Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ltd. şirket hisselerinin muris tarafından muvazaalı devri

Yanıt
Old 02-11-2011, 17:54   #1
avrecepefe

 
Varsayılan ltd. şirket hisselerinin muris tarafından muvazaalı devri

LTD. ŞTİ. pay devrinin TTK Madde 520 ye göre şekle tabi olduğu, ortaklık paylarının aslında bağışlandığı halde satış gibi gösterilmesi durumlarında muvazaa sebebiyle iptal edilebilirliğine dair Yargıtay Kararı bulamadım. Bu konuda varsa elinizdeki kararları paylaşırsanız minnettar olacağım. Saygılarımla.
Old 03-11-2011, 00:34   #2
Av.Hülya Büyükoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Corpus'ta aradım ama uygun bir karar bulamadım. Kolay gelsin.
Old 03-11-2011, 07:47   #3
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

1999/4123 - Diaport Mevzuat ve İçtihat Arama Motoru | Detay Sayfası
http://www.diaport.com.tr/PublicPage...x?diaf=0090211... - Tüm www.diaport.com.tr sonuçlarını engelle
MURİSİN KÜÇÜK ÇOCUĞUNU ŞİRKETE KURUCU ORTAK YAPMASI ( Muris Muvazaası ); MURİS MUVAZAASI ( Murisin Küçük Çocuğunu Şirkete Kurucu ...
----------------------------------
İnternette böyle bir sayfa buldum ama açılmıyor. Diaport içtihat programı kullanan varsa bulabilirsiniz..
Old 03-11-2011, 09:38   #4
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

III - İntikal:
1. Devir:
Madde 520 - Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartiyle hüküm ifade eder.
Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması şarttır.
Ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye ayın ise, payını şirketin kuruluşunu takip eden üç yıl içinde başkasına devredemez.
Şirket mukavelesi payların devrini yasak edebileceği gibi yukarıdaki fıkralarda derpiş edilenlerden daha ağır şartlara da bağlı tutabilir.
Payın devri veya devir vadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi, hüküm ifade etmez.

Limited şirket payının devri bu denli ağır şartlara tabi olduğuna göre, devreden pay sahibi ile alıcı anlaşmış ve tüm formaliteleri tamamlamış olsa da 3/4 pay ve paydaş çoğunluğu bu devri uygun görmemişse, şirkete karşı devir geçerli sayılamaz.

Böyle bir gerçeklik nedeniyle muvazaaya dayalı iptal ihtimali oldukça zayıftır.
Old 03-11-2011, 11:46   #5
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

HUKUKDOKTORU'na katılmıyorum. Devrin şekil şartları ne kadar ağırlaştırılırsa muvazaa iddiasının ispatı ve kazanılması o kadar kolaylaşır. Çünkü biliyorsunuz hukukumuzda "muris muvazaası" diye bir yasal düzenleme yoktur. Bu kavram BK.18. maddenin Yargıtay İçtihatları ile geliştirilmesi sonucu oluşmuştur. Başlangıcı taşınmazlar ilgili içtihadı birleştirme kararıdır. Esası ise "Yapılan satış satış iradesine uygun olmayıp bağış amacı taşımaktadır. Bağış ise bağışın şartlarına uygun yapılmadığı için geçersizdir." Bu konu Temmuz ayında yine avrecepefe tarafından açıldığında aynı şeyi söylemiştim. Yargıtay artık devrin şekle tabi olduğu menkuller için muris muvazaasını kabul ediyor.
Old 03-11-2011, 12:31   #6
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Soru sahibinden şunu öğrenmek isterim. Limited şirket pay devri gerçekleşmiş mi?
Yani 3/4 pay ve paydaş çoğunluğu bu devir işlemine onay vermiş mi?
Devir işlemi pay defterine kaydedilmiş mi?
Old 03-11-2011, 12:43   #7
avrecepefe

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Konuyla ilgilendiğiniz için teşekkür ederim. Pay devri yaklaşık 25 yıl önce yapılmış ve diğer ortaklar da muvafakat etmiş. Bu konuda bir problem yok. O gün bu gün şirket karından da ortak sıfatıyla kendisine ödeme yapılıyor. Konunun özü şu ki; bir baba kızlarından mal kaçırmak için 25 yıl önce ortağı olduğu LTD. ŞTİ. hissesini oğluna satış gibi gösterip aslında bize göre bağışlıyor.
TTK madde 520 de LTD. ŞTİ hisselerinin devri şekil şartına bağlı olduğ için biz görünüşteki satış işleminin gerçek iradeleri yansıtmadığı, gizli işlem olan bağış işleminin ise TTK 520 deki şartlara uymadığı ve mirasçılardan mal kaçırmak amacı güdüldüğü için muris muvazaası sebepli iptal davası açılıp netice alınabileceğini düşünüyoruz. Bu açıklamalardan sonra ise konuya benzer bir Yargıtay Kararı bulamadığımı ve acil ihtiyaç duyduğumu belirtmek isterim. Saygılarımla.
Old 03-11-2011, 12:52   #8
avrecepefe

 
Varsayılan

Sayın Kırmızı,
Sanıyorum bahsettiğiniz karar murisin oğlunu bir a.ş ne ortak yapması biçiminde. Yani A.Ş kurulurken baba oğluna bir miktar para vermek suretiyle ortak olmasını sağlıyor, yani burada aslında para bağışı söz konusu. Paraların bağışlanması elden teslim yoluyla geçtiğinden, özetle para bağışı için özel şekil aranmadığından muvazaa sebebine dayanılamıyor. Burada A.Ş sözkonusu olduğu için ve bu tür şirketlerde ekseriyetle pay senetlerinin elden teslimi ile mülkiyet intikal ettirildiğinden yani, LTD. ŞTİ hisselerinin devri için TTK 520 de aranılan şart gibi bir şart aranmadığından, dolayısıyla gizli sözleşme olan bağış şekil şartına tabi olmadığından muvazaa sebepli iptal davası açılamıyor.
Son olarak şunu söylemek mümkün ki; şayet baba/ana diğer mirasçılardan mal kaçırmak için değil A.Ş, bir LTD. ŞTİ ne bile oğlunu/kızını ortak yapsa (ortak olması için para verse) yukarıda anlatılan sebeplerle iptal edilememektedir.
Yeniden ayrıntılı ve içtihatlarla destekli cevaplarınızı bekliyorum. Saygıyla.
Old 21-11-2013, 18:40   #9
Av. Hacer Güvençel

 
Varsayılan

Sayın Efe, bahsi geçen davayı acaba açtınız mı? Zira aynı şekilde yapılmış bir devre ilişkin "Satışın tarafların gerçek iradesini yansıtmayıp muvazaalı olması, bağışın ise resmi şekle uygun olmaması sebebiyle" iptali talepli olarak dilekçemi hazırladım. Şimdi sizin sorunuzu görünce davayı açıp açmadığınızı ve ne durumda olduğunu merak ettim. Bir de ek bir sorum olacak. Elimdeki olayda muris %99 hissesine sahip olduğu Ltd. şirketin hisselerini mirasçılarından ikisine devrediyor. Bu esnada hisselerin %99'u örneğin 6000 paya tekabül ediyor. Daha sonra sermaye artırımına gidiliyor ve şirketin sermayesi on kat artırılıyor. Doğal olarak hisse sayısı artıyor. Sonuç itibariyle şirketin %99 hissesi sermaye artırımından sonra örn 60.000 paya karşılık gelirken bizim iptalini istediğimiz devir sözleşmeleri 6.000 payın devrine ilişkin. Bu durumda sadece 6.000 paya ilişkin mi talepte bulunabiliriz?
Old 25-11-2013, 15:16   #10
avrecepefe

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Açtığımız dava müvekkilimizin bu devri biliyor sayılması sebebiyle reddedildi. Temyiz aşamasındayız. Siz şirket hissesinin devrinin iptalini talep etmekle yetinebilirsiniz. Saygılarımla...
Old 07-04-2015, 11:24   #12
avrecepefe

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.halilari
Üstad temyiz sonucu ne oldu acaba?

Yargıtay, temyiz incelemesinde Yerel Mahkeme kararını bozdu. Karar düzeltme aşamasında Yerel Mahkeme kararı onandı.
Old 24-11-2015, 16:51   #13
Av. Hacer Güvençel

 
Varsayılan

Üstadlar, bahsettiğim davayı açtım. İlk bilirkişi raporu kısaca, hisselerin satış yoluyla devredildiği ancak gerçekte bağışlama iradesi olduğunun anlaşıldığı ve bunun da muvazaanın varlığını gösterdiği bu sebeple dava konusu hisselere dava sonuna kadar tedbir konulmasının uygun olduğu yönünde geldi ve hisselere tedbir konuldu.
Old 13-02-2018, 16:47   #14
ZAFER KİLİS

 
Varsayılan ????

Sayın Meslektaşlarım merhaba, Yeniden başlık açma gereği duymadım. Av. Hacer Güvençel hanım sizin davanızın sonucu belli oldu mu? Cevap verirseniz çok sevinirim.
Old 19-02-2018, 15:42   #15
Av. Hacer Güvençel

 
Varsayılan

Zafer Kilis Bey, dosya sonuçlanmadı maalesef. Dosyada ikinci bilirkişi raporu da ilkiyle uyumlu olarak, hisselerin görnüşte satış yoluyla devredildiği ancak gerçekte bağışlama iradesi olduğunun tanık beyanları, bedeldeki oransızlık vs. ile anlaşıldığı ve bunun da muvazaanın varlığını gösterdiği, bağışlamamnın ise resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu yönünde geldi. Fakat bu esnada malum sebeplerden mahkeme hakimleri görevden alındı. Yeni gelen hakim dosyaya vakıf olmadığından "Ben bu bilirkişi raporlarından hiçbir şey anlamadım zaten taraflar da itiraz etmiş yeniden rapor aldıralım." diyerek tekrar bilirkişiye gönderdi, üç
celsedir bilirkişide. Fakat bu arada hukukçu bilirkişilerin durumunu biliyorsunuz. Heyette de iki bilirkişi mecburen hukukçu... Yani sağolsun hukuk sistemimiz bir yerine oturursa lehimize sonuçlanacak gibi. Şunu belirtmek isterim hakimin anlayamadığım dediği mevzular tamamen ispatla ilgili, örneğin "Hisselerin gerçek değerinin satış işleminde gösterilen değerden çok daha yüksek olduğunu defter incelemesi vs yapmdan nasıl anladılar?" vs. diyor hakim. Ancak konunun esasıyla ilgili tartışma kalmadı, limited şirket hisse devirlerinin de muvazaa yönünden aynen gayrimenkuller gibi değerlendirileceği tüm raporlarda ifade edildi.
Old 19-02-2018, 15:43   #16
Av. Hacer Güvençel

 
Varsayılan

Zafer Kilis Bey, dosya sonuçlanmadı maalesef. Dosyada ikinci bilirkişi raporu da ilkiyle uyumlu olarak, hisselerin görnüşte satış yoluyla devredildiği ancak gerçekte bağışlama iradesi olduğunun tanık beyanları, bedeldeki oransızlık vs. ile anlaşıldığı ve bunun da muvazaanın varlığını gösterdiği, bağışlamamnın ise resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu yönünde geldi. Fakat bu esnada malum sebeplerden mahkeme hakimleri görevden alındı. Yeni gelen hakim dosyaya vakıf olmadığından "Ben bu bilirkişi raporlarından hiçbir şey anlamadım zaten taraflar da itiraz etmiş yeniden rapor aldıralım." diyerek tekrar bilirkişiye gönderdi, üç
celsedir bilirkişide. Fakat bu arada hukukçu bilirkişilerin durumunu biliyorsunuz. Heyette de iki bilirkişi mecburen hukukçu... Yani sağolsun hukuk sistemimiz bir yerine oturursa lehimize sonuçlanacak gibi. Şunu belirtmek isterim hakimin anlayamadığım dediği mevzular tamamen ispatla ilgili, örneğin "Hisselerin gerçek değerinin satış işleminde gösterilen değerden çok daha yüksek olduğunu defter incelemesi vs yapmdan nasıl anladılar?" vs. diyor hakim. Ancak konunun esasıyla ilgili tartışma kalmadı, limited şirket hisse devirlerinin de muvazaa yönünden aynen gayrimenkuller gibi değerlendirileceği tüm raporlarda ifade edildi.
Old 19-02-2018, 21:21   #17
ZAFER KİLİS

 
Varsayılan

Verdiğiniz cevap için çok teşekkür ederim.Bir gün olur da karar verilirse paylaşırsanız çok memnun olurum.

H.C isimli miras bırakan, vefat etmeden önce 16 yaşındaki kızının oğluna (S)(toronuna)kızının eşi olan damadı ile ortak olduğu şirket hisselerini devrediyor. Vefat edenin bir de oğlu vardır. şu an yapılan devrin muvazaalı olduğu iddiası ile dava açmaktadır. Fakat aradan geçen 15 yıl sonra miras bırakanın vefat etmesinden sonra Torun, davacı dayısına ev almış. Paralarını bankadan kendi hesabından göndermiştir. Dayısı olması hasebiyle aralarında sözleşme yapmamışlardır. Yine aradan 7-8 yıl geçtikten sonra muvazaa nedeniyle dava açılmıştır.

SİZCE, YAPILAN ÖDEMELERİN MAHKEME ÖNÜNDE GEÇERLİLİĞİ OLUR MU? TÜM MESLEKTAŞLARIMIN GÖRÜŞÜNÜ MERAK EDİYORUM. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM.
Old 20-02-2018, 08:43   #18
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Para evin satıcısına gönderildi ise olabilir. Dayıya havale açıklaması yapılarak (miras payına mahsuben, konut bedeli vs.) gönderildi ise yine mümkün. Ancak açıklamasız olarak gönderilen havale borç ödeme olarak kabul edilir. Üçüncü dereceye kadar hısımlar arasında tanıkla ispat mümkündür.
Old 23-09-2018, 10:47   #19
İzzet Hamle

 
Varsayılan Muris Muvazaası - Şirket hissesi - Görev - Ticari Dava

Sayın Meslektaşlarım, Sayın Üyeler, yeni bir başlık açma gereğini duymadım. Konuyla ilgilenmeye başladıktan sonra araştırmalarım neticesinde elde ettiğim ve önemli gördüğüm değişik kararları sizlerle paylaşmak istedim. Umarım faydalı olur. İyi çalışmalar.

-----------------------------
Yargıtay 11 HD. 2015/11369 E. 2015/10642 K. 19.10.2015

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12/05/2015 tarih ve 2015/383-2015/321 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkil murisinin sağlığında muvazaalı olarak davacıdan mal kaçırmak amacıyla sahibi olduğu şirketteki hisselerin müvekkili ve diğer kardeşine satış gibi göstererek bağışlama yapıldığını, davacının miras hisseleri oranında iptali ile adlarına tescilini, mümkün olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirerek; dava konusu hususun miras hukukundan kaynaklandığını, TTK'da düzenlenen dava ve işlerden olmadığını, davanın ticari bir yönü bulunmadığını veya ticari işletme ile ilgili olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.

Dava, davalı şirkete ait hisselerin muris tarafından diğer davalıya muvazaalı olarak devredildiği iddiasına dayalı kaydın iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise ilişkin olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak, dava konusu; anonim şirket hisse devri olup, bu hisselerin devrinin ne şekilde yapıldığı ve yapılması gerektiği, muris ile diğer davalı arasında yapılan hisse devrinin geçerli olup olmadığı, muvazaa nedeniyle iptali gerekip gerekmediği hususlarında 6102 sayılı TTK'daki ilgili hükümler de gözetilmek suretiyle karar verilecektir. Bu nedenlerle davanın Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı vermesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”


-----------------------------
Not:

“Hangi davaların ticari dava olduğu TK m. 4’te sayılmıştır. Ticaret Kanununda öngörülen (düzenlenmiş olan) hususlardan doğan hukuk davaları mutlak ticari dava sayılır (TK m. 4/1-a). Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları 2017, s. 54

“Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 Sayılı H.M.K.nın 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve dair kurallar, kamu düzenine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 Sayılı T.T.K.nın 4. maddesi uyarınca “Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” T.T.K.nın 5/1 maddesi uyarınca, ticari davalarla ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülür. T.T.K.nın 5/3. maddesi "Asliye ticaret mahkemesiyle asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanır." hükmünü haizdir. Yargıtay 11 HD. E. 2014/14142 K. 2015/51 T. 12.1.2015
Old 23-09-2018, 11:03   #20
İzzet Hamle

 
Varsayılan Muris Muvazaası - Murisin Gayrimenkulünü Ayni Sermaye Olarak A.Ş'ye devretmesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

2011/13461 E. 2012/3106 K. T. 0.03.2012


“Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; davacılar mirasbırakan O. A.'ın gayriresmi olarak yaşadığı H..'den olma çocukları olup mirasbırakan O.' ın maliki olduğu 355 ada 54 parsel sayılı taşınmazı aile şirketi niteliğini taşıyan A... T... İnş. Malz. San. Nak. ve Tic. A.Ş.'ne 16.03.1998 tarihinde 7.500 000 000.- ( Eski ) TL bedelle ayni sermaye olarak devrettiği, tevhit ve ifrazlarla dava konusu 355 ada 74 ve 75 sayılı parsellerin oluştuğu kayden sabittir. Davacılar, murisin yapmış olduğu bu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.

Bilindiği üzere; 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde aynen, "bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği, tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanununun 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek, dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan Medeni Kanunun 507. ve 603.maddelerinin sağladığı haklara etkili olmayacağına, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 günlü ikinci toplantısında oyçokluğuyla karar verildi." denilmektedir.


Hemen belirtilmelidir ki, yukarıda değinilen şekilde gerçekleştirilen temlikte tenkis hükümlerinin uygulama yeri bulunmadığı gibi muris muvazaasının dayanağını teşkil eden 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının da uygulama yeri bulunmadığı tartışmasızdır. Ayrıca şu da ifade edilmelidir ki, İçtihadı Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile açıklayıcı ve sonuç bölümleriyle bağlayıcıdır. İçtihadı Birleştirme Kararının sınırlı olan konusuna kapsam dışında kalan bir hususu dahil etmenin doğru olduğu söylenemez[.

Öte yandan, murisin ölüme bağlı tasarrufları ile ( vasiyetname veya miras mukavelesi şeklindeki ) sağlar arası ( hibe gibi ) tasarruflarının koşullarının varlığı halinde Türk Medeni Kanununun 560 ilâ 571.maddelerinde düzenlemesi yapılan tenkis davasına konu olabileceği, oysa somut olayın gerçekleşme tarzı gözetildiğinde tenkis davasının unsurlarının bulunmadığı açıktır. Hal böyle olunca, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali - tescil ve tenkis davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.”
---------------------------------

Not:

“Taşınmaz şirkete bağışlandığı halde satış gibi gösterilmiş ise, muris muvazaası nedeniyle tapu iptal edilebilir. Ne var ki, şirkete Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre temlik yapılmış, ayni sermaye olarak verilmiş ise, muris muvazaasının koşullarının oluştuğu söylenemez.” (Erarslan ÖZKAYA, Yargıtay Onursal Başkanı, Açıklamalı – İçtihatlı İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 5. Baskı, S. 404)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Muris muvaazası sonucu mirasçılardan birine devredilen taşınmazın, mirasçı tarafından sonradan diğer mirasçıya devri av.damla Meslektaşların Soruları 5 22-05-2011 08:00
Tapusuz g.mekulün muris tarafından muvazalı olarak devri avukat44 Meslektaşların Soruları 2 17-05-2010 13:28
şirket hisselerinin devri ve mal paylaşımı Av.Kayhan Meslektaşların Soruları 0 18-04-2010 13:22
Şirket Hisselerinin Devri İle Devreden Ortağin Ayni Yerde İşyerİ Açması avmo20 Meslektaşların Soruları 1 11-07-2009 15:43
muvazaalı taşınmaz devri- muvazaalı boşanma - kandırılan eş Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 6 05-03-2009 23:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07278705 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.