:
TANIK İFADESİNDE: Ben daha önce Kadıköy L Asliye Ceza Mahkemesinde mübaşir olarak görev yapıyordum, iddianamede belirtilen olayın suç tarihi itibariyle bir buçuk yıla yakın bir zaman geçmiştir, bu nedenle söz konusu olayın ne şekilde meydana geldiğini, bu olay sırasında sanık tarafından ne gibi sözlerin söylendiğini hatırlamıyorum. Zaten ben söz konusu kurumdan ayrıldım, şimdi .... çalışmaktayım, tanık olarak daha önce bu konuda C Savcısına ifade vermiştim o ifademin okunmasını istiyorum dedi.

Tanığın olayın üzerinden bir buçuk yılı aşkın sürenin geçmiş olması ve olayı tam olarak hatırlayamadığını belirtmesi üzerine iddianamedeki olaylar okunarak tanıktan olayı tekrar hatırlayıp hatırlamadığı ve olay sırasında geçen sözleri ve hareketleri hatırlayıp hatırlamadığı tekrar soruldu.
Tanık, hatırlayabildiğim kadarıyla bildiklerimi su şekilde belirtmek istiyorum, zannedersem söz konusu olayın meydana geldiği dosya ile İlgili olarak duruşma saat 10. da başlamıştı, müşteki tarafla ilgili vekil yerine gelmişti, sanık müdafii de gelmişti, duruşma başlamadan önce sanık müdafi olan sanık Av. Ömer Bey mahkeme heyetine daha gelecek arkadaşlar var diyerek uyanda bulundu, bu sırada müşteki vekili başka duruşmaları olduğunu söyleyerek bekleyemeyeceğini belirtti, bunun üzerine mahkeme hakimi de duruşmaya başlayacağım söylemesi üzerine mahkeme hakimi tarafları ve gelenleri yazmaya başladı, duruşma salonu küçüktü, gelenlerde kalabalıktı, mahkeme hakimi duruşmaya gelen avukatların isimlerini yazdırıyordu.
Bu sırada bayan avukat ismini söylediğinde hakim konuşan ayağa kalksın diye bir beyanı oldu, bayan avukat ayağa kalktı, bunun üzerine Av. Ömer Bey hakime hitaben "avukatın ayağa kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, kendilerinin ayağa kalkması gerekiyorsa C Savcısının da ayağa kalkması gerektiği" şeklinde beyanda bulundu. Bu sırada ben arada sırada mübaşir olmam nedeniyle duruşma salonu dışına çıkarak gelenler varsa salona alıyordum, tekrar içeri geldiğimde duruşma hakiminin Yargıtay ilamına karşı taraflara beyanlarını sorduğunda, Ömer Bey Yargıtay ilamına karşı beyanlarından önce başka talepleri olduğunu söyledi.
Bu konuşmada kısa bir süre tartışma şeklinde sürdü, ben tekrar bir ara dışarı çıkıp içeri girdiğimde Ömer Bey'in kürsüye doğru gelerek işaret parmağı ile "siz bana ne biçim avukatsınız diyemezsiniz” şeklinde bir beyanda bulundu, benim olayla ilgili hatırlayabildiklerim bundan ibarettir dedi.
Tanığın 28.11.2007 tarihinde C. Savcısına vermiş olduğu ifadesi okundu, C. Savcısına verdiğim ifadem doğrudur, olaydan sonra ifadem alınmıştı, olaydan kısa bir süre sonra verildiği için o ifadem doğrudur yalnız o ifademdeki şu husus düzeltmek isterim. Her ne kadar Ömer Beyin mahkeme heyetine karşı el kol hareketi yaptığına ilişkin beyanımı, sadece Ömer Beyin yüksek sesle ve elinin işaret parmağını hareket ettirmek suretiyle konuşuyor seklinde düzeltmek isterim dedi.
Sanık müdafisinin talebi üzerine "söyleneni duruşma hakimi aynen yazdırıyordu" şeklindeki beyanından kendisinin monitöre mi baktığı yönündeki sorusu karşısında soruldu:
Tanık, ben monitöre bakmıyordum zaten tek monitör vardı, ancak tartışmadan sonra avukat bey söylediklerini direk olarak katibe geçiyordu, katipte zapta geçiyordu dedi.
Sanık müdafisi tekrar tanığa "söylediklerimi aynen yazdırmıyorsunuz" diye söyledikten sonra avukatın monitöre bakıp bakmadığı hususu soruldu,
Tanık, avukat bey monitöre bakarak söylediklerinin zapta geçirilip geçirilmediğini kontrol etti dedi.
Sanık müdafisinin talebi üzerine "Yargıtay ilamına beyanından önce başka beyanları olduğu şeklindeki" beyanına karşı soruldu,
Tanık, avukat bey Yargıtay ilamından önce dosyadaki evraklarla ilgili her birine ayrı numara verilmesi yönünde bir beyanı olmuştu dedi.
Sanık müdafisi “duruşmadan önce sanığın duruşma hakimine dosyayı incelemek için istediğinde hakimin ‘ha Cemil'in dosyası mı duruşmaya sen mi gireceksin’ diye bir beyanı duyup duymadığı hususu sorulsun” dedi.
Tanık, ben böyle bir beyan duymadım dedi.
Sanığın bizzat tanıktan "dosyayı incelemek için istediğinde salona girip çıkma gibi bir durumu olup olmadığı" sorulsun dedi,
Tanıktan soruldu, ben dışarıdayken içende avukat beyle hakimin ne konuştuğunu duymam mümkün değildir, duymadığım şeyi hatırlamamda mümkün değildir dedi.
Sanık söz istedi, ben mahkeme hakimine kalem yönetmeliği avukatlara dosya ile ilgili dosyadaki belgelerin sıra numarası verildikten sonra fotokopisinin ilgili avukatlara verilmesi ile ilgili hususta hakimle konuşmamı duyup duymadığı duymuşsa ne kadarını hatırladığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, ben biraz önce Avukat Ömer Bey'in beyan ettiği hususla ilgili anlattığı şekilde duymadım, biraz önce ifademde belirttiğim şekildeki beyanını duydum.
Sanık Ömer Kavili tekrar tanıktan "biz mahkeme hakimine Yargıtay ilamına karşı diyeceklerimizi bildirmeden önce dosya ile ilgili fotokopi isteğimiz usule ilişkindir, 27 gün boyunca dosyadaki evraklarla ilgili fotokopi isteğimize cevap vermediniz ve bu konudaki talebimizi karara bağlamadınız, hukukun temel ilkesi olarak usul esastan önce gelir, fotokopi isteğimiz karara bağlandıktan sonra dosyayı inceleyip beyanda bulunacağız" şeklindeki beyanımız olmuştu, tanık bu beyanımızla ilgili ne kadarını duymuştur veya hatırlayabiliyor dedi.
Tanıktan soruldu: Duruşma zaten uzun sürdü, sayfalarca duruşma zaptı olduğunu hatırlıyorum, hangi arada hangi konuşmalar olduğunu şimdi tam olarak hatırlayamıyorum, ben o şekilde beyanda bulunduğunu duymadım dedi.
Sanık Ömer tanıktan benim hakim ve C Savcısına karşı hukuk ve kanuni kelimeler dışında herhangi bir küfür, hakaret niteliğinde en ufak bir sözümü duyup duymadığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, ben sanığın kanuni ve hukuki uyarı cümleleri dışında hakim ve C Savcısına karşı hakaret edici veya küçük düşürücü bir cümle kullandığını duymadım, yalnız sanığın bu hukuki ve kanuni sözleri ve hitap şekli yüksek sesle idi şu andaki mahkeme heyetinize yaptığı konuşma tonunda değildi dedi.
Sanık tekrar söz istedi, tanıktan C Savcısına karşı dövme, sövme veya dövmek için C Savcısının üzerine yürüme gibi bir durumum olup olmadığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, sanığın biraz önceki beyanında belirtilen bir hareketi ve davranışı C Savcısına karşı olmamıştır dedi.
Sanık tekrar söz istedi, tanıktan C Savcısına karşı dövme, sövme veya dövmek için C Savcısının üzerine yürüme gibi bir durumum olup olmadığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, sanığın biraz önceki beyanında belirtilen bir hareketi ve davranışı C Savcısına karşı olmamıştır dedi.
Sanık Ömer'den soruldu, tanığın anlatımlarına karşı mahkemesinde beyanda bulunacağız ancak bizim Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesi kanalıyla mahkemenize 30.06.2009 havale tarihli dilekçe göndermiştik bu dilekçenin mahkemenize ulaşıp ulaşmadığını ve bu konuda bir karar verilip verilmediği konusunda bilgi almak istiyoruz dedi.
Sanık Ömer Kavili, 30.06.2009 tarihli dilekçelerinin 27.07.2009 tarihinde mahkememize ulaştığı, dilekçeleriyle ilgili olarak talimatla duruşmada hazır bulunması istenen sanık müdafileri adına usulüne uygun çağrı kağıdının çıkartıldığı ancak görevli savunma avukatlarının mahkememize ulaşım, barınma, yemek giderleri ile ilgili olarak suçüstü ödenekten ödeme yapılmasına karar verilmediği bu konuda karar verilmesini istiyoruz dedi.
G.D.: Her ne kadar sanık Ömer Kavili 30.06.2009 havale tarihli dilekçelerinde belirtilen talepleriyle ilgili karar verilmesini istemiş ise de, talimat evrakının incelenmesinde Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin Bursa Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine yazmış olduğu talimatta tanık dinlenirken duruşma gününden önce sanık Ömer Kavili ile talimatta belirtilen sanık müdafii Avukatlar Suat Ergin, Ömer Yasa ve Kemal Aytaç'ında adına çağrı kağıdı çıkartılmasını istedikleri, nöbetçi ağır ceza mahkemesince yapılan tevzi sonucu mahkememize intikal eden talimat evrakının tensibinin 23.06.2009 tarihinde yapılmış olduğu, yapılan bu tensipte gerek tanık, gerekse talimat evrakında belirtilen sanık ve sanık müdafileri adına usulüne uygun duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı çıkartıldığı, çağrı kağıtlarında ayrıca tanık y'ın dinleneceği hususunun da şerh verildiği, bu işlemlerden sonra sanık Ömer Kavili savunmanı Ömer Yasa tarafından 30.06.2009 havale tarihli dilekçenin geldiği, dilekçenin 27.07.2009 tarihinde havalesinin yapıldığı, zaten bu tarihten önce sanık ve müdafileri adına çağrı kağıtlarının çıkartılmış olduğunun görüldüğü, ayrıca çağrı kağıtlarına rağmen sanık müdafileri de duruşmaya gelmediklerinden sanık savunmanının 30.06.2009 tarihli dilekçelerinde talep etmiş oldukları hususların reddine karar verildi, açıklandı. Açık duruşmaya devam olundu.
Sanık tekrar söz istedi, bizim Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinde savunma makamı olarak mahkemenizden talimatla dinlenecek tanığı sorguya çekme yetkimizi kullanmak üzere mahkemenizce bize yapılan tebligat üzerine ve 1982 belgesi madde 90 uyarınca iç hukuk kuralı haline gelen AHİS 6-3-2 uyarınca tebligatların öncesi veya sonrasına bakılmaksızın hukuk kaynağı olan bu kuralın yorumlanarak gerekçeli bir biçimde ret veya kabul yönünde yeni bir karar verilmesini ve bu suretle uluslar arası hukuk düzeninin standardını oluşturan sözleşmeye açık aykırılığın önüne geçilmesini ve sanık ve müdafilerinin İstanbul'dan Bursa'ya gelmeleriyle ilgili giderlerin sözleşmeci hükümet nam ve hesabına C Savcılığı suç üstü ödeneğinden ödetilmesi konusunda yasal dayanakları ve gerekçeleri belirtilerek yeni bir karar verilmesini istiyoruz dedi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
l- Sanık Ömer Kavili'nin son paragrafla ilgili beyanı ile ilgili olarak mahkememizce daha önce karar verildiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2- İşi biten talimatın görüldüsü yapıldıktan sonra ikmalen mahkemesine iadesine oybirliğiyle karar verildi. 11.09.2009
Başkan 23101 Üye 28333 Üye 35123
Katip 55296

Old 13-10-2009, 21:43   #156
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Tanık beyanlarına diyeceklerimiz.

Arkadaşlar,

21 Ekim 2009

Çarşamba

14.00 Kadıköy 3 Ağır Ceza

Bu duruşmada "Tanık beyanlarına diyeceklerimiz" açıklanacaktır.

Bilgi ve ilginize.


Ömer Kavili
Müzmin sanık

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 21-10-2009, 16:07   #157
Engin Özoğul

 
Varsayılan


Ömer Kavili bugünkü celsede beraat etti!


Kişisel not:

Muhbir şahısların başka bir ceza mahkemesinin yargıçları olması...

Kendilerinin de önlerine gelen davalarda "hakaret" suçlaması hakkında karar verdikleri...

dikkate alındığında Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararını iyice incelemelerini ve hakaret suçu üzerinde biraz daha çalışmalarını öneririm. Kavili hakkında verilen beraat kararını her zaman görebilecekleri bir yerde tutmaları sanırım faydalı olacaktır.
Old 21-10-2009, 17:58   #158
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul

Ömer Kavili bugünkü celsede beraat etti!


Kişisel not:

Muhbir şahısların başka bir ceza mahkemesinin yargıçları olması...

Kendilerinin de önlerine gelen davalarda "hakaret" suçlaması hakkında karar verdikleri...

dikkate alındığında Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararını iyice incelemelerini ve hakaret suçu üzerinde biraz daha çalışmalarını öneririm. Kavili hakkında verilen beraat kararını her zaman görebilecekleri bir yerde tutmaları sanırım faydalı olacaktır.

Sayın Kavili, kararı temyiz etmeyi düşünür mü?
Old 21-10-2009, 18:08   #159
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın Kavili, kararı temyiz etmeyi düşünür mü?

Kararın gerekçesine bağlı.
Old 21-10-2009, 18:10   #160
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Kararın gerekçesine bağlı.



Aynı zamanda kutlarım.
Old 21-10-2009, 19:53   #161
avyesimcarikci

 
Varsayılan tebrik

Tebrik ederim değerli meslektaşım . tecrübelerinizi bizimle paylaştığınız içinde çok teşekkürler .
Old 21-10-2009, 21:36   #162
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Sanığın duruşma salonundan dışarı çıkartılmasına

Arkadaşlar,

"Sanığın duruşma düzenini bozduğu anlaşıldığından CMK. m.203 uyarınca duruşma salonundan çıkarılmasına başkanlıkça karar verildi..."

O sırada sanık "Sayın başkan savcılık mütalaasına itirazımı bildirmek üzere söz vermenizi istemiştim, bana itirazımı açıklama ve tartışmak için söz vermediğinizi tutanağa geçmenizi istiyorum..." diyordu. Bu husus "duruşmanın inzibatını bozmak" sayıldı.

Ömer Kavili
Eski sanık
Old 21-10-2009, 21:46   #163
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan teşekkürler

Bu arada
emek harcayan,
duruşmama katılan,
katılamayıp yüreğini gönderen,
uzaklarda olup da yanımda olan
tüm arkadaş, dost ve meslektaşlarıma
teşekkürler.

Ömer Kavili

Eski sanık
Old 22-10-2009, 16:58   #164
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Arkadaşlar,

"Sanığın duruşma düzenini bozduğu anlaşıldığından CMK. m.203 uyarınca duruşma salonundan çıkarılmasına başkanlıkça karar verildi..."

O sırada sanık "Sayın başkan savcılık mütalaasına itirazımı bildirmek üzere söz vermenizi istemiştim, bana itirazımı açıklama ve tartışmak için söz vermediğinizi tutanağa geçmenizi istiyorum..." diyordu. Bu husus "duruşmanın inzibatını bozmak" sayıldı.

Ömer Kavili
Eski sanık
Ee, bozmuşsunuz Sayın KAVİLİ.
Hangi sözlerin duruşma tutanağına geçirileceğine sanık mı karar verir?
(Bu arada; mesleki kavganızın -sonuna kadar- destekleyicisi olduğumuz hatırınızdan çıkmasın lütfen. Tebrikler, teşekkürler)
Old 23-10-2009, 11:58   #165
H.Bülent Güvençalan

 
Varsayılan

Size değilde mahkeme heyetine gecmis olsun...: )
Old 28-10-2009, 23:26   #167
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. B. Zekeriya BENGİER
Son duruşma zaptını görebilecekmiyiz.

Elbette, teknik yardım aldıktan sonra.
Old 29-10-2009, 19:37   #168
tolga doğan

 
Varsayılan

Ne demek lazım bilmiyorum.. Geçmiş olsun mu hayırlı olsun mu.. Ama bu mücadeleyi verdiğiniz için kendi adıma çok teşekkür ediyorum..
Old 29-10-2009, 23:52   #169
Av.Ömer KAVİLİ

 
Olumlu 21.10.2009 tarihli duruşma tutanaklarını Avukat Engin Özoğul e-posta adresine yolladı

Arkadaşlar ve meslektaşlarımın destek iletilerine teşekkürler.

Bu arada 21.10.2009 tarihli duruşma tutanaklarını Avukat Engin Özoğul e-posta adresine yolladım; sonucu bekleyelim görelim.

Selamlar.

Ömer Kavili
Eski sanık
Old 30-10-2009, 11:34   #170
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Ben de tıpkı daha önce yapıldığı gibi...

Av.Yahya Demirel üstada maili forward edip "word" formatına çevirmesini rica ettim...
Old 31-10-2009, 16:03   #171
Engin Özoğul

 
Varsayılan Karar Duruşması Tutanakları

T.C.
Kadıköy

3. Ağır Ceza Mahkemesi




2008/224 Esas S. 27

Celse No 8
Celse T. 21.10.2009
Başkan Mehmet Selçuk 23137
Üye Nuh Hüseyin Köse 38509
Üye İbrahim Halil Şua 39842
C.Savcısı Abdurrahman Üşenmez 37681
Katip Abdullah Köse 110557

Belli gün ve saatte duruşmaya mahsus salonda celse açıldı.
Sanık Ömer Kavili ile
Sanık müdafileri Av Nurdan Düvenci Tarkan ve Av Salih Döğücü Açık duruşmaya devam olundu
Heyet değişikliği nedeniyle eski tutanaklar okundu.
Tanık y'ın dinlenmesi için yazılan talimata cevap var okundu dosyasına konuldu
Sanık ve hazır vekilleri tevsi tahkikat talebimiz yoktur dediler
Sanık Ömer Kavili söz aldı ve devamla: Ben daha önce dinlenen tanıklar ile Bursa'da dinlenen tanık y'ın ifadeleri arasından ilişki ve çelişkileri izah etmek istiyorum. Tanık Fatma Çavdar'ın 03.06.2009 tarihli ifadesinde Yargıtay bozma ilamına karşı müdahil vekilinden sorulduğunda sanık vekillerinden diyecekleri sorulunca, "Av Ömer Kavili Ayağa kalkarak, usul hükümlerine uyulmasını istedi bu nedenle aralarında usul tartışması geçti" ayrıca iki elini öne doğru kaldırarak burası hukuk devletidir, usule uyulmasını istiyorum dedi, Ben duruşma C.Savcısının o davadaki sanık vekilinin Ömer Kaviliye Zat şeklinden hitapta bulunduğunu veya bulunmadığını bilmiyorum demiştir.
Halbuki 3 Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/817 Esas sayılı dosyasının 24.10.2007 tarihli duruşma tutanağında şahsıma yönelik olarak zat şeklinde hitap edildiği açıkça yazılıdır,
Bu tutanağı yazan tanık Fatma Çavdar'ın kendisidir. Sanıyorum ki tanık, amiri konumundaki kişilerin aleyhindeki gerçek durumu aktaracak olursa idari veya değişik pratik sıkıntılar tehlikesinden korkmuş olabilir. Bu itibarla tanık mahkeme huzurunda dinlenen özel durumlarını mahkemenin bilgisine sunuyorum dedi.
Sanık devamla ; Tanıkların özel durumlarını mahkemede tartışacağını bildirdi bu nedenle ancak sanığa daha önceki celselerde tanık beyanlarına karşı diyeceklerinin sorulduğu görülmekle sanığa başkaca söz hakkı verilmedi.
Sanık söz aldı: ben Bursa'da dinlenen y'ın beyanlarına karşı huzurda beyanda bulunacağım dedi:
Bu arada sanığa Bursa 4 Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/138 Talimat sayılı dosyasında tanık y'ın beyanlarına karşı diyecekleri soruldu.








T.C.
Kadıköy
3. Ağır Ceza Mahkemesi
2008/224 Esas S. 28

Sanığa başkaca söz hakkı verilmedi.
Sanık Ömer Kavili ve vekili Av Salih Döğücü: Sanığa söz hakkı verilmeyişi başkan kararı şeklinde tutanağı şeklinde tutanağa geçmiştir bu şekilde heyetten karar alınmasını istiyoruz dediler
İddia makamından soruldu : Biz bu hususu mahkemenin takdirine bırakıyoruz dedi
Sanık tekrar söz istedi, kendisine söz hakkı verilmedi ve sanık iddia makamının yukarıdaki mütalaasına karşı itirazlarımı bildirmek için söz istiyoruz dedi.
G.D. Talep Gibi
Sanığa tanıkların dinlendiği oturumlarda diyecekleri sorulmuş bulunması karşısında yeniden tanıkların ifadelerine karşı diyeceklerinin bildirmesi yönündeki taleplerinin ve ayrıca iddia makamının tanığın dinlenip dinlenmeyeceği yönündeki değerlendirmeyi mahkemeye bırakıyoruz şeklindeki beyanına karşı vaki sanık taleplerinin reddine oy birliği ile karar verildi duruşmaya devam olundu.
Bu sırada sanık kendisine söz hakkı verilmediği halde söz hakkı almadan taleplerde bulunduğu, görüldü.
Kendisine başkanlıkça söz hakkı verilmeden söz almaması, aksi halde duruşma salonundan çıkartılacağı ihtar edildi.
İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA: 24.12.2008 tarihli celsede tarafımdan verilen mütalaayı aynen tekrar eder sanığın beraatine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur dedi
Hazır sanık ve vekillerinden ayrı ayrı esas hakkındaki savunmaları soruldu
Sanık vekili Av Salih Dövücü: Esas hakkında savunma için mehil istiyoruz ancak biz öncelikle iddianamede isimleri yazılmamakla birlikte suçtan zarar gördükleri iddia edilen kişilerin dinlenmeden şikayetçi olup olmadıkları sorulmadan karar verilmesini kabul etmiyoruz dedi
Sanık vekili Av Nurdan Düvendi Tarkan: Esas hakkındaki savunmasında: Diğer meslektaşın beyanlarına katılıyorum, öncelikle müştekilerin davaya katılıp katılmayacaklarının tespit edilmesini, ayrıca esas hakkında savunmamız için mehil istiyoruz dedi
Sanık Esas hakkındaki savunmasında: Öncelikle biraz önce vermiş olduğum dilekçenin zapta geçmesini istiyorum, dedi
Tanıkların değerlendirilmesinin özeti bakımından vermiş olduğu dilekçe alındı dosyasına kondu.
Sanık Ömer Kavili: Ben Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret Mahkemesinde değil, Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığımı bildiğim için delillerin tanıkların beyanlarına karşı her zaman itiraz edilebileceğini zannediyordum, Mahkemenizin tanık beyanlarını, ...









T.C.
Kadıköy
3. Ağır Ceza Mahkemesi
2008/224 Esas S. 29

Bu sırada sanık Ömer Kavili kendi ifadelerini zabıt katibine doğrudan yazdırmak istediği görüldü.
G.D. Talep Gibi
Sanığın sürekli olarak kendisine söz hakkı tanınmadığı halde başkana karşı müdahalelerde bulunduğu ve duruşmanın düzenli olarak yürütülmesinde zorluklar yaşandığı anlaşılmakla sanık Ömer Kavili'nin CMK 203/2 maddesi gereğince duruşma salonundan çıkartılmasına başkanlıkça karar verildi duruşmaya devam olundu.
Sanık vekillerinden Av. Salih Döğücü ile Av Nurdan Düvenci Tarkan: Sağlıklı duruşma yapılamıyor bizde müvekkilimizle birlikte duruşma salonunu terk edeceğiz dediler
Her iki sanık vekilinin duruşma salonunu tek ettikleri görüldü
Dosya tetkik edildi. Başkaca araştırılacak bir husus kalmadığından duruşmaya son verildi.
HÜKÜM: Gerekçeli kararda izah edileceği üzere;
Sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATÎNE
Yargılama giderlerinin kamu üzerine bırakılmasına,
Sanık kendisini vekille temsil ettirmiş olduğu anlaşılmakla 1.250,00 TL. ücreti vekaletin hazineden alınarak sanığa verilmesine, dair,
Talep gibi 7 gün içinde Yargıtay da temyizi kabil olmak üzere sanık ve vekillerinin yokluğunda C.Savcısı Abdurrahman Üşenmez huzurunda, Hakim İbrahim Halil Şua'nın karşı oyuyla ve çokluğuyla verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21.10.2009

Başkan 23137 Üye 38509 Üye 39842 Katip 110557

KARŞI OY: Sanık hakkında müdafii olarak girdiği duruşmada Mahkeme Hakiminin duruşmaya giren müdafilere yönelik ismini söyleyen ayağa kalksın şeklindeki uyarısı üzerine, ayağa kalkan avukat meslektaşına “Otur yerine” demek suretiyle uyarıyı hiçe saydırmaya çalıştığı, ardından da Hakime yönelik “siz hangi hakla meslektaşımızı ayağa kaldırıyorsunuz” şeklinde bağırarak konuştuğu, konuşurken kürsüye yöneldiği ve işaret parmağını da salladığı anlaşılmakla; süre gelen söz ve davranışlarının saygınlığı rencide edici ve aşağılayıcı mahiyette olup, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 125/1-3a maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun aksi yöndeki düşüncesine katılmıyorum. 21.10.2009

Katip 110557 Hakim 39842
Old 31-10-2009, 18:11   #172
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Sayın KAVİLİ, Sevgili Dostum,
Bu karar temyiz edilmeli mi? Edecek misiniz?
(Karşı Oy'a hiç dokunmuyorum)
Selam ve saygı ile.
Old 01-11-2009, 18:17   #173
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Sanık Ömer Kavili söz aldı ve devamla:


...Sanık devamla ; Tanıkların özel durumlarını mahkemede tartışacağını bildirdi bu nedenle ancak sanığa daha önceki celselerde tanık beyanlarına karşı diyeceklerinin sorulduğu görülmekle sanığa başkaca söz hakkı verilmedi.


...Sanığa başkaca söz hakkı verilmedi.

Sanık Ömer Kavili ve vekili Av Salih Döğücü: Sanığa söz hakkı verilmeyişi başkan kararı şeklinde tutanağı şeklinde tutanağa geçmiştir bu şekilde heyetten karar alınmasını istiyoruz dediler
İddia makamından soruldu : Biz bu hususu mahkemenin takdirine bırakıyoruz dedi
Sanık tekrar söz istedi, kendisine söz hakkı verilmedi ve sanık iddia makamının yukarıdaki mütalaasına karşı itirazlarımı bildirmek için söz istiyoruz dedi.
G.D. Talep Gibi
Sanığa tanıkların dinlendiği oturumlarda diyecekleri sorulmuş bulunması karşısında yeniden tanıkların ifadelerine karşı diyeceklerinin bildirmesi yönündeki taleplerinin ve ayrıca iddia makamının tanığın dinlenip dinlenmeyeceği yönündeki değerlendirmeyi mahkemeye bırakıyoruz şeklindeki beyanına karşı vaki sanık taleplerinin reddine oy birliği ile karar verildi duruşmaya devam olundu.
Bu sırada sanık kendisine söz hakkı verilmediği halde söz hakkı almadan taleplerde bulunduğu, görüldü.
(NOT:
Burada iddia makamının "tanığın dinlenmesi" gibi bir beyanı olmadığını, dinlenecek tanık konusu kalmadığını ve sadece savcının beyan içeriğinin bu bölümünün düzeltilmesini istemiştim.)

Kendisine başkanlıkça söz hakkı verilmeden söz almaması, aksi halde duruşma salonundan çıkartılacağı ihtar edildi.

Hazır sanık ve vekillerinden ayrı ayrı esas hakkındaki savunmaları soruldu
Sanık vekili Av Salih Döğücü: Esas hakkında savunma için mehil istiyoruz ...

ancak biz öncelikle iddianamede isimleri yazılmamakla birlikte suçtan zarar gördükleri iddia edilen kişilerin dinlenmeden şikayetçi olup olmadıkları sorulmadan karar verilmesini kabul etmiyoruz dedi

Sanık vekili Av Nurdan Düvenci Tarkan: Esas hakkındaki savunmasında:
...esas hakkında savunmamız için mehil istiyoruz dedi

Sanık Esas hakkındaki savunmasında:

Öncelikle biraz önce vermiş olduğum dilekçenin zapta geçmesini istiyorum, dedi
Tanıkların değerlendirilmesinin özeti bakımından vermiş olduğu dilekçe alındı dosyasına kondu.
Sanık Ömer Kavili: Ben Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret Mahkemesinde değil, Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığımı bildiğim için delillerin tanıkların beyanlarına karşı her zaman itiraz edilebileceğini zannediyordum, Mahkemenizin tanık beyanlarını, ...

(NOT:
Burada konuşmamızın tutanağa aynen yazdırılması çabamız engellendi ve söylediğimiz sözlerimiz tutanağa yazdırılmadı; bu konuşmamız duruşma düzenini bozucu olarak nitelendirildi.)


Bu sırada sanık Ömer Kavili kendi ifadelerini zabıt katibine doğrudan yazdırmak istediği görüldü.
G.D. Talep Gibi
Sanığın sürekli olarak kendisine söz hakkı tanınmadığı halde başkana karşı müdahalelerde bulunduğu ve duruşmanın düzenli olarak yürütülmesinde zorluklar yaşandığı anlaşılmakla sanık Ömer Kavili'nin CMK 203/2 maddesi gereğince duruşma salonundan çıkartılmasına başkanlıkça karar verildi duruşmaya devam olundu.

Sanık vekillerinden Av. Salih Döğücü ile Av Nurdan Düvenci Tarkan:
Sağlıklı duruşma yapılamıyor biz de müvekkilimizle birlikte duruşma salonunu terk edeceğiz dediler
Her iki sanık vekilinin duruşma salonunu tek ettikleri görüldü


Dosya tetkik edildi. Başkaca araştırılacak bir husus kalmadığından duruşmaya son verildi.

HÜKÜM:
Gerekçeli kararda izah edileceği üzere;
Sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATÎNE
Yargılama giderlerinin kamu üzerine bırakılmasına,
Sanık kendisini vekille temsil ettirmiş olduğu anlaşılmakla 1.250,00 TL. ücreti vekaletin hazineden alınarak sanığa verilmesine, dair,
Talep gibi 7 gün içinde Yargıtay da temyizi kabil olmak üzere sanık ve vekillerinin yokluğunda C.Savcısı Abdurrahman Üşenmez huzurunda, Hakim İbrahim Halil Şua'nın karşı oyuyla ve çokluğuyla verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21.10.2009

Başkan 23137 Üye 38509 Üye 39842 Katip 110557

KARŞI OY: Sanık hakkında müdafii olarak girdiği duruşmada Mahkeme Hakiminin duruşmaya giren müdafilere yönelik ismini söyleyen ayağa kalksın şeklindeki uyarısı üzerine, ayağa kalkan avukat meslektaşına “Otur yerine” demek suretiyle uyarıyı hiçe saydırmaya çalıştığı, ardından da Hakime yönelik “siz hangi hakla meslektaşımızı ayağa kaldırıyorsunuz” şeklinde bağırarak konuştuğu, konuşurken kürsüye yöneldiği ve işaret parmağını da salladığı anlaşılmakla; süre gelen söz ve davranışlarının saygınlığı rencide edici ve aşağılayıcı mahiyette olup, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 125/1-3a maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun aksi yöndeki düşüncesine katılmıyorum. 21.10.2009

Katip 110557 Hakim 39842


(NOT:
İlk duruşmaya katılan herkes anımsayacaktır ki, ilk duruşmada bu mahkemenin yargıçları ve duruşma savcısı ile "el kol hareketleriyle konuşma" davranışı yapmıştım.

İkinci duruşmada ise "Bu dava geçen duruşma bitmiştir. Çünkü:
Ben bu kez sanık olarak, mahkemeniz başkan ve üye yargıçları ile, ayrıca duruşma savcısı ile el kol hareketleriyle konuşmuştum; sizler benim hakkımda suç duyurusunda bulunmadınız.

Eğer bana suç duyurusunda bulunsaydınız;
O zaman siz yargıçlar benim davama bakamayacaktınız, yargıçları ret edecektim çünkü vereceğiniz kararı ihsas etmekten öte, vereceğiniz kararı açıklamış olacaktınız.

Suç duyurusunda bulunmadığınızı ele alırsak;
Eğer beni ihbar edenlerin iddiası doğru olupta bu açılan davaya göre onlar kendi namus, şeref ve haysiyetlerine saldırdığımı yorumluyorlar ve böylece kendi namus, şeref ve haysiyetlerini koruyorlar ise, bu mahkeme yargıçlarının ve üyelerinin namus, şeref ve haysiyetlerinin olmadığını kim iddia edebilir ? Ben iddia etmem. İddia edene de o lafı yediririm.
Öyleyse ortada çözülmesi gereken hukuksal bir durum kalmadığından "derhal beraat" kararı verilerek mahkemenizin daha fazla işgal edilmemesini istiyorum demiştik.

Değerli meslektaş ve arkadaşlarım,

"Görülmekte olan davayı etkilememe" sınırı içerisinde USULE İLİŞKİN ÖNERİ VE ELEŞTİRİLERİ genel olarak buraya yazabilir;
veyahut ÖZEL OLANLARI avkavili@gmail e-posta adresime yollayabilirsiniz.


Ömer Kavili
Eski sanık

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 01-11-2009, 20:10   #174
sailor1981

 
Varsayılan

Syn KAVİLİ bu güzel mücadelenızın için de cok degerli ustam Av.Salih Döğücü'nün ismini görmem benı ayrıca mutlu etti...Haklı uğraşınızı ve zaferinizi kutluyorum..saygılar..
Old 26-11-2009, 22:43   #175
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan BERAAT KARARI Gerekçeli

Arkadaşlar ve meslektaşlarımın bilgisine saygıyla sunulmuştur.

Ömer Kavili
Eski sanık


T.C.
KADIKÖY
3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

DOSYA NO :2008/224
KARAR NO : 2009/250
C. SAVCILIĞI ESAS NO : 2008/10673

GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
BAŞKAN : MEHMET SELÇUK 23137
ÜYE : NUH HÜSEYİN KÖSE 38509
ÜYE : İBRAHİM HALİL ŞUA 39842
C. SAVCISI : ABDURRAHMAN ÜŞENMEZ 37681
KATİP : ABDULLAH KÖSE 110557

DAVACI : K.H.

SANIK : ÖMER KAVİLİ, İş adresi: Dr. Fahri Atabey Cad. (Yeni Toptaşı) No:80/24 (Ekşi Numune Han) Üsküdar/ İstanbul. Okur yazar, Avukat, TC

VEKİLLERİ : Av. Ömer YASA, Hattat Halim Sok 18/6 Gayrettepe Beşiktaş/ İstanbul

Av. MEHMET COŞKUN KARAKAŞ, Halitağa Cad. Yoğurtçu Şükrü Sok. Güven İş Merkezi No.43 K:1 D:2 Kadıköy/ İSTANBUL

Av. SUAT ERGİN, Kocamansur Sok. No: 153 K:1 D:9 Şişli/ İstanbul

Av. GÜNEŞ GÜRSELER, Adalet Han Kat:1 No.11 Tekirdağ


SUÇ : Kurul Halinde Çalışan Kamu Görevlilerine Görevlerinden Dolayı Hakaret

SUÇ TARİHİ : 24/10/2007
SUÇ YERİ :İSTANBUL/ KADIKÖY
KARAR TARİHİ :21/10/2009

Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda:



GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Sanık hakkında Kadıköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24.10.2007 tarihli ihbarı üzerine yapılan soruşturma sonunda; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 01.02.2008 tarihli kararıyla soruşturma izni verilmiş, Üsküdar C. Başsavcılığı’nın 25.06.2008 tarihli iddianamesiyle sanığın Kurul Halinde Çalışan Kamu Görevlilerine Görevlerinden Dolayı Hakaret suçunu işlediğinden bahisle hakkındaki Son Soruşturmanın 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 59/1-2 Maddesi uyarınca Kadıköy Ağır Ceza Mahkemesinde açılarak yapılmasına karar verilmesi talep edilmiş, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.9.2008 tarih 2008/300-277 E.K sayılı kararıyla sanık hakkında 1136 Sayılı yasanın 59/1-2 Maddesi gereğince eylemine uyan TCK’ nun 125/1-3-a,5,43 maddeleri uyarınca yargılanmasının Kadıköy Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığınca yapılmasına karar verilmiştir.
Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin iş bu kararında özetle; sanığın İstanbul Barosuna kayıtlı Avukat olduğu, Kadıköy 1 Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/817 Esasına kayıtlı davada sanık müdafii sıfatıyla katıldığı 24.10.2007 tarihli oturumda sanığın, diğer müdafilerden Yargıtay bozma ilamına karşı diyecekleri sorulurken bulunduğu yerden Mahkeme kürsüsüne doğru yürüyüp, Hakim ve C: savcısına el kol hareketleri yaparak, yüksek bir sesle “Siz duruşmaya 10.00 olmadan başladınız, ayrıca duruşmaya gelen avukatların ismini yazdırırken meslektaşıma ayağa kalkınız dediniz, hangi hakla meslektaşımı ayağa kaldırıyorsunuz? , O zaman Savcı beyde ayağa kalksın, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, Yargıç tarafından söylediklerimizin tutanağa geçirilmediğini gördüğümüz için sözlerimizi bizzat ve aynen yazdırıyoruz” şeklinde sözler söyleyip “duruşma usul ve yasalara aykırı olarak yapılıyor, hukukun ayaklar altına alındığı, yargılama kurallarının çiğnendiği, böyle bir faaliyeti adil yargılama hakkını ihlal niteliğinde gördüğümüzden, kişisel ahlak ve onurumuz, avukatlık meslek kuralları çerçevesinde duruşmayı terk ediyoruz” diyerek diğer avukatlarla birlikte duruşma salonundan ayrılmak suretiyle hakaret ettiği yazılıdır.
  • C.SAVCISI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA:
18.03.2009 tarihli duruşmada verdiği mütalaasını tekrar ederek sanığın beraatine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:
Sanık Ömer Kavılı, soruşturma sırasında C. Savcısı huzurunda yaptığı savunmasında özetle;
Olay günü Kadıköy 1.asliye Ceza Mahkemesinin 2007 / 817 Esas sayılı dava dosyasının duruşmasına sanık müdafi olarak girdiğini, duruşmanın başında Hakimden dosya içindeki bazı belgelerin fotokopisini istediğini, ancak buna rağmen hakimin “tamam o kolay, onu hallederiz, sen bozmaya ne diyorsun” dediğini, Hakimin kendiliğinden “biz Yargıtay ilamına karşı görüş bildirmiyoruz” şeklinde yazdırdığı cümleye itiraz ettiğini, bu konuda yargıçla aralarında problem çıktığını, Hakimin kendisine “nasıl avukatsınız” dediğini, bu konuyla ilgili tartıştıklarını, Hakimin daha sonra öyle söylemedim demesine rağmen “ama hakaret anlamında değil” dediğini, Duruşma Savcısının da kendisine “ ses tonunuzu değiştirin, kürsüye yürümeyin” dediğini, C. Savcısının kendisine “zat” diye hitap etmesi üzerine bu sözün yakışık almadığını, ancak bu makamda görev yapanın kendisine yakıştığını, “o sözü aynen iade ederim” dediğini, kürsüye yürümediğini, bu nedenle suçlamaları kabul etmediğini, bu soruşturmanın avukatlara baskı niteliğinde olduğunu beyan etmiş olup,
Gerek sanık gerekse müdafileri kovuşturma aşamasında ön meseleler halledilmediğinden savunma yapmayacaklarını öncelikle mağdurların duruşmada hazır edilmeleri gerektiğini beyan etmişlerdir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davaya dayanak teşkil eden Kadıköy 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarihli ihbar yazısı ekindeki aynı günlü ve 2007/817 Esas sayılı davasına ilişkin duruşma tutanağında;
Müdahil vekili Av Necdet Şakir Bora ile sanık müdafisi Av Ömer Kavılı, sanık müdafisi Av Eren Çaylı ayrıca sanık müdafileri Av. Öykü Ergenekon, Av. Yeşim Şamiloğlu da geldiler Yerlerini aldılar. Başkaca gelen olmadı Açık yargılamaya devam olundu.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin ilamı okundu.
Sanıklar müdafisinden soruldu
Biz Yargıtay ilamına karşı görümüzü bildirmiyoruz, bu sırada sanık müdafilerinden Av Ömer Kavılı mahkeme kürsüsüne yürüyerek Hakim ve Savcıya bağırarak, el kol hareketi yaparak siz duruşma 10:00 olmadan başladınız, ayrıca duruşmaya gelen avukatların isimlerini yazdırırken meslektaşıma ayağa kalkın dediniz, bunları zapta geçmenizi istiyoruz dediler.
Müdahil vekilinden Yargıtay ilamına karşı görüşü soruldu: Biz Yargıtay ilamına uyulsun dedi
Sanıklar müdafisinden tekrar Yargıtay ilamına karşı görüşleri soruldu Biz bazı beyanlarımızı tutanağa geçmesini beyan ediyoruz dediler.
5271 Sayılı yasanın 219 ve 221 maddeleri uyarınca duruşma tutanağına bizzat sözlerimizi yazdırmak istiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Kaynağını yasalardan almayan hiçbir yetki ve hiçbir kişi ve makam kullanamaz, tutanağın yargıç tarafından sözlerimizin değiştirilerek yazdırıldığını gördüğümüz için sözlerimizi bizzat ve aynen yazdırmak istiyoruz, en baştaki talebimiz şunlardır.
  1. Duruşmanın başlangıç saati 09:45 olup, Baro görevlileri ve diğer avukat meslektaşlarımızın duruşmaya gelmesinin sağlanması için beklenmesi talebinde bulunduğumuzda davaya katılan vekilinin zamanım yok, beklemeyelim şeklinde itiraz hususunun tutanağa geçmesini istedik,
  2. Av. Meslektaşımızın adının tutanağa yazılmasının isterken itiraz edilip adını söylediğinde yargıç tarafından ayağa kalk şeklinde avukat meslektaşımızın ayağa kaldırıldığını gördüğünüz hususunun tutanağa yazılmasını istediğimiz bu hususlar tutanağa yazdırılmasında duruşma yargıcının buraya kavgaya mı geldiniz, demesi üzerine biz buraya kavgaya gelmedik, tutanağa olan bitenin aynen yazılmasını istiyoruz dememiz üzerine nasıl avukatsınız, şeklinde cevap vermiş olup, bu cevap üzerine ayağa kalkarak o sözü bize söyleyemezsiniz dediğimde ben o sözü söylemedim diyerek huzurdaki avukatlar ve tanıklar huzurunda bu olayların olduğunu gördük dedi
  • Bu beyanlar ( Sanık müdafii Av. Ömer Kavılı tarafından zabıt katibine yazdırıldı )
İddia makamından Yargıtay ilamına karşı görüşü soruldu, Yargıtay İlamına diyeceğim yoktur, bozulmaya uyulmasını talep ederiz, ayrıca yetki belgesinde ibraz etmeyen avukat olduğunu ve cübbesinin olduğunu beyan eden bu satırlardan önce dikte eden zatın duruşma saati olarak 09:55 belirttiği ancak duruşmanın tam saat 10:01’de yapıldığı, hususunda müdahil avukata da sorulmasını talep ediyorum dedi
  • İddia makamının beyanı doğrultusunda müdahil vekilinden duruşmanın başlama saati soruldu. Duruşmanın normal saat 10:00’ da başladı dedi
  • Hatta saat 10:00’ a meslektaşımız geldi dedi.
  • Yapılan incelemede duruşmanın saat 10:00’ da başladığı anlaşıldı.
  • Biz İddia makamının zat kelimesini kabul etmiyoruz. dedi
  • Kendisine yakışanı söylemiştir dedi
Ben mahkemenize yetki belgesini bilahare ibraz edeceğim siz de kabul edeceğim dediniz, dedi.. yazılıdır.
Tutanak altında imzası bulunan soruşturma ve duruşmada tanık olarak dinlenen tutanak yazıcısı Fatma Çavdar, tutanak içeriğini tekrar ettiğini belirtmiş ayrıca özetle; Sanığın olay günü Hakime usule uymadığını bildirerek kürsüye doğru yöneldiğini, yazdıklarının tutanağa geçirilmediğini ve bu gibi sözler söylediğini, iki elini öne doğru kaldırarak “ burası hukuk devletidir usule uyulmasını istiyorum” dediğini, iki eli önde kürsüye doğru bir kaç adım ilerlediğini, el kol hareketlerinde bir hakaret içeren durum olmadığını, kürsüyü basmak gibi bir davranışı olmadığını, sanık ile Hakim arasındaki sorunun sanık vekilinin ayağa kalkıp kalkmadığı nedenine bağlı olduğu, C. Savcısının sanığa “Zat” şeklinde ifadede bulunup bulunmadığını bilmediğini, Hakimin sözleri tutanağa geçtiğini, duruşmada paniklediği için fotokopi tartışmasını ve konunun diğer ayrıntılarının hatırlamadığını belirtmiştir.
Olay günü duruşma salonunda mübaşir olarak bulunan y z soruşturma aşamasında alınan beyanında özetle; Olay günü salonda mübaşir olarak bulunduğunu, salonda katılan vekil olarak bulunan sanık Ömer Kavılı ve Mahkeme Hakimim arasında sanığın duruşmanın ileri saate alınması konusunda talebi nedeniyle bir diyalog yaşandığını, Hakimin duruşmaya katılanları yazdırdığı esnada adını yazdırdığı Avukata “ kimin konuştuğu belli değil, kalkın da göreyim” demesi üzerine, sanığın sinirli ve yüksek sesle bağırarak ayaktaki bayan avukata “otur yerine” dediğini ve yine oturduğu yerden hakime hitaben “siz hangi hakla meslektaşımı ayağa kaldırıyorsunuz, bunun yasalarda yeri yok, Savcının da kalkması gerekir, onu da kaldırın” dediğini ve sürekli olarak dosyanın saatinde alınmadığıyla ilgili sözler sarf ettiğini, Hakimin sürekli kendisini ikna ettiğini, Hakimin “bir saat oldu daha Yargıtay ilamına karşı diyeceklerinizi beyan etmediniz” dediğinde sanığın sinirli bir şekilde yerinden kalkarak el kol hareketleri de yapıp kürsünün önüne giderek “benim söylediklerimi yazdırmıyorsunuz” deyip yüksek sesle bağırıp el kol hareketleri yaparak, sağ işaret parmağını indirip kaldırdığını, sözlerinin zapta geçmediğini iddia ettiğini, sonuç olarak kendisine yapılanların avukatlık onuruyla bağdaşmadığını söyleyip diğerleriyle birlikte salonu terk ettiğini beyan etmiş,
Talimatla Mahkeme huzurunda alınan ifadelerinde ise ; Benzer beyanları tekrar edip olayın üzerinden zaman geçtiğinden ayrıntıları hatırlamadığını söylemiş ayrıca; soruşturma aşamasındaki beyanlarına ek olarak sanık Ömer’in kürsüye doğru gelerek işaret parmağıyla “siz bana ne biçim avukatsınız diyemezsiniz” dediğini ve sanığın Mahkeme heyetine karşı el kol hareketi yaptığına ilişkin beyanını “…Yüksek sesle ve elinin işaret parmadığını hareket ettirmek suretiyle konuşuyor” şeklinde düzeltmek istediğini belirtmiştir.

Tanıklardan Av. Betül Gürsoy ; Olay günü davaya konu olan duruşmaya 5-10 dakika geç girdiğini, sanık Ömer Kavılı’nın Mahkemeyle bir usul tartışması yaşadıklarını gördüğünü, sanığın, sözlerinin tutanağa beyan ettiği şekilde geçirilmediğini iddia ettiğini,
Tanık Evren Çaylı; Olay günü duruşmada avukat olarak hazır bulunduğunu, sanığın dosyadan fotokopi alma taleplerine doğrudan bozma ilamına uyulup uyulmaması konusunda beyan tespitine geçildiğini, sanığın zapta yazılan “ bozma ilamına karşı bir diyeceğimiz yoktur” geçen beyana itiraz ettiğini ve bu nedenle Hakim ile aralarında diyalog oluştuğunu, sanığın hakaret oluşturacak bir söz sarf etmediğini, ayrıca duruşma yargıcının avukat Öykü Ergenekon’dan ayağa kalkarak konuşmasını istediğinde sanık Ömer Kavılı’nın buna itiraz ettiğini, sanığın konuşmalar sırasında bulunduğu yerden kürsüye doğru bir adım atmış olabileceğini, iki elinin havada göğüs hizasında olduğunu, savunmanın gerektirdiği hareketleri yaptığını, hakaret niteliğinde olmadığını, Hakimin, sanığa “nasıl avukatsınız” dediğini duymadığını ancak sanığın itirazı üzerine duruşma yargıcının ortamı yatıştırıp hakaret anlamında söylemediğini, duruşma savcısının sanığa “zat” dediğini de sanığın buna itiraz edip “biz avukat zat değiliz, aynen iade ediyoruz” diyerek cevap verdiğini,
Tanık Öykü Ergenekon beyanlarında özetle ; Davaya konu duruşmada sanık vekili olarak hazır bulunduğunu, Hakimin yoklama sırasında kendisinden ayağa kalkarak konuşmasını istediğini, zira; arkada olduğu için tam görünmediğini, bunun üzerine sanık Ömer’in Hakime itiraz ettiğini, bu olaydan önce sanığın usule ilişkin fotokopi talep etme şeklinde itirazları olduğunu, ayrıca bozma ilamına karşı diyeceğimiz yoktur şeklinde zapta geçen sözlere itiraz ettiğini, duruşma saati konusunda tartışma yaşandığını, Hakimin sanığa “nasıl avukatsınız dediğini duymadığını, C. Savcısının sanığa “zat” dediğini ve sanığın Savcıya “kötü söz sahibine aittir” anlamlı sözler sarf ettiğini, sanığın hakaret içerir bir söz veya beden hareketini görmediğini;
Tanık Yeşim Şamiloğlu; Olaya konu olan duruşmada avukat olarak bulunduğunu, başlangıçta duruşma saatiyle ilgili bir tartışma yaşandığını, akabinde sanık Ömer’in, Hakime ayakta yoklama yaptırma kararına itiraz ettiğini, daha sonra beyanların zapta geçmesiyle ilgili olarak itirazlarını bildirdiği, sözlerinin zapta doğru geçmediğini iddia ettiğini, zat tartışmasını hatırlamadığını, ancak sanığın C. Savcısına hitaben “avukat olarak bana bu şekilde hitap edemezsiniz” dediğini duyduğunu herhangi bir hakaret sözü işitmediğini beyan etmiştir.
Sanık ve Müdafileri müştekilerin dinlenmesini talep etmişleri ise de; kendilerine usulüne uygun davetiye çıkartılan müştekilerin CMK 235. maddesindeki yasal haklarını kullanarak duruşmaya katılmamaları, olayın birden fazla görgü tanığının bulunup mağdurların tek tanık olmamaları, kaldı ki; sahteliği ispatlanana kadar geçerli olan duruşma tutanağının onaylı suretinin varlığı karşısında mağdurların CMK 236. Maddesi uyarınca tanık sıfatıyla dinlenmek üzere zorla getirilmelerine gerek görülmediğinden, bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmiştir.



Mahkememizce yapılan yargılamanın sonunda, her ne kadar; sanık Ömer Kavılı’nın, Kadıköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/817 Esasına kayıtlı davasının 24.10.2007 tarihli oturumunda sanık müdafii olarak hazır bulunduğu sırada Yargıtay bozma ilamına karşı diyecekleri sorulurken bulunduğu yerden kürsüye doğru yürüyüp Hakim ve C. Savcısına el kol hareketleri yaparak, yüksek bir sesle “siz duruşmaya saat 10:00 olmadan başladınız, ayrıca duruşmaya gelen avukatların isimlerini yazdırırken meslektaşıma ayağa kalkın dediniz. Hangi hakla meslektaşımım ayağa kaldırıyorsunuz. o zaman Savcı beyde kaksın, T.C. bir hukuk devletidir, yargıç tarafından sözlerimizin tutanağa değiştirilerek yazıldığını da gördüğümüz için sözlerimizi bizzat ve aynen yazdırmak istiyoruz” şeklinde sözler söyleyip tekrar söz alarak “duruşma usul ve yasalara aykırı olarak yapılıyor, hukukun ayaklar altına alındığı, yargılama kurallarının çiğnendiği, böyle bir faaliyeti adil yargılama hakkının ihlali niteliğinde gördüğümüzden kişisel ahlak ve onurumuz ve avukatlık meslek kuralları çerçevesinde duruşmayı terk ediyoruz” diyerek duruşmaya terk ettiği, bu suretle Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret ettiği iddiasıyla kamu davası açılmış ise de;
Sanığın sarf ettiği sözlerin bir arada değil duruşma içinde farklı aşamalarda söylediği, eylemlerinin usule ilişkin hukuki tartışma ve eleştiri niteliğinde olduğu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesine göre herkesin görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olup, bu hakkın kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü da içerdiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtahatlarında da değinildiği gibi düşünce açıklamasının şok edici, sarsıcı olmasının ifade özgürlüğünün engellenmesine sebep olamayacağı, somut olayda sanığın sözlerinin ifade ediliş biçimi itibarıyla ağır eleştiri niteliğinde olduğu, el kol hareketleri yapıp sinirli bir biçimde kürsüye doğru yürümesinin ise duruşma disiplinin bozucu nitelikte resmi nezaket kurallarına uygun düşmeyen davranış biçimleri olup, CMK’ nun 203/2 maddesi uyarınca şahsın salondan Başkan emriyle çıkartılmasını gerektiren hareketler olduğu, bu hareketlerin arka arkaya ve yoğun olarak yapılmasının eylemin disiplin dışı hareket olma özelliğinden çıkıp, Ceza Hukuku anlamında hakaret sayılmasını gerektirmeyeceği hukuksal kanaatine varılarak müsnet suçtan sanığın beraatine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen nedenlerle;
Sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE
    • Yargılama giderlerinin kamu üzerine bırakılmasına,
Sanık kendisini vekille temsil ettirmiş olduğu anlaşılmakla 1.250,00 TL. Ücreti vekaletin hazineden alınarak sanığa verilmesine, dair,
Talep gibi 7 gün içinde Yargıtay da temyizi kabil olmak üzere sanık ve vekillerinin yokluğunda C. Savcısı Abdurrahman Üşenmez huzurunda, Hakim İbrahim Halil Şua’nın karşı oyuyla ve çokluğuyla verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21.10.2009


Başkan 23137 Üye 38509 Üye 39842 Katip 110557




KARŞI OY: Sanık hakkında müdafii olarak girdiği duruşmada Mahkeme Hakiminin duruşmaya giren müdafilere yönelik ismini söyleyen ayağa kalksın şeklindeki uyarısı üzerine, ayağa kalkan avukat meslektaşına “Otur yerine” demek suretiyle uyarıyı hiçe saydırmaya çalıştığı, ardından da Hakime yönelik “siz hangi hakla meslektaşımı ayağa kaldırıyorsunuz” şeklinde bağırarak konuştuğu konuşurken kürsüye yöneldiği ve işaret parmağını da salladığı anlaşılmakla; süre gelen söz ve davranışlarının saygınlığı rencide edici ve aşağılayıcı mahiyette olup, eylemine uyan 5237 sayılı TCK!’nun 125/1-3a maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun aksi yöndeki düşüncesine katılmıyorum. 21.10.2009


Katip 110557 Hakim 39842
Old 01-12-2009, 00:44   #176
Tractatus

 
Varsayılan

Ömer Bey, beraat kararı almanız genel olarak güzel bir gelişme ama normal şartlarda savcının bu konuyla ilgili iddianame dahi hazırlamaması gerekirdi. Size atfedilen sözlerin suç unsuru taşımadığını hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisi bile kolayca anlayabilir.
Old 04-12-2009, 14:46   #177
handekumas

 
Varsayılan

Sanırım CUMK 141-144. madde hükümleri gereğince beraat nedeniyle bir tazminat davası da açarsınız.
Old 08-12-2009, 20:23   #178
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sailor1981
Syn KAVİLİ bu güzel mücadelenızın için de cok degerli ustam Av.Salih Döğücü'nün ismini görmem benı ayrıca mutlu etti...Haklı uğraşınızı ve zaferinizi kutluyorum..saygılar..

Teşekkürler.
Old 08-12-2009, 20:25   #179
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan handekumas
Sanırım CUMK 141-144. madde hükümleri gereğince beraat nedeniyle bir tazminat davası da açarsınız.

Sizce açılmalı mı; gerekçeleriniz ?
Old 08-12-2009, 20:26   #180
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Tractatus
Ömer Bey, beraat kararı almanız genel olarak güzel bir gelişme ama normal şartlarda savcının bu konuyla ilgili iddianame dahi hazırlamaması gerekirdi. Size atfedilen sözlerin suç unsuru taşımadığını hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisi bile kolayca anlayabilir.

Yaşanan süreçte kolay ZOR anlaşılır duruma getiriliyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Savunmayı savunmak Av.Ömer KAVİLİ Meslektaşların Soruları 32 22-12-2008 00:54
sanık avukat hakkında yakalama emri Av. Mücevher Şükran Gökçe Meslektaşların Soruları 2 24-10-2007 13:23
Yeni Avukat için vergi dairesine yazıhane adresi bildirme hakkında. turbo Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 1 09-04-2007 11:43
Ömer adaletinin acısını paylaşıyoruz.. yağmurdamlası Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 25 06-12-2006 17:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,17091799 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.